BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER II 7.hafta
Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Talebin Diğer Talepler Karşısındaki Durumu Sebepsiz zenginleşmeden doğan iade talebinin bağımsız nitelikte mi olduğu sorunu İadeyi sağlayan bir başka hakkın varlığı halinde sebepsiz zenginleşmeden doğan talebe gene de yer olup olmadığı tartışmalıdır. Bir görüşe göre sebepsiz zenginleşme talebi diğer talepler karşısında daima ikincildir. Taraflar arasında başka herhangi bir hukuki ilişkiye dayanan talep bulunması durumunda, sebepsiz zenginleşmeye dayanan iade talebine kesinlikle yer olmayacaktır. Oğuzman/Öz’e göre kanunda bağımsız bir borç kaynağı olarak düzenlendiğinden sebepsiz zenginleşmeye ilişkin böyle bir sınırlamaya dayanak oluşturacak bir kural bulunmamaktadır.
Çeşitli Talepler Karşısında Durum Sebepsiz zenginleşme ve istihkak davası İstihkak davasının varlığı sebepsiz zenginleşme bulunmadığını gösterir. Bu sebeple iki talebin yarışması söz konusu değildir. Mülkiyet hakkı karşı tarafa ya geçmiştir ya da geçmemiştir. Mülkiyet hakkı geçmişse, eski malik ayni hakkını kaybettiğinden istihkak davası açamaz, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade istenir. Mülkiyet hakkı karşı tarafa geçmediyse malik bu şeyi istihkak davası ile ister.
Sebepsiz zenginleşmeye dayanan iade talebi ve haksız fiil sebebiyle tazminat talebi Haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme taleplerinin yarışıp yarışamayacağı tartışmalıdır. Bir görüşe göre, haksız fiilden dolayı tazminat borcu doğan durumda sebepsiz zenginleşme hükümlerine başvurulamaz. Diğer bir görüş ise, bu iki talebin yarışabileceği yolundadır.
Haksız fiil sorumluluğu ile sebepsiz zenginleşmeye dayanan iade talebinin ayrı ayrı rol oynaması, haksız fiilden sorumlu olan ile sebepsiz zenginleşenin başka başka kişiler olması halinde ortaya çıkar. Örn: A’nın B’ye ait paraları çalarak C’nin hesabına yatırması durumu böyledir. B aynı miktar para için A’ya karşı haksız fiil hükümlerine göre tazminat, C’ye karşı sebepsiz zenginleşmenin iadesi talebini ileri sürebilir. Bu yarışan taleplerin ileri sürülmesi üzerine, C iade borcunu yerine getirdiği oranda A’nın tazminat borcu, A tazminatı ödediği oranda C’nin iade borcu azalır veya son bulur.
Sebepsiz zenginleşme ve sözleşmeden doğan talepler Sözleşmeden doğan taleplerin varlığı aynı konuda sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesine engel olur. Sebepsiz zenginleşme ancak sözleşmenin geçersiz veya iptal edilmiş olduğu durumlarda ya da sözleşmeden geçmişe etkili dönme üzerine söz konusu olur. Bazen bir sözleşme ilişkisi dolayısıyla kurulan temaslar sırasında sebepsiz zenginleşme ortaya çıkabilir. Bir borcun ifası sırasında bunun çerçevesini aşan kazandırmalar böyledir.
Örn: Alıcı A, beşbin lira olan bedel borcunu satıcı B’ye ödemek isterken yanlışlıkla altıbin lira vermişse, fazla olarak ödediği bin liranın iadesini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyecektir. Kiracının oturduğu eve değer kazandıracak ilaveler yapması da benzer bir durum ortaya çıkarır. Yapılan kazandırma kira sözleşmesinin çerçevesi dışındadır ve bunların sözleşmeden doğan bir hak veya borçla ilgisi yoktur
Sebepsiz zenginleşmeye dayanan iade talebi ile vekaletsiz iş görmeye dayanan talep Sebepsiz zenginleşmeye dayanan talep ile vekaletsiz iş görme hükümlerine dayanan talebin yarışamayacağı kabul edilmektedir. İş sahibinin menfaatine uygun olan bir işin görülmesi onun geçerli bir yasaklamasına aykırı da düşmüyorsa, iş gören ve işi görülen arasındaki ilişkiler TBK md. 526-529 hükümlerine tabi olacaktır. İşi görülen tarafından iş görenin elde ettiği menfaatler ile iş gören tarafından yapılan masraflar da bu hükümlere göre istenecektir. Ancak, işi yapanın masrafları karşılanmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunacağı şeklindeki madde atfı gereği sebepsiz zenginleşme hükümlerinin burada tamamlayıcı rolü vardır.
İFA SONUCU SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMELER Kanunun sistemi ve soyutluk ilkesinin önemi İfa sonucu zenginleşmeler, kazandırmada bulunanın bir borcu yerine getirme düşüncesiyle veya ileride gerçekleşeceğini beklediği bir hukuki sebep dolayısıyla iradi olarak başkasını zenginleştirdiği durumlardır. TBK sebepsiz zenginleşmeye ilişkin hükümleri, özellikle ifa sonucu zenginleşmeler göz önünde tutularak düzenlenmiştir. TBK md.77/2, md.78, md.81 ifa sonucu gerçekleşen zenginleşmelere ilişkindir.
Hukuki işlem sonucu gerçekleşen kazandırmalar (kazandırıcı işlemler) bir tasarruf işlemi oluştururlar. Bu kazandırmanın sebepsiz zenginleşme oluşturması için, tasarruf işlemine yol açan borç ilişkisinin geçersiz olması ve buna rağmen tasarruf işleminin hüküm ifade etmesi gerekir. Borçlandırıcı işlemin sakatlığı, buna dayanan tasarruf işlemini geçersiz kılıyorsa (tasarruf işlemi sebebe bağlı ise) karşı taraf hak kazanmış olmayacağından zenginleşme şartı gerçekleşmiş olmaz. Tasarruf işleminin sebepten soyut olduğu hallerde sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanabilir.
İFA SONUCU SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN TÜRLERİ md. 77/2 İfa sonucu sebepsiz zenginleşme türleri «geçerli olmayan», «gerçekleşmemiş», «sona ermiş bir sebebe dayanan» zenginleşmeler olarak belirtilmiştir. Maddede sayılanlarla sınırlı değildir. Bu tiplerden birine girmeyen sebepsiz zenginleşme türleriyle de karşılaşılabilir.
Mevcut olmayan veya geçersiz olan sebebe dayanan zenginleşmeler İki farklı şekilde ortaya çıkar Kazandırma sırasında taraflar hukuki sebebin ne olduğu konusunda anlaşmamışlarsa, Taraflar kazandırma sebebinde anlaşmış, fakat anlaştıkları sebep geçersiz ise. İkinci durumda iade talebi için «hataya düşme şartı» aranmıştır. md. 78
a) Sebep üzerinde anlaşma olmamış zenginleşmeler Burada kazandırmada bulunan başka bir hukuki sebebi, zenginleşen ise başka bir hukuki sebebi kazandırmanın temeli saymıştır. Örn: A bir malını satın almak için B’ye para ödemiş, B ise A’nın çocuğu tarafından kırılan camının tazmini için bu paranın verildiğini sanmışsa durum böyledir. Sebep üzerinde anlaşma olmamış zenginleşmelerde, fakirleşenin hataya düşerek ifada bulunduğunu ispat zorunda kalmaksızın iadeyi isteyebilecektir.
b) Borçlanılmamış edimin ifası md.78 Borçlu olmadığı şeyi rızasıyla ifa eden kişi, ancak yanılarak bu ifada bulunduğunu ispat ederse, iadeyi sağlayabilir.
Borçlanılmamış edimin ifası sonucu sebepsiz zenginleşmede iade talebinin şartları İfa amacıyla kazandırma Bir borcu ifa amacıyla yapılan kazandırmalar md.78 kapsamına girer. Sadece para borcunun değil her türlü borcun ifası anlaşılmalıdır. Borcun var olmaması Borcun mevcut olmaması borç ilişkisinin geçersizliğinden veya borç ilişkisi bulunmamasından ileri gelebilir. İfanın dayandığı borç ilişkisinin kazandırma sırasında geçerli olmaması borçlanılmamış edimin ifa edildiğini gösterir. İfanın dayandığı borç ilişkisinin yokluğu da aynı şekilde sonuç doğurur. İcap ve kabul yokken sözleşmenin kurulmuş sanılarak ifanın gerçekleşmesinde durum böyledir.
Geçerli bir sözleşme sona erdikten sonra, durumu bilmeyerek ifada bulunanlar da md.78’ e dayanarak iade talebinde bulunabilir. Örn: kira sözleşmesi feshedildikten sonra yanılarak kira bedelini yatıran kiracı, karşı edimin kusursuz imkansızlığa uğradığını bilmeden ifada bulunan kişi Mevcut borç ilişkisinin kapsamını aşan fazla ödemenin yanılarak yapılması halinde fazla kısım yine md.78 hükmüne dayanarak istenebilir. Örn: 500.000 lira borçlu olan kişi hataen 600.000 lira ödemişse, 100.000 lira borç olmayan şeyin ifası sebebiyle istenebilir.
İfanın yanılarak yapılmış olması İade talebinin sadece yanılarak yapılan kazandırmalar için söz konusu olması en önemli özelliktir. İade talebinde bulunan borcu ifa ederken yanılgıya düştüğünü ispat etmek zorundadır. İrade sakatlığını düzenleyen TBK md.30-35 hükümlerinde düzenlenen yanılma (hatadan) farklıdır. Sebepsiz zenginleşmedeki yanılma hukuki işlemi iptal hakkı vermemekte, zaten mevcut olmayan bir borcun ifasıyla gerçekleşen kazandırmanın iadesini istemenin şartı olmaktan ibaret bulunmaktadır.
Gerçekleşmeyen sebebe dayanan zenginleşmeler Kazandırma yapılırken ortada bir hukuki sebep bulunmamakla birlikte ileride gerçekleşecek bir sebep gözönüne alınmışsa, bunun gerçekleşmemesi üzerine meydana gelen zenginleşmelerdir. Örn: A ve B taşınmaz satımı sözleşmesi yapmaya karar vermişler fakat tapuda işlem tamamlanmadan önce alıcı A satıcı B’ye bedeli kısmen veya tamamen ödemişse, sözleşmeyi yapmaktan vazgeçen B’den bu parayı A, gerçekleşmeyen sebebe dayanarak geri isteyecektir. Örn: Doğumu vadeye bağlı bir borcun vadeden önce ödenmesi ve borcun doğumuna imkan kalmaması hali; henüz işlememiş faizin ödenmesinden sonra ana borcun ortadan kalkması
Gerçekleşmeyen sebebe dayanan zenginleşmelerde kazandırmanın temelinde yatan beklenti boşa çıktığında kazandırma baştan itibaren sebepsiz sayılmaktadır. Beklentinin boşa çıktığı an düşünülen hukuki sebebin gerçekleşmediği veya gerçekleşmesi gereken zamanın dolduğu ya da gerçekleşmesinin imkansızlaştığı tarihtir. İade isteyen hangi beklenti ile kazandırmada bulunduğunu ve beklentinin gerçekleşmediğini ispat edecektir.
Ortadan kalkan(sona ermiş) sebebe dayanan zenginleşmeler Kazandırmanın yapıldığı anda geçerli bir sebep bulunmakla birlikte, sonradan bu sebep ortadan kalkarsa bazen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade istenebilir. Bu sonucun doğması için kural olarak sebebin geçmişe etkili olarak ortadan kalkması gerekmektedir.
Sözleşmeden dönme üzerine iade talepleri En tipik örnek sözleşmeden dönme olarak gösterilmektedir. Borçlunun temerrüdü halinde TBK md.125 uyarınca alacaklı sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Alacaklının sözleşmeden dönme bildirimi üzerine borç ilişkisi geçmişe etkili olarak ortadan kalkacaktır. Böylece bu sözleşme uyarınca vaktiyle yapılmış kazandırmalar da sebepsiz hale gelmiş olur. Hak iktisap etmiş olan taraflar sebepsiz zenginleşmenin iadesi talebiyle bunları geri isteyebilir.
Diğer ortadan kalkan sebebe dayanan zenginleşme durumları TBK md. 286/2, 287, 295, 296 Bağışlama sözleşmesinde iptal ve geri alma hakkının kullanılması üzerine, bağışlanan şey sona eren sebebe dayanan sebepsiz zenginleşmenin iadesi talebiyle geri istenecektir.
İADE TALEBİ İLERİ SÜRÜLEMEYEN DURUMLAR Bazen sebepsiz zenginleşmenin bütün şartları gerçekleştiği halde iade talebini engellemek için bazen de sebepsiz zenginleşmenin esasen bir şartı gerçekleşmiş olmadığı halde duruma açıklık getirmek için kanunda sebepsiz zenginleşme taleplerini önleyen hükümlere yer verilmiştir. Borçlanılmamış edimin ifası: TBK md.78 uyarınca borçlanmadığı edimi ifa eden, bu hususta yanılarak ifada bulunduğunu ispat etmedikçe, iade talep edemeyecektir. Hukuka ve ahlaka aykırı amaçla yapılan kazandırmalar: TBK md.81 hükmü ile hukuk ve ahlak kurallarına ters düşen bir hedefe ulaşmak için yapılan kazandırmaların iadesi talebi engellenmiştir. Hukuka ve ahlaka aykırı maksatla yapılan kazandırmanın iadesi davalarında, hakim davacının iade talebi doğrultusunda karar vermemekle birlikte, bu şeyi alana da bırakmayıp, Devlete mal edilmesine karar verebilecektir. Bu bir tür müsadere hükmüdür.
TBK md.81 hükmü ile TBK md.27 hükmündeki hukuka veya ahlaka aykırılık sebebiyle sözleşmenin kesin hükümsüzlüğü arasında yakın bir bağ vardır. Hukuka ve ahlaka aykırılık md.27’deki geçersizlik bakımından, sözleşmenin konusunda ve bu konuya dahil olan ortak amaçta aranırken; md.81’de sadece kazandırmada bulunanın saikinde aranacaktır. Sözleşmenin konusunun hukuka ve ahlaka aykırılığı sebebiyle sözleşme kesin hükümsüz olsa bile, bu sözleşme gereği kazandırmada bulunanın amacı hukuka veya ahlaka aykırı olmayabilir. Özellikle zaten hakkı olan bir sonuca ulaşmak için rüşvet veren kişinin durumu çoğu kez böyledir. Örn: tapu dairesinde hukuka uygun bir işlem yapmak isteyen A, memur B’ye güçlük çıkarmaması için rüşvet vermişse, bu rüşvet anlaşması md.27 uyarınca geçersiz olacak, fakat A’nın sebepsiz zenginleşmeye dayanan iade talebine md.81 engel teşkil etmeyecektir.
Sözleşmenin hukuka ve ahlaka aykırılıktan dolayı geçersiz olmamasına rağmen, ifada bulunanın amacı hukuka ve ahlaka aykırı olduğu için md.81 uyarınca iadenin istenemeyeceği durumlar da olabilir. Örn: A peşin ödeme yaparak, kendisini şoför olarak tutan B’nin asıl amacının kendisini uyuşturucu madde kaçakçılığında kullanmak olduğunu anlayınca işi bırakmıştır. B kazandırmada bulunurken amacı hukuka ve ahlaka aykırı bulunduğundan, A md.81 uyarınca iadeden kaçınabilecektir. Burada A sözleşme kurulurken B’nin amacını paylaşmadığından geçersizlik söz konusu değildir.
Zamanaşımına uğramış borcun ifası: TBK md Zamanaşımına uğramış borcun ifası: TBK md.78/2’de zamanaşımına uğramış bir borcun ifası üzerine iade istenemeyeceği düzenlenmiştir. Zamanaşımına uğramış borç mevcut ve geçerli bir borç olarak kalacağından, bunun ifasının esasen sebepsiz zenginleştirme oluşturmayacağı açıktır. Ahlaki görevin ifası: TBK md. 78/2’de ahlaki bir ödevin ifası olarak yapılan kazandırmaların ortada bir borç bulunmamasına rağmen, bir kere yerine getirildikten sonra iadeye konu olmalarını uygun görmemiştir. Neyin ahlaki ödev olduğunun tespiti çok güçtür.
5. Diğer eksik borçların ifası: Bütün eksik borçların ifasında iade istenemeyeceği kabul edilmektedir. Kumar ve bahisten doğan borçların ifasında TBK md.605/2 hükmünde bu sonuç özel olarak düzenlenmiştir. Evlenme tellallığından doğan borçlar için de aynı sonuca varılmaktadır.