İNSAN KAVRAMI Yrd.Doç.Dr. Müge SEVAL
İnsan Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde insan; memelilerden, iki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan sözle anlaşan akıl ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı olarak tanımlanmıştır. İnsan evrimsel gelişmenin en üst basamağındaki canlıdır. Çeşitli özellikleri ile belki de evrenin en karmaşık, en çok ilgi ve merak uyandıran ve en az anlaşılan canlısıdır.
İnsan “ Her insan bazı özelliklerle donanmış bir organizma olarak belli bir toplum ve kültür içinde doğmakta ve o toplumda kültürlenerek oluşup gelişmektedir. Yani şu ya da bu anlamda fakat mutlaka biyo-psiko-sosyo- kültürel bir varlıktır.”
İnsan İnsan biyolojik yönden bir organizmadır. Her canlı gibi onu bir bütün yapan çeşitli yapıları vardır. Bu yapılar işlevsel en küçük moleküllerden çok karmaşık sistemlere kadar değişik düzeylerde olabilir. İnsanlarda diğer varlıklar gibi yaşar, büyür, gelişir ve ölürler. İnsanın belirlenmesinde bir temel olarak biyolojik yapının taşıdığı önem son derece somuttur. Bu biyolojik özellikler psişik ve sosyal yaşamımızda yankılanarak sosyal alışkanlıklarımızı, ruhsal davranışlarımızı biçimlendirir, toplum içindeki yerimizin, rolümüzün ve değerimizin saptanmasına etken olur.
İnsan İnsan psikolojik yönden bir bireydir. İnsandaki psikolojik öğeler ; Kişilik ve huy, psikolojik durumu, motivasyon, Çalışmaya istek ve isteksizlik, Duygusal durumları – tepkileri (kızgınlık, öfke, korku, anksiyete, sevinç, mutluluk vb.) Bilgi edinme istek ve motivasyonu Bireysel özellikleri ; kendilik anlayışı, iletişim yeteneği, kararlılık, girişkenlik, güvenirlik, dürüstlük, titizlik, yeterlilik/yetersizlik duygusu, kendini değerli/değersiz hissetme, anksiyeteye karşı savunma mekanizmalarını kullanma ve Zeka, anlayış olarak özetlenebilir.
İnsan İnsan sosyal yönden toplumun bir üyesi, yapıtaşıdır. Bu yönüyle insan toplumsal bir varlıktır. Bir toplumun içinde doğar, bir toplumda yaşar, o toplumun kültürünü alır, aile mesleksel birlikler gibi toplumsal birlikler oluşturur. Toplumsal kurallara uyar, yaşamının çeşitli dönemlerinde aldığı özelliklerle toplumsallaşır. Böylece o toplumun bir üyesi haline gelir.
İnsan İnsan sosyal bir varlık olduğu kadar kültürel bir varlıktır. “ bir halkın yada toplumun özdeksel ve tinsel alanlarda oluşturduğu ürünlerin tümü, yiyecek, giyecek, barınak, her türlü gereç, uygulanan teknikler, düşünceler, beceriler, inançlar, geleneksel, dinsel, toplumsal, politik düzen ve kurumlar, düşünce duyuş, davranış ve yaşama biçimlerinin tümü”
İnsan Fizyolojik bir varlık olan insan, hücre-doku- organ-sistemlerden oluşan bir organizmadır ve bu yapılar arsında iletişim, sinir sistemi ağı ile kurulmaktadır. Organizmanın bu fonksiyonları negatif geri bildirim (feed back) mekanizmaları ile denetlenmektedir.
İnsan Hemşirelik felsefesine göre insan; sağlam ya da hasta olan, temelde hizmet edilen, bir insan (birey) olarak ele alınır. İ nsan terimi kadın, erkek, çocuk gibi her bireyi tanımlamak için kullanılır. Hümanistik yaklaşıma göre insan; holistik yani bütüncü bir varlıktır. Holistik düşünceye göre insan, biyo-fizyolojik, psikolojik, sosyal, kültürel yönleriyle bir bütündür ve her bireyin diğerinden ayrı bir niteli ği vardır.
İnsan SAĞLIK HASTALIK ÇEVRE HEMŞİRELİK İNSAN
İnsan çevre içinde yaşayan, çevreyi kendine uyumlu hale getirebilen, hastalık/sağlık çizgisi içinde hareket eden, sağlığı geliştirme ve hastalıkların iyileşmesinde hemşirenin yardım ve desteğine ihtiyaç duyan bir varlıktır. Hemşirelik insanı, sağlık ve hastalıkta doğumundan ölümüne kadar geçen süre içinde anlamaya çalışır. 19.09.2018
Hemşirelik insanı sağlık hastalıktan, ölüme doğumdan Bilim ve sanattan oluşan hemşirelik mesleğinin, toplumda var olma nedeni, insan varlığını bir bütün olarak ele alabilmek ve tüm yönleri ile tanımlayabilmektir
İNSANIN ÖZELLİKLERİ Açık bir sistemdir. Her insan birbirine benzer, ancak birbirinden farklıdır, eşsizdir, tekdir. Fizyolojik, psikolojik, sosyokültürel, ekonomik yönleriyle bir bütündür. Kalıtımsal özelikler yanında, eğitim ve sosyal çevrenin etkisi ile farklı özelliklere sahiptir. Dinamik bir varlıktır. Yaşamı boyunca sürekli gelişim ve değişim içindedir. İçinde yaşadığı kültürün bir parçası aynı zamanda taşıyıcısıdır. Öğrenerek davranışlarını değiştirebilme kapasitesi vardır .
İNSANIN ÖZELLİKLERİ İnsan her canlı gibi doğar yaşar ve ölür. Belirli bir anatomik yapısı vardır. Temel fizyolojik ve çeşitli ruhsal ihtiyaçları vardır. Kendine özgü kişilik özellikleri vardır. Her insanın farklı değer yargıları, yetişme biçimi, karşılaştığı güçlükler ve problem çözme yöntemleri vardır. Her insanın olgunlaşma yeteneği vardır.
İNSANIN ÖZELLİKLERİ İnsanın mantıklı ve soyut düşünme yetileri vardır. Her insan hata yapabilir ve ders alabilir İnsanın konuşma özelliği vardır. İnsanın merak etme özelliği vardır. İnsan toplumsaldır, etkilenir ve etkileşir. İnsan zaman kavramıyla iç içedir. İnsanın öğrenme, değişme ve gelişme yeteneği vardır.
İNSANIN BİYO-FİZYOLOJİK YÖNÜ: Biyo-fizyolojik bir varlık olan insan, hücre-doku-organ sistemlerinden oluşan bir sistemdir. Bu yapılar arasında iletişimde sinir sistemi ağı ile kurulmaktadır. Organizmada bu fonksiyonlar negatif feed-back (negatif geri bildirim) mekanizmaları ile denetlenir.
İNSANIN PSİKOLOJİK YÖNÜ İnsandaki psikolojik değerler; -Kişilik ve huy, psikolojik durumu, motivasyonu, -Çalışmaya isteklilik ve isteksizlik, -Duygusal durumları, tepkileri -Bilgi edinme istek ve motivasyonu, - Zeka -Bireysel özellikleri (kendilik anlayışı, kimlik, beden imajı, özgüven, rol vb.) olarak söylenebilir.
İNSANIN PSİKOLOJİK YÖNÜ Abraham Maslow’un motivasyon öğretisine göre insanın, doğumla başlayan ve yaşamı boyunca süren temel gereksinimleri vardır. Bunlar fizyolojik, güven, sevgi, saygı, kendini gerçekleştirme gereksinimleridir. Bu gereksinimlerdeki doyumsuzlukların, psikopatolojik sendromlara neden olmasından söz etmektedir.
İNSANIN SOSYAL YÖNÜ İnsan sosyal boyutlu bir varlıktır. Varlığını ancak bir toplum içinde devam ettirebilir. Sosyalleşme “ bireyin kendi kümesi yada kültürü içinde yaşayanlar gibi davranmayı öğrenmesi” dir.
İNSANIN SOSYAL YÖNÜ Sosyal davranışın kaynağı bebekliğin ilk günlerine kadar uzanır. Yaşamın başlangıcında görülen bebeklerin annelerine olan bağlılığıdır. Bebek büyüdükçe anneye bu şekilde bağlı kalamaz ve çevresini araştırmak için ondan kopar yani sosyal davranışların gelişim öyküsü anneye bağlılık ile başlamaktadır.
İNSANIN KÜLTÜREL YÖNÜ Kültür insanın toplumsal yaşamının her alanındaki kendisini ve kendisinin olanı (veya olduğunu sandığını) ifadesidir; kültür, insanın kendi yaşamını, geçmişten gelen tecrübeler ve birikimlerle ve kendinin yarattıklarıyla nasıl ürettiğini anlatır. Toplumun bir üyesi olarak insanın kazandığı bilgi, sanat, ahlak, gelenek, görenek v.b diğer yetenek ve alışkanlıkların tümü, kültür olarak tanımlanır.
İNSANIN KÜLTÜREL YÖNÜ Bir toplumun kültürü devamlı bir değişme halindedir. Kültür üyeleri geleneksel çözüm biçimlerinden şüphe etmeye başlayıp, kendilerinin ve diğer bireylerin karşılaştıkları yaşam sorunlarına yeni çözüm şekilleri buldukça kültürde değişir.
İNSANIN KÜLTÜREL YÖNÜ Kültürel özellikler, bireyin düşünce, davranış, yaşam biçimini etkiler. Birey üyesi olduğu gruba ait kültürün bir varlığı olarak hareket edebileceği gibi onun taşıyıcısı, onu kullanan ve onun yaratıcısı olarak da faaliyet gösterebilir.
İNSANIN KÜLTÜREL YÖNÜ Hemşireler insanı ele alırken, biyo-fizyolojik, psikolojik yönleri kadar onun bütünlüğünü oluşturan ailesi, sosyal grubu, ahlaki değerleri ve ait olduğu toplumu da dikkate almak durumundadır. Hemşirelerin, insanların kendine özgü kültür zenginlikleri, estetik ve güzellik anlayışları, kendine özgü yaşama biçimi olan birey olarak ele almaları gerekmektedir
İNSANIN EKONOMIK YÖNÜ İnsanın temel gereksinimlerini karşılaması, toplum içinde yaşamını şekillendirebilmesi ve sosyalleşmesi için maddi güce gereksinimi vardır.
HEMŞİRELİKTE TEMEL BİR KAVRAM OLARAK İNSAN
HEMŞİRE KURAMCILARA GÖRE İNSAN KAVRAMI:
-Temel İnsan Gereksinimlerini Temel Alan Kuramcılar Florence Nightingale; İnsanın yaratıcı olduğunu, yaşama bütün yönleriyle uyum yapma yerine, onu değiştirmesi gereğine inanmıştır. Bireyi fiziksel, entelektüel, emosyonel, sosyal ve spritüel unsurların birleşimi olarak görür ve ona göre de tüm insanlar eşittir. Florence Nightingale' e göre birey iyileşme sürecinde doğal bir güce sahip olan bir kişidir.
Virginia Hendersona göre; İnsan biyolojik, psikolojik, sosyolojik ve moral bileşenler üzerine temellenmiştir. Henderson’un kuramı, insan gereksinimlerinin karşılanması görüşünde yoğunlaşmıştır. Virginia Henderson’un 14 temel gereksinimi 1.Normal solunum 2.Yeterli yeme-içme 3.Boşaltım 4.Hareket etme ve uygun pozisyonu devem ettirme 5.Uyku ve istirahat 6.Uygun giyim eşyası seçme, giyinme ve soyunma 7.Çevreye uygun biçimde giyinme ve beden ısısını normal sınırlarda devam ettirme 8.Bedenin temiz tutulması ve cildin bütünlüğünün korunması 9.Çevrenin tehlikelerden uzak tutulması ve kazalardan korunma 10.Diğer bireylerle iletişime girerek duygularını gereksinimlerini korku ve düşüncelerini ifade etme 11.İnançları doğrultusunda ibadet etme 12.Çalışırken başarı duygusuna erişme 13.Eğlence faaliyetlerine katılma 14.Normal gelişim ve sağlığı için, mevcut sağlık olanaklarından yararlanmasına yardımcı olacak olan öğrenme, keşfetme ve merakını tatmin etme.
Abdellah ise insanları, fizyolojik-bedensel (açık) ve emosyonel-sosyal (kapalı) gereksinimleri olan varlıklar olarak açıklamıştır.
Dorothea Orem’e göre bireysel bakımın odağı olan insan, bir bütün olarak düşünülmelidir. İnsan ve çevresi entegre bir sistem oluşturur İnsan kavramı, insanın içsel, fiziksel, psikolojik ve sosyal yapısını içerir. İnsan ve çevresi etkileşim içinde olduğundan, insan ya da çevre sistemlerinden birinde herhangi bir değişiklik olduğunda, kişinin öz-bakımı etkilenir.
Dorothea Orem’e göre bireysel bakım gereksinimleri adı altında insan gereksinimlerini üç grupta toplamıştır. 1.Evrensel gereksinimler -Hava, su ve yiyeceğin yeterli düzeyde alımının sürdürülmesi, -Elimine edilme işlemi ve boşaltım ile ilgili bakımın sağlanması -Hareket ve dinlenme arasındaki dengenin sürdürülmesi -Yalnızlık ve sosyal birliktelik arasındaki dengenin sürdürülmesi -İnsan hayatı, yaşam fonksiyonları ve iyi olma durumuna yönelik zararlardan korunma -Normal durumda olma, 2.Sağlıktan sapmalarda öz-bakım gereksinimleri 3.Gelişimsel öz-bakım gereksinimleri.
Roper N., Logan, W.W., ve Tierney 12 günlük yaşam aktivitesini tanımlayarak, insanın bu aktiviteler ile yaşamını sürdürebileceğini ifade etmişlerdir. Her insan günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirmesine rağmen, her birey bireysel farklılık gösterir. Günlük yaşam aktivitelerini (G.Y.A): 1.Hastanın ve çevresinin güvenliğini sağlama ve sürdürme 2.İletişim 3.Solunum 4.Yeme ve içme 5.Boşaltım 6.Bireysel hijyen 7.Beden sıcaklığının kontrolü 8.Hareket 9.Çalışma ve eğlence alışkanlıkları 10.Cinselliğini ifade etme 11.Uyku alışkanlıkları 12.Ölüm
Roper N., Logan, W.W., ve Tierney Her bireyin günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirmesi, yaşam evresi ve süresi ile bağımlılık-bağımsızlık durumuna bağlıdır ve değişik biyolojik, psikolojik, sosyo-kültürel, çevresel ve politiko- ekonomik faktörlerle etkileşir. Hemşire için birey, yaşam süresinin hangi evresinde olursa olsun çok değerlidir. Birey için ise, bu aktivitelerinde bağımsızlığı değerli bulduğundan, bağımlılık durumunda da insan onuruna saygı ihmal edilmemelidirç
-Kişilerarası İlişkileri Temel Alan Kuramcılar Peplau; İnsanı, gereksinimi olduğunda ortaya çıkan gerginliği azaltmak için kendi kendine çaba gösteren bir organizma olarak tanımlamaktadır. Olgun bir insan kendi gereksinimlerini karşılayabilme yeteneğine sahiptir.
Kişilerarası İlişkileri Temel Alan Kuramcılar Travelbee insanı, kendine özgü düşünceleri olan biyolojik ve sosyal organizma, bir başkasına benzemeyen yeri doldurulamayan, içinde yaşadığı çevre ve kültürden etkilenen birey olarak tanımlar. İnsan sürekli bir gelişim ve değişim içindedir.
Kişilerarası İlişkileri Temel Alan Kuramcılar Wiedenbach' insanı sağlığını sürdürmek için sağlık ekibi üyelerinden yardım alma ihtiyacı duyan canlıdır şeklinde tanımlamıştır. Wiedenbach'ın insan doğası ile ilgili 4 varsayımı vardır; Her birey kendi içinde büyük bir potansiyele sahiptir. Bu ona destek olur ve varlığını sürdürmesi için ona olanak sağlar. İnsan temelde kendini idare etmeye ve bağımsızlığını sürdürmeye çabalarken kişinin yalnızca yetenek ve potansiyelini kullanması yeterli değildir. Aynı zamanda kendi sorumluluklarını da yerine getirmelidir. Kişinin kendinin farkında olması ve onu kabul etmesi, bireyin dürüstlük duyguları ve kendi değerleri için temel oluşturur. Birey en iyi kararını o davranışı yaptığı anda ortaya koyar .
Bakımın Sonucunu Temel Alan Kuramcılar Martha E. Rogers’in kuramında hemşirelik amacının merkezinde insan vardır. Rogers için insan, çevredeki diğer enerji alanları ile bir bütün olarak etkileşimde bulunan bilimsel enerji alanlarıdır. İnsan davranışları, enerji alanları arasındaki bazı etkileşimden doğar. Bu nedenle Rogers’in sinerjistik (bir görevin yerine getirilmesi için birkaç organın birlikte çalışması) durumuna göre insan davranışları “bütüncül” olarak görülmelidir.
Bakımın Sonucunu Temel Alan Kuramcılar M.E. Rogers; insanı tanımlarken de beş kavramsal çerçeve geliştirmiştir. 1.Bir bütün olarak insan: İnsan, bütün parçaların toplamından daha öte bir bütündür. İnsan holistik denilen bütünlüğü içinde ele alınmalıdır. 2.Açık sistem olarak insan: Çevre ve insan arasındaki enerji ve madde alışverişi her ikisinin de açık sistem özelliğinde olduğunu gösterir. 3.Hayatın tek yönlü ve geri dönüşsüz olması: Bu varsayıma göre insan hiçbir zaman daha önceki durumuna ve yaşamına dönemez. 4.Bireyin özgün bütünselliği: Bireyin yaşam biçimi onu tanımlar ve özgün bütünselliğini yansıtır. 5. İnsan soyutlama, hayal kurma konuşma, düşünme ve duygusallık yeteneğine sahiptir . Roy'a göre insan; değişen çevresi ile sürekli etkileşim içerisinde olan biyolojikpsikolojik, sosyal bir varlıktır. Roy bireyi, hemşirelik bakımı alan, canlı karmaşık, internal süreçlerle uyumunu sürdürmeye çalışan bir sistem olarak tanımlar.
KAYNAKLAR Ocakçı A.F, Alpar Ş.E. Hemşirelikte kavram, Kuram ve Model Örnekleri.İstanbul Tıp Kitabevi, 1. baskı,2013, İstanbul. Pektekin Ç. Hemşirelik Felsefesi Kuramlar- Bakım Modelleri ve Politik Yaklaşımlar. İstanbul Tıp Kitabevi, 1. baskı, 2013, İstanbul Velioğlu P. Hemşirelikte Kavram ve Kuramlar. Alaş Ofset, 1999, İstanbul. Birol L. Hemşirelik Süreci: Hemşirelik Bakımında Sistematik Yaklaşım. 3.Baskı Etki Matbaacılık,2004, İzmir. Öztürk C, Okumuş H, Yenal K. Bakımın Planlanması Hemşire ve Öğrenciler İçin Rehber, Palme Yayıncılık, 2014, Ankara.