KALPTEN POMPALANAN KAN DAMARLAR İÇİNDE BAŞINIZDAN AYAKLARIMIZIN UCUNA KADAR TÜM VÜCUDUMUZU DOLAŞMAKTADIR. DOLAŞIM SİSTEMİ
DOLAŞIM NE İŞE YARAR? Alınan besinler ve oksijen tüm hücrelere kadar taşınır.Hücrelerdeki atık maddeler de toplanıp vücut dışına atılmak üzere ilgili yerlere ulaştırılır.Tüm bunları sağlayan da dolaşım sistemidir.
DOLAŞIM SİSTEMİ İnsanda iyi gelişmiş bir kapalı dolaşım sistemi vardır. İnsanda kan dolaşım sistemi; kan, kalp ve kan damarlarından oluşur. Kalbin pompalandığı kan atardamar ,kılcal damar ve toplardamar yoluyla vücudu dolaşır. Böylece trilyonlarca hücreyle kan arasında gerekli madde alışverişi yapılır, vücudun mikrobik etkenlerden korunması sağlanır.
DOLAŞIM SİSTEMİ ORGANLARI; Kalp Damarlar Atardamar Toplardamar Kılcaldamar Kan Vücudu bir ağ gibi saran ve içinde kan dolaşan kapalı borucuklardır
DOLAŞIM SİSTEMİNİN GÖREVLERİ; Besinlerin hücrelere taşınmasını sağlamak, Oksijeni doku ve hücrelere taşımak, Hücrelerde oluşan atık maddeleri ve karbondioksiti alıp, boşaltım organlarına taşımak, Vücut ısısını dengede tutmak
1.KALP Kalbimiz dört odacıktan oluşur.Bunların ikisi yukarda ikisi aşağıdadır. Üstteki odacıklara kulakçık, alttaki odacıklara karıncık adı verilir.
Sağ üst kısmında bulunan üst bölüm sağ kulakçık, alt bölüm sağ karıncıktır. Kalbimiz, damarlarımızın içindeki kan sıvısının vücuda pompalanmasını sağlar. İnsanların kalbi yaklaşık olarak kendi yumrukları büyüklüğündedir, Kalbimiz göğüs boşluğunun biraz solunda, iki akciğer arasında bulunur.
KALBİMİZİN SOL TARAFINDA TEMİZ KAN, SAĞ TARAFINDA İSE KİRLİ KAN BULUNUR.
Kalbimizin orta tabakasında özel bir çizgili kas olan kalp kası vardır. Kalbimizin iç yüzeyinde tek katlı, oldukça sağlam, pürüzsüz ve kaygan bir zar tabakası vardır. Kalbimizin en dışında çift katlı zar ve bu zarlar arasında bir sıvı vardır.Bu sıvı kalbi korumak içindir.
!!! KALP KAPAKÇIKLARI: HER İKİ TARAFTA KULAKÇIKLAR VE KARINCIKLAR ARASINDA, KANIN SADECE KULAKÇIKTAN KARINCIĞA DOĞRU AKMASINI(TEK YÖNLÜ) SAĞLAYAN BİRER KALP KAPAKÇIĞI VARDIR.BU MEKANİZMA KARINCIĞA DOLAN KANIN GERİ DÖNMESİNİ ENGELLER.
KALBİN ÇALIŞMASI Kalp birbiri ardınca kasılma ve gevşeme yaparak çalışır. Kulakçıklar kasılı iken karıncıklar gevşek, kulakçıklar gevşek iken karıncıklar kasılı durumdadır. Kulakçıklar kasıldıklarında kan karıncıklara dolar. Karıncıklar kasılı iken kanı damarlara iter.
KALBİN HER ODACIĞI KASILMA SIRASINDA İÇİNDEKİ KANI POMPALAR KALBİN HER ODACIĞI KASILMA SIRASINDA İÇİNDEKİ KANI POMPALAR. GEVŞEME SIRASINDA İSE KANLA DOLAR.KARINCIKLARDAN KİRLİ KAN AKCİĞERLERE, TEMİZ KAN İSE VÜCUDA POMPALANIR.
KALP ATIŞ HIZIMIZ HER ZAMAN AYNI DEĞİLDİR KALP ATIŞ HIZIMIZ HER ZAMAN AYNI DEĞİLDİR.HEYECAN, STRES, KORKU, HAREKET GİBİ FAKTÖRLER KANIN AKIŞINI HIZLANDIRABİLİRLER.
2. DAMARLAR Vücudu bir ağ gibi saran kanın vücutta dolaşmasını sağlayan kapalı borucuklara damar denir. Kanı ilgili yapılara, oradan da kalbe taşır. Kan damarları, atardamar, toplardamar ve kılcaldamar olmak üzere üçe ayrılır.
Atardamarlar Kalpteki kanı organlara taşıyan damarlardır. Atardamarlardan kalbin sol karıncığından çıkan aort, sağ karıncığından çıkan ise akciğer atardamarıdır.
Atardamarlar kanımızı kalpten alıp doku ve organlara taşıyan damarlardır. En kalın çeperli damarlardır. Kan basıncı ve kanın akış hızı atardamarlarda en fazladır. Akciğer atardamarı hariç temiz kanı yani oksijence zengin kan taşırlar.
Toplardamarlar Vücuttan toplanan kanı kalbe getiren damarlardır. Toplardamar kalbin kulakçıklarına açılır.Sol kulakçığa açılan akciğer toplardamarı, sağ kulakçığa açılan üst ve alt ana toplardamarlarıdır.
Kanı vücudumuzdan toplayıp, kalbe getiren damarlara toplardamar denir. İç yapısında kapakçıklar vardır.(kanın geri akmasını önlemek için) Kan basıncı en düşük damardır. Akciğer toplardamarı hariç kirli kan taşırlar.
Kılcaldamarlar Atardamar ve toplardamarın vücuda yayıldıkları uç bölgelerde incelerek birbirine eklendiği oldukça ince yapılı damarlardır. Kılcaldamarlar dokular arasında geniş bir yüzey oluşturur.
Kılcaldamarlar atardamar ve toplardamarları birbirine bağlar. Hücrelerle ilişkisini sağlar. Hücrelerden kana, kandan hücrelere madde geçişi kılcaldamarlar vasıtasıyla gerçekleşir.
3. KAN KAN KAN HÜCRELERİ ALYUVAR AKYUVAR KAN PULCUKLARI KAN SERUMU
KANIN GÖREVLERİ Sindirilmiş besinleri hücrelere taşır. Solunum organlarında aldığı oksijeni hücrelere taşır. Hücrelerden aldığı karbondioksiti solunum organlarına taşır. Metabolizma artıklarını boşaltım organlarına taşır.
Hormonları ilgili organlara iletir. Vücut ısısını düzenler. Vücudun zararlı etkenlere karşı savunmasını(bağışıklığını) sağlar. Yaralanma halinde pıhtılaşarak besin vb. madde kaybını önler.
1.KAN HÜCRELERİ Alyuvarlar Yapılarındaki hemoglobinden dolayı kırmızı renkli hücrelerdir. Alyuvarlar oluştuklarında çekirdeklidir, olgunlaşarak dolaşıma katılınca çekirdekleri kaybolur. Alyuvarlar kırmızı kemik iliğinde üretilir.
ALYUVARLARIN GÖREVİ Solunum organlarından aldıkları oksijeni hücrelere, hücrelerden aldıkları karbondioksiti solunum organlarına taşımaktır.
Akyuvarlar Beyaz renkli, iri çekirdekli, oldukça büyük, sabit bir şekli olmayan kan hücreleridir. Kemikte sarı ilikte üretilir. Vücudun enfeksiyonla karşılaşması ve kan kanseri olması halinde akyuvar sayısı geçici olarak artar. Akyuvar vücut savunmasında yetersiz kaldıklarında, etkisiz duruma getirilmeyen mikroplar vücutta hastalık meydana getirir.
Vücudun mikroplara karşı savunmasını yapmaktır. AKYUVARLARIN GÖREVİ Vücudun mikroplara karşı savunmasını yapmaktır.
KAN PULCUKLARI(TROMBOSİTLER) Çok küçük, renksiz ve çekirdeksizdirler. Kırmızı kemik iliğinde üretilirler. Kan pulcukları vücudun yaralanan bir yerinde kanın pıhtılaşmasını sağlayarak kan kaybını önler.
KANIMIZDA EN ÇOK BULUNAN ALYUVAR HÜCRELERİ, EN AZ BULUNAN İSE AKYUVAR HÜCRELERİDİR. MİKROSKOPTA GÖRDÜĞÜMÜZ EN BÜYÜK KAN HÜCRELERİ AKYUVAR, EN ÇOK GÖRDÜĞÜMÜZ KAN HÜCRELERİ ALYUVARLARDIR.EN KÜÇÜK OLANLARSA KAN PULCUKLARIDIR.
2. KAN PLAZMASI(SERUM) Kan hücrelerinin içinde bulundukları, sıvı kan plazmasıdır. Kan plazmasının %90 ı su , %10 u protein, yağ ve karbonhidrat içeren sarı renkli bir sıvıdır. Plazma, besinleri ve hücrelerde üretilen atık maddeleri ilgili organlara iletir.
İnsanda kan dolaşımı Küçük kan dolaşımı Büyük kan dolaşımı İNSANDA KAN İKİ YOL İZLER.EĞER KAN KALP İLE AKCİĞER ARASINDA BİR YOL İZLERSE KÜÇÜK KAN DOLAŞIMI, KALP İLE TÜM VÜCUT ARASINDA BİR YOL İZLERSE BÜYÜK KAN DOLAŞIMI GERÇEKLEŞMİŞ OLUR.
Küçük kan dolaşımı Kalbin sağ karıncığından pompalanan kirli kanın, akciğer atardamarı ile akciğere giderek temizlendikten sonra kalbin sol kulakçığına dönmesine küçük dolaşım denir.Küçük dolaşımdan sonra kalbin sol kulakçığındaki temiz kan, sol kulakçığın kasılmasıyla sol karıncığa geçer.
BÜYÜK KAN DOLAŞIMI Temiz kanın, kalbin sol karıncığından çıkıp vücutta kirlendikten sonra sağ kulakçığa dönmesine büyük kan dolaşımı denir.
KAN GRUPLARI İnsanlarda A, B, AB, ve 0(sıfır) olmak üzere dört çeşit kan grubu vardır. Kan grupları alyuvar yapısında bulunan iki özel proteine bağlıdır.Kanda bu proteinlerden hangisi varsa kan grubu o harfle adlandırılır.Proteinlerden hiçbiri yoksa 0(sıfır) diye adlandırılır. Alyuvardaki Protein Kan Grubu A proteini A grubu B proteini B grubu A ve B proteini AB grubu Protein yok 0 grubu
Gruplandırma, insanların kanlarında bulunan Rh maddesine göre de yapılır.Rh maddesi bulunanlara Rh+ (pozitif), bulunmayanlara Rh- (negatif) olarak adlandırılır.Bu özellikler kan naklinde dikkate alınır. Rh+ grubu Rh- grubuna kan veremez. Kan nakli; sağlıklı bir insandan alınan kanın , kan kaybeden hastaya verilmesine denir. Kan naklinin yapılabilmesi için kan vericisinin ve alıcısının kan gruplarının uyuşması gerekir.Knalar uyuşmazsa kan alıcısı ölür.
Kan grubu aynı olan insanlar birbirine kan verebilirler. 0 Kan Grubu: Bütün gruplara kan verebilir, diğer gruplardan kan alamaz ve yalnız kendi grubundan kan alabilir. A Kan Grubu: 0 grubundan kan alır. AB grubuna kan verebilir. B Kan Grubu: 0 grubundan kan alır.AB grubuna kan verebilir. AB Kan Grubu: Bütün gruplardan kan alabilir. Ancak hiçbir kan grubuna kan veremez. 0 grubu genel verici, AB grubu ise genel alıcı adını alır.
BİLGİ TOMURCUĞU Antikor: Vücut, kendisine yabancı mikropların yapısını tanımladıktan sonra bu yapıları etkisiz hale getirebilecek savunma cisimcikleri oluşturur. Bu savunma cisimciklerine de antikor denir. Bağışıklık sisteminin görevi öncelikle mikropların vücuda girmelerini engellemek veya girer ise vücuda girdikleri yerde yutmak, yayılmalarını engellemek ya da geciktirmektir. Dolaşım sistemi: sindirilmiş besin maddelerinin ve oksijenin hücrelere ulaştırılmasını ve hücrelerde oluşan atık maddelerin ve karbondioksitin hücrelerden uzaklaştırılmasını sağlayan sisteme dolaşım sistemi denir. İnsanda kan dolaşımı sistemi; küçük kan dolaşımı ve büyük kan dolaşımı olmak üzere iki kısımdan oluşur. Hemoglobin: Kanda solunum organından dokulara oksijen, dokulardan solunum organına ise karbondioksit ve proton taşıyan proteindir. Kalp: göğüs kafesi içerisinde vücudumuzun göğüs boşluğunda bulunan bir organımızdır. Kalp akciğerler loblarının ortasında sola doğru yaslı durmaktadır. Kalp, Göğüs kemiğimizin hemen altında sola doğru 2-3 parmak yanda ve kaburga kemiklerimizin alt bitişiğinden yukarıya doğru 3-4 parmak üstte hissedilebilir.Kalp; akciğerlerde temizlenen kirli kanın vücuda, vücutta kirlenen temiz kanın ise akciğerlere doğru hareketini sağlayan bir organdır. Kalp kası: Kalbin üç katmanından biri olan myocardium'dur.Yapı bakımından çizgili kasa benzese de çalışması çizgili kas gibi isteğimizle değil, istemsizdir (otonom).Bu mekanizma kalbin kendi iç uyarımı sayesinde olmakta ve bu uyarımın esas iki öğesi bulunmaktadır.Bunlar Atrio-ventrikuler düğüm ve Sinoatriyal düğümlerdir. Kan kanseri(Lösemi): Tam olarak sebebi bilinmemekle birlikte akyuvarların ani ve denetimsiz bir biçimde üremesiyle ortaya çıkan bir kanser türüdür. Lösemi terimi "beyaz kan" yani "akyuvar açısından zengin kan" anlamına gelir. Kandaki akyuvar sayısının artmasıyla oluşan lösemiler kan kanserlerinin bir bölümünü oluşturmaktadırlar. Bu sebeple günümüzde kan dolaşımında olgunlaşmamış ve tipik akyuvarların sayıca çok ya da az olmasına göre lösemik kan kanseri ya da alösemik kan kanseri ayrımı yapılmaktadır. Mikroskop: Kıplak gözle görülemeyecek kadar küçük cisimlerin birkaç çeşit mercek yardımıyla büyütülerek görüntüsünün incelenmesini sağlayan bir alettir. Öncelikle adından da anlaşılacağı üzere, mikro, yani çok küçük hücrelerin incelenmesinin yanı sıra, sanayi, menakür, genetik, jeoloji, arkeoloji ve kriminoloji adli bilimler alanında da büyük hizmetler görmektedir. Stetoskop: Vücut içinde oluşan sesleri dinlemek için kullanılan tıbbi bir cihazdır. Pıhtılaşma: Kandaki çok küçük ve çekirdeksiz bir hücre olan kan pulcukları sayesinde, kanın havayla temas sonrası tortu haline gelmesine pıhtılaşma denir.