Hazırlayan Psk.Dan.Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan. Sinem TARHAN SALDIRGANLIK Hazırlayan Psk.Dan.Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan. Sinem TARHAN
Saldırganlık, başkalarına fiziksel veya psikolojik zarar verme niyeti taşıyan tüm davranışları içerir. Saldırganlık sözel (bağırma, küfür etme) veya fiziksel (vurma, nesne fırlatma) olarak ikiye ayrıldığı gibi aktif ve pasif olarak da sınıflandırılmaktadır. Çocuklarda genellikle gözlenen fiziksel ve aktif saldırganlıktır (vurma, nesne fırlatma).
ÖZELLİKLERİ 1- Saldırgan çocuk geçimsizdir, sürekli kavga eder, 2- Tepkileri ölçüsüz ve durumla orantısızdır, 3- Her ortamda sürekli sorun yaratırlar, 4- Tüm büyüklerle sürekli çatışma içindedirler, 5- Sık sık ceza alırlar fakat etkilenmezler, 6- Hep kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlar, 7- Davranışlarından utansalar bile yinelerler, 8- İlgisizlikten hoşlanmazlar.
NEDENLERİ Saldırganlığı arttıran birçok fiziksel, çevresel etken vardır. Yapılan çalışmalar saldırganlığın engellenme ile yakından ilişkili olduğunu göstermektedir. Ancak engellenme duygusu her zaman saldırganlığa neden olmamaktadır. Bireyler engellenmeye karşı farklı tepkiler gösterirler. Bazıları yardım ve destek ararken bazıları da engellenmenin kaynağından uzaklaşmayı tercih ederler.
Şiddete tanık olma saldırganlığı ortaya çıkaran nedenler arasındadır Şiddete tanık olma saldırganlığı ortaya çıkaran nedenler arasındadır. Örneğin, aile içi şiddete tanık olan çocuklar, saldırgan davranışları öğrenebilir. Baskıcı- otoriter veya aşırı koruyucu disiplin anlayışı, çocukta saldırganlık ve başkaldırma gibi olumsuz özelliklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Duygu ve düşüncelerin rahatça ifade edemeyen özellikle öfkesini uygun şekilde yönlendiremeyen bireylerde de saldırganlık ortaya çıkabilir.
Toplum da aile gibi suç oranın gelişmesini teşvik etmektedir Toplum da aile gibi suç oranın gelişmesini teşvik etmektedir. Suç oranın yüksek olduğu bir topluluk çocuğun saldırgan aktivitelerde bulunan pek çok modeli gözlemlemesine fırsat verir. Arkadaş grubunun etkisi de saldırganlığı artırabilir.
Bunun dışında TV programlarında saldırganlık ve şiddet sahnelerini izlemelerinin de çocuklarda saldırganlık tavırlarını arttırdığı deneysel olarak saptanmıştır. Zaman zaman da zorlu yaşam olaylarının arkasından çocuklarda da öfke gözlenir. (Hastalık, istismar, çeşitli travmatik yaşantılar vb.) Göç sebebiyle başta büyük kentler olmak üzere çeşitli yerleşim birimlerinde oluşan, kontrolsüz yapılaşma, nüfus artışı, kültürel yozlaşma ve yabancılaşma sonucu oluşan sosyal problemlerin çözümünde şiddete başvurulması saldırganlığın ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
Kalabalık sınıflar, yetersiz fiziki koşullar, fazla ders saati ve yoğun ders programının getirdiği sıkıntılara ders dışı etkinliklerin ve sosyal faaliyetlerin yetersiz olması, öğrencinin rahatlayabileceği, enerjisini kullanabileceği alanların sınırlılığı saldırganlığı artırır.
Evde ve okulda çok şiddetli ceza bir süre için saldırganlığı durdurur ama çocuğun gözünde kendi saldırganlığını meşrulaştırır ve saldırganlığını başka alanlara da yönlendirmesine yol açar.
ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER Okuldaki herkesin okulu sahipleneceği ve orada olmaktan hoşlanacağı bir okul iklimi oluşturulmalıdır. Okuldaki her öğrenciye ve görevliye, kendilerinin okulun önemli bir parçası oldukları hissettirilmelidir. Yapılan araştırmalar, okullardaki sorunların çok büyük bir kısmını okuldaki çok küçük bir azınlığın çıkardığını göstermektedir. Bu öğrenciler çalışmalarda(risk faktörü, öfke kontrolü, iletişim vb.) öncelikli hedef olarak seçilebilir.
Okul yöneticileri, öğretmenler ve anne babalar mutlaka işbirliği içinde çalışmalıdır. Öğretmen ve okulda görevli diğer personel öğrenci sorunları ve müdahale biçimleri konusunda eğitilmelidir. Okuldaki şiddet olaylarıyla ilgili düzenli bir kayıt ve izleme çalışması yapılmalıdır. Bu sayede okulda meydana gelen olumsuzlukların analiz edilmesi sağlanabilir. Bu olaylar en çok “ne zaman, nerede meydana gelmektedir? En fazla kimler karışmaktadır?” Sorularına cevap bulunarak, bu verilere göre yapılacak çalışmalar planlanmalıdır.
Okul güvenliğini sağlamak için gerekli fiziksel önlemlerin alınması çok önemlidir. İstenmeyen olayların sıkça meydana geldiği koridor, spor alanları, spor sahası, okulun giriş çıkış yerleri ve kantin gibi mekanlar için yetişkin gözetim ve denetimi artırılabilir. Okula farklı yerlerden giriş yapılması engellenmeli girişler belli bir kapıdan yapılmalı ve bu kapıda mutlaka denetim olmalıdır. Okula gelen ziyaretçilerin kaydı tutulmalı ve rasgele ziyaretçi giriş çıkışı olmamalıdır.
ANNE-BABAYA ÖNERİLER Anne-babalar çocuğa doğru model olmalıdır. Saldırgan davranış asla ödüllendirilmemelidir. Çocuğun gösterdiği saldırgan davranış sonunda, istekleri yerine getirilmemeli, çocuğa, isteklerini bu şekilde gerçekleştiremeyeceği anlatılmalıdır. Mümkünse bu davranışlar görmezden gelinmeli, olumlu davranışları ödüllendirilip ilgi gösterilmelidir. Çocuk enerjisini olumlu yönde değerlendirebileceği sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere yönlendirilmelidir.
Düzenli ödül-ceza sistemi uygulanmalıdır. Kural konmalı ve sebepleri açıklanmalıdır. Çocuğun kendini ifade etmesi sağlanarak ve içinde bulunulan koşullar araştırılarak saldırganlığın nedenleri belirlenmeye çalışılmalıdır. Saldırgan davranışın olası sonuçları hakkında konuşulmalıdır. Öfkesini kontrol etmesi öğretilmeli, sorunun çözümünde saldırganlık yerine alternatif davranışlar sergilemesi yönünde desteklenmelidir.
Aile bireylerinin etkili iletişim yöntemlerini kullanmaları sağlanmalıdır. Çocuğu reddederek ona karşı ilgisiz davranmak yerine karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı bir ilişki geliştirilmelidir. Aile içinde demokratik bir düzen kurarak, bağımsızlaşma ihtiyacı desteklenmelidir.