Öğrencilerimizi Anlamak NASIL?
Öğrencilerimizi anlamak ne demektir? Öğrencilerimizi nasıl anlarız? Yansıtı öğrenme nedir? Farklılaştırılmış öğretim nedir? Özel gruplara öğretimi uygulayabileceğim bazı yollar neleredir? Eğitim hedeflerini gerçekleştirmek için akran-grup üyeliğinden nasıl yararlanabilirim? Öğrencilerime olumlu benlik kazandırmak için nasıl yardımcı olabilirim? Sınıfımda aile-okul ortaklığını yaygınlaştırmanın bazı yöntemleri nelerdir? STANDRTLAR NELERDİR?
Tüm öğrenciler aynı değildir Farklılıkları ve özel ihtiyaçları bilmek neyi etkiler?
Uyumlayıcı Öğretim Tüm öğrencilere genel hedef oluşturma yaklaşımıdır. İyileştirme yaklaşımı Telafi yaklaşımı
Uyumlayıcı Öğretim İyileştirme yaklaşımı Telafi yaklaşımı Öğrencinin planlan eğitimden faydalanması için gerekli bilgi, beceri ve davranışları sunar. Örnek kaygıyı azaltma mekanizmalarını sunmak. Öğretmen öğrenciler arasında var olduğu bilinen bir bilgi, beceri veya yetenek eksikliğini, içerik sunumunun zayıflığını anlatmak ve güçlü yönünü vurgulamak için değiştirerek sunmak için yöntem seçer.
Uyumlayıcı Öğretimde Alternatifler İşbirlikli öğretim veya s tüm sınıf eğitimi Araştırma yada açıklayıcı eğitim Kural-örnek veya örnek-kural açıklaması Öğretmen merkezli veya öğrenci merkezli sunum Doğrudan ya da dolaylı sunum Tecrübeden gelen örnekler ya da metinden gelen örnekler Grup halinde okuma öğretmek ya da bireysel olarak okuma öğretmek Bireysel sevaplar veya toplu cevaplar Sesli veya sessiz cevaplar Kendi yönteminle öğrenme veya grup halinde öğrenme Bilgisayar temelli öğrenme ya da öğretmen sunumu
Farklılaştırılmış Öğretim Farklılaştırılmış öğretim bireysel ve hedefe odaklı yaklaşımlar ile akademik başarının artırılabileceği ve mevcut başarıya göre öğretimin çeşitlendirilmesi gerektiği sayıltısına dayanır. Öğretimi farklılaştırmak, bir öğrencinin öğrenme geçmişini, arka planını, öğrenmede hazır oluşu, ilgilerini ya da kazanılmış beceri kümesini tanımak ve sadece geniş bir eğitsel grupta verilen eğitimin akademik başarının düşük olabileceği durumda bireysel olarak öğrenci ya da öğrenci grubuna yönelik akademik başarısını artıracak öğretimsel stratejileri seçmektir. Heterojen sınıflar için uygundur. Tomlinson (2004, 2010) üç müfredat öğesi belirler. İçerik Süreç Ürünler
Öğeler Tomlinson (2004, 2010) üç müfredat öğesi belirler. İçerik: Farklılaşma öğrencinin önemli düzeyde öğrenmeye ulaştığı yolları çeşitlendirerek gerçekleşebilir. Süreç: Farklılaşma esnek gruplaşma şeklinde olur. Ürünler: Değerlendirme yöntemlerini çeşitlendirme.
Öğrenmede Genel Yeteneğin Etkisi Zeka ile ilgili kavram yanılgıları Genel becerilere karşı özel beceriler %25 Genel zeka %75 Sosyal yetkinlik
Özel yeteneklerin öğrenmeye etkisi Çoklu zeka Sosyal Duygusal Zeka
Sosyal Duygusal Zeka Duygular düşünme ve öğrenmede önemlidir. Goleman (2010) duyguları bireyin öğrenme ortamını anlamlandırmasına ve bu ortamda yolunu bulmasına yardım edebilecek önemli bir bilgi kaynağı olarak görür. Ruh halini anlamak ve ruh halini yönetme. Hangi ruh halinizde nasıl hisseder, düşünür ve davranımda bulunursunuz?
Kültür, Sosyoekonomik Statü ve Dilin Öğrenmeye Etkisi Kültürün öğrenmeye etkisi Sosoyo-ekonomik statünün öğrenmeye etkisi (Avantajlı ve dezavantajlı çocuklar, alt, orta üst gelir grubundan olmak vb.) Dilin Öğrenmeye Etkisi (Göçmen, azınlık vb.)
Kültür, sosyo ekonomik statü ve dilin okul başarısı ilişkisini azaltmak için: Öğrencilerin geçmişlerini ve tecrübelerini sınıfa taşıyabilecekleri dolaylı ve özerk öğretim modellerini kullanmalarına fırsat verme. Çeşitliliğe bakmaksızın, bütün öğrencilerimiz için yüksek beklentiler oluşturunuz. Tüm öğrenme ortamı aynı seviyeye yükseltilmelidir. Öğrenciler arasındaki performans farklılıklarını ortadan kaldırmak için müfredatta, öğretim etkinliklerinde ve değerlendirmede yapılacak önemli değişikliklerin planlanmasında ve uygulanmasında ebeveynleri dahil ediniz. Hem kültürel hem dilsel olarak çeşitli öğrencilerin bir arada çalıştığı heterojen gruplar oluşturunuz. Öğretim usullerini, etkinlikleri, süreci ve değerlendirmeyi çeşitlendiriniz.
Kişilik ve Öğrenme Tarzının Öğrenmeye Etkisi Erikson’un Okul Dönemi İçin Sunduğu Krizler Öğrenme stili Öğrenme tarzlarında kültürel farklılıklar: Öneriler
Bireysel Ayrılıklar Bedensel Devimsel Bilişsel Cinsel Duygusal Toplumsal Törel
Kişilik Türleri Dışadönük İçekapanık Uzlaşabilir Ağırbaşlı Denemeye açık Anlayışlı Yargılayıcı Düşünceli Duygulu Sezgici
Kişilik Kuramları Psikanalitik kişilik kuramı Psikososyal gelişim kuramı Temel kaygı kuramı Üstünlük arama kuramı Kişiler arası ilişkiler kuramı Özgürlükten kaçma kuramı Olgunlaşma kuramı
ERİKSON’IN PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI Yaşamı 8 kritik dönem içinde açıklamaktadır Her dönemde atlatılması gereken bir kriz bir çatışma dönemi vardır İnsanların sağlıklı bir kişilik geliştirmesinde bu dönemlerin krizlerinin atlatılması önemlidir Bir dönemdeki evrenin başarılı atlatılması, kendinden sonraki evre için sağlıklı temeller oluşturur Eğer bir dönemdeki evre sağlıklı olarak atlatılmazsa birey o döneme takılı kalmaz. Ancak çözülünceye kadar problem devam eder
Evreler Güvene karşı güvensizlik Bağımsızlığa karşı utanma ve şüphecilik Girişkenliğe karşı suçluluk duygusu Başarıya (çalışkanlığa) karşı aşağılık duygusu Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası Dostluk kazanmaya karşı yalnız kalma (yakınlığa karşı yalıtılmışlık) Üretkenliğe karşı duraklama (Üreticiliğe karşı verimsizlik) Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk
Güvene karşı güvensizlik 0-1 yaşını kapsar Bu dönemde bebekler çevrelerindeki dünyaya güvenebilecekleri ya da güvenemeyeceklerine ilişkin temel duygular edinirler Çocuğun çevresindekilerle olan ilişkisinin niteliği çocuğun güven duygusunu etkiler Yaşamın ilk yılında çocuğun ihtiyaçlarının doyurulması, büyük ölçüde anne ya da onun yerine geçen kişi, birinci derecede önemlidir Annenin çocuğun ihtiyaçlarını giderirken, onu sevmesi, okşaması, sıcaklığını hissettirmesi, ilgilenmesi, çocuğun gerek kendisine, gerekse çevresine güven duygusunun temelini atmaktadır Annesinin kendisini sevdiğini ve kendisini bırakmayacağını düşünen çocuk güven duygusu geliştirir ve etrafındaki dünyaya güvenir. Çocukta iyimserlik ve mutlu olmanın temelleri atılır Çocuk kendini sevilmeye değer bulur. Verileni alırken bir yandan da verebilmek için benlik temelini oluşturur Tam tersi davranıldığında çocuk çevresine güvensizlik geliştirir ve çözülünceye kadar devam eder.
Güvene karşı güvensizlik Eğer çocuğa anne ve baba aşırı güven verirse , her ağladığında korurlarsa , aşırı koruyucu olurlarsa duyusal uyumsuzluk ortaya çıkar Çocuk aşırı güven duyar ve kendisini koruyamaz. Her şeyi iyi yormaya çalışır Güvensizlik duygusu geliştiren çocuklar çekinmenin kötü eğilimini taşırlar, yani depresyon, paranoya ve bazen psikozla karakterize edilen içe kapanma özellikleri gösterirler Dengeli ve sağlıklı gelişim umut duygusunu doğurur
Güvene karşı güvensizlik Çocuk üç boyut içinde güven duygusunu kazanabilir: aşinalık, tutarlılık ve süreklilik Tutarlı olan şeylere güvenilir Bu yüzden çocuklar sınırlamalar değil tutarsızlıklardan rahatsız olur Bebeğin temel güven duygusunun göstergeleri, beslenme kolaylığı, uyku derinliği ve bağırsakların gevşekliğidir Bebeğin diğer güven duygusu göstergesi bebeğin bakıcısı veya annesi yanından ayrılınca ona izin vermesidir
Bağımsızlığa karşı utanma ve şüphecilik 1-3 yaşlarını kapsar Bu yaşta çocuklar yürümekte ve başkalarıyla iletişim kuracak kadar konuşmaktadırlar Çocuklar bu dönemde başkalarına bağımlı kalmak istemezler Kendi çevrelerini kontrol etmek, güçlerini göstermek isterler
Bağımsızlığa karşı utanma ve şüphecilik Neyi yapabilecekleri ve neyi yapamayacakları konusunda çevresindeki insanları test etmeye çalışırlar Bir önceki dönemde temel güven duygusunu kazanmış çocuk, öz saygısını yitirmeksizin kendi kontrolünü kazanabilmesi için, özgürlüğünü hissetmesi lazımdır Onun için gerek evde gerek okulöncesi kurumlarda çocukların özgürlüğünü hissedeceği ortamlar sağlanmalıdır
Bağımsızlığa karşı utanma ve şüphecilik Kendi kendine yemek yeme, eşyalarını toplama, giyinme ve soyunma, giysisini seçme, karşılaştığı bazı problemleri çözme vb. çabaları desteklemeli ve teşvik edilmelidir. Böylece çocukta bağımsızlık temelleri atılır Kendi kendini kontrol etme ve saygının özü bu dönemde oluşturulur Aksi taktirde sürekli olarak kontrol edilen, sınırlandırılan, aşırı derecede korunan çocuklarda kendi yeteneklerinden şüphelenme, kendi ihtiyaçları ve vücudundan utanma duyguları oluşabilir
Bağımsızlığa karşı utanma ve şüphecilik Çocuk tuvalet eğitimi sırasında azarlanırsa, ayıplanırsa, utanç ve kendi bedeninden kuşku duygularını geliştirir Çocuğun kendini ve çevresini keşfetmesine izin verilir ve desteklenirse, çocuk özerklik duygusu edinir, engellenen çocukta ise utanç ve kuşku duygusu gelişir
Bağımsızlığa karşı utanma ve şüphecilik Aşırı özerklik boyutunda yetiştirilen çocuklar kendi yeteneklerini dikkate almadan hemen her şeye atılır. Utanma duygusu olmadan istekte bulunur. Utanç ve kuşku boyutunda aşırılık ise zorlayıcılık biçiminde ortaya çıkar. Aşırı kuralcı olan bu kişiler mükemmeliyetçidirler. Yaptıkları her şeyi tam yapmak isterler. Yanlışlıklardan ne pahasına olursa olsun kaçınmak isterler Uygun dengenin kurulması iradenin ortaya çıkmasını sağlar
Girişkenliğe karşı suçluluk duygusu 3-6 yaşlarını kapsar Çocuğun motor ve dil gelişimi onun fiziksel, sosyal çevresini daha fazla araştırmasına, daha atılgan olmasına olanak verir Çocukta girişkenliğin artmasıyla, problem olan davranışlarda artar. Ancak gerek anne baba, gerekse okul öncesi eğitim kurumlarında çocuğun oynamasına, atlamasına, oynamasına, kaymasına izin verilmelidir Çocuk doğal merakından dolayı çok azarlanırsa ve engellenirse, çocukta suçluluk duygusu gelişir
Girişkenliğe karşı suçluluk duygusu Girişkenliği ebeveynleri, öğretmenleri tarafından cezalandırılan çocuk, gerek bu dönemde gerekse yaşamın gelecek dönemlerinde yaptıklarının yanlış olduğunu düşünüp suçluluk duyabilir Ancak çocuğun her yaptığının onaylanması da ahlak gelişimini olumsuz etkileyebilir Çocuğun yapması ve yapmaması gerekenler konusunda bir denge kurulmalıdır
Girişkenliğe karşı suçluluk duygusu Erikson, bu dönemde cinsiyetin keşfedildiğini, merak duygusunun yoğun olduğunu söyler Merak duygusunun sonucunda çocuğun cinsellikle ilgili soruları olacaktır. Çocukların merak duygularının giderilmesinde uygun bir dille cevap verilmesi çocuğun girişimciliğini destekleyecektir. Eğer bu soruları cevaplarken “ayıp” günah gibi kavramlar kullanılırsa çocuk merak duygusunun suç olduğunu düşünür
Girişkenliğe karşı suçluluk duygusu Girişimciliğin aşırısı aşırı merhametsizliği doğurur Bu uçtaki kişiler için önemli olan plan ve hedeftir Başkalarının ne olduğu önemli değildir. Bu durumun aşırı ucu sosyopatlıktır Öbür uçta engellenme bulunur. Engellenme boyutunda kişiler suçluluk duyar Cinsel açıdan iktidarsızlık ve soğukluk duyarlar Dengeli ve uyumlu sonuç amaçtır. Amaç duygusu kişilerin kendi hedeflerini belirleyebilme anlamına gelir
Başarıya (çalışkanlığa) karşı aşağılık duygusu 6-12 yaşları kapsar Ne öğrenirsem oyum dönemidir Çocuğun okula gitmesiyle sosyal dünyasında büyük bir genişleme meydana gelmiştir Arkadaşlar ve öğretmenin etkisi anne ve babanın etkisinden fazla olmaya başlamıştır
Başarıya (çalışkanlığa) karşı aşağılık duygusu Çocukta işi planlama, işbirliği yapma, öğrenme ve işi başarma önemlidir Başarma çalışkanlık duygusunu geliştirir Çocuğun kendisine ve yeteneklerine karşı olumlu bir tutum geliştirmesine yardım eder Gelecekteki başarılarının temellerini oluşturan akademik özgüven gelişir Aksi durumda ise başarısızlıklar, çocuğun kendisine karşı olumsuz tutum ve yetersizlik duygusu geliştirmesine neden olur Öğretmenler her çocuğun başarısı düzeyinde etkinlikler yaptırarak başarabileceğini hissettirmelidir
Başarıya (çalışkanlığa) karşı aşağılık duygusu Bu dönemde ana baba cesaret verir, öğretmen korur ve akranlar kabul ederler Çocuk okulda bilgi edinirken, kendisi ile başka çocukları karşılaştırır ve kendisinin çalışkan olup olmadığına karar verir. Eğitimcilerin ve anne babaların her çocuğun kendi içinde değerlendirilmesi gerektiğini bilerek ona göre davranması gerekir. Böylece çocukta oluşacak aşağılık duygusu önlenmiş olur
Başarıya (çalışkanlığa) karşı aşağılık duygusu Bu dönemin aşırı ucu kısıtlı erdem denen sonuçtur. Çocuk çocukluğunu yaşayamayıp hep çalıştırılır. Diğer uç tembelliktir. Çocuk bir defa başaramazsa tembellik devam eder Denge durumu yeterliktir. Bizi duyarlı kılacak kadar aşağılık duygusu ile birlikte çalışkanlık duygusu yeterliği getirir.
Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası 12-18 yaşlarını kapsar “Ben kimim” sorusu gündeme gelir Ergen bu soruyu cevaplarken anne babasından çok, akran gruplarından etkilenir Hızlı bir fizyolojik ve fiziksel değişim geçirirken aynı zamanda gelecekteki eğitimi, kariyeri hakkında da da yeni kararlar alması gerekmektedir
Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası Ergen bu dönemde arayış içindedir ve akran gruplarına körü körüne güvenir Ergen bu dönemde bazen akran grubu istediği için antisosyal davranışlar gösterir Bu dönemde ergenin sorduğu sorulara anne baba ve öğretmenler cevaplar vermelidir Ergene bir yetişkin gibi davranılmalı, onlara sevgi ve saygı temeline dayalı dostluklar kurulmalıdır Ergenin sağlıklı bir şekilde kimliğini kazanmasında, çevresinde uygun özdeşimler kurabileceği (model alabileceği) yetişkinler bulunması önemlidir
Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası Ergen bu dönemde başarılı bir şekilde kimlik kazanma sorununu çözerse , kendine güvenen, kendinden emin bireyler olur. Aksi durumda ise rol karmaşası çözümleninceye kadar sürer (Örnk: Ne yapmak istediğine karar veremeyen, bir işten öbürüne atlayan, çocuk gibi davranan yetişkinler)
Kimlik kazanma durumunda olan kişilerin durumu Başarılı (bunalım-karar) İpotekli (bunalım yok- karar yok) Moratoryum (bunalım var- karar yok…gezme) Dağınık (bunalım var-karar yok..dengesizlik)
Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası Kimlik duygusunun fazlalığı fanatizm ve hoşgörüsüzlüğü doğurur Ergen idealizmi buna eklenince dünyayı siyah beyaz görme eğiliminde olurlar Kimlik duygununun yoksunluğu yadsıma şeklinde ortaya çıkar Kimliklerini ve kimlik ihtiyaçlarını reddederler Bunu açık bir inkar şeklinde yapabildikleri gibi, birtakım grup ve kliklere (ideolojik veya dinsel gruplara) katılarak veya yıkıcı etkinliklere (uyuşturucu, alkol) gibi etkinliklere katılarak gerçekleştirirler Uygun denge durumu sadakattir. Eksiklik, tutarsızlık ve yanlışlıklarına rağmen toplumda yaşamayı kabullenme demek olan sadakat, eksikliğin benimsenmesini değil, olabilecek olanın en iyisini yapmaya çalışmayı ifade eder
Dostluk kazanmaya karşı yalnız kalma (yakınlığa karşı yalıtılmışlık) 18-26 yaşları kapsar Ergenlik döneminde kimliğini bulan kişi, artık kimliğini kaybetme korkusu yaşamadan başkalarıyla yakınlıklar, dostluklar kurabilir Karşı cinsle ilişkilerde arkadaşlık, sevgi ağırlık taşır Dostluk sağlam temeller üzerine oturur Kurulan ilişkilerde karşılıklı alışverişin ötesinde bir duygu yatar Birey çevresindeki kişilerden bir şeyler beklemeden yardımda bulunur Gencin yaşamında evlilik konuları ve evlenme önemli bir yer tutar Bu dönemdeki krizi sağlıklı olarak atlatan kişi güvenli bir şekilde sevgiyi verme ve alma gücüne sahip olur Aksi durumda, başkalarıyla dostluk ilişkisi kurmada güçlük çeken genç, birey için istenmeyen ve sağlıksız olan psikolojik bir yalnızlığa itebilir
Dostluğa karşı yalnız kalma (yakınlığa karşı yalıtılmışlık) Bağlanma korkusu bu dönemde en sık yaşanan korkudur Aşırı sonuçları: serbestçe kolayca ve derinlikten yoksun ilişkiler Dışlama, kişinin kendisini aşktan, arkadaşlıktan ve toplumdan dışlaması ve yalıtmasıdır Başarılı denge durumu ise aşk olarak adlandırılmıştır. Aşk, karşılıklı bağlılık yoluyla farklılık ve zıtlıkların bir kenara atılabilmesidir. Sadece iyi bir evlilik değil, arkadaşlar arasında, komşulara karşı, iş arkadaşlarına karşı ve vatandaşlara karşıda iyi ilişkilerin yaşanmasıdır
Üretkenliğe karşı duraklama (Üreticiliğe karşı verimsizlik) Genç yetişkinlik dönemi, evinde ve işinde yerleşme dönemidir Verimlilik dönemidir Evinde çocuk yetiştirerek işinde verimli olarak üretken olur Bu verimliliği yaşayamayanlar verimsizlik yaşarlar Bir işe yaramama duygusuna kapılabilir ve durgunluk dönemine girebilirler
Üretkenliğe karşı duraklama (Üreticiliğe karşı verimsizlik) Etrafa karşı kayıtsız tavırlar geliştirirler Sahte, köksüz ilişkiler kurar, kendi doyumunu ve çıkarını gözetir Bu dönemin diğer uç noktası kişi aşırı çalışır ve kendisinden geçer. Aksi davrananlar da verimsiz olur. Orta yaş krizi. “Ben kim için çalışıyorum?” Erkekler bu durumu daha fazla yaşarlar. Eşlerinden ayrılırlar ve gençler gibi giyinip gençlere takılırlar
Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk İleriki yetişkinlik yıllarını kapsar Ya bugüne kadar olan yaşamı istediği gibi geçmiştir mutludur..Ya da istediği şeyler gerçekleştirememiştir. Artık yapacak güçte değildir ve mutsuzdur… Bu dönemde insanlar dindarlaşır, hacca gider, dini etkinliklere daha sık katılmaya başlar
Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk Bu dönemi zorlaştıran çeşitli nedenler vardır: 1)Toplumdan kopuşlar başlar 2) İşten kopuşlar başlar 3)Ana babalık görevi biter 4) Artık onların katkısına ihtiyaç duyulmadığı duygusuna kapılırlar Biyolojik olarak beden her şeyi yapamaz hale gelir Yaşlılık hastalıkları ortaya çıkar Ölümler meydana gelir, eşlerden birisi ölür Umutsuzluk yaşanır ve geçmiş irdelenir Denge durumunda erdem kazanılır. Erdem ölüme korkusuzca yaklaşmaktır. Erdem, çocuklara en güzel hediyedir. Çünkü “yaşlılar ölüme korkusuzca yaklaşabilecek kadar bütünlüğe sahip olurlarsa, sağlıklı çocuklar yaşamaktan korkmazlar”
Öğrenci tanımaya yardımcı teknikler Resim çizdirme Otobiyografi yazdırma Kişisel tecrübelerini sundurma Gösterimler ve sergiler Biten bir ders aktivitesinin tartışılması Tiyatro /doğaçlama etkinlikler sergiletme Oyunculuk/rol yapma Ödev dosyaları Projeler yaptırma Hikaye anlatımı
Öğrenme Stili Nasıl öğreniyorsunuz? Alan bağımlı? Alan bağımsız?
Akran Grubunun Öğrenmeye Etkisi Akran grubu nasıl oluşur ve öğrenmeye etkisi nedir?
Akran grubunu öğrenme için kullanma stratejileri Üyelerin farklı akran gruplarından olduğu çalışmalarını öne çıkarınız Sınıf normlarını sınıfla tartışarak oluşturunuz Öğrencilerin ilgilerini birbirleriyle geliştirerek grup dayanışması oluşturunuz. Rol modelleri ile diğerlerini etkileşim haline getiriniz.
Aile Hayatı ve Sosyal Ortamın Öğrenmeye Etkileri
Okul aile işbirliğini anlamak için bazı öneriler Aileyi ekolojik bakış açısıyla değerlendiriniz. Toplumda ailelerde meydana gelen değişiklikleri kabul ediniz. Aile katılımını olumlu değerlendiriniz. Aileyi katarken onların özgün durumunu dikkate alın. Ailelerin de sizin gibi olduklarını unutmayınız. Onların da sorunları olabilir. Okul-aile bağlarının çeşitliliğini anlayın ve ailelerin katılım tercihlerinin farklı seviyelerde olmasına saygı duyun.
Öğrencilerin Akademik Başarılarını Artırmada Öğretmenin Rolü Öğretmen ne yapabilir?
Önyargılar Ne tür önyargılarınız var? Nasıl kurtulursunuz? Nasıl önyargı geliştirmezsiniz?
Düşük performans gösteren öğrencilerde; Bu öğrencilerin cevap vermesi için daha uzun süre beklemek; Öğrencinin en ufak tereddüdüne cevabı doğrudan vermek; Öğrencilerin yanlış ve marjinal cevaplarını övmek; Bu öğrenciler yanlış cevap verdiklerinde diğerlerinden daha çok eleştirmek; Doğru cevap verdiklerinde daha az övmek; Cevaplarının neden yanlış olduğuna dair öğrencilere geri bildirim verememek; Öğrencilerle ilgilenmemek ve onlara daha az söz hakkı vermek; Bu öğrencileri öğretmenden uzağa oturtmak; Bu öğrencilerin vazgeçmelerine daha kolay müsaade etmek.
İyi bir öğretmen olmanız dileği ile…