İNSAN-ÇEVRE İLİŞKİLERİNİN TARTIŞILDIĞI DÖNEM Klasik dönem olarak adlandırılan Humboldt ve Ritter döneminden sonra coğrafyada hakim olan görüş çevreci determinizmdir. Darwin’in 1859’da “Türlerin Kökeni” adlı kitabını yayınladıktan sonra, Darwin’in görüşlerinden etkilenen coğrafyacılar, “nasıl ki organizmalar hayatta kalabilmek için kendi çevrelerine uyum sağlamak ihtiyacındaysalar, aynı şekilde insanlar da içinde yaşadıkları çevre ile uyumlu bir hayat tarzı benimsemek zorunda ya da ihtiyacındadırlar” görüşünü ortaya attılar.
Determinizm Eğitiminin ilk devrelerinde Darwin’in evrim teorisinden etkilenmiş olan Friedrich RATZEL, Fiziki çevrenin insan üzerindeki etkisi hakkındaki fikirlerini Anthropogeographie (1882-1891) (Beşeri Coğrafya) adlı iki ciltlik eserinde otaya koymuştur. Ratzel’in fikirleri önce Avrupalı coğrafyacılar arasında yayıldı, sonra Amerika’ya taşındı ve burada coşkulu bir şekilde kabul edildi. Ratzel’den etkilenen coğrafyacıların başında DAVIS, SEMPLE, HUNTINGTON gelir.
Friedrich RATZEL (1844-1904) Ratzel aynı zamanda siyasi coğrafya alanında sistematik çalışan ilk bilim adamıdır. Politik Coğrafya adlı eserinde ileri sürdüğü görüşler, Adolf Hitler'in "dünya egemenliği kurma hülyası"na temel oluşturmuştur.
Determinizm Yer şekillerini açıklamak üzere geliştirdiği “aşınım döngüsü” teorisiyle ünlenen William Morris DAVIS (1851-1934), doğal çevrenin insana etkisinin araştırılması şeklinde aldığı coğrafyadaki çevreci determinizme yaklaşımını “İnorganik Kontrol ve Organik Tepki” adlı yazısında açıkça ortaya koymuş ve “A Retrospect of Geography” adlı yazısında da görüşlerine daha açıklık getiriştir.
Determinizm Ratzel’in danışmanlığında çalışmış ve onun fikirlerinden çok etkilenmiş olan Ellen Churchill SEMPLE (1863-1932), determinist fikirlerini Amerika ve Akdeniz üzerine yazdığı kitaplarında ve özellikle “The Influences of Geographic Environment” (1911) (Coğrafi Çevrenin Etkileri) adlı eserinde ortaya koymuştur.
Determinizm Harput Amerikan kolejinde bir müddet hocalık da yapmış olan ve Türklerin Orta Asya’dan göç etmeleri ile ilgili teorinin sahibi olan Ellsworth HUNTINGTON (1876-1947) ise determinist görüşlerini “The Pulse of Asia” (1907) ve “Civilization and Climate”(1915) adlı kitaplarında ortaya koymuştur.
Determinizm Amerika dışında da Fransa’da Victor DEVILLE, İngiltere’de James FAIRGRIEVE tanınmış determinist coğrafyacılardır.
Possibilizm Çevreci determinist görüşün taraftar kazanmaya başladığı devrelerden başlayarak XIX.yy.ın sonlarına doğru determinist görüşün karşısına, doğadan çok insan üzerinde duran ve insanın pasif bir varlıktan çok aktif bir güç olarak görüldüğü görüşler gelişmeye başladı. Bu konunun öncüleri MARSH ve SHALER’dir. Darwin’in kitabından 5 yıl sonra (1864) yayınlanan Man and Nature adlı kitabında George Perkins MARSH (1801-1882) “insanın içinde yaşadığı çevreye ve bu çevredeki değişimlere tepki gösteren faal bir ajan olarak önemi”ni vurguluyordu. Nathaniel Southgate SHALER (1841-1906) Marsh’ın fikirlerini benimsemiş ve uygulamaya koymuştu. Marsh’ınki ile aynı adı taşıyan kitabı (1905) yanında bir çok kitap ve makale yayınlamış, bilhassa toprak ve toprak erozyonu hakkında öne sürdüğü görüşleri dünya çapında ilgi görmüştür.
Possibilizm Bu görüşü güçlendirenler arasında Ernst Georg RAVENSTEIN (1837-1913)’in ayrı bir yeri vardır. “Doğa her şey, insan da güçsüz değildir” diyen RAVENSTEIN, insanın doğayı bilgisi ve başka yollarla kendi yararına değiştirmekte olduğunu vurguluyordu. Aslında insanın özgürlüğü ile doğanın kontrolü arasındaki ilişkinin yerden yere ve zamanla değişmesi yanında possibilizm ve determinizm gibi uçlar da doğa ve insanın çok karmaşık bir sistemde birbirlerine yaptıkları etki ve karşı etkinin ağırlığına göre değişmektedir.
Possibilizm Bugün coğrafyada gittikçe taraftar toplayan “insanın çevreye tepkisi ve çevre içindeki hareketini karşılıklı etki modeli ya da sistemi” olarak kabul edilen görüş aslında Vidal’ın ileri sürdüğü “coğrafi birlik”, başka ifadeyle mekansal (bölgesel) farklılığı yaratan nedenleri araştıran görüşe denk düşmektedir.