Hazırlayan Savaş Akman 0419 Türkçe Öğretmenliği 2.Sınıf.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İSMİN HALLERİ 1.YALIN HAL 2.YÖNELME HALİ 3.BULUNMA HALİ 4.AYRILMA HALİ
Advertisements

babasının bizzat Mustafa Kemal olduğunu,
CÜMLENİN ÖZELLİKLERİ VE NOKTALAMASI
Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
“YAZARLAR OKULLARDA’’ PROJESİ
EMEL SAYIN Adı: Nuray Soyadı: AKMAN Numarası: 1178 Sınıfı: 7-G
SANATA EVET YES WE ART. FOTOGRAF SANATI ART OF PHOTOGRAPHY İSA ÇELİK.
SELİM İLERİ.
SENİ ÇOK SEVİYORUM ANNE …
Mümkün Olmuyor Ağlamak Ama
Anne Mümkün Olmuyor Ağlamak Ama Sol Yanım Acıyor Necdet YILMAZ 2008
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
VII. Geleneksel TED İ stanbul Koleji Kitap Haftası Ocak 2014.
Hayatı Eserleri Ödülleri
KONFERANS (Konferans Sonrası İmza Günü Yapılacaktır)
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENME.
Masallardaki Görüş Açısı. Sanatta Görüş Açısı Sanatta bir kimsenin resim yada manzaraya baktığı görüş açısıdır. “Görüş açısını” belirlemek için bir fotoğrafa.
OLAYLARI OLUŞ SIRASINA KOYMA Mustafa BİLGE Yenişehir/MERSİN
Öykü ( Hikaye ).
ANLAMLARINA GÖRE SÖZCÜKLER.
SALAH BİRSEL
DÜŞÜNELİM ÇÖZELİM HAYALLERİM ÇİZGİDE SAKLI EDANUR ACAR
KALICI BAŞARIYA ULAŞMANIN YOLLARI İyi’den Mükemmel Şirkete Jim Collins
Hayatı Edebiyat Yaşamı Eserleri Ödülleri
ANASINIFI YAZ TATİLİ ÖDEVİ
BİYOGRAFİ NEDİR? , BİYOGRAFİ ÖRNEĞİ,
FATİH ERDOĞAN. Fatih Erdoğan 23 Nisan 1954'te İzmir'de doğdu. Yaşamının geri kalanını İstanbul'da geçiren yazar, Kültür Koleji ve 1973'te Robert Kolej'den.
MESLEKLERİ ÖĞRENELİM.
T.C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
MİM KEMAL ÖKE.
Aşağıdakilerden hangisinde mecaz anlamlı sözcük kullanılmamıştır?
ANNECİĞİM.
Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni seviyorum!!!"
TÜRKÇE / Düşünce Yazıları (Biyografi-Otobiyografi)
Hasta ve yaralı insanlara bakar ve onların iyileşmesinde de yardımcı olurum. Hastalığın belirtilerini izlerim. Hastalara ilaç.
BAŞARI VE MOTİVASYON.
DAYANIŞMA VE YARDIMSEVERLİK
1. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi soyut değildir
CÜMLEDE ANLAM 1.SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde küçümseme anlamı vardır? A.Bütün gün uğraştım ,ödevlerimi hala bitiremedim B.İnsanlara zor zamanlarında.
İBRETLİK BİR HİKAYE.
Kütüphaneler haftasI.
hazırlayan: eda kanbur sınıf:6/a no:20 ders:bilişim teknoloji
CÜMLEDE ANLAM.
YAZIM KURALLARI.
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
İmza: Kızın Babamıza söylemek isteyip de söyleyemediklerimiz... İmza : Kızın.
SÜLEYMAN TARIK BUĞRA ( 2 EYLÜL ŞUBAT 1994 )
FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ MÜCAHİD SERÇEK TÜRK ED. ÖĞRT.
BİR AŞK HİKAYESİ Bizimkisi bir aşk hikayesi
CÜMLENİN ÖZELLİKLERİ VE NOKTALAMASI. Yarın gittim ama dün de seni arayacağım. Niçin güzelce yemeye ve gezmeye aradı? Niçin güzelce yemeye ve gezmeye aradı?
İSTANBUL VALİLİĞİ «İSTANBUL’UN ÇOCUK YAZARLARI» PROJESİ
SELÇUK TÜREYEN 19 MAYIS ANADOLU LİSESİ UZMAN TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ.
Mehmet ÖZ / Türk Dili ve Edebiyatı Öğreetmeni
AD(İSİM) ÇEŞİTLERİ.
NOKTALAMA İŞARETLERİNİ TANIYALIM
Cumhuriyet Döneminde Öykü ( Hikaye )
METİN TÜRLERİ TEOG SORULARI
KAPAK.
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Tanzimat Edebiyatı'nın birçok türünde eserler vermiş yazarlarından Şemsettin Sami tarafından kaleme alınmış bir romandır.
CEMAL SÜREYA INCELEME Yağız Fırat BORAN 12-D.
Hazırlayan:Ayşe Ulusoy
MALAZGİRT MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ
TOLGA GÜMÜŞAY.
BURCU AKTAŞ.
TEK ADAM Tek Adam, Şevket Süreyya Aydemir'in yılları arasında kaleme aldığı biyografi kitabı. Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatının anlatıldığı.
Öykü ( Hikaye ). Gerçekleşmiş ya da gerçekleşmesi mümkün olayların kişi, zaman ve mekâna bağlı olarak farklı bir kurguyla anlatılmasına "öykü (hikâye)"
Sunum transkripti:

Hazırlayan Savaş Akman 0419 Türkçe Öğretmenliği 2.Sınıf

Kimdir, Hayatı, Eserleri ve Edebi Kişiliği Mustafa Kutlu ( 1947) Kimdir, Hayatı, Eserleri ve Edebi Kişiliği

Büyülü dünya ve gezgin çocuk Mustafa Kutlu, 6 Mart 1947'de Erzincan'ın Ilıç ilçesine bağlı Kuruçay nahiyesinde doğar. Çocukluğu, babasının işi nedeniyle dolaşmakla geçer. Çocuk Kutlu, hayatının bu devresinde, yeni yerlerle tanışır. Cebesoy İstasyonu'nda "kara tiren"lere âşık olur. Fırat'ı tanır; karanlık geceleri süsleyen tiren düdüklerini ve kurt ulumalarını. Gazocağı, radyo ve onların büyüsü süsler çocuk dünyasını. Hikâye böyle başlar...

Kütüphaneden futbola Kutlu, ilk arkadaşlarını yeni taşındıkları Erzincan'da edinir ve onlarla kapıları kitaplara açılan bir dünya kurar. İki arkadaşı vardır: Ercüment ve Çağlayan. İlkokul üçüncü sınıfta da savcının oğlu Tunç ile tanışır. Tunç'ta da Kutlu'nun rüyalarını süsleyen kalemlerden bir takım boya kalemi vardır

Zor yıllar; 35 kuruşa sinema, sağ haflık ve Yılmaz abi Ortaokul ikinci sınıftayken babasını kaybeder. Annesine yardımcı olmak için yazları sebze halinde çalışır. "Karpuz indirir ve kasa başına yüz para olmak üzere domates dizer.“ Sinemayla da bu yıllarda tanışır. Tercihi yerli filmlerdir. Yine bu yıllarda futbola merak sarar. Mahalli Lig'de futbol oynar (sağ haf).

Bu merakı bu güne kadar devam eden Kutlu, Yeni Şafak'ta futbol yazıları yazar. Fenerbahçeli olmasını mahallenin bıçkınlarından "Yılmaz abiye borçludur. Liseye başladığı yıllarda, kimsenin tesiri olmaksızın namaz kılmaya başlar. Hikâye derinlik kazanır...

Erzurumlu yıllar; Hareketli yıllar 1963 yılında liseyi bitirir. Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmek ister, tam kaydolacakken bundan vazgeçer. Güzel sanatlar iyidir ve fakat oranın atmosferi Kutlu'nun bünyesine pek uyacak gibi değildir. Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne kaydolur. Resim merakı bu yıllara kadar devam etmiştir. İki arkadaşıyla birlikte Halk Eğitim Salonu'nda bir resim sergisi açar.

"O" Bir gün Orhan Okay Hoca'nın odasında Hareket dergisinin sahibi Ezel Erverdi'yle karşılaşır. Bu karşılaşma Mustafa Kutlu'nun yeni ufuklara açılmasını sağlar çünkü Ezel Erverdi. Gönderilen ilk desen Hareket'in 28. sayısının kapağında yayımlanır.). Uzunca bir süre, desenleri ve özellikle de hikâyeleri bu dergide gözükür. Yayımlanan ilk hikâyesinin adı "O..."dur. (Hareket sayı: 29 Mayıs 1968).

Kısa süren memuriyet Üniversiteyi 1968 yılında bitiren Kutlu, 1969 yılında, Erzincan'da Sevgi Hanım'la evlenir. Evlilikle beraber mesleğine, öğretmenliğe başlar. 1974 yılında öğretmenliği bırakır. 1979-1982 yılları arasında Hareket'in yazıişleri müdürlüğünü yapar. . Bu yıllarda hikâyeleri kitaplaşmaya devam eden Kutlu, Yoksulluk İçimizde (1981)..

Hareket'ten Dergâh'a; İçimizdeki yoksulluktan Sır‘ a Bunların yanı sıra Kutlu, 1977'de kurulan Dergâh Yayınları'nda da çalışmaktadır. Bu yayınevinin yayımladığı sekiz ciltlik Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi'nin 2. cildinden itibaren yayım yönetimini üstlenir, bu ansiklopediye maddeler yazar. Bir taraftan da yayımlanan birçok kitabın kapak tasarımını yapar. Kendi ifadesine göre hikâyelerini bir oturuşta; kahvehanelerde yazar. .

Gazeteci, yazar ve televizyoncu Yeni Şafak'ta yazdığı futbol yazıları yüzünden ilginç tepkiler alır. O hikâyeci Mustafa Kutlu'dur. Ekrem Işın ile beraber Kanal 7 Televizyonu'nda "İstanbul Tekkeleri" adıyla bir program yapar. Büyük emek verdiği ve "Çölde açılan bir şemsiye" olarak nitelediği Dergâh Dergi Yönetimi"yle ödüllendirilir (1997).

Bitmeyen hikâye Mustafa Kutlu, Türk hikâyeciliğine yeni bir soluk getirmiştir ve bu önemlidir. Asıl önemlisiyse Kutlu'nun insanlığa, insanlığımıza kattığı insanlığıdır. O ulaşılmaz birisi değildir. Haftanın her günü Dergâh'ta sizi ağırlamaya, sizinle hemhâl olmaya hazırdır. Merhum Topçu Hoca'nın arayıp bulmamızı istediği "Kalabalıklar içindeki yalnız" (adam) sanki odur. Bizden, bizden olduğu kadar da sizden biridir. Kırılgandır... İçine kapanıktır.

Nüktedandır aynı zamanda zarif ve hoşgörülü... Ayrıntılara önem verir... Estetik hayatında önemli bir yer tutar. Ayakları yere basan bir hayat anlayışı vardır. Sanatı da öyledir. Bir Anadolu insanıdır ve o kadar da bir İstanbul beyefendisi. Bu böyledir... Dolayısıyla bu hikâye burada bitmez... H.Y.

Hikayeci Kutlu'nun özel yönleri Hikâyelerini bir oturuşta yazıyor. Teknolojiyi sevmiyor, teknik âletlere mesafeli... Hikâyelerinde olduğu kadar kendi hayatında da içe dönük bir insan. Sinemayı, fotoğraf çekmeyi, insanları dinlemeyi seviyor. Demiryollarına özel alâkası var. Tirenleri çok seviyor. Bu konuda yazılmış "5402" isimli bir hikâyesi var ve hatıraları... Balık tutmayı da seviyor. Bu sevginin burcunun "Balık" olmasıyla bir bağlantısı yok.

Yıllardır Maltepe sigarası içiyor; yazılarını Smith Corona marka daktiloyla yazıyor; işyerindeki masası bile yirmi yıllık.. Düzenli birisi.. Gezme tutkusu var. Göynük, Tosya, Şebinkarahisar, Birgi gibi yerleri gezip görmek istiyor. Sıkı bir Fenerbahçe taraftarı. İlesam'da maç seyretmeyi ihmal etmiyor. Kendi kitapları içinde en çok Yoksulluk İçimizde'yi seviyor. Öğrencilik yıllarında futbol oynamış, şimdilerde de futbol yazıları yazıyor.

Ressam; 60'lı yıllarda resim sergisi açmış Ressam; 60'lı yıllarda resim sergisi açmış. Uzun bir süredir ara verdiği resim çalışmalarına tekrar başladığı söyleniyor. Türk hikâyeciliğinde devrim yapmış biri olarak biliniyor. Senarist; film yapılmış senaryoları var. Akşamları sigara içmiyor, yürürken sigara içmeyi sevmiyor. Masası her zaman tertipli... İşyerinde çiçek yetiştiriyor; bir domates bahçesi edinip orada domates yetiştirme hayali/ideali her daim var. Ayrıntılara önem veren biri.

Konuşmak kadar insanları dinlemesini de seviyor. Her zaman doğallıktan yana. Bu toprağın insanlarına, bu toprağın değerlerine düşkün. Yaşayışı dahil her şeyde estetiğe önem veren biri. Emrivakilere çok kızar zor sinirlenir. Dayatma ve yönlendirmeyi hiç sevmez. En çok sevdiği yemekler arasında yaprak dolması, bamya ve Erzurum usulü su böreği vardır

Hikâyelerinden alıntılar "Yola düştü mürit. Sanırsın yeşil ekine yel düştü..." (Mürit'ten). "Gün ışığı kuşkonmazın minicik dalları arasından süzülerek uzanıyor, birkaç masa ve sandalyeyi beyaza boyadıktan sonra camlı dolaba ulaşıyordu. Bir demet gün ışığı." (Gün ışığı nereye 'den). "Hep beni yazdın. "Mağlupken ordu, yaslı dururken bütün vatan". Şu sırıtkan tavşanı kurşunlayıp yeni bir sayfa açayım. Benim kronolojimi biliyor musun sen?" (Bu böyledir 'den).

Sözlerinden... "Romanın yanında hikâye, dar sahada çalım atmak gibidir." "Sözü mümkün olduğu kadar yoğunlaştırmak, aza indirmek taraftarıyım." "Benim yazdığım metinler çoğunlukla içe dönük metinlerdir. Kitaplarımın isimlerinde bile bu vardır." "...Düzgün ve disiplinli bir yazı hayatım olmadı. Kahvelerde okudum, kahvelerde yazdım." "Sanat bize hakikati göstermez, hakikate giden yolda bir destek, bir heyecan, bir yardımcıdır o."

"Ya tahammül Ya Sefer, kederle yoğrulmuş bir kitaptır "Ya tahammül Ya Sefer, kederle yoğrulmuş bir kitaptır. Her hesaplaşma gibi acıtır ruhumuzu." Üçüncü kitabım Yokuşa Akan Sular kendi hikâyeme bir yöneliştir. "Bu Böyledir‘ de dünyayı bir lunapark mazmunu ile ele aldım." "Türkiye'de sosyal ilimler mühendislik hizmetlerine yenik düşmüştür." "Edebiyatın sükunete, tefekküre, hasbî ilişkilere, ruh iklimine ihtiyacı var."

Hikayeyle başladı, çizgi ile devam etti... Mustafa Kutlu sanat hayatına hikayeyle başladı. Bir yandan da, hikayeleri yayınlanan dergide desenler çizdi.

Mustafa Kutlu Eserleri Hikaye Ortadaki Adam (1970), Gönül İşi (1974), Yokuşa Akan Sular (1979), Yoksulluk İçimizde (1981), Ya Tahammül Ya Sefer (1983), Bu Böyledir (1990), Sır (1990), Arka kapak Yazıları (1995), Hüzün ve Tesadüf (1998) Uzun Hikâye (2000), Beyhude Ömrüm (2001), Mavi Kuş (Hikaye 2002).

Deneme: Akasya ve Mandolin (1999) İnceleme Sabahattin Ali (1972) Sait Faik'in Hikaye Dünyası (1968)