Nüfus Sayımında Neler Tespit Edilir, Sayım Neden Yapılır? Nüfusun miktarını öğrenmek. Nüfus artış hızını, dağılışını öğrenmek. Nüfusun yaş , cinsiyet durumunu, Köy-kent nüfusunu, Çalışan nüfusun sektörlere göre dağılışını, Eğitim durumunu, İşsizlik oranını öğrenmek . Asker çağındakileri ve seçmen sayısını öğrenmek gibi sebeplerle sayım yapılır.
Nüfus Sayımlarındaki Asıl Amaç, Esas Sebep Nedir? Doğru bir kalkınma planı yapmak ve kaynakları doğru bir şekilde kullanmak.
TÜRKİYE NÜFUSUNUN YAPISAL ÖZELLİKLERİ Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Nüfus miktarı kadar önem taşıyan bir başka kriter de nüfusun yaş yapısıdır. Çünkü, yaş grupları nüfusun genel yapısı ve doğurganlık oranı hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlar. Ayrıca iş, eğitim, nüfus miktarı kadar önem taşıyan bir başka kriter de nüfusun yaş yapısıdır.
YAŞ GRUPLARI DAĞILIMI Nüfusumuzun en önemli özeliği genç ve dinamik yapı göstermesidir. Toplam nüfus içinde 0 - 15 yaş grubu nüfusun % 30' unu oluşturur. 15-64: %60 64+:% 10 Aktif nüfus (15-64)oranı:%60 Bağımlı nüfus oranı(0-15; 65+) :%40
AKTİF-BAĞIMLI NÜFUS % 60 % 40 AKTİF BAĞIMLI Bağımlı nüfus oranımız hala olması gerektiğinden fazladır. Bu durum demografik yatırımların artmasına neden olarak kalkınma hızımızı azaltır.
Nüfusun Cinsiyete Göre Dağılımı Ülkemizde kadın erkek sayıları arasında genel bir denge vardır. Nüfusun bu cinsiyet dengesi göçlerle değişir. Göç veren bölgelerde kadın sayısı, göç alan bölgelerde erkek sayısı daha fazladır. Çok göç veren iller arasında bulunan ve bu nedenle devamlı olarak kadın nüfus fazlalığı olan Rize, Trabzon, Gümüşhane ve Giresun bu konu için iyi birer örnektir. UYARI : Türkiye, nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı ve nüfus artış hızı bakımından geri kalmış ülkelere benzer özellikler taşır. Bir şehirde kadın ve erkek nüfus arasındaki farkı; sanayi, şehrin göç alıp vermesi, askerî birlik bulunup bulunmaması gibi faktörler etkiler.
Nüfusun Cinsiyete Göre Dağılımı % 50,2 ERKEK----------------------% 49,8 KADIN(2009 yılı verileri)
Çalışan Nüfusun İş Kollarına Göre Dağılımı 1980 2000 Bir ülkede çalışan nüfusun ekonomik faaliyet kollarına göre dağılımı o ülkenin gelişmişliği hakkında bilgi verir.
Ülkemizde Çalışan Nüfusun İş Kollarına Göre Dağılımı
Ekonomik Sektörler ile Ülke Gelişmişlik Düzeyi Arasındaki İlişki ABD, Japonya, İngiltere gibi ekonomik yönden ilerlemiş ülkeler çalışan nüfusun büyük bir bölümü sanayi ve hizmet sektöründe toplanmıştır. Gelişmemiş ülkelerde ise çalışan nüfusun çoğu tarım sektöründe çalışmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında çalışan nüfusun en fazla olduğu ekonomik faaliyet kolu tarımdır. Ancak günümüzde tarım sektöründe çalışanların nüfusu oranı azalırken sanayi ve hizmetler sektöründe çalışanların arttığı görülür. Bu durum Türkiye’nin hızla sanayileşme ve kalkınma yolunda olmasının doğal sonucudur. Ayrıca sanayi ve hizmet sektörünün gelişimi kırsal kesimden kentlere doğru göçe neden olmuştur. Bu durum, tarım sektöründe çalışan nüfus oranının azalmasına neden olmuştur.
Türkiye Nüfusunun Eğitim Durumu 1927 yılında 6 yaş ve üstü nüfus dikkate alındığında genel nüfusumuzun sadece %11'i okur-yazarken, Günümüzde bu oran Erkeklerde: % 93 Kadınlarda;% 90’a çıkmıştır.
Okuma Yazma Oranı
2009 YILI EĞİTİM DURUMUMUZ
NÜFUSUN KIRSAL-KENTSEL DURUMU Türkiye nüfusu 10.000’den az olan yerleşmelere kır nüfusu,fazla olan yerleşmelere de kent nüfusu denilmektedir. Türkiye’de 1927-1950 yılları arasında, kırsal ve kentsel oranlarında fazla değişiklik olmamıştır.Fakat, 1950’li yıllardan sonra, ülkemizde ulaşım yollarının ve sanayi faaliyetlerinin gelişmeye başlaması bunun yanında kırsal nüfusun artması ve tarımda makineleşme ile birlikte kente doğru göç olayı başlamıştır.
NÜFUSUN KIRSAL-KENTSEL DURUMU Kırsal kesimden kente göç olayı, en fazla 1980-1985 yılları arasında meydana gelmiş ve 1985’li yıllarda kır ve kent nüfusu az cok dengelenmistir. En son yapılan 1997 yılındaki sayımda kent nüfusu %65’e ulaşmıştır.Bu sonuç ülkemizde sanayi ve hizmet sektöründe çalışan nüfusun arttığını göstermiştir. Günümüzde; kent nüfus oranı: %75 kırsal nüfus oranı:% 25
NÜFUSUN KIRSAL-KENTSEL DURUMU
Kır-Şehir Nüfusu
TÜRKİYE'DE NÜFUSUN TARİHSEL GELİŞİMİ ÜLKEMİZDEKİ NUFÜS SAYIMLARI Türkiye'de nüfusun sayı ve niteliklerini belirlemek üzere Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar ilki 1927, ikincisi 1935 yılında ve bu tarihten sonra 1990'a kadar her 5 yılda bir, 1990'dan sonra 10 yılda bir olmak üzere, 14 kez Genel Nüfus Sayımı uygulandı.
Osmanlı Devleti’nde Nüfus Sayımları II.Mahmut Dönemi ll.Mahmut 1826 yılında yeniçeri ocağını kaldırmıştı ve onun yerine müslüman çocuklardan oluşan asakiri mansureyi muhammedi adlı bir ordu kurdu ve bu orduya kaç asker alınacağını öğrenmek için nufus sayımı emrini verdi.bu nüfus sayımının nedenlerinden biri de halkdan alınacak vergileri hesaplamaktı. Anadolu Nüfusu: 7-7.5 milyon arasındadır.
Nüfus alanındaki gelişmeler.. 23 Şubat 1990 tarih ve 403 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile genel nüfus sayımlarının sonu " 0 " ile biten yıllarda, dolayısıyla 10 yılda bir yapılması hükme bağlandı.
1927 ile 2000 arasındaki değişim • Nüfusumuz hızlı bir şekilde artmaktadır. • Erkek nüfus kadın nüfustan daha fazladır. • Nüfusun eğitim düzeyi giderek yükselmektedir. • Ortalama yaşam süresi giderek artmaktadır. • Kentsel nüfus giderek artmaktadır. • İç ve dış göçler giderek yoğunlaşmaktadır. NOT: Nüfus artış hızının(oranın) düşmesiyle nüfus miktarımız azalmaz.
Türkiye’nin Nüfus Miktarı ve Artış Oranı Grafiği:
Türkiye’de Nüfus Artışının Sebepleri
1-Doğal Nüfus Artışı: Doğumlar
Yurdumuzda nüfus artışını etkileyen temel faktör doğal nüfus artışıdır Bir yıl içerisinde doğan nüfus ile ölen nüfus arasında oluşan farka doğal nüfus artışı denilmektedir. Doğal nüfusu artışının ülkemizde en yüksek olduğu bölgeler Doğu Anadolu bölgesi ve Güneydoğu Anadolu bölgeleridir.
2-Çalışmak için başka ülkelere gidenler: İşçiler 1961-1974 Avrupa Ülkeleri , 1975-1989 Arap Ülkeleri 1960’lı yıllarda 200 bin kişinin yurtdışına çıkması nüfus artış oranında azalmaya yol açmıştır.
3-Lozan’dan Sonra Mübadele Göçleri Mübadele ile Yunanistan’a giden Rumlar ve hıristiyanlar ile Yunanistan’dan gelen Türkler ve müslümanlar
4-Politik, siyasi ve sosyal baskılar nedeniyle Cumhuriyet kurulduktan sonra değişik ülkelerde yaşayan Türkler Türkiye’ye göç etmişlerdir. Bunlardan bazıları kendi istekleri ile bazıları da baskılar sonucu bu kararı almışlardır. Geldikleri ülkelerin bazıları: Türk Cumhuriyetleri, Irak, Bulgaristan, Rusya, Romanya vb.
5-Hatay’ın Anavatana katılması Hatay Türk Devleti Meclisi 29 Haziran 1939'da Hatay'ın anavatana katılmasını oy birliği ile kabul etti 30 Haziran 1939'da Hatay Türkiye Cumhuriyeti sınırları içine alındı.
Nüfus Artışının Olumsuz Sonuçları
Nüfus Artışının Olumsuz Sonuçları -Gecekondulaşma -Plansız kentleşme -İşsizliğin artması -Çevre kirliliği -Bağımlı nüfusun artması -Demografik yatırımların artması -Kalkınma hızının azalması -Alt ve üst yapı hizmetlerinin aksaması -Kişi başına düşen milli gelirin azalması -Doğal kaynakların aşırı tüketimi -İç göçlerin artması
GÖÇLER İnsanların, doğdukları yerden başka yerlere geçici ya da sürekli olmak üzere taşınmasına göç denir. MEKANA GÖRE GÖÇLER; 1)İÇ GÖÇLER 2)DIŞ GÖÇLER
1)İç Göçler Ülke içerisinde, nüfusun yer değiştirmesine iç göç denir.
İÇ GÖÇLERİN SEBEPLERİ
İtici sebepler: Göç veren yerdeki olumsuzluklar
1. Hızlı nüfus artışı
2- TARIM TOPRAKLARININ MİRAS YOLUYLA PARÇALANMASI
3-Tarımda makineleşme ile işsizliğin oluşması
4. Alt yapı hizmetlerinin yetersizliği
7. Eğitim ve Sağlık hizmetlerinin yetersizliği
5. Kan davaları ve terör
6. İklim ve yer şekillerinin olumsuz etkileri
ÇEKİCİ SEBEPLER: GÖÇ ALAN YERDEKİ AVANTAJLAR
1-Kentlerde sanayinin gelişmiş olmasından dolayı iş imkanlarının fazlalığı
2-ALT VE ÜST YAPI HİZMETLERİNİN GELİŞMESİ
SÜRESİNE GÖRE GÖÇLER 1- Sürekli Göçler: Gidilen yerde bir yıldan fazla kalınır. 2- Mevsimlik Göçler: Sezon başı gidilir, sezon sonu dönülür.
Mevsimlik İşçi Göçleri 1-TARIM SEKTÖRÜNDE ÇALIŞMAK İÇİN; ADANA----PAMUK TOPLAMAK ORDU-----FINDIK TOPLAMAK 2- İNŞAAT İŞÇİLERİNİN GÖÇÜ 3- TURİZM ÇALIŞANLARININ GÖÇÜ
Ülkemizde Yüksek Oranda Göç Veren İllerin Başlıcaları Şunlardır: • D. Anadolu'da, Kars, Tunceli, Bitlis, Ağrı, Muş, Bingöl, Sırnak • G. D. Anadolu'da, Adıyaman, Mardin • Karadeniz'de, Zonguldak, Ereğli, Samsun çevresi dışındaki iller • İç Anadolu'da, Sivas, Yozgat, Çankırı, Kırşehir, Niğde, Nevşehir • Ege'de, Afyon, Uşak, Kütahya • Akdeniz'de, Burdur, İsparta, K. Maraş • Marmara'da, Çanakkale, Kırklareli, Edime, Bilecik İç göç, özellikle Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerindeki illerde daha fazla olmaktadır
Yüksek Oranda Göç Alan Şehirlerin Başlıcaları Şunlardır: İstanbul, Ankara, izmir, Adana, Bursa, Ş. Urfa, Antalya, Mersin, Konya, Samsun, Gaziantep, Diyarbakır gibi illerdir. İç göç, ülkemizde özellikle sanayileşmiş merkezlere daha fazla olmaktadır.
GÖÇLERİN SONUÇLARI
A) ÜLKE GENELİNDE 1- Yatırımlar dengesiz dağılır. 2-Nüfusun dağılışında dengesizlik olur.
B) GÖÇ ALAN YERDE 1. İşsizlik ortaya çıkar. 2. Konut sıkıntısı olur. Sonuçta gecekondulaşma olur. 3. Sanayi tesisleri (fabrikalar) kent içinde kalır. Plansız kentleşme ortaya çıkar. 4. Çevre sorunları artar. 5. Trafik, eğitim-sağlık problemleri olur. 6. Alt yapı hizmetlerinin götürülmesi zorlaşır. 7. Kültür çatışması olur.
C) GÖÇ VEREN YERDE 1- Mevcut yatırımlardan verim alınamaz, nüfus azlığından ötürü yatırım yapılamaz. 2-Çevre bakımsızlaşır. 3- Kırsal kesimde tarımsal üretim azalır.
Kırdan kente olan göçü önlemek İçin: 1. Sulamalı tarım yaygınlaştırılmalı, 2. Modern tarım yöntemleri yaygınlaştırılmalı. 3. Besi ve ahır hayvancılığı geliştirilmeli. 4. Eğitim –sağlık hizmetleri geliştirilmeli(Üst yapı). 5. Tarıma dayalı sanayi kolları kırsal kesime kaydırılmalı. 6. Alt yapı hizmetleri geliştirilmeli (yol ,su, elektrik, haberleşme).
Ülkemizde Dış Göçler 1- MÜBADELE GÖÇÜ 2- MÜLTECİ GÖÇLERİ 3- İŞÇİ GÖÇLERİ 4- BEYİN GÖÇÜ
Dış Göçler ve Türkiye 1923: Türkiye-Yunanistan; mübadele göçü. Ülkemize 1923 - 1989 yılları arasında çoğu Balkan ülkelerinden olmak üzere 2,2 milyon göç olmuştur. Bu sayı nüfusumuzun % 5'ini oluşturur. İşçi Göçleri: 1950'den sonra, başta Almanya olmak üzere yurt dışına işçi gitmeye başlamıştır. Bugün Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere, İsveç, ABD, Avustralya, Libya, S. Arabistan, Kuveyt ve Orta Asya ülkelerinde işçilerimiz bulunmaktadır. Yurt dışındaki nüfusumuz 4 milyonu geçmiştir.
Ülkemizde Beyin Göçü Ülkemizden yurt dışına beyin göçleri olmaktadır. Beyin göçü, iyi eğitim görmüş, nitelikli ve alanında yetişmiş bireylerin başka ülkeye göç edip yerleşmesidir. Günümüze doğru beyin göçü azalma eğilimindedir.
Ülkemizde Beyin Göçünün Nedenleri Üniversite mezunlarının %70’inin meslekleriyle ilgisiz işlerde çalışması, En fazla işsizliğin Üniversite mezunları arasında olması, iş bulamama. Yüksek ücret ve daha iyi çalışma koşullarının sunulması, mesleki tatmin.
Beyin Göçünün Sonuçları Eğitilmiş insan sermayesinin fakir ülkelerden kaçışı batı dünyasının bilim ve ekonomisini artırırken, göç veren ülkelerin gelişmelerini yavaşlatmakta engellemektedir. Buda beyin göçünün az gelişmişlikle özdeşleşmesi anlamına gelmektedir. Beyin göçünü engellemek kontrol etmek sadece gelişmekte olan ülkenin elinde değildir. Gelişmiş ülkelerdeki iş ve fırsat olanakları olduğu ve daha iyi bir gelecek sunulduğu sürece beyin göçü kaçınılmaz olarak devam edecektir.
Ne Yapabiliriz ? Yapılacak en iyi iş bunu minimuma indirmektir. Ülkemiz insanlarının refah düzeyini artırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek bilim, teknoloji ve buluş yeteneğimizin yükselmesine bağlıdır. Buda ancak yetişmiş beyinlerle başarılabilir. En önemli yatırım eğitilmiş insana yapılan yatırımdır. Refah seviyemizi ancak teknoloji üreterek artırabiliriz. Bunu da bilime, teknolojiye , yetişmiş beyin gücüne gereken önem verilerek başarabiliriz.
S O N