29 Mayıs 560.Yıl
1. Allah'ın yardımı ve zafer geldiğinde, 2. ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, 3. Rabbinin sınırsız şanını yücelt, O'na hamd et ve O'ndan mağfiret dile: çünkü O, her zaman tövbeleri kabul edendir.
"İstanbul mutlaka fetholunacaktır, onu fetheden komutan ne güzel komutandır, onu fetheden asker ne güzel askerdir.." (Feth-ül Kebir, c. 2, s. 9.)
A- Fethin Sebepleri 1- Siyasi Bizans’ın, Osmanlı’da taht kavgalarına sebep olması. Bizans’ın Haçlı Seferleri’ni teşvik etmesi. Bizans’ın Osmanlı ülke sınırları içerisinde kalmış olması. Boğaz Hakimiyeti için, İstanbul’un alınmasının aciliyeti.
A- Fethin Sebepleri 1- Dini Fetih’le ilgili Hadis-i Şerif’ler. Hz. Eyyub El Ensari’nin kabrinin İstanbul’da bulunması. Rum kahinlerinin, İstanbul’un elden çıkacağına dair haberleri ve Rum halkının moral çöküntüsü.
B- İstanbul’un Fethi için yapılan hazırlıklar Yeniçeriler disipline edildi. Rumeli Hisarı inşa edildi. İstanbul Surları tetkik (inceleme) edildi, yakın kaleler fethedildi. Venedik ve Cenevizliler’le anlaşma yapıldı. Haliç’e karadan gemi indirildi. Gelişmiş toplar ve mermiler döküldü. Anadolu’da Türk Beylikleri ile uzlaşıldı.
İstanbul'un Fethi'nin manevî yönü Bugüne kadar İstanbul'un fethiyle ilgili birçok kitap ve makale okudunuz. Şiirler dinlediniz. Fetih'le ilgili olarak tertiplenen gecelere, konferanslara ve panellere katıldınız. Uğrunda yaklaşık 900 yıl uğraş verilerek gerçekleştirilen bir fetih olayı elbette bir makalenin, bir konferansın ve bir kitabın sayfalarına hapsedilemez. Biz bu sunumda ihlas ve takva bağlamında İstanbul'un Fethi'nin manevî yönü ve Hz. Peygamber’in 800 yıl sonra gerçekleşen mucizesi üzerinde durmaya gayret sarf edeceğiz. İstanbul'un fethi için ne gibi hazırlıklar yapıldı? Savaşa katılan ordu kaç kişiydi? Kuşatma kaç gün sürdü? Savaş sonunda iki tarafın kayıpları nelerdi? Fethin sonucu dünyayı nasıl etkiledi? gibi son derece önemli olan soruların, konunun uzmanı tarihçiler tarafından cevaplandırılması gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla ben sadece İstanbul'un fethi ile ilgili olarak, Hz. Peygamber’in verdiği haberleri sizlere aktarmakla iktifa etmek istiyorum.
Kur’an-ı Kerim’de Fetih Ayetleri Fetih Suresi 1-3 1. Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. 2, 3. Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin.
Kur’an-ı Kerim’de Fetih Ayetleri Kasas Suresi -85
Kur’an-ı Kerim’de Fetih Ayetleri Saff Suresi -13 Allah Teâlâ Hazretleri, Peygamberimize Mekke başta olmak üzere bir çok şehri ve ülkeyi fetih yoluyla vereceğini vadetmiştir. Allah vadinden asla dönmez.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ مَن يَرْتَدَّ مِنكُمْ عَن دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَلاَ يَخَافُونَ لَوْمَةَ لآئِمٍ ذَلِكَ فَضْلُ اللّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاء وَاللّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, Allah Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorlu, kendisinin onları seveceği, onlarında kendisini seveceği bir kavim getirir ki; Onlar Allah yolunda savaşırlar ve hiçbir kınayanın kınamasından çekinmezler. Bu Allah?ın lütfu inayetidir ki, onu kime dilerse ona verir. Allah ihsanı bol olan, en çok bilendir. (Maide suresi:54) Bu ayet-i kerimenin, başta Vanlı Mehmed Efendi, Elmalılı Hamdi Yazır, Ömer Nasuhi Bilmen, Bediüzzaman Said-i Nursi ve Celal Yıldırım Hoca başta olmak üzere bir çok İslam alim ve mütefessire göre Türkler?i işaret ettiği kabul edilmektedir.
Hz.Peygamber’in Müjdesi Hz. Peygamber’in çağrısını durdurmak ve güya İslâm’ı boğmak için çalışan güçlerin başında Bizans geliyordu. Hicretten sonra meydana gelen Mute ve Tebuk savaşlarında bu düşmanlıklarını iyice açığa vurmuşlar ve müslümanlarla savaşmışlardı. Hz. Peygamber yanında bulunan müslümanlara, Bizansın bir gün mutlaka yıkılacağını ve Bizansın kalbi konumundaki İstanbul'un müslümanlar tarafından fethedileceğini haber vererek şöyle buyurmuştur:
"İstanbul mutlaka fetholunacaktır, onu fetheden komutan ne güzel komutandır, onu fetheden asker ne güzel askerdir..“ (Feth-ül Kebir, c. 2, s. 9.)
HZ. PEYGAMBER’İN HENDEK SAVAŞI’NDA VERDİĞİ MÜJDE HZ. PEYGAMBER’İN HENDEK SAVAŞI’NDA VERDİĞİ MÜJDE! Hendek savaşında Medine'nin savunulması için şehrin kenarına derin çukurlar açılmasına karar verilmişti. Cabir (r.a.)? in rivayetine göre, hendek kazılırken pek sert bir kayaya rastlanmıştı. Taşı kırmak için herkes bütün kuvvetini sarf etmiş, fakat hiç kimse onu kıramamıştı. Durum Peygamberimize bildirildi. Hz. Peygamber, karnına bir taş parçası sarılı olarak yerinden kalktı ve sivri balyozunu eline alarak hendeğe indi. Balyozu kayaya vurunca, o sert kaya kum gibi dağıldı. (Sahih-i Buhâri, c. 10, s. 213, Hadis No: 1588)
Peygamber Efendimiz hendekteki kayayı parçalarken Bizans, İran ve Yemen'in fethedileceğini müjdeleyince, Muaatib İbn-i Kuşeyr, ''Muhammed bize İran'ın ve Bizans'ın saraylarını vaat ediyor, onları alacağımızı söylüyor. Halbuki biz kendi şehrimizi bile savunacak durumda değiliz. Korkudan hendek kazıyoruz'' demişti. İşte bu söz üzerine şu ayet nazil olmuştur.
''Ve o zaman münafıklar ile kalbinde hastalık bulunanlar, meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaatte bulunmuş, diyorlardı'‘ (Ahzab S.12.Ayet)
Fetih Kime Nasip Olacak Osmanlı padişahlarından ikinci Murat bir gün Hacı Bayram Veli hazretlerini ziyarete gitti. Yanında 4 yaşındaki oğlu Mehmet de vardı. Sultan ikinci Murat ile Hacı Bayram Veli sohbet ederlerken sultan, İstanbul'un fethi için büyük velinin dua etmesini istedi. İstanbul'u almak ve İslam nuruyla aydınlatmak istiyordu. Minarelerinde ezanların okunduğu bir İslam şehri? İkinci Murat'ın hayali buydu. Büyük veli sultana şöyle dedi: - Allah sizin ve devletimizin ömrünü uzun etsin. Ama İstanbul'un alındığını ne sen göreceksin ne de ben. Ancak fethi şu çocukla şu bizim köse görecek. İşaret ettiği çocuk, ikinci Murat'ın oğlu Mehmet'di. İşaret ettiği köse de Akşemseddin idi.
İstanbul Rüyası İstanbul'u fethetme rüyasını, Peygamberimiz'in İstanbul'la ilgili hadisinden sonra birçok kişi görmüştü. Peygamberimiz'i Medine'de evinde misafir eden büyük sahabe Eyüp Sultan bile bu rüyanın peşine takılarak gelmişti İstanbul surlarının dibine kadar. Fakat fetih henüz kimseye nasip olmamıştı. Şehir hâlâ 'fatih'ini bekliyordu.
İstanbul Rüyası Her gece İstanbul'un fetih rüyasını görüyordu sultan Mehmet de. Bu rüyanın gerçek olması için ne gerekiyorsa yapıyordu. Her şartı yerine getirmeye çalışıyordu. İnce ince planlar yapıyor, surları yıkmak için toplar döktürüyordu. Ancak işin başka bir yönü daha vardı. Göklerden bir yardım eli uzanmazsa? Manevi âlemde sultan Mehmet'in elinden tutulmazsa fetih zordu. İşte fethin manevi yönünü Akşemseddin temsil ediyordu. Akşemseddin, fetih gerçekleşinceye kadar başını secdeden kaldırmadı. Gece-gündüz dua etti. Fethi nasip etmesi için Allah'a yalvardı.
NE GÜZEL ORDUNUN SIRRI Geçmişte, halı hazırda ve gelecekte herkes bilmelidir ki ve bilenler bilir ki hiçbir büyük iş , hiçbir büyük zafer,ümmet ve millet manen ruhen ahlaken ona hazır olmadan devlet ve şanlı kumandanlar tarafından dahi olsa başarılamaz ve başarılamamıştır da . Bu gerçeği henüz 21 yaşında genç bir kumandan ve sultan olan Fatih de çok iyi bilmekte ve idrak etmekte idi. Bu sebeple İstanbul’un fethi gibi bir büyük fethe , bir büyük olaya ve getireceği büyük sorumluluğa acaba milletim hazır mı? Bunu yerinde göreyim diyerek kıyafet değiştirerek herhangi bir vatandaş gibi filesini alır sabahleyin Edirne pazarına alış verişe çıkar. Uğradığı her esnaf ona ancak bir mal satar. 2.sini ben siftahımı yaptım git yan komşumdan al,onun ticaret hakkı ve vebali bana geçmesin, Allah’u Teala yarın: niye hep sen kazandın komşunu gözetmedin diye hesap sormasın der. Böylece Fatih bir fileyi doldurmak için onlarca esnaf dolaşır, ve hızlı bir şekilde saraya döner devlet ricalini toplar durumu anlatır. Ve biz geç bile kalmışız bu insanlarla sadece İstanbul değil dünya feth edilir dünya der ve hemen fetih hazırlıklarına başlar.
İstanbul Rüyası Bütün bu şartlar yerine getirildikten sonra kuşatma başladı. Ama İstanbul surları bir türlü geçit vermiyordu. Fakat Akşemseddin, fethin mutlaka gerçekleşeceğini söylüyor ve bir günü işaret ediyordu. Fatih de sabırla o günün gelmesini bekliyordu. Ama iş epeyce uzamıştı. Fetih henüz gerçekleşmemişti? Asker sabırsızdı? ve o gün Akşemseddin'in işaret ettiği gündü. Fetih gecikince sultan Mehmet, hocasının çadırına yöneldi. Çadıra geldiğinde, her tarafın sıkıca kapatılmış olduğunu gördü. İçeride Akşemseddin'den başka kimse yoktu. Kapısındaki nöbetçiye de tembih etmiştir büyük veli. İçeriye kimse alınmayacaktı.
İstanbul Rüyası Sultan Mehmet merak etti. Hançerini çıkardı ve çadırdan içeriyi görebileceği bir delik açtı. Ve onu gördü. Hocası, büyük veli Akşemseddin'in başı toprakta, secdedeydi. Fethin gerçekleşmesi için Allah'a yakarıyordu. Fatih sessizce oradan uzaklaştı. Askerlerin yanına döndü. Savaş meydanında askerler hücum halindeydi. Surlar aşılmak üzereydi. Ve nihayet o sabah İstanbul fethedildi.
Fethin gecikmesi ve Bizans’a yardım için gelen gemilerin Osmanlı Donanmasını aşıp, Haliç’e girmesi Fatih’in meşhur atını denize sürmesine sebep olmuştu. Böylece devlet erkânı fethi bırakmayı ümit etti. Hatta Fatih Sultan Mehmet’te umutsuzluk ve moral bozukluğu oldu. Ancak fethin müjdesini veren Akşemseddin’den gelen mektup işin rengini değiştirdi
AKŞEMSETTİN’İN FATİH’E YAZDIĞI MEKTUP “…Sonuçta Allah’ın yardımıyla biz buradan utanan ve gücenen değil, ferahlayan mansur ve muzaffer olarak dönen oluruz. İmdi, “Kul tedbiri alır, takdiri Allah’a bırakır” hükmü her zaman geçerlidir. Neticede başarı Allah’tandır. Ama elden gelen bütün gayret sarf edilmelidir. Allah Rasülü ve ashabının sünneti de budur. Hüzünlü bir halde iken biraz Kur’an okuyup yattığımda, bir takım lütuflara ve müjdelere mazhar oldum ve teselli buldum. Bu söylediklerim sana boş söz gibi gelmesin. Gereğini yapasın. Söylediklerim tamamen sizi sevdiğimizdendir.”
Fatih’in azim ve kararlılığı فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللّهِ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلِينَ bir kere de azmettin mi, artık Allah'a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever. (Ali-İmran 159)
Bir Mehmet azmetti. Bir Mehmet tevekkül etti. Üzerine düşen bütün vazifeleri yerine getirdi. Çünkü tevekkül bunu gerektiriyordu. Eğer boğaza zincirler çekilmiş ve boğaza girilmesi mümkün değil, karadan gemiler yürütülmesi gerekiyor ise yürütülmeliydi. Öyle yapıldı. Surlar inşa edilmesi gerekiyor ise inşa edilmeliydi. Surları yıkacak teknik yok ise geliştirilmeliydi. Çağ açıp çağ kapatan toplar dökülmeliydi.
Mehmet fatih olması gerekiyor ise, atını denize sürmeliydi, sürdü de. Ulubatlı Hasanlar bayrağı dikmesi gereken yere kadar canını vermemesi gerekiyor ise vermemeliydi, vermedi de. Tarihteki en son İstanbul kuşatması yapılmalıydı. Bu kuşatmadan sonra bir daha İstanbul kuşatılmamalıydı. Hazırlıklar ona göre yapılmalıydı. Yapıldı da.
Bir işe azmetmenin azmettikten sonra tevekkül etmenin en güzel göstergesidir İstanbul’un fethi. Nasıl azmetmek gerekir? Nasıl tevekkül etmek gerekir? Sorusuna cevap arayanların cevabı İstanbul’un fethinde saklıdır.
Fethi gerçekleştiren Ruh Fethin bir başka ruhu ise fetihten sonra ortaya çıkmaktadır. Fethi gerçekleştiren asıl unsur unutulmamalıdır. Mehmet’i yetiştiren ve Fatih yapan asıl unsur unutulmamalıydı. Unutulmadı da. Mehmet Fatih olurken kendisini yetiştirenle beraber şehre girdi. Yanında Akşemseddin vardı.
Fethi gerçekleştiren Ruh Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethettikten sonra Ayasofya’ya gidip iki rekat şükür namazı kıldıktan sonra Yerlere kapanan ahâli, rahip ve eski Ortodoks patriğini gördü. Bu halde onları görünce kendilerine şöyle bir hitapta bulundu. “Kalkınız! Ben Sultan Mehmed, sana ve bütün ahâliye söylüyorum ki, bugünden itibaren ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda, benim gazabımdan korkmayınız. Kalkınız hepiniz himayem altında hürsünüz.Evlerinize işlerinizin başına dönünüz. Tebam olarak din ve ibadetlerinizde serbestsiniz. Devletimin koruması altındasınız.”
Fetih Marşı Arif Nihat Asya Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek; Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek; Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın? Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!.. Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden.... Senin de destanını okuyalım ezberden... Haberin yok gibidir taşıdığın değerden... Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın... Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!.. Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini... Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini? Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın; Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!.. Bu kitaplar Fatih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır. Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinan'dır. Haydi artık uyuyan destanını uyandır!.. Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın!.. Delikanlım, işaret aldığın gün atandan Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan! Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan.... Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın; Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!.. Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin! Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın! Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın... Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın? Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!.. Arif Nihat Asya
C- İstanbul’un Fethi’nin Sonuçları 1-Türk Tarihi açısından; Anadolu-Rumeli bütünlüğü sağlandı, başkent İstanbul oldu. Osmanlı Yükselme Dönemi başladı. Osmanlı Devleti için, en büyük fitne yuvası kaldırılmış oldu. Akdeniz-Karadeniz ticareti, Osmanlı’nın denetimine girdi. Osmanlılar, İslam dünyasında büyük bir prestije sahip oldu. İstanbul'da bulunan Ortodoks Kilisesi'nin koruyuculuğu Osmanlıların eline geçti.
2-Dünya Tarihi açısından; Bizans, tarihe gömüldü. Orta Çağ kapandı, Yeni Çağ başladı. Feodalite çözüldü, Krallıklar güçlendi. Bizanslı bilim adamları, Avrupa’da Rönesans ve Reform’u başlattılar. Dünya ticaretini elinde tutan Venedik ve Cenevizliler olumsuz etkilendi.
İstanbul'un fethini, sadece bir şehrin zapt edilmesi olarak değerlendirmek doğru değildir. İstanbul'un fethi, imanın küfre, adaletin zulme, ilmin cehalete, hoşgörünün kabalığa galip gelmesidir. İstanbul'un fethiyle, Osmanlı Devleti bir cihan devleti olmuştur. Osmanlı medeniyetinin temelleri fetihle birlikte sağlamlaştırılmıştır. Bu muhteşem medeniyetin ışıkları asırlarca dünyanın gözünü kamaştırmıştır. Kamaştırmaya devam edecektir.
Gölboyu Camii İmam Hatibi Hazırlayan Yusuf DURMAZ Ferizli-Gölkent Gölboyu Camii İmam Hatibi