HAZIRLAYAN:İLHAMİ IŞIKTAŞ 1
Ekonomi ve sosyoloji arasındaki genel ilişkiyi hareket noktası olarak alan bu yazar, örgütlerin temel özelliklerini bulmaya çalışmıştır. Sosyal sistemler maddelerden çok olaylar karışımından meydana gelir ve bu nedenle işlemesinden başka yapısı olmaz Sosyal sistemlerin sosyo-psikolojik temelleri, üyelerin rol davranışları, bu davranışları tanımlayan ve yaptıran normlar ve bu normların dayandığı değerlerdir. Demek ki sosyal sistemler bir bakıma, üyelerin kalıplaşmış davranışlarından meydana gelir. 2
Parsons sosyal bir sistem içinde, teknik, işletme, kurum ve toplum olmak üzere dört düzey bulunduğunu, her birinde uyma, hedefe ulaşma, gerginliği giderme ve bütünleştirme problemleri olduğunu ileri sürmüştür. Bunlardan uyma, gerginliği giderme araç diğerleri amaç durumundadır. Araştırmalar genellikle yöneticilerin araç niteliğindeki problemlerle uğraşmak zorunda kaldığını göstermektedir.(Parsons, 1959) 3
Parsons’a göre sosyal bir kurum üyelerini oynadığı rollerden meydana gelen bir sistemdir. Belirli rolleri oynayan bu üyelerin uygun davranışları sonucu ortaya çıkan kalıplaşmış beklentiler böyle bir sistem yaratır. Sosyal sistemlerin üç sütunu ihtiyaçların gerektirdiği işler, ortak normlar ve değerler kurallarının uygulanmasıdır. 4
Parsons sosyal sistem görüşünde, rol teorisine geniş yer ayırdığından, eğitim yönetiminde sosyal sistem görüşünü desteklemiş olmaktadır. Sonraları bazı yazarlar tarafından modelleştirilen bu görüş, örgütün kurum ve birey olmak üzere iki boyuttan meydana geldiğini kabul eder Kurum boyutunda roller ve beklentiler, birey boyutunda kişilikler ve ihtiyaçlar bulunur. Bu iki boyutun etkileşimi de görünen davranış ile sonuçlanır.(Campbell, 1967). 5
Eğitim yöneticisinin, bu iki boyuttan birine ağırlık vermeden, durumsal bir tutum izlemesi gerekir. Ayrıca örgütün üyelerinden beklediği rollerin oynanmasını sağlamak için, güdüleme teknikleri ve gurup birliğini de kuvvetlendirmesi zorunludur. Örneğin, bir okul müdürü öğretmenlerinden sadece görev beklememeli, onların çeşitli ihtiyaçlarını da tanımalıdır. Yaratacağı güdüler ile onlardan beklenen rolleri oynamalarını sağlamalıdır. Bu öğretmenlerden birisi veya bir kaçı rollerini ihmal ediyorsa, onları da önce gurup birliğinden yararlanarak etki yoluyla çalıştırmayı denemelidir 6
Sosyal bilimlerin bütünleşmesine yarayacak genel kavramlar bulmak, modern sosyologların çabalarının başında gelmekte ve Parsons bu yönde öncü bulunmaktadır. "The Social System" isimli eserinde bu yazar, sistemlerin yapısına ilişkin morfolojik bir analiz vermektedir. Aynı zamanda, sosyal bilimlerde genel bir teori kurma çabası göstermiştir. Bu çabadaki görüş açısı daha dinamik olup, birey veya grubun eylemini hareket noktası almaktadır.(Parsons, 1951) 7
Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, sosyal bilimlerde genel kavramlara dayalı bir teori kurma çabasında olan Parsons, fikirlerini henüz sosyal bilim düzeyinde uygulanabilecek açıklığa kavuşturamamıştır. Bütün bu yeni fikir ve yaklaşımları yanında Parsons, kullandığı terimlerin karışık olması ve ortaya attığı kavramların aydınlatması gereken ampirik sonuçlardan uzak kalması nedeniyle eleştirilmiş bulunmaktadır.(Mills,1959) 8
Sosyal takas kuramı içinde takası Peter Blau (1983) resmi olmayan süreçler olarak ele almış ve belirtilen süreçlerin insanların örgütsel faaliyetleri yerine getirirken birbirleri ile sosyal ilişkiye girmelerine sebep olduğunu belirtmiştir. İnsanların sosyal ilişkiye girmeleriyle kazanç sağlamaları ve bu ilişkilerin devem etmesi sonucun- da kazançlarının artması, beklentileri, sosyal ilişkiye girme nedenlerini oluşturmaktadır. Dolayısıyla sosyal etkile- şim yönetimi karşılıklı yararlar gözetilerek yapılmakta ve bu etkileşimler sonunda kazanç sağlama sosyal takasın merkezinde yer almaktadır. 9
Başkasına hizmette bulunan kişi, onu minnet altında bırakır. Bu minnetten kurtulması için öbürünün de bir hizmette bulunması gerekir.Her ikisi de hizmetlerden memnun ise bu takas kuramı devam eder. Ancak bunlardan bir tanesi diğerinin ihtiyacı olan hizmeti sağlamayacak durumda ise kendisini ona bağımlı kılarak onun isteklerine boyun eğer. Böylece ona kuvvet sağlamak yoluyla hizmette bulunur.eğer bu kuvvet bir kişiye grup tarafından sağlanırsa, toplumca kabul gördüğünden dolayı meşrulaşır. Örgütün temeli de bu meşru kuvvetten meydana gelir. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİ 10
Oluşan takas, her iki taraf için karşılıklı ödüllendirme olarak algılanmadığında ise, kısa süre içinde sona ermektedir (Blau, 1994). Sosyal takas kuramının temelini oluşturan faktörlerden biri de güçtür. Kuram, alınan hizmetin karşılığını verecek kaynağa sahip olmayan bireylerin, hizmet verenin gücünü kabul ederek ona boyun eğmesi sonucunda karşılık vereceğinin açıklamaktadır. Nitekim kaynakları kısıtlı olan bireylerin takas uygulaması içeren ilişkilere bağımlığı daha fazladır (Blau, 1994). 11
Sosyal takas kuramında tarafların hizmetlerine karşılık verip vermeyecekleri kesin olmadığı için taraflar arasın- daki güven önemlidir. Zira tarafların birbirine güvenmemesi durumunda hizmet takaslarının başlaması zor olabilmektedir. Çünkü takas süreci, ilk aşamalarda alt değerlerin takasıyla gerçekleşirken yavaş yavaş gelişmekte- dir. Taraflar arasındaki güven geliştikçe daha yüksek değerlerin takası ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında taraf- lar arasındaki güven, diğer taraftan elde edilen faydalar için onlarla düzenli ve tutarlı karşılıklı etki şeklinde ve diğer tarafla takasın kademeli olarak artırılması şeklinde oluşabilmektedir (Blau, 1964). 12
Örgüt yapısının temel öğelerinde biri olan uyum, örgütün özelliklerini bir dereceye kadar tayin eder.Örgüt türlerini bu öğeye, yani uyum etkenine göre de gruplandırma olanağı da sağlamış olur. Uyumu meydana getiren, kuvvet ile ilişkili etkileşimdir. Bu bakımdan uyum türlerini bulabilmek için önce kuvvet ve ilişki türlerini bulmak sonra bunların etkileşimlerini kurmak gerekir. 13
Zora,kara ve değere dayalı olmak üzere üç tür kuvvet vardır. Zora dayalı kuvvet, bedenin etkileme ve tehdidinden doğan kuvvettir. Kara dayalı kuvvet, maddi kaynak ve mükafatları kontrol gücünün ürünüdür. Değerlere dayalı kuvvet ise rütbe, statü prestij sembol ve olanaklarının alınıp verilmesiyle oluşur. 14
Bunlara paralel denebilecek üç ilişki ise soğukluk, hesaplık ve bağlılıktır. Soğukluk türündeki bu ilişkide üyenin örgüte yabancılık hatta nefret duymasını gösterir. Hesaplı bir ilişkisi olan üye, durumuna göre iki taraftan birine ılımlı bir eğilim gösterir. Bağlılık ise örgütle üye arasındaki olumlu ve sıkı bir ilişkiyi ifade eder. 15
16 Güç türleri ZorlayıcıFaydacıNormatif Katılım türleri Yabancılaştı rıcı * Hesaplayıcı * Ahlaki * * Gösterilen uyumlar ahenkli uyum türleridir ve en çok bu uyum türleri görülür. (Bursalıoğlu, 2012).
17 Etzioni, kişinin örgütteki uyum sistemine yönelimini örgüte katılım olarak adlandırmaktadır.Bu yönelimin derecesi yüksek yada düşük, yönü ise olumlu ya da olumsuz olabilir. Etzioni olumlu katılmayı bağlılık, olumsuz katılmayı ise yabancılaşma olarak adlandırılmaktadır.
Sonuç olarak; örgütte uyum kuramına göre örgütler üyelerin davranışlarını ve katılımcıların katılım türlerini yönetmek için kullandıkları güç türüne göre sınıflanabilir. Pek çok örgüt iki veya üç tip gücü de birleştirebilir. Örneğin bazı öğretmen birlikleri üyelerinin uyumunu kazanmak için hem kara dayalı hem de değere dayalı gücü kullanırlar. Bununla beraber, okul yöneticileri ortamlarına uygun olmayan güç türünü kullanırlarsa örgütün verimini düşürebilirler. Okulların değere dayalı örgütler olması gerekir. Bu mantığa göre, öğretmenlerle ve öğrencilerle zorlamaya dayalı ve kara dayalı gücün baskıcı kullanımı işlevsiz olabilir. 18
TEŞEKKÜR EDERİM 19