Öğretmen Yetiştirmenin Tarihi
CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEMDE ÖĞRETMEN YETİŞTİRME Cumhuriyet öncesi dönemde ilk olarak Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethettikten sonra kurduğu iki medresede sıbyan mekteplerine öğretmen yetiştirilmiştir. Ancak daha sonraki padişahlar döneminde öğretmen yetiştirmeye yeterince önem verilememiştir. Tanzimatla birlikte yenileşme hareketlerinin başlaması, öğretmen yetiştirmede de bazı yenilikleri beraberinde getirmiştir.
İlk öğretmen eğitimi okulu ilkokullara öğretmen yetiştirmek üzere Darülmuallimin-i Rüşdi adıyla 1848’de açılmıştır ve erkek çocukları bu okullara devam edebilmiştir. Okulun süresi 3 yıldır ve öğrencilere burs da verilmiştir.
Okul açıldığı ilk dönemde Elifba, Osmanlıca Gramer ve Din Bilgisi gibi basit bir programa sahipken daha sonraları Arapça, Farsça, Hesap, Coğrafya, Yazı, Rik’a, Aritmetik ve Resim gibi dersler de verilmiştir. Okulun öğrencileri ve öğretmenleri medreselilerden oluşmuş ve sayıları 22’yi bulmuştur. Ancak bu sayı 138 rüştiyenin gereksinimlerini karşılamakta oldukça yetersiz kalmıştır. Tanzimat Dönemi sonunda bu okuldaki öğrenci sayısının 402’ye çıkması da gereksinimi karşılayamamıştır.
Darülmualliminin müdürü Ahmet Cevdet Efendi öğrencilerin medreseli tutum ve davranışlarını değiştirmek için Darülmualliminin öğretmenlik mesleğinin gereklerine uygun bir kurum olması gerektiğini düşünmüş ve Darülmuallimin Nizamnamesini oluşturmuştur. Nizamnameye göre öğretmenlerin yalnızca Darülmualliminlerde yetiştirilmesi ve sadece bu okulun mezunlarının atanması ve sınavla seçilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu, eğitim tarihimizde öğretmen yetiştirmede ilk nitelik belirleme anlayışı olarak bilinmektedir.
Sıbyan şubesi 1868 yılında ilkokullara öğretmen yetiştirebilmek için Darülmuallimin-i Sıbyan (İptidai Mektep adıyla da anılır) olarak kurulmuş ve süresi bir yıl olarak başlamıştır. 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile İstanbul öğretmen okulları ve programları konusunda da ayrıntılı hükümler belirlenmiş ve nizamname kararı çerçevesinde kızlar için de 1870’te Darülmuallimat açılmıştır.
Bu okullar, sayıları fazlalaşan Kız Rüştiye Mekteplerine öğretmen yetiştirmeye olanak tanımıştır. Programda Din ve Ahlak Bilgileri, Osmanlı Grameri, Tarih, Coğrafya, Aritmetik, Öğretim Metodu dersleri yanında kızlar için gerekli olan Dikiş, Nakış, Musiki dersleri de verilmiştir. Açılışta konuşan Maarif Nazırı Saffet Paşa: “Bu okul padişahımızın en yüce kuruluşlarından biridir ve kadınların eğitimine sonsuz yararlar sağlayacaktır.” demiştir.
Kız Rüştiye Mektepleri ve Sıbyan Mekteplerine bayan öğretmenler yetiştirilirken pek çok kızın okuması da sağlanmıştır. Kızlar aynı zamanda üst düzeyde bir okul okuyabilmek için bu okullara devam etmişler ve böylelikle aydın kadınlar da yetişebilmiştir. İnas Darülfünununun öğrenci kaynağını da bu okullar oluşturmuştur.
İnas Darülfünunu yeni açılan okullara gereksinim duyulan kadın öğretmenleri yetiştirmiştir. Darülmuallimatın öğrenci sayısı 1871’de 37, 1872’de 39 olmuştur. Sultani okulları için (lise ve yüksekokul) öğretmen yetiştirmek üzere açılan okullara Darülmuallimin-i Aliye (Öğretmen Eğitimi Enstitüsü) adı verilmiştir. Bu okul ortaokuldan sonra 4 yıllıktı. 1909’da kapatılarak öğrencileri de Darülfünuna gönderilmiştir. Ancak 1910’da tekrar açılmıştır.
1898-1899 tarihli Maarif Salnamesi’nde “Meslekte aslolan muallimliktir” ifadesi yer almıştır. Bu hüküm Salname’de şöyle ifade edilmiştir: “Darülmualimini bitirenler önce öğretmenlik sınıfı (mesleği) içinde ilerleyip sonra İdadi Mektepleri ve Maarif Müdürlükleri gibi uygun görevlere atanacaklardır. Fakat vaad edilen bu yükselme için öğretmenlikte beş yıl iyi hizmet vermiş olmak şarttır” .
1900’de «Muallimlikte Mesleki İhtisas Tesisine Dair Talimat» ile öğretmenlik mesleği tanımlanmış, yetki, sorumluluk ve haklar belirlenmiştir. Aynı zamanda öğretmenler bu talimat ile farklı dallarda uzmanlaşmaya da başlamışlardır. 20.yy’ın başlarında öğretmen eğitimi okullarının sayısı hızla artmış ve her ilde açılması planlanmıştır. 1911’de ise sayıları 31’e ulaşmıştır.
Ancak öğretmenlik mesleğinin herkes tarafından yapılamayacağı ve bazı yeteneklere sahip olması gerektiği, o zamanki Darülmualliminin müdürü Sâtı Bey tarafından belirtilmiştir. Bu amaçla plansız çok sayıda öğrencinin yetişmesi yerine, öğrenci sayıları azaltılarak nitelikli öğretim verilmeye başlanmıştır. Meşrutiyetin sonlarına doğru 1913’te yayımlanan Tedrisat-ı İptidaiye Kanunu Muvakkatinde her il merkezinde Darülmualimin-i İptidaiye açılarak ilköğretime öğretmen yetiştirme sayılarında artış olmuştur. 1913-14 öğretim yılında Darülmuallimatın içerisinde ise öğretmen okulu açılmış, dört yıl sonra kapatılmıştır.
1923-1982 YILLARI ARASINDA ÖĞRETMEN YETİŞTİRME 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte değişen koşullara uyum sağlayabilen öğretmenlerin yetiştirilmesi gerekliliğinden hareket edilmiştir. Atatürk’ün öğretmenlik mesleğine manevi desteğinin büyüklüğü tartışılmazdır. Atatürk, öğretmenlerin toplumun hızla değişmesinde çok önemli rollerinin olduğunu şu şekilde vurgulamıştır: “Öğretmenler, ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve ordularınızın kazanacağı zafer için yalnızca zemin hazırladı. Hakiki zaferi siz kazanacak ve koruyacaksınız. Ben ve sarsılmaz imanla bütün arkadaşlarım sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız her engeli kıracağız”.
1924’te 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile öğretimin birleştirilmesi ilkesi gerçekleştirilmeye çalışılmış, eğitim işleri tek elden yürütülmeye çalışılmış ve medreseler de kapatılmıştır. 1930’lara kadar eğitim alanında pek çok reform gerçekleştirilmiş, öğretmen yetiştirmede de başarılı modeller ortaya konulmuştur. Ancak bu, öğretmen yetiştirmede, sorunların kısa sürede çözüldüğü anlamını taşımamıştır.
Öğretmen yetiştirmede 1923’ten 1982’ye kadar pek çok gelişme yaşanmıştır. Bu gelişmelerin çok fazla olması, ilköğretim, ortaöğretim ve okulöncesi eğitim öğretmeni yetiştirilmesinin ayrı ayrı ele alınmasını zorunlu kılmıştır. Okulöncesi eğitime, ilköğretime sınıf öğretmeni yetiştirme, köy ilkokullarına şehir ve kasaba ilkokullarına, ortaöğretim öğretmeni yetiştirme ve diğer okullara başlıklarında toplanabilir.
Okulöncesi Eğitim Öğretmeni Yetiştirme Okulöncesi eğitim kurumu ilk defa1 1927-28 öğretim yılında Ankara’da iki yıllık olarak Ana Muallim Mektebi adıyla açılmıştır. Okulun Çocuk Bakımı ve Biçki-Dikiş Bölümünde uzun yıllar okulöncesi eğitim kurumlarına öğretmen yetiştirilmiştir. 1952’de Anaokuluna Öğretmen Yetiştirme Kursu geçici programı hazırlanmıştır.
1962 yılında yapılan Yedinci Milli Eğitim Şurasında alınan kararlarla 1961-62 yılında 10 ilde açılan anasınıfına 20 ilköğretmen okulu mezunu atanmıştır. Bu öğretmenler 20 günlük uyum kursu alıp bir yıl uygulama yapmışlar ve İtalya’da bir aylık Anaokulu semineri almışlardır. 1963-64’te Kız Enstitüleri içinde yer alan Çocuk Gelişimi ve Bakımı Bölümü okulöncesi öğretmeni yetiştirmeye başlamıştır.
1970-71 öğretim yılında İlköğretmen okulları dört yıla çıkarılmış ve programlara okulöncesi eğitim dersi konulmuştur. Bu okulun mezunları okulöncesi eğitim öğretmeni olmuşlardır. 1739 sayılı yasada 4. maddede okulöncesi eğitim öğretmeni yetiştirme görevini Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü yerine getirmiştir.
1982’den önce okulöncesi öğretmeni Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi ve Eğitmi Bölümü, Kız Sanat Yüksek Öğretmen Okulu, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümünde yetiştirilmiştir. Bunların yanı sıra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Pedagoji Enstitüsü, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ve Ankara Gazi Yüksek Öğretmen Okulu Eğitim Bölümü ve İki Yıllık Enstitülerinde okulöncesi eğitimle ilgili dersler verildiği için, buraları bitirenler de okulöncesi öğretmeni olabilmişlerdir.
Köy İlkokullarına Öğretmen Yetiştirme Cumhuriyet dönemi ile birlikte köy okullarına öğretmen yetiştirme uygulaması düşüncesi oluşmuş ve 15 Temmuz 1921’de Ankara’da toplanan Maarif Kongresinde köy için öğretmen yetiştirme konusu da gündeme gelmiştir.
Köy Eğitmen Kursları: 1933’te köycülük hareketlerinin artması ile birlikte köye liderlik yapacak öğretmenlerin yetiştirilmesi amaçlanmış, 1936-1937’de dönemin Eğitim Bakanı Saffet Arıkan ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un önerisi doğrultusunda alınan bir kararla askerlik görevlerini henüz tamamlamamış, ancak eğitimlerini tamamlayan çavuşlar 6-8 aylık kurs aldıktan sonra bir ilkokulda öğretmenliğe başlamak üzere köylere gönderilmişlerdir. Eğitmen kursu ilk defa 1936’da Eskişehir (Çifteler)’de açılmıştır.
İlk deneme başarılı olduktan sonra 11 Haziran 1937’de 3238 sayılı Köy Eğitmenleri Kanunu çıkarılarak bu kurslar, İzmir (Kızılçullu), Manisa (Horozköy), Kastamonu (Gölköy), Edirne (Karaağaç), Kars, Erzincan ve Kocaeli’de de açılmıştır. Öğretmen okullarından mezun olanların gitmek istemedikleri okullara bu eğitmenler gitmişlerdir. Konu ile ilgili bu uygulama 7 yıl devam etmiş ve 8756 eğitmen yetiştirilmiştir.
Köy Öğretmen Okulları: Köy eğitmen kurslarından başarı elde edilmesi sonucunda 1937’de köy öğretmen okullarının açılması gündeme gelmiştir. İzmir (Kızılçulu), Eskişehir (Çifteler), Edirne (Karaağaç) ve Kastamonu’da 4 bölge köy öğretmen okulu açılmıştır. Köy Muallim Mekteplerinden farkı, Köy Öğretmen Okullarının ilkokul üstüne üç yıl ortaokul ve üç yıl öğretmen okulundan oluşmasıdır. 1940’ta köy öğretmen okulları da köy enstitülerine dönüştürülmüştür.
Köy Enstitüleri: Daha önceki benzer uygulamaların başarılı olması sonucu köylerde sistemli bir öğretmen yetiştirmenin oluşturulması düşüncesiyle köy enstitülerinin kurulmasına karar verilmiştir. Köy Enstitüleri, köyde öğretmenlerin görev yapabilmeleri için 1940’ta 3803 Sayılı Köy Enstitüleri Kanunu ile dönemin Milli Eğim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç tarafından kurulmuş öğretmen okullarıdır ve öğrencileri de beş yıllık ilkokulu bitirmiş köy çocuklarıdır.
Türkiye’de karma eğitimin olduğu ve öğretmen yetiştirmenin sistem anlayışı içerisinde ele alındığı ilkokullar Köy Enstitüleridir. Köy Enstitülerinin ilk programları 1943’te oluşturulabilmiş ancak 1946’da kurucu yönetici ve öğretmenlerin değişmesi ile birlikte programlarda bazı değişiklikler olmuştur.
Enstitülerde öğretmen olacak adaylara ilkokul öğretmeni olmak için gerekli meslek ve genel kültür dersleri yanında köylerde görev yapmaya başladıklarında köylülerin kendilerine danışabilmeleri ve köylerde toprak reformunun gerçekleştirilmesi için gerekli bilgiler verilmiş, köylüye örnek çalışmalar yapabilmeleri ve tarla ekebilmeleri için her türlü araç gereç de sağlanmıştır. Eğitim dersleri ve akademik konuların yanında erkek öğrencilere, zirai alanda uygulamalar, marangozluk, demir işleri ve inşaat dersleri verilirken; kız öğrencilere de ziraat, ev ekonomisi, çocuk bakımı ve dikiş dersleri de verilmiştir.
Köy Enstitülerinden mezun olan öğretmenlerin 20 yıl köylerde öğretmenlik yapmaları zorunlu kılınmış, ayda 20 lira olmak üzere üç ayda bir 60 lira ücret ile öğretmenliğe başlamışlardır. Çoğu da kendi köylerine başöğretmen olarak atanmışlardır. 1848’den 1940’lara kadar sadece 6.000 öğretmen yetiştirilmişken, Yücel’in bakanlığında enstitülerde 7-8 yılda 8.756 eğitmen ve 17.321 ilkokul öğretmeni yetiştirilmiştir. Köy Enstitülerine öğretmen yetiştirmek için 1943’te Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü kurulmuştur, öğrenciler sınavla alınarak üç yıl öğrenimlerine devam etmişlerdir.
24 Ocak 1954 tarihinde 6234 sayılı Köy Enstitüleriyle Öğretmen Okullarının Birleştirilmesi Hakkındaki Kanun ile köy enstitüleri kapatılmış öğretmen okulu şekline dönüştürülmüşlerdir.
Şehir ve Kasaba İlkokullarına Öğretmen Yetiştirme İlköğretmen Okulları: Erkek Darülmualliminler ve Kız Darülmuallimatların adları Cumhuriyet’le birlikte İlk Muallim Mektebi olmuş, Eylül 1923’te Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır. Daha sonraları ise İlköğretmen Okulları olarak anılmışlardır. İlköğretmen okullarının üç yıl olan öğretim süresi İkinci Heyeti İlmiye kararları doğrultusunda beş yıla çıkarılmıştır ve karma eğitim verilmeye başlanmıştır. 1931-32 öğretim yılında ise öğretim süresi altı yıl olmuştur. Böylece lise ve dengi üç yıllık meslek okulu olmuşlardır.
1954’te de köy enstitülerinin kapatılması ile birlikte köy enstitüleri ilköğretmen okullarına dönüştürülmüştür. Ancak bunun sonucunda şehirdeki ilköğretmen okulları üç yıllık iken, köy enstitülerinden dönüştürülen ilköğretmen okulları ise altı yıllık olmuştur.
Talim ve Terbiye Kurulunun 18 Mart 1970’teki 44 sayılı kararı ile ilköğretmen okulları 1970-71 öğretim yılından itibaren ilkokul üzerine yedi yıl, ortaokul üzerine ise dört yıl olmuştur. Daha önceleri ilköğretmen okulu mezunları genel lise mezunu sayılabilmek için fark dersleri veriliyordu. Bu uygulama ile genel lise mezunlarına denk sayılmışlardır.
1973 tarihli ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile öğretmenlerin en az iki yıllık yüksek eğitim alma gereklilikleri ortaya çıkmıştır. 1974-75 öğretim yılında ilköğretmen okullarının bir bölümü öğretmen liselerine dönüştürülmüş bir bölümünün kapatılması ile iki yıllık eğitim enstitüleri açılmıştır.
İki Yıllık Eğitim Enstitüleri: 1974’te MEB’e bağlı iki yıllık eğitim enstitüleri ilköğretime öğretmen yetiştirmek üzere kurulmuşlardır. Eğitim enstitüleri, 1974-1982 yılları arasında hizmet vermişlerdir. 1979’ta yayımlanan yönetmelikle «Sınıf Öğretmeni Yetiştiren Eğitim Enstitüleri» olarak da adlandırılmışlardır. 1975’te 18 yeni enstitünün açılması ile sayıları 33’e, 1976’da 49’a çıkmıştır. Öğretmen liselerinden mezun olan öğrencilere iki yıllık eğitim enstitülerine girişte çeşitli kolaylıklar sağlanmıştır.1975-1980 yılları arasında politik nedenler ve öğretim elemanları yetersizlikleri nedeniyle normal programın dışına çıkmak durumunda kalarak hızlandırılmış eğitim yoluyla öğretmen yetiştirilmiştir.
Ortaöğretim Öğretmeni Yetiştirme Üç Yıllık Eğitim Enstitüleri: Bu eğitim enstitüleri dönemin Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey’in katkılarıyla ilk olarak Gazi Eğitim Enstitüsü olarak açılmıştır. 1926 yılında Konya’da ilk olarak Orta Muallim Mektebi adı altında Edebiyat Bölümü olarak açılmış, sonra Ankara’daki kendi binasına taşınmıştır. 1927- 28 yılında da ikinci bölüm Terbiye (Pedagoji) bölümü açılmıştır. Böylelikle Gazi Orta Muallim Mektebinin yanına Terbiye Enstitüsü de eklenmiştir. Okula iki yıl öğrenimi olan lise mezunları ile ilköğretmen okulunu üstün derece ile bitirenler ve iki yıl başarılı öğretmenlik yapmış olanlar alınmıştır.
Ayrı yapılanma içinde hazırlık sınıfına ilköğretim okulları mezunları sınavla alınmış, mesleki sınıfada lise mezunları sınavsız olarak alınmıştır. Terbiye bölümüne de ilk yıllarda en az bir yıl ilkokul öğretmenliği deneyimi olanlar girebilmişlerdir. Okulun süresi daha sonra üç yıla çıkarılmıştır. Hazırlık sınıfını bitiren öğrenciler Sınıf, Fen, Edebiyat kollarına uygun olarak bölüm seçmişlerdir. Mesleki bölümünü bitirenler ise üniversiteye devam edebilmişlerdir.
Daha sonra hazırlık sınıfı kaldırılarak Edebiyat, Tarih-Coğrafya, Matematik, Fizik-Kimya bölümlerinin öğretim süreleri iki yıla indirilmiştir. Bu süre kimi yıllarda dörde çıkarılmış, kimi yıllarda tekrar ikiye indirilmiştir. Bu okulda ortaokullara öğretmen yetiştirme yanında eğitim okulları için müfettişler de yetiştirilmeye başlanmıştır. Okul bünyesinde Sosyal Bilimler, Doğal Bilimler ve Pedagojik Bilimler alanında Müzik, Resim, Elişi, Beden Eğitimi öğretmenleri yetiştirilmiştir. Okulun bünyesine 1947’de Almanca bölümü de katılmıştır.
1955’te Eğitim Enstitüleri Yönetmeliği çıkarılarak ilköğretmen okulu ya da lise mezunu öğretmen adayının seçiminde: “öğrenim sırasındaki çalışkanlık süresi, soğukkanlı, sabırlı ve küçüklere karşı şefkatli olup olmadığı, çevresine ve öğretmenlik mesleğine karşı ilgi derecesi, konuşma yeteneği, ahlaki durumu, milli duygusu, bilinen bir beden ve ruh sakatlığı bulunup bulunmadığı ve ara vermişse bu süre ne ile uğraştığı” vb. özelliklere dikkat edilmekteydi”.
1954-1955 öğretim yılında eğitim enstitülerinin pedagoji bölümünün meslek dersleri belirlenmiştir: Genel Psikoloji, Çocukluk Psikolojisi, Gençlik Psikolojisi, Eğitim Felsefesi, Özel Öğretim Metotları, Test ve Ölçme Teknikleri, Rehberliğe Giriş, Özel Eğitim Alanı, Maarif Teşkilatı ve Tarihi, Halk Eğitimi, Türkçe, Ruh Sağlığı, Teftiş Tekniği, İlkokul Programlarının Esasları, Pedagoji, Genel Öğretim Metodu Semineri, Devrim Tarihi, Araştırma Tekniği. Ayrıca pek çok seçmeli ders de yer almıştır. Enstitüde birinci ve ikinci yarıyılını bitiren öğrenciler, üçüncü yarı yılda bitirme tezi hazırlamak zorundaydılar. Bitirme sınavını bitiren bu öğrenciler bir yarı yıl stajyer öğretmenlik yapmışlar ve sonrasında diplomalarını alarak ortaokullara atanmışlardır.
Gazi Eğitim Enstitüsünün dışında Balıkesir’de Necatibey Terbiye Enstitüsü ve Orta Öğretmen Okulu açılmış, İstanbul ve İzmir’de de ortaokula öğretmen yetiştiren iki öğretmen okulu açılarak isimleri Eğitim Enstitüsü olarak değiştirilmiştir. 1977-78’e kadar Eğitim Enstitülerinin sayısı 18’e kadar yükselmiştir. Ancak Eğitim Enstitülerinde siyasal olayların artması sonucu eğitimin kalitesi düşmüş ve öğretmen yetiştirme görevlerini yerine getirememişlerdir. 1978 yılında 18 enstitüden 8’i kapatılarak 10’una 18 Ekim 1978 gün ve 31305 sayılı karar ile Yüksek Öğretmen Okulu adı verilmiş ve süreleri dört yıla çıkarılmıştır.
Yüksek Öğretmen Okulu: Darülmuallimin-i Aliye, 1924’te Yüksek Muallim Mektebi adını,1930’larda da Yüksek Öğretmen Okulu adını almıştır. Cumhuriyet ile birlikte öğretmenliğin meslekleştirilmesi için öğrencilerin Yüksek Öğretmen Okulunda mesleki formasyon almaları ve uygulama yapmaları gereğinden hareket edilmiştir. 1925’te çıkarılan Yüksek Öğretmen Okulu Yönetmeliğine göre Edebiyat, Felsefe, Tarih, Coğrafya, Matematik, Fizik-Kimya, Tabiat ve Güzel Sanatlar alanlarında öğretmen yetiştirilmiştir. İlk üç yıl üniversitede meslek dersleri verilmiş, son bir yıl uygulama ve staj yaptırılmıştır.
Öğrenciler alan derslerini kayıtlı oldukları fakültelerinde almışlar, Yabancı Dil, Eğitim, Eğitim Tarihi, Karşılaştırmalı Eğitim Örgütü, Öğretim Yöntemi, Okul Sağlığı ve meslek derslerini Yüksek Öğretmen Okulunda almışlardır. Doğrudan liselere dal öğretmeni yetiştiren bu okul, 1956’ya kadar sadece İstanbul Yüksek Öğretmen Okuluydu ve bu okul da 1923 ve 1963 yılları arasında yalnızca 630 mezun vermişti. Okulun öğrencileri dört yıllık lisans öğrenimlerine İstanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültelerinde devam etmişler öğretmenlik meslek bilgisi derslerini de akşamları kendi fakültelerinde alabilmişlerdir. Bu aldıkları dersler de pedagoji sertifikası olarak adlandırılmıştır.
Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Alan Öğretmenlerinin Eğitimi Mesleki ve teknik ortaöğretim alan öğretmeni yetiştirmek için biri kızlar biri de erkekler için olmak üzere iki mesleki ve teknik yüksekokul açılmıştır. 1934’te Kız Enstitüleri ile Akşam Kız Sanat Okullarına öğretmen yetiştirmek için Kız Meslek Yüksek Öğretmen Okulu açılmıştır. Kız Meslek Yüksek Öğretmen Okulu öğrencileri Kız Enstitüsü mezunlarından öğrenci seçiyordu. Okulun iki yıllığını bitiren ve diploma alanlar akşam kız sanat okullarında öğretmen olurken başarılı olarak üçüncü sınıfa devam edenler ise bir yıl uygulama yaparak Kız Enstitülerine öğretmen olarak atanmışlardır.
Öğretim süresi üç yıl olan okulda Biçki-Dikiş, Çamaşır-Nakış, Moda-Çiçek, Ev İdaresi-Yemek Pişirme, Resim ve Çocuk Bakımı alanlarında eğitim-öğretim yapmıştır. 1947’de ise adı Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu olarak değişmiş ve öğrenim süresi de üç yıl yerine dört yıl olmuştur.
1936-37 öğretim yılında da Erkek Meslek Yüksek Öğretmen Okulu açılmıştır. Okula beş yıllık Erkek Sanat Okulu mezunu, en az iki yıl iş deneyimi olanlar veya ilkokul mezunu olup kendi sanatlarında en az yedi yıl iş deneyimi olanlar alınmışlardır. Okulda Tesviyecilik, Demircilik, Marangozluk mesleğine yönelik dersler de verilmiştir. Ancak, okula öğrenci bulmak zorlaşınca, 1945’te kapatılmıştır.
1950’den sonra Yüksek İslam Enstitülerinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri, İmam Hatip Liselerine meslek öğretmeni ve Diyanet İşleri Başkanlığının müftü ve vaiz gibi yüksek derecede din görevlisi yetiştirilmesi amaçlanmıştır. Ancak ders programına öğretmenlik meslek bilgisi dersi konmamıştır.
1959-60 öğretim yılında orta dereceli erkek sanat okullarına ve yapı enstitülerine öğretmen yetiştirmek amacıyla İstanbul Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu açılmıştır. 1963 yılında ise kapatılmıştır. 1963’ten önce okulun Tesviye ve Elektrik bölümleri varken, 976-77 öğretim yılında yeni bölümler eklenerek yeniden açılmıştır.
1962’de Meslek Okulları Teknik Yüksek Öğretmen Okullarına dönüştürülmüş, 1962-63 öğretim yılında ortaöğretim basamağında yer alan ve yaygın eğitim veren Pratik Kız Sanat ve Akşam Kız Sanat Okullarına öğretmen yetiştirmek için süresi iki yıl olan Kız Sanat Öğretmen Okulu açılmıştır. Benzer şekilde Sanat Kursları, Mesleki Eğitim Merkezleri, Endüstriyel Pratik Sanat Okullarına öğretmen yetiştirmek için de Erkek Sanat Öğretmen Okulu açılmıştır.
Bu okullar 1975’teki düzenleme ile Kız Sanat Yüksek Öğretmen Okulu ve Erkek Sanat Yüksek Öğretmen Okulu adını almışlardır. 1964 yılında İzmir’de öğretime başlayan Ticaret Yüksek Öğretmen Okulu da,1965 yılında Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulu olmuştur. 1974-75 yılında da Endüstriyel Sanatlar Yüksekokulu Ankara’da da ortaokullara iş eğitimi öğretmeni yetiştirmek üzere açılmıştır. Ancak bir yıl sonra kapatılarak ismi Deneme Yüksek Öğretmen Okulu olarak tekrar açılmıştır.
1982-1997 DÖNEMİNDE ÖĞRETMEN YETİŞTİRME 1981’de 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile birleşik bir Yüksek Öğretim Sistemi benimsenmiş ve tüm Yüksek Öğretmen Okulları ve Eğitim Enstitüleri YÖK çatısı altında üniversitelerde Eğitim Fakülteleri olarak birleşmişlerdir. Yeni düzenleme ile ilköğretime öğretmen yetiştiren Eğitim Enstitüleri Eğitim Yüksek Okulları olarak; Genel ve Mesleki Ortaöğretime öğretmen yetiştiren Yüksek Öğretmen Okulları Eğitim Fakültesi olarak; Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu, Ticaret Turizm Yüksek Öğretmen Okulu ve Endüstriyel Sanatlar Yüksek Öğretmen Okulu, Teknik Eğitim Fakültesi olarak; Yüksek İslam Enstitüleri de İlahiyat Fakülteleri olarak yeniden yapılandırılmışlardır.
Üniversite ve MEB ortak kararı ile eğitim fakülteleri kurulmuş ve amaçları şu şekilde belirtilmiştir: Her çeşit eğitim biliminde lisans ve doktora seviyesinde öğretim yapmak, Her dereceden eğitim ve öğretim kurumlarına öğretmen ve öğretim üyesi yetiştirmek, İş başında yetiştirme ve idareci yetiştirme faaliyetlerinde bulunmak,
Yurdun eğitim gereksinimleri ile Türk Milli Eğitiminin amaç, ilke sistemi metod ve her çeşit meseleleri hakkında araştırmalar yapmak, Mevcut eğim faaliyetlerini izlemek ve değerlendirmek.
1982’deki bu düzenleme ile Eğitim Fakülteleri ortaöğretim öğretmeni yetiştirmeye ağırlık vermişler ve ilköğretim ikinci basamak için öğretmen yetiştirme üzerinde durulmamıştır. Bu da bazı sorunları ortaya çıkarmıştır: Fizik, Tarih vb. alanlarda yetişen öğretmenler ilköğretim ikinci basamağında yer alan Sosyal Bilgiler ve Fen Bilgisi derslerini okutmakta epey zorlanmışlar ve bu görevi de yerine getirmek istememişlerdir.
Ayrıca ilköğretimin yan dalları olmadığı için her okula da bir dal öğretmeni verilmesi zorunluluğu gündeme gelmiştir.1983’te ise bu kurumların yapısı değişerek 1990’lara kadar tanımlanmış alanlarda öğretmen yetiştirme işine devam edilmiştir. Yeniden düzenleme ile yeterli hazırlığı, deneyimi, öğretim elemanı olmayan üniversiteler oldukça zorlanmışlardır.
Daha sonra Üniversitelerde Eğitim Fakültelerinde kalitenin düştüğü gerekçesiyle öğretmen yetiştirme merkezlerinin kurulması amaçlanmıştır. Yönetmelik taslağında ise adı Hizmet Öncesi Öğretmen Yetiştirme Merkezi olarak belirlenmiştir. Öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumları laboratuar, atölye, araç-gereç ve bütçe olanakları açısından 1982 öncesine göre daha yetersiz kalmışlardır.
1982 öncesinde öğretmen olacak adaylara hem sözlü hem yazılı sınav yapılıyor ve öğretmen adaylarından mesleğin gerektirdiği kişilik özellikleri olanlar seçilebiliyordu. 1982’den sonraki dönem öğretmenlik mesleğinin belirli standartlarının olması açısından çalışılmaya başlandığı önemli bir dönemdir.
Kız Sanat ve Erkek Sanat Yüksek Öğretmen Okulları 1982’de Gazi Üniversitesi bünyesinde Kız Sanat ve Erkek Sanat Eğitimi Yüksekokulları adıyla yer almışlar ve daha sonra 1982’de Mesleki Eğitim Fakültesine bağlamışlardır. İstanbul’daki Yüksek Öğretmen Okulu da Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi, Konya’daki Kız Sanat Yüksek Öğretmen Okulu da Selçuk Üniversitesinde önce Kız Sanat Eğitimi Yüksek Okulu olarak daha sonra Mesleki Eğitim Fakültesi olarak yer almıştır.
1985 yılında “öğretmenlik formasyonu” programlarında uygulanacak ilkeler, zorunlu ve seçimlik dersler üniversitelere gönderilen yönerge ile belirlenmiş ve 1986-87 öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlamıştır. 1989-1990’dan itibaren belirtilen Meslek Yüksekokulları’nın öğretim süresi de iki yıldan dört yıla çıkarılmıştı. İki yıllık Eğitim Enstitülerinin Eğitim Yüksekokullarına dönüştürülmesi uygulaması ile, 1988-89 öğretim yılına kadar sınıf öğretmeni yetiştirilmiştir.
Eğitim Yüksekokulları 1988-1989 öğretim yılına kadar sınıf öğretmeni yetiştirmiştir. 23.05.1989 tarih 89.22.876 sayılı YÖK kararı ile 1989-90’dan itibaren de dört yıla çıkarılmıştır. 1992- 93 öğretim yılında da Eğitim Yüksekokulları Eğitim Fakülteleri içinde Sınıf Öğretmenliği ve Okulöncesi Eğitim Öğretmenliği Programları olarak yer almışlardır. Bu uygulamalar sınıf öğretmenlerinin nitelikli yetiştirilmesinde oldukça önemli role sahip olmuşlardır.
1982 öncesi öğretmen yetiştirmede yapılan hatalar 1982 sonrasında tekrarlanmış ve öğretmen yetiştiren kurumlar dışındaki bazı kurumlardan mezun olanlar da öğretmen olarak atanabilmişlerdir. 17 Ocak 1994 tarihli ve 2399 sayılı kararla “Öğretmenlik meslek bilgisine sahip (pedagojik formasyon) olmayanların da başvuruları kabul edilecek ve adaylık dönemleri içinde hizmet içi eğitim yoluyla formasyon kazanmaları sağlanacaktır” denmiştir.
1996 yılından itibaren de çok çeşitli fakültelerden mezun olanlar sınıf öğretmeni olarak atanmıştır. Kısa süreli ve yoğunlaştırılmış pedagojik performasyon kurslarının (40-50 gün) düzenlenmesinden sonra YÖK, bu kursların en az 26 hafta süreli ve 21 kredi/saat olması gerektiğini belirtmiştir. Sınıf öğretmenliği bölümleri kontenjanları 1992-96 arasında 5.000 iken, 1997’de 7390 olmuştur.
1997-2008 DÖNEMİ ÖĞRETMEN YETİŞTİRME 6 Kasım 1997 tarihinde YÖK, «Eğitim Fakültelerindeki Yeni Düzenleme İle İlgili Uygulama İlkeleri» başlıklı bir genelge yayımlamıştır. Bu genelgede: “Eğitim Fakültelerinde uygulanacak öğretmenlik programlarında yer alacak dersleri, bu derslerin tanımlarını, kredilerini ve okutulacağı dönemleri belirten doküman Ocak 1998 tarihinde fakültelere gönderilecektir” ve on üçüncü maddesinde ise “Var olan lisansüstü programlar aynen devam edecektir” ifadeleri yer almaktadır. Eklerde ise eğitim fakültelerinde var olan ve açılacak bölüm ve öğretmenlik anabilim dalları, bölümlerdeki program adları, ilgili programların normal ve ikinci öğretim kontenjanları ve 1,5 yıllık tezsiz yüksek lisans programı ve dersleri, alan öğretimiyle ilgili kitapların listesi yer almıştır.
Bu programdaki öğrenciler (3,5+1,5=5 yıl) ve (4+1,5=5,5 yıl) seçeneklerinden birisini tercih etmişlerdir: Birinci Seçenek: 3,5+1,5 seçeneği: Bu seçenek çerçevesinde, alan fakültesi ile Eğitim Fakültelerinin ortaklaşa yürüttüğü tezsiz yüksek lisans programı yer alır. Öğrenciler ilk 7 yarı yıldaki alan derslerini ilgili alan fakültesinden alır. 8. yarıyılda öğretime yönelik dersleri Eğitim Fakültesinden alır ve bir lisans derecesini hak kazanır. Aynı öğrenci, ilgili enstitü tarafından yürütülen tezsiz yüksek lisans programına doğrudan geçirilir ve 2 yarı yıl sonunda yüksek lisans diploması almaya hak kazanır.
İkinci seçenek: 4+1,5 seçeneği: Bu seçenekte, ortaöğretim alan öğretmenliği için uygun olan herhangi bir alanda lisans diplomasına sahip olan öğrenciler, kendi alanlarında öğretmen olabilmek için 3 yarıyıla eşdeğer süreyi kapsayan bir yüksek lisans programına devam edebilirler. Böyle bir programı tamamlayan öğrencilere, ilgili alan öğretmenliğinin adını taşıyan yüksek lisans diploması verilir.
19 Eylül 1997 tarihli YÖK kararı ile öğretmenlikle ilgili kararların alınmasında YÖK’e danışmanlık hizmeti verecek olan Öğretmen Yetiştirme Komitesi kurulmuştur. Bu komitenin görevleri; programları ve dersleri güncelleştirmek, sürekliliği sağlamak, öğretmen seçme ve yerleştirmede MEB’le iş birliği yapmak, programlara uygun öğrenci seçmek, YÖK-MEB-Fakülteler ve diğer kurumlar arasında bilgi ve iletişim akışını sağlamak, personel eğitimine destek vermek, sınıf araştırmalarına yer vermek, öğretmen yetiştirmeyle ilgili verileri toplamak, sunmak, öğretmen yetiştirmeyi etkin ve verimli hâle getirmek, araştırma yapılacak alanları ve araştırmacı grupları belirlemektir.
Bu komitenin adı daha sonra Öğretmen Yetiştirme Türk Milli Komitesi olmuştur. Bu komitede bir YÖK üyesi, MEB adına Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü, Personel Genel Müdürü, Hizmetiçi Eğitim Dairesi Başkanı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkan Yardımcısı, ÖSYM’den bir üye ve YÖK’ün Eğitim Fakültelerinden seçtiği beş üye yer almaktadır.