T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR ULUSLARARASI KORUMA ALANI KRİTERLERİ, DÜNYADAN ÖRNEKLER VE YÖNETİM MODELLERİ 9 ARALIK 2013 BEYZA ÇAKIR ZEHRA KARAEFE RUMEYSA VAROL YASEMİN DUYGU DİNARLI
KORUNAN ALAN KAVRAMI; Bu konuda dünyadaki en etkin kurumların başında gelen Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) karışıklığı gidermek için üzerinde anlaşma sağlanmış küresel bir tanım geliştirmiştir. IUCN 1994 yılı tanımına göre korunan alan: Özellikle biyolojik çeşitliliğin, doğal ve bununla ilişkili kültürel kaynakların devamlılığının sağlanmasına ve korunmasına hizmet eden, yasal veya diğer etkili yollarla yönetimi gerçekleştirilen karasal ve/veya denizel alanlar. IUCN 2008 yılında güncellenen tanıma göre korunan alan: Doğanın ve ilişkili ekosistem servisleri / hizmetleri ve kültürel değerlerin uzun vadeli korunması amacıyla açıkça tanımlanmış coğrafi sınırları olan, tanınmış, adanmışlık içeren ve yasal veya diğer etkin yöntemlerle yönetilen alandır.
Koruma Alanı: Biyolojik çeşitliliğin, doğal ve doğalla ilişkili kültürel kaynakların korunması ve devamlılığının sağlanması amacıyla yasal ve diğer etkili yollarla yönetilen kara ya da deniz alanlarıdır. (IUCN, 1994) IUCN NEDİR ? Dünya koruma birliği ya da doğa ve doğal kaynakların korunması için kurulmuş uluslar arası birliktir. 1948 yılında İsviçre Grand'da kurulmuştur. Dünya çapında 89 devlet 109 hükümet kurumu ve 800 den fazla hükümet dışı kuruluşu tek bir çatı altında toplamaktadır. Amacı; doğal kaynakların korunması Görevi; doğanın bütünlüğünün ve çeşitliliğinin korunması ve doğal kaynakların adil ve ekonomik olarak sürdürülebilir olmasını sağlamak için dünya çapındaki toplumlara etki etmek.
Korunan Alanlarda Yapılacak Plan: Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanlarda, yapılan bilimsel çalışmalar uyarınca tespit edilen ve hassasiyetle korunması gerektiği belirlenen koruma alanları ile doğal ve çevresel değerlerin etkileşim-geçiş sahası da göz önünde bulundurularak sürdürülebilirliğini, mutlak korunmasını ve gelecek nesillere intikalini sağlamak amacıyla alanın büyüklüğünün gerektirdiği ölçeklerde halihazır haritalar ve mülkiyet verilerine dayalı olarak, hazırlanacak, hazırlatılacak hedefler, araçlar, stratejiler ile planlama kararları, tutumları, plan notları ve açıklama raporu ile bir bütün olan her tür ve ölçekte planları ifade eder.
Koruma Alanlarının Sınıflandırılması 1. bilimsel araştırmalar 2. Yaban hayatının korunması 3. Türlerin ve genetik çeşitliliğin korunması 4. Çevre hizmetlerinin devamlılığı 5. Belirli doğal ve kültürel özelliklerin korunması 6. Turizm ve rekreasyon 7. Eğitim 8. Ekosistemlerden elde edilen kaynakların sürdürülebilir kaynakları 9. Kültürel ve geleneksel alışkanlıkların devamlılığı
Yapılan Çalışmalar Ve Dünyadaki Koruma Deneyimleri Gösteriyor ki Korunan Alanların Ekonomik, Ekolojik, Kültürel Ve Sosyal Birçok Faydası Bulunmaktadır.
KORUNAN ALANLARIN FAYDALARINI ŞÖYLE SIRALAYABİLİRİZ; Yaşam alanları tehdit altında olan bitki ve hayvan türlerine güvenli sığınaktırlar. IUCN kırmızı listesindeki türlerin %80’i korunan alanlar içerisindedir. Birçok ana besin kaynağnaı (bitkiler, balıklar ve tıbbi bitkiler) ev sahipliği yapan yaşam alanlarını korurlar ve desteklerler. Kültürel, mimari ve geleneksel yaşamların korunmasına katkı koyarlar. İçme suyu kaynağıdır. Yapılan son çalışmalar dünyanın 105 büyük şehrinin (New York, Pekin, Los Angeles, İstanbul, vs.) 33’ü içme suyu kaynaklarını korunan alanlardan sağlıyor. Peru’da yaklaşık 2,7 milyon kişi 16 korunan alandan gelen suyu kullanmaktadır. Bunun yıllık değeri 81 milyon Amerikan Dolarıdır. Yeni Zelanda Te Papanul Koruma Parkı’ndaki (22.000 ha) çayırlıkların sağladığı su yönetimi / dengeleme hizmetlerinin bedeli 95 milyon Amerikan doları olarak hesaplanmıştır. Ekonomik destek ve iş olanağı sağlayarak yoksullukla mücadelede en önemli araçlardan biridir. Son yıllarda, korunan alanlar içinde ve çevresinde yaşan yöre halkına birçok farklı sektörlerde ekonomik olanaklar sunarak yoksullukla mücadele önemli araçlardan biri olmuşlardır. Örneğin, Guatemala’daki Maya Biyosfer Rezervi’nin yıllık geliri 47 milyon Amerikan dolarıdır ve 7.000 kişiye iş olanağı sağlamaktadır. Türkiye’de milli parklarda uygulanan alan kılavuzluğu uygulamaları buna güzel bir örnektir.
Fırtına, taşkın ve kuraklığa karşı engel ve tampon bölgeler oluşturarak doğal felaketlerin etkilerini azaltırlar. Sürdürülebilir kalkınmanın en başarılı örneklerinin uygulandığı örnek yerlerdir. Katılımcı karar verme ve yönetim anlayışıyla en iyi yönetişim modellerini ve örneklerini sunarlar. Dinlenme olanakları sunan yerlerdir. Korunan alanlar, size doğayla baş başa olacağız ya da spor yapacağınız birçok olasılık sunar. Çatışmaların çözümünde önemli araçlardır. Özellikle geçmişten gelen çatışmalar birçok korunan alanın yönetimi için unutulmuştur. Sınırötesi korunan alanlar, barış için parklar, vb. İklim değişikliği ve etkileriyle mücadelenin en önemli araçlarından biridir. Korunan alanların iklim değişikliğine “doğal çözüm” olarak özel bir rolü vardır. Arazinin başka kullanımlara dönüşümünden kaçınmakta bilinen en etkin yönetim stratejisidir. Karasal karbon miktarının %15’ini depolayarak iklim değişikliği azaltım ve etkilerine uyumda eşsiz bir role sahiptirler. Korunan alanlar konusunda dünyanın önde gelen uzmanlardan biri olan Sue Stolton şöyle diyor: “Korunan alanlar olmasaydı, iklim değişikliği karşısında karşılaşılan zorluklar daha büyük olurdu. Bu alanların güçlendirilmesi, iklim krizine karşı en güçlü doğal çözümlerden biridir.” Korunan alanlar ormansızlaşmanın, su kaynaklarının umarsızca kullanımının ve mercanların yok oluşunun önünde durarak iklim değişikliği ile mücadelede en önemli araçlardan biridir.. (Yıldıray Lise'nin Yazısından Alınmıştır.)
TÜRKİYE'DEKİ KORUNAN ALAN SİSTEMİ HAKKINDA BİLGİLER Türkiye, tarihi ve sosyal açılardan olduğu gibi biyolojik çeşitlilik açısından da bir köprü ve kavşak noktası olarak yeryüzündeki 37 ayrı bitki coğrafyası bölgesinden üçünün (Avrupa–Sibirya, Akdeniz ve İran–Turan) kesiştiği coğrafya olması nedeniyle zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Ayrıca dünyada acil koruma altına alınması gereken biyolojik çeşitlilik açısından zengin 34 sıcak noktadan üçü de (Kafkasya, Akdeniz, İran-Anadolu) Türkiye’de bulunuyor. Bu özelliği ile Türkiye, Çin ve Güney Afrika ile birlikte, sınırları içinde üç sıcak nokta barındıran üç ülkeden biri olan Türkiye, endemik türleri ile kendi kuşağında biyolojik çeşitlilik açısından en önemli ülkelerden biridir. Ülkemizin ev sahipliği yaptığı biyolojik çeşitlilik değerleri farklı koruma alanı statüleri ve farklı kanunlarla koruma altındadır. Bu koruma statülerinin bir kısmı ulusal mevzuata göre, bir kısmı da uluslar arası sözleşmelere dayanarak oluşturulmuştur. Genel Müdürlüğümüzce 2012 yılı içerisinde "Türkiye'nin Korunan Alanları Bilgi Sistemi" Projesi kapsamında gerçekleştirilen çalışmayla ülkemizin karasal korunan alan büyüklüğü 5 milyon 647 bin 568 hektar olarak tespit edilmiştir. Bu alanın ülke yüzölçümüne oranı % 7,24' tür. Bu durumda Türkiye’nin karasal alanlarının % 7,24 'ünün resmi koruma altında olduğunu söyleyebiliriz.
Korunan Alan Türü Korunan Alan Değeri Sayı Türkiye korunan alanlar sistemi içinde yer alan korunan alanlar listesi aşağıdadır; (Şubat 2013 Tarihi İtibariyle) Korunan Alan Türü Korunan Alan Değeri Sayı Milli park Ulusal 40 Tabiatı Koruma Alanı 31 Tabiat parkı 184 Tabiat Anıtı 107 Yaban Hayatı Geliştirme Sahası 80 Muhafaza Ormanı 58 Doğal Sit 1273 Özel Çevre Koruma Bölgesi Bölgesel 15 Ramsar Alanı Küresel 14 Biyosfer Rezervi 1 Dünya Miras Alanı 11
Türkiye’nin korunan alanlar sistemi içinde yer alan mevcut korunan alanlar; estetik, bilim, doğa koruma ve doğal güzellikler açısından sınırlı belirlenmiş önemli alanları içermektedir. Türkiye’nin korunan alanları deniz ve kıyılardan; Ağrı Dağı’na; deltalardan, Karadeniz ormanlarına ve yaylalarına; bozkırlardan, göl ve akarsu sistemlerine; derin vadiler ve kanyonlardan buzullara kadar çeşitli doğal ekosistemleri barındırır. Korunan alanlar nesli tehlike altında, endemik, dar yayılışlı birçok bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca, ekolojik özelliklerinin ve doğal güzelliklerin yanı sıra jeolojik, jeomorfolojik, peyzaj, tarihi, arkeolojik ve kültürel değerlere sahip alanları da içermektedir.
Koruma Alanları Yönetimi Kriterleri Kriter I : Mutlak Tabiat Rezervi / Yabani Alan Bilimsel amaçlar ve yaban hayatın korunması için yönetilen alanlar. Kriter.Ia: Mutlak Tabiat Rezervi. Yalnız Bilimsel Araştırmalar Alan ya da bölgede değişik ekosistemler, jeolojik ya da fizyolojik yeryüzü şekilleri bitki ve hayvan türleri bulunur. Bilimsel araştırmalar ve çevre izleme faaliyetleri bulunabilir. Kriter.Ib: Doğal yapısını muhafaza etmek için korunan ve yönetilen, doğal karakteri muhafaza eden çok az değişikliğe uğramış ya da hiç değişikliğe uğramamış kara ve su ekosistemleridir.
Koruma Alanları Yönetimi Kriterleri Kriter II: Milli park. Rekreasyon ve ekosistemin korunması amacıyla koruma alanlarının yönetimi Kriter III: Doğal Anıt. Spesifik doğal özelliklerinin korunması amacıyla yönetilen koruma alanları Kriter IV: Habitat ( yaşam ortamları) / Türlerin Yönetim Alanları. Esasen idari müdahale ile korumak için idare edilen koruma alanı. Yaşam ortamlarının korunması, özel türlerin ihtiyacını karşılamada ve yönetim amaçlarını sürdürmede aktif katılıma maruz deniz ve kara alanı.
Koruma Alanları Yönetimi Kriterleri Kriter V: Peyzaj Koruma Alanı / Deniz Peyzajı. Karasal / deniz peyzajının korunması ve rekreasyonu için yönetilen koruma alanı estetik, ekolojik ve kültürel değerlere sahip, halk ile karşılıklı etkileşim sonucu ulaşan yüksek biyolojik çeşitlilik içeren kara ve deniz alanı. Kriter VI: Kaynak Koruma Alanı Yönetimi. Doğal ekosistemlerin sürdürülebilir kullanımı için yönetilen koruma alanı.
Koruma Alanlarının Fonksiyonları Doğa koruma çalışmalarının ilk başladığı yıllarda ana hedef ekonomik olarak doğadan daha fazla yararlanmaktı. Daha sonraki gelişmelerde; bilimsel, estetik, ahlaki (etik), manevi, rekreasyonel ve en önemlisi dünyada yaşamın devamı açısından koruma gerekliliği iyice anlaşılmıştır.
Koruma UygulamalarınınTemel İlkeleri Planlama ilkeleri: Bütünleşik alan bazlı yaklaşım. Eylem bazlı küçük ölçekli„Flagship‟ projeler. Güvenilir ve görünür eylemler Katılımcılık ilkesi: Aktörlerin otorite sınırları. Ortaklar arası koordinasyon. Gelişmiş iletişim stratejisi. Halk Örgütleri Güçlü ortaklık Yönetim ilkesi: Özerk otonom mekanizmalar, kontrol mekanizmaları Kurumsal ilkeler: Özel politika ve girişimlerdekamunun itici gücüYerel hükümetlerin rolü Kapasite gelişimini destekleyici stratejiler Finansal ilkeler: Kaynakların güvence altına alınması Kamu-Özel ortaklıkları Halk bazlı fon sağlayan örgütlenmeler
Yönetim ve Yönetim Planı -Yönetim, işyerlerinin organizasyonel performans sağlamak için gerçekleştirdikleri bir süreç olarak tanımlanmaktadır. -Kentsel çevrenin ve tarihsel alanlarınyönetimisöz konusu olduğunda, çok daha karmaşık ve dinamik bir durum söz konusudur. -Kentsel çevrenin ve tarihsel alanlarınyönetimi hem yörede yaşayanların ihtiyaçlarına, hem ziyaretçilerin ihtiyaçlarına,hemkültürel mirasa ve hem de miras kullanıcısına/sahibine yanıt verebilmelidir. -Alan yönetimi kaynaklar üzerindeki baskıları azaltacak ve bütün çevrenin daha iyi algılanmasını sağlayacak ve çevresel kaliteyi yükseltecek planlama önlemlerinin bir bileşkesi olarak tanımlanabilir. -Yönetim Planı, kültürel değerlerin tanımındansonra, değerleri yasal, yönetimsel,mali ve profesyonel koruma metodlarını uygulayarak koruyanve belirli stratejileri ve özel eylem planlarınıda içeren bir dokümandır.(G.Solar, 2003)
Yönetim ve Yönetim Planı - Yönetim planı yazılı, yayınlanmış ve kabuledilmiş bir doküman olarak, bölgeyi veyaalanı ve yönetim için fırsatları ve sorunları tanımlamaktadır. (Eurosite, 1999) -Yönetim alanının korunmasını, yaşatılmasını, değerlendirilmesini sağlamak amacıyla, işletme projesini, kazı planı ve çevre düzenleme projesi veya koruma amaçlı imar planını dikkate alarak oluşturulan koruma ve gelişim projesinin, yıllık ve beş yıllık uygulama etaplarını ve bütçesini de gösteren, her beş yılda bir gözden geçirilen planlardır (5226 sayılı kanun, 2005).
Yönetim ve Yönetim Planı -Tüm yönetim planı tanımlarının birleştiğiortak nokta, yönetim planının, alanın özelliklerini ve yönetim hedeflerini ortaya koyan bir rehber olduğu ve hazırlanıp, tamamlanıp uygulanan bir plan olmadığı,sürekli revize edilen bir süreç olarak görüldüğüdür. -Devam eden bir süreç olarak tanımlanan yönetim planı, asla durağan olmadığı gibi değişen koşullara ve hedeflere de uyum sağlayabilmelidir. -Tüm yönetim planlarının bir yasal çerçevesiolmalı ve belirli araçlara sahip olmalıdırlar: Koruma: Kadroda bu konuda eğitilmiş elemanlara ve koruma planlarına ihtiyaç vardır, İdari: Planı uygulamak için yönetimsel kadroya ihtiyaç vardır. Mali: Projeyi finanse etmek için kaynaklara ihtiyaç vardır, Sosyal: Yerel halk ve ilgili taraflar içine katılmalıdır
Yönetim ve Yönetim Planı Yönetim Planları, -Ayrıntılı analizlere dayalı, korunacak değerlerin ve koruma sınırlarının belirlendiği, -Arazi kullanımının saptandığı -Donatımların, altyapının ve diğer gerekli servislerin tanımlandığı, -Toplumsal ve sosyal gelişimin yönlendirildiği planlamalara dayanmaktadır.
Koruma Alanları İçin YönetimPlanlaması Rehberi”, IUCN (2003) Giriş: Yönetim planının amacı ve kapsamı yer alır. Alanın Tanımlanması: Alandaki değerlerin ve alanın kullanımı tanımlanır. Alanın Değerlendirilmesi: Alanın neden önemli olduğu tanımlanır ve öneminin belirlenir. Konular ve Sorunların Analizi: Fırsatlar ve tehditler, alanın güçlü ve zayıf yönleri belirlenir. Vizyon ve Hedeflerin Belirlenmesi: Yönetim planının vizyonu ve ona bağlı hedefler belirlenir. Bölgeleme Planı Hazırlanması: Farklı yönetim bölgeleri olduğunda, bölgeleme planı ile farklı yönetimsel alanların sınırları belirlenir. Yönetim Eylemlerinin Belirlenmesi: Yönetim eylemleri, iş planı, kadro ve bütçe belirlenir. İzleme ve Gözden Geçirme: Yönetim planının uygulamasının nasıl izleneceği ve gözden geçirilip revizeedileceği belirlenir.
Koruma Alanları İçin YönetimPlanlaması Rehberi”, IUCN (2003) İzleme, Gözden Geçirme ve Değerlendirme -Rehberde yönetim planı içinde en önemli aşamalardan biri olarak tanımlanan izleme sürecinde; planın etkilibir şekilde uygulanıp uygulanmadığı ve hedeflere bağlıkalınıp kalınmadığı, yönetim etkilerini ve yönetim eylemlerinin doğru bir şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmedikleri kontrol edilmektedir. -İzleme sürecinden sonraki aşama olan değerlendirme aşamasında ise yönetim planının yeniden gözden geçirilmesi veya güncellenmesi ile ilgili kararların alındığı belirtilmektedir. Bu aşamada, planlar için yasal olarak, genellikle beş, yedi veya on yıllık zaman dilimleri belirlenmiştir. -Bu aşamanın en önemli kısmı, izleme yönteminden elde edilecek geri beslemenin yeni plan taslağına rehberlik etmesidir. -Çalışmada, yönetim planının son haline, toplanan görüşlerin nasıl değerlendirildiği ve bazılarının neden saf dışı bırakıldığını anlatan bir rapor eklenebildiği belirtilmiştir.
National Park of Abruzzo Abruzzo, İtalya Roma’nın güneyinde bulunan ve 50 bin hektar arazi üzerine kurulu olan Abruzzo Ulusal Parkı’nda Park yönetimi bölgenin en yüksek mülki amiri statüsünde. Bu Parkta mutlak koruma alanları, tarımsal bölgeler, tampon bölgeler, turistlerin girebileceği bölge ve güzergahlar farklı statüler kazandırılarak ayrılmış bulunuyor. Mutlak korunan alanların önemli bir bölümü köylüye ait arazilerden oluşuyor. Devlet koruma altına aldığı bu topraklar için köylülere yılda 500 bin Avro kira ödüyor. Đçinde dokuz adet köy bulunan Parkta, Yönetim her köyde farklı temalar işleyen müzeler açmış. Müze binaları otantik yöresel binaların restorasyonu sonucu parka kazandırılmış. Park yeterli düzeyde koruma görevlileri ile korunuyor. Köylüler park sayesinde hem kira geliri, hem de turizm geliri elde ettikleri için parktan yana tavır alıyorlar ve parkı koruyorlar. Şimdi, çevre köyler de park sınırları içine dahil olmak istiyorlar. __Büyük boynuz__
__Pizzo cefalone__
__Abruzzo ulusal parkı__
Avusturya’daki Hohe Tauern Milli Parkı Alplerin en büyük milli parkı Avusturya’daki Hohe Tauern Milli Parkı Alplerin en büyük milli parkı. Toplam bin 815 kilometre karelik bir alan üzerine yayılan park Avusturya Alplerinin muhteşem zirveleri üzerinde kurulu. Parkın koruma konusundaki en önemli görevlerinden birisi bölgedeki buzul yapılarını ziyaretçi baskısından korumak ve bu trafiği yönetmek. Parkın yıllık ziyaretçi sayısı zirve yaptığı yıllarda 1,3 milyona dek ulaşıyor. Vasat yıllarda 900 bin ziyaretçi çeken milli parkın yönetim kabiliyetleri ve yetkileri büyük. Park üç farklı eyalet içinde kaldığı halde bu bir sorun yaratmıyor. Parkın tepe yönetimi bu üç eyalet tarafından dönüşümlü başkanlık sistemiyle sürdürülüyor. Parkta yürüyüş ve araç güzergahları çok net olarak belirlenmiş.z
Parkın en önemli güzergahlarından birisi olan Großlockner High Alpine Road’ta seyir terasları yapılmış. Buzulların etrafında yapılan ve 2 milyon Avro harcanarak oluşturulan yürüyüş güzergahları tehlikeli yerlerde açılan tünellerle desteklenmiş. Bu güzergahlar ve başka yerlerde oluşturulan çekim ve cazibe merkezleri sayesinde yasak olmadığı halde buzulların etrafında ve üzerinde kalabalıkların oluşması engelleniyor. Doğal malzemelerden yapılan bilgilendirici ve yönlendirici işaretleme ve enformasyon levhaları kullanılmış. Park yönetimi tur ve pazarlama şirketleri kurarak parktaki turizm faaliyetlerinden gelir elde ediyor ve kendi giderleri için fon yaratıyor. İspanya'nın Balear adalarından birisi olan Minorka bir milli park olarak tümüyle koruma altına alınmış. Geleneksel koruma alanlarından farklı olarak içinde bir uluslararası havaalanı, 90 bin turist yatağı, bir ticari liman, kasabalar ve turizm merkezleri bulunan koca bir ada tümden milli park ilan edilmiş. Takım adalardan büyüğü olan Mayorka’dan farklı olarak hala doğal varlıklarını bozulmamış şekilde muhafaza eden geleneksel tarımın sürdüğü bir ada. Adada sadece kara parkı değil, bir deniz rezervi de oluşturulmuş. Minorka arazi kullanım planını geniş bir kosensusla hazırlamış. UNEP’in Biyosfer Rezervi statüsünü almak üzere aday olmuş ve bu statüyü almaya hak kazanmış. Bu gelişme, Adaya olan turistik ilgiyi de artırmış. Bu statüyü alabilmek için uyulması gerekli 20 temel çevre prensibine uygun özel yasalar çıkarılmış. 2002 yılında Adada konaklayan yabancı ziyaretçilerden günlük 1 Avro eko vergi alınmaya başlanmış. Bir çok bölgede kamping ve tekne demirlemesi yasaklanmış. Adadaki doğal yapının takibi için de bir daimi bilimsel komisyon kurulmuş. Tarımsal faaliyetler daha dengeli bir şekilde yürütülmeye başlanmış.
AZERBAYCAN / KUSAR RAYONU
AZERBAYCAN / KUBA ‘ DA YER ALAN DAĞLIK BİR KIRSAL
ETİYOPYA / SİMEN DAĞLARI
MALAVİ / MALAVİ GÖLÜ