KİMYASAL MADDELER VE BİYOLOJİK ETKİLERİ
İLAÇLAR İlaçların Uygulama Şekilleri En iyi tedavi için; uygun ilaç, uygun hastada, uygun dozda, uygun zamanda ; uygun aralıklarla, uygun yol ile ve uygun hastalık için kullanılmalıdır.
Katı Farmasötik Şekiller Ağızdan kullanılanlar: Tablet(Komprime):Toz halindeki ilaçların çeşitli bağlayıcı maddeler karıştırılarak özel makinalarla sıkıştırılması ile elde edilir. Draje: Tabletlerin şeker , çikolata gibi maddelerle kaplanması sonucu elde edilirler. Pilül : Toz halindeki etkin maddelerin bal , koyu şurup gibi yapıştırıcı maddeler ile yoğrulduktan sonra küçük küreler haline getirilmeleri ile elde edilen preparasyonlardır. Kapsül: Lezzet ve kokuları hoşa gitmeyen katı ve sıvı ilaçların kolay alınmasını sağlayan zeytin veya silindir şeklinde jelatin muhafazalarıdır. Kaşe: Nişastadan yapılan yassı silindirik şekilli muhafazalardır. Toz(Poudre): Sentetik veya doğal kaynaklı çeşitli ilaçlar toz haline getirilerek kaşık veya diğer ölçeklerle ağızdan alınırlar. Paket: Toz halindeki ilaçların bir kerelik dozlarının kağıttan yapılmış ufak muhafazalara konulması suretiyle hazırlanır.
Diğer yollarla kullanılanlar: Sipozituvar: Rektuma uygulamaya özgü , kakao yağı , hidrojenlenmiş bitkisel yağ veya gliserin- jelatin – su karışımı gibi oda sıcaklığında katı, vücut sıcaklığında eriyen sıvı yağlar ile hazırlanan koni şeklindeki farmasötik şekillerdir. Ovül: Kadınlarda vajinaya uygulamak üzere hazırlanmış supozituvarlara benzeyen farmasötik şekillerdir. Transdermal terapötik sistem: Etkili maddenin bir flaster içine yerleştirilmesiyle hazırlanan farmasötik şekillerdir.
Sıvı Farmasötik Şekiller Solüsyon Süspansiyon ve Emülsiyon: Şurup: Posyon: Eliksir Damla Lavman Merhem(Pomad) Aerosol
İLAÇ ALMA YOLLARI İnhalasyon suretiyle Veriş: Gazlar ve oda ısısında yeteri kadar buharlaşan uçucu sıvılar (azot protoksid, halotan..) solunduklarında hızla emilip sistemik dolaşıma geçerler. Bunların lipid/su katsayıları yüksektir Transdermal terapötik sistem: Etkili maddenin bir flaster içine yerleştirilmesiyle hazırlanan farmasötik şekillerdir. Sublingual uygulama: Emilim yüzeyi ufak ve devamlı salya akışından dolayı ilacın ortamdan uzaklaşması nedeniyle sadece ufak miktarlarda etki gösteren , gravimetrik etki gücü fazla olan , lipofilik ilaçlar bu yolla kullanılır. İlaç buradan emilirken karaciğerden geçmediğinden presistemik eliminasyondan korunmuştur. Bu yoldan kullanılan bazı ilaçlar şunlardır: nitratlar, nifedipin, steroid yapılı seks hormonları…
Tabletler: Çoğu ilaçlar tablet olarak satılır, ağızdan alınır ve yutulur . Genellikle ilaç kullanımının en kolay yolu budur. Supozituvarlar ve Ovüller: Her ilaç hem belirli bir hastalık, hem belirli bir uygulama şekline göre tasarlanır. Göz Damlaları: Göz damlaları neredeyse her zaman bir ilacın doğrudan göze uygulanması için kullanılır.
Enjeksiyonla Verilen İlaçlar İntravenöz :İlaç içeren sıvının doğrudan damarlara enjeksiyon edilmesidir. İntratekal :İlacı doğrudan merkezi sinir sistemine iletmek üzere , iğnenin omurilik çevresindeki bölgeye uygulanmasıdır. İntramüsküler: Bazı ilaçların doğrudan kas içerisine uygulanmasıdır. Subkutan: İlaç cildin altındaki yağ tabakasının hemen altına uygulanır.
İlaçların Yan Etkileri Yalın Toksik Tesirler: Farmakodinamik toksik tesirler Biyokimyasal toksik tesirler Yapısal toksik tesirler Özel Toksik Tesirler İlaç Alerjisi Dayanıksızlık Reaksiyonları İdiyosenkrazi ve Genetik Farklılığa Bağlı Reaksiyonlar
Tarım İlaçları (Pestisitler) Pestisit, “pest” zararlı “cid” öldürücü yani zararlı öldüren madde anlamına gelmektedir. Dolayısıyla sadece sentetik kimyasallar değil bazı bitkisel kökenli hatta mikroorganizma kökenli preparatlar dâhil pek çok madde tarımda zararlı organizmaları öldürmek veya zararlarını engellenmek amacıyla pestisit adı altında kullanılmaktadır. Pestisit, herhangi bir istenmeyen canlının (pest) yayılmasını engelleyen, uzaklaştıran ya da ondan koruyan her türlü bileşik ya da bileşiklerin karışımıdır.
1) Değme etkili pestisitler: Kesinlikle bitki dokularına nüfus etmeyen (basınçla uygularken stomalardan bir miktar giriş olur, ancak önemli bir miktar değildir), sadece bitki yüzeyinde kalıp, hedef canlı tarafından alındığında ektinlik gösteren pestisitlerdir. Örneğin; bir böcek bitki dokusunu yediği zaman insektisiti de alır ve ölür. Bir patojen fungus sporu ilaçlı bitki yüzeyine temas ettiğinde fungisit sporu öldürür çimlenmesini engeller.
2) Translaminar etkili pestisitler: Bu pestisitler bitki dokularında hareket ederler ancak iletim dokularına ulaşmazlar. Sadece yaprak dokularında hareket ederler. Bitkinin yaprak üstüne uygulandıklarında yaprağın alt yüzeyine de ulaşır. Örneğin Trifloxystrobin adlı etkili madde translaminardır. Yani kavunda külleme için ilaçlama yaparken bazı yaprakların sadece üst kısmına ilaç değse alt yüzeyine de ulaşır.
3) Sistemik etkili pestisitler: İletim dokuları vasıtasıyla bitkinin tüm organlarına kadar ulaşabilen pestisitlerdir. Yapraktan uygulanan pestisitin kalıntısına köklerde rastlanabilir. İlaçlamadan çok kısa bir süre sonra (genellikle 2 saat) bitki tarafından tamamen emilirler. Daha sonra yağmur yağsa bile pestisit etkinliğinden hiçbir şey kaybetmez.
Tarım İlaçlarının Zararları Akut Zehirlenme: İlacın bir kez alınmasıyla ortaya çıkan zehirlenmedir. İlaçlı ürünü yiyenlerde dahi görülebilir. Bulantı ve kusma en sık görülen belirtileridir. Kronik Zehirlenme: İlacın pek çok kez alınması sonucunda vücutta birikmesiyle oluşan zehirlenmedir. Alerjik Etki: Daha çok hassas insanlarda ve genellikle ilaç uygulaması yapan veya ilacın bulunduğu ortamda çalışan işçilerde görülür. Kanserojenik Etki: Daha çok ilacın kimyasal yapısının kanserojenik özellik taşımasıyla ortaya çıkar.
BOYALAR Boya ilk etapta bir görsellik aracı gibi olsa da aslında koruyucudur. Aslında bir şeyleri daha iyi göstermek için boyamaya ihtiyaç duymazsınız. Evinizin dış cephesini yağmurun etkilerinden korumak için boyarsınız. Arabaları ve bisikletleri güzel görünmesi için boyarız fakat aynı zamanda boya içerideki metalin havayla temasını keserek paslanmasını engeller. Uçaklarda ve uzay araçlarında, boya bu araçların yapısını yüksek hızlarda ortaya çıkan sürtünme ve ısıdan korur.
Boyayı Oluşturan Kimyasallar Nelerdir? Boyayı, yayılmak için bir sıvıda çözünen bir renk kimyasalı olarak düşünebilirsiniz fakat daha fazlası var. Çoğu boyalar 3 ana bileşenden oluşur; pigment, tutkal (bağlayıcı madde) ve solvent (çözücü) Bunların haricinde boyanın özelliklerini iyileştirebilmek amacıyla kullanıldığı yere göre farklı katkı maddeleri eklenebilmektedir.
Tutkal (Bağlayıcı Madde) Pigmentler genellikle katıdır bu yüzden sadece pigmentleri kullanarak boya yapamazsınız. Uygulaması ve yayılması zor olur. Bir kağıta veya duvara yapışmazdı ve ıslandıkları zaman akıp giderdi. İşte bu yüzden boyalar tutkal denilen maddeleri içerir. Tutkalın görevi pigmentleri birbirine yapıştırmak ayrıca birbirine yapışan pigmentleri uyguladığınız yüzeye yapıştırmaktır.
Solvent Pigmenti ve tutkalı karıştırırsanız yayılması zor olan kalın yapışkan bir madde elde edersiniz. Duvarı pekmez ile boyamaya benzemektedir. İşte bu sebeple boyalar solvent denilen üçüncü bir bileşime ihtiyaç duymaktadır. Solventin görevi herhangibi bir şeyi çözmektir. Solvent pigment ve tutkalı ince ve akışkan bir hale getirerek daha kolay yayılmasını sağlar.
Pigmentler Pigment boyaya rengini veren kimyasaldır. Boyaya tam olarak rengini verir çünkü bazı dalga boylarını yansıtır ve diğerlerini absorb eder. Çoğunlukla, metal bileşikler (tuzlar) farklı renkler oluşturmak için kullanılır. Örnek olarak titanyum dioksit (kumda bulunan beyaz parlak kimyasal) beyaz renk için, demir oksit sarı, kırmızı, kahverengi veya turuncu renk ve krom oksit yeşil renk için kullanılır.
Katkı Maddeleri Boyanın ana bileşenleri haricinde çoğu boyada farklı katkılar kullanılır. Örnek olarak seramik maddeler boyaya dayanıklılık ve kalıcılık için eklenir. Işınır (flüoresan) pigmentler boyaya karanlıkta parlaması için eklenir. Katkı maddeleri dış ortamlarda kullanılan boyalara su geçirmezlik, pasa dayanıklılık, soğuk ve güneş ışığından korunma ve küflenmeden korunma özelliği için eklenebilmektedir.
Boyanın zararları nelerdir? Boya ne olursa olsun kimyasaldır. Her ne kadar içeriğinde bir takım değişiklikler yapılıp zararlı maddelerden arındırılmaya çalışılsa da boya hala zararlı bir maddedir. Özellikle uzun süreli kapalı ortamlarda yapılan boya işlemlerinde kokuya maruz kalmak birçok kişi için hayati tehlike yaşatmaktadır. Astım hastalarının dikkat etmesi gereklidir. Yapısal olarak nefes darlığı ve astım gibi hastalıklara sahip olan kişilerin normal zamanlarda sigara içilen bir ortamda bile nefes alması zorlaşırken, boya yapılan bir ortamda çok fazla bulunmamaları gerekmektedir. Mümkün olan en kısa sürede ortamı terk etmelilerdir. Boya seçimine dikkat etmek çok önemli. Bazı boyalar hava geçirgenliği olan boyalardır bazıları kalın yapılı olup hava geçişlerini kısıtlayan boyalardır. Boya seçimlerinde bu noktaya dikkat etmek önemlidir. Hava geçirgenliği olan boyalar daha sağlıklı bir seçenektir. Ağır metaller içeren boyalar sağlığı olumsuz etkiler. Boya seçimlerinde boyanın zararları en aza indirilmek istendiğinde kaliteli markalar ilk tercih olmaktadır. Bu markaların boyalarında zararlı maddeleri en aza indirgedikleri bir gerçektir.
DETERJAN NEDİR Petro-Kimya ürünlerinden elde edilen, temizleme ve arıtma gibi işlemlerde kullanılan, toz, sıvı ya da krem şeklinde olabilen kimyasal maddelere ''Deterjan'' denilmektedir. Deterjan, kir sökücü anlamına gelmektedir ve sabun dışındaki temizleyicilerin tümü deterjan sınıfına girmektedir.
Deterjan Çeşitleri Anyonik Deterjanlar Sülfatlar Sülfonatlar İyonik Olmayan Deterjanlar Katyonik İlaçlar Amfoterik Deterjanlar
Deterjanların Temel bileşenleri - Yüzey aktif maddeler temel bileşenidir. Yüzey aktif maddeler suyun yüzey gerilimini düşürerek yıkama işleminin temizleme ve köpük oluşturma görevini yerine getirir. - Köpük düzenleyici maddeler köpüğün oluşumu ve kalıcılığını sağlamaktır. - Sertlik giderici maddeler, sert sularda kalsiyum ve magnezyum iyonlarını tutmak için kompleks fosfatlar kullanır. Bu maddeler sayesinde sert sularda daha etkin temizlik sağlanır. - Ağartıcılar, pas önleyiciler , dolgu maddeleri dezenfektanlar , parfümler ise katkı maddeleridir
Sabun ve deterjan arasındaki farklar şu şekildedir: Sabun, Sodyum Hidroksit ve yağ asitlerinden oluşur. Deterjan organik bileşiklerden oluşur. Sabun, suda tam çözünmeyerek çökeltiler oluşturur. Deterjanın neredeyse her çözücüde çözünebilecek çeşitleri vardır. Sabun, sudaki Kalsiyumla tepkimeye girerek kiri uzaklaştırır. Deterjanın yapısındaki organik bileşikler temizlik görevini üstlenir. *Sabun, renkli ve kokulu olabilir. Deterjan renkli, kokulu ve farklı alanlarda kullanılmak için üretilir. Sabun sıvı ve katı şeklindedir. Deterjan katı, sıvı ve farklı olarak jöle kıvamında bir akışkandır. Sabun sert sularda kesilir, yumuşak sularda tuzlu bileşikler oluşturur. Deterjan sert ve yumuşak bütün sularda işlevseldir. Sabun kolay elde edilir. Deterjanda organik bileşikler, elyaf, dağıtıcılar, koruyucular vardır. Sabunun köpüklenmesi daha durudur. Deterjan hemen ve çokça köpürebilir. Sabun köpükleri atık sularda yok edilebilir. Deterjan köpükleri atık sularda yok edilemez.
DETERJANIN ZARARLARI Günlük hayatımızda temizlik ve hijyen amacıyla sıklıkla kullandığımız deterjanın zararları olduğu bilinmektedir. Cilt üzerinde egzama ve mantar gibi hastalıklara sebep olmasının yanı sıra, içme suları ve deterjanla temizlenen bulaşıklarda kalan deterjan atıkları yoluyla da sindirim sisteminde de rahatsızlıklara neden olmaktadır. Ayrıca, deterjanlar kullanıldıktan sonra biyolojik olarak parçalanmadıkları için çevre kirliliğine de sebep olmaktadır.
SORULAR Boşluk Doldurma 1-)Canlı hücre üzerinde meydana getirdiği tesir ile bir hastalığın teşhis ve tedavisini veya bu hastalıktan mümkün kılan kimyasal preparatlara ilaç denir. 2-)İlacın pek çok alınması sonucunda vücutta birikmesiyle oluşan zehirlenmeye kronik zehirlenme denir. 2-) Ovül Kadınlarda vajinaya uygulamak üzere hazırlanmış supozituvarlara benzeyen farmasötik şekillerdir. 4-) Petro-Kimya ürünlerinden elde edilen, temizleme ve arıtma gibi işlemlerde kullanılan, toz, sıvı ya da krem şeklinde olabilen kimyasal maddelere deterjan denilmektedir. 5-)Solvent pigment ve tutkalı ince ve akışkan bir hale getirerek daha kolay yayılmasını sağlar.
Doğru- Yanlış (D) En iyi tedavi için; uygun ilaç, uygun hastada, uygun dozda, uygun zamanda ; uygun aralıklarla, uygun yol ile ve uygun hastalık için kullanılmalıdır. (Y) Pigment boyaya koku veren kimyasallardır. (D) Köpük düzenleyici maddeler köpüğün oluşumu ve kalıcılığını sağlamaktır. (D)Solvent pigment ve tutkalı ince ve akışkan bir hale getirerek daha kolay yayılmasını sağlar. (Y) Deterjan inorganik bileşiklerden oluşur.
Klasik 1-)Boyaları oluşturan temel bileşenler nelerdir ? 2-)İlaçların zararları nelerdir ?