Amentü Hassasiyeti

İNSAN BİR DİN SEÇMEK ZORUNDA MIDIR ?

İNSAN, İNANMA İÇ GÜDÜSÜNÜ VE KENDİSİNİ İNKAR EDEBİLİR Mİ

Topluluk Grup Din Fırka

FITRAT Yaratılış, yapı, karakter, tabiat, mizaç Her insanda üstün ve aşkın bir varlığa inanma, ona itaat etme içgüdüsü bulunmaktadır. "Allah Teâlâ'nın mahlûkatını kendisini bilip tanıyacak ve idrak edecek bir hal, bir kabiliyet üzere yaratmasıdır." (İbn Manzur, Lisânü'l-Arab)

Kur’an-ı Kerim’de fıtratla ilgili şöyle buyrulmaktadır. “(Resul’üm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rûm suresi, 30. ayet)

Peygamberimiz ise her insanın İslam dini üzerine doğduğunu şu sözleriyle belirtmiştir: “Her doğan (İslam) fıtratı üzere doğar. Fakat o çocuğun anası ve babası onu kendi dinlerine döndürürler. Yahudi iseler Yahudi yaparlar, Hristiyan ve Mecusi iseler Hristiyan ve Mecusi yaparlar.” ( (Buhârî, Cenâiz, 80)

İnsan basit bir masanın bile kendi kendine yapılamayacağını bilmektedir. Putperestler bile kendilerini birinin yarattığını bilmişler, ama onu doğru tanıyamamışlar ve tabiatlarındaki ibadet etme ihtiyaçlarını yanlış olarak cansız cisimlerle tatmin etmeye çalışmışlardır.

HRİSTİYANLIKİSLAMYAHUDİLİKTAOİZİMSİHİZMHİNDUİZİMPAGANİZM AYYAVAZHİ

Din ; Usul, âdet, tutulan yol, hüküm, mükâfat ve ceza, itaat gibi anlamlara gelir. Akıl sahibi insanları kendi hür irade ve tercihleriyle bizzat hayırlı olan şeylere götüren ilahi kanunlardır.

Dinin muhatabı akıl yetkisine sahip olan insandır. Kişi aklını ve iradesini kullanarak seçtiği dinin semeresi olan hayra ulaşır. Din ve hükümleri Allah tarafından ortaya konulmuştur. İnsan, dinini kendi hür iradesiyle tercih eder. DİNİN TANIMINA GÖRE

HAKBATIL

Hak dine ve tevhid inancına bağlanmak insanın fıtri bir özelliğidir. Hak dine ve tevhid inancına bağlanmak insanın fıtri bir özelliğidir. İlk insan Hz. Adem’den itibaren insana bazı sorumluluklar yüklenmiş ve doğru yola ulaşması için gerekli bilgilendirme yapılmıştır. İlk insan Hz. Adem’den itibaren insana bazı sorumluluklar yüklenmiş ve doğru yola ulaşması için gerekli bilgilendirme yapılmıştır. İlk peygamber Hz. Adem’den son peygamber Hz. Muhammed’e kadar gelen bu dinin adı İslam’dır. İlk peygamber Hz. Adem’den son peygamber Hz. Muhammed’e kadar gelen bu dinin adı İslam’dır.

HAK DİN Tek Allah`a îmanı esas alan ve yalnızca O`na kulluk ve ibâdeti emreden dinlere Hak dinler denir. Hak dinler, Allah`ın göndermiş olduğu dinlerdir. Bu sebeble bunlara semavî dinler de denir. ASILLARI DEĞİŞMİŞ AllahuTeala Tarafından gönderilip sonradan insanlar tarafından bozulmuş, içine dînin aslından olmayan hurâfeler ve bâtıl inançlar konulmuş dinlere, Muharref dinler denir. Yahudîlik ve Hıristiyanlık gibi... BATIL DİN Allah tarafından gönderilmemiş, insanların kendilerinden uydurdukları, tek Allah`a îman esasını taşımayan inanç ve fikirlere ise, Bâtıl dinler denir.

İSLAM DİNİ NEDEN DOĞRU DİNDİR ?

Vahiy kaynaklı, kopuksuz bir gelenek zinciriyle gelmekte olan İslâm dini bozulmaktan korunmuş son dindir. Vahiy ile insanlara ulaşan Kuran-ı Kerim’in aslı diğer kutsal kitapların aksine bozulmadan günümüze kadar ulaştığı naklen bilindiği gibi bilimsel olarakta kanıtlanmıştır.

İslamiyet'in gelişi ile batıl olan her şey ortadan kalktığı şöyle bildirilmektedir. «Deki hak geldi, batıl ortadan kalktı. Zaten batıl ortadan kalkmaya mahkumdur.

İSLAM DİNİ ÜÇ TEMEL ÜZERİNE İNŞA EDİLMİŞTİR. 1- İTİKAD 2- İBADET 3- AHLAK

İMAN İNANMAK DOGRULAMAK GÖNÜLDEN İNANMAK GÜVEN VERMEK ŞÜPHEYE YER VERMEMEK TASDİK ETMEK KABULLENMEK

Biz Ne Zaman İman ettik?

“Ümmetim yetmiş iki fırkaya ayrılır, onlardan sadece biri kurtuluş ehlidir.” diye buyurdu. Bunların kimler olduğu sorusuna, “Bunlar cemaatte olanlardır.” buyurdu. Diğer bir rivayette “Bunlar benim ve ashabımın üzerinde bulunduğu yolda olan kimselerdir.” (Ahmed b. Hanbel, 3/145; Zevaid, 6/226). تَفْتَرِقُ أُمَّتِي عَلَى ثَلَاثٍ وَسَبْعِينَ مِلَّةً كُلُّهُمْ فِي النَّارِ إِلَّا مِلَّةً وَاحِدَةً ، قَالُوا : وَمَنْ هِيَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ : مَا أَنَا عَلَيْهِ وَأَصْحَابِي، رواه احمد و الترمذي رواه احمد و الترمذي

Terim olarak iman, Hz. Peygamber'i, Allah Teâlâ'dan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerde tasdik etmek, onun haber verdiği şeyleri tereddütsüz kabul edip bunların gerçek ve doğru olduğuna gönülden inanmak demektir.

EHL-İ SÜNNET AKAİDİNİN ÖNEMİ عنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ جَاءَ أَعْرَابِيٌّ إِلَى النَّبِيِّ ( صلى الله عليه و آله ) ، فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ : عَلِّمْنِي مِنْ غَرَائِبِ الْعِلْمِ ؟ قَالَ : " مَا صَنَعْتَ فِي رَأْسِ الْعِلْمِ حَتَّى تَسْأَلَ عَنْ غَرَائِبِهِ " ؟ قَالَ الرَّجُلُ : مَا رَأْسُ الْعِلْمِ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ : " مَعْرِفَةُ اللَّهِ حَقَّ مَعْرِفَتِهِ ". قَالَ الْأَعْرَابِيُّ : وَ مَا مَعْرِفَةُ اللَّهِ حَقَّ مَعْرِفَتِهِ ؟ قَالَ : " تَعْرِفُهُ بِلَا مِثْلٍ ، وَ لَا شِبْهٍ ، وَ لَا نِدٍّ ، وَ أَنَّهُ وَاحِدٌ أَحَدٌ ، ظَاهِرٌ بَاطِنٌ ، أَوَّلُ آخِرُ ، لَا كُفْوَ لَهُ وَ لَا نَظِيرَ ، فَذَلِكَ حَقُّ مَعْرِفَتِه "

شرف العلم بشرف المعلوم İLMİN KIYMETİ MUHTEVASINA GÖRE DEĞERLENDİRİLİR…

PEYGAMBERLERİN İLK TEBLİĞİ HANGİ HUSUSTA OLMUŞTUR?

وَاعْبُدُوا اللَّهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وما خلقت الجن والإنس إلا ليعبدون وما خلقت الجن والإنس إلا ليعبدون

Akaid, akide kelimesinin çoğuludur. Akide sözlükte “gönülden bağlanılan, düğüm atmışçasına inanılan şey” anlamına gelir. Akaid; inanılan şeyler, akideler, dinî inançlar, gönülden bağlanılan, kesinlikle inanılan şeyler, itikatlar demektir. عقدت الحبل Akaid; inanılan şeyler, akideler, dinî inançlar, gönülden bağlanılan, kesinlikle inanılan şeyler, itikatlar demektir. الحكم الجازم لا يقبل التشكيك

SANA GÖNDERİLEN BİR SERVET VAR ŞUAN FARKINDA MISIN ?

KALBİNE YERLEŞTİRİLEN BİR NUR KALBİNE YERLEŞTİRİLEN BİR NUR ŞİRK VE KÜFÜRDEN TEMİZLİK ŞİRK VE KÜFÜRDEN TEMİZLİK SANA GÖNDERİLEN BİR SERVET SANA GÖNDERİLEN BİR SERVET İLAHİ BİR EMANET İLAHİ BİR EMANET İLAHİ BİR ŞUUR İLAHİ BİR ŞUUR KALU BELADA BAŞLAYAN GİZLİ SEVGİDİR. KALU BELADA BAŞLAYAN GİZLİ SEVGİDİR. ZERRE MİKTAR BULUNAN CENNETE GİDER. ZERRE MİKTAR BULUNAN CENNETE GİDER. İMAN İMAN

"Aziz ve Celil olan Allah, âhirette azabı en hafif olan kâfire:"Dünya ve içindeki bütün şeyler senin olsaydı, bu azaptan kurtulmak için onu fidye verir miydin?" diye sorar o da:"Evet, verirdim!" der. O zaman Allahu Teâlâ:"Sen daha Âdem'in sulbünde iken senden bundan daha kolay bir şey istedim;bana hiçbir şeyi ortak koşma seni ateşe sokmayayım dedim,sen bundan kaçındın, şirke girdin." karşılığını verir." (Buhârî, Rikak, 51; Müslim, Sıfatu'l-Kıyâme,

İmanın Var Olabilmesi İçin Ne gereklidir? KALBİN TASDİKİ

İmanın, bir kalp işi, kalbin tasdiki olduğunu gösteren âyet ve hadislerden bazıları şunlardır: "Ey Peygamber, kalpleri iman etmediği halde, ağızlarıyla inandık diyenlerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar seni üzmesin..." (el-Mâide 5/41). "Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm'a açar..." (elEn'âm 6/125).

"Allah cennetlikleri cennete, cehennemlikleri cehenneme koyacak, sonra da bakın kalbinde hardal tanesi kadar imanı olan birisini bulursanız onu cehennemden çıkarın diyecektir" (Buhârî, "Îmân", 15; Müslim, "Îmân", 82).

İNSAN DİL İLE İNANDIĞINI SÖYLER KALP İLE İNANMAZSA NE OLUR ?

Sahâbîlerden Ammâr b. Yâsir, Kureyş müşriklerinin ağır baskılarına ve ölüm tehditlerine dayanamayarak kalben inanmakla birlikte, diliyle müslüman olmadığını, Hz. Muhammed'in dininden çıktığını söylemiş, bu olay hakkında âyet-i kerîme inerek, Ammâr'ın mümin bir kimse olduğu belirtilmiştir: "Kalbi imanla dolu olduğu halde (inkâra) zorlanan kimse hariç, kim iman ettikten sonra Allah'ı inkâr ederse ve kim kalbini kâfirliğe açarsa, işte Allah'ın gazabı bunlaradır. Onlar için büyük bir azap vardır" (en-Nahl 16/106).

İmanın aslî unsuru kalbin tasdiki olmakla birlikte kalpte neyin gizli olduğunu insanlar bilemediği için, kalpteki inancın dil ile söylenip açığa vurulması, o kişinin de dünyada bu söz ve ikrarına göre bir işleme tâbi tutulması gerekmektedir.

NEYE VE KİME İMAN EDECEĞİMİZİ KİM BELİRLER ?