Arş. Gör. Dr. Ayşegül ÖZSALİH YILMAZ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
C HILDHOOD N ONSPECIFIC A BDOMINAL P AIN IN F AMILY P RACTICE I NCIDENCE, A SSOCIATED F ACTORS, AND M ANAGEMENT M ARIEKE J. G IETELING, MD; Y VONNE L ISMAN.
Advertisements

DÜŞÜK PREVALANS HEKİMLİĞİ
Pratisyen Hekimlerin Hukuksal Sorunları --- Av
İKİNCİ BASAMAK SAĞLIK KURULUŞLARINDA ACİL SERVİSLERİN GÜNCEL DURUMU
KARACİĞERİN FOKAL LEZYONLARI
BİRİNCİ BASAMAKTA KOMPLİKE OLMAYAN VULVOVAJİNAL KANDİDİAZİS İÇİN TEDAVİ GÜVENLİĞİ VE HASTA TERCİHLERİ DR.SELMA AYDIN.
Yrd. Doç. Dr. Turan SET Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi AD
Yrd. Doç. Dr. Yasemin ÇAYIR Aile Hekimliği
Causes of Persistent Dizziness in Elderly Patients in Primary Care
17. DÖNEM AKUPUNKTUR EĞİTİM PROGRAMINDA TEDAVİYE ALINAN 130 HASTANIN DEMOGRAFİK, KLİNİK ÖZELLİKLERİ VE TEDAVİ SONUÇLARI Dr. Derya Özmen ALPTEKİN Fiziksel.
AKUT BRONŞİOLİT TANI VE TEDAVİSİNDE YAPILAN YANLIŞLIKLAR
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
AYRIŞMAMIŞ HASTAYA YAKLAŞIM
KÜTAHYA HALK SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
Hastalık ve Mortaliteyi Azaltmada Genel Sağlık Kontrolleri Dr. Mustafa Kürşat ŞAHİN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı.
2008’ in Sağlık Ortamında Üniversite Hastaneleri Dr. Zafer SINIK.
OCAK 2014 OCAK T.C. GÜLYALI KAYMAKAMLIĞI T.C. İLÇE SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ.
PALYATİF BAKIMIN ORGANİZASYONU
Cerrahi Skarda Ortaya Çıkan Nodül
BİRİNCİ BASAMAKTA KRONİK DERMATOLOJİK YAKINMALAR
YaşlılıkPsikiyatrisi
HASTANELERİMİZDE AKILCI STOK YÖNETİMİ
GRUP SEMPTOM Konu : Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine Başvuran Hasta ve Hasta Yakınlarının Sağlık Hizmetleri Hakkındaki Bilgi ve Yararlanma.
VEREM SAVAŞI. DSÖ 1993 yılında TB için acil durum ilan etmiştir Nedenleri: 1- Hükümetlerin ihmali nedeniyle TB kontrol programları zayıflamıştır 2- Kötü.
KÜTAHYA HALK SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
Danışman:Prof.Dr.Mahmut Baykan Hazırlayan:Arş.Gör.Dr.Özlem Ögüç Şanlı
VERİMLİLİK VE KALİTE YÖNETİM DAİRE BAŞKANLIĞI
Dünya ve Türkiye’de Psikiyatrik Hastalıklarda Tamamlayıcı ve Alternatif Tedavilerin Yaygınlığına Genel Bir Bakış Ümit Avşar1, Memet Işık1, Ümmü Zeynep.
Tosun A, Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi
Deri Tümörlerinin Teledermatolojik Değerlendirmesinde Teledermatoskopi ve Telemikroskopinin Etkinliklerinin Karşılaştırılması XXII. Prof. Dr. A. Lütfü.
Fatura İncelemeleri Dr. Önder GÜNGÖR
Pediatrik Temel Bakım Merkezinde Çocukluk Çağı Kilo Fazlalığı ve Obezitesini Tanıma, Önleme ve Yönetim Dr Burcu Aykanat Ktu Aile Hekimliği A.D
VAKA SUNUMU: AĞRISIZ KIRMIZI GÖZ
Sağlık Hizmetlerinin Sınıflandırılması Ve yaralanma Yolları
Giriş: Baker Kistini Çıkaralımmı? Metod: Tartışma ve Sonuç:
Giriş ve Amaç: Sigara kullanımı dünyadaki önlenebilir ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Bu ölümlerin çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde oluşmakta,
KANSER SAKARYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ. KETEM’ IN AMACı NEDIR ? Tanımlanmış risk gruplarına,Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu tarama programları standartları.
Aile Hekimliğinde Sürekli Sağlık Bakımı
Dr. Sencer KAYA Aile Hekimliği AD Giriş Proton pompa inhibitörleri (PPI) çoğunlukla zararsız görülseler de diyare, interstisyal nefrit, pnömoni,
Hastane Kullanımındaki Artış - Kalite İlişkisi Hastane Kullanımındaki Artış - Kalite İlişkisi Sakarya KHB Genel Sekreteri Doç Dr Hasan S.SAĞLAM.
Outcomes Among Patients Discharged From the Emergency Department With a Diagnosis of Peripheral Vertigo Clare L. Atzema, MD, MSc,1,2,4,5 Keerat Grewal,
DİSPANSERLER
Araş. Gör. Dr. N. Emel ELVERİCİ ARDIÇ
Japonya Sağlık Sistemi
PROSTAT KANSERİ TANISI KONMUŞ HASTALARDA KEMİK SİNTİGRAFİSİNİN SAĞ KALIM SÜRESİNİ ÖNGÖRMEDEKİ DEĞERİ Elif Marangoz, Doğangün Yüksel, Olga Yaylalı, Suna.
METODOLOJİK ARAŞTIRMALAR
GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ MERKEZ KAMPÜSÜNDE EĞİTİM GÖREN ÖĞRENCİLERİN TEMEL AFET BİLGİ DÜZEYLERİNİN ÖLÇÜLMESİ Uğur YAYLA, Nurçin KÜÇÜK KENT, Ünal YAPRAK,
Mükerrer Vaka Başvuruları (Ankara, Mart-2005) Altuğ Aysun,Ahmet Haki Türkdemir,Gökhan Girgin,Vecihi M.Kutlay,Sevinç Türkdemir Ankara 112 Acil Sağlık.
Gestasyonel Diyabetes Mellitusun Erken Risk Değerlendirmesinde Yeni yöntem ARŞ.GÖR.DR.HATİCE ÇAVUŞ KTÜ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ ABD
Tedavide yaygın olarak kullanılan radyofarmasötikler
Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinik Stajı
Karabük Şirinevler Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği6
Olgularla Diyabette Hedef Değerlere Ulaşma Başarısızlığı Nedenleri
POSTPARTUM KANAMALARDA HİPOGASTRİK ARTER LİGASYONU
Arş.Gör.Dr. Abdullah Kaan KURT
Rahim İçi Araç(RİA) Kullanımı Sırasında Oluşan Gebeliklerin Sonuçları: Tek Merkez Deneyimimiz Talip KARAÇOR¹, Serdar BAŞARANOĞLU², Şafak HATIRNAZ², Nurullah.
PROF.DR. İRFAN YALÇINKAYA
A Persistent Rash on the Back, Chest, and Abdomen
Adölesan Kızlarda Haftalık Demir Folik asit Desteği - Demir Eksikliği Anemisinin Yönetimi İçin Etkin Bir Beslenme Tedbiri Dr Burcu Aykanat Yurtsever Karadeniz.
Arş.Gör.Dr.Kevser Ayar KTÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD
Volume 6 Issue:2 February,2017 Arş.Gör. Dr. Merve BULUT ADAŞ
AİLE HEKİMLİĞİNİN TANIMI VE TEMEL ÖZELLİKLERİ. AMAÇ Bu oturum sonunda katılımcıların; Aile Hekimi ve Aile Hekimliğinin tanımını yaparak bugünkü durumunu.
Abdullah Alper ERTEM Enver AYDOĞAN
Araş. Gör. Dr Abdullah Kaan KURT
İlaç Uygulamalarında Hemşire İzleminin Önemi: X İlaç Uygulaması
Arş. Gör. Dr. Esranur AKBULUT
Persistent Skin Furuncle
ARŞ. GÖR. DR. HAVVA ŞEN KTÜ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ AD
Sunum transkripti:

Arş. Gör. Dr. Ayşegül ÖZSALİH YILMAZ KTÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD 28/11/2017

Giriş Cilt kanseri insidansı gün geçtikçe artmaktadır. Hollanda'da, altı kişiden birinde cilt kanseri gelişmesi beklenmektedir. Birçok toplumsal bilgilendirme kampanyasının sonucunda halkın farkındalığı ve hekime başvurma oranı artmaktadır. Malignite şüphesi olan bir cilt lezyonu için başvuran hastaların çoğunluğunda benign özellikli cilt lezyonları bulunmaktadır.

Hollanda'da hastalar herhangi bir sağlık sorunu için ilk olarak prastisyen hekime başvurmaktadır. Pratisyen hekim şüpheli bir lezyon durumunda lezyonu eksize edebilir veya bir dermatologa sevk edebilir. Cilt lezyonları ile çok sık karşılaşmalarına rağmen, birçok pratisyen hekim bu konuda yeterli bilgiye sahip değildir.

Bu çalışmanın amacı 2001-2010 yılları arasında genel pratikte malignite şüphesi olan cilt lezyonları nedeniyle tedavi talebini belirlemektir. Başvuru oranları ve pratisyen hekimlerin uyguladıkları tedaviler, yakın izlem, lezyonun eksizyonu ve ikinci basamağa sevk durumları özellikle değerlendirildi.

Metod Registration Network Groningen (RNG) verilerinden retrospektif bir analiz yapıldı. RNG yıllık ortalama 30000 hastadan oluşan dinamik bir nüfusa sahiptir.

Tüm hastalar için, International Classification of Primary Care (ICPC)’e göre hem semptomlar hem de teşhisler kodlanmıştır. Minor cerrahi ve sevkler de kayıt altına alınmıştır.

2001 ile 2010 yılları arasında malignite şüphesi olan cilt lezyonları için başvuran 18 yaş ve üzeri tüm hastalar seçildi. ICPC kodları * S26 (Cilt kanseri korkusu), * S77 (derinin malign neoplazmı) * S79 (derinin benign neoplazmı) * S80 (derinin tanımlanmamış neoplazmı, diğer) * S81 (Hemanjiom / lenfanjiom) * S82 (Nevus) * S83 (Konjenital deri anomalisi, diğer) * S99 (Deri hastalığı, diğer)

Her 1000 hasta için malignite şüphesi bulunan lezyonlardaki yıllık başvuru, sevk ve minör cerrahi sayısı hesaplandı. Bunun için önce veritabanında yıllık toplam hasta sayısı hesaplandı.

Başvurudan bir yıl sonra hastaların ne kadarına minör cerrahi uygulandığı veya ikinci basamak sağlık kuruluşuna sevk edildiği belirlendi. Yıllık başvuru sayısı <25 olması nedeniyle, S26 (Cilt kanseri korkusu), S81 (Hemanjiom / lenfanjiom) ve S83 (Konjenital deri anomalisi) kodları analizlere dahil edilmedi. Minör cerrahi için, 2006 yılından itibaren ilk kez başvuran hastalar seçildi. 2006'dan önce minör cerrahide güvenilir veriler elde edilemedi.

Analizler p-değeri <0.05 olanlar anlamlı kabul edildi. Bu çalışmada hasta isimleri kullanılmadığından herhangi bir etik onaya ihtiyaç yoktu ve bu durum University Medical Center Groningen tıp etik kurulu tarafından onaylandı.

Bulgular Bu çalışmada 18 yaş ve üzeri yıllık ortalama 22343 hasta vardı.

Yıllık Başvuru Sayısı 2001-2010 yılları arasında malignite şüphesi bulunan cilt lezyonları için 7034 farklı hastanın 16337 başvuru kaydı yapılmıştır. Yıllık toplam başvuru sayısı 2001'de ‰ 60.6’dan 2010'da ‰ 93.8’e yükselerek % 54.8 artmıştır. Yıllık % 7.3 artışla anlamlı bir artış saptanmıştır. (p<0.01)

Yıllık artış hem malign (%11. 8) hem de malign olmayan (%6 Yıllık artış hem malign (%11.8) hem de malign olmayan (%6.9) lezyonlarda görülmüştür. 2010 yılında malignite şüphesi bulunan 10 deri lezyonundan sadece 1'i maligndi.

Minör Cerrahi Yapılan Hastalar 2006 yılından itibaren malignite şüpheli cilt lezyonu için toplam 4513 hasta ilk kez başvuruda bulunmuştu. Bu hastaların % 31.2’sine bir yıl içinde pratisyen hekimler tarafından minör cerrahi yapıldı. İlk başvurudan minör cerrahiye kadar geçen ortalama süre 6 gündür. Tüm minör cerrahilerin % 91.8'i ilk 30 günde, % 96.9‘u ilk 90 günde gerçekleşmiştir.

Minör cerrahi yapılan toplam hasta sayısı, 2006 yılında ‰ 13 Minör cerrahi yapılan toplam hasta sayısı, 2006 yılında ‰ 13.7’den 2010 yılında ‰ 18.4’e yükselerek yıllık %7.9 artış göstermiştir. (p=0.13)

Sevk Edilen Hastalar 2001 yılından itibaren malignite şüpheli cilt lezyonu için ilk kez başvuran 8228 hastanın %13’ü ilk başvuruda veya bir yıl içinde ikinci basamak sağlık hizmetlerine sevk edildi. Sevk edilen hastaların yarısından fazlası ilk başvuruda, % 88.1’i ilk başvurudan sonraki 30 gün içinde, % 92’si sonraki 90 gün içinde sevk edilmişti.

Toplam sevk sayısı 2001 yılında ‰ 4.7’den 2010 yılında ‰ 8.7’ye yükselmiştir. Yıllık % 8.3'lük bir artış saptanmıştır. (p <0.01)

Tartışma Bu çalışma, malignite şüphesi olan cilt lezyonlarının genel pratikte artan bir yük oluşturduğunu göstermektedir. 2001-2010 yılları arasında malignite şüphesi bulunan cilt lezyonları için tedavi talebi 2010 yılında ‰ 93’e ulaşarak yıllık % 7.3'lük artışla anlamlı bir artış göstermiştir (p <0.01). Bu başvuruların çoğunluğu benign lezyonlardı.

Yeni lezyonların % 13’ü ikinci basamağa sevk edilmiş ve %31’den fazlasına pratisyen hekim tarafından minör cerrahi yapılmıştır. Tüm sevklerin ve minör cerrahilerin neredeyse tamamının ilk başvurudan sonraki 30 gün içinde gerçekleştirilmiş olması pratisyen hekimlerin tedaviyle ilgili hızlı kararlar verdiğini göstermektedir.

Sonuçların Etkileri Çalışmamızın gösterdiği gibi, pratisyen hekimler malignite şüphesi olan cilt lezyonlarının tedavisi ile giderek daha fazla karşı karşıya kalmaktadır. Bu lezyonların çoğu benigndir. Malign lezyonlar için başvuru sayısı benign lezyonlardan daha fazla olmasına rağmen, 2010 yılında malignite şüphesi olan 10 deri lezyonundan sadece 1'i maligndi.

Minör cerrahilerin ve sevklerin toplam sayısı, sırasıyla % 7. 9 ve % 8 Minör cerrahilerin ve sevklerin toplam sayısı, sırasıyla % 7.9 ve % 8.3'lük bir artış göstererek, malignite şüphesi bulunan cilt lezyonlarındaki toplam % 7.3'lük artışa kıyasla biraz daha yüksektir. Genel pratikte tedavi talebindeki ve ikinci basamağa sevkteki artış, sağlık hizmetleri maliyetleri üzerinde artan bir yük oluşturmaktadır.

Erken tanı hayat kurtarabileceğinden pratisyen hekimlerin malignite şüpheli cilt lezyonlarının tanı ve tedavisinde yeterli olarak eğitilmiş olması önemlidir. Melanom vakalarında erken evrede malignite dışlanarak gereksiz, pahalı eksizyonlar ve ikinci basamak sağlık hizmetlerine sevkler önlenebilir. Pratisyen hekimlerin cilt kanserinin doğru tanı ve tedavisi için yeterli düzeyde dermatolojik bilgi edinmesini sağlamak öncelikli olmalıdır.

Güçlü Yönler ve Kısıtlılıklar Güvenilirlik her arşivde olduğu gibi kayıt doğruluğuna bağlıdır. Bu veritabanının eksikliği, hasta ya da hekim tarafından saptanmış malignite şüphesi bulunan cilt lezyonları için başvuru ile diğer başvurular arasında ayrım yapmamasıdır. Bu veritabanında, bir sonraki başvuru sebebinin aynı lezyon veya başka bir lezyon nedeniyle olup olmadığı açık değildir.

Birinci basamak veritabanına dayanan bu geniş analiz, malignite şüpheli cilt lezyonlarının genel pratikte yük olduğu konusunda geçerli sonuçlar çıkarmamızı sağlamıştır. Bu çalışma Hollanda'nın kuzey kesiminde yapılmasına rağmen, Avrupa'daki cilt kanseri insidans hızlarının artmasıyla birlikte, bu çalışmada gözlenen sonuçların diğer ülkelerde de benzer olması beklenir.

Sonuçlar Malignite şüpheli cilt lezyonları birinci basamak sağlık hizmetlerine ve sağlık hizmetleri maliyetlerine artan bir yük getirmektedir. Özellikle, bu lezyonların birçoğu ya eksize edilir ya da ikinci basamak sağlık hizmetlerine sevk edilir.

Melanom vakalarında yüksek tanısal doğruluk hayat kurtarabileceği için pratisyen hekimler şüpheli lezyonlara tanı koyabilme konusunda eğitilmelidir. Böylece gereksiz pahalı eksizyonlar ve ikinci basamak sağlık hizmetlerine sevkler önlenebilir.