RECAİZADE MAHMUT EKREM

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İSLAMİYETİN KABULÜNDEN SONRAKİ TÜRK EDEBİYATI
Advertisements

TANZİMAT EDEBİYATI.
1) Gazetelerin ya da dergilerin belli sütunlarında gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan yazlılardır. Bu türde, yazar ele aldığı.
TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
TANZİMAT EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ
Edebiyatımızdaki İlkler
ÖZEL YAŞAMI Gülay ERYENTÜ 10 FB-B 31
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ.
ŞİNASİ ( ) 1860'dan sonra gelişen edebiyatımız ise bütün istikametlerde Şinasi'nin başlattığı yollardan yürümüştür.
MEHMET AKİF ERSOY’UN HAYATI ( )
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA ŞİİR
9. Sınıf Türk Edebiyatı MART Manzum Hikaye.
PEYAMİ SAFA.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
Döneme adını veren Tanzimat Fermanı’nın 1839 da ilan edilmesine rağmen Tanzimat Edebiyatı neden 1860 yılında başlar ??
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
Performans Ödevi Ders : Dil ve Anlatım Konu : Makale (Makale Nedir?Makale Çeşitleri Nelerdir ? Makalenin Özellikleri) Öğrenci Bilgileri İsim: Burak.
Ahmet Şuayip’ in Biyografisi
EDEBİYATIMIZDA İLKLER
TANZİMAT EDEBİYATI ÇIKMIŞ SORULAR.
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI.
Tanzimat dönemi öğretici metinler
SÜLEYMAN TARIK BUĞRA ( 2 EYLÜL ŞUBAT 1994 )
FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ MÜCAHİD SERÇEK TÜRK ED. ÖĞRT.
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ( )
TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
TANZİMAT EDEBİYATI.
Yahya Kemal Beyatlı HAYATI.
HALİD ZİYA UŞAKLIGİL 1866 – 27 Mart 1945.
NAMIK KEMAL.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
TANZİMAT EDEBİYATI 1. DÖNEM
SELÇUK TÜREYEN SELÇUK TÜREYEN DERİNCE 19 MAYIS ANADOLU LİSESİ UZMAN TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ.
TANZİMAT EDEBİYATI 2. DÖNEM
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR ( ) Naturalizm’in temsilcisidir. Ahmet Mithat geleneğini sürdürür. Dili sadedir. Kahramanlarını çevrelerinin.
Mehmet ÖZ / Türk Dili ve Edebiyatı Öğreetmeni
Servet-İ fünun edebİyatI
Garipçiler (1. Yeniçiler) Geleneksel şiir anlayışına tepki olarak doğdu Garip atıl kitapta görüşlerini ortaya koymuştur Şiirde her kurala karşı çıkmışlardır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1881 yılında, Selanik'te Kocakasım Mahallesi, Islahhane Caddesi'ndeki üç katlı pembe.
ERBAA SINAV DERGİSİ DERSHANESİ. 1. SORU İstanbullu Hoca olarak da anılan Reşit Efendi hangi romanın kahramanıdır?
Ahmet Kutsi Tecer.
AHMET RASİM İçindekiler : Hayatı Edebi Kişiliği Eserleri Romanları
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU ( )
NAMIK KEMAL
ALİ CANİP YÖNTEM ( ).
Aruzu ustaca kullandığı , ulusal duyguları ön plana çıkardığı vatan millet konuları şiirleri ile ün yapmıştır. Milli Edebiyat akımının ilkelerini benimseyen.
İBRAHİM ŞİNASİ HAYATI VE ESERLERİ
Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme almıştır. Sonraki yıllarda.
ATATÜRK’ÜN OKUDUĞU OKULLAR
TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM
Türk Edebiyatında Anı Ve Anı Türünde Yazılan Önemli Eser Ve Yazarları * * * *
EDEBİ KİŞİLİĞİ ve ESERLERİ
( ).  1904 yılında İstanbul’da doğmuştur.  Bahriye Mektebi, İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünde öğrenim gördü.  17 yaşında ‘’İstanbul.
Hazırlayan:Ayşe Ulusoy
NamIK KEMAL.
İBRAHİM ŞİNASİ.
Ziya Paşa (1825 – 1880).
TANZİMAT EDEBİYATI’NIN OLUŞUMU
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN (1875_1957) Aslen İstanbullu olan babasının memur olarak bulunduğu Balıkesir’de doğdu. Mekteb-i Mülkiye’yi bitirdikten sonra Maarif.
1. Seyirlik yer antik tiyatro Tiyatro sözcüğü Yunanca'da "seyirlik yeri" anlamına gelen "theatron"dan türetilmiş, dilimize İtalyanca'daki "teatro" sözcüğünden.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI
HÜSEYİN SUAT YALÇIN. ■Hüseyin Cahit Yalçın'ın ağabeyi. Tıbbiye'yi bitirdikten sonra (1886), bir süre Midilli ve İstanbul'da hekimlik yaptı. Uzmanlık.
TANZİMAT EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ. TANZİMAT EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ Divan edebiyatına bir tepki kişiliğinde doğan Tanzimat edebiyatı;Divan.
Edebiyat,sanat,siyaset,ticaret,spor gibi alanlarda başarılı olan; insanlık adına faydalı işlerde bulunan insanların hayatlarının.
 Divan edebiyatı, Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra meydana gelen yazılı edebiyattır. Arap ve Fars edebiyatı etkisi altında gelişmiştir. Bu etki,
ÖMER SEYFETTİN[ ]. Ömer Seyfettin 11 Mart 1884 tarihinde Balıkesir'in Gönen ilçesinde doğdu. Yüzbaşı Ömer Şevki Bey ve Fatma Hanım'ın ikisi küçük.
YAHYA KEMAL BEYATLI ( ). Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme.
Ahmet Kutsi Tecer 1901 yılında Kudüs'te doğdu. İlköğrenimine Kudüs'te başladı ve Kırklareli'nde devam etti. Lise öğrenimini Kadıköy Sultanisi'nde tamamladıktan.
10edebiyat.net. Tanzimat'tan önce roman kavramına yabancı olan toplumumuzda hikâye kavramı, halk hikâyeleri ve mesnevilerle bir tutulmuş, bir bakıma halk.
( ) HAYATI Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1889 yılında Mısır’ın Kahire şehrinde doğmuştur. Sanat hayatına Fecriati topluluğunda başlayan sanatçının,
Sunum transkripti:

RECAİZADE MAHMUT EKREM HAYATI-EDEBİ ŞAHSİYETİ VE ESERLERİ

HAYATI Recaizade Ekrem yeni ve eski tarz şairliği, tiyatro ve roman muharrirliği yanında devrinin genç nesillerine edebiyat öğretişiyle üstad tanınmış bir tanzimat edibidir.Onun edebiyat hocalığı ,Talim-i Edebiyat adlı kitabıyla daha geniş tesirli olmuştur.

Devrinin edebi hayatındaki diğer mühim yeri, Avrupai edebiyat anlayışının , eski edebiyat taraftarlarına karşı müdafaa etmesi ve ettirmesi sebebiyledir . Recaizade Ekrem Bey 14 Mayıs 1847’de İstanbul’da babasının Vaniköy’deki yalısında doğmuştur.

Recaizade Mahmut Ekrem’in babası,devrinin tanınmış alim , şair , hattat ve tarihçilerinden Mehmed Şakir Recai Efendi ’ dir . Annesi , Mabeyinci Seyfullah Bey’in kızı Rabia Adeviyye Hanımdır. Recaizade’nin bilgili bir edebiyatçı olarak yetişmesinde,ailesi tesirlidir.

Recaizade Ekrem Bey, ilk tahsilini Vaniköy Sıbyan Mektebi’nde yapmış bu tahsili Beyazid Rüştiyesi ’nde tamamlamıştır . Sonra Harbiye İdadisi’ne verilmiş ve Askeri İdadi’yi ikincilikle bitirmiştir . Daha sonra , Mekteb-i Harbiye’nin birinci sınıfında askerlikten ayrılmıştır.

1862’de Hariciye Mektubi Kalemi’ne girerek memuriyet hayatına atılmış; burada Fransızca öğrenmiş Ayetullah Bey ve Namık Kemal gibi, devrin genç edipleriyle burada tanışmıştır. 1872’de Şura-yı Devlet muavinliğine getirildi.

Burada dört sene muavinlik , 4-5 sene baş muavinlik yaptıktan sonra , 1877’de Şura-yı Devlet Azası olmuştur.Şura-yı Devlet’te Temyiz Mahkemesi Azalığı,Tanzimat Dairesi Reisliği gibi vazifeler görmüştür . Daha sonra Trablusgarb’a gönderilmek için seçilmiştir.

1879’da ve onu takip eden yıllarda Galatasaray Sultanisi ile Mekteb-i Mülkiye’de edebiyat muallimliği yapan Recaizade,1908 Meşrutiyet İnkılabı’nda Kamil Paşa Kabinesi’nin Evkaf ve Maarif Nazırlıkları’nda bulunmuş ; sonra istifa etmiş,Meclis-i Ayan azası olmuştur.

Ekrem Bey, Meclis-i Ayan azası iken 31 Ocak 1914’de Şişli’deki evinde vefat etmiştir.Kabri Anadolu Hisarı’nda Küçüksu Mezarlığı’nda kendinden evvel ölen oğlu Nejat Ekrem’in mezarı yanındadır.

Devrin edebiyat hayatında,Recaizade bir taraftan yüksek tahsil gençlerine edebiyat hocalığı yapmış ve o devirde tam ölçüde bir lise seviyesindeki Galatasaray Sultanisi ile de Türk Dili ve Edebiyatı’na da hizmette bulunmuştur.

Diğer taraftan o devir edebiyatında baş döndürücü yenilikler yapan A.Hamid’le daha hazımlı , yerli ve milli vasıflarla mücehhez bir yeniliğe taraftar olduğu için, eski edebiyat taraftarı sanılan Muallim Naci’ye karşı Hamid’in tarafını tutmuştur.

Bunda Recaizade’nin,kendisini,yeni edebiyatın üstadı bilmesinin tesiri vardır . Muallim Naci etrafında biriken gençlerin , Naci’nin yeni şiirlerinden çok eski tarz gazellerine coşkun nazireler yazarak Naci’yi bir şiir ve edebiyat mihrakı haline getirmeleri hadiseyi çıkarmıştır.

Hatta bunda Recaizade’den sonra Mekteb-i Sultani ve Mülkiye’de edebiyat hocalığı yapan Naci’nin mühim bir kısım talebesi üzerinde müspet tesir uyandırmasının da mühim hissesi vardır.Recaizade ile Naci arasındaki çekişme, büyük hadiseye sebep olmuştur.

Mücadele uzun sürmüş; Ekrem, Naci’nin vefatından sonra da onun taraftarlarıyla çarpışmak mevkiinde kalmıştır. Hatta Naci taraftarlarının şiddetli hücumlarına uğraması Ekrem’e genç ediplerin toplayarak,Fransız tipi mektep kurma fırsatı vermiştir.

Bu arada Recaizade’nin, hayatında da bazı Büyük sarsıntılar olmuştur. Hassas şair Piraye adlı biricik kızını daha doğduğu gün kaybetmiş; üç aylıkken yatağa düşen Emced adlı, en büyük oğlu da yirmi yaşında,ömrü hep yatakta geçerek ölmüştür.

Fakat Recaizade’yi daha derinden yaralayan bir acı,Nijad adlı, yetişkin ve üstün kaabiliyetli Bir oğlunu kaybetmesi olmuştur. Şair, Nijad’ın ölümü için hece vezniyle yazdığı bir mersiye bu yüzden göz yaşlarıyla yazılmış hissini verir.

EDEBİ ŞAHSİYETİ Recaizade,şiir;hikaye,roman ve tiyatro muharriri münekkit ve edebi bilgiler müellifi olarak eserler vermiş bir Tanzimat edibidir.Şair olarak,bütün Tanzimat edibleri gibi birkaç cepheli bir sanatkardır.Onun dilinde Avrupa edebiyatı tesiri vardır.

Ekrem Bey de önce şiir iklimlerine Ziya Paşa ve Namık Kemal gibi divan şairi olarak girmiştir. Onlar derecesinde üstadane olmamamkla beraber o da bir takım münacatlar gazeller,terkib ve terci-i bendler,muhammesler tesdisler ve şarkılar söylemiştir.

Buna rağmen onun eski tarz şiirlerinin mühim bir kısmında , yine eski şiirin yek-ahenk gazellerinde ve yeni şiirlerinde görülen Avrupai bütünlük dikkati çeker. Recaizade,şiirini fikri bir teselsül ve tema birliği içinde söylemek zevkindedir.

Ekrem yaradılıştan duygulu ve düşünmeyi sever bir insan olduğu için , hayatını çerçeveleyen her hadiseyi, bir his, bir intiba ve düşünce manzumesi halinde şiire aksettirmeye çalışmıştır. Manzumelerinde çoğu aşıkane, zaman zaman ölümle alakalı, ince bir duygu vardır.

Ekseriya aruzla söylemesine rağmen bu vezne büyük rakibi Naci ile ölçülebilecek bir ustalıkla kullanamamıştır.Avrupai Türk şiirirnin bir Türk aruzu vücuda getirmek yolundaki ilk şaairi, Recaizade olacağı yerde M.Naci olmuştur.

ÖRNEK: Sen bu yerden gideli ey saçı zer; Seni söyler bana dağlar,dereler, Gaylet-i ahım ile bâd inler Seni söyler bana dağlar,dereler! “Seni söyler bana dağlar,dereler” mısraı, tam bir Türk aruzuyla söylenmiştir.

Ekrem yaratılışın ve yaratılmışların incelikleri ve güzellikleri,cilveleri karşısında duygulanmayı seven bir şairdir. Elemli ve ölümü düşündüren hadiseler karşısında teessür duymaktan hoşlanır. Göz yaşlarından lezzet aldığını ifade etmek de ister.

Başkasından alınmış bir kitap içinde bulduğu ve ne çiçeksin,bilinmez olmuşsun diye eseflendiği kurumuş bir çiçek, ona bir şiir söyletmeye kafidir. Küçük ve kimsesiz kuşlar; sevgiliden ayrı geçen zamanların hazinliği Ekrem’e uzun şiirler söyletir.

Ekrem Bey’in en duygulu ve derin tesirli şiirleri ise denilebilir ki çok sevdiği oğlu Nijad’ın ölümünden sonra söylediği manzum ve mensur ağlayışlarıdır. Nijad için,aruzla,hece ile nazımla nesir ile dilinin döndüğünce şiiler söylemiştir.

Buna mukabil,eski şiirde İrankâri bir modaya uyularak söylenen anormal aşk şiirlerine ait mazmunlar Ekrem Bey’in şiirinde yoktur. Münhasıren kadın aşkı için söylemesi şiirde ve aşkta tabilik, temizlik arayan çevresi üzerinde etkili olmuş şaire hürmeti arttırmıştır.

Hikaye ve Roman Anlayışı Bir hikaye ve roman muharriri olarak Ekrem’in his ve hayal aleminde hakiki hayat sahnelerine kolayca geçebilmesi dikkate değer noktalardandır. Önce Namık Kemal’in tesiri altında uzun üslup hikayeleri yazan Ekrem , Realist tarzda,” Araba Sevdası”romanını yazmıştır.

“Araba Sevdası” Türkiye’de yaşayış bakımından Avrupalılaşma hareketlerinin aksaklıklarına dikkat eder. Ev,aile hayatı ve gençlik terbiyesi yönünden zararlı bir Frenkleşme’ye dikkat eden bir görüşle yazılmıştır.Romanın kahramanı Bihruz Bey’dir. Bihruz Bey eğlence düşkünü birisidir.

Hemen bütün eserlerinde “sanat için sanat” anlayışına yatkın bir edebi zihniyetle çalışan Ekrem Bey’in tiyatrolarında da aynı anlayış vardır. Onun hayattayken neşrettiği tercüme piyesler,yazara tiyatro sanatı hakkında müsbet bir not vermemizi gerçekleştirir.

Gazeteciliği Recaizade,bir gazete muharriri ve gazeteci olarak da Tasvir-i Efkâr , Vakit ve Tercüman-ı Hakikat gazetelerinde çalışmıştır.Onun gazeteciliği Namık Kemal’in Avrupa’ya giderken , Tasvir-i Efkâr’ı Ekrem’e bırakmasıyla başlamıştır. Ekrem gazetelerde asla atak bir muharrir olmamıştır.

Muallimliği Recaizade’nin edebiyata daha tesirli hizmeti edebi bilgiler mevzuundaki yazılarıyla ve doğrudan doğruya , talebe karşısındaki muallimliği iledir. Yeni edebiyat taraftarı bir muallimliği ve münekkid olarak Ekrem talebesine ve çevresine edebi bilgiler zevki veriyordu.

ESERLERİ 1-SİİR KİTAPLARI: Nağme-i Seher,Yadigar-ı Şebab ,Zemzeme , Tefekkür , Pejmürde , Nijad Ekrem , Nefrin, Hulyada Bir Temaşa,Yakacıkta Bir Mezarlık Alemi,Ferda-yı Tedfin.

2-HİKAYE VE ROMANLARI: “Muhsin Bey” adlı eseri uzun hikayedir.Yine “Şemsa” uzun hikayedir . Ancak Ekrem Bey’in roman denilebilecek daha muvaffak eseri evvelce belirttiğimiz gibi “Araba Sevdası”dır.

: TİYATROLARI VE DİĞER ESERLERİ Afife Anjelik,Vuslat yahut Süreksiz Sevinç,Atala, Çok Bilen Çok Yanılır,tiyatrolarıdır. Talim-i Edebiyat,Üçüncü Zemzeme,Takdir-i Elhan, tenkidi eserleridir. Nâciz,Atala,Meprizon adlı eserler yazarın tercüme eserleridir.