ADA BİYOCOĞRAFYASI
Doğal populasyonlar içinde tür zenginliğini açıklamaya çalışan biyocoğrafyanın bir koludur. Teorinin temeli biyoçeşitliliği açıklamak için adaları kullanmaktır. Bu adalar, çöllerle çevrili dağlar, kurak kara parçaları ortasındaki göller, insan yerleşimleriyle çevrili ormanlardır. Ada terimi şu anda ekosistem-dışı faktörlerle çevrili ekosistemlere dönüşmüştür.
Her bölge bir ada içerebilir.. Habitat parçalanması olmuştur. Daha küçük parçalar daha az sayıda tür içerecektir.
Bir canlı için habitat olan bir ada diğeri için olmayabilir Bir canlı için habitat olan bir ada diğeri için olmayabilir. Örneğin, bir tür sadece dağlarda bulunurken diğeri hem dağ hem de ovada bulunuyor olabilir. Bazı türler belirli habitatlara sıkı bağımlıdır. Ada biyocoğrafyası teorisinde dış etkilerden uzak bir adadaki türlerin sayısı göç ve soy tükenmesiyle belirlenir. Mesafe etkisi: Göç, adanın koloninin kaynağına olan uzaklığı ile ilişkilidir. Buna “mesafe etkisi” denir.
Genellikle koloninin kaynağı bir anakaradır, ancak diğer adalar da olabilir. Çok izole olmuş adalar, mesafe nedeniyle daha az göç alırlar. Daha büyük adalar daha fazla göç alırlar.
Göç’ün ekolojik etkileri REKABET :habitata giriş yapan türler iklim değişikliğinden yararlanarak oradaki yerleşik türlerin yerini almaya başlar. GÖÇ. habitata giriş yapan türler oradan göç eden türlerin bölgelerini işgal eder. Bu nedenle göç vejetasyon değişiminde en dominant etkilerden biridir. AVCILIK.
Ada boyutu (Bölge) etkisi: Bir tür adada kolonize olduktan sonra soy tükenme oranı, adanın boyutu ile ilgilidir. Büyük bölgeler daha büyük habitalar ve farklı habitatlar için olanaklar taşır. Büyük habitat şans eseri oluşabilecek soy tükenmelerinin olasılığını azaltır. Habitat heterojenliği göç etmiş türlerin sayısını artıracaktır. Zamanla, soy tükenmesi ve göçler tür zenginliğini belirli bir denge durumuna getirecektir.