Kur’ân Buluşmaları: 6 Bakara Sûresi: 4 - 5 ÜMİT ŞİMŞEK
والذين يؤمنون بما أنزل إليك وما أنزل من قبلك Bakara: 4 والذين يؤمنون بما أنزل إليك وما أنزل من قبلك وبالآخرة هم يوقنون Onlar sana indirilene de inanırlar, senden önce indirilene de. Âhirete de onların yakîni vardır.
Bakara:4 “Gayba iman”ın tafsili Siz kitabın bütününe / bütün kitaplara inanırsınız. Âl-i İmrân, 3:119 Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse, pek derin bir sapıklığa düşmüş olur. Nisâ, 4:136
Bakara:4 Siz şöyle deyin: Biz Allah’a da, bize indirilene de; İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına indirilene de; Musa’ya ve İsa’ya verilene de; Rablerinden bütün peygamberlere verilene de iman ettik. Biz onların hiçbirini ayrı tutmayız. Biz ancak Allah’a teslim olmuşuzdur. Buna onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, ayrılığa düşmüşlerdir. Onlara karşı sana Allah yeter. Çünkü O herşeyi işitir, herşeyi bilir. Bakara, 2:136-137
Bakara:4 Elinizde olanı doğrulayıcı olarak indirdiğime de iman edin; onu inkâr edenlerin ilki siz olmayın. Âyetlerimi az bir kazançla değişmeyin. Ve yalnız Benden korkun. Bakara, 2:41 Onlara “Allah’ın indirdiğine iman edin” dendiğinde, “Biz yalnız bize indirilene inanırız” derler; ondan başkasını inkâr ederler. Oysa o, ellerinde olanı doğrulayan hakkın tâ kendisidir. De ki: Eğer mü’min iseniz, bundan önce Allah’ın peygamberlerini niçin öldürdünüz? Bakara, 2:91
Bakara:4 Kitap Ehlinden öyleleri de var ki, Allah’a da, size indirilene de, onlara indirilene de, Allah karşısında tam bir saygı içinde iman ederler ve üç beş kuruş için Allah’ın âyetlerini satmazlar. Onların Rableri katında ödülleri vardır. Allah ise hesapları pek çabuk görür. Âl-i İmrân, 3:199
Bakara:4 Ondan önce kendilerine kitap verdiklerimiz, buna da inanırlar. Onlara Kur’ân okunduğu zaman, “Ona inandık,” dediler. “O hiç kuşkusuz Rabbimizden gelen haktır. Biz daha önce de hakka teslim olmuş kimselerdik.” Sabretmelerinden dolayı onlara ödülleri iki kat verilecektir. Onlar kötülüğü iyilikle savarlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan bağışta bulunurlar. Kasas, 28:52-54
Bakara:4 İsa da “Ey İsrailoğulları,” demişti. “Ben de size, daha önce indirilen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra gelecek Ahmed adındaki peygamberi müjdelemek üzere Allah tarafından gönderilmiş peygamberim.” Fakat kendilerine apaçık deliller getirdiğinde, “Bu düpedüz büyü” dediler. Saff, 61:6 “Senden önce indirilene”: Daha sonra vahiy gelmeyeceğine işaret.
Bakara:4 Müslümanlara: “Kur’ân’a iman ettiğiniz gibi, ondan önceki kitaplara da iman edin.” Ehl-i Kitaba: “Size indirilen kitaplara inandığınız gibi, Kur’ân’a da iman edin.”
Bakara:4 Âhirete iman: 1. Yakîn Gerçekten de İblis onlar hakkındaki zannını doğruladı ve mü’minlerden bir topluluk dışındakiler ona uyup gittiler. Aslında, İblis’in onlar üzerinde hiçbir gücü yoktur; âhirete iman edenlerle ondan şüphe edenleri Biz böylece ayırt ediyoruz. Rabbin ise herşeyi gözetip koruyucudur. Sebe’, 34:20-21
Bakara:4 O Allah ki, gökleri, gördüğünüz gibi, direksiz yükseltti, sonra da Arş üzerine kuruldu, Güneşi ve Ayı emrine boyun eğdirdi. Onların hepsi de belirlenmiş bir vakte kadar akıp gitmektedir. O herşeyi yerli yerince tedbir ve idare eder; Rabbinize kavuşacağınıza dair yakîn sahibi olmanız için de âyetleri iyice açıklar. Ra’d, 13:2
Bakara:4 2. Harf-i tarif / takdim Âhiret olarak iman edilecek şey, bu kitabın ve bu peygamberin bildirdiği âhirettir. Yeniden diriliş, cismanî haşir, hesap, kitap, Cennet, Cehennem, ilh. – hepsini birden içine alan tam bir âhiret imanı. Yoksa, Ehl-i Kitabın kuruntularına tâbi bir “âhiret” değil. Müttakîler, işte bu gerçek âhirete iman ederler / asıl âhiret, işte bunların kesin bir şekilde iman ettikleri âhirettir.
Bakara:4 “Allah’a ve âhiret gününe iman” 19 âyette beraber geçer Onlar namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler; âhirete de onların yakîni vardır. Neml, 27:3; Lokman, 31:4
Bakara: 4 Âhirete iman ile uyumlu hal ve davranışlar: Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehlinden dosdoğru bir topluluk da vardır ki, secdeye kapanır, geceler boyu Allah’ın âyetlerini okurlar. Onlar Allah’a ve âhiret gününe inanır, iyiliği teşvik eder, kötülükten sakındırır, hayırda yarışırlar. İşte onlar iyi ve hayırlı kullardandır. Onların işlediği hiçbir hayır karşılıksız kalmayacaktır. Çünkü Allah takvâ sahiplerini pek iyi bilir. Âl-i İmrân, 3:113-115
Bakara: 4 Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında meşru şekilde anlaşacak olurlarsa kocalarına dönmelerine engel olmayın. Sizden Allah’a ve âhiret gününe inanmış olanlara verilen öğüt işte budur. Bakara, 2:232 İddetlerini doldurduklarında, onları ya güzellikle tutun, ya da güzellikle ayrılın. Aranızdan adalet sahibi iki kişiyi de şahit tutun. Şahitliği Allah için yapın. Allah’a ve âhiret gününe inanan kimseye verilen öğüt böyledir. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu nasip eder. Talâk, 65:2
Bakara: 4 Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygambere ve sizden olan yöneticilere de itaat edin. Birşeyde anlaşmazlığa düştüğünüz zaman onu Allah’a ve Peygambere havale edin — eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız. Bu daha hayırlıdır; neticesi de daha güzeldir. Nisâ, 4:59
Bakara: 4 Onlardan ilimde derinlik sahibi olanlar ile sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden mü’minlere, namazlarını dosdoğru kılanlara, zekâtlarını verenlere, Allah’a ve âhiret gününe iman edenlere gelince, Biz onlara pek büyük bir ödül vereceğiz. Nisâ, 4:162
Bakara: 4 Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar ve ziyaret eder. Doğru yola ermiş olmaları umulanlar işte bunlardır. Tevbe, 9:18
Bakara: 4 Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok anan kimseler için, Allah’ın Elçisinde size güzel bir örnek vardır. Ahzâb, 33:21 İbrahim’de ve onunla beraber olanlarda, sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlara güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse, muhakkak ki Allah hiçbir şeye muhtaç değildir ve her türlü övgüye lâyık olan da Odur. Mümtehine, 60:6
Bakara: 4 Âhirete inanmayanların işleri: Ey iman edenler! Başa kakıp incitmek suretiyle sadakalarınızı boşa çıkarmayın—o kimsenin hali gibi ki, Allah’a ve âhiret gününe inanmadığı halde, insanlara gösteriş olsun diye malını bağışlar... Bakara, 2:264
Bakara: 4 Allah’a ve âhiret gününe inanmadığı halde mallarını halka gösteriş olsun diye harcayanları Allah sevmez. Şeytan birisine arkadaş olmayagörsün; artık o ne kötü bir arkadaştır! Ne olurdu, onlar da Allah’a ve âhiret gününe inanıp Allah’ın kendilerine verdiği rızıktan Allah yolunda harcasalardı! Çünkü Allah onları hakkıyla biliyor. Nisâ, 4:38-39
Bakara: 4 De ki: Bunları Allah’ın haram ettiğine tanıklık edecek bütün şahitlerinizi getirin. Ancak onlar şahitlik etseler bile sen onlarla şahitlik etme. Âyetlerimizi yalanlayanların ve âhirete inanmayıp da başkalarını Rablerine denk tutanların heveslerine uyma. En’âm, 6:150
Bakara: 4 O zalimler ki, halkı Allah’ın yolundan alıkoyar, o yolda eğrilik ararlardı. Onlar âhireti de inkâr eden kimselerdi. A’râf, 7:45, Hûd, 11:19 Gerçek şu ki, sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun. Âhirete inanmayanlar ise yoldan sapıyorlar. Mü’minûn, 23:73-74
Bakara: 4 “O Allah adına yalan mı uyduruyor, yoksa kendisinde delilik mi var?” Doğrusu, âhirete inanmayanlar azapta ve koyu bir aldanış içindeler. Sebe’, 34:8 Allah bir olarak anıldığında, âhirete inanmayanların kalpleri daralır. Ondan başkaları anıldığı zaman ise yüzleri gülüverir. Zümer, 39:45
Bakara: 4 Onlar zekât vermezler; âhireti de inkâr edenlerin tâ kendileridir. Fussılet, 41:7 Âhirete inanmayanlar, meleklere dişi isimleri takıyorlar. Necm, 53:27
اولئك على هدىً من ربهم واولئك هم المفلحون Bakara: 5 İşte onlar Rablerinden hidayet üzeredirler. Ve onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir.
Bakara: 5 Elif lâm mîm. Elif lâm mim. Bunlar hikmetli kitabın âyetleridir. Şu kitap ki, onda hiç kuşku yoktur. Müttakîler için o hidayettir. Muhsinler için hidayet ve rahmettir. Onlar gayba inanırlar, namazlarını dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden bağışta bulunurlar. Onlar namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler; âhirete de onların yakîni vardır. İşte onlar, Rablerinden hidayet üzeredirler. Ve onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir. Onlar sana indirilene de inanırlar, senden önce indirilene de. Âhirete de onların yakîni vardır. Lokman, 31:1-5 Bakara, 2:1-5
Bakara: 5 هدىً هدىً 2. Müttakîler için hidayet / rehber 5. Rablerinden hidayet üzeredirler هدىً هدىً “hidayet” nekre olarak tekrarlandığı için birbirinden farklı Birincisinde “rehber” mânâsı daha açık; ikincisinde onun neticesine vurgu var.
Bakara: 5 Rablerinden: 1. Kendilerinden değil, Allah’ın yaratması ve ihsanıyla. 2. İnsana yönelik terbiye işlemine dahil.
Bakara: 5 Birinciاولئك İmanın dünyadaki neticesi İkinci اولئك İmanın âhiretteki neticesi
Bakara: 5 المفلحون Felâh: kurtulmak, hayra ermek, umduğuna kavuşmak, hayırda ve nimette beka bulmak Herkes için farklı mânâ taşıyabilir: Cehennemden kurtuluş Cennet Rüyet
Bakara: 5 Resulullaha (s.a.v.) birgün şöyle denildi: “Ya Resulallah, biz Kur’ân’ı okuyoruz, ümitleniyoruz. Bazan da Kur’ân’ı okuduğumuzda neredeyse yeise düşecek gibi oluyoruz.” Resulullah, “Size Cennetlikleri ve Cehennemlikleri haber vereyim mi?” buyurdu. “Evet” dediler. Resulullah Bakara sûresinin ilk 5 âyetini okudu, “Bunlar Cennetliktir” buyurdu. İnsanlar “Biz de böyle olmayı ümit ediyoruz” dediler. Resulullah Bakara sûresinin 6-7. âyetlerini okudu, “Bunlar da Cehennemliktir” buyurdu. “Aman bunlardan olmayalım yâ Resulallah” dediler. Resulullah “Kesinlikle” buyurdu. İbni Kesîr
İnternet adresleri iman_ilmihali@googlegroups.com utesav.org.tr facebook.com/yazarumitsimsek