LİBERAL DÖNEM 1923-1929
İzmir İktisat Kongresi (1923) Halkın çeşitli konularda tercihlerini belirleyebilmek amacıyla çiftçiler, tüccarlar, sanayiciler ve işçiler kongrede temsil edildi. Dış borçlanma, yabancı sermaye, dış ticaret, ormancılık, madencilik ve sanayileşme gibi konuların yanında vergiler konusu da tartışılmıştır. Özel teşebbüse dönük ekonominin temelleri oluşturulmuştur.
İzmir İktisat Kongresinde alınan kararlar TBMM’ye ve hükümete takdim edildi. Bu kararlar ve getirdiği uygulamalar, sanayileşmede özel kesimin öncülük yapmasını vurgulamıştı. Yeni Cumhuriyet’in ekonomik kaynakları yetersizdi, liberal politika izlenmesi zorunluydu.
1924 Anayasası ve Vergilendirme Yetkisi 5. bölümü “Türklerin Kamu Hakları” başlığındadır. 84 ve 85. maddeler vergilendirme yetkisine ilişkindir. Vergi, devletin genel giderleri için halkın pay vermesi, olarak tanımlanmıştır.
1924 Anayasası ve Vergilendirme Yetkisi Vergiler ancak kanunla salınır. Devletçe, illerin özel idarelerince ve belediyelerce alınmakta olan resim ve vergiler, kanunlar yapılıncaya kadar alınabilir. Vergilendirme yetkisinin yasama organına ait olması ilkesi Anayasa ile güvence altına alınmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’ndan İntikal Eden Vergiler Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu’ndan intikal eden belli başlı vergiler şunlardır: Temettü Vergisi Musakkafat Vergisi Ağnam Aşar
Temettü vergisi, ticaret ve sanat gelirleri üzerinden alınan vergi türüdür. Mükelleflerin gerçek kazançlarının tesbiti güçlüğü kabul edilerek, vergilendirmede esas olarak gelir, bazı karinelere göre hesaplanırdı. Bu karineler, mükellefin bulunduğu şehir ve kasabanın nüfusu, bu yerlerin demiryolu ya da sahilde bulunması, çalıştırılan işçi sayısı ve mükelleflerin mesken kiraları, kara taşıtlarının cinsidir.
Musakkafat Vergisi, 1910’da getirilmiştir. Binaların gayrisafi iradları üzerinden alınan vergidir. Gayrisafi iradlar, binaların bulundukları yer kiralarına dayanılarak tespit ediliyordu. Yeni yapıları teşvik için muaflık tanınıyordu. Bu verginin sakıncaları, onarım-boş kalma masrafları dikkate alınmamış, tahmin komisyonlarında mükellef temsil edilmemiştir.
Ağnam vergisi, eti yenen, kırlarda otlayan evcil hayvanlar üzerinden alınırdı. Önceleri verginin konusu kanunda belirtilen hayvanlardı. Daha sonradan verginin konusuna; süt, yün gibi hayvan ürünleri de girmiştir.
Aşar, arazi ürünü vergisidir. Araziden sağlanan tarım ürünlerinden 1/10 oranında ayni olarak alınırdı. Sağladığı gelir oranı önemliydi. Toplam vergi gelirlerinin 1/3’ünü oluştururdu. Halk bu vergiyi ödemekte zorlanıyordu. Ziraatın gelişimi yavaşlamıştı.
Aşar Vergisinin Kaldırılması İzmir İktisat Kongresi’nde (1923) Aşar vergisi ile ilgili öneriler vardır: Çiftçiler: “Aşar vergisi kaldırılsın, Türkiye’de yaşayan herkesi kapsayan vergi geliştirilsin” Tüccar ve sanayiciler: “ Aşar düzeltilerek adil bir şekle getirilmelidir.”
Aşar vergisinin kaldırılmasına dair kanun kabul edildi. Aşarın kaldırılmasıyla devlet önemli gelir kaynağından yoksun kalmıştır. O dönemde ekonominin %80’i tarımdan oluşuyordu. Ziraat modern yöntemlerle yapılmıyordu, köylerin çoğunda yol yoktu, üretilenin büyük kısmı üretenler tarafından tüketiliyordu. Tarım ürünlerinin demiryolu ve denizyolu ile piyasaya sürülenden vergi alınacaktı.
Kazanç Vergisinin Kabulü 1926’da Temettü vergisi kaldırıldı, yerine Kazanç vergisi getirildi. Kazanç vergisinin konusu: ticaret ve saant ile uğraşan hakiki ve hükmi şahısların geliridir. Kazanç vergisi İzmir İktisat Kongresinde alınan kararlar çerçevesinde hazırlandı.
Kazanç Vergisi’nde yükümlüler 2’ye ayrılmıştı: Birinci sınıf yükümlüler, gerçek gelir üzerinden beyannameye tabidir. Vergi oranı %6 ile %14 arasıdır. İkinci sınıf yükümlüler, geliri işyeri kirası karine alınmak suretiyle hesaplanan, beyannameye tabi olmayanlardır. Vergi oranı %20 ile %30 arasında değişmektedir. Kanunda istisna ve muaflıklar vardır: telif kazançları, zirai ürünleri dükkan açmadan satanlar, yaşlı ve emeklilerin gelirleri…
Musakkafat Vergisi: önemli yapısal değişiklik geçirmemiş ve binaların gayrisafi iradı üzerinden alınmaya devam etmiştir. Ağnam (Sayım) Vergisi: 1924’te Sayım vergisine dönüştü ve hayvan sahiplerinin beyanda bulunması esası kabul edildi.
Harcamaların Vergilendirilmesi Umumi İstihlak (tüketim) Vergisi Kanunu Eğlence ve Hususi İstihlak Vergisi Kanunu Aşar’ın kaldırılması ile doğan bütçe açığını kapatmak için harcamalar üzerinden alınan vergilerdir.
Umumi İstihlak (tüketim) Vergisi (1926); Bütün satışları her safhada vergilendiren yayılı muamele vergisidir. Oran: % 2,5’dir. Verginin tahsili: her muamelede pul yapıştırmak. Vergi idaresi henüz gelişmemiş olduğundan kontrolü zor. 1927’de kaldırıldı, yerine Muamele Vergisi getirildi.
Muamele Vergisi; Genel satış işlemleri yerine imalat vergilendirildi. Toplu muamele vergisi niteliğindedir. Verginin konusu; motor gücünden yararlanan sınai işletmeleri ürünleri ile banka ve sigortacılık faaliyetleridir.
Veraset ve İntikal Vergisi’nin Kabulü 1926’da kabul edildi. Verginin konusu: tüm intikalleri kapsar.( menkul, gayrimenkuller, intifa hakları, menfaatler) İntikalleri ivazlı ve ivazsız olarak 2’ye ayırdı. İvazlı intikalleri tapu harçları konusuna bıraktı.
Gümrük Vergileri ve Mali Tekeller Sanayileşmenin ilk aşamasında koruyucu gümrük vergilerine ihtiyaç duyulur. Lozan Ant.’da ek ticari protokolde yer alan hüküm: 5 yıl gümrük politikası belirlememize engel oldu. Buna rağmen iç üretim korundu ve ithalat miktarı ayarlandı. İstihlak vergisi yoluyla ithal malların içteki fiyatı yükseltilerek tüketimi azaltıldı, ithalatı azaldı. Devlet tekelleri alanı genişletildi.
Gümrük Tarifesi ve İthalat Umumi Tarifesi, 1929’da, 5 yıllık sürenin dolmasıyla yürürlüğe girdi. Bu kanun spesifik yapıdadır. Mali ve koruyucu amaçları vardır. Cumhuriyetin başlangıç yıllarındaki mali tekeller: tütün mamülleri, tuz, şeker, petrol ve benzin, oyun kağıdı, kibrit, fişek ve patlayıcı maddeler, ispirto, alkollü içkiler, posta hizmetleri, telgraf ve telefon.
Sanayileşme Çabasında Vergi Teşvikleri 1923’te İzmir İktisat Kongresinde Sanayi grubunun aldığı kararlar: Sanayinin korunması Sanayinin özendirilmesi Sanayinin finansmanı
Sanayinin Korunması: Ülkede elde edilebilen hammaddelerin ithalatının önlenmesi, 1924’te sanayinin gelişmesi için gerekli hammaddenin gümrüksüz ithalatı hükmü getirildi. Sanayiye ucuz girdi sağlanmak istenmiştir.
Sanayinin Özendirilmesi: 1927’de Teşviki Sanayi Kanunu çıkarıldı. 15 yıl yürürlükte kalmak için çıkarıldı. İşletmeler çeşitli gruplara ayrıldı. Büyük işletmeler teşviklerden en fazla yararlandılar. Arazi vergisi, musakkafat vergisi, kazanç vergisi, bunların belediyelere ait eklerinden, ruhsat ve damga resimlerinden muaf tutulmuşlardır.
Sanayinin Finansmanı: Sanayi kuruluşlarının kredi ihtiyaçlarını sağlayacak sanayi bankası kurulması İzmir İktisat Kongresinde kararlaştırıldı. 1924’te İş Bankası kuruldu.
1924’te İş Bankası kuruldu. 1925’te Sanayi ve Maadin Bankası kuruldu. Bu politikalarla liberal ekonomi içinde, devlet düzenleyicilik görevini yerine getirmiştir.
Vergi Politikasını Yönlendirici Yeni Kurumların Oluşturulması Ticaret ve Sanayi Odaları: 1925’te Ticaret ve Sanayi Odası Kanunu kabul edildi. Odalar kamu tüzel kişiliği kazandı. Odaya üye olmak zorunlu hale geldi. İş çevrelerinin sorunlarını politik karar organlarına götürebilecekleri kanal olştu.
Ali İktisat Meclisi: Çeşitli baskı grupları temsil edilirdi. Birinci İşlev: Çıkarları farklı grupların uzlaşması için ortam sağlanırdı. İkinci İşlev: Çok partili döneme geçildiğinde iktisadi politikayı parti politikalarının çelişkilerinden kurtarmak. Hükümetin kontrolünde üye seçildi. İşçi grupları temsil edilemedi. 1935’te kaldırıldı.
Dönemin Değerlendirilmesi İzmir İktisat Kongresinde alınan kararlar izlenen vergi politikalarında temel etkendir. Vergi politikaları gelir arttırıcı mali amaçlı olması yanında sosyal ve ekonomik amaçları da dikkate almaktaydı. Devletin tüm destek ve teşviklerine rağmen sanayileşme istenilen seviyeye ulaşmamıştır.