ÜNİTE 5 TÜRK DİLİNİN BUGÜNKÜ DURUMU VE YAYILMA ALANLARI
Bir dünya haritasına bakıldığında Balkanlar’dan Büyük Okyanus’a, Kuzey Buz Denizi’nden Tibet’e kadar olan alanın görünüşte hiçbir ortak noktasının olmadığı düşünülür. Bu bölgeleri ortak bir noktada tek şey, buralarda Türklerin yaşıyor olmasıdır. Dünyadaki milletlerin en hareketlisi olan Türklerin yaşadığı coğrafya sürekli olarak değişmiştir. Bu sebeple gerek Osmanlı dönemindeki büyük seyyahlar, gerek Türk dünyasını yakından tanıyan aydınlar gerekse Türkologlar eserlerinde Türkçe bilen bir insanın batıda Avusturya’dan doğuda Çin’e kadar olan coğrafyada Türkçe konuşarak gidilebileceğini söylerler. Bundan dolayı Türkçe, dünya dilleri arasında konuşulduğu coğrafyanın büyüklüğü bakımından birinci, ana dili olarak üçüncü ve en çok konuşulan dil olarak da beşinci sırada yer alır.( YAKICI, YÜCEL, DOĞAN, YELOK, 2011:92)
Türk dünyası olarak adlandırdığımız ve Türklerin tarih boyunca yaşadığı bu coğrafya, kuş uçuşuyla doğudan batıya 6000-7000, kuzeyden güneye 3000 kilometredir. Bu sınırlar içinde kalan Çin, Moğolistan, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Moldovya, Romanya, Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Yunanistan, Suriye, Irak, İran, Tacikistan, Afganistan, Polonya; Türkiye, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan gibi ülkelerde Türkler yaşamaktadır. 1983 yılında Birleşmiş Milletler uzmanları tarafından hazırlanan dünyada en çok kullanılan diller listesine göre bu ülkelerden oluşan coğrafyada 200 milyon insan Türkçe konuşmaktadır. Günümüz şartları içinde iş, eğitim gibi çeşitli nedenlerle farklı bölgelerde yaşamak durumunda kalan Türkler de buna dâhil edildiğinde hem rakamlar artacak hem de Türkçe konuşulan bölgenin sınırları genişleyecektir.
Türkçenin bu kadar geniş bir bölgede kullanılıyor olması, onun bu yönde bir tasnife tabii tutulmasını gerektirir. Bu amaçla birçok kişi tarafından Türk dünyasıyla ilgili tasnif çalışmaları yapılmıştır. Bunlardan en çok kabul göreni, yönlere göre yapılan tasniftir. Bu tasnifte Hazar Denizi merkez alınmıştır. Buna göre; 1. Batı Türkleri: Hazar Denizi’nin batısında ve güneyinde kalan Türklere denir. a. Türkiye Türkleri b. Balkan Türkleri (Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Bosna-Hersek, Yugoslavya ve Moldovya’da yaşayan Türkler) c. Kıbrıs Türkleri ç. Suriye Türkleri d. Irak Türkleri e. Azerbaycan Türkleri (Azerbaycan, Gürcistan ve İran’da yaşayan Azeri Türkleri)
2- Kuzey Türkleri: Hazar Denizi’nin kuzeyinde kalan Türklere denir. a. Sibirya Türkleri(Sahalar/Yakutlar) b. Abakan Türkleri(Hakaslar) c. Altay Türkleri ç. İdil-Ural Türkleri(Kazan ve Batı Sibirya Tatarları, Başkurtlar, Çuvaşlar) d. Kafkas Türkleri (Kafkasların kuzeyindeki Karaçay, Malkar, Nogay ve Kumuk Türkleri) e. Tuva Türkleri f. Kırım Türkleri (Kırım, Özbekistan ve Romanya’da) g. Karay Türkleri (Kırım, Polonya ve Litvanya’da)
3- Doğu Türkleri: Hazar Denizi’nin doğusunda kalan Türklere verilen addır. a. Batı Türkistan Türkleri (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’da; İran’ın kuzeydoğusunda ve Afganistan’ın kuzeyinde bulunan Türkmen, Özbek, Karakalpak, Kazak ve Kırgız Türkleri) b. Doğu Türkistan Türkleri (Çin’in kuzeybatı bölgesinde –Doğu Türkistan’da- bulunan Uygur ve Kazak Türkleri) (KORKMAZ, ZÜLFİKAR, AKALIN, ERCİLASUN, PARLATIR, GÜLENSOY, BİRİNCİ, 2003:75) Bütün bu alanlarda konuşulan Türkçe üç lehçeye ayrılır: 1- Türkçe 2-Sahaca (Yakutça) 3-Çuvaşça
Bunlardan Çuvaşça ve Yakutça, Türk dilinin metinlerle takip edilemeyen dönemlerinden daha önceki çağlarda Türk dilinden ayrılmış, ana Türk kitlesi ile bağlantıları kesildiği için birer uzak lehçe özelliği kazanmışlardır. Aslında yüzyıllar boyunca birer konuşma dili olarak kullanılan Çuvaşça ve Yakutça, ancak 19. ve 20. yüzyıllarda yazı dili hâline gelmiştir. Her ikisi de Kiril alfabesini kullanmaktadır. Çuvaşlar, Moskova ile Kazan arasındaki İdil (Volga) Irmağı boylarında yaşamaktadır. Özerk bir cumhuriyet olan Çuvaşistan’ın başkenti Çeboksarı’dır. Nüfusları iki milyon kadar olan Çuvaşların bir kısmı da Başkurdistan ve Tataristan özerk cumhuriyetlerinde yaşamaktadır. Çuvaşların 220.000’i Müslüman, geri kalanları Ortodoks’tur.
Yakutlar, Sibirya’da, batıdan doğuya, Katanga, Ölenek, Lena ve Kamçatka’ya doğru Kolima ırmakları çevresinde yaşarlar. Başkenti Yakutsk’tur. Nüfusları yarım milyondur. Bunların 200.000’i şaman, 30.000’’i Müslümandır. Geri kalanları son asırlarda Ortodoks olmuştur. Ancak onlarda da şaman gelenekleri devam etmektedir.
Türkçenin bugünkü durumunun tam bir şekilde görülmesinde yazı dillerine göre tasnif önemlidir. Türkçe, başlangıcından 13. yüzyıla kadar tek bir yazı diline sahipti. Bu yazı dili tüm Türkler için ortaktı. 13. yüzyılda kollara ayrılan Türkçe, 19. yüzyıla kadar bu şekilde gelmiştir. Bu aradaki süre olan 6-7 asırlık dönem boyunca bütün Doğu ve Kuzey Türklüğü Kuzey-Doğu Türkçesini, Batı Türklüğü de Batı Türkçesini kullanmıştır. Ancak 19. yüzyılda Rusya’nın Azerbaycan’ı işgali ile Batı kolu içinde Azeri Türkçesinin, yine Rus istilasıyla da Kuzey ve Doğu Türkçeleri içinde Kazan Tatar Türkçelerinin ayrı ayrı yazı dili haline gelmeye başladıkları görülür. 1917 Bolşevik İhtilali’nden sonra ise diğer Türk lehçeleri ayrı birer yazı dili haline getirilmiştir. Türk dilinin bu gelişmelerden sonra ortaya çıkan bugünkü şu şekildedir:
Batı Türkçesi (Güney-Batı Türkçesi) a. Türkiye Türkçesi: Türkiye, KKTC’de; Irak, Suriye, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya ve Kosova’daki Türkler arasında; Rusya’daki Ahıska Türkleri arasında; Avrupa, Amerika, Avusturalya ve Arap ülkelerindeki Türkler arasında kullanılmaktadır. b. Azerbaycan Türkçesi: Azerbaycan ile İran ve Gürcistan’da yaşayan Azeriler arasında kullanılmaktadır. Türkiye Türkçesi ile büyük dil ayrılığı yoktur. c. Türkmen Türkçesi: Türkmenistan’da, İran’ın Horasan bölgesinde, Afganistan ve Pakistan’daki Türkmenler arasında kullanılır. Türkmenler, batıya göç eden büyük Oğuz kitlesiyle Anadolu’ya gelmeyip Türkistan’da kaldıkları için yazı dilleri özellikle şekil bakımından büyük ölçüde Doğu Türkçesinin etkisinde kalmıştır. ç. Gagavuz Türkçesi: Moldovya, Ukrayna, Bulgaristan ve Romanya’daki Türkler arasında kullanılır. Taşıdığı dil özellikleri bakımından Türkiye Türkçesindeki bir ağız izlenimi bırakır.
Kuzey Doğu Türkçesi a. Özbek Türkçesi: Özbekistan ile Afganistan ve Pakistan’daki Özbekler arasında kullanılır. b. Kazak Türkçesi: Kazakistan’da ve Doğu Türkistan’da yaşayan Kazaklar arasında kullanılır. c. Kırgız Türkçesi: Kırgızistan ve Doğu Türkistan’daki Kırgızlar arasında kullanılır. ç. Nogay Türkçesi: Kuzey Kafkasya’da yaşayan Nogaylar arasında kullanılır. d. Hakas Türkçesi: Güney Sibirya’da ve Çin’in Kansu eyaletindeki Hakaslar arasında kullanılır.
e. Karakalpak Türkçesi: Aral gölü etrafında yaşayan Karakalpaklar arasında kullanılır. f. Kumuk Türkçesi: Kuzey Kafkasya’da yaşayan Kumuklar arasında kullanılır. g. Kırım Türkçesi: Kırım’da ve Romanya’da yaşayan Kırım Türkleri arasında kullanılır. ğ. Uygur Türkçesi: Doğu Türkistan’da ve Kazakistan’da yaşayan Uygurlar kullanılır. h. Başkurt Türkçesi: Başkurdistan’da yaşayan Başkurtlar arasında kullanılır. ı. Karaçay Türkçesi: Kuzey Kafkasya ve Rusya’da yaşayan Karaçaylar arasında kullanılır. i. Altay Türkçesi: Altay Muhtar Cumhuriyeti’nde kullanılır.
j. Malkar Türkçesi: Kuzey Kafkasya ve Rusya’da kullanılır. k. Tuva Türkçesi: Tuva Muhtar Cumhuriyeti’nde ve Moğolistan’da yaşayan Tuvalar arasında kullanılır. l. Kazan (Kırım) Türkçesi: Tatar Muhtar Cumhuriyeti’nde kullanılır. m. Karay Türkçesi :Polonya ve Litvanya’da yaşayan Karaylar arasında kullanılır.
Türk dili günümüzde üç değişik alfabe ve yirmiden fazla yazı diliyle varlığını sürdürmektedir. Bu alfabeler Türkiye, KKTC, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya ve Kosova’daki Türkler arasında kullanılan Latin alfabesi temeline dayanan alfabe; dağılan Sovyetlerdeki Türkler arasında kullanılan Kiril alfabesi; Afganistan, İran, Çin ve Irak’taki Türkler arasında kullanılan Arap harflerine dayanan alfabelerdir. Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Gagavuz, Kırım ve Karakalpak Türkleri Latin alfabesi temeline dayalı alfabelere geçmişlerdir. Bunların dışındaki Türk Cumhuriyetlerinde ve diğer özerk cumhuriyetlerde Latin alfabesi temeline dayanan alfabelere geçiş hazırlıkları devam etmektedir.
Batı ve Kuzey ve Doğu Türkçeleri içinde yer alan Türk yazı dillerinden Tuva, Altay, Hakas Türkçeleri, Türkiye Türkçesine en uzak olanlardır. Bunun nedeni hem coğrafî uzaklık hem de kültür farklılığıdır. Esasen bu lehçeler asırlarca konuşma dili olarak kullanılmış, ancak son yüzyılda yazı dili hâline getirilmiştir. Kuzey-Doğu Türkçesi içinde yer alan yazı dilleri kendi aralarında, Batı Türkçesi içinde yer alan yazı dilleri de kendi aralarında birbirine çok yakındır. Kollar arasındaki ayrılık anlaşmayı tamamen ortadan kaldıracak kadar fazla değildir.