ESKİ EŞYALAR SUDE VAROL 2655 4/C.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
4.SINIF KİMYA KONULARI.
Advertisements

HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ
TÜRK KÜLTÜRÜNÜ YANSITAN ÖĞELER
Madde, Cisim, Malzeme, Eşya Kavramı
RABİA GİZEM KURU - ELVİN YILMAZ-DOĞUKAN AYTEKİN - BURAK YILMAZ-EFE ŞAHİN 4 A SINIFI.
TÜRK DİLİNİN TARİHİ GELİŞİMİ
İlk Türk Devletlerinde Sanat
GELENEKSEL SANATLAR.
Sunum: Ahmet YORDAM Bursa-Mustafakemalpaşa Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni.
Kapadokya
EBRU / ÂB RÛ / EBRÎ BOGATUR.
GÖRSEL SANATLAR Mehmet KURTBOĞAN.
ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK BENİM KARAKTERİMDİR
Çevremizdeki Canlılar
Halk Kültürü Türkiye’deki Geleneksel giyim-kuşam-süsleme Hazırlayan:
TÜRKLERDE EKONOMİ 1- İLK TÜRK DEVLETLERİNDE EKONOMİ
Eskişehir Salih Zeki Anadolu Lisesi
İlköğretim Okulları Kişisel Hijyen Eğitim Projesi.
mavi Parlak, mavi bir sabah; sakin, sessiz...
TÜRKLERİN VE MOĞOLLARIN ESKİ DİNİ
HAZIRLAYAN VOLKAN İYİTOĞLU.
1.İnsanlar işleyerek maddeyi değiştirirler
BEDESTENLER Bedesten eskiden alışveriş hayatının nabzının attığı, üstü kapalı içinde alışveriş yapılan, ince uzun çarşılardır. Her bedesten de onu korumakla.
ÇEVREMİZDEKİ CANLILAR.
Çevremizdeki Canlılar
HAZIRLAYAN ÇİMEN HASGÜL.
En çok merak edile motif:
TOPKAPI SARAYI. TOPKAPI SARAYI Osmanlı sultanlarının ikametgahı, devletin yönetim ve eğitim merkezidir. Fatih Sultan Mehmed Han tarafından
4.SINIF FEN VE TEKNOLOJİ KİMYA KONULARI
BİZANS MİMARLIĞI.
BAHARAT YOLU İPEK YOLU KRAL YOLU
Uzunluğu, genişliği, derinliği olan ve bu ne­denlerle evrende yer kaplayan şeye cisim de­nir. Başka bir ifadeyle bir yer kaplayan, aynı zamanda kütlesi.
Mehtap İŞMARCI Görsel Sanatlar Öğretmeni
İLK TÜRK DEVLETLERİNDE DİN
Kalkolitik Çağ Neolitik Çağ’ın sonuna doğru ölülerin evlerin tabanına gömülmesi adeti ortadan kalkmış ve ölüler yerleşim yerlerinin dışına gömülmeye başlanmıştır.
4.SINIF FEN VE TEKNOLOJİ KİMYA KONULARI
ZAMANDA YOLCULUK YAPMAK İSTER MİSİNİZ?
ÖMER NASUHİ BİLMEN A.İ.H.L SENANUR BEKTAŞ 10/E ARSLAN KÖSE.
TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLUŞU
Burak ÜNSAL Tarih Öğretmeni
UZAKTAKİ ARKADAŞLARIM 2
KÜLTÜR ÖĞELERİMİZ. Her gelinin, çeyizlerini koyduğu bir çeyiz sandığı vardır.
13 VE 14.YÜZYILDA ANADOLU’DA GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI
SU KAPLARI TAŞIMACILIKTA VE EVLERDE.
Bir devletin kalkınmasında ticaret yapılan yollara ve denizlere yakın olmasının rolü nedir?
3. ÜNİTE: İLK TÜRK DEVLETLERİ
-Dövme kimine göre süs kimine göre uğur, şans kimine göre ise yaşamın evrelerinde ki duyguları simgeler. -Dövme insan ruhunun tene yansımasıdır. -Yüzyıllardır.
İPEKYOLUNDA TÜRKLER.
T.C ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMASYON BÖLÜMÜ DERS PLANI II.HAFTA ders sunumu HAZIRLAYAN YASİN KILIÇ.
Ders 3 Kavramların sunulması
TARİHİ ÇEVRE VE MÜZE BİLİNCİ
ÇİNİ VE ÇİNİCİLİK SANATI’NIN TARİHİ
EBRU SANATI.
KONU:İLK RÜYA İŞLENİŞ SUNUSU
Yeni Çağ Mobilya Sanatı MS=
GÖRME OLAYI VE GÖZ.
Beden Eğitimi ve Spor Tarihi
Kültürümüzde Eşek Kavramı Arkadaşım Eşek Amacımız!! :D Biz bu çalışma ile kültürümüzde eşek kavramının anlamını ve nasıl karşılandığını araştırdık.
Geleneksel Türk Görsel Sanatları
PAGODA EVLERI ÇIN’IN FEODAL TOPLUMUNUN EKONOMIK VE KÜLTÜREL GELIŞIMININ TANG HANEDANı DÖNEMINDE DORUĞA ÇıKMASıNıN YANı SıRA MIMARLıK TEKNIĞI VE SANAT.
Resimle İlgili Meslekler
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
-Göçlerden sonra Orta Asya,da kurulan ilk Türk devletidir. Necdet YILMAZ Sosyal Bilgiler Öğretmeni 2008.
Kavimler Göçü.
UYGUR DEVLETI ( ). Uygurlar, Asya Hun Devleti’ne bağlı olarak Orhun ve Selenga nehirleri kıyılarında yaşamışlardır. II. Kök Türk Devleti’nin son.
TÜRK DEVLETLERİNDE SANAT ANLAYIŞI. TÜRKLERDE SANAT İLK TÜRK DEVLETKERİNDE SANAT  ORTA ASYA TÜRK SANATININ TEMELİ İLK TÜRK DEVLETLERİNDE GÖRÜLEN ATLI.
 Osmanlı'da Güzel Sanatlar  -Osmanlı Devleti'nde mimari en gelişmiş sanat dalıdır. Kuruluş döneminde Selçuklu ve Bizans etkisi vardır. Bursa'da Ulu.
Ebru sanatı görsel açıdan şölen haline gelen çok renkli ve kıymetli bir sanattır. Suyun üzerinde renk verme çalışmalarıyla yapılan süsleme sanatı olan.
Sunum transkripti:

ESKİ EŞYALAR SUDE VAROL 2655 4/C

Eski sanatlarımız bizim kültürümüzü yansıtır Eski sanatlarımız bizim kültürümüzü yansıtır.Kültürlerimizi korumalıyız.Gün- lük hayatımızda sürekli değişiklikler oluyor.Bu durum kentsel yaşam ve teknolojik gelişmeler sayesinde oluyor. Bütün bu olaylar kültürel ögelerimizi etkiliyor.Kültürel ögelerimizin kullanım amacı değişsede varlıklarını sürdürür.

Kıl, yün ve kendir lifinden dokunarak içine çeşitli şeyler konup, bir yerden bir yere taşımaya yarayan iki gözlü ev eşyası. Heybe omuza veya at, eşek, bazı bölgelerde de öküz sırtına konabilir. Heybenin iki gözü arasındaki kısmın ortası ekseriyetle yarık olur. At veya merkebin veya katırın sırtındaki eyerin kaşına takılıp, iki gözü yanlardan aşağı sarkıtılarak dengeli durması sağlanır. Omuz heybeleri ise daha küçük olup, delik kısmından boyuna geçirilir. Heybenin bir gözü arkada bir gözü önde olur. Heybe daha çok köylerde kullanılır. Tarlaya, bağa, bahçeye giderken, yiyecek ve içecekler konduğu gibi küçük eşyalar da konur. Pazardan alınan yiyecekler de heybeye konarak taşınır. Daha süslü heybelerin gözlerinin yüzüne halı kaplanır. Ağızları kilitli olanları da vardır.

Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıktığı bilinmemekle beraber bu sanatın doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu düşünülmektedir. Bazı İran kaynaklarında Hindistan'da ortaya çıktığı yazılıdır. Bazı kaynaklara göre de Türkistan'daki Buhara kentinde doğmuş ve İran yoluyla Osmanlılar'a geçmiştir. Batıda ebru "Türk Kağıdı" ya da "mermer kağıt" olarak adlandırılmaktadır. Ebru, geven otunun özsuyundan elde edilen kitre veya deniz kadayıfı bitkisi (kerajin) ile kıvamı arttırılmış suyun üzerine, içine öd katılarak suyun dibine çökmeyecek hale getirine boyaların serpilmesi ve su yüzeyinde meydana gelen şekillerin olduğu gibi ya da biz adı verilen metal uçlu bir aletle müdahale edilerek bir kağıda geçirilmesi yoluyla yapılır.

Çini, toprağın pişirildikten sonra şekil verilip kap-kacak, tabak, vazo, sürahi vb. eşyalar üretilmesine dayalı bir el sanatıdır. Aynı zamanda fayans, porselen tabak, seramik gibi eşyaların süslenmesinde kullanılan bir yüzü sırlı, renkli dekor ve motiflerle işlenmiş kaplama malzemesine, bu malzemeyle işlenmiş eşyalara çini, bu süsleme işine de çinicilik denir. Türk çini sanatının tarihi ilk Müslüman Türk devletlerinden Karahanlılara kadar dayanmaktadır. Bu da çini sanatının bin yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir. Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları çiniyi mimari süslemelerde sıkça kullanmış. Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılmasından sonra, çini sanatında Osmanlı Devleti'nin kuruluşuyla yeni bir dönem başlamıştır.

insanların iletişiminde mesaj aracı olarak kullanılan, cepte taşınabilir kare biçimli bez parçası, mendilin kısaca özetidir. Mendilin malzemesi, pamuk, keten, kağıt ya da ipekten olabilir. Mendil ister kağıt olsun isterse kumaş; herkes için kullanışlıdır. Türklerde mendil kavramı; çevre, elbezi, elçiti, dest-mal (Farsça) anlamındadır. Eski kaynaklar incelendiğinde, mendil, yağlık, çevre, makrama, destimal, destmal, yemeni, çember sözcükleri ile ifade edilmiş olduğu görülür. Mendilin geçmişi, antik çağa kadar gitmektedir. Roma İmparatorluğu dönemine kadar mendil kullanımı, bir gereksinimdi. Burhan Oğuz, mendil için Latince’den dilimize geçmiş olduğunu söylemektedir. Kaşgarlı Mahmud’un yazdığına göre, Orta Asya Türkleri, mendili “ulatu” olarak adlandırılmış ve burun silmek için göğüste taşınan ipekli kumaş parçası olarak tanımlanmıştır. Mendil, Selçuklu ve Osmanlılarda hem süs hem de gereksinim olarak kullanılmıştır.

Irmaklardan ve göllerden sorumludur. 17 ırmağın kavuştuğu yerde yaşar Irmaklardan ve göllerden sorumludur. 17 ırmağın kavuştuğu yerde yaşar. Irmaklara, rüzgarlara ve sulara hükmeder. Kamçısı şimşektir. Büyük Tufandan sonra gökyüzüne çıkmıştır. Su Yılanı veya Su Ejderi kılığına bürünebilir. Yerlerden sular fışkırtır. İnsanları kötülüklerden korur. Dizgini gökkuşağı, kamçısı boz alevdir. Kendisine Yayık Kaldırma adı verilen saçı (cansız nesne kurban etme) törenleri yapılır. İlkbaharda davarların ve atların avuzları (ilk sütleri) ile bulgur karıştırılarak yapılan lapalar ırmaklara saçılır. Göğün üçüncü katında oturur. Şamanlara düşünsel yolculuklarında yardım eder.[1] Koruçı (Korucu / Koruyucu) olarak nitelenir. Kazak ve Kırgız hikaye ve söylentilerinde Tepegözü kör eden kahramanın adı da "Yayık" (Jayık) olarak geçer. Şaman âyin ve törenlerinde "Yayık Han"ın oldukça önemli bir yeri vardır. Onun görüntüsünü beyaz kumaştan yaparlar. Tölöslerin "Tayık" dedikleri ve yalnız ağır belâlar geldiğinde yakardıkları bu ruhu "Koruçı" olarak tanımladıkları da kaydedilmiştir. Altaylar, ırmaklar taştığı zaman, "Yayık sudan çıktı" derler, çünkü mekanı 17 deniz veya ırmağın kavşağında olan Yayık Han coşup, taşan suların ruhudur ve yeryüzündeki tüm sular ona aittir.