Psikiyatri Hemşireliğinde etik ve yasal konular

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
EKİZELDEN Hukuk Bürosu
Advertisements

Zinde İSG Etiği DRUZ.
SAĞLIK PERSONELİNE YÖNELİK ŞİDDETİN HUKUKSAL BOYUTU
Türk Ceza Kanunu’nda Bilişim Suçları
3. Oturum Çocuk cinsel istismarı ile ilgili yasal mevzuat
BİLİŞİM ALANINDA SUÇLAR
Türkiye’de e-sağlığın hukuki çerçevesi
HASTA HAKLARI.
YAPTIRIM TEORİSİ IŞIĞINDA TÜRK CEZA KANUNU TASARISI HÜKÜMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ İzzet ÖZGENÇ.
HASTA HAKLARI MUSTAFA ÇALIŞKAN.
HASTA HAKLARI VE SORUMLULUKLARI
Hasta Mahremiyeti (Gizlilik)
T.C.K.'da meslek mensubuna uygulanabilecek cezai yaptırımların irdelenmesi Bekir BAYKARA Avukat.
4703 SAYILI KANUN 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun 11/07/2001 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de.
Uzman Gözüyle Asistan Eğitimine Bakış
Yrd Doç Dr Mehmet KARATAŞ Tıp Tarihi ve Etik AD
26 EKİM HASTA HAKLARI GÜNÜ
HASTA HAKLARI ve SORUMLULUKLARI
KADINA YÖNELİK ŞİDDETE Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
HEKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU
MAHREMİYET VE TIBBİ GİZLİLİK
9.Sınıf Tıbbi Etik ve Meslek Tarihi
ACİL PSİKİYATRİ; YASAL İLKELER, GÜVENLİK VE HEKİMİN GENEL TUTUMU
GRUP H LLEDERİZ Prof. Dr. SİBEL GÜNDEŞ & M.Fatih ÖZSARAY (başkan)
BİLGİ GÜVENLİĞİNİN HUKUKSAL BOYUTU BİLGİ GÜVENLİĞİ BİRİMİ
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONELİ İZİN YÖNERGESİ
MEB – ÇİM İŞBİRLİĞİ SAMSUN ÇOCUK İZLEM MERKEZİ.
HEKİMLİK VE İNSAN HAKLARI
FİZİKSEL VE CİNSEL İSTİSMARIN YASAL BİLDİRİMİ
Bingöl Kamu Hastaneleri Birliği
AİLE HUKUKU Ailenin Korunması Projesi Elmadağ ilçe M.E.M. AR-GE BİRİMİ
FOTOĞRAF & TCK.
HASTA HAKLARI ;.
3. Oturum Çocuk Cinsel İstismarı İle İlgili Yasal Mevzuat
İŞYERİ HEMŞİRESİNİN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI
ÇALIŞMA ORTAMI GÖZETİMİ
AĞIR VE TEHLİKELİ İŞLER YÖNETMELİĞİ
Müracaat ve Şikayetler
Bilişim Suçlarına Yönelik Mevzuat. İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİ VE BU YAYINLAR YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARLA MÜCADELE EDİLMESİ HAKKINDA.
Sağlık Hizmetlerinin Sınıflandırılması Ve yaralanma Yolları
KLİNİK ARAŞTIRMALAR VE BİLİM ETİĞİ
İnsan, sadece insan olmasından dolayı doğuştan bazı hakları kazanarak dünyaya adımını atmaktadır. Hak kavramı evrensel bir kavramdır. Kısaca hak; ‘hukuk.
Klİnİk öğretİmde etİk.
TEKİRDAĞ BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU
Yrd Doç Dr Mehmet KARATAŞ Tıp Tarihi ve Etik AD
DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI
TEMEL KAVRAMLAR VE SAĞLIK HUKUKU
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması Madde 133 (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası.
MEMURUN GENEL HAKLARI Uygulamayı isteme hakkı:
İŞ KAZASI MESLEK HASTALIĞI TANIMI ve HUKUKİ SORUMLULUK
~HASTA HAKLARI~.
SUÇ TEORİSİ.
Av. Bilge Aydın Temiz BİLGE AYDIN TEMİZ
Denetimli Serbestlik Müdürlüğü
Türkiye’de Cinsel İstismar Bildirimi Nasıl Yapılmalı?
Zinde Eğitim Kurumu İSG Etiği AHMET YİĞİTALP ZİNDE.
ANKARA BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ Piyasa Gözetim ve Denetim Şubesi
YASALAR VE ÖZEL EĞİTİM.
HASTA HAKLARI.
İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİ VE BU
Zinde Eğitim Kurumu İSG Etiği AHMET YİĞİTALP ZİNDE.
ADALET PSİKOLOJİSİ YILI GÜZ DÖNEMİ 3. Ders 13 Ekim Cuma.
YAPTIRIM TEORİSİ Ceza hukuku yaptırımlarıyla güdülen amaç,
Ceza Hukuku Çıkmış Sorular
KANUNİLİK İLKESİ HUKUKİ DAYANAĞI KAPSAMI İŞLEVİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
DAVA İŞLEMLERİ 12 – 16 ARALIK 2016.
Hemşirelik Kayıtları Planlama aşamasında hemşirelik girişimleri saptanırken, bunlardan kimlerin, hangi işlevlerden sorumlu olacağı ve ne zaman yerine.
İnsan, sadece insan olmasından dolayı doğuştan bazı hakları kazanarak dünyaya adımını atmaktadır. Hak kavramı evrensel bir kavramdır. Kısaca hak; ‘hukuk.
Sunum transkripti:

Psikiyatri Hemşireliğinde etik ve yasal konular Prof.Dr.Gülsüm Ançel

İçerik Tarihçe Gelişmeler Etik konular ve yapılacaklar Hemşirelikte etik Yasal konular

1973'de Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) etik konusunda ilk bildirisini yayınlamıştır. Bu bildiri ile yürürlükte olan kurallara ek olarak hasta hekim ilişkileri, sürekli eğitim, mesleki yeterlilik, kayıt ve gizlilik ile ilgili hükümler bulunmaktadır.

"Insan Hakları ve Ruh Sağlığı Bildirgesi" Dünya Ruh Sağlığı Kongresi Yönetim Kurulu'nun 26 Ağustos 1989'da Yeni Zelanda'da yaptığı toplantıda hazırlanmıştır. Bu bildirge şu ilkeler esas alınarak hazırlanmıştır: 1- Bireysel ve kültürel farklılıklara saygı duyulmalıdır. 2- Ruh hastaları da insan hakları evrensel bildirisinde belirtilen haklardan yararlanırlar. 3- Hekim hastasına tanı koyarken kabul gören standartlara uymalıdır. 4- Ruh hastalıkları sadece bireyi ve onun çevresini etkilemekle kalmamakta aynı anda toplumun da sırtına önemli bir bakım sorunu yüklemektedir. 5- Ruh sağlığı hizmetlerinin planlama ve yönetimine bu hizmetlerden yararlanan kişilerin de katılması gereklidir

Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu etik ilkelere dayanarak aşağıdaki yaklaşımları savunmuş ve önermiştir: Ruh sağlığı sorunu tek bir kurum veya kuruluşun tekelinde kalamaz. Bu sorunla ilgisi bulunan resmi ve gayri resmi kurumlar görev üstlenmelidir. Temel uğraş korunma amacına yönelik olmalıdır. Sorun çok yönlü olduğundan eğitim kurumları da dahil olmak üzere birçok kurumun işbirliği yapması zorunludur. Ruh hastası olarak damgalanan, tanı konan, tedavi gören hastalar diğer yurttaşların sahip olduğu tüm haklara sahip olmalıdır. Bu kişiler de insanca yaşamalı ve kaliteli bir tedavi görmelidirler. Tedavilerinde diğer hastalarda olduğu gibi tıbbi, ahlaki ve yasal kurallar geçerli olmalıdır. Kendi isteği dışında tedaviye alınan hastalara da bu haklar tanınmalıdır. Bireysel sorumluluk taşımak hastaların doğal hakkıdır. Kısıtlayıcı tutum olanaklar ölçüsünde en az olmalıdır. Rehabilitasyon bu tedavilerin doğal uzantısı olmalıdır (Insan hakları, 1992).

Uygulamada etik Sorumluluk En üst standartlarda hizmet verme,araştırma ve tedavilerde tüm değişkenlere dikkat etme,hasta haklarını koruma, eğitiminden sorumlu olduğu öğrenciler ve kişilerle ilgili uygulamalar Yeterlilik Her girişimde yeterlilik ve eğitim,yeteneklerinin ve mesleki gücünün sınırlarının farkında olma, "omnipotent" tutumlara girmeme.

Uygulamada etik Hastaneye yatırma Zorunlu yatırma etik olduğu kadar aynı zamanda yasal yönü olan bir konudur. Hasta ve yakınlarına gerekli açıklamalar yapılmalıdır. Ülkemizde zorunlu yatışı ve psikiyatrik hasta haklarını düzenleyen bir yasa ve yönetmelik bulunmamaktadır. Toplumdaki önyargılar yatırma kararını etkilemektedir

Uygulamada etik Gizlilik Hastadan alınan bilgiler, kayıtların gizli tutulmalıdır. Kayıtlara yetkisiz kişiler ulaşamamalıdır. Hasta da dosyalarına ne yazıldığını bilmemelidir. Hastanın başkaları için zararlı olabileceği durumlarda bu kurala uyulmayabileceğini savunanlar da vardır. Diğer önemli bir konu da AIDS tanısı konmuş kişilerdir. Böyle bir tanının gizlenmesinin sonuçları etik açıdan da yasal açıdan da önemlidir. Mahkemeler, polis, amirler, hastanın eş ve çocukları, başka yakınlar resmi veya resmi olmayan kanaldan bilgi isteyebilirler.Bu konuda üzerinde görüş birliği sağlanmış etik kurallar bulunmamaktadır

Uygulamada etik Onay alma - bilgi verme Tedavi amaçlı her girişimde bilgi verme ve onay alma zorunlu olmalıdır. Ancak ülkemizde sağlıklı bir şekilde işlememektedir. Bilgi verme hastanın yaşamı konusunda gerçekçi planlar yapmasını sağlar. Önemli bilişsel bozukluklar gösteren kişilere bilgi verme ve onay alma konusunda uygulama değişebilir. Buna karşın ruh sağlığı bozuk hastalara da tedaviyi seçme konusunda haklar tanınması yoğun biçimde tartışılmaktadır. Hastanın gerçeği değerlendirmesi bozuk ise onay alma olayı nasıl işleyecektir? Hastanın tedaviye karşı tutumu doğrudan psikopatoloji ile ilgili ise, yasal yakınlarının onayı yeterli sayılmalımı?

Eğitim ve etik Eğitim amacı ile hastaları kullanma Hastanın yanında, çoğu kez de başka hastaların duyabileceği şekilde tanı ve tedavilerinin tartışılmaması gerekir. Hastaların eğitim ve araştırma için kullanımında yazılı onay gerekir. Ancak bu konuda görüş birliği yoktur.Ne kadar bilgi verilirse yeterli sayılacak, bu konular net değildir

Tanı, tedavi ve etik Tanı koyma ve tedavi Farklı tanı koyma sınıflamaları, tedaviler ve farklı özellikte hastalar tedaviyi farklı etkilemektedir.Pek çok etik sorunlar yaşanabilmektedir.Örn:ilaçla tedavide tüm etkenleri denetleme ve ölçebilme olanağı bulunmamaktadır.Yan etkiler nedeniyle hasta ilacı kullanmayabilir ve bunu gizleyebilir, kendisine göre değiştirebilir,tedaviyi reddedebilir. İlaç tedavisi uygulanırken ilacın klinik etkilerini, yan etkilerini, farmakokinetik özelliklerini, uygulama yollarını, dozunu, toksik belirtilerini, fiyatını ve buna bağlı olarak tedavisinin maliyeti bilinmelidir.Ucuz ve daha iyi tanınan ilaçlar öncelikle tercih edilmelidir. Birçok ilaç aynı anda verilmemelidir. Psikotrop ilaç kombinasyonları genel olarak tek ilaç kullanımından daha etkin değildir. Tersine yan etkilerde artış olur. Anestezili EKT kullanımı tercih edilmelidir

Araştırma ve etik Hastalar üzerinde yapılacak ilaç araştırmalarının etik kurallara uygun olarak yapılması gereklidir. Ülkemizde Tıbbi Deontoloji Tüzüğü'nde ilgili hükümleri şu şekildedir: Madde 10: Araştırma yapmakta olan tabip ve diş tabibi, bulduğu teşhis ve tadiv usulünü yeter derecede tecrübe ederek faydalı olduğuna veya zararlı neticeler tevlit etmeyeceğine kanaat getirmedikçe, tatbik ve tavsiye edemez. Ancak, yeter derecede tecrübe edilmemiş olan yeni bir keşfin tatbikatı sırasında alınacak tedbirler hakkında ilgililerin dikkatini celbetmek ve henüz tecrübe safhasında olduğunu ilave etmek şart ile, bu keşfi tavsiye edebilir. Bir keşif hakkında yanlış kanaat uyandıracak ifadeler kullanılması yasaktır.

Madde 11: Tecrübe maksadı ile insanlar üzerinde hiçbir cerrahi müdahale yapılamıyacağı gibi aynı maksatla, kimyevi, fiziki veya biyolojik şekilde herhangi bir tedavi de tatbik edilemez. Klasik metotların hastaya fayda vermeyeceği klinik veya laboratuar muayeneleri neticesinde sabit olduğu takdirde, daha önce mutat tecrübe hayvanları üzerinde kafi derecede denenmek sureti ile faydalı tesirleri anlaşılmış olan bir tedavi usulünün tatbiki caizdir. Şu kadar ki, bu tedavinin tatbik edilebilmesi için, hastaya faydalı olacağının ve muvaffakiyet elde edilememesi halinde ise mutat tedavi usullerinden daha elverişsiz bir netice alınmayacağının muhtemel bulunması şarttır." (Tıbbi Deontoloji tüzüğü). Sonuçlar karşısında tümüyle yansız olunmalıdır. Hasta ve denek haklarına saygı duyulmalıdır.

Psikoterapi ve etik Aktarım( transferans), karşıt aktarım(kontr transferans), direnç, savunma düzenekleri etik açıdan önem taşımaktadır. Örneğin terapi için gerekli olan ölçüde bile transferans cinsel fantazileri uyarabilir. Bu tür tedavilerde sınır koyma gereklidir.

Etik ikilem konuları Gebelerde ilaç kullanımı Bilgi üretim güçlükleri Risk alma zorunluluğu Şizofrenide relaps çalışmaları

Hemşirelikte etik Genel etik kurallara uyma zorunluluğu vardır Psikiyatri hemşireliği standartlarının 5. maddesi hemşirelerin karar ve faaliyetlerinin etik ve profesyonel çerçevede olması gerektiğini belirtir. Hemşireler çok sık etik ikilemlerle karşılaşırlar Etik olma ile yasal uygulama bazen örtüşmeyebilir Hemşireler için yasal boyut net değildir.Örn:başka ülkelerde hastanın izni olmaksızın hemşire aileye bilgi veremez, Türkiye’de bu belirsizdir.

Türk ceza kanununa göre(2004): Akıl hastalığı MADDE 32. - (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur. (2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.

Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma MADDE 34. - (1) Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. (2) İradî olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.  

İntihar MADDE 84. - (1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.

Eziyet MADDE 96. - (1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin; a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,  b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı, İşlenmesi hâlinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi MADDE 280. - (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme MADDE 281. - (1) Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.  (2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (3) İlişkin olduğu suç nedeniyle hüküm verilmeden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir.