AMERİKA’NIN KEŞFİ Amerika'nın coğrafi olarak ilk keşfi 10.yüzyılda Grönland'ın doğusunda bir koloni kuran İzlandalılar tarafından gerçekleştirilmiştir. Fakat gerçek anlamda sosyal keşif 1492 yılında Kristof Kolomb'un yolculuğu sonucundadır.
O tarihlerde Asya ile ticaret yapmak isteyen Avrupalılar arada engel teşkil eden Türkler karşısında sürekli yenilgi aldıkları için Doğu'ya başka yollardan ulaşmaya çalışıyorlardı. Hindistan'a batıdan ulaşma çabasıyla yola çıkan İtalyan kaşif Kristof Kolomb, 12 Ekim 1492 yılında sadece yerlilerin yaşadığı bu kıtaya ayak bastığında bir Doğu Asya adasına vardığını zannetmişti. Aslında ayak bastığı ada Bahama Adaları'ndan biriydi.
İlk kez 1507 yılında Waldseemuller isimli amatör bir Alman coğrafyacı bir makalesinde bu yeni kıtaya Amerigo Vespucci'den esinlenerek "Amerika" dedi. Kıtanın adını "Columbia" yapma girişimlerine karşı bu isim çok tuttu ve daha sonra kuzeydeki büyük karaların da keşfedilmesiyle Kuzey ve Güney Amerika olarak ikiye ayrıldı.
AMERİKA’YA GÖÇ Amerika Kıtası'nın 1492'de Avrupalılar tarafından keşfinden sonra İspanyollar, Portekizliler, Fransızlar ve İngilizler, buradaki yerli halkların aleyhine toprak sahibi oldular. İngilizler, Amerika'daki topraklarını genişlettikten sonra, İngiltere başta olmak üzere çeşitli ülkelerden göçmenler alıp buralara yerleştirerek koloniler kurdular
GÖÇÜN NEDENLERİ Siyasi baskılardan kaçmak ve özgürlük ortamından faydalanmak. Dini inançlarını özgürce yaşayabilmek. Yeni dünyanın yeni ortamını bilmek ve maceraya katılmak. Kendi ülkelerinde bulamadıkları ekonomik ve sosyal imkanları yakalayabilmek. Doğal zenginliklerden faydalanabilmek.Yeni kaynaklar bulmak.
18. yüzyıl ortalarında, bu kolonilerin sayısı 13'e yükseldi ve bu Onüç Koloni, Amerika Birleşik Devletleri'nin temelini oluşturdu.
Amerika Kıtası, insanlar için yeni olanaklar ve yeni bir hayat sağladı Amerika Kıtası, insanlar için yeni olanaklar ve yeni bir hayat sağladı. Daha sonra, bu koloni sistemi sömürgecilik politikasına dönüştü. İngiliz kolonileri, Birleşik Krallık'a endüstri konusunda hizmet ediyordu. İngilizler kolonilerden vergi alıyordu.
Koloniler zaman içinde İngiliz devletinden farklı bir kimlik geliştirmeye başladı. Nüfus hızla büyüyor, tarıma dayalı ekonomi gelişiyor, iş adamları ticari ataklarda bulunuyordu. Dinsel yapıda da farklılık vardı. Avrupa'dan gelenler tutucu bir protestanlık geliştirmişti
ABD doğal kaynaklarının zenginliği, genç ve dinamik bir insan gücüne sahip olması nedeniyle 19. yüzyıl boyunca hızla sanayileşti. Ancak 1861-1865 yılları arasında çıkan Amerikan İç Savaşı ülkeyi parçalanma tehditi altına soktu. Savaş kuzeydeki eyaletlerin başarısıyla sonuçlandı ve ABD tekrar hızlı bir gelişme dönemine girdi. 20. yüzyıl başlarında çıkan I. Dünya Savaşı'nın İtilaf Devletleri tarafından kazanılmasında önemli bir rol oynadı. II. Dünya Savaşı'nda da Almanya, İtalya ve Japonya'ya karşı büyük bir başarı kazanan ABD artık bir süper güç haline gelmişti.
NÜFUS BİLGİLERİ Nüfus: 307,212,123 (Temmuz 2009 verileri) Nüfus Artış Oranı: %0.91 (2006 verileri) Mülteci oranı: 3.18 mülteci/1,000 nüfus (2006 tahmini) Bebek Ölüm Oranı: 6.43 ölüm/1,000 doğan bebek (2006 tahmini)
Ortalama hayat süresi: Erkeklerde: 75.02 yıl Kadınlarda: 80.82 yıl (2006 verileri) Ortalama çocuk sayısı: 2.09 çocuk/1 kadın (2001 tahmini)
HIV/AIDS – hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0 HIV/AIDS – hastalıklarına yakalanan yetişkin sayısı: %0.6 (2003 verileri) HIV/AIDS – hastalığı olan insan sayısı: 950,000 (2003 verileri) HIV/AIDS – hastalıklarından ölenlerin sayısı: 14,000 (2003 verileri)
Nüfusun etnik dağılımı: beyaz %81. 7, zenci %12. 9, Asyalı %4 Nüfusun etnik dağılımı: beyaz %81.7, zenci %12.9, Asyalı %4.2, Kızılderili %1, Hawai ve diğer Pasifik Ada yerlileri %0.2 (2003) Din: Protestan %52, Roma Katolikleri %24, Musevi %1, diğer %12, inançsız %10 (2002)
Diller: İngilizce, İspanyolca Okur yazar oranı: 15 yaş ve üzeri için veriler Toplam nüfusta: %99 Erkekler: %99 Kadınlar: %99 (2003 verileri)
HAZIRLAYAN NAİLE ÖKSÜZ 10/B 1026