RUH SAĞLIĞI VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI UYUM UYUM (SAVUNMA) MEKANİZMALARI DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI ANORMAL DAVRANIŞIN TEDAVİSİ
Öğrenme Hedefleri: Bu bölümü çalıştıktan sonra; Ruh sağlığının korunmasının yaşamdaki önemini kavrayabilecek Ruh sağlığı ve davranış bozukluklarına ilişkin kavramları açıklayabilecek, Uyum(savunma) mekanizmalarının yaşamdaki yerini açıklayabilecek, Savunma mekanizmalarına örnekler vererek farklılık ve benzerliklerini açıklayabilecek, Davranış bozukluklarını sınıflandırıp örnekler verebilecek, Davranış bozukluklarını kavrayabileceksiniz.
İçindekiler: Ruh sağlığı Uyum Uyum (savunma) mekanizmaları Davranış bozuklukları Anormal davranışın tedavisi Özet Tartışma Soruları
RUH SAĞLIĞI Kişinin kendisi ve çevresindeki kişilerle uyumu değişkenlik ve belli ölçülerde esneklik taşır. Ruh sağlığı yerinde olan bir kişi: Kendisi ile uyumludur, kaygı ve korkularından uzaktır. Sağlıklı iletişim kurar. Saygı duyulan duyulan ve sevilen bir kişidir. Kendine güvenir, yetenekleri ile kendini değerlendirilebilir. Daha iyiye ulaşmak için çabalar. Başarının önemini bilir. Karşılaştığı engellerle başetme gücü vardır. Bağımsız karar verir ve uygular. İçinde yaşadığı toplum ile uyum içerisinde olan inanç ve değer yargılarına sahiptir. Kendini geliştirmek için zaman ayırır.
Freud ruh sağlığını sevmek ve çalışmak olarak tanımlar.
UYUM Organizma, yetersiz ya da aşırı uyarıldığında gerilim içine düşer. Uyumsuzluk gerilimin şiddeti oranında artar. Uyumsuzluk arttıkça akıl sağlığı bozulur. Uyum gösteremeyen insan çoğunlukla başkalarından uzak durur, sorunlarından kaçar, ödev ve sorumluluklarını bilmez. Uyumlu bir insanda da bazen bu davranışlar görülebilir. Uyumlu ve uyumsuz insan niteliklerinin karşılaştırılması sonucunda normallik ve anormallik kavramlarına ulaşılır. Uyum davranışı bireysel ve çevresel faktörlerin etkileşimi ile gerçekleşir.
Uyumlu ve uyumsuz insan nitelikleri BAZEN ÇOĞUNLUKLA Problemler Karşılaştığı problemleri çözmeyebilir.. Problemleri için, uygun çözüm yolları arar. Problemlere çözüm yolu aramaya çalışabilir. Problemlerden kaçarak hayal alemine dalar. Kendine güven Başkalarında hata görebilir. Kendisinin ve başkalarının hata yapabileceğini bilir. Başkalarının hata yapabileceğini kabullenebilir. Kendisinin çok mükemmel ya da zayıf olduğunu düşünür. Sorumluluk İşinde tembellik yapabilir. İşinde çaba gösterir, en yüksek verimlilik seviyesine ulaşır. Herhangi bir iş de çaba gösterebilir. İşinde çaba göstermez, verimliliğini arttırmaya çalışmaz. İnsan İlişkileri İnsanlardan uzak durabilir. İnsanları sever. İnsanlara yaklaşabilir. İnsanlardan kaçar Hayata bakış Yaşamaktan hoşlanmadığı anlar olabilir Yaşamanın değerini bilir. Hayatı renklendirmek için çaba gösterebilir. Hayatı yaşanmaya değer bulmaz Uyumlu ve uyumsuz insan nitelikleri
SAVUNMA (UYUM) MEKANİZMALARI Bastırma ( Represyon): Kişiye rahatsızlık yeren durumların bilinçaltına itilerek unutulmasıdır. Özellikle şiddetli kaygı hallerinde bu durum yoğunlaşır. Örnekler: - Gitmek istenmeyen bir görüşmenin saatinin hatırlanmaması. - Kişinin biriktirdiği paraları etkileyebilecek bir faturayı ödemeyi unutması. Yüceltme (Sublimation): Bireyin istenmeyen güdülerini toplum tarafından kabul edilen bir yönde doyurmasıdır. Böylelikle olumsuz güdüler toplum tarafından onaylanarak yüceleştirilir. Örnekler: - Saldırganlık eğilimi olan birinin karate sporuna ilgi duyması - Cinsel eğilimi fazla olan bir bayanın bir dergiye fotomodellik yapması.
Cimrilik özelliği olan biri, ihtiyacı olanlara yardımda bulunabilir. Karşıt Tepki Geliştirme (Tersine Çevirme:Reaction-Formation): Bireyin, kendisinde bulunan düşünceleri, bazı nedenlerden dolayı, ortaya koyamayarak, tam tersi davranışlarda bulunmasıdır. Örnekler : - Evlenmemiş bir bayanın kendisini ailesine bağımlı olduğuna inandırması. - Eşine kızgın olan bir bayanın çocuğuna aşırı ilgi göstermesi Cimrilik özelliği olan biri, ihtiyacı olanlara yardımda bulunabilir.
Özdeşim Kurma (Identification): Bireyin, eksiklik duygularından gelen kaygılarını yenmek için, başarılı kişilerle kendisini bir tutarak, önemli biri olduğuna inanmasıdır. Örnekler: - Kelimeleri kullanma yeteneği gelişmemiş bir öğrencinin güzel konuşan arkadaşının başarısını, kendi başarısı gibi benimsemesi. - Görüntü bakımından çekici görünmeyen bir bayanın, beğendiği film sanatçısı gibi giyinmeye çalışması
Yer Değiştirme (Displacement): Engellenmeler karşısında kalan bireyin tepkisini, asıl hedefinden başka bir nesneye yöneltmesidir. Birey, hıncını egemenlik kurabileceği biri ya da eşyadan alarak, kaygılarını hafifletir. Örnekler: - işyerinde kızan bir amirin eve geldiğinde, çocuklarına bağırması. - Kardeşi olan bir çocuğun, kıskançlık hisleri ile, oyuncak bebeğini dövmesi. Bazı kişilerde sürekli ellerini yıkama davranışı, bilinçaltındaki suçluluk hissi ve ellerin kirli olması fikri ile yer değiştirmiştir.
Ödünleme (Compensation): Bireyin, bir alanda karşılaştığı engeli (Fiziksel/Psikolojik) aynı anda kendisinde güçlü olan bir başka alanda çaba göstererek kaldırmaya çalışmasıdır. Örnekler: - Fen derslerinde başarılı olamayan bir öğrencinin, sosyal derslerde gayretli olması. - Derslerinde başarısız olan bir öğrencinin okulun spor faaliyetlerinde başarılı olması. Bahane Bulma (Mantığa Bürünme: Rasyonalizasyon): Bireyin, davranışının hoş karşılanmayacak gerçek nedeni yerine, akla uygun nedenler bularak kaygılarını hafifletmesidir. Bu nedenler, insanın kendisine ya da başkalarına karşı inandırıcı nitelikte olur.
- Başarısız bir öğrencinin suçu ders kitaplarına yüklenmesi Örnekler: - Başarısız bir öğrencinin suçu ders kitaplarına yüklenmesi - Meydana gelen herhangi bir olumsuz durumun "Nazar değdi" denilerek, dış uyarıcıya yüklenmesi Kedi ulaşamadığı ciğere kötü der elde edemediğimiz bir durum zaten istemediğimiz bir konudur.
İnkâr (Denial): Duygusal çatışmalarının yarattığı sıkıntıları unutmak için, çatışmanın esaslı bir özelliğinin unutulmasıdır. Gerçekler kabul edilmeyerek, sorunlar inkar edilerek, kaygılar hafifletilir. Örnekler: - Çözülmesi zor bir problemle karşılaşan birinin, bu sorunu görmezlikten gelmesi. - Babası suç işlemiş olan bir çocuğun, arkadaşlarına babasının öldüğünü söylemesi. Çocuğu ölen bir anne onun yatağını her gün yeniden düzelterek, çocuğunun yaşadığına, kendini inandırabilir.
Yansıtma (Başkalarını Suçlama: Projection): Bireyin, kendisinde bulunan ancak toplum tarafından kabul edilmeyen davranış ya da düşüncelerini bir başkasında var gibi görmesidir. Böylelikle birey, o davranışın verdiği suçluluk duygusundan kurtulmaya çalışır. Örnekler: - Birisine kötü davranmak isteyen bir kızın, başkalarının kendisine kötü olduklarını söylemesi. - Kopya çekmenin kötü bir davranış olduğunu bilen bir öğrencinin başka öğrencilerin de kopya çektiğini söylemesi. Kişiler, yansıtma yolu ile yapamadıkları işlerde başkalarına suç yükleyebilirler. Yansıtma davranış bozukluklarından paranoya'nın bir belirtisidir. Böyle kişiler, başkalarına duydukları saldırgan hisleri onların kendi peşinde oldukları şeklinde yansıtırlar.
Çok hayal kurmak, insanın gerçeklerle ilişkisini azaltır. Hayal Kurma (Fantasy): Bireyin engellerini hayalinde çözümlemesi, düş kurarak korku ve kaygılarını gidermesidir. Çok fazla hayal kurma, insanın ruh sağlığını olumsuz yönde etkiler. Örnekler: - Başarısız bir öğrencinin, kendisini sınıfını geçmiş olarak hayal etmesi. Çok hayal kurmak, insanın gerçeklerle ilişkisini azaltır.
Gerileme (Çocuksu davranma: Regression): Korku ve kaygıların şiddetli olduğu zamanlarda buna dayanamayan birey, geçmişteki mutlu yıllarını arayarak, o günleri yeniden yaşamak ister. Duruma, akılcı bir çözüm bulamadığında, çocuksu davranışlarda bulunur. Gerileme, daha çok 4-5 yaşlarındaki çocuklarda görülür. Başlıca nedenleri, çocuğun okula uyum sorunu ya da bir kardeşin dünyaya gelmesidir. Örnekler: - Yetişkin bir insanın somurtma davranışı göstermesi. - Kardeşi olan bir çocuğun parmak emme davranışında bulunması. Kişi mutlu olduğu günlerini anarak, çocukluk yıllarının davranışlarını gösterebilir.
DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI Kaygı Reaksiyonları: Bu reaksiyonda kaygının nedeni ne hasta, ne de yakınları tarafından bilinmemektedir. Bazen kaygı sürekli ve çok şiddetli olarak ortaya çıkabilir. Kaygı Reaksiyonları 1- Hipochandriassis (Hipokandriak): Kişi organik olmayan hastalık kuruntusu duyarak, kaygının nedeni olan yetersizlik duygularından uzaklaşır. 2- Nevrasthenia (Nevrasteni): Sinirsel yorgunluk duyduğu kaygı nedeniyle bitkinleşen kişi hiçbir iş yapamayacak durumdadır. 3- Fobik Reaksiyonlar: Herhangi bir durum ya da nesneye ilişkin duyulan korku, öğrenme sonucu gelişir. Yüksekten bazı hayvanlardan, karanlıktan, asansörden korkma gibi çeşitli türde olan fobik korkulardan en yaygın olanı bir ya da daha çok objeden duyulan korkulardır. Bu duygular kişinin uyumunu olumsuz şekilde etkilemediği sürece zararlı değildir
Bazı davranışlar farkında olmadan yinelenerek devam eder. Obsessif-Kompulsif Reaksiyonlar: Obsesyon, sürekli endişe duyma demektir. Bu şekilde düşünen insanlar sık sık aynı konuyu düşünerek kaygı duyarlar.Kompülsiyonda kişinin bazı davranışlarında tekrar tekrar yinelenmeler görülür. Örneğin fırının düğmesini kapattığı halde sürekli olarak geriye dönüp kontrol eden bir kişinin davranışı. Bazı davranışlar farkında olmadan yinelenerek devam eder.
İsteklerin gerçekleşmemesi halinde kişi umutsuz davranış gösterebilir. Depresif Reaksiyonlar (Nevrotik Depresyon): Genellikle üzgün olan kişi çoğunlukla kötümser ve umutsuz olup içe dönük davranışlar gösterir, yalnızlığı sever. Belli bir duruma aşırı tepki gösterme olan depresif reaksiyon, aniden meydana gelir, zamanla unutma sonucu azalır ve iyileşme olur. İsteklerin gerçekleşmemesi halinde kişi umutsuz davranış gösterebilir.
Psikotik Reaksiyonlar Affektif Reaksiyon: Manik ve Depresif dönemler yaşayan hasta diğer yönlerden normal görünmektedir, hasta bir dönem maniktir. Daha sonra daha uzun olan depresif döneme girer. Bazılarında örneğin manik dönem depresif döneme dönüşemez. Manik kişilerin davranışlarını kontrol etmek zordur. Depresif dönemde hasta suçluluk, umutsuzluk duyguları yaşar. Depresyonu ağır şiddette yaşayan hastalar, günlük gereksinimlerini karşılayamamaktadır. Belirli şiddette elektrik akımlarının beyinden geçirilmesi olan elektroşok depresif dönemleri kısaltmada etkili olan bir tedavi tekniğidir.
Afektif reaksiyonda manik ve depresif dönemler birbirini izler. Paranoid Reaksiyon: Hasta kendisinin büyük biri olduğunu ya da sürekli izlendiği ve öldürüleceğini düşünür. Bu düşüncelerin hakim olduğu illüzyonlar, genelde hayal ürünüdür. Kendisini büyük bir kral ya da imparator olduğunu iddia edenler bunu ispatlayabilmek için öykü de uydururlar.
Şizofrenik Reaksiyonlar: Psikolojik reaksiyonlar içinde en sık görülen bu rahatsızlıkta, duygu, düşünce ve davranışlarda bozukluklar olur. Bazı hastalarda ilaç tedavisi bazılarında çeşitli sosyal etkinliklere katılmayı yeni arkadaşlıklar kurulmasını sağlayan sosyal çevre desteği, bazılarında ise güdüleme ve ödüllendirme tedavisi uygulanır.
Kronik Beyin Sendromları: Afektif paranoya ve şizofrenik reaksiyonlarda kişide psikolojik işlevlerde bozukluk görülmektedir. Organik bir neden yoktur.Bu nedenle bu çeşit psikozlara fonksiyonel psikoz denilir. Organik psikozların nedeni ise organik bir bozukluktur. Kafa travmaları, beyinde dolaşım bozuklukları, alkol, uyuşturucu gibi kimyasal maddelerin oluşturduğu hasarlarda etkilenen organ beyin olduğundan bu tür psikozlar, kronik beyin sendromu olarak isimlendirilir. Yaşlılık nedeniyle beyindeki fiziksel değişikliklerin ortaya çıkardığı yaşlılık psikozu ile aşırı alkol kullanımı ile meydana gelen entoksikasyon psikozu en sık rastlanan beyin hasarlarıdır.
Davranış Bozuklukları Psikonevrotik Reaksiyonlar Psikotik Reaksiyonlar 1 . Kaygı temel özellikleridir. 1 . Kaygı sadece iç dünyalarına kapanma şeklinde görülür 2. Gerçeklere aşırı tepki vardır 2. Gerçeklere tepki azdır 3. Düşünme etkinlikleri normaldir. Bazen gerçekleri saptırabilirler. Düşünme etkinlikleri karmaşıktır ve önemli ölçüde gerçekten uzaktır.
Kişilik Bozuklukları Şizoid Kişilik: Bazı özellikleri nedeniyle şizofreni hastalarına benzeyen bu kişiler toplumsal kuralları kabul etmezler. İlişkilerinde saldırganlık özelliği göstererek, kendi iç dünyalarında yaşarlar. İllüzyon görülmez.
Pasif ve Saldırgan Kişilik: Pasif Bağımlı Kişiler: Diğer kişilere bağımlı olarak yaşayan, aciz kişilerdir. Pasif Saldırgan Kişiler: İsyankar özellikleri olan bu kişiler verilen işleri erteleme, inatçılık becerisizlik gibi pasif şekilde davranışlar gösterirler. Saldırgan Kişiler: Daima kızan ve öfkeli olan bu kişiler, duygularını, saldırgan davranışları ile gösterirler
Birine bağımlı Yaşayan kişi İsyankar tutum İçinden işlerini Erteleyen biri Kızgın öfkeli Biri İlaç Bağımlılığı: Bu kişilik bozukluğu uyuşturucu maddeye duyulan tutumluluk ve alışkanlık olmak üzere iki şekilde ortaya çıkar. Tutkunluk durumunda, ilaç alınmadığında yoksunluk belirtileri olur ve bu giderek bir alışkanlık haline gelir.
ANORMAL DAVRANIŞIN TEDAVİSİ Anormal Davranışın Tedavisi Psikanaliz, terapistin, tedavinin genel amaçlarını açıklaması ile başlar. 2. aşamada hastaların danışanların davranışlarının kendilerinden bağımsız duygusal etkenlere bağlı olabileceğinin ve düşündüklerinin bütünüyle anlatıldığı serbest çağrışım yöntemi uygulanır. Ancak geçmişteki yaşantıları esnasında kaygılandıran konuları hatırlama ya da konuşmada direnç belirtileri gösterir. Zamanla bu tepkiler geçer. Bilinç altındaki düşünceler hakkında bilgi vermesi bakımından rüyaların anlatılması istenir. Aktarım süreci, terapist ile hasta iyi ilişkiler kurduğunda ortaya çıkar. Bu aşamada hasta çocukluğunda diğer kişilere karşı geliştirdiği tutumları geneller. Tedavinin en son aşamasında hasta, çatışmasının kaynağı hakkında "içgörü" kazanır. Böylelikle güdülerinin temelini, engellenmelerin nedenini anlamış olur.
Çevreyi kabullenemeyerek davranış bozukluğu gösteren kişilere yıllardır çeşitli tedaviler uygulanmıştır. Bunlardan bazıları elektrokonvülsif tedavi ve psikosirürji gibi tedaviler davranış bozukluğuna tıbbı olarak yaklaşırken bazıları da psikoterapi gibi psikolojik sorunlar olarak yaklaşmıştır. Genellikle psikotik depresyonda kullanılan elektrokonvülsif tedavide hasta beynine bir seri elektrik şoku verilmektedir. Her şokda hastada kısa süreli bilinç kaybı olmaktadır. Beynin davranış bozuklukluğu ile kısmının kesildiği yada çıkarıldığı psikosirurjinin çok yararlı olmadığı gösterilmiştir.
Hastaların tedavisinde zaman zaman kullanılan ilaçlar sadece davranışların bir süre normal olmasını sağlamaktadır, kesinlikle iyileştirme olanağı yoktur. XIX. yüzyılın sonları ile XX. yüzyılın başlarında Freud ve izleyenleri günümüzde kullanılan psiko-analitik yöntemler geliştirmişlerdir Anormal davranışın tedavisinde, psikoterapinin amaçları ilk görüşmede belirlenir. Terapist, danışanla ilgili olarak kendisi ve yakınlarından yaşam öyküsü hakkında bilgi toplar. Kişinin zeka, kişilik, mesleki yetenek testlerini içeren psikolojik incelemelerine ek olarak fizik muayene bilgi toplamada diğer bir kaynaktır.Bütün bu bilgilere dayalı olarak sorunların çevresel, kişisel engellenmeler ile güdüsel çatışmalardan ya da uzun süreli kişilik bozukluğundan ileri gelebileceğine karar verirler.
Sorunların nedeni çevresel engeller olarak görülürse tedavide, kişinin yaşama durumunu değiştirmek önerilebilir. Kişisel engeller uygulanırsa, hastaya güven ve destek sağlanır. Örneğin varoluşçu terapistler, hastaya koşulsuz sevgi vererek destek olurlar. Böylelikle kendisini daha yeterli hissetmesini amaçlarlar. Hastanın gizil güçlerini geliştirmede yardımcı olmaya çalışırlar.
Terapist sorun nedeni olarak güdüsel çatışmalar ya da kişilik bozukluklarını hissederse hastanın bu davranışlarının nedenlerini bulmaya çalışır.
Özet: Uyum,bireyin çevresinde yer alan değişimlere gösterdiği tepkilerle sağlanan dinamik bir süreçtir.Değişikliklere uygun tepki verilmezse uyumsuzluk başlar ve bu durum uzun sürerse, ruh sağlığı bozulur.Güdülerin engellenmesi sonucunda,canlının yaşadığı gerilim düş kırıklığıdır.Bu durumun nedenleri,çevre,kişilik,ve çatışma engelleri olmak üzere üç çeşittir.belirleyen faktörler,kalıtım ve çevredir. Bireyler,düş kırıklığından kurtulup,rahatlamak ve kaygılarını hafifletmek amacıyla uyum(savunma) mekanizmalarını kullanırlar. Başlıcaları:Bastırma,yüceltme,karşıt tepki geliştirme,özdeşim kurma,yer değiştirme,bahane bulma,inkar,yansıtma,hayal kurma ve gerileme dir.
Kaygının neden olduğu nörotik reaksiyonların türleri, kaygı,fobik,obsessif,kompulsif ve depresif. reaksiyonlardır. Psikotik reaksiyonlar,afektif,paranoid,şizofrenik reaksiyon ile kronik beyin sendromu dur. Psikotik duygu,düşünce ve davranış bozukluklarının görülmesi ve düşüncelerin gerçeklerden uzaklaşmasıdır.Şizoid,pasif ve saldırgan kişilik bozukluklarının ortak özelliği,toplumsal kuralları kabul etmeme,uyumsuzluk davranışları,ve saldırganlık tepkileridir. Anormal davranışın tedavisinde,tıbbi ve psikolojik yöntemler uygulanmaktadır.Tıbbi tedavi ilaçla,ameliyatla,elektrik şoku ile gerçekleştirilir.Ameliyat,organik beyin hastalarında uygulanır.
Hastanın bilinçaltına itilmiş,bastırılmış duygu ve isteklerinin ifade edilmesinde psikanaliz ve narkoanaliz yöntemlerinden yararlanılır.Psikanaliz,bastırılmış,bilinç dışına itilmiş dürtülerin biliçli duruma getirilerek,benlik tarafından kabul edilmesine dayanır. Narkoanaliz denarkoz verilerek, hasta yarı uykulu halde iken onunla konuşma esasına dayanan çözümleme yöntemidir.Anormal davranışın tedavisinde,bilinçsiz düşüncelerin bilinçli hale getirilerek,telkin ve ikna (destekleme) yolu ile kişilik bütünlüğünün yeniden sağlanması amaçlanır.Psikoterapi,anormal davranışlara psikolojik sorunlar olarak yaklaşır.Hasta ve terapist arasındaki ilk görüşmede,psikoterapinin amaçları belirlenir.
Tartışma Soruları: 1- Ruh sağlığı yerinde olan bir kişinin davranışlarını tartışınız. 2- Uyum(savunma) mekanizmalarını örneklendirerek,farklılık ve benzerliklerini tartışınız. 3- Davranış bozukluklarını sınıflandırıp,farklılık ve benzerlikleri tartışınız. 4- Anormal davranışların tedavi sürecini değerlendiriniz.