AYDINLANMA ÇAĞI
Aydınlanma nedir?
AYDINLANMA ÇAĞI Aydınlanma, 18. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan ve her konuda akla öncelik tanıyan düşünce sistemine “Aydınlanma”, bu düşünce sisteminin etkisiyle bilim ve felsefede büyük gelişmelerin olduğu bu yeni döneme “Aydınlanma Çağı” denmiştir.
AYDINLANMA DÜŞÜNCESİNİN ARKA PLANI Orta Çağın düşüncesinin terk edilişi ve Rönesansla gelen yenileşme hareketleri - Doğaya egemen olma arzusu - Bilim/bilginin güç olması - Bilimsel buluş ve coğrafi keşifler - İnsanın ümmet/kuldan birey olması - Yer merkezli evrenin yerini güneş merkezli evrenin alması - Hümanizmin ön plana çıkması - Dinde reformasyon hareketinin yapılması - Ulus devlet anlayışının egemen olması
AYDINLANMA ÇAĞI Aydınlanma Çağı olarak adlandırılan tarihsel dönem, Aydınlanma felsefesinin 18. yüzyılda doğup benimsenmeye başladığı dönemdir. Batı toplumunda 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen ve akılcı düşünceyi eski, geleneksel, değişmez kabul edilen varsayımlardan, önyargılardan ve ideolojilerden özgürleştirmeyi ve yeni bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşünsel gelişimi kapsayan dönemi tanımlar.
Aydınlanma Çağı, batı uygarlığının yeni insan ve toplum inşa etme projesinin düşünsel ve felsefi temellerinin oluştuğu çağdır. Yeni insan her şeyden önce kendi aklını kullanma cesaretini gösteren bir özellikle donatılmalıdır. Aydınlanma çağının ana fikri, akıl aracılığıyla doğru bilgilere ulaşılabileceği ve bu doğru bilgi ile de toplumsal yaşamın düzenlenebileceğidir.
Aydınlanmanın Temel İlkeleri Akılcılık Deneycilik Bilimsellik Evrensellik İlerlemecilik Bireycilik Hoşgörü Özgürlük ilkesi İnsan doğasının aynılığı Sekülerizm
Akıl: Deneyden bağımsız, açık, temel düşüncelere dayanan mantıkî düşünme süreci. Bu süreçteki düşünceler, düşünebilen herhangi bir insana kanıtlanabilir nitelikte olmalıdır. Deneycilik (ampirizm): Doğal ve sosyal dünyaya dair her türlü bilgi ve düşüncenin, her insanın duyu organlarıyla kavrayabileceği deneysel(ampirik) gerçekliklerden geldiği düşüncesi. Bilimsellik: Deneysel metoda dayanan bilimsellik düşüncesi, bilimsel bilginin insanlığın tüm bilgi birikiminin gelişmesinin anahtarı olduğunu savunur.
Evrensellik: Akıl ve bilimsellik ilkesinin tüm durumlara uygulanabilir ve tüm durumlarda aynı olması. (Bir su NŞA’da 100 santigrat derecede kaynıyorsa tüm sular NŞA’da 100 santigrat derecede kaynar.) İlerleme: İnsanların doğal ve sosyal durumları, aklın ve bilimselliğin uygulanmasıyla geliştirilebilir. Bu iki ilkenin uygulanması sürekli artan mutluluğu ve refahı doğurur. (afd’nin notu: aynı zamanda bu ilkelerin uygulanmasının
ancak ve ancak ilerlemeye götüreceğini savunur.) Bireycilik: Tüm bilgi ve hareketlerin başlama noktasının ‘birey’ olması. Hoşgörü: Tüm insanların, dini ve ahlaki inançlarından bağımsız olarak, özleri itibariyle aynı olduğu ve diğer ırkların yahut medeniyetlerin inançlarının Avrupa Hıristiyanlığı’ndan aşağı seviyede olmak zorunda olmadığı düşüncesi. Özgürlük: İnançlar, ticaret, iletişim, sosyal etkileşim, cinsellik ve mülkiyet hakkı üzerindeki feodal ve geleneksel kısıtlamaların kaldırılması gerektiği fikri.
İnsan Doğasının Aynılığı: İnsan doğasının temel karakteristiklerinin tüm zaman ve mekânlarda aynı olduğu düşüncesi. Sekülerizm: Genellikle ruhban sınıfı karşıtlığı olarak ortaya çıkan ilke. Aydınlanma düşünürleri geleneksel dini otoriteye karşılık dini inanışlardan arındırılmış seküler bilginin gerekliliğini vurgulamışlardır.
AYDINLANMA ÇAĞININ SONUÇLARI Aydınlanma Çağı’nda aklın kullanılmasıyla doğru ve yararlı olan bilgiye ulaşılabileceği savunuldu. Bunların sonucunda deney ve gözlem önem kazandı. Bilim ve teknoloji gelişti. Dünyayı geliştiren Sanayi İnkılabı’nın temelleri atıldı. Sosyal bilimlerde akılcı görüş benimsendi