KAZA VE KADERE İMAN
Allah’ın ezelden ebede kadar olmuş ve olacak şeylerin Kader, Allah’ın ezelden ebede kadar olmuş ve olacak şeylerin zamanını ve mekânını, özelliklerini bilip ezelde o şekilde takdir etmesidir.
Kaza ise, Allah’ın ezelde irade ve takdir ettiği şeylerin, yeri ve zamanı gelince Allah’ın yaratması ile meydana gelmesidir.
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." Tevbe 51
İnsan Allah tarafından yaratılmıştır ve yeryüzündeki iyi, ahlaklı olma görevini gerçekleştirmek için özgür bırakılmıştır.
İnsan sorumluluğu oranında özgürdür. Sınırları Allah tarafından çizilmiş alanda insan, kendi kaderini çizmektedir. İnsan kendi kaderini belirlerken Allah, ona yardımcı olmak üzere peygamber ve kitap göndermiştir.
Allah, insanı bu özellikte yaratmıştır. Sonuç olarak insan, kendinde potansiyel olarak mevcut olan tercih yapabilme yeteneğini kullanmaktadır. Allah, insanı bu özellikte yaratmıştır.
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma…” Bakara 286
Allah kula iyiliği ve kötülüğü yapabilme imkânı vermiştir. Bu imkânı, kul iradesi doğrultusunda kullanır. İradesini kullanması sonucuna göre de sorumlu olur.
küfür, şirk ve sapıklıklardan kurtulmak, Hidayet; küfür, şirk ve sapıklıklardan kurtulmak, istenilene ulaştıracak şeye uygun bir şekilde ulaşmaktır.
ve hatta peygamberleriyle haber verip gösterdiği doğru yoldan Delâlet ise, Allah’ın ayetleriyle, işaretleriyle ve hatta peygamberleriyle haber verip gösterdiği doğru yoldan sapmak ve terk etmektir.
"Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen.“ Âl-i İmran 8
Bir kimse hidayeti yüce Allah’tan istemeli ve bu hâli ömür boyu korumak için iyi işler yapmalıdır.
Ecel, ömrün bittiği, dünya yaşantısının sona erdiği zamandır. Ömür ise insanın doğumundan ölümüne kadar geçen sınırlı zaman dilimidir.
“Sizi geceleyin öldüren (uyutan) ve gündüzün 'güç yetirip etkilemekte (yapıp kazanmakta) olduklarınızı' bilen, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten (uyandıran) O'dur. Sonra 'en son dönüşünüz' O'nadır. Sonra yapmakta olduklarınızı size O haber verecektir. “ En’am 60
Her insanın ecelini tamamlaması bir haktır. Her canlının ne kadar yaşayacağı, ne zaman ve nerede öleceği Allah tarafından takdir edilmiştir. Her insanın ecelini tamamlaması bir haktır. Bundan dolayı da Kur’an’a göre insan öldürmek büyük bir suçtur.
Rızk, yararlanılması için verilen bağış, yiyecek ve faydalanılan şey demektir. Allah herkesin rızkını belirlemiştir; ancak rızkı arayıp bulmak insana aittir. İnsan bunu yaparken Allah’ın emrine uygun olarak helal yollardan kazanmaya çalışmak zorundadır.
Rızklarını kazanmada insanların çalışkanlıklarının önemli bir yeri vardır. İnsanların haram olan yollarla rızklarını elde etmelerine Allah’ın rızası yoktur çünkü haram lokmada hiçbir şekilde hayır yoktur.
ve işi başkasına havale etmektir. Tevekkül, bir amaca ulaşmak için gerekli olan her türlü önlemi alarak Allah’a güvenip dayanmak ve işi başkasına havale etmektir.
“Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler.” Âl-i İmran 160
İnançlı insan, ne her şeyi kendisinin yaptığını iddia edecek kadar gururlu ve kibirli, ne de hiçbir şey yapmadan başarılı olmayı bekleyecek kadar tembel ve uyuşuktur.
Dinimiz çalışmaya ve insan emeğine büyük bir önem vermekte ve bunu ibadet saymaktadır.
“Şüphesiz insana kendi emeğinden başkası yoktur. “ Necm 39