TİMURLULAR
Aslen bir Türk beyi olan Timur, Çağatay Hanlığı’na son vererek Türkistan'da devletini kurdu. Altın Orda Devleti üzerine iki sefer yaparak bu devletin parçalanmasına yol açtı.
Bu durum Rusların güçlenerek güneye inmesine ve Türk illerini ele geçirmesine neden oldu.
Timur,1393’te çıktığı seferde Bağdat,Musul ve Güneydoğu Anadolu’yu ele geçirdi. Timur’un karşısında tutunamayan Bağdat hükümdarı Ahmet Celayir,Memlüklere sığındı. Doğu Anadolu ve Azerbaycan ‘daki Karakoyunlular üzerine yürüdü.
Timur 1402'de Ankara Savaşı'nda Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid’i de yenerek Osmanlıların dağılma tehlikesi geçirmesine neden oldu. Türkistan, İran, Azerbaycan, Afganistan ve Kuzey Hindistan'a hakim olan Timur Çin seferine çıktığı bir sırada öldü. Timur'dan sonra giderek zayıflayan devlet 1507'de Özbekler tarafından yıkıldı.
Taşkent’teki Timur müzesi
Timur’u gösteren minyatürler
Semerkant’ta Timur türbesi
Semerkant’ta Timur’un türbesi
Timur dönemine ait eşyalar
Timur’un Ankara Savaşı sırasında Osmanlı hükümdarını kabul edişini göteren minyatür
Timur Devleti’nden sonra kurulan hanlıklar ve devletler Kırım Hanlığı Ejderhan Hanlığı Kazan Hanlığı Kasım Hanlığı Sibir Hanlığı Nogay Hanlığı
Türkistan,Hindistan ve İran’daki Gelişmeler Şeybaniler Safeviler (Osmanlı Devleti ile 16.ve 17.yüzyıllarda savaşan devlet) Delhi Türk Sultanlığı
Babürlüler
Timur'un torunlarından Babür Şah tarafından Kuzey Hindistan ve Afganistan'da kurulmuştur. Bir edip, şair ve tarihçi olan Babür siyasi faaliyetlerinin yer aldığı Babürname adlı eserini yazmıştır.
Şah Cihan ve Ekber Şah zamanında en parlak dönemini yaşayan Babürler, Hindistan'da siyasi birliği sağlamışlar, burada Türk ve İslam kültürünün yerleşmesini sağlamışlardır. Şah Cihan'ın karısı için Ağra'da yaptırdığı Tac Mahal adlı türbe dünyanın sayılı mimari eserleri arasında yer almaktadır. Babür Devleti'ne İngilizler tarafından son verilmiştir.
Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah Cihan'ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu'nun (Mümtaz Banu) ölümü üzerine, onun hatırasına yaptırılmıştır. Yapının mimarları, Mimar Sinan'ın talebelerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıdaki yazıları yazan Hattat Serdar Efendi eserin yapımı için Şah Cihan tarafından İstanbul'dan davet edilmişlerdi. 1630'da inşaasına başlanan eser, 22 yıl sonra 1652'de tamamlanmıştır.