AARHUS SÖZLEŞMESİ Convention on Access to Information, Public Participation in Decision making and Access to Justice in Environmental Matters
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomi Komisyonu (UN Economic Comission for Europe )tarafından 1998’de Danimarka’nın Aarhus kentinde hazırlandı. Çevre konusunda üç ana başlığı vardır: Bilgiye Ulaşım Karar Vermede Toplumun Katılımı Yargıya Erişim
Sözleşmenin geçerliliği için 16 ülkenin imzası gerekiyordu, nitekim başlangıçta 26 ülke imzaladı ve sözleşme 30 Ekim 2001 tarihinde yürürlüğe girdi.
İlk Etapta İmzalayan Ülkeler: Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya,Belçika, Kıbrıs, Danimarka, Estonya, Fransa, Gürcistan,Macaristan, İtalya, Kazakistan, Kırgızistan, Latviya, Litvanya, Malta, Norveç, Polonya, Portekiz, Moldavya, Romanya, Tacikistan, Makedonya, Türkmenistan, Ukrayna
TÜRKİYE HENÜZ SÖZLEŞMEYİ İMZALAMAMIŞTIR ! Son bilgiler itibariyle Aarhus Sözleşmesini imzalayan, onaylayan veya kabul eden toplam 40 ülke bulunmaktadır.
SÖZLEŞMENİN AMACI Sözleşme, herkesin çevreyle ilgili bilgilere ulaşma, çevre ile ilgili konularda karar alma sürecine katılma ve yargı yoluna başvurma hakkının güvence altına alınması amacıyla hazırlanmıştır. Bu amaca ulaşmak için taraf devletler, çevre ile ilgili verileri derleme ve bu verileri dileyen herkese sunmakla yükümlüdür.
Bilgiye Erişim, Karar vermeye Halkın Katılımı ve Yargı Başvurma Hakkını Kim Kullanabilir? Sözleşme gereğince, bilgiye erişim, karar almaya halkın katılımı ve yargıya başvurma hakkını herkes kullanabilecektir. Bu hakları kullananın herhangi bir menfaatinin bulunması gerekli değildir. Hakkı kullanmak isteyenler, gerçek kişiler olabileceği gibi, tüzel kişiler, örgütlü gruplar ya da gönüllü yurttaşlar olabilir. Hakkı kullanmak isteyen gerçek kişi ya da örgütlerin, vatandaşlığı, ikametgahı, oturduğu yer neresi olursa olsun bilgiye erişim, karar almaya katılım ve yargıya başvurma hakkını kullanabilecektir.
Sözleşmenin Çevresel Konulara İlişkin Üç Ana Aksı Bulunmaktadır: 1- Toplumun Bilgiye Ulaşım Hakkı 2- Toplumun Karar Verme Sürecine Katılma Hakkı 3- Toplumun Yargıya Erişim Hakkı
Kimin Elindeki Bilgi? Sözleşme ile herkes yalnızca idarenin değil, idare benzeri kuruluşların elindeki bilgiye erişim hakkına sahiptir. Merkezi ve yerel idarenin yanı sıra çevre ile ilgili işlev gören ya da idari görevleri yerine getiren gerçek ve tüzel kişiler ile Sözleşmeye taraf olacak bölgesel örgütlerin elindeki bilgiden söz edilmektedir.
Hangi Bilgiye Ulaşım Hakkı Vardır? Hava, su, toprak, doğal alanlar gibi çevre öğeleri ile bu öğeleri etkileyen enerji, ses, radyasyon vb. gibi etkenler, çevreyle ilgili politika kararları, yasama işlemleri, idari kararlar, plan ve programlar… Kısacası, çevreyle ilgili her türlü bilgi, bu hakkın konusunu oluşturmaktadır.
Halkın Karar Alma Sürecine Katılımı Sözleşme ekinde yer alan etkinlikler bakımından halkın karar alma sürecine mutlak ve etken bir biçimde katılımı düzenlenmiştir. Bu düzenlemeyle, halkın çevresel etki değerlendirme (ÇED) sürecine mutlak ve etkili olarak katılımı amaçlanmaktadır.
Yargıya Erişim Hakkı: Bilgiye erişim ve karar alma sürecine katılım hakkının kullanımını engelleyen ya da sınırlayan idarenin kararlarına karşı bir üst inceleme merciine ya da yargıya başvuru hakkı Sözleşme ile düzenlenmiştir.
Sözleşmeye Göre Bilgi: AKTİF BİLGİ İdare, herhangi bir istem olmaksızın çevreyle ilgili bilgiyi kamuya açmakla yükümlüdür. PASİF BİLGİ Bilgi sunmak, istenen bilgiyi sunmaktan ibaret değildir.
Aktif Bilgi Sunum Yükümlülüğü Kapsamında: a. Çevreyle ilgili bilgileri derleyecek ve güncel halde bulunduracaktır, b. Çevreyi önemli ölçüde etkileyen mevcut ya da tasarı halindeki etkinliklerle ilgili zorunlu bilgilendirme sistemi kuracaktır,
Aktif Bilgi Sunum Yükümlülüğü Kapsamında: c. İnsan sağlığı ve çevreyi etkileme olasılığı bulunan insan ürünü ya da doğal nedenlere ilişkin idarenin elindeki bilgiyi derhal kamuya duyuracaktır, d. Kendi ülkesinde çevre üzerinde etkisi olacak üretim yapan işletmeler ve bunların ürünlerine ilişkin bilgiyi kamuya duyuracaktır.
Sözleşmeye Taraf Devletler: Çevre ile ilgili bilgi ve verileri elektronik ortama aktarmakla yükümlüdürler, Elektronik ortamda her türlü rapor, yasal düzenleme, kirliliğe ilişkin faktörler bulundurulacaktır
TÜRKİYE’DE DURUM
Sözleşmenin Öyküsü… 2001 yılında hazırlanan “Ulusal Plan”da, Aarhus Sözleşmesine katılım sürecinin belirleneceği öngörülmüştür. Ancak katılım stratejisi belirlenmemiş; ardından ÇED Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak, halkın katılımı daha da daraltılmıştır.
Sözleşme halen imzalanmamış olup, Bilgiye ulaşım konusunda bir takım yasal düzenlemeler yapılmaya çalışılmıştır.
Türkiye’de Bilgiye Ulaşımla İlgili Mevcut Düzenlemeler: 1) ÇED Yönetmeliği 2) Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
Ancak mevcut yasal düzenlemelerde eksikler mevcuttur: Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, Madde 4: “Türkiye'de ikamet eden yabancılar ile Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı tüzel kişiler, isteyecekleri bilgi kendileriyle ya da faaliyet alanlarıyla ilgili olmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar. “
Ancak mevcut yasal düzenlemelerde eksikler mevcuttur: Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, madde 7: “Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler. “
Ancak mevcut yasal düzenlemelerde eksikler mevcuttur: ÇED Yönetmeliği: Halkın katılımı noktasında, faaliyetin yapılması sırasındaki ve sonrasındaki katılım süreci ele alınmamış, Katılım usullerinde engelleyici düzenlemeler vardır.
SONUÇ OLARAK: Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı için herkesin demokratik katılımını güvence altına alan, idarenin çevreye ilişkin karar ve faaliyetleri üzerinde etkin bir denetim mekanizmasının kurulmasını sağlayacak olan Aarhus Sözleşmesinin, Türkiye tarafından da imzalanması ve gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması bir zorunluluktur.