Nous allons maintenant supposer : “Si ..., (alors) ... .” Eğer ...se/sa, ...
Si vous priez vous [vous op]poserez [aux] contre les tentations.
EĞER (siz) ... ... AYARTMA -e KARŞI KOYMAK
Eğer dua ediyorsanız ayartmalara karşı koyacaksınız.
vous pourrez [vous op]poser Eğer dua ediyorsanız ayartmalara karşı koyabileceksiniz.
Si nous nous repentons, Dieu nous pardonnera.
EĞER (biz) ... tövbe ...Tanrı ... bağışlamak
Eğer tövbe ... ediyorsak ... ...Tanrı ... bizi bağışlayacak.
Si tu es reconnaissant, tu donneras des offrandes volontaires.
Eğer (sen) ... minnettar olmak gönüllü bağışlar
Eğer ... minnettar isen gönüllü bağışlar vereceksin.
Si je respecte la vie je ne fumerai pas.
Eğer ... vermek hayat a saygı veriyorsam sigara içmek içmeyeceğim.
Si je ne prêche pas la bonne nouvelle, malheur à mon état [à moi].
Eğer ... iyi haber i bildirmiyorsam birdirmemek vay halime. halim (1. Korintoslular 9:16) (adapté)