HZ.PEYGAMBER (S.A.V.)’İN ÜMMETİNE MİRASI;GÜVENİLİR VE DOĞRU OLMAK Fertler arasında karşılıklı güveni sağlayan, toplumun huzur içinde devamını temin eden en önemli manevî değerlerden birisi doğruluktur. Doğruluk, geçmiş ve geleceği içine almak üzere; konuşmada, bir olayı ya da bir haberi başkalarına aktarmada, verdiği sözü yerine getirmede doğru olmayı ifade eden önemli bir kavramdır. (el-İsfehani, el- Müfredat, Kahire, 1961, s.277)
“Bizi dosdoğru yola ilet!” (Fatiha, 6)
Evrensel ahlâk anlayışında olduğu gibi, İslâm ahlâkında da doğruluk ve dürüstlük, insan onurunun ve sağlıklı bir toplum yapısının vazgeçilmez şartlarından biri olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla doğruluk, gerek fert, gerekse toplum için zorunlu olan ahlâkî niteliklerin tamamını kendinde toplar.
İslâm inancının ve dünya görüşünün genel adı tevhittir İslâm inancının ve dünya görüşünün genel adı tevhittir. Bu yüzden İslâm, gücünü imandan alan, bütün hayatı ve insanları kuşatan mükemmel bir ahlâk sistemi getirmiştir. Ana çizgileri Kuran ve sünnet tarafından belirlenen bu sistemin iki temel şartı vardır. Bunlardan ilki, yüksek değerlere tam olarak inanmak, ikincisi de, inanılan değerleri doğru biçimde uygulamaktır.
رَّبِّ أَدْخِلْنِي مُدْخَلَ صِدْقٍ وَأَخْرِجْنِي مُخْرَجَ صِدْقٍ وَاجْعَل لِّي مِن لَّدُنكَ سُلْطَانًا نَّصِيرًا Ve şöyle niyaz et: Rabbim! Gireceğim yere dürüstlükle girmemi sağla; çıkacağım yerden de dürüstlükle çıkmamı sağla. Bana tarafından, hakkıyla yardım edici bir kuvvet ver.(İsra:80)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla/sadıklarla beraber olun.” (Tevbe, 9/119)
Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti. Patronuna işten ayrılmak istediğini ve artık ailesi ve torunlarıyla zaman geçireceğini söyler. Patron marangozdan son bir isteği olduğunu söyleyerek ondan son kez bir ev yapmasını ister. Marangoz kabul eder ve işe girişir fakat gönlü artık işte olmadığı için baştan savma işçilik ve kalitesiz malzeme kullanarak evi bitirir. İşini bitirdiğinde iş veren evi gözden geçirmek için gelir. Dış kapının anahtarını marangoza uzatarak. 'Bu ev senin' der. 'Sana benden hediye' marangoz şoka girer ne kadar da utanmıştır. Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi. O zaman öyle yapar mıydı hiç ? Marangoz sizsiniz her gün bir çivi çakar bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz. Hayat bir 'Kendin yap' tasarımıdır. Oturduğunuz evin güzelliği de, çirkinliği de sizin eserinizdir.
- Sen de mi kurtulamazsın, ey Allah’ın elçisi? Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “(İşlerinizde) orta yolu tutunuz, dosdoğru olunuz. Biliniz ki, hiç biriniz ameli sayesinde kurtuluşa eremez.” Dediler ki: - Sen de mi kurtulamazsın, ey Allah’ın elçisi? - “(Evet) ben de kurtulamam. Şu kadar var ki Allah rahmet ve keremi ile beni bağışlamış olursa, o başka! (Müslim, Münâfikîn 76, 78. Ayrıca bk. Buhârî, Rikak 18, Merdâ 19; İbni Mâce, Zühd 20)
O halde özüyle sözüyle dosdoğru olmak gerekmektedir. Doğrulukta kalbin ve dilin dürüstlüğü pek büyük önem arz etmektedir. Kalp, beden ülkesindeki tüm organların reisidir. Tek Allah’a iman edip dürüstlüğü benimseyen bir kalp, diğer organları etkiler. Dil, kalbin tercümanıdır. Onun doğruluğu ve eğriliği de diğer organların tavırlarına tesir eder. Nitekim bir hadis-i şerifte “Her sabah bütün organların dil’e hitaben; bizim hakkımızda Allah’dan kork. Biz sana bağlıyız. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen eğri olursan biz de eğriliriz.” (bk. 1524 Tirmizî, Zühd 61) dedikleri bildirilmiştir. Bu, doğru sözlü olmanın önemini göstermektedir. Hatta bir başka hadiste de Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Kalbi dürüst olmadıkça kulun imanı doğru olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz” (Ahmed b. Hanbel, Müsned III, 198). O halde özüyle sözüyle dosdoğru olmak gerekmektedir.
“Rabbimiz Allah’tır deyip de istikamet üzere dosdoğru yolda yürüyenler için ne bir korku vardır ne de onlar üzüntü çekeceklerdir. İşte onlar, cennet ehlidir. Amellerinin karşılığı olarak orada ebedî kalacaklardır. ” (Ahkaf, 46/13-14
Doğruluğu 4 maddede özetleyebiliriz: İmanda Doğruluk: Bir insanın imanda dosdoğru olabilmesi için imanında ihlaslı olması, riya, şirk ve nifak bulunmaması gerekir. Sözde Doğruluk: Bir insanın sözünde doğru olabilmesi için asla yalan konuşmaması, her sözünün gerçek ve vakıaya uygun olması gerekir. Dil kalbin tercümanıdır. 3. İbadette Doğruluk: Müminin ibadetinde dosdoğru olabilmesi için ibadetini iyi bir niyet ve ihlasla, Allah’a ortak koşmadan ve İslam’a uygun olarak yapması gerekir. Bu şartlardan biri eksik olursa o ibadet doğru ve makbul olmaz.
İş ve İşlemlerde Doğruluk: İnsan; fert, aile ve toplum hayatında yaptığı her işi, üstlendiği her görevi en iyi bir şekilde yaptığı, hile ve sahtekârlıktan uzak olduğu, sözüne ve sözleşmelerine uyduğu, insanlara adalet ve hakkaniyetle davrandığı, kişiler arasında ayrımcılık yapmadığı zaman dürüst ve doğru olur.
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “Şüphesiz ki sözde ve işte doğruluk, hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında doğrucu diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya günaha sürükler. Günah da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı diye yazılır.” (Buhari-Edeb-69)
Yüce Rabbimiz bizi istikametten ayırmasın diyerek Rabbimizin sözüyle bitiriyorum.. رَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْلَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ “Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma! Bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu bol olan yalnız Sensin.” (Al-i İmran, 3/8) Rabbim bizi istikametten ayırmasın diyerek Rabbimizin sözüyle bitiriyorum.. رَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْلَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ “Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma! Bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu bol olan yalnız Sensin.” (Al-i İmran, 3/8)