MAKRO İKTİSADİ MODELLER Ders Notu 3 Keynesyen İktisat Doç. Dr. Oktay KIZILKAYA
KEYNESYEN İKTİSAT 1929 Büyük Buhranı’yla yaşanan durgunluk süreci sonucu Klasik İktisadın esasları işlemez hale gelmiş ve tartışılmaya başlamıştır. Klasik yaklaşım sorunlara çare olamayınca onun yerine devletin ekonomiye müdahalesinin şart olduğunu savunan Keynesyen Görüş hakim olmaya başlamıştır. Keynes 1936 yılında yayımlanan “İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi” adlı eseri ile iktisatta yeni bir dönemi başlatmış, makro iktisadın ve maliye politikasının bir bilim dalı olmasına öncülük etmiştir. Keynesyen iktisadın temel görüşleri aşağıdaki gibi sıralanabilir: Ekonomide mal ve faktör piyasalarında eksik rekabet koşulları geçerlidir. Ekonomi genellikle eksik istihdamdadır. Eksik istihdam olduğu için temel ekonomik sorun işsizliktir. Ücret ve fiyatlar esnek değildir. (Aşağı yönde katıdır, rijittir, yapışkandır) Efektif talep yetersizliği nedeni ile Say Yasası geçerli değildir. (Takas Ekonomisi hariç) Toplam arz, toplam talebe eşit değildir. Sebebi de toplam talep (efektif talep) yetersizliğidir. Büyük Buhran’nın sebebi de efektif talep yetersizliğidir. İşsizlik türü de Konjonktürel işsizliktir. Talep yanlı iktisattır. Klasik Dikotomi geçersizdir (parasal sektördeki değişimler reel sektörü etkiler).
KEYNESYEN İKTİSAT Kısa dönemli analizlerdir. Kısa dönemli analizlerdir. Devletin ekonomiye müdahalesi şarttır. Bütçede açık veya fazla verilebilir, duruma göre maliye anlayışı vardır. Toplam harcama (AE) denklemi geçerlidir. AE=C+I+G+X-M Maliye politikasını savunur. Ekonominin itici gücü kamu harcamalarıdır. Harcamalardaki artış çarpan mekanizması ile kendisinden daha fazla hasıla artışı yaratır. Bu nedenle ekonomiyi durgunluktan çıkarmak için kamu harcamaları artırılmalıdır. (Pump-priming, tulumba etkisi) Para yanılgısı vardır, özellikle işçiler eksik bilgilendirmeden dolayı nominal ve reel büyüklükleri ayırt edemezler. Tüketim, harcanabilir gelirin artan fonksiyonudur. C=f(Yd), Y𝑑 ↑ C ↑ Tasarruf harcanabilir gelirin artan bir fonksiyonudur. S=f(Yd), Y𝑑 ↑ S ↑ Yatırımlar, kar beklentilerine ve faiz oranlarına bağlıdır. Yatırımların faize duyarlılığı yüksek değildir. I=f(i), i ↓ I ↑
Emek Piyasası / Keynesyen İktisat Emek Arzı İşçiler para aldanması içinde oldukları için emek arzı (LS) nominal ücretin (W) fonksiyonudur. Nominal ücretler ise Klasik Model’den farklı olarak, esnek değil katıdır (rijittir). İşçilerin her düşük ücretlerden çalışmaya razı olmayacağı, sendikalar ile örgütlenip haklarını arayacağı ve yasal düzenlemelerin ücretlerin belli bir düzeyin altına izin vermeyeceği için ücretler aşağı yönde katıdır. Bunların sonucunda emek arz eğrisi veri bir ücret düzeyinde yatay eksene paralel olur. Nominal ücret değişmediği sürece, emek arz eğrisi veri nominal ücret düzeyinde yatay eksene paralel olur. L* düzeyi tam istihdam emek düzeyidir ve arz eğrisi bu düzeyde artık dik bir doğru olur. Emek arzı nominal ücretin artan bir fonksiyonudur. LS= f(W), W↑ LS ↑ Emek Talebi Emek talebi, klasik modelde olduğu gibi reel ücretin azalan bir fonksiyonudur. LD= f(W/P), W/P↓ LD ↑ W LS W0 L L* Nominal ücretler sabitken fiyatlar genel düzeyinin değişmesi emek talebini değiştirir.
Para Piyasası / Keynesyen İktisat Keynes’in para piyasasına ilişkin görüşlerini açıkladığı teoriye Likidite Tercihi Teorisi adı verilir. Keynes para talebi yerine, likitide tercihi kavramını kullanmayı tercih etmiştir. Bu bakımdan likitide tercihi ve para talebi kavramları (Md) eş anlamlıdır. Keynes’e göre servet, ya para ya da tahvil olarak tutulur. Faiz, likiditeden vazgeçmenin karşılığıdır ve nominal bir büyüklüktür. Keynese göre iktisadi birimler üç güdü ile para talep ederler. 1. İşlem güdüsü ile Para Talebi (Mdt): Gelirin elde edilmesi ile harcanması arasındaki süre boyunca paranın satın alma gücünü elde tutmasından kaynaklanan para talebidir ve gelirin artan bir fonksiyondur. Mdt=f(Y), Y↑ (Mdt) ↑ 2. İhtiyat Güdüsü ile Para Talebi (Mdp): Beklenmedik durumlar ve harcamalar için yapılan para talebidir ve gelirin artan bir fonksiyondur. Mdp=f(Y), Y↑ (Mdp) ↑
Para Piyasası / Keynesyen İktisat 3. Spekülasyon Güdüsü ile Para Talebi (Mds): Faiz oranlarına göre parasal bir getiri elde etmek için yapılan para talebidir ve faizin azalan bir fonksiyonudur. 𝑀𝑑s=f(i), i↓ (Mds) ↑ Faiz oranı yüksekken tahvil, düşükken para talep edilir. Reel para talebi faizin ve gelirin bir fonksiyonudur. Md 𝑃 =f(Y, i) Paranın dolaşım hızı sabit değil istikrarsızdır. Ekonomide paranın dolanım hızı (V), faiz oranları (i) ile aynı yönde hareket etmektedir. Ekonomide faiz oranları azaldığında paranın dolanım hızı da azalmaktadır. Ekonomide para talebi (Md) ile paranın dolanım hızı(V) ters yönde hareket etmektedir. Para talebi arttığında paranın dolanım hızı azalmaktadır. Ekonomide faiz oranları azaldığında para talebi artmakta, para talebi arttığında ise paranın dolanım hızı azalmaktadır. i↓ Md↑ V↓ Keynesyen para talebi fonksiyonu (+) (-)
Para Piyasası / Keynesyen İktisat Ms Md Ms Md Keynes’e göre para arzı Merkez Bankası tarafından tek taraflı belirlendiği için dışsaldır ve faiz oranından etkilenmez. Para talebi ise faiz oranı ile ters yönlü ilişkidedir. Denge faiz oranı para piyasasında para arzı para talebi eşitliğinde belirlenir. Para politikası genişletici olarak uygulanırsa para arzı eğrisinin sağa kayması ile faiz oranı düşer. Ancak faiz oranı belli bir seviyenin altına düşmez. Faiz oranın düşebileceği en alt seviyede olmasına Likidite Tuzağı denir. Likidite Tuzağında para talebinin faize duyarlılığı sonsuzdur, Md eğrisi yataydır. i Ms Md Md, Ms Ms = Md (M)
Para Piyasası / Keynesyen İktisat Parasal genişleme ile (para arzı artışı ile) tahvil talebi artar, tahvil fiyatı artar, faiz oranı düşer. Ms↑ Tahvil Talebi↑ Tahvil Fiyatı↑ Faiz Oranı↓ h=Para talebinin faize duyarlılığı Parasal genişleme devam ederse faiz oranı i1 ‘in altına düşmez. Çünkü faiz oranı zaten minimum seviyededir. Dolayısıyla tahvilin fiyatı maksimum seviyededir. Yüksek fiyattan tahvilin talebi değişmeyeceği için faiz oranı da değişmez, bollaşan para spekülasyon güdüsü ile tutulur. h=∞→ Ms↑ Tahvil Talebi Tahvil Fiyatı İ𝑖 𝐼 𝐴𝐸 𝑌 Para politikası likidite tuzağındayken etkisizdir. Ekonomi likidite tuzağında değilse, para genişleme faiz oranını düşürüp, yatırımları ve hasılayı artırır. Ms↑ Tahvil Talebi↑ Tahvil Fiyatı↑ Faiz oranı↓ Yatırımlar↑ Toplam Harcamalar↑ Hasıla↑ Ms Msı Msıı . . i0 E i1 E1 Md Ms = Md Y Buna göre; parasal bir değişiklik reel değişkenler üzerinde etki meydana getirir. Parasal bir değişiklik önce tahvil piyasasını sonrasında reel ekonomiyi etkiler. Keynes paranın reel ekonomiye aktarım mekanizmasının faiz kanalı üzerinden gerçekleşeceğini savunmaktadır. Buna paranın reel ekonomiye dolaylı aktarım mekanizması denir. Para yansız(nötr) değildir.
Para Piyasası / Keynesyen İktisat Faiz maksimum seviyededir . İ Spekülasyon güdüsü ile para talebi sıfırdır i1 Tahvillerin fiyatı minimumdur Faiz minimum seviyededir Spekülasyon güdüsü ile para talebi en yüksek düzeydedir Tahvillerin fiyatı maksimumdur . i0 Md Md Keynesyen iktisat aktivist (duruma göre) politikaları savunurlar. Ücret ve fiyatların uyum gösterme sürecinin son derece yavaş olduğunu savunan politikalar olarak tanımlanır. Aktivist politikayı savunan iktisatçılar duruma göre politikalardan yanadırlar. Bir başka deyişle, bu iktisatçılar ekonominin durumuna göre ekonomideki makro ekonomik değişkenlerin miktarlarında veya oranlarında değişiklik yapılmasını savunurlar. Aktivist iktisatçılara göre duruma göre hükümetin ekonomiye müdahalesi katlanılan maliyeti azaltır.
Para Piyasası / Keynesyen İktisat Durumlara göre politikalar, Keynesyen iktisatçılar tarafından savunulan, hükümetin büyümeyi ya da milli gelir düzeyini istikrara kavuşturmak için para ve maliye politikaları aracılığıyla ekonomiye doğrudan müdahalesi olarak da tanımlanır. Duruma göre politikalar, ekonominin mevcut gereksinimleri konusunda politika otoritelerinin yargılarını temel alır. Örneğin, eğer yasalar merkez bankasına ekonomik büyümeyi sağlama görevi ve bu amaca ulaşmada kullanabilecekleri araçları belirleme yetkisi veriyorsa, merkez bankası duruma göre politikalar yürütebilecektir. Üretimi canlandırmak, işsizliği düşürmek ve ekonomide katlanılan maliyetleri azaltma gibi nedenlerle ekonomiye müdahalesi edilmesi gerektiğini savunan aktivist politikaların en önemli dezavantajlarından biri zaman tutarsızlığı sorunu yaratmasıdır. Zaman Tutarsızlığı Sorunu: Politika otoritelerinin (merkez bankaları) ekonomik karar birimlerinin bekleyişlerini etkilemek isteyecekleri politikaları önceden ilan etmeleri ancak bekleyişler oluştuktan sonra farklı politikalar izlemeleri durumu olarak tanımlanır.
Toplam Arz-Toplam Talep / Keynesyen İktisat Toplam Talep Keynesyen Modelde, belli bir dönemde yapılan üretim, hanehalkları, özel kesim (firmalar), kamu kesimi (hükümet) ve dış alem tarafından satın alınır. Söz konusu satın almalar toplam talebin bileşenleridir. Toplam Arz Toplam arz eğrisi (AS), ekonominin eksik istihdamda bulunması nedeniyle yatay eksene paraleldir. Ancak tam istihdama yaklaştıkça dikleşir. Toplam talepte (AD) meydana gelen artış, Keynesyen bağlamda tam istihdama (YN) gelene kadar hasılayı arttırır. P AD Y P AS . . E1 P0 E0 AD0 AD1 Y Y0 Y1 YN
Toplam Arz-Toplam Talep / Keynesyen İktisat Keynesyen modelde öncelikle toplam arz eğrisinin yatay eksene paralel olmasının sebebi, ekonomide eksik istihdamın olması ve emek arzı nominal ücretin fonksiyonu olduğu için emek talebinde meydana gelen artışlar, herhangi bir maliyet artışına yol açmadan karşılanır. Keynes’in söyledikleri bir arada değerlendirilirse, Keynesyen toplam arz eğrisi pozitif eğimli ve dik kısımlara da sahip olur. P AS P AS P4 Klasik Aralık P3 AD5 P2 AD4 P1 Ara Bölge P0 P0 AD3 Keynesyen Aralık AD2 AD0 AD1 Y Y Y0 Y1 Y2 Y3 YN Toplam talebi kaydıran bir politika, Keynesyen aralıkta uygulanırsa sadece hasıla düzeyini değiştirir. Ara Bölge’de uygulanırsa hem fiyatlar genel düzeyini hem de hasıla düzeyini değiştirir.
Toplam Arz-Toplam Talep / Keynesyen İktisat Orijinal Phillips eğrisi Samuelson ve Solow tarafından 1960’larda enflasyon oranı ve işsizlik oranı arasındaki ilişkiyi ifade edecek şekilde modifiye edilmiştir. Buna göre enflasyon oranı ile işsizlik oranı arasında yine ; Ters yönlü Doğrusal olmayan İstikrarlı bir ilişki söz konusudur. Enflasyon Oranı Phillips Eğrisi . A %A İşsizlik Oranı PC Analize göre işsizlik oranı ve enflasyon oranı arasında bir değiş-tokuş (trade off) ilişkisi vardır. Fiyat istikrarının (enflasyonun olmaması) maliyeti %A’lık bir işsizliktir. Enflasyon oranı ile işsizlik oranı arasındaki ters yönlü ilişki kısa dönem için analiz edilmiştir. Genişletici bir politika izlenirse örneğin, para arzı(Ms) arttırılırsa, fiyatlar artar(P↑) ve enflasyon olur. Nominal ücretler(W) Keynesyen bağlamda katı olduğu için (belli bir seviyenin altına düşmediği için) fiyatlardaki artış reel ücretleri (W/P) düşürür. Reel ücretlerin düşüşü ile firmaların emek talebi artar ve istihdamın artışıyla beraber işsizlik oranı düşer.
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller C=f(Yd), Yd↑ C↑ / C=Co+cYd Tüketim (C) Faiz oranının (i) ve fiyatlar genel seviyesinin (P) veri olduğu bir ekonomide denge gelir (hasıla) düzeyini belirlemek için kullanılır. Hanehalkı tarafından mal ve hizmetler için yapılan harcamalara tüketim denir ve Keynes’e göre tüketimi belirleyen harcanabilir gelir (Yd)’dir. C C = C0 + cYd ∆C 𝒶 C0 ∆Yd Yd Tüketim Fonksiyonu: Tüketim ve harcanabilir gelir arasındaki ilişkiyi gösteren fonksiyondur. C=f(Yd), Yd↑ C↑ / C=Co+cYd Otonom Tüketim (Co): Harcanabilir gelirden bağımsız (harcanabilir gelir sıfırken de yapılan) tüketimdir. Borçlanarak veya önceki dönem tasarrufları ile finanse edilir. Uyarılmış Tüketim (cYd): Harcanabilir gelire bağlı tüketimdir. Marjinal Tüketim Eğilimi (MPC), (c): Harcanabilir gelirdeki 1 birimlik değişimin tüketimi kaç birim değiştireceğini gösteren orandır. MPC=c= ∆𝑪 ∆𝒀𝒅
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Tüketim (C) MPC=c= ∆𝑪 ∆𝒀𝒅 tan ∝ = ∆𝑪 ∆𝒀𝒅 = MPC = c = eğim MPC → Marjinal tüketim eğilimi doğrusal tüketim fonksiyonu üzerinde sabittir. Yd → Harcanabilir gelir değiştiğinde tüketim fonksiyonu üzerinde hareket ortaya çıkar. C C = C0 + cYd ∆C 𝒶 C0 ∆Yd Yd Tüketim fonksiyonun eğimi fonksiyonun yatay eksenle yaptığı açının (∝) tanjantıdır. Buna göre, tan ∝ = ∆𝑪 ∆𝒀𝒅 = MPC = c’dir. O halde MPC aynı zamanda tüketim fonksiyonun eğimidir. Tüketim fonksiyonun eğimi pozitiftir. Yd↑ C↑ 0<𝑴𝑷𝑪<𝟏
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Tüketim C C C3 C = f(Yd) MPC↑ C1 C2 MPC↓ C03 C0 C01 C02 Yd Yd MPC arttıkça tüketim fonksiyonu dikleşir. MPC azaldıkça tüketim fonksiyonu yatıklaşır. c=0 olursa tüketim fonksiyonu yatay eksene paralel olur. (Tüketim fonksiyonun eğimi de sıfır olur.) c=1 olursa tüketim fonksiyonun da eğimi 1 olur. Tüketim eğirisi 45° doğrusuna paraleldir. Otonom tüketim arttıkça tüketim fonksiyonu bütün olarak yukarı kayar. Otonom tüketim azaldıkça tüketim fonksiyonu bütün olarak aşağı kayar. Otonom Tüketimi Arttıran Unsurlar 1.Faiz oranlarının düşmesi 2. İyimser beklentiler 3. Gelirin artacağı beklentisi 4. Servet düzeyinin artması 5. Nüfusun artması Otonom Tüketimi Azaltan Unsurlar 1.Faiz oranlarının artması 2. Kötümser beklentiler 3. Gelirin azalacağı beklentisi 4. Servet düzeyinin azalması 5. Nüfusun azalması
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller C C Tüketim Yd=C Yd=C C . E C C0 . . . . Yd Yd Yd Dikey eksende tüketim harcaması (C), yatay eksende harcanabilir kişisel reel gelir (Yd) yer alırken eksenlere eşit uzaklıktaki doğru üzerindeki her noktada tüketim gelire eşittir. Varsayılan bu doğrunun geliri ifade ettiği kabul edilir ve 45’lik referans doğrusu da denir. Gelir eğrisi (45’lik eğri) ile tüketim eğrisinin kesiştiği noktada (E noktası) gelir tüketime eşittir. (Yd=C) E noktasının solundaki bölgede tüketim gelirden büyüktür (C>Yd) E noktasının sağındaki bölgede ise gelir tüketimden büyüktür (Yd>C) Ortalama Tüketim Eğilimi: Harcanabilir gelirin ne kadarının tüketildiğini gösteren orandır. APC= 𝑪 𝒀𝒅 APC=1 →tüketim harcanabilir gelire eşittir. (C=Yd) APC >1 →tüketim harcanabilir gelirden büyüktür. (C>Yd) APC <1 →tüketim harcanabilir gelirden küçüktür.(C<Yd) Harcanabilir gelir arttıkça ortalama tüketim eğilimi azalır. Ancak daima MPC’den büyüktür. Yd↑ APC↓ APC= 𝐶0 𝑌𝑑 +MPC Temel sebebi harcanabilir gelir arttıkça tüketime doyulması ve tasarrufa geçilmesidir. Tüketim artışı harcanabilir gelir artışı kadar gerçekleşmez. Buna Temel Psikolojik Yasa denir. Yd↑ > C↑
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Tüketim Fonksiyonun Değişik Gösterimleri C C C = cYd C = C0 30 Yd Yd 1.Tüketimin sadece otonom olduğu durumda, tüketim fonksiyonu yatay eksene paraleldir. 2.Tüketimin sadece uyarılmış olduğu durumda, tüketim fonksiyonu orjinden çıkar. C C = C0 + cYd 3.Tüketimin hem otonom hem de uyarılmış olduğu durumda, tüketim fonksiyonu dikey ekseni belirli bir noktada keser. C0 Yd
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller S=f(Yd), Yd↑ 𝐒↑ / S=So+sYd Tasarruf (S) Harcanabilir gelirin tüketilmeyen kısmı olan tasarrufu da Keynes’e göre harcanabilir gelir belirler. Tasarruf Fonksiyonu: Tasarruf ile harcanabilir gelir arasındaki ilişkiyi gösteren fonksiyondur. S=f(Yd), Yd↑ 𝐒↑ / S=So+sYd Otonom Tasarruf(So): Harcanabilir gelir sıfırken otonom tüketim harcamalarının(Co) finansmanı için kullanılan tasarruftur. Negatif değer alır. Bunun nedeni harcanabilir gelir sıfır iken yapılan tüketimin ya borçlanmak ya da önceki tasarrufların çözülmesi suretiyle finanse edilmiş olmasıdır. Bu anlamda otonom tüketim harcamasına eşittir. (S0=-C0) Uyarılmış Tasarruf(sYd):Harcanabilir gelire bağlı tasarruftur. S = S0 + sYd ∆S 𝒶 Yd S0 ∆Yd Yd↑ S↑ S S = f(Yd) MPS↑ MPS↓ Yd S0
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Tasarruf Marjinal Tasarruf Eğilimi (MPS), (s): Harcanabilir gelirdeki 1 birimlik değişimin tasarrufu kaç birim değiştireceğini gösteren orandır. MPS= ∆𝑺 ∆𝒀𝒅 0<𝑴𝑷𝑺<𝟏 tan ∝ = ∆𝑺 ∆𝒀𝒅 = MPS = s = eğim Tasarruf fonksiyonunun eğimi tan∝ aynı zamanda marjinal tasarruf eğilimidir. Marjinal tasarruf eğilimi doğrusal tasarruf fonksiyonu üzerinde sabittir. Yd →Harcanabilir gelir değiştiğinde tasarruf fonksiyonu üzerinde hareket ortaya çıkar. MPS arttıkça tasarruf fonksiyonu dikleşir. MPS azaldıkça tasarruf fonksiyonu yatıklaşır. S = S0 + sYd ∆S 𝒶 Yd S0 ∆Yd Yd↑S ↑ S S = f(Yd) MPS↑ MPS↓ Yd S0 s=0 olursa tasarruf fonksiyonu yatay eksene paralel olur. (Tasarruf fonksiyonun eğimi de sıfır olur.) s=1 olursa tasarruf fonksiyonun da eğimi 1 olur. Tasarruf eğirisi 45° doğrusuna paraleldir.
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Tasarruf Otonom tasarruf arttıkça tasarruf fonksiyonu bütün olarak yukarı kayar. Otonom tasarruf azaldıkça tasarruf fonksiyonu bütün olarak aşağıya kayar. S S3 S1 S2 S03 Yd S01 Otonom Tasarrufu Arttıran Unsurlar 1. Beklentilerin olumsuz olması 2. Faizlerin artması Otonom Tasarrufu Azaltan Unsurlar 1. Beklentilerin olumlu olması 2. Faizlerin azalması S02 Ortalama Tasarruf Eğilimi (APS): Harcanabilir gelirin ne kadarının tasarruf edildiğini gösteren orandır. APS= 𝑆 𝑌𝑑 / APS= - 𝑪𝟎 𝒀𝒅 +MPS Harcanabilir gelir arttıkça ortalama tasarruf eğilimi artar. Ancak daima MPS’den küçüktür. Yd↑ APS↑ ancak MPS>APS
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Tasarruf Fonksiyonun Değişik Gösterimleri S S S = sYd Yd -20 S = -C0 Yd 1.Tasarrufun sadece otonom olduğu durumda, tasarruf fonksiyonu yatay eksene paraleldir. 2.Tasarrufun sadece uyarılmış olduğu durumda, tasarruf fonksiyonu orjinden çıkar. S S = -C0 + sYd 3.Tasarrufun hem otonom hem de uyarılmış olduğu durumda, tasarruf fonksiyonu dikey ekseni negatif bölgede belirli bir noktada keser. Yd -C0
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller s=1-c→ c+s=1 veya MPC+MPS=1 Yd Tüketim-Tasarruf İlişkisi Harcanabilir gelir, tüketim ve tasarruf için kullanılır. Söz konusu ilişkiden aşağıdaki ifadeler türetilebilir: Yd=C+S C=Co+cYd →S=-Co+(1-c)Yd veya S=So+sYd s=1-c→ c+s=1 veya MPC+MPS=1 So=(-Co) APC+APS=1→ APC↑ APS↓ (Yd<C) . C E S<C C0 (Yd>C) S>C . . Yd1 Yd S S S=0 . Yd1 Yd S0
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Tüketim-Tasarruf İlişkisi C S S’’ = f(Yd) C’ = f(Yd) S = f(Yd) C = f(Yd) C’’ = f(Yd) S’ = f(Yd) C0 Yd S0 Yd Tüketim fonksiyonu yatıklaştıkça tasarruf fonksiyonu dikleşir. MPC + MPS = 1 MPC ↓ MPS ↑ C S C’=f(Yd) C=f(Yd) C’’=f(Yd) S’’=f(Yd) C0’ S=f(Yd) C0 S’=f(Yd) C0’’ S0’’ S0 Yd S0’ Otonom tüketim harcamaları arttıkça, tüketim fonksiyonu bütün olarak yukarı kayar. Otonom tüketim arttıkça, otonom tasarruf artar. Bu durumda, tasarruf fonksiyonu bütün olarak aşağı kayar. Tüketim fonksiyonu yukarı kayarsa tasarruf fonksiyonu aşağı kayar.
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Yatırım (I) Sermaye stokuna yapılan net ilavelere yatırım denir. Keynes’e göre yatırımlar, faiz oranına ve kar beklentilerine bağlıdır. Açık bir ekonomide makine ve teçhizat stokundaki yıpranma (amortisman) payı dikkate alınmaksızın yurt içinde yapılmış olan özel kesim yatırımları, Gayri Safi Yurtiçi Yatırımları(Brüt yatırımları) ifade etmektedir. Yani Y = C+I+G+NX eşitliğindeki I, özel kesim yatırımlarını (gayrisafi yurtiçi yatırımları) ifade etmektedir. Özel kesimin yatırım harcamaları üç ana gruba ayrılmaktadır: Sabit Sermaye Yatırımları: Bina, makine, teçhizat gibi üretim sürecinde kullanılan dayanıklı malları ifade etmektedir. Konut Yatırımları: Yeni konut inşası için yapılan yatırımlar ise konut yatırımlarıdır. Stok Yatırımları: Firmaların stoklarında bulundurdukları mamul mal, yarı mamul mal ve hammaddeler de stok yatırımlarını ifade etmektedir. Net yurtiçi yatırım ise, makine ve teçhizat stokuna yapılan net ilaveleri ifade etmektedir. Yani ekonominin üretken gücünde meydana gelen artışı ifade etmektedir. Net Yurtiçi Yatırım=Gayrisafi Yurtiçi Yatırım – Amortisman Örnek: Gayri safi yurtiçi yatırımların 500 birim olduğu bir ekonomide amortismanların sırasıyla 400, 500 ve 800 olduğu üç ayrı durum olduğunu varsayalım: Birinci Durum: Bu durumda net yurtiçi yatırım 100 birimdir. Ekonominin üretken gücünde 100 birimlik artış olmuştur. Brüt yatırımlar amortisman payından büyüktür. Net Yurtiçi Yatırım = 500 – 400 = 100 İkinci Durum: Bu durumda net yurtiçi yatırım 0 birimdir. Ekonominin üretken gücünde artış olmamıştır. Brüt yatırımlar amortisman payına eşittir. Net Yurtiçi Yatırım = 500 – 500 = 0 Üçüncü Durum: Bu durumda net yurtiçi yatırım -300 birimdir. Ekonominin üretken gücünde 300 birimlik azalma olmuştur. Brüt yatırımlar amortisman payından küçüktür. Net Yurtiçi Yatırım = 500 – 800 = -300
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Yatırım (I) / Yatırım ile Faiz Oranı Arasındaki İlişki Sermaye stokuna yapılan net ilavelere yatırım denir. Keynes’e göre yatırımlar, faiz oranına ve kar beklentilerine bağlıdır. Keynes’e göre faiz oranları çok düşük olsa bile, iktisadi karar birimleri geleceğe yönelik olumsuz beklentilere sahipse yatırım kararı almazlar. Firmaların içinde bulunduğu bu durum Keynes tarafından «Hayvani İçgüdü» olarak ifade edilmektedir. Faiz oranı ile yatırım arasında ters yönlü bir ilişki vardır. I=f(i), i↓ I↑ Yatırım fonksiyonu I=Io – bi şeklinde ifade edilir. Otonom yatırım (Io): Faiz oranından bağımsız yatırımdır. Uyarılmış yatırım (bi): Faiz oranına bağlı yatırımdır. Yatırımların Faize Duyarlılığı (b): Faiz oranındaki bir birimlik değişimin yatırımları kaç birim değiştireceğini gösteren orandır. b= ∆𝑰 ∆𝒊 Yatırım fonksiyonun eğimi, fonksiyonun yatay eksenle yaptığı açının (∝) tanjantıdır. Buna göre, tan ∝= ∆𝒊 ∆𝑰 = 𝟏 𝒃 ′ 𝒅𝒊𝒓. O halde eğim aynı zamanda mutlak anlamda yatırımların faize duyarlılığının çarpmaya göre tersidir. i I=f(i) I0 I i I=f(i) ∆İ ∆I 𝒶 I
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Yatırım (I) / Yatırım ile Faiz Oranı Arasındaki İlişki I0↓ I0 I0↑ Otonom yatırımlar arttığında yatırım eğrisi bir bütün olarak sağa, azaldığında ise eğri bir bütün olarak sola kayar. I’’0 I0 I’0 I i I = f(i) Yatırımların faize duyarlılığı(b) azaldıkça yatırım fonksiyonu dikleşir. Yatırımların faize duyarlılığı(b) arttıkça yatırım fonksiyonu yatıklaşır. b↑ b↓ Yatırım faiz haddine ne kadar duyarlı (b teriminin değeri ne kadar büyük) ise, her alternatif faiz haddindeki planlanan yatırım da küçük olur. I0 I
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Yatırım (I) / Yatırım ile Faiz Oranı Arasındaki İlişki I Yatırımlar faize duyarsız (b=0) ise eğim = 1 𝑏 = 1 0 =∞ olur ve yatırım fonksiyonu yatay eksene dik çizilir. Io I i Yatırımlar faize tam (sonsuz) duyarlı (b=∞) ise eğim = 1 𝑏 = 1 ∞ =0 olur ve yatırım fonksiyonu yatay eksene paralel çizilir. I I
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Yatırım / Yatırım ile Hasıla Arasındaki İlişki I I I = f(Y) I = f(Y) ∆I 𝒶 I0 I0 ∆Y Y Y Otonom Yatırım (Io):Gelirden bağımsız yatırımdır. Uyarılmış Yatırım (gY):Gelire bağlı yatırımdır. Yatırımların Gelire Duyarlılığı (Marjinal Yatırım Eğilimi), (g):Gelirdeki 1 birimlik değişimin yatırımları kaç birim değiştireceğini gösteren orandır. g= ∆𝑰 ∆𝒀 Yatırım fonksiyonunun eğimi, fonksiyonun yatay eksenle yaptığı açının(∝) tanjantıdır. Buna göre; tan ∝= ∆𝑰 ∆𝒀 =g O halde marjinal yatırım eğilimi (g) aynı zamanda yatırım fonksiyonunun eğimidir.
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Yatırım / Yatırım ile Hasıla Arasındaki İlişki I I’=f(Yd) I I = f(Y) I=f(Yd) g↑ I’’=f(Yd) g↓ I0’ I0 I0 I0’’ Y Y Otonom yatırımlar artarsa yatırım fonksiyonu bir bütün olarak yukarı kayar, otonom yatırımlar azalırsa yatırım fonksiyonu bir bütün olarak aşağı kayar. I Yatırımların gelire duyarlılığı (g) arttıkça yatırım fonksiyonu dikleşir. Yatırımların gelire duyarlılığı (g) azaldıkça yatırım fonksiyonu yatıklaşır. I0’ I’ I0 I I0’’ I’’ Basit Keynesyen modelde yatırımlar tamamen otonom kabul edilir. Otonom yatırımlar arttıkça yatırım fonksiyonu bir bütün olarak yukarı kayar. Otonom yatırımlar azaldıkça yatırım fonksiyonu bir bütün olarak aşağı kayar. Y
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Yatırım / Yatırım ile Hasıla Arasındaki İlişki Gelir dışında yatırımı etkileyen diğer unsurlar otonom yatırımı etkilemektedir. Otonom Yatırımları Artıran Unsurlar Faiz oranlarının düşmesi İyimser beklentiler Beklenen karlılığın artması Teknolojik gelişme Sermaye mallarının fiyatının düşmesi Kapasite kullanım oranının yüksek olması Vergi avantajlarının artması Vergilerin azalması Politik istikrar Otonom Yatırımları Azaltan Unsurlar Faiz oranlarının artması Kötümser beklentiler Beklenen karlılığın azalması Teknolojik verimsizlik Sermaye mallarının fiyatının artması Kapasite kullanım oranının düşük olması Vergi avantajlarının azalması Vergilerin artması Politik istikrarsızlık
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Yatırım Fonksiyonun Değişik Gösterimleri I I I = gY I = I0 30 Y Y 1.Yatırımın sadece otonom olduğu durumda, yatırım fonksiyonu yatay eksene paraleldir. 2.Yatırımın sadece uyarılmış olduğu durumda (gelire bağlı olduğu), yatırım fonksiyonu orjinden çıkar. I I = I0 + gY 3.Yatırımın hem otonom hem de uyarılmış olduğu durumda, yatırım fonksiyonu dikey ekseni belirli bir noktada keser. I0 Y
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller G Kamu Harcamaları (G) Basit Keynesyen Model’de kamu (devlet) harcamaları tamamen otonom kabul edilir. Otonom kamu harcamaları arttıkça kamu harcamaları fonksiyonunu bir bütün olarak yukarı kaydırır. Otonom kamu harcamaları azaldıkça kamu harcamaları fonksiyonunu bir bütün olarak aşağı kaydırır. Transfer Harcamaları (Tr): Devletin kişilere yaptığı karşılıksız ödemelerdir ve Basit Keynesyen modelde otonom kabul edilir. Tanım gereği devlet alımları içinde yer almaz. G0’ G’ G0↑ G0 G G0↓ G0’’ G’’ Y
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Vergi Fonksiyonu Vergi Fonksiyonun Grafiği Vergi Fonksiyonun Eğimi T T T = T0 + tY T = T0 + tY ∆T 𝒶 T0 T0 ∆Y Y Y Vergi Fonksiyonu: Vergi ile gelir arasındaki ilişkiyi gösteren fonksiyondur. T=f(Y) Y↑ T↑ T=T0+tY Otonom Vergi(T0): Gelirden bağımsız vergi miktarıdır. Uyarılmış Vergi (tY): Gelire bağlı vergi miktarıdır. Marjinal Vergi Oranı (t): Gelirdeki bir birimlik değişimin vergi hasılatını kaç birim değiştireceğini gösteren orandır. t= ∆𝑻 ∆𝒀 Vergi fonksiyonun eğimi fonksiyonun yatay eksenle yaptığı açının(∝) tanjantıdır.Buna göre, t= ∆𝑻 ∆𝒀 =tan ∝ O halde marjinal vergi oranı(t) aynı zamanda vergi fonksiyonun eğimidir. 0<𝑡<1 Vergi fonksiyonun eğimimi pozitiftir.
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Vergi Fonksiyonu T T T0 = f(Y) T0↑ T = f(Y) t↑ T0↓ T0’ t↓ T0 T0 T0’’ Y Y Marjinal vergi oranı (t) arttıkça vergi fonksiyonu dikleşir. Marjinal vergi oranı (t) azaldıkça vergi fonksiyonu yatıklaşır. Otonom vergiler arttıkça vergi fonksiyonu bir bütün olarak yukarı kayar. Otonom vergiler azaldıkça vergi fonksiyonu bir bütün olarak aşağı kayar.
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Vergi Fonksiyonun Değişik Gösterimleri T T T = tY T = T0 30 Y Y 1.Verginin sadece otonom olduğu durumda, vergi fonksiyonu yatay eksene paraleldir. 2.Verginin sadece uyarılmış olduğu durumda vergi fonksiyonu orjinden çıkar. T T = T0 + tY 3.Verginin hem otonom hem de uyarılmış olduğu durumda, vergi fonksiyonu dikey ekseni belirli bir noktada keser. T0 Y
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Bütçe Açığı Kamu harcamaları (hükümet harcamaları) ile kamu gelirleri (vergi gelirleri) kıyaslanarak bütçe açığı, bütçe fazlası veya denk bütçe kavramlarına ulaşılabilir. Kamu Harcamaları = Hükümet Alımları (G)+Transfer Ödemleri(Tr)+Net Faiz Ödemeleri(N) ve Vergi Gelirleri(T) iken aşağıdaki ifadelere ulaşılabilir: Kamu harcamalarının vergi gelirlerini aşması durumunda (G+Tr+N> T) bütçe açığı oluşur. G+Tr+N>T → G+Tr+N−T>0 Vergi gelirlerinin kamu harcamalarını aşması durumunda (G+Tr+N< T) bütçe fazlası oluşur. G+Tr+N<T → G+Tr+N−T<0 Kamu harcamalarının vergi gelirlerine eşit olması durumunda (G+Tr+N= T) denk bütçe söz konusudur. G+Tr+N=T → G+Tr+N−T=0
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller İhracat Yurt dışına mal veya hizmet satışlarıdır. (Dış satım). Ülkenin yurt dışına ne kadar mal ve hizmet satacağı karşı ülkenin gelirine ve reel döviz kuruna bağlıdır. Dolayısıyla bir ülkenin ihracatı kendi gelirinden bağımsız olduğu için otonomdur. X=f(Yf,R) (+) (+) Basit Keynesyen Model’de ihracat tamamen otonom kabul edilir. X X0’ X’ X0↑ X0 X X0↓ X0’’ X’’ Y Otonom ihracat arttıkça ihracat fonksiyonu bir bütün olarak yukarı kayar. Otonom ihracat azaldıkça ihracat fonksiyonu bir bütün olarak aşağı kayar.
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Otonom İhracatı Etkileyen Unsurlar Otonom İhracatı Artıran Unsurlar Reel döviz kurunun yükselmesi Diğer ülkelerin gelirinin artması Diğer ülkelerin zevk ve tercihlerinin ilgili ülke mallarına kayması Uluslararası ticaretin önündeki engellerin azalması Otonom İhracatı Azaltan Unsurlar Reel döviz kurunun düşmesi Diğer ülkelerin gelirinin azalması Diğer ülkelerin zevk ve tercihlerinin ilgili ülke mallarının aleyhine değişmesi Uluslararası ticaretin önündeki engellerin artması
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller İthalat M’’ M = f(Y) m↑ M = M0 + mY m↓ M’ ∆M 𝒶 M0 M0 ∆Y Y Y İthalat Fonksiyonun Eğimi Yurtdışından mal veya hizmet alımlarıdır (Dış alım). Ülkenin yurt dışından ne kadar mal ve hizmet alacağı ülkenin gelirine ve reel döviz kuruna bağlıdır. M=f(Y, R) Y↑ M↑, R↑ M↓ (+) (-) İthalat Fonksiyonu: İthalat ile gelir arasındaki ilişkiyi gösteren fonksiyondur. M=f(Y) Y↑ M↑ M=M0+mY Otonom İthalat (M0): Gelirden bağımsız ithalattır. Uyarılmış İthalat (mY): Gelire bağlı ithalattır. M M3 M1 M2 M03 M01 M02 Y
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller İthalat M’’ M = f(Y) m↑ M = M0 + mY m↓ M’ ∆M 𝒶 M0 M0 ∆Y Y Y İthalat Fonksiyonun Eğimi Marjinal İthalat Eğilimi (m): Gelirdeki bir birimlik değişimin ithalatı kaç birim değiştireceğini gösteren orandır. m= ∆𝑀 ∆𝑌 0<𝑚<1 İthalat fonksiyonunun eğimi fonksiyonun yatay eksenle yaptığı açının(∝) tanjantıdır. Buna göre; tan ∝=m= ∆𝑴 ∆𝒀 O halde marjinal ithalat eğilimi (m) aynı zamanda ithalat fonksiyonun eğimidir. İthalat fonksiyonun eğimi pozitiftir. M M3 M1 M2 M03 M01 M02 Y
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller İthalat M’’ M = f(Y) m↑ M = M0 + mY m↓ M’ ∆M 𝒶 M0 M0 ∆Y Y Y İthalat Fonksiyonun Eğimi M Marjinal ithalat eğilimi (m) arttıkça ithalat fonksiyonu dikleşir. Marjinal ithalat eğilimi (m) azaldıkça ithalat fonksiyonu yatıklaşır. Otonom ithalat arttıkça ithalat fonksiyonu bir bütün olarak yukarı kayar. Otonom ithalat azaldıkça ithalat fonksiyonu bir bütün olarak aşağı kayar. m=0 olursa ithalat fonksiyonu yatay eksene paralel olur. (İthalat fonksiyonun eğimi de sıfır olur.) m=1 olursa ithalat fonksiyonun da eğimi 1 olur. İthalat eğirisi 45° doğrusuna paraleldir. Gelirde meydana gelen artışın tümü ithalata gitmiştir. M3 M1 M2 M03 M01 M02 Y
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Otonom İthalatı Etkileyen Unsurlar Gelir dışındaki bir değişken değiştiğinde otonom ithalat değişebilir. Bu duruma reel döviz kurları örnek gösterilebilir: Reel döviz kuru artarsa, ulusal paranın değeri azalır. ulusal paranın değerinde meydana gelen azalma ise, otonom ithalatların azalarak aşağı doğru kaymasına yol açar. Reel döviz kuru azalırsa, ulusal paranın değeri artar. ulusal paranın değerinde meydana gelen artma ise, otonom ithalatların artarak yukarı doğru kaymasına yol açar. Otonom İthalatı Artıran Unsurlar Reel döviz kurunun düşmesi Zevk ve tercihlerin ithal mallara kayması Uluslararası ticaretin önündeki engellerin azalması Otonom İthalatı Azaltan Unsurlar Reel döviz kurunun artması Zevk ve tercihlerin ithal mallar aleyhine değişmesi Uluslararası ticaretin önündeki engellerin artması
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller İthalat Fonksiyonun Değişik Gösterimleri M M M = mY M = M0 30 Y Y 1.İthalatın sadece otonom olduğu durumda, ithalat fonksiyonu yatay eksene paraleldir. 2.İthalatın sadece uyarılmış olduğu durumda ithalat fonksiyonu orjinden çıkar. M M = M0 + mY 3.İthalatın hem otonom hem de uyarılmış olduğu durumda, ithalat fonksiyonu dikey ekseni belirli bir noktada keser. M0 Y
. . Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Net İhracat X, M Net İhracat Bir ülkenin ihracatı ile ithalatı arasındaki farktır. Nx=X-M Nx=X- M0 – mY Nx=f(Y, Yf, R) (-) (+) (+) Y↑ Nx↓; Yf↑ Nx↑; R↑ Nx↑ Net ihracat fonksiyonu azalan bir doğru şeklindedir. Bunun nedeni, gelir arttıkça ithalatın artması buna bağlı olarak da net ihracatın azalmasıdır. Şekilde ithalatın ihracata eşit olduğu noktada Nx sıfırdır (Nx=0) (E noktası). İhracatın büyük olduğu gelir seviyesinde net ihracat pozitif (Nx>0), ithalatın büyük olduğu gelir seviyesinde ise net ihracat negatiftir (Nx<0). X > M→ Nx >𝟎→ Dış Ticaret Fazlası X < M→Nx<𝟎→ Dış Ticaret Açığı X = M→Nx= 𝟎→Dış Ticaret Dengesi M = M0 + mY . E M>X X0 X>M Y1 Y Nx Nx=0 . Nx>0 Y1 Y Nx<0 Nx
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller AE AE Toplam Planlanan Harcama Fonksiyonu (AE) AE = f (Y) AE = AE0 + cY ∆AE 𝒶 AE0 AE0 ∆Y Y Y Ekonomide yapılan bütün harcama kalemlerinin toplanması ile toplam harcama fonksiyonu elde edilir ve farklı varsayımlar altında incelenir: Kapalı Ekonomi Devlet Müdahalesi Yok Varsayımları Altında Toplam Harcama Fonksiyonu: AE=C+I AE=C0+cYd+I0 AE=AE0+cY AE=Otonom harcamaların toplamı (C0+I0) Yd=Y-T+Tr’den devlet müdahalesi yoksa (G,T,Tr), Yd=Y olur. AE fonksiyonunun eğimi fonksiyonun yatay eksenle yaptığı açının(∝) tanjantıdır. Buna göre, tan ∝= ∆𝑨𝑬 ∆𝒀 =c=MPC O halde c, AE fonksiyonunun eğimidir.
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Toplam Planlanan Harcama Fonksiyonu (AE) AE AE’ MPC (c ) arttıkça AE fonksiyonu dikleşir. MPC(c )azaldıkça AE fonksiyonu yatıklaşır. Otonom toplam harcamalar arttıkça AE fonksiyonu bir bütün olarak yukarı kayar. Otonom toplam harcamalar azaldıkça AE fonksiyonu bir bütün olarak aşağı kayar., AE = f(Y) c↑ c↓ AE’’ AE0 Y AE AE’0 AE0 = f(Y) AE↑ AE’’0 AE↓ AE0’ AE0 AE0’’ Y
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Toplam Planlanan Harcama Fonksiyonu (AE) AE AE AE = AE0 + c(1-t)Y AE = f(Y) ∆AE 𝒶 AE0 AE0 ∆Y Y Y Kapalı Ekonomi Devlet Müdahalesi Var Varsayımları Altında Toplam Harcama Fonksiyonu: AE=C+I+G AE=C0+cYd+I0+G0 AE=C0+c(Y-T+Tr)+I0+G0 AE=C0+c(Y-T0-tY+Tr)+I0+G0 AE=C0+cY-cT0-ctY+cTr+I0+G0 AE=AE0+c(1-t)Y AE0=C0-cT0+cTr+I0+G0 AE fonksiyonunun eğimi fonksiyonun yatay eksenle yaptığı açının(∝) tanjantıdır. Buna göre, tan ∝= ∆𝑨𝑬 ∆𝒀 =c(1-t) O halde c(1-t), AE fonksiyonunun eğimidir.
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Toplam Planlanan Harcama Fonksiyonu (AE) AE AE AE = AE0 + c(1-t)Y AE = f(Y) ∆AE 𝒶 AE0 AE0 ∆Y Y Y AE fonksiyonunun eğimi fonksiyonun yatay eksenle yaptığı açının(∝) tanjantıdır. Buna göre, tan ∝= ∆𝑨𝑬 ∆𝒀 =c(1-t) O halde c(1-t), AE fonksiyonunun eğimidir. Marjinal vergi oranı(t) arttıkça AE fonksiyonu yatıklaşır. Marjinal vergi oranı(t) azaldıkça AE fonksiyonu dikleşir AE AE’ AE = f(Y) c↑t↓ c↓t↑ AE’’ AE0 Y
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Toplam Planlanan Harcama Fonksiyonu (AE) AE AE AE = f(Y) AE = AE0 + ⟦c(1-t)-m⟧Y ∆AE AE0 𝒶 AE0 ∆Y Y Y Açık Ekonomi Devlet Müdahalesi Var Varsayımları Altında Toplam Harcama Fonksiyonu: AE=C+I+G+X-M AE=C0+cYd+I0+G0+X0-(M0 + mY) AE=C0+c(Y-T0-tY+Tr)+I0+G0+X0-M0-mY AE=C0+cY-cT0-ctY+cTr+I0+G0+X0-M0-mY AE=AE0+[c(1-t)-m]Y AE fonksiyonunun eğimi fonksiyonun yatay eksenle yaptığı açının(∝) tanjantıdır. Buna göre, tan ∝= ∆𝑨𝑬 ∆𝒀 =c(1-t)-m O halde c(1-t)-m, AE fonksiyonunun eğimidir.
Basit Keynesyen Model / Keynesyen Modeller Toplam Planlanan Harcama Fonksiyonu (AE) AE AE AE = f(Y) AE = AE0 + ⟦c(1-t)-m⟧Y ∆AE AE0 𝒶 AE0 ∆Y Y AE fonksiyonunun eğimi fonksiyonun yatay eksenle yaptığı açının(∝) tanjantıdır. Buna göre, tan ∝= ∆𝑨𝑬 ∆𝒀 =c(1-t)-m O halde c(1-t)-m, AE fonksiyonunun eğimidir. Marjinal ithalat eğilimi (m) arttıkça AE fonksiyonu yatıklaşır. Marjinal ithalat eğilimi (m) azaldıkça AE fonksiyonu dikleşir. Y AE AE’ AE = f(Y) c↑t↓m↓ c↓t↑m↑ AE’’ AE0 Y
Denge Gelir Düzeyinin Belirlenmesi / Keynesyen Modeller Kapalı Ekonomide Denge Toplam Talep-Toplam Arz Eşitliği Yaklaşımı AE Arz Fazlası Y=AE Keynesyen modelde denge gelir düzeyi toplam planlanan harcamaların (AE)(toplam talebin), gerçekleşen reel gelire (Y)(toplam arza) eşitlendiği noktada belirlenir. Önceden belirtildiği gibi Basit Keynesyen Modelde toplam harcamalar (AE), tüketim harcaması(C), otonom yatırım harcaması(I0) ve otonom kamu harcamasının (G0) toplamından oluşur. AE=C+I0+G0 Reel gelir ise elde edilen çıktı düzeyine eşittir ve 45°’lik yardımcı bir doğru ile gösterilmektedir. Y=AE Y=C+I0+G0 Talep Fazlası AE = AE0 + cY . E0 AE0 . . Y Y0 AE Y AE . E0 AE0 . . Y Y1 Y0 Y2
Denge Gelir Düzeyinin Belirlenmesi / Keynesyen Modeller Kapalı Ekonomide Denge Toplam Talep-Toplam Arz Eşitliği Yaklaşımı AE Arz Fazlası Y=AE Y=AE Y=C+I0+G0 45 derecelik gelir eğrisi ile toplam harcama eğrisinin kesiştiği noktada mal piyasası dengesi sağlanmıştır. Denge noktasına (E0 noktası) karşılık gelen gelir düzeyi (Y0) denge gelir düzeyidir. Denge noktasında toplam harcamalar toplam reel çıktıya eşittir. Denge noktasının sol tarafında toplam harcamalar toplam reel çıktı düzeyinden büyüktür. (AE>Y) (AE>Y) →Harcama(Talep) Fazlası vardır, enflasyonist baskı oluşur. Denge noktasının sağ tarafında toplam harcamalar toplam reel çıktı düzeyinden küçüktür. (AE<Y) AE<Y→Harcama Açığı(Arz Fazlası) vardır, deflasyonist baskı oluşur. Talep Fazlası AE = AE0 + cY . E0 AE0 Y Y0 AE Y AE = f(Y) . E0 AE0 . . Y Y1 Y0 Y2
Soru Çözümü Harcanabilir gelir Tasarruf ......0.......................... -10 ......50............................0 .....100..........................10 .....150..........................20 .....200..........................30 Bu verilere göre marjinal tüketim eğilimi kaçtır? A)0,80 B)0,75 C)0,25 D)0,20 E)0,10 KPSS 2002 *
Soru Çözümü Gelir düzeyi 100, tasarruf fonksiyonu da S=-25+0.7 Y ise gerçekleşen tüketim harcaması miktarı kaçtır? A)35 B)45 C)55 D)70 E)110 KPSS 2005 *
Soru Çözümü Kamu harcamasının olmadığı bir kapalı ekonomide, tüketim ve yatırım fonksiyonları sırasıyla C=20+0,7Y ve I=30+0,2Y’dir. Bu ekonomide denge gelir düzeyi ve yatırım miktarı kaçtır? (C= Tüketim seviyesi, Y= Gelir Seviyesi, I= Yatırım miktarı) Y I A) 500 130 B) 500 100 C) 500 90 D) 250 130 E) 250 100 KPSS 2004 *
Soru Çözümü Bir ekonomide S (tasarruf) 95; I (yatırım) 50; G (kamu harcamaları) 80; X (ihracat) 40; M (ithalat) 60; T (vergiler); 35 ise transfer ödemeleri kaçtır? A) 10 B) 20 C) 30 D) 40 E) 50 KPSS 2004 *
Soru Çözümü Tüketim fonksiyonunu yer aldığı grafikte, tüketim doğrusunun bir bütün olarak yukarı kayması, tüketici kararları açısından ne anlama gelir? A) Marjinal tüketim eğilimlerini değiştirdikleri B) Gelirleri azaldığından tasarrufları azalttıkları C) Gelirleri arttırdığından tasarrufları arttırdıkları D) Gelir dışında başka bir faktördeki değişme sonucunda aynı gelir düzeyinde tasarrufları azalttıkları E) Gelir dışında başka bir faktördeki değişme sonucunda aynı gelir düzeyinde tasarruflarını arttırdıkları KPSS 2007 *
Soru Çözümü Hane halkı gelirleri ile tüketim harcamaları arasındaki ilişkiyi gösteren bir fonksiyona göre, hane halkı gelirindeki her 1 birimlik artış, hane halkı harcamalarında 0,80 birimlik artışa yol açmaktadır. Bu durumda, harcamalarda 500 birimlik bir artışın ortaya çıkması için hane halkı gelirlerinde kaç birimlik artış olmalıdır? A) 400 B) 425 C) 500 D) 575 E) 625 KPSS 2007 *
Soru Çözümü Tüketim Şekilde verilen doğrusal tüketim fonksiyonuna göre; I. Otonom tüketim 10’dur. II. Marjinal tüketim eğilimi 0,8’dir. III. Harcanabilir gelir 3 olsaydı tüketim 12,4 olurdu. IV. Harcanabilir gelir 100 olsaydı tasarruflar 10 olurdu. A) I ve II B) II ve III C) III ve IV D) I,II ve III E) I,II,III ve IV KPSS 2012 11,6 Tüketim Fonksiyonu 10,8 10 1 2 Harcanabilir Gelir *