KÜLTÜRÜN METALAŞMASI ve SANATTA YABANCILAŞMA KAVRAMININ FANTAZMAGORİK GERÇEKLİĞİ Hakan DALOĞLU.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
SANAT KURAMLARI.
Advertisements

Post-kolonyalizm Ali Balcı
Medya  Medya, her türden sözlü, yazılı, basılı, görsel metin ve imgeleri içeren çok geniş iletişim araçlarını kapsayan bir kavramdır. Bu kavramın içine.
HEMŞİRELİK FELSEFESİ HATİCE OLTULUOĞLU.
MERKANTİLİZM TANIM Orta çağın sonları ile sanayi devrimi arasında kalan dönem. Ticaret Ev-sanayi şeklinde başlayan sanayi Kapitalist sınıf: sanayiciler,
EPİSTEMOLOJİ RASYONALİZM.
İdealist Eğitim Felsefesi
VAROLUŞCULUK.
Henry James Hayatı Ve Eserleri
Sosyolojide Kullanılan Bazı Kavramlar
“Bilgi” Kavramıyla Anlaşılan şey Nedir?
FOTOĞRAF, GERÇEKLİK VE GERÇEĞİN TEMSİLİ
İDEALİZM NEDİR ?.
Medya ve Kültür Emperyalizmi Kuramları
Çağdaş Dünya Sanatı.
DİL VE KÜLTÜR.
EĞİTİMİN TOPLUMSAL TEMELLERİ

BATI EDEBİYATINDA EDEBİ AKIMLAR
KOMPOZİSYON YAZMA GİRİŞ BÖLÜMÜ.
SANAT(ESTETİK)FELSEFESİ
YABANCILAŞMA Kapitalizmde insanlar yaşamak için çalışmak zorundadırlar. Bu çalışma, başkası için ücret karşılığında gerçekleşir. İşçiler, günlerinin bir.
SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni.
BATI MÜZİĞİ TARİHİ 3. Ünite: RÖNESANS DÖNEMİ MÜZİĞİ
BİR YAŞAM TARZI OLARAK SPOR Doç.Dr.Sebahattin DEVECİOĞLU
HANGİ ANA BAŞLIKLARI İŞLEYECEĞİZ :
Yrd.Doç.Dr. Özcan PALAVAN
Etik İle İlgili Temel Kavramlar
ÖĞR. GÖR. MEHMET AKİF BARIŞ
HEGEL ‘İN DİYALEKTİĞİ ˜ KANT ‘IN ÖDEV AHLAKI
Klasik Sosyoloji Tarihi
SOSYALİZM NEDİR? Kara dayalı sistemindeki özel mülkiyet yerine ortak mülkiyetin, sermayeyi elinde tutan azınlık kitlenin kendi istekleri doğrultusunda.
Marksizm.
DİL-DÜŞÜNCE-DUYGU İLİŞKİSİ
Varoluşçuluk Temelini özgürlüğe dayandıran varoluşçuluk özgürlük ile insanın kendi kendini yarattığını savunur. Bilgi edinmenin yolu sezgidir. Özgürlük,
Tarih Sosyolojisi-4- Yöntem-1- Tarihsel Materyalizm.
VARLIK FELSEFESİ Ünite III ONTOLOJİ.
BBY 467 Bilimsel ve Kültürel Mirasın Dijitalleştirilmesi Ders 1: Giriş ve Kültürel Miras Arş. Gör. Tolga Çakmak.
KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ
SANAT FELSEFESİ.
ATEİZM – AGNOSTİSİZM. Tanrı’nın Varlığını Reddedenler Tanrının varlığını reddeden görüşlere ateizm, kişilere de ateist denir. Ateizm, inançsızlığı ve.
Sanat Felsefesi Sanata felsefi bakış. Sanat nedir?
LİBERALİZM HALİSE KADER ZENGİN.
Sosyalizm Karl marx.
YABANCILAŞMA Kapitalizmde insanlar yaşamak için çalışmak zorundadırlar. Bu çalışma, başkası için ücret karşılığında gerçekleşir. İşçiler, günlerinin bir.
YABANCILAŞMA Kapitalizmde insanlar yaşamak için çalışmak zorundadırlar. Bu çalışma, başkası için ücret karşılığında gerçekleşir. İşçiler, günlerinin bir.
Sosyal Hizmet Etiği Dersine Giriş Etik Nedir Ne Değildir?
SİYASAL İDEOLOJİLER 3. HAFTA LİBERALİZM.
SOSYAL BİLİMLERDE ARAŞTIRMA YÖNTEMİ
SANAT FELSEFESİSANAT FELSEFESİ Sanatçı Sanat Eserinin Özellikleri Ve NitelikleriSanat Eserinin Özellikleri Ve Nitelikleri.
Liberalizmin Tarihsel Kökenleri
 Pop Art
“Bilgi” Kavramıyla Anlaşılan şey Nedir?.  Bilgi edinme insanın en temel güdülerinden birisidir.  İnsan bu özelliği sayesinde diğer canlılardan ayrılır.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
DIŞAVURUMCULUK VE RENK
AÇIK-KOYU / IŞIK GÖLGE.
- Coğrafi konum (yeryüzü şekli, iklim…) Dinsel inanışlar
KÜLTÜR ÇEŞİTLERİ.
İNSAN HAKLARI KONU VI HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN GELİŞİM SÜRECİ-
KÜLTÜR Kitle Kültürü ve Dijital Çağda Kültür
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Rönesans. Rönesans "yeniden doğuş" anlamına gelen bir süreçtir. 15. yüzyılda başlayan bu süreç, aynı yüzyıl içinde bütün Avrupa'ya yayıldı. Bu yenilikte,
20.YÜZYIL FELSEFESİNİN ORTAYA ÇIKIŞI Sevgi Aydın 11/B 89 -İçindekiler: -20.Yüzyıl felsefesi nedir ne değildir -20.Yüzyıl Düşünürleri ve Akımları -20. Yüzyıl.
Siyaset Bilimi II 9. Hafta: milliyetçilik.
OTİZM NEDIR HAZIRLAYAN BÜŞRA ÖZLER. OTİZM VE OTİZMLİ ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ Otizm: Erken çocukluk döneminde görülmeye başlayan, sosyal etkileşim ve iletişim.
VAROLUŞÇULUK VAR OLMAK, ÖNCE KENDINI TANıYABILME CESARETINI GÖSTEREBILMEKTIR. VAROLUŞÇULUK, 20. YY ıN SONLARıNA DO Ğ RU FRANSA’DA ORTAYA ÇıKAN INSANıN.
V. Ünite Sanat Felsefesi ESTETİK.
İş ve Meslek Sosyolojisi
Sunum transkripti:

KÜLTÜRÜN METALAŞMASI ve SANATTA YABANCILAŞMA KAVRAMININ FANTAZMAGORİK GERÇEKLİĞİ Hakan DALOĞLU

İmgenin Felsefi Yargısı: YABANCILAŞMA Akılsız Yaratıklar [Disparates] Yabancılaşmaya yol açan güçlerin sadece yaşadığımız çağda egemen oldukları tezi, bunların daha önceki çağlarda varolmadıkları anlamına gelmez. 1864 yılında yayınlanan bu grotesk imge; İspanyol ressam Francisco Goya’nın Caprichos fantásticos (Fantastik Kaprisler) olarak bilinen seri çalışmalarından biridir. Goya, Dişlerin Peşinde

XVII. – XIX. Yüzyıl Avrupa’sında Fantazmagorik İmgeler Tiyatro alanında sihirli gösterileri, iskeletleri, cinleri, hayaletleri, yarı transparan görünümleri, sıklıkla projeksiyon ile yansıtarak korkutucu imgelerin tanımlanması için kullanılan bir terimdir. Phantasmagoria Fransa’da sinema öncesi 17 yy sonlarında projeksiyon ile hayalet gösterisi olarak keşfedildi. Popülaritesi başta İngiltere’de olmak üzere tüm Avrupa’da yayıldı. Edebiyatta Grotesk tasvirler Gotik Korku edebiyatında yapılmaktadır. Sanatta ve özel de resimde Grotesk: Dünyayı yabancılaştıran ve onu eğlenceli hayali bir alana götüren, içinde esrarengiz, tekin olmayan güçlerin egemenliğinin yansıdığı, aslında bir araya gelmez gibi görünen şeylerin, mesela trajikle komiğin, adilikle yüceliğin bir oyun havasında birleştirilmesidir. Modern zamanlarda Walter Benjamin bu terimi Marx’ın Meta’nın Fantazmagoriksel Güçleri [phantasmagorical powers] ifadesinden alarak Pasajlar Projesinde sıklıkla kullanmıştır. Modernizm sürecinde Walter Benjamin tarafından geliştirilen bir kavramdır. Kısaca kendine ve başkalarına yabancılaşmanın tadını çıkarma anlamına gelir. erde

Gotik Karabasanlar ve Fantazmagorya’da Yüce (Sublime) Kavramı Edmund Burke . A Philosophical Inquiry into the Origin of Our Ideas of Sublime and Beautiful 1820-23’te yaptığı Saturn tablosunda Goya, gotik aşırılığın Fransız Devriminin ardından izlediği yönü belirler. Bu tablo modern zamanlarda insanın durumunu görsel olarak betimleyen çarpıcı bir imajdır. Karabasanda yaşanan korku fantazmagorik hayali varlıklar dışarıdan gelen uyaranlar değil, bizzat insanın kendi benliğidir.

Melankoli ve Yabancılaşma Duyguların körleşmesi (…) çevreleyen dünyadan uzaklık (…) kişinin kendi bedeninden yabancılaşması (…bu şeyler) yoğun bir hüzün olarak gayr işahsileşmenin emareleri Edward Munch, Çığlık Albert Dürer, Melankoli

Felsefede Yabancılaşma Kavramının Öncüleri Hegel Feuerbach Rousseau Fichte

Felsefede Yabancılaşma Kavramı * [Pozitiflik / Positivite] insanal pratiğe karşı çıkan şeyi belirtmek için kullandığı olumluluk terimi. ** Görüngübilim: Kendinin bilincinin yabancılaşmasının belirtisinden bunu kavrayan bilime görüngübilim adı verilir. İnsanın yabancılaşmasını unutmama ve tüm eleştiri öğelerini içerme değimini taşır. Rousseau Toplum Sözleşmesi Adam Smith Positivitat* Hegel Zihnin Görüngübilimi Yabancılaşma

Marx’ta Yabancılaşma Kavramının Temel Yönleri Ekonomi Politik Bireyin Kendine Yabancılaşması Yabancılaşmış Emek Bireyin Kendi Ürününe Dinsel Yabancılaşma Doğaya Yabancılaşma Bireyin Diğerlerine Yabancılaşması

Marx’da Yabancılaşma Yaşadığımız Çağın Tarihi (Kapitalizmin Tarihi)= İnsanın Yabancılaşma Tarihi Kendi emeğine, ürününe ve öteki insanlara yabancılaşarak insan, gerçekte kendi kendine ve kendi gerçek doğasına yabancılaşır ve emeği ve dünyaya getirdiği dönüşümler ile durmadan genişlettiği bir yabancılaşma küresinde yaşar. * * Karl Marx, 1844 el yazmaları, Sol Yayınları s. 260

Ekonomi Politik = Yabancılaşmış Emek Filozof Marx neden ekonomi politik ile ilgileniyor? Ekonomi Politikte ne bulmayı umuyor? Çünkü Ekonomi politik üretim: özgül insan pratiğinin bilimidir ve bu bilime sosyalist olarak yaklaşarak Marx, insanın parçalanmışlığını gösterecektir. Ekonomi politiğe göre insanlar sadece safi gelir olarak vardırlar Sonuç: İnsanal duygular ekonomi politiğin dışında ve insanlık yokluğu ekonomi politiğin içinde yer alırlar. Ekonomi politik, insanların yaşamına kaygılanmaz ve onun kötülüğü de işte buradadır.

İnsan Emeğinin Özü: Özgürlük Emek (Çalışma) Üretici Olan Emekçi: Zanaatçı, Tasarımcı, Grafiker vb. / Kapitale Destek Olan Üretici. Üretici Olmayan Emekçi: Sanatçı - Düşünür – Yazar /Entelektüel Üretim (Ereği Kendinde Olan Üretim) Kazanç Gözeten Etkinlik İstemsiz / Zorlama Etkinlik Üretici (Dışsal) Emek İnsanın Özgül / Özsel Güçleri Bilinçli Etkinlik / İnsanın Cinsil Özlüğü Üretici Olmayan Emek Yabancılaşma İnsan Emeğinin Özü: Özgürlük

Klasik Alman Felsefesinin Temel Sorunu: İnsan ve Onun Özgürlüğü Marx: İnsanın Özgürlüğü Sorunu Feuerbach: Materyalizm – Somut İnsan Olumlu İnsancı / İnsancılık (Humaniste = Doğalcılık / Naturalist Eleştiri Hegel: İnsanın Tarihsel Oluşu

Marx’ın Temel Amacı: İnsanı maddi çıkarların egemenliğinden, kendi düzeni ve eylemlerinin kısıtlayıcılığından kurtarmaktır.

Bilincin Aşağı Seviyesi Dinsel Yabancılaşma Felsefe Kendinin Bilinci (conscience de soi) Materyalizm İnsan Tanrısal İrade (volonte divine) Bilincin Aşağı Seviyesi İdealizm Mutlak Tin Kendine Yabancılaşan İnsan Kendini Gerçekleştirmiş Özgür İnsan

Varoluş [Existantialist] Felsefesinde Yabancılaşma * 1941de Sartre ile başlayan arkadaşlığı ölünceye kadar devam etmiştir. Sanatçının New York sergilerinin, ilk “Yürüyen Adam"ını sergilediği sergi dahil, katalog yazılarını Sartre yazmıştır. Giacometti ise Sartre'ın portrelerini uzun süre çizmiştir.

Heidegger ve Sartre’da Yabancılaşma Varlık ve Zaman (Entfremdung), (1967) Yurtsuzlaşma Yurtsuzlaşma (Heimatlosigkeit) Kavramı Sartre Varoluşçu Felsefe - Marksizm

Marx’da Yabancılaşma Kavramı ve Varoluşçu Düşünürlere Etkileri Karl Marx J. Y. Calvez Heidegger Varlığı Unutmuşluk [Seinvergessenheit] A. Kojeve Hegel – Marx P. Tillich Protestan Teolojisi - Varoluşçu Felsefe - Marksizm Sartre H. Barth Hakikat ve ideoloji J. Hyppolite Yabancılaşma – Nesneleşme

Kafka’da Yabancılaşma İnsanın yabancılaşması ve anonim varoluş biçimi Kafka’nın eserlerinde sistemli ve dehşet verici bir kesinlikle betimlenmiştir.

Albert Camus ve Yabancılaşma Bibliyotek Majanez Fransa 1942 yılında yayınlanan Yabancı’dır. Yabancılaşmanın Camus için Marksist bir yabancılaşma öğretisi ile bir ilişkisi olmadığını vurgulamak gerekiyor. Romanlarında yabancılaşma Camus’nün ünlü absürd (saçma) felsefi kategorisinden gelmektedir.

Jean Paul Sartre ve Yabancılaşma Sartre, Varlık ve Hiçlik’te mutlak bir özgürlük anlayışını savunurken aynı zamanda yabancılaşma kavramının ele alındığı Ahlak Üzerine Defterler adlı eseri de bu bölümde bir alt başlık olarak incelenmiştir. Sartre’ın ikinci dönem felsefesinde, Varoluşçuluk ve Marksizm sentezi yapmayı hedeflemektedir. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise, özgürlük, sorumluluk, yabancılaşma kavramlarını, Diyalektik Aklın Eleştirisi adlı eserinde incelemiştir.

Edebiyat ve Sanatta Yabancılaşma Amerikan romancıları da insanın yabancılaşma ve yuvasız kalma kaderini anlatmışlardır. Thomas Wolfe Savurga’nın Dönüşü, Eve Tekrar Dönemezsin Arthur Miller Satıcının Ölümü

Kafka, Rilke ve Chirico’da Yalnızlık, Yalıtılmış ve Yoksunluk “ Yabancısı olduğum bu şehir beni yadsırcasına suskundu ve tepkisiz manzara orada değilmişim gibi karanlığını yayıyordu. En yakınımdaki şeyler bile kendilerini bana göstermek zahmetinde bulunmadılar. Ara yol, sokak lambasına doğru ilerliyordu. Bana ne kadar yabancı olduğunu fark ettim.” Rilke “ Beni her şeyden ayıran bir boşluk var ve ben bunun sınırlarına bile uzanamıyorum.” Kafka Chirico, Melankoli

Resimde Özne ile Nesne Arasındaki Bölünme: Gerçeklerden Yabancılaşmış Sanat Husserl’in Görüngübilimsel Ekolü: Gerçeği İnsan Varoluşundan Ayırmak. Ludwig Binswanger’a göre; [Marksizmin Bilgi Teorisini de belirleyecek olan] Ressam, bu tabloda, (renk seçiminde de gösterdiği gibi) aslında var oldukları biçimiyle atlara karşı bütünüyle ilgisizdir. Duyumsal algı ile öze ulaşamayacağımızdan hareketle atın özünü, atlığı bir çok doğayı taklit ederek yansıtan tablodan çok daha güçlü bir biçimde aktardığını öne sürer. Ancak Husserl gerçeği insan varoluşundan ayırmakla insan aklı ile dış dünya arasındaki yabancılaşmayı aşamamış, tam tersine onu büsbütün derinleştirmiştir.

Ekonomik İlk Durum: Meta Estetik: Satım İçin Üretim Meta Estetiğin Kritiği [Kritik der Warenaesthetik, 1975] – Wolfgang Fritz Haug Her İnsan, diğer bir insanda, onu yeni bir bağımlılık içine sokmak ve yeni bir hazza bağlamak, böylece onu yeni bir ekonomik çöküntüye götürmek için yeni bir gereksinme yaratmayı düşünür. Meta Nedir? Meta, gereksinme ya da kullanılma değeri taşıyan bir varlıktır. Güzelliğin ekonomik bir ekonomik temeli vardır ve bu temel meta dediğimiz varlıktır. A) Görünüşe sahiptir. [Görünüş, satış eylemi için varlıktan daha önemlidir.] B) Görünüşü estetik olmayan bir meta satılmaz. C) Meta gereksinme karşılayan bir mal varlığının estetik bir görünüşüdür. D) Meta ancak kullanılma değerini özendirmek amacıyla üretilen bir duyarlık üretimidir. (İnsanlara duyusal olarak egemen olmak, aynı zamanda insanlara ekonomik olarak egemen olmak anlamına gelir.) Kapitalist topluma özgü bir estetik’tir.

Metalaşan Sanat 18. yy’dan itibaren Eleştirel Sanat yerini kapitalizmin iktisadi biçimlerinin doğrultusunda yapılan sanata bırakmıştır. Yapıtın felsefi yargılarının yerini hayali satış (meta) ve tanıtım mantığı almıştır. Bu olumsuz koşul ise sanat biçimi ile düşünce-sanat birliği arasındaki ölçülülüğü bozar. Modernizm * aşırı öznelciliği ile, özne ile nesne arasındaki gerçek çelişkiyi aşırılaştırarak sanatın içeriğini bozar. Ellswort Kelly – Mavi, Yeşil, Sarı, Turuncu, Kırmızı * Marksist estetikte modernizm, çağdaş sanatın gelişmesindeki bunalımlı olayları dile getiren bir terimdir.

Sanatta İnsansızlaştırma İnsansızlaştırma, çağdaş burjuva sanatında gittikçe derinleşen bir eğilimdir. İnsansızlaştırma her şeyden önce sanatın içerik yönünü yıkar. Giderek, sanat ‘’ insan bilgisi’’ olmaktan çıkar. Sanatçının insan karşısındaki yani toplum karşısındaki sorumluluğu ya küçümsenir, ya da büsbütün yok edilir. Nitekim, Fütüristler ‘’ insan şimdi bizde hiçbir ilgi uyandırmıyor’’ dediler. Böylece, attılar onu edebiyattan. Salvador Dali: “Ben insanları alıklaştırmayı seviyorum’’ diyor hiç sıkılmadan. Rob Griye, insana da eşya gibi, öteki eşyalar arasında yer veriyor. Konserve kutularının ressamı Endi Uoril ise: “makineler insanlar kadar çok sorunla uğraşmıyor. Onun için ben de makine olmayı isterdim.”diyor. Gerçekten de modernist sanatta insan, peyzajlardan, ıssız sokaklarıyla büyük şehir resimlerinden atılmış bulunmaktadır.

Kültürün Metalaşması Düşündüren Sanat Eğlendiren Sanat* Yüksek Kültürün (Modernizm) Eleştirel Potansiyelini Kaybetmesi Maddi Kültür Haline Çökmesi (Post - Modernizm) Düşük, yerli, kitlesel ticari geleneklere bir geri dönüş Post-modernizm kendini 1960 sonrası popülizm olarak sundu. * Eğlence Endüstrisi [İnsan yaşamının gerçek soru ve çatışmalarıyla yüzleştirmeyecek yapay heyecanlar, sansasyon ve ucuz mizah] Düşündüren Sanat Eğlendiren Sanat*

Modern Sanatta Metalaşma / Meta Fetişizmi ve Yabancılaşmanın Sosyo - Estet Sanat Eleştirisi Francis Donald Klingender’in 1947’de sanayi devriminde sanatla ilgili mükemmel çalışması dikkate değer bir istisnadır. John Willet, 1978’de Weimar Almanya’sında resim, mimarlık ve müzik alanlarındaki modernist hareketin ayrıntılı bir dökümünü yapmıştır. * Frankfurt Okulu’nun çalışmaları ve özellikle Adorno ve Marcuse’un ** Popüler sanat ve sanayi kültürüne karşı kritikleri önemlidir. * Art And Politics In The Weimar Period: The New Sobriety 1917-1933 ** 1898-1970 yılları arasında yaşamış olan Alman asıllı ünlü Amerikan düşünürü, Frankfurt Okulu mensuplarından biri olan Marcuse, Marksist teoriyi 1920’den itibaren değişen tarihsel koşullarla uyumlu hale getirmenin mücadelesini vermiştir. Bu amaçla, eleştirel Marksizmin kendi versiyonunu öne süren ve 1960’lı yıllardan başlayarak uluslararası bir ün kazanan Marcuse, Amerika Birleşik Devletleriyle Avrupa’daki yeni sol hareketin destekçisi ve savunucusu olmuştur.

Raphael’in 1930’larda Sanat Sosyolojisi Alanındaki Çalışmaları . Raphael, Marx’ın Grek mitolojisinin ekonomik temeli ile Grek sanatı arasındaki kavramlaştırmasının önemine değinir. Raphael, Picasso’nun sanatını modernizmin en tipik örneği olarak çözümler ve özgür girişimci kapitalizmden tekelci kapitalizme geçiş sürecine bağlar.

Sanatın Metalaşmasında Reklam Olgusu Reklam (İdeal Olan) Gerçek (Reel Olan) Resimdeki mutluluk hem biçimsel hem de yaşanmayan bir kurgu Hem üstünlükleri hem de eksikleri olan birisi resmedilmiş - Bir sorun olarak Varoluş

Kapitalizmin Tüketim Maddeleri: Reklam Işıklarının Sunduğu Görsel İmgeler Reklam tüketici toplumun yarattığı kültür olarak Kültür Endüstrisinin yaşamasını sağlayan temel öğedir. Reklamın insanlara özgür seçme hakkı verdiği sanılır. Alıcının Seçme Özgürlüğü- Üreticinin Girişim Özgürlüğü

Modernizmin Estetiği: Tekelci Kapitalizmin Kültür Endüstrisi Reklam, kültür endüstrisinin yaşam iksiridir. Sistemin egemenliği reklamların ardına gizlenmektedir. Her estetik yenilenme süreklilik boyutu içinde yeni bir fetişi beraberinde getirir.

Kültür Endüstrisi Düşün Beden Ruh Şeyleşme Bireysellik Yitimi Ruh Düşün Beden İnsanın tüm boyutlarıyla şey[sel]leşimi, kültür endüstrisindeki reklamlar ile doğrudan ilişkili hatta reklamların adeta zaferidir.

Manipülasyon: Kültür Tekellerinin Propagandası İdeoloji Televizyon Sinema Video Radyo Horkheimer ve Adorno’ya göre; sinema ve radyonun artık kendilerini sanat olarak göstermelerine gereksinimleri kalmamıştır. Artık bir fiil iş dünyasının aygıtı olarak sanat olmayan bir ticaret konumundadırlar.

Sanatta Ekonomi - Politiğin Tarihsel Eleştirisi : * Bertol Brecht'in yukarıdaki dizesi onun Das Kapital'in esini altında türettiği insan ve insanlık görüşünü betimler / Mahagonny Kentinin Yükselişi ve Düşüşü / Aufstieg und Fall der Stadt Mahagonny İlkin tıkınma gelir / Erst kommt das Fressen Sonra gelir Ahlak / Dann kommt die Moral. * 1918 Kasım Devrimi 1919 Mart Almanya: Genel Grev Max Beckman / Gece – 1918-1919 Düsseldorf 133 x 154cm

Sanatın Toplumsal Karakteri: Yolunda Gitmeyen Bir Şeylerin Duyumsanmasından Sonra Ortaya Çıkan Bir Şeydir Sanat Birisinin çıkıp gerçeği söylemesi de gerekli Olmuştur. Her şeyin yalan olmasını önlemeye çalışarak insana dünyada bir yer kazandırır, insanı yetersizlikten kurtarır, hatta onun yerini tanımlar. Yalanlardan kurulu bir dünyada, ya rahatsız ya da rahatsızlığından habersiz yaşayacak olan insana, gerçekliği fark ettirir. Walter Crane, The Capitalist Vampire, Justice Journal (1885)

Resim Sanatında Ekonomi Politiğin Eleştirisi: Munch / James Ensor James Ensor, Doktrinal Besleme Munch, Eve Dönen İşçiler

Resim Sanatında Ekonomi Politiğin Eleştirisi: John Heartfield

Resim Sanatında Ekonomi Politiğin Eleştirisi: George Grosz Larry Fink - George Grozs’a Saygı George Grosz - Ay / Güneş Tutulması / Eclipse

Resim Sanatında Ekonomi Politiğin Eleştirisi: Otto Dix Larry Fink – Otto Dix’e Saygı Otto Dix, Metropolis, Detay

Resim Sanatında Ekonomi Politiğin Eleştirisi: Rivera Diego Rivera , Zenginin Gecesi, 1928, Fresco, Halk Eğitim Bakanlığı Kuzey Duvarı , Meksika Ekmeğimiz, 1928 Fresco, Halk Eğitim Bakanlığı, Güney Duvarı, Meksika Wall Street Ziyafeti, 1928, Halk Eğitim Bakanlığı, Güney Duvarı, Meksika

Resim Sanatında Ekonomi Politiğin Eleştirisi: Orozco / Siqueiros Orozco, Siper, 1926 Siqueiros, Çığlık

Estetik- Biçim Yoluyla Gerçeklikle Mücadele Edilebilir Sanat Yapıtı insansal-toplumsal temeli olan içeriksel bir olaylar uyumunu gösterir. sanat yapıtı toplumsal – tarihsel bir estetik objedir. Ama bu obje suskun bir obje değildir. Aksine çalışma etiğini, siyaset etiğini sarsarak toplumsal ilişkileri teşhir eden bir söylem yaratır. toplumsal ilişkilerin açığa çıkmasını sağlar. Ürettiği estetik-biçimin içeriği ile dünyayı değiştiremez ama dünyayı değiştirebilecek insanların bilinç ve davranışlarını değiştirebilir. Hiçbir yere ve kuruma ait olmayan sanatçı reel yaşamı dinamitleyen bir dil geliştirir. Tutsak ya da küstah olmaya itilen sanatçı, kendisine sunulan iki seçenekten birini seçer veya izleyicisine dalkavukluk eder ya da onu susturur. Kısacası bilinen dili kullanır ya da istenmeyeni / anlaşılmayanı vererek saldırıya geçer.

Sonuç: Günümüzde sanatın emperyalizme karşı mücadelesi John Berger’a göre öylesine önemlidir ki; yeryüzünde bundan daha önemli bir şey yoktur. Obur ve doymak bilmez bir emperyalizm altında dünya halklarının üçte ikisi soyulmakta, sömürülmekte, aldatılmakta, sürekli hakarete uğramakta, dünyanın en alçak ve yapay yoksulluğuna mahkum edilmekte ve insan olarak yadsınmaktadır. Böyle bir ortamda Marcuse’un dediği gibi ancak sanat ezilmiş, bastırılmış ve susturulmuş olana söz, ton ve imge verir.

Boyanın içine gizlenmiş olan politik imge; çağının sessiz tanıklığıdır Boyanın içine gizlenmiş olan politik imge; çağının sessiz tanıklığıdır. John Berger