FUNGAL PATOJENLERE KARŞI TRANSGENİK BİTKİLERİN GELİŞTİRİLMESİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TOPRAĞIN HİKAYESİ HORİZON: Toprağı meydana getiren katmanlara horizon adı verilir. TOPRAK: Toprak taşların parçalanması ve ayrışmasıyla meydana gelen,
Advertisements

Hâsılat kavramları Firmaların kârı maksimize ettikleri varsayılır. Kâr toplam hâsılat ile toplam maliyet arasındaki farktır. Kârı analiz etmek için hâsılat.
Prof. Dr. Ahmet Arıkan Gazi Ü niversitesi Gazi Eğitim Fakültesi OFMAE Bölümü Matematik Eğitimi Anabilim Dalı.
AVRUPA BİRLİĞİ SİSTEMİNDE ENGELLİLER ve ÖZEL EĞİTİM
Entegre Savaş Zararlı ve hastalık etmenlerine karşı kullanılan çeşitli yöntemlerin birbirini tamamlayıcı, ekosistemdeki dengeyi koruyucu şekilde uygulanmaları...
Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü.
BİYOÇEŞİTLİLİK NEDİR Biyoçeşitlilik, bir bölgedeki genlerin, türlerin, ekosistemlerin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür. Başka bir deyişle.
SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12 yaş)
VEREM NEDİR? NASIL BULAŞIR? KORUNMA YOLLARI NELERDİR? HAZIRLAYAN : FATMA SALDUZ.
Dayanıklılık Antrenmanları Yöntemleri
Editorials Eating Less Meat: A Healthy and Environmentally Responsible Dietary Choice American Academy of Family Physician
EĞİTSEL OYUNLAR DOÇ. DR. GÜLTEN HERGÜNER BÖLÜM: 4
Arş.Gör.İrfan DOĞAN.  Bugün otizm tedavisinde en önemli yaklaşım, özel eğitim ve davranış tedavileridir.  Tedavi planı kişiden kişiye değişmektedir,
EĞİTSEL OYUNLAR DOÇ. DR. GÜLTEN HERGÜNER BÖLÜM: 2
PATATESTE AKRİLAMİT KONSANTRASYONUNUN GENETİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Caner Yavuz, İlknur Tındaş, Ufuk Demirel, Mehmet Emin Çalışkan.
ŞEKER(DİABETES MELLİTUS DM) HASTALARININ YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER Şeker ya da diyabet denilen hastalık genellikle kalıtsal ve.
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN SEKTÖREL DAĞILIMI
Beşinci Bölüm EKONOMİK ORGANİZASYON
AĞAÇLANDIRMA VE GENÇLEÇTİRME ÇALIŞMALARININ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞE ETKİSİ İsmail KÜÇÜKKAYA Orm. Yük. Müh.
Ziraat Yüksek Mühendisi Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü
Aktif Karbon Adsorpsiyonuyla Ağır Metal Giderimi ve Alevli AAS ile Tayin PEKER S1, KAŞ M.1, BAYTAK S.1  1Süleyman.
Başarılı bir üretim amaçlandığında yüksek verim, kalite ve en başta genetik özellikleri bilinen, canlılığı, çimlenme ve çıkış gücü yüksek tohum kullanımı.
Uluslararası Pazarlama Araştırması
FOTOSENTEZ HIZINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
PLASMİDLER Bir çok bakteri, kromozomlarından hariç, plasmid olarak adlandırılan küçük non-kromozomal DNA moleküllerine sahiptir. Plasmidler, genellikle.
Normal mikrofloranın fonksiyonu ve önemi
BESLENME VE DİYETETİKTE
Stokiyometri, element ölçme anlamına gelen Yunanca, stocheion (element) ve metron (ölçme) kelimelerinden oluşmuştur. Stokiyometri, bir kimyasal reaksiyonda.
FNP GRUBU: fatma ışık, nagehan öztürk, pınar sevindik
İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ EĞİTİMİ
İMAL USULLERİ PLASTİK ŞEKİL VERME
BARALAR.
M Arş. Gör. Dr. Esranur AKBULUT
MAC KARBON REFRAKTERLER
Gıda Üretim Sürecinde Antibiyotik Dirençli Mikroorganizmaların Varlığı: Klasik Peynir Üretiminde GSBL üreten E.coli Varlığının Araştırılması Seda Özdikmenli.
Genetik mühendisliğinin pratik uygulamaları
Yrd.Doç.Dr. Çağdaş Erkan AKYÜREK
5.Konu: Kimyasal Tepkimeler.
İŞLETME TÜRLERİ BÖLÜM 3.
Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir. Üç çeşit temel bağ vardır:
RADYASYON KİRLİLİĞİ.
Kalıtsal madde (kalıtsal molekül, genetik materyal)
PAZARLAMADA FİYATLAMA
Sağlık Bilimleri Fakültesi
TOPRAK BİLİMİNE GİRİŞ Jeoloji Mühendisliği
Yatay Gen Transferinin Hesaplanması
Biyoinformatik.
Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi
ESKİ ZAMANLARDA TEKNOLOJİ Buse Beren Eğrilmez
Meriç ÇETİN Pamukkale Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
BÖLÜM 2 BİLİŞSEL GELİŞİM.
ÜNİVERSİTEDE YABANCI DİL ÖĞRETİMİNDE İNTERNET KULLANIMINA İLİŞKİN ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ Mehmet AKSÜT Nihat ÇAKIN 
Problemler – Kültür Sırasında Problemler
SPORDA TEKNİK ve TAKTİK ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ
KALITIM VE ÇEVRE I. Kalıtım II. Çevre
Gelişim ve Temel Kavramlar
BKÜ’nin Reçeteli Satışı Eğitimi, 24-30/11/2008 Antalya
DOKU KÜLTÜRÜ VE BİYOTEKNOLOJİ İLE İLGİLİ PROBLEMLER
C- EPİDOMİYOLOJİ.
Biyoteknoloji İçin Mikrobiyoloji 1
Biyoteknoloji İçin Mikrobiyoloji 1
FOTOSENTEZ.
SAĞLIK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ
Bilgehan Arslan, Süreyya Gülnar
TÜRKÇE EĞİTİMİNİN ÖNEMİ
Sınıf Öğretmenlerinin Eğitsel Amaçlı İnternet Kullanım Öz Yeterlikleri
Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ile Terapötik Protein Üretimi
DÜNYADA GDO‘NUN MEVZUATI, TİCARETİ VE UYGULAMALARI
Medİkal görüntülerde doktor – hasta bİlgİ gİzlİlİğİnİn sağlanmasI
TRANSPOZONLAR HAZIRLAYANLAR SERKAN ÇAM HASAN KESKİN DANIŞMAN
Sunum transkripti:

FUNGAL PATOJENLERE KARŞI TRANSGENİK BİTKİLERİN GELİŞTİRİLMESİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ ANABİLİM DALI GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR DERSİ FUNGAL PATOJENLERE KARŞI TRANSGENİK BİTKİLERİN GELİŞTİRİLMESİ Gizem TERZİ 04.04.2019

SUNUM İÇERİĞİ 1) Giriş 2) Bitkinin patojenlere karşı savunma sistemi A) Önceden var olan (genel) dayanıklılık B) Uyarılmış dayanıklılık 3) Bitkiler üzerinde dayanıklılığın temel mekanizması 1) Patojenle ilgili proteinler 2) Antifungal proteinler 3) Fitoaleksinler 4) Antimikrobiyal proteinler 5) Bitki ribozim inaktif proteinler ve diğer peptitler 6) Direnç genleri (R) 7) Fitotoksik metabolitlerin degredasyonu 4) Sonuç

GİRİŞ Fungal patojenler tarımsal alanlarda ciddi bir tehlike oluşturmaktadırlar. Ekimi yapılan türlerin çoğunda fungal saldırılardan dolayı önemli verim kayıpları görülür. Fungal hastalıklar özellikle çeltik, buğday, arpa, mısır gibi bitkilerde önemli zararlara neden olan faktörlerdir. Fungal bitki hastalıklarıyla genellikle kimyasal ilaç uygulamasıyla mücadele edilmesine rağmen her hastalık için kimyasallarla mücadele etkili değildir.

Patojenler yanında yararlı organizmaları da öldürür ve çevresel risklere, istenmeyen sağlık sorunlarına yol açar. Bitki hastalıklarına karşı koruma için en iyi mücadele hastalıklara dayanıklı bitki çeşidi geliştirmektir. Birçok dayanıklı bitki çeşitleri klasik ıslahla geliştirilmesine rağmen bu türler bitki patojenlerinin hızlı değişiminden dolayı kısa sürede yok olur. Islah programlarında sınırlı sayıda varyasyon olduğundan son zamanlarda istenilen direnç genleri ile birlikte eksprese edilmeyen karakterler de aktarılmıştır.

Hastalıklarla mücadele için biyoteknoloji mükemmel bir alan olup bu alanda fungal hastalıklara karşı direnç oluşturmak için gen izolasyonu ve gen aktarma teknikleri kullanılarak transgenik bitki geliştirilmektedir. Gen aktarım tekniklerinin gelişmesiyle çeltik, buğday, mısır ve meyve gibi birçok üründe genetik transformasyon yapılmıştır (Ceasar ve Ignacimuthu 2012).

Bitkinin Patojenlere Karşı Savunma Sistemi Bitkiler patojen saldırılarından kendilerini sahip oldukları birçok doğal savunma mekanizmasıyla kendilerinin korurlar. Bu savunma mekanizmaları bazı patojenlere etki ederken bazılarına etki etmeyerek hastalığa sebep olurlar ve bitki ölümlerine yol açarlar. Bitkilerde dayanıklılık, önceden var olan (genel) ve uyarılmış olmak üzere ikiye ayrılır.

A)Önceden var olan (genel) dayanıklılık Bu tip dayanıklılık genellikle uzun ömürlüdür. Genel dayanıklılığın mekanizması birçok durumda bitkinin patojen sporlarının gelişmesini, hücre ve dokuları enfekte etmesinin önleyicidir. Bitkideki tüyler, patojen geçişini zorlaştırır. Dış çeper kalınlığı, patojenin girşinin ve hastalığın dağılımını önler. Patojenler bazı durumlarda yeni biyokimyasal silahlar geliştirerek genel dayanıklılık mekanizmasını etkisiz hale getirirler.

B)Uyarılmış dayanıklılık Uyarılmış dayanıklılık, bitkinin geniş bir patojen ve zararlı dizisine karşı uygun bir uyarma sonucu savunma kapasitesi artışı olarak tanımlanır. Uyarılmış dayanıklılık, olmayan bir dayanıklılığın var edilmesi değil pasif durumdaki dayanıklılık mekanizmalarının aktifleştirilmesidir (Van Loon ve ark., 1998). Bitkilerdeki bağışıklık sistemini çeşitli biyotik ve abiyotik uyarıcılarla uyararak harekete geçirme prensibine dayanır.

Bitkiler, dayanıklılık genleri (R) aracılığı ile patojen saldırısına karşı savunma oluşturabilmektedirler. Şimdiye kadar çok sayıda dayanıklılık R-geni karakterize edilmiş ve bazıları bitki ıslahında başarıyla kullanılmaktadır. Ayrıca klasik ıslah metotları ile dayanıklı bitki elde edilmes çok uzun yıllar sürdüğü için araştırmacılar, modern ıslah yöntemlerinin daha ekonomik ve kısa süreli olduğunu düşünmektedirler.

BİTKİLER ÜZERİNDE HASTALIĞA DAYANIKLI GEN MEKANİZMASI Günümüzde fungal hastalıklarla ilgili yeni gelişmeler olmasına ramen bu hastalıklar için genetik mühendisliği sınırlıdır. Bitki hastalıklarına dayanıklılık mekanizmasında transgenik bitkiler aşağıdaki birkaç grupta verilmiştir:

1)Patojenle ilgili proteinler PR protein genleri fungal hastalıklar için kullanılabilecek genlerde çok önemli kaynak olarak görülür (Van loon ve Van strein 1999). PR proteinlerinin bir setini, tütün mozaik virüse entegre ettikten sonra PR proteinleri kodlayan transgenik tütün bitkileri hastalıklara dirençte ciddi ilerleme göstermiştir.

PR proteinleri yalnızca patojenlere karşı dayanıklılık deil aynı zamanda ağır metallere, UV ışığına, fungal hücree duvarı elisitörlerine ve yaralanmaya karşı da dayanaıklılık göstermişlerdir. PR proteinleri yüksek hassasiyet sırasında ve sistemik dayanıklılıkta uyarılır. Bu yüzden bitki patojenlerinin doal savunmasında PR proteinlerinin rolü olduu düşünülmektedir.

2)Antifungal proteinler Kitinaz geninin tütün ve çeltik bitkilerine aktarılmasıyla bitkilerde fungal hastalığa direncin arttığı görülmüştür. Kitinaz enzimi fungal hücre duvarının bileşenlerin bozar.

Antifungal protein ve kitinaz genini birlikte içeren transgenik kavun bitkileri Rhizoctania solani ve Fusarium oxyspourum hastalığına karşı dayanıklılık saladığı gözlemlenmiştir. Hastalık semptomu oluşumu 7 gün gecikmiş ve transgenik bitkilerde hastalık semptomlarının büyüklüğü azalmıştır (Bezirganoglu et al. 2013).

3)Fitoaleksinler Fitoaleksinler, abiyotik strese veya mikroorganizmalara maruz kaldığında bitkilerde sentezlenen antimikrobiyal özelliğe sahip düşük molekül ağırlıklı bileşiklerdir. Bakteri ve fungal patojenlere karşı dayanıklı bitki çeşitlerinin üretilmesinde uygulanır.

Hidrojen peroksit içeren aktif oksijen türleri patojen enfeksiyonunda bitki savunmasında önemli rol oynar (Hain ve ark 1993). Transgenik patates bitkileri üretilmiştir. Hem fungal hem de bakteriyel patojenlere karşı ve özellikle verticullum hastalıına karşı direnç sağlamıştır (Wu ve ark 1995).

4)Antimikrobiyal proteinler Antimikrobiyal peptitler daha küçük (10-20 aminoasit uzunluunda) molekülleri üretmek için sentezlettirilip fungusa karşı direnç artırmak için kullanılır. Trangenik bitkilerde thionin, defensinin aşırı ifadesi Alternaria, Fusarium ve Plasmodiophora içeren birkaç patojenin gelişimini azalttıı göstermiştir ve tarla koşullarında patateste verticillum hastalığına karşı direnç sağlamıştır.

5)Bitki ribozim inaktif proteinler ve diğer peptitler Ribozom inaktif proteinler bitki enzimleri olup 28S rRNA azot glukozidas aktivitesine sahiptir ve yabancı ribozom veya birkaç spesifik proteini inaktive edebilir. Bu yüzden protein sentezinin durdurup bitki ribozom inaktif proteinleri daha uzak akraba türlerdeki ve fungusu içeren diğer ökaryotların yabancı ribozomlarını inaktive eder. Arpadan saflaştırılmış ribozom inaktif proteinler in vitro da birkaç fungusun büyütülmesinin engeller.

6)Direnç genleri (R) Direnç genleri Arabidopsis, tütün, çeltik gibi daha birçok bitki türünden klonlanıp diğer bitki türlerine bir veya daha fazla benzer motifler aktarılmıştır. Bitki savunma genlerini kodlayan proteinler, patojen saldırısı sırasında patojen sinyallerinin algılanmasıyla uyarılarak bitki hücrelerinde yüksek düzeyde protein üretimi gerçekleştirir. Buradaki amaç bitkiyi patojen saldırılarından korumaktır.

7)Fitotoksik metabolitlerin degredasyonu Bitki hücre duvarı fungal patojenlerin penetrasyonunda bir duvar olarak görev alır ve bitki patojenleri arasında birçok strateji bu bariyeri aşmak için geliştirilir. Miyotoksin, oksalik asit gibi fungal patojenlerin fitotoksik metabolit üretiminin konukçu dokuya enfeksiyonundan sonra hücrenin ölümü hızlanmıştır.

Transgenik bitkilerde eksprese edilen enzimler tarafından bu bileşiklerin degradasyonu hastalığa direnci artırmak için bir fırsat olabilir. Transgenik tütünde Fusarium sporotrichioide’ de eksprese olan trichothecene enziminin bozulmasıyla bitki doku hasarı azalmış ve fidelerin ortaya çıkmasını hızlandırmıştır.

SONUÇ Son zamanlarda fungal hastalıklara karşı dayanıklı bitkilerin üretilmesinde çeşitli mekanizmalar tartışıldıktan sonra patojene dayanıklı geliştirilen türler için değişik stratejilerin ortaya çıktığı sonucuna varılmıştır. Transgenik biyoteknoloji teknikleri, bitkilerde hastalığa dayanıklı yeni çeşitlerin oluşturulmasında araştırmacılara farklı imkanlar sunarak bu gibi gelişmeler tarımsal alanlarda kullanılan kimyasal ilaçlara duyulan ihtiyacı azaltır.

Hastalığa dayanıklı olarak geliştirilen transgenik bitkiler gelecekte hastalıkla mücadele programlarında önemli bir yere sahip olacaktır. Bu yüzden klasik ıslaha ek olarak biyoteknolojik teknikler biyotik streslerden dolayı oluşan Kayıpları minimize etmeye yardımcı olarak sürdürülebilir tarıma daha fazla katkı sağlar.

KAYNAKÇA