DIŞ TİCARET POLİTİKASI VE TEŞVİKLERİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Fiyat İstikrarı ve Büyüme
Advertisements

Uluslararası gelişmeler,
Ders: Uluslararası İktisat ve Dış Ticaret Politikası
İŞLETME II FİNANSMAN FONKSİYONU 4.DERS Yrd. Doç. Dr. Recep KILIÇ
İŞLETME Toplumdaki bireylerin ihtiyaçlarını karşılamak
1) Otomatik Denkleşme Mekanizmaları A. Fiyat Denkleşme
ON ALTINCI BÖLÜM DIŞ ÖDEMELER BİLANÇOSU
Ticareti, üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir ücret karşılığı son kullanıcılara ulaştırılmasını sağlayan alım-satım faaliyetlerinin tümü olarak.
FİNANSAL AMAÇ VE FİNANS FONKSİYONU
GÜNCEL EKONOMİK GELİŞMELER VE 2008 OCAK-HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 10 Temmuz 2008 T.C. MALİYE.
Tarife Dışı Dış Ticaret Politikası Araçları
DIŞ TİCARET POLİTİKALARI
DIŞ TİCARET POLİTİKALARI
İKT 108 Uluslararası Ekonomi
Finansal Yönetim ve Fonksiyonları
Finansal Piyasalar Genel Bakış
AVRUPA BİRLİĞİ ORTAK TARIM POLİTİKASI Ortak Piyasa Düzenleri
Küresel Piyasalardaki Gelişmeler Işığında Türkiye Ekonomisine ve Bankacılık Sistemine İlişkin Değerlendirmeler Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı 1 Şubat.
Kopenhag Kriterleri Ümit Boynukalın.
Makro İktisat İktisadi Analiz
ÜNİTE 5 (Bölüm 1) FİNANSAL ANALİZ
Uluslararası İşletmecilik Kısım 3 Bölüm 9 – Ödemeler Dengesi
Türkiye Bankalar Birliği 49. Genel Kurulu 1 Türkiye Ekonomisi ve Bankacılık Sistemindeki Gelişmeler Ersin Özince Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu.
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 15 Ekim 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
7. büyük tekstil ve hammaddeleri 6. büyük hazır giyim ve konfeksiyon
İŞLETME İLKELERİ Küresel Ortamda İşletmecilik ve Rekabet
Bankacılık sektörü Nisan-Haziran 2011 dönemindeki gelişmeler 27 Temmuz 2011.
MAKRO EKONOMİ POLİTİKALARI VE TARIM SEKTÖRÜ İLİŞKİLERİ
MAKRO EKONOMİYE GENEL BAKIŞ
XIX. BÖLÜM DERS NOTLARI: DIŞ ÖDEMELER BİLANÇOSU
INTERNATIONAL MONETARY FUND- IMF (ULUSLARARASI PARA FONU)
Ders 8 Temel Analiz Hüseyin İlker Erçen
Copyright ©2004, South-Western College Publishing Uluslar arası İktisat By Robert J. Carbaugh 9th Edition 1. Bölüm: Uluslar arası İktisat.
PARA POLİTİKASI.
Soru Gümrük Birliğinin Türkiye’nin ekonomisi üzerinde etkilerini Türkiye’nin beklentileri ve gerçekleşenler üzerinden tartışınız?
Copyright ©2004, South-Western College Publishing Uluslar arası İktisat By Robert J. Carbaugh 9th Edition Bölüm 5: Tarifeler.
Soru 7 Gümrük Birliğinin Türkiye’nin ekonomisi üzerinde etkilerini Türkiye’nin beklentileri ve gerçekleşenler üzerinden tartışınız?
DÜNYA BANKASI Dünya Bankası (Alm. Weltbank, İnternationale Bank für Wieder ausfbau und wirstchaftliche Entwicklung (IBRD), Fr. Banque Internationale, Banque.
Sermaye Maliyeti *Firmalar sadece özkaynaklarını projelerin
1929 BUHRANI VE türkİye ekonomisi üzerİne etkİleri
ULUSLARARASI TİCARET POLİTİKASI DIŞ TİCARET POLİTİKASI
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 15 Ekim 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
1 of 31 PART VII The World Economy © 2012 Pearson Education Dış Ticaret Teorisi ve Dış Ticaret Politikası: Mutlak ve Mukayeseli Üstünlük teorileri.
Uluslararası Ticaret Politikası
Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman
Uluslararası Ticaret Politikası
PARA ve PARANIN FONKSİYONLARI
Uluslararası Ticaret Politikası
ÖDEMELER BİLÂNÇOSU Hazırlayan ve Sunan : Gökçe KOSOVA
MAKRO İKTİSAT PARASAL SİSTEM
MAKROEKONOMİYE GİRİŞ Oya Cesur Demir.
ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ
plan modelinin ana öğeleri
Blog: E-posta: BİLANÇO RİSKLERİ Web: Blog: E-posta:
Uluslararası İşletmecilik Kısım 3 Bölüm 9 – Ödemeler Dengesi
Uluslararası Ticaret Politikası
İŞLETME FİNANSI VE FİNANSAL YÖNETİM
İŞLETME FİNANSI VE FİNANSAL YÖNETİM
ULUSLARARASI BANKACILIK
Para, Banka ve Finansal Piyasaları Niye Çalışıyoruz?
ULUSLARARASI TURİZM PAZARLAMASI
Esnek Döviz Kuru Sisteminde Para Politikası
ULUSLARARASI TİCARET.
Ödemeler Dengesi Dr.Dilek Seymen.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Uluslararası İşletme Yönetimi
2. PİYASA EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ
İŞLETME FİNANSI VE FİNANSAL YÖNETİM
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Sunum transkripti:

DIŞ TİCARET POLİTİKASI VE TEŞVİKLERİ

DIŞ TİCARET POLİTİKASININ TANIMI Hükümetin, ülkenin doğrudan dış ticaret akımlarını sınırlandırmak, özendirmek veya bu işlemlerin yapılış yöntemlerini düzenlemek için almış oldukları sistematik önlemlerdir.

Dış ticaret politikası genel ekonomi politikasının bir parçasıdır İç ekonomi ile ilişkili politikalar dış ticareti etkileyebileceği gibi bunun tersi de doğrudur Bu durumdan dolayı iç ve dış ekonomi politikaları birbiriyle uyumlu olacak biçimde düzenlenmelidir

Örneğin ; dış ticarete yönelik olarak alınan tarife ve kota gibi önlemler yurtiçi istihdam düzeyi ve enflasyon oranını etkileyebilir

DIŞ TİCARET POLİTİKASININ AMAÇLARI Dış ödeme dengesizliklerinin giderilmesi Dış rekabetten korunma Ekonomik kalkınma Ekonominin liberalleştirilmesi İç ekonomik istikrarın sağlanması Piyasa aksaklıklarının giderilmesi Hazineye gelir sağlamak Sosyal ve siyasi nedenler Otarşi Dış piyasalarda monopol gücünden yararlanma Dış politika amaçları

Dış Ödeme Dengesizliklerinin Giderilmesi Ödemeler bilançosu açık veren ülkeler söz konusu açığı kapatmak için şu üç yöntemi uygulayabilirler; İthalatı azaltmak İhracatı arttırmak Her iki yöntemi birlikte uygulamak

İthalatı Azaltmak İçin Uygulanabilecek Politikalar Gümrük vergisi oranlarını yükseltmek Kota koymak Devalüasyon yapılması Eş etkili yurtiçi vergiler konulması Direkt devlet müdahaleleri

İhracatı Arttırmak İçin Uygulanabilecek Politikalar Devalüasyon yapılması İhracatçı sektörlere teşvikler verilmesi (ihracatı teşvik kredileri, vergi indirimleri vb.) Azgelişmiş ülkelerde ihraç mallarının yurtiçi tüketiminin azaltılması

Dış Rekabetten Korunma Ülkelerin dış piyasanın rekabetinden kendi üreticilerini korumak amacıyla aldıkları önlemlerdir. Uygulamada sıklıkla rastlanılan üç durumdan söz edilebilir;

Birinci durum ; İhracata yönelik politika(sanayileşme stratejisi) izleyen azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde ihracat için seçilen sektörler yeterli olgunluğa ulaşana kadar hükümetlerce dış rekabetten korunurlar

İkinci durum ; İthal ikamesi politikası (sanayileşme stratejisi) izleniyorsa politika yerli sanayinin geliştirilmesi temelinde oluşturulduğu için ülkedeki tüm sektörler dış rekabetten korunurlar

Üçüncü durum ; Gelişmiş ülkeler emek-yoğun sektörler veya ilkel sanayi ürünleri ihracatçısı azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden yerli üreticisini korumak amacıyla bu yönlü politika uygulayabilir

Ekonomik Kalkınma Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler dış ticaret politikasını sanayileşme stratejilerinin bir aracı olarak kullanırlar

Örneğin; ihracata yönelik sanayileşme stratejisi uygulayan ülkelerde sanayileşme planı ihracata yönelik hazırlanmaktadır ve ihracat kalkınmanın bir aracıdır Örneğin; ithal ikamesine dayalı sanayileşme stratejisinde uygulanan dış rekabetten koruyucu ticari politikanın amacı yerli endüstrinin gelişmesine uygun ortamı hazırlamaktır, yani korumacı politika kalkınmanın bir aracı olarak kullanılır

Ekonominin Liberalleştirilmesi Küreselleşme ile birlikte ülkelerin ekonomi politikalarının ana amacı serbest piyasa ekonomisini tüm kurum ve kuralları ile uygulamak olmuştur Bu bağlamda ülkeler liberal dış ticaret politikası izleyerek ulusal ekonominin dünya ekonomisi ile bütünleşmesini sağlamaya çalışırlar

İç Ekonomik İstikrarın Sağlanması İç ekonomik istikrarsızlıkların başında eksik istihdam ve fiyat istikrarsızlıkları (enflasyon,deflasyon) gelmektedir. Devletler dış ticaret politikasını kullanarak söz konusu istikrarsızlıkları gidermeye çalışabilirler

Örneğin; eksik istihdam için gümrük vergisi ve kotalar arttırılarak talebin yerli üretime kaydırılması, dolayısıyla yerli üretimin ve buna bağlı olarak istihdamın arttırılması sağlanabilir Örneğin; mal arzı darlığına bağlı bir enflasyon durumunda mal ithalatını kolaylaştırıcı önlemler alınarak mal arzı arttırılabilir ve enflasyon oranı düşürülmüş olur

Piyasa Aksaklıklarının Giderilmesi Yurtiçinde tekelleşmenin artması kaynak dağılımını bozmakta ve tüketicilerin kalitesiz mallara yüksek ücret ödemek zorunda kalmalarına yol açmaktadır Devletler yurtiçindeki tekelleşme eğilimini kırmak için kotaları kaldırabilir, gümrük vergilerini düşürebilir. Böylece ithal malların yurtiçine girişi kolaylaşır ve tekelleşme kırılmış olur

Hazineye Gelir Sağlamak İthalat ve ihracat üzerine konulan vergiler özellikle az gelişmiş ülkelerde devlet hazinesi için önemli bir gelir kaynağını oluşturur

Sosyal ve Siyasi Nedenler Ülke güvenliği, halk sağlığı, çevre kirlenmesini önleme, doğal kaynak rezervlerinin korunması vb. nedenlerle belirli malların ithalat veya ihracatı kısıtlanabilir veya yasaklanabilir Hükümetler bazen sosyal ve siyasi nedenlerle bir üretici grubunu kayırmak amacıyla o sektörle ilgili malların ithalinden alınan gümrük vergilerini yükselterek endüstriyi dış rekabetten koruyabilirler

Otarşi Otarşi, ekonomik bakımdan kendi kendine yeterlilik anlamına gelir Bu politikayı benimseyen ülkelerde dış ticaret politikasının amacı dış dünya ile ekonomik bağların en düşük düzeye indirilmesidir Örneğin; geçmişte S.S.C.B ve Doğu Bloku ülkeleri batılı kapitalist ülkelere karşı otarşik politikalar izlemişlerdir

Dış Piyasalarda Monopol Gücünden Yararlanma İhraç edilen mallarla ilgili olarak uluslar arası piyasalarda monopolcü duruma geçmek düşüncesiyle dış ticaret politikası kullanılabilir

Bu amaçla devletler şu iki yöntemi uygulayabilirler; Ülke tek üretici olduğu ürünlerin dışarıya satışına sınırlandırmalar koyar Benzer malı üreten az sayıdaki diğer ülkelerle anlaşarak birlikte kartel kurar

Dış Politika Amaçları Dış ticaret politikası izlenen dış politikaya destek olacak şekilde düzenlenebilir Örneğin; dost ülkelere düşük gümrük vergisi uygulaması, düşman ülkelere askeri malzeme satışına ambargo konması gibi

DIŞ TİCARET POLİTİKASININ ARAÇLARI Dış ticaret politikası araçları dört ana grupta incelenebilir; Gümrük tarifeleri Tarife dışı engeller İhracatın özendirilmesi Bağlı ticaret

GÜMRÜK TARİFELERİ Malların ülke sınırlarından geçişi sırasında alınan vergilerdir Tarifelerin ekonomi üzerindeki etkileri fiyat mekanizmasının işleyişine dayanır

TARİFE DIŞI ARAÇLAR Gümrük tarifelerinin dışında genellikle döviz çıkışına yol açan işlemleri kısıtlamak için ülkenin tek taraflı kararı ile konulan müdahale önlemleridir

Tarife dışı araçlardan bazıları şunlardır; Miktar kısıtlamaları Tarife benzeri faktörler Görünmez engeller Gönüllü ihracat kısıtlamaları

Miktar kısıtlamaları devletin ithalatı doğrudan doğruya belirli miktarla sınırlandırmasıdır İthalat kotaları, ithalat yasaklamaları, döviz kontrolü gibi önlemlerden oluşur

Tarife benzeri faktörler gümrük tarifeleri gibi ithalatı pahalılaştırıp yerli üretimin karlılığını arttıran, yani fiyat mekanizması yoluyla ticarete müdahale niteliğinde olan önlemlerdir Örneğin; çoklu kur uygulamaları, ithal ikamesi endüstrilerine verilen sübvansiyonlar vb

Görünmez engeller devletin, halk sağlığı, çevre korunması veya kamu güvenliği gibi nedenlerle çıkartmış olduğu idari, teknik düzenleme veya standartları içerir

Gönüllü ihracat kısıtlamaları, ithalatçı ülkenin piyasasını bozduğu gerekçesi ile üretici ülkelerin mal ihracını sınırlandırmaya yönelik bir tür kota uygulamasıdır İthalat kotalarından farkları ithalatçı ve ihracatçı ülkeler arasında bir anlaşmaya dayanması ve karşı tarafın ihracatı üzerine konmuş olmasıdır

İHRACATIN ÖZENDİRİLMESİ Gerek gelişmiş, gerek azgelişmiş ülkeler ihracatın özendirilmesi amacıyla dış ticaret politikası araçlarını kullanırlar Örneğin; ihraç malları üretiminde maliyetlerin düşürülmesine yönelik uygulamalar

BAĞLI TİCARET Ülkeler arası anlaşmalara dayanan ve taraflardan birinin devlet olduğu ticaret türüdür Örneğin; takas, kliring, karşı-satın alma vb. Kalitesi düşük yerli üretimin ihracını sağlamak, yabancı sermayeyle ağır sanayi kurmak gibi amaçlarla kullanılır

DIŞ TİCARETTE KORUYUCULUK Dış ticarette koruyuculuğu gerektiren nedenler şunlardır ; Ulusal güvenlik Genç endüstriler tezi Stratejik ticaret politikası Dampingden korunma

ULUSAL GÜVENLİK Bir savaş sırasında, ekonomik maliyeti ne olursa olsun, ulusal savunma endüstrilerine sahip bulunmak gerekir Bu bakımdan, ulusal savunma ile doğrudan ilgili olan endüstrilerin kurulması ve geliştirilmesinde dış korunmaya gerek vardır

GENÇ ENDÜSTRİ TEZİ Bu teze göre, ilerde gelişip karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olacak endüstriler optimum üretim düzeyine ulaşıncaya kadar gümrük tarifeleriyle dış rekabete karşı korunmalıdır Aksi halde, yabancı firmaların rekabeti, daha çocukluk çağında gelişme fırsatı bulamadan onları boğacaktır

Bu tezde yeni kurulan endüstrilerin, optimum üretim hacmine ulaştıklarında sağlanacak içsel ve dışsal ekonomiler nedeniyle yabancı üreticilerle rekabet edebilecek düzeye gelecekleri savunulmaktadır

Bu tez ihracata yönelik kalkınma modellerine uygundur Bu sanayileşme stratejisine göre her endüstrinin değil, yalnızca gelişme potansiyeline sahip olanların seçilip korunması gerekir Endüstrilerin seçiminde hangi endüstrilerin ölçek ekonomisi yaratacağı ve maliyetlerdeki uzun dönemli değişme seyri doğru tahmin edilmelidir

STRATEJİK TİCARET POLİTİKASI Bu görüşe göre sanayileşmiş bir ülke, korumacı önlemlerle, gelecekteki hızlı büyümesi için kilit kabul edilen yarı geçişkenler, bilgisayar, iletişim araçları ve benzeri endüstrilerde karşılaştırmalı üstünlük yaratabilir Bunun için koruyucu dış ticaret önlemlerinden (sübvansiyon, vergi önlemleri vb) yararlanılabilir

Bu politikaya göre, ekonomide kilit endüstrilerin özendirilmesi yoluyla sağlanan dışsal ekonomilerden bütün ülke yararlanır ve gelecekteki büyüme olanakları arttırılır

Bu politikanın genç endüstriler tezinden farkı, genç endüstriler tezinin kalkınmakta olan ülkeler için geçerli olması iken stratejik ticaret politikasının sanayileşmiş ileri ülkeler için geçerli olmasıdır

Politika ile ilgili olarak gelecekte büyük dışsal ekonomi doğuracak olan endüstrilerin seçimi ve bunları destekleyecek uygun politikalara karar verilmesiyle ilgili sorunlara rastlanabilir

DAMPİNGE KARŞI KORUNMA Yabancı üreticilerin yaptıkları dampinge karşı yerli üreticileri korumak amacıyla gümrük vergileri konulması veya oranlarının yükseltilmesidir

Gelişmiş Ülkelerde Koruyuculuk Dış ticarette koruyuculuk gelişmiş ülkelerde söz konusu dört ana neden dışındaki nedenlere de dayanabilir Bu ülkelerde dış piyasa rekabetine dayanamayan verimsiz endüstriler büyük bir lobi faaliyeti yürütürler

Gelişmiş ülkelerde koruyuculuğu savunan meslek grupları, Asya, Afrika ve Latin Amerika’nın az gelişmiş ülkelerinde ücretlerin çok düşük olduğunu, dolayısıyla kendilerinin bu ülkelerle rekabet etmelerine olanak bulunmadığını ileri sürerek “ucuz emek ülkeleri”nden gelen ithalatın kısıtlanması için lobicilik yaparlar

ÖDEMELER BİLANÇOSU Bir ülkenin bir dönem içerisinde dış dünya ile yaptığı tüm ekonomik işlemlerin sistematik biçimde tutulan kayıtlarına “ödemeler bilançosu” (balance of payments) adı verilir

Ödemeler bilançosu, ülkenin mal, hizmet ve sermaye akımları gibi işlemler dolayısıyla dış dünyadan sağladığı gelirlerin dışarıya yaptığı ödemelere eşit olup olmadığını ortaya koyar

Ödemeler bilançosundaki bir açık veya fazla ülke ekonomisi üzerinde oldukça geniş kapsamlı etkiler doğurur Milli gelir, istihdam düzeyi, kalkınma hızı, döviz kurları, enflasyon oranı, dış borçlar gibi değişkenler ödemeler dengesiyle yakından ilgilidir

Ödemeler bilançosu genellikle yıllık olarak tutulur Üç aylık olarak tutan az sayıda ülkeler de mevcuttur (ABD, Kanada)

Döviz girişi ve çıkışı ile ilgili olsun olmasın dış dünya ile yapılan tüm ekonomik işlemler ödemeler bilançosuna kaydedilir (örn; hibeler) Ödemeler bilançosu işlemleri iki türlüdür

Birinci tür işlemler ülkeye döviz girişi sağlar ve ülkenin dışardaki alacaklarının ya da ülkenin resmi rezervlerinin artması sonucunu doğurur Bunlar ödemeler bilançosunun alacaklı (aktif) işlemleridir

İkinci tür işlemler ülkeden döviz çıkışına neden olur veya ülkenin dışarıdaki alacaklarını azaltır ya da ülkenin resmi rezervlerini küçültür Bunlar da borçlu (pasif) işlemlerdir

Ödemeler bilançosu “çift kayıtlı muhasebe sistemi”ne göre tutulur Bir işlem alacaklı veya borçlu olarak bir hesaba kaydedilir, başka bir hesaba ters yönde düşürülen bir kayıtla da denkleştirilir İşlemler ödemeler bilançosuna gruplandırılarak kaydedilirler

ÖDEMELER BİLANÇOSU HESAP GRUPLARI Cari İşlemler Hesabı Sermaye Hesabı Resmi Rezervler Hesabı Net Hata ve Noksan Hesabı

Cari İşlemler Hesabı Cari işlemler hesabı (current transactions account) ülkenin ihraç ve ithal ettiği malların ve hizmetlerin kaydedildiği hesaptır Kendi arasında üç alt bölüme ayrılır; Mal ticareti , hizmet ticareti , tek-yanlı (karşılıksız) transferler

Mal ticareti tüm işlemler içinde en büyük yeri tutar (1/2 ile 2/3 arasında). Mal ithalat ve ihracatını kapsar Hizmet ticaretinde ülkenin hizmet ithali veya ihracı kaydedilir. Uluslar arası turizm, taşımacılık, bankacılık vb. hizmetlerdir Tek-yanlı transferler ülkeler arasında bağış ve hibe şeklinde yapılan işlemleri içerir

Sermaye Hesabı Sermaye işlemleri, bir ülkede yerleşik kişi ve kuruluşların yabancı bir ülkede yaptıkları fiziki yatırımlar (üretim tesisleri, bina vb) ve yurt dışına aktarılan mali fonlardan (yabancı tahvil, hisse senedi vb) oluşur

Yurt dışından ülkeye sermaye girişi bir alacak işlemi, ülkeden sermaye çıkışı bir borç işlemidir

Sermaye işlemleri vadelerine göre uzun veya kısa vadeli olabilirler Uzun vadeli işlemler, vadesi bir yıldan uzun olan işlemlerdir. Dolaysız yabancı sermaye yatırımları ve yabancı tahvil, hisse senedi alım-satımı bu gruptadır Kısa vadeli işlemlervadesi bir yıla kadar olan (genelde 30,60,90 gün) sermaye akımlarıdır. Bonolar, vadeli banka mevduatları vb.

RESMİ REZERVLER HESABI Merkez Bankasının döviz piyasasına yapmış olduğu müdahalelerin sonucunda ülkenin uluslararası resmi rezervlerindeki değişmelerin gösterildiği hesaptır

Kur istikrarının sağlanması amacıyla, ülkede döviz talebi döviz arzını aşarsa merkez bankası döviz satışında bulunur. Bu durumda resmi döviz rezervi eksilir Döviz arzı döviz talebini aşarsa kur düşüşünü engellemek amacıyla MB piyasadan döviz satın alır. Bu durumda resmi döviz rezervi artar

Merkez Bankasının yaptığı bu işlemler dolayısıyla, ülkenin uluslararası rezervlerindeki değişmelerin net sonucu ödemeler bilançosunun “resmi rezervler hesabı”nda (official reserves account) gösterilir

Bir ülkenin uluslararası rezervleri şu üç ana kalemden oluşur; Döviz (ileri ülkelerin konvertibil paraları) Altın IMF kaynakları (net alacaklı rezerv pozisyonları ve SDR-Özel çekme hakları)

Ülkede eğer cari işlemler ve sermaye işlemlerinin alacaklı ve borçlu kısımlarının toplamı birbirine eşitlenmemişse bunu denkleştirecek hesaplar da “resmi rezervler hesabı”na kaydedilir

Örneğin dış açık durumunda denkleştirmenin sağlanması için dışarıya döviz ödenir. Bu ödeme için dışarıdaki alacaklar, SDR rezervleri veya IMF deki rezerv pozisyonu kullanılabilir Tersi durumda yani dış alacakların dış borçlardan fazla olması durumunda ülkenin resmi rezervlerinde artış olur

Net Hata ve Noksan Hesabı Ödemeler bilançosu istatistiklerini muhasebe kayıtları anlamında denkleştirmek amacıyla kullanılır ve tek bir kalemden ibaret bir kayıttır Net hata ve noksan hesabına “istatistik farklar” (statistical discrepancy) adı da verilmiştir

Uygulamada çoğu kez cari işlemler ve sermaye hareketleri hesaplarının kaydedilişindeki hata, eksik, gecikme ve unutma gibi nedenlerle aktif ve pasif bakiyeler birbirine eşit olmamaktadır Net hata ve noksan hesabı bu eşitsizliklerin düzeltildiği muhasebe tekniğiyle ilgili bir hesaptır

ÖDEMELER BİLANÇOSUNUN ŞEMATİK YAPISI 1. CARİ İŞLEMLER HESABI A.Mal İhracat ve İthalatı B.Hizmet İhracat ve İthalatı C.Tek Yanlı Transferler 1.Özel Bağış ve Hediyeler 2.Hükümet Transferleri 2. SERMAYE HESABI A.Uzun Süreli Sermaye 1.Dolaysız Yabancı Sermaye Yatırımları 2.Özel Portfolyo Yatırımları 3.Resmi Sermaye İşlemleri B.Kısa Süreli Sermaye 3. NET HATA VE NOKSAN HESABI 4. RESMİ REZERVLER HESABI 1.Kısa süreli sermaye 2.Döviz 3.Parasal altın 4.SDR VE IMF rezerv pozisyonu

ULUSLARARASI EKONOMİ KURUMLARI Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund) Dünya Bankası (World Bank) Dünya Ticaret Örgütü (World Trade Organization)

1929 büyük dünya ekonomik krizinin on yıl süresince aşılamamasının ana nedenlerinden birisi dünyada finansal ve ticari işlemleri düzenleyen kurumların olmayışıdır 1929 krizi on yıl boyunca devam etmiş ve uluslararası sistemsizlikten dolayı aşılamamıştır

Sonuçta 1939’da II.Dünya Savaşı patlak vermiştir Savaş sonrası dünyada güç dengeleri değişmiş, ekonomik güç İngiltere’den ABD’ye geçmiştir Dünya ülkeleri sistemsizliğin yarattığı benzer krizlerin çıkmasını önlemek amacıyla yeni bir düzen kurmuşlardır

Bretton-Woods para sistemi, IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü’nden oluşan sistem günümüzde de devam etmektedir (Bretton-Woods para sistemi hariç) Soğuk savaş döneminde sosyalist ülkeler sisteme dahil olmamışlardır. Doğu blokunun yıkılmasından itibaren tüm dünya bu sistem altında birleşmiştir

BRETTON-WOODS PARA SİSTEMİ II.Dünya savaşı sonrası uluslararası mali sistemi belirlemek amacıyla, ABD’de Bretton Woods’ta çeşitli ülke temsilcilerinin katılmasıyla toplanan Bretton Woods konferansının sonucunda oluşturulmuştur

Konferans sonucunda IMF ve Dünya Bankası kurulmuş, para sistemi olarak Bretton Woods para sistemi oluşturulmuştur Bu para sisteminin özünde ABD dışındaki ülkelerin ulusal paralarını sabit kurdan ABD dolarına bağlamaları yatmaktadır

Piyasada döviz kurlarının dolar paritesi etrafında %1 gibi çok dar sınırlar içinde dalgalanmasına izin verilmiştir ABD doları ise 1 onz saf altın=35 dolar fiyatından altına bağlanmıştır Yabancı merkez bankalarına arz dolar karşılığında Federal Reserve Bank’tan altın satma taahütünde bulunulmuştur

Bretton Woods para sistemine göre dış açık veren ülkeler devalüasyon, dış fazla veren ülkeler revalüasyon yaparak dengeyi sağlayacaklardı Sistem 1950’li yıllarda ABD’nin dış açık vermeye başlaması ve ard arda doların devalüe edilmesiyle sarsılmaya başlamış ve 1973’te AT ülkelerinin paralarını serbest dalgalanmaya bırakmaları ile sona ermiştir

IMF IMF, 1944 yılında Dünya Bankası ile birlikte Bretton Woods konferansında kurulmuş ve 1946’da faaliyete geçmiştir Başlıca amaçları, uluslararası para sisteminin düzenli biçimde işlemesini sağlamak, üye ülkelerin dış ödeme güçlüklerinin çözümüne katkıda bulunmak ve uluslararası mali kriz yönetimi biçiminde özetlenebilir

IMF üyesi ülkelerin sayısı 180’in üstündedir Üye ülkeler aynı zamanda Dünya Bankası üyesidirler

IMF GÖREVLERİ Ekonomik istikrarsızlık içinde olan ülkelere dış ödeme açıkları için kısa vadeli kredi sağlamak Uluslararası mali sisteme zarar vermesini önlemek üzere üye ülkelerin kur politikalarını gözden geçirmek Mali kriz içine giren ve dolayısıyla ulusal parası yoğun spekülasyona uğrayan ülkelere krizin atlatılması için mali kaynak sağlamak Üye ülkelerin uluslararası ticari bankalara veya resmi kuruluşlara olan ve ödenmeyen borçlarının ortaya çıkması durumunda, sorunun çözümü için aracılık yapmak, yeni ödeme planları ve borç erteleme anlaşmaları hazırlamak Dünya Bankası ile işbirliği içerisinde üye ülkelerdeki makro ekonomik ve yapısal uyum politikalarına finansal destek sağlamak Üye ülkelerde dış ticaret ve kambiyo rejimlerinin liberasyonunu özendirici çalışmalarda bulunmak, bu konularda üyelere teknik yardım ve eğitim hizmetleri sunmak

IMF üyesi her ülkeye ilk girişte bir kota belirlenir IMF üyesi her ülkeye ilk girişte bir kota belirlenir. Kotalar her üyenin fona yapacağı mali katkının sınırını gösterir Üyelerin Fon’la yapacakları mali işlemler ve Fon’un yönetimine katılmadaki ağırlıkları onların kotalarına bağlıdır

Bir ülke üyeliğe kabul edildiğinde kotasının %25’ini uluslararası rezerv paralarla(SDR veya onun bileşiminde yer alan sağlam paralar), %75’ini kendi ulusal parası ile IMF’ye öder Fona yapılan farklı paralar cinsinden ödemelerden dolayı Fon, ulusal paralardan ve SDR’den oluşan bir havuz görünümündedir

Üyelerin fondan sağlayabilecekleri kredi miktarları kotaları ile orantılıdır Her üyenin fondaki oy hakkı ağırlığı ve yönetim kurulundaki temsili kotasına bağlıdır

SDR (SPECIAL DRAWING RIGHTS) Özel çekme hakları (SDR), 1970 yılında uluslararası likiditeyi arttırmak amacıyla IMF tarafından yaratılan özel bir uluslar arası rezerv aracıdır Bu kanalla üye ülkelere normal çekme haklarından ayrı bir dış rezerv sağlanır. Katılım zorunlu değildir fakat uygulamada tüm üye ülkelerin katıldığı görülmektedir

Bir hükümetin diğerinin merkez bankasından, onun ulusal parasını çekmesine olanak veren bir haktır Örn; Türkiye dolar istediğinde elindeki SDR’leri Amerikan Merkez Bankası’na devreder. SDR’leri alan ABD Merkez Bankası bunun dolar karşılığı tutarını Türkiye’ye transfer eder. Bu işlem sırasında Türkiye karşı ülkeye IMF aracılığıyla faiz ödemiş olur

SDR üye ülkelere bir kurumdan bir mali kaynak veya fon sağlama hakkı vermez sadece öteki ülkelerden ulusal para elde etme olanağı sunar

IMF’de kota miktarları en yüksek olan ülkeler;(2001 itibariyle) ABD %17,7 Japonya %6,3 Almanya %6,2 İngiltere %5,1 Fransa %5,1

Bir ülkenin IMF’ye borçlanması kendi ulusal parasının diğer bir ülke parasıyla değiştirilmesi biçiminde olur Borçlanmak isteyen ülkeler fondan istedikleri bir yabancı para veya SDR alırlar

Borçlanmak isteyen üye ülke IMF ile anlaşma yapar Anlaşmada üye ülke belirlenen süre sonunda fona yatırdığı ulusal parasını geri almayı taahhüt eder. Karşılığında fona sağlam dövizler veya SDR ile ödeme yapar

Kural olarak bir ülkenin IMF havuzundaki ulusal parası diğer ülkeler tarafından ne kadar çok talep ediliyorsa o kadar değerlidir

Fon’dan kredi almak isteyen ülke, dış ödemeler dengesini sağlamaya yönelik bir istikrar programı hazırlayarak Fon’a sunmak ve onunla anlaşmaya varmak zorundadır Ülkenin uygulayacağı ekonomik ve mali politikaları gösteren ve Fon’a sunulan bu programa “niyet mektubu” adı verilir

Krediler konusunda IMF’in kendine özgü kıstasları mevcuttur Borçlanan ülkelerden özellikle toplam talebi kısma yoluyla ekonomik ve mali istikrarı sağlamaya yönelik politikalar uygulama taahhüdü istenmektedir IMF kredileri destekleme kredisi biçiminde verilir ve yeni dilimlerin serbest bırakılması performans kriterine tabidir

IMF’in Öngördüğü Başlıca Politikalar Kamu harcamalarının kısılması(kamu personel harcamalarının kısılması) Vergilerin arttırılması Devalüasyon Serbest fiyat politikaları Dış ticaretin serbestleştirilmesi

Ülkelerin IMF’deki kotaları dört dilime ayrılmıştır ve bu kotalarından yapacakları borçlanmalarda ilk dilim (%25) için özel bir şart aranmaz. Diğer dilimlerden yapılacak borçlanmalar için performans kriteri aranır ve “destekleme düzenlemeleri” (stand by anlaşmaları) yapılır

DÜNYA BANKASI Kuruluştaki adı “Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası” olan banka, kuruluşunda II. Dünya Savaşında yıkılan Avrupa ekonomilerinin onarımı amacıyla kurulmuştur

1950’li yıllarda Avrupa ekonomilerinin kalkınması sağlandıktan sonra banka yönünü değiştirmiş ve az gelişmiş ülkelere kredi vermeye başlamıştır

Dünya Bankası proje kredileri verir ve teknik yardım sağlar Üye ülke hükümetlerine, resmi kurumlarına veya özel sektör kuruluşlarına kredi açar Dünya Bankası’ndan kredi alabilmek için kabul edilebilir kalkınma projeleri hazırlamak gerekmektedir

Kurumun kaynakları, üye ülke aidatları ve uluslararası mali piyasalarda sattığı tahvillerdir Dünya Bankası bünyesinde farklı fonksiyonları olan alt kurumlar oluşturulmuştur. Tüm bu kurumların toplamına “Dünya Bankası grubu” adı verilmektedir

Söz konusu kurumlar; Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA) Çok Taraflı Yatırım ve Garanti Kuruluşu (MIGA)

Uluslararası Finans Kurumu (IFC); üye ülkelerde özel sektöre doğrudan krediler verir Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA); en az gelişmiş durumdaki ülkelere yardımlar vermektedir Çok Taraflı Yatırım ve Garanti Kuruluşu (MIGA); yabancı sermaye yatırımlarının yatırım yapılan ülkedeki yatırımlarına ticaret dışı risklere karşı garanti vermektedir

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ Kuruluş adı Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasıdır (GATT) 1995 yılında Dünya Ticaret Örgütü adını almıştır 130 civarında üyesi bulunmaktadır

Kuruluşun ana amacı dünya ticaretini serbestleştirmektir Bu amaca ulaşmak için üye ülkelerin ortak çıkarları ve karşılıkları ödünleri ile her türlü ticari engel ve farklı işlemleri kaldırmalarını öngörür

GATT anlaşması sanayi mallarının ticaretini serbestleştirme amacı taşımakta iken, DTÖ sanayi malları yanı sıra tarım, tekstil, hizmetler ticareti ve fikri mülkiyet haklarını da kapsamına almıştır

DTÖ, uluslararası ticarette ayrımcılığın kaldırılması amacı ile iki ana kuralı uygular; En çok kayrılan ülke kuralı Ulusal işlem kuralı

En çok kayrılan ülke kuralına göre, bir üye ülkenin diğerinin mallarının ithalatıyla ilgili olarak ona verilen ödün (tarife indirimi gibi) veya sağlanan bir kolaylık, ayrım yapmadan diğer bütün ülkelere de aynen geçerli kılınmalıdır Serbest ticaret bölgeleri ve gümrük birlikleri bu kuralın dışındadır

Ulusal işlem kuralı, yurt içinde uygulanan vergi ve öteki müdahalelerde yerli mallarla yabancı mallar arasında bir fark gözetilmeden hepsine aynı işlem yapılmasını ifade eder

Sonuç olarak, ticaretteki bütün bu engellerin ve ayrımcılığın kaldırılması ile uluslararası ticarette serbestleşme sağlanacak ve bütün ülkelerin yararına olarak uluslararası ticaret hacmi genişleyecektir

DTÖ, üye ülkelerin dış ticaret politikalarını belirli aralıklarla (2-4 yıl) gözden geçirmektedir ve üyeler arasında çıkabilecek anlaşmazlıkları çözümlemek amacıyla arabuluculuk yapmaktadır

AZGELİŞMİŞ ÜLKELERİN DIŞ TİCARETE DAYALI SANAYİLEŞME STRATEJİLERİ Strateji genel model veya yaklaşım anlamına gelir. Politikadan daha geniş kapsamlıdır Bir strateji ancak onunla uyumlu politikalar aracılığıyla uygulamaya konulabilir

Dış ticarete dayalı iki ana kalkınma, sanayileşme stratejisi bulunmaktadır; İthalat ikamesi (import substitution) İhracata yönelik (export oriented)

İthalat ikamesi 1960’lı ve 1970’li yılların sanayileşme stratejisi olarak bilimektedir O yıllarda gelişmekte olan ülkeler tarafından yaygın olarak kullanılmış daha sonra terk edilerek ihracata yönelik strateji benimsenmiştir Küreselleşme günümüzde ithalat ikamesinin gerektirdiği biçimde dışa kapalı bir ekonomi modelini imkansız hale getirmiştir

İTHALAT İKAMESİ Önceleri ithalatla karşılanan yurtiçi piyasa talebinin, koruyucu ve özendirici önlemler uygulanarak yerli üretimle karşılanmasını öngören bir kalkınma stratejisidir Yurtiçi piyasaların yabancı üreticilerden devralınmasını öngörür

İthal ikamesi politikasının en belirgin özelliği yoğun devlet müdahaleleridir Söz konusu müdahale gümrük tarifeleri, kotalar ve dış ticaret kısıtlamaları yanı sıra döviz kurları(sabit kur sistemi), faizler, temel mal ve girdi fiyatlarında da uygulanmaktadır Müdahalecilik fiyat mekanizmasının işleyişini büyük ölçüde engellemektedir

İthal ikamesi stratejisinde tüm sektörler birlikte geliştirilmeye çalışıldığı için politika bir bütün şeklinde uygulanır yani sadece dış ticaret önlemlerinden oluşmaz, aynı zamanda iç makro ekonomik değişkenlerin de planlanması söz konusudur Örneğin; faiz oranları devletçe belirlenmekte ve piyasa denge değerinin altında tutulmaktadır. Böylece yatırım maliyetleri ucuzlatılarak sanayileşmeye ek destek verilmek istenir

Uygulamada ithal ikamesi politikasına tüketim mallarından başlanır Bu durumun nedenleri ise; bu alanlarda hazır bir piyasanın bulunmaması, tüketim malları üretiminin yoğun sermaye ve çok ileri teknoloji gerektirmeyen firmalar tarafından yapılabilmesidir

İthal ikamesinin ilk aşamasında koruyuculuğun geçici olacağı, iç piyasanın ihtiyaçları karşılandıktan sonra geliştirilen endüstrilerin dünya piyasalarına açılacağı belirtilir Fakat uygulamada bu durum gerçekleştirilememiştir çünkü endüstrilerin rekabet düşüncesine göre seçilmemesi (karşılaştırmalı üstünlüğe sahip sınırlı sayıda endüstri değil tüm endüstriler söz konusudur) sürekli korumayı gerektirmiştir

İTHAL İKAMESİNİN YOL AÇTIĞI SORUNLAR Kaynak israfı Dışa bağımlılık İhracat endüstrileri aleyhine doğan çarpıklık Dış borçların artışı Ülkeye yabancı sanayi yapısı

İthalat ikamesi, karşılaştırmalı üstünlüklere uygun bir kaynak dağıtımına dayanmaz Yüksek koruma duvarlarının arkasında maliyetler ve fiyatlar dünya standartlarından yüksek, kalite ise daha düşük gerçekleşir.Aşırı koruma monopolleşmeyi arttırır ve ar-ge faaliyetlerini caydırıcı etkiye sahiptir Tüm bu nedenlerden dolayı kaynak dağılımındaki etkinlik bozulur ve tüketici refahı düşer

İthal ikamesi politikası ana amacının tersine uygulamada dış bağımlılığı arttırmaktadır Politika ithalatın hacminden çok bileşimini etkilediği için nihai malların ithalatının azalmasına karşılık, ara malları, yatırım malları ve teknoloji ithalatı artmaktadır İçeride endüstrinin kurulmasına karşın bu endüstrinin ithal malı hammaddelerle devamlı beslenmesi gerekmektedir

İthal ikamesi politikasında ihracat endüstrilerine ithalatı ikame eden endüstrilerle aynı özen gösterilmediği gibi, resmi sabit kurdan ulusal parayı da aşırı değerlendirerek ihracatçıyı cezalandırmış olmaktadır

Politikada ihracat istenilen hızda arttırılamadığı için dışa bağımlılık artışı ve ihracatın gerilemesi dış açıkların artması sonucunu doğurur

Politikanın uygulanmasında tüketim malları endüstrilerinden başlayarak ara ve yatırım malları endüstrileriyle bütünleşmeyi amaçlayan bir ithalat ikamesi, ileri teknoloji ve sermaye yoğun üretim yöntemlerini özendirir

Hükümetlerin uyguladıkları gümrük bağışıklığı, ucuz kredi ve hatta aşırı değerlenmiş kur politikaları sanayi yapısında bu yöndeki bir değişmeyi destekler Sermaye yoğunluğu yüksek ve ileri teknolojiye dayalı üretim yöntemleri, emekten tasarruf edici niteliktedir

Dolayısıyla, bu gelişmeler ülkenin işsizlik sorununun daha da büyümesine ve sonuçta faktör donatımına ters, ülkeye yabancı bir sanayi yapısının ortaya çıkmasına yol açar

İHRACATA YÖNELİK SANAYİLEŞME Bu yaklaşım, dinamik karşılaştırmalı üstünlüklere uygun bir sanayileşme modeline dayanır Sanayileşmede seçicilik ana ilkedir, tüm endüstrilerin değil, ancak gelişebilecek ve rekabet edilebilecek potansiyele sahip olanların özendirilmesine ve desteklenmesine çalışılır

Dış ticaret politikasının temel amacı seçilen endüstrileri dış piyasanın rekabetine hazırlamaktır, Endüstriler gelişene kadar dış rekabetten korunur, uzun dönemde ise liberal bir dış ticaret rejimi uygulayarak ulusal ekonominin dünya ekonomisi ile bütünleşmesi sağlanır

Politika ile birlikte dış rekabet monopolleri kırar, üreticileri kaliteyi iyileştirecek ve fiyatları düşürecek biçimde yeni yöntemler araştırmaya zorlar İhracat gelirlerindeki artış döviz gelirlerini arttırmasına karşın ithalat giderleri de artabilir. Bu yüzden dış bilançoda direkt bir iyileşme görülmeyebilir

İhracatı özendirme politikaları serbest ticaret ve uluslararası uzmanlaşmanın yararlarına dayanan uygulamalardır Ulusal ekonomiyi dünya ekonomisi ile bütünleştirerek ekonomik kaynakların en etkin biçimde kullanılmasına olanak sağlar

KÜRESELLEŞME II.Dünya Savaşından sonra ortaya çıkan dünya ticaretini serbestleştirme eğilimleri günümüzde de hızlı bir biçimde sürmektedir Evrensel boyutlarda dünya ticaretini serbestleştirme çabaları dünyayı adeta tek bir pazar durumuna getirme amacına yöneliktir (ticari küreselleşme)

Ekonomik anlamda küreselleşmenin üç boyutu söz konusudur; Ticari küreselleşme Üretimin(yatırımların) küreselleşmesi Mali küreselleşme

Ticari küreselleşme özünde ticari engellerin kaldırılmasını içerir Ticari küreselleşme özünde ticari engellerin kaldırılmasını içerir. GATT (DTÖ) bu amaca hizmet etmektedir

Mali küreselleşme, ülkelerin kısa ve uzun vadeli sermaye akımlarıyla ilgili olarak uygulamakta oldukları engel ve kısıtlamaları kaldırıp yurtiçi piyasalarını dünya piyasaları ile bütünleştirmelerinin bir sonucudur

Üretimin küreselleşmesinden sınır ötesi üretimin yaygınlaşması ve bu yöndeki ulusal yasal engellerin kaldırılması anlaşılır Uygulamada çok uluslu şirketlerin kendi ülkeleri dışında yaptıkları yatırımlar olarak kendini göstermektedir