Toprak Kirliliği
İçindekiler TOPRAK KİRLİLİĞİNİN TANIMI TOPRAK KİRLİLİĞİNİN NEDENLERİ TOPRAK KİRLİLİĞİNİN İNSAN VE ÇEVREYE ETKİLERİ EROZYON ETKİLERİ YAŞLILIK VE ÇORAKLIĞIN ETKİLERİ TAŞLIK VE KAYALIĞIN ETKİLERİ GÜBRE VE GÜBRELEMENİN ETKİLERİ ENDÜSTRİYEL KİRLİLİK VE TARIM ARAZİSİNDE BOZULMALARIN ETKİLERİ HAVA KİRLİLİĞİ VE SU KİRLİLİĞİNİN TOPRAK KİRLİLİĞİNE ETKİSİ NÜKLEER NEDENLER TOPRAK KİRLİLİĞNİN ÖNLENMESİ
ÖNCE TOPRAĞI VE KİRLİLİĞİ TANIMLAYALIM TOPRAK ; yeryüzünün yüzeyini kaplayan, kayaların ve organik maddelerin çeşitli ayrışma ürünlerinin karışımından meydana gelen, içerisinde canlıları barındıran, bitkilere büyüme ortamı ve besin sağlayan, belli oranlarda su ve hava içeren dinamik sisteme toprak denir. TOPRAK KİRLİLİĞİ; çevreye, bilinçli veya kaza yolu ile insan atıkları bulaştırılması şeklinde tanımlanabilir.
TOPRAK KİRLİLİĞİ Toprağın üstüne veya içine bırakılan zararlı atık maddelerin, toprağın özelliklerini bozması olayına “ toprak kirlenmesi” denir.
TOPRAK KİRLİLİĞİNİN NEDENLERİ Toprak erozyonu Hava kirliliğinin toprağa etkisi Su kirliliği ve arıtma çamurlarının toprağa etkisi Ağır metaller ve iz elementler Tarımsal mücadele ilaçları Gübreleme Diğer toprak kirletici kaynaklar
TOPRAK KİRLİLİĞİNİN İNSAN VE DOĞAYA ETKİLERİ
Toprağın doğal yapısının bozulması neticesinde toprak üzerinde bitki ve hayvanlar da barındırmaz. Atık sular tarım alanlarının sulanmasında kullanılırsa içindeki kimyasal maddeler toprağa bulaşır ve kirlenmeye neden olur. Bu kimyasal maddeler insanlar ve hayvanlara ciddi zararlar verebilir.
TOPRAK KİRLİLİĞİNİN SEBEBİ İNSAN OĞLUNUN DİKKATSİZ DAVRANIŞININ VE HIRSININ BİR SONUCU OLUP DOĞAL YAŞAM ALANLARIMIZIN YOK OLMASININ BAŞLANGICINI OLUŞTURMAKTADIR DOĞAL YAŞAM ALANLARIMIZ YOK OLDUKÇA ÜZÜLEN BİZLERİN BUNUN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN NE YAPTIĞIMIZ DÜŞÜNDÜRÜCÜ BİR BAŞKA SORUN…
EROZYON ETKİLERİ Erozyonla toprağın taşınması, asit yağmurları ile fiziko-kimyasal özelliklerinin bozulması, çöplerin içerdiği zararlı maddelerin ve tarımsal ilaçların toprağa karışması da toprağın kirlenmesine yol açar. Erozyon direk veya dolaylı olarak toprakta kirliliğe neden olur..
YAŞLILIK VE ÇORAKLIĞIN ETKİLERİ Belli bir arazi parçası, yılın bazı dönemlerinde yaşlılık, bazı dönemlerinde de çoraklık sorunu ile karşı karşıya kalabilir. Çoraklık, toprağın verimini düşüren ve bitkilerin gelişmesini engelleyen bir sorun olarak çevreye zarar vermektedir. Yaşlılığın da, gerek toprağı kullanılamaz duruma getirmesi, gerekse bataklık ve benzeri şekillerde çevreye zararlı etkileri görülmektedir.
TAŞLIK VE KAYALIĞIN ETKİLERİ Çapları 25 cm. den büyük kaya parçalan ile topraktaki çıplak yerli kayalar toprak kitlesinden sayılmaz. Bununla beraber, bunların toprak kullanma üzerindeki etkileri, bir taraftan ziraat makinelerinin kullanımı zorlaştırmaları veya engellemeleri, diğer taraftan toprak kitlesini gevşetmeleri yüzünden önemlidir
GÜBRE VE GÜBRELEMENİN ETKİLERİ Kimyasal gübre ve tarım ilacı uygulamaları da toprağın zamanla niteliklerini kaybetmesine yol açmaktadır. Toprak yapısını bilmeden bilinçsizce yapılan kimyasal gübrelerle gübreleme, bitkisel verimin düşmesinden başka, ileride toprak yapısının değişmesine de yol açabilir.
GÜBRELEMENİN TOPRAĞA ETKİSİ Ticari gübrelemenin üretimi sırasında çok farklı prosesler ve ham maddeler kullanılmaktadır. Ağır metal içeriği en fazla olan gübreler fosforlu gübrelerdir.
Azotlu Gübreler Fosforlu Gübreler Potasyumlu Gübreler Kalsiyumlu ve Magnezyumlu Gübreler Kükürtlü Gübreler Sodyumlu Gübreler
AZOTLU GÜBRELERİN NEDEN OLDUĞU KİRLENME N toprakta oldukça hareketli bir element olduğundan çoğunlukla topraklarda N birikimi söz konusu değildir. FOSFORLU GÜBRELERİN NEDEN OLDUĞU KİRLENME Fosfurun beyaz ve kırmızı olmak üzere iki şekli bulunmaktadır. Beyaz fosfor, oda sıcaklığında uçucu olup 0,1-0,5 gr’lık miktarları öldürü etkiye sahiptir. Kırmızı fosfor ise beyaz fosforun ısıtılmasıyla elde edilir ve zehir etkisi göstermez.
POTASYUMLU GÜBRELERİN NEDEN OLDUĞU KİRLENME Besin elementi olarak toprakta fazla miktarda potasyum bulunuşu, diğer bitki besin elementlerinin bitkilerce alınımını engeller. KALSİYUMLU ve MAGNEZYUMLU GÜBRELERİN NEDEN OLDUĞU KİRLENME Topraklarda fazlaca bulunuşu besin elementleri arasında denge bozulmasına yol açar ve besin elementlerinin bitkilerce alınımını etkiler.
KÜKÜRTLÜ GÜBRELERİN NEDEN OLDUĞU KİRLENME Topraklarda yüksek düzeyde bulunan S elementinin bitki gelişimini olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiştir. SODYUMLU GÜBRELERİN NEDEN OLDUĞU KİRLENME Toprak gözeneklerinin tıkanmasına, toprağın hava ve su geçirgenliğinin azalmasına, toprak çözeltisi pH değerinin yüksek seviyelere çıkmasına neden olmaktadır
Gübrelemenin Çevreye ve İnsana Etkileri: + Yanlış gübre cinsi kullanarak bitkilerde yanmalara ve kurumalara ve sonuç olarak ürünün azalmasına neden olmaktadır. Üretimi olumsuz etkilemektedir. + Yanlış cins ve aşırı miktarda gübre kullanımı toprağın pH’ının normalden uzaklaşarak özelliğinin bozulmasına, mikroorganizma yaşamının olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır. Ekolojik dengeyi bozmaktadır. + Uygun olmayan zamanlarda ve yanlış toprak derinliğine verilen gübrenin ürün randımanının artmasına ve eksilmesine neden olmaktadır. + Yanlış gübre cinsi kullanmak topraktaki bitki-besin maddesi dengesinin bozulmasına neden olmaktadır.
+ Fazla miktarda azotlu gübre kullanılması sonucu topraktan yıkanmalarla içme suları ve akarsularla nitrat miktarı artabilmektedir, yüksek nitratın insan sağlığına zararlı etkileri vardır. + Fosforlu gübrelerin yüzeysel akışlarla taşınması sonucu içme suları ve diğer akarsuların fosfat kapsamları yükselebilmektedir. + Fazla miktarda nitrojenli gübrelerle gübrelenmiş topraklardaki bitkilerde nitrozamin gibi kanserojen maddeler oluşmakta, özellikle yaprakları yenen marul ve ıspanak gibi bitkilerde zararlı nitrat ve nitrik birikmeleri olmaktadır.
TARIMSAL MÜCADELE İLAÇLARININ TOPRAK KİRLİLİĞİNE ETKİSİ Bitkilerin gelişmesini sınırlandıran, tarımsal üretimi azaltan zararlı böcek, yabancı ot, mantar ve diğer organizmalarla mücadelede çok değişik cins ve bileşimlerde kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Pestisidler kültür bitkilerine zarar veren organizmalarla mücadelede kullanılan sentetik ve organik bileşiklerdir.
Pestisidler veya zararlı öldürücüler kullanıldıkları hedeflere göre; İnsektisidler (böcek öldürücüler) Herbisidler (yabancı ot öldürücüler) Fungusidler (mantar öldürücüler) Rodentisidler (kemirici öldürücüler) Nematosidler (nematod öldürücüler)
ENDÜSTRİYEL KİRLİLİK VE TARIM ARAZİSİNDE BOZULMALARIN ETKİLERİ Sanayi bölgelerindeki katı ve sıvı atıkların toprağa bırakılması ve maden yataklarının toprak üzerinde bırakılması ile radyoaktif atıkların toprağa verilmesi sonucunda ağır metaller toprağa karışabilmektedir. Özellikle kurşun, kadminyum, krom, nikel, cıva ve çinko belli başlı ağır metaller olup, toprağın doğal karakterini değiştirebilmekte ve mikroorganizmaları etkilemektedir. Atıkların bulunduğu çevredeki toprağın ekolojik dengesini bozmaktadır. Ürün kalitesi etkilenmektedir. Üretilen besinleri insan vücudu için zararlı hale getirmektedir. Endüstri atık suları, fazla miktarda iz elementleri ve özellikle canlılar için toksit maddeleri fazla içerdiklerinden toprak canlıları üzerinde olumsuz etkide bulunurlar.
HAVA KİRLİLİĞİ VE SU KİRLİLİĞİNİN TOPRAK KİRLİLİĞİNE ETKİSİ
HAVA KİRLİLİĞİNİN ETKİSİ Özellikle endüstriyel faaliyetler sırasında bacalardan kontrolsüz olarak yapılan deşarjlar sonucu açığa çıkan gaz ve partiküller çok uzak mesafelere dahi taşınarak bitkiler ve topraklar üzerine yığılmaktadır. Havaya verilen gazlar başta karbonmonoksit, kükürtdioksit, hidrojenflorür ve hidrokarbonlar gibi kirletici emisyonları içermekte ve bunların fazlalığı asit yağmurlarına neden olmaktadır. Asit yağmurlarının etkisiyle topraklar asitleşmekte ve bitki örtüsü tahrip olmaktadır.
Egzoz ve baca gazları içinde karbon dioksit, azot dioksit, kükürt dioksit gibi gazlar bulunur. Bu gazlar havdaki su buharı ile birleşerek asit damlacıklarını oluştururlar. Asit damlacıkları yağmurlarla yeryüzüne iner. Bitki ve hayvanlara zarar verdiği gibi toprağa yeni kimyasal maddeler ekleyerek doğal yapısını bozar. Erozyon nedeniyle tarıma elverişli topraklarımızın kalınlığı gün geçtikçe azalmaktadır. Elverişli toprağın azalması neticesinde özellikle çiftçiler zarar görür.
HAVADAN KAYNAKLANAN TOPRAK KİRLETİCİLER Kükürtdioksit Flor ve Florlu Birleşikler Kireç Tozları Azot Gazları
Kükürtdioksidin Toprağa Etkisi: SO2 gazı, yağış sularında ve toprak çözeltisinde çözünerek sülfürik aside dönüşebilir. Zamanla toprakların asitleşmesine neden olabilir. Flor ve Florlu Bileşiklerin Toprağa Etkisi: Kirlenmiş havadan flor, gaz halinde fosforik asit, florürler, organik bileşikler şeklinde toprağa ulaşır. Doğal topraktaki flor 2-100 ppm iken, kirlenme sonucu bu değer 1200 ppm’ e ulaşabilir.
Kireç Tozlarının Toprağa Etkisi: Özellikle çimento fabrikalarında etrafa yayılırlar. Çevrede bulunan topraklarda yılda 1000-3000 kg/h kadar birikebilirler. Bitkilerin toprak üstü aksamlarının gelişimini engellerler. Azot Gazlarının Toprağa Etkisi: Toprak üzerinde doğrudan doğruya bir zarar oluşturmazlar ve zamanla bu gazlara maruz kalan topraklarda bir N zenginleşmesi söz konusu olabilir.
SU KİRLİLİĞİNİN ETKİSİ Çeşitli su ortamlarının (Akarsu, göl ve denizler) ve ayrıca içme sularının çeşitli etkenlerle canlıların yaşamlarını olumsuz yönde etkileyecek şekilde bozulmasıdır. Bu kirlenmiş suların tarımsal amaçlarla kullanılması sonucu toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri olumsuz etkilenir. Bunun sonucunda toprak kirliliği oluşur.
SU KİRLİLİĞİ ve ARITMA ÇAMURLARI Çeşitli su ortamlarının (Akarsu, göl ve denizler) ve ayrıca içme sularının çeşitli etkenlerle canlıların yaşamlarını olumsuz yönde etkileyecek şekilde bozulmasıdır. Bu kirlenmiş suların tarımsal amaçlarla kullanılması sonucu toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri olumsuz etkilenir. Bunun sonucunda toprak kirliliği oluşur.
Kanalizasyon sularının pH değerleri ve tuz içerikleri de toprak canlılarının gelişmesine olumsuz yönde etki yapar. Kanalizasyon suyu, besin maddeleri ve organik maddelerce zengin olduğundan toprak mikroorganizmalarının çoğunun artması üzerine olumlu etkide bulunur. Mekanik olarak temizlenmiş kanalizasyon suyu ile toprağın sulanması sonucunda biyolojik aktivitenin bir ölçüsü olan karbondioksit çıkışının iki kata kadar yükseldiği saptanmıştır. Bu durum topraktaki mikroorganizmaların sayısının çoğalmasının bir sonucudur. Özellikle topraktaki azotobakteri sayısı 10 katına kadar çıkabilmektedir.
METALLER ve İZ ELEMENTLERİNİN TOPRAĞA ETKİSİ İz elementler diğer elementlere göre topraklarda daha düşük konsantrasyonlarda bulunan elementlerdir. Bunların en önemlileri kadmiyum, bakır, nikel, kurşun, çinko, cıva, kobalt, arsenik, krom, molibden, selenyum, vanadyum, bor, flor, ve iyottur. Bu elementlerin konsantrasyonları belli bir miktarın üzerinde ise insan, hayvan ve bitki sağlığı olumsuz yönde etkilenir.
NÜKLEER NEDENLER Nükleer santrallerde meydana gelen kaza sadece toprağı değil suyu ve havayı da kirletir. Etkileri uzun yıllar süren bu kirlenme kazanın olduğu yerde kalmaz çok büyük bir alanı etkisi altına alır. Örneğin Rusya da meydana gelen Çernobil kazası gibi.
DİĞER TOPRAK KİRLETİCİLER YAĞ DÖKÜNTÜLERİ, YAĞLI ATIK ve ÇAMURLAR Petrol yağlarının ticareti ve kullanılması nedeniyle toprak ve yüzey sularının yağlarla kirlenme potansiyeli büyüktür. Özellikle içme suyu temin edilen alanların yağ bulaşmasına karşı çok özenle korunmaları gerekmektedir. Ekstrem derecede düşük konsantrasyondaki yağ bileşikleri suyun koku ve tadı üzerine çok şiddetli olumsuz etki edebilmektedir.Yağlı atıklar yakılarak giderilebilir. Fakat yağ döküntü ve sızıntıları sonucu büyük miktarlarda yağ ile kirlenerek çamurlaşmış ve kirlenmiş toprakların yakıp kirletmek çok pahalıdır.
GAZ SIZINTILARI Yaklaşık % 80-90 metandan oluşan doğal gaz kaçakları civarındaki topraklara ve bitkilere bazı sorunlar yaratabilmektedir. Şehir şebekelerinde şehir veya maden gazında doğalgaz kullanımına dönüşte, yüzey altı dağıtım sisteminin bulunduğu yerlerde yetişen ağaçlarda çeşitli zararlanmalar sık sık görülmektedir
TOPRAKTAKİ RADYOAKTİF ELEMENTLERİN ETKİLERİ Çağımızda nükleer enerji ve bunun yan ürünleri yaygınlaşmaktadır. Bu amaçla yapılan radyoaktif element zenginleştirmeleri ile nükleer santral ve araştırma kurumlarından radyoaktif özellikle atıklar oluşmaktadır. Bunların depolanmaları gün geçtikçe büyüyen sorunlar oluşturmaktadır. Çağımızda toprak kirlenmesinin diğer bir kaynağını oluşturmaktadır.
SONUÇLAR Topraklarda Makro besin elementlerinin kirliliğinden çok mikro besin elementleri daha çok tehlike oluşturmaktadır. Ancak Makro besinlerde belirli değerlerin üzerine çıkarsa toprakta ve özellikle yer altı sularında kirlilik oluşturmaktadır. Toprak kirlenmesine neden olabilecek suların sulamada kullanılırken kirliliğine yol açmamasına dikkat edilmelidir. Toprak kirliliğine yol açan Atrazin gibi pestisitlerin kullanılmaması gerekir. Bitkiler için gerekli olan fakat az kullanılması gereken ağır metallerin topraktaki oranlarına dikkat edilmelidir. Kirlenmiş toprakların kirliliğini gidermek için toprağa organik madde ilave edilmeli ve böylece mikroorganizma sayısı ve aktivitesi arttırılmalıdır. Şiddetli yağışlar sonucu oluşan toprak erozyonunu önemli tedbirleri alınmalıdır.
Toprak Kirliliğinin Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir? Verimli tarım topraklarında yerleşim ve sanayi alanları kurulmamalı yeşil alanlar arttırılmalıdır. Ev ve sanayi atıkları toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanıp depolanmalı ve toplanmalıdır. Yapay gübre ve tarım ilaçlarının kullanılmasında yanlış uygulamalar önlenmelidir. Nükleer enerji kullanımı bilinçli şekilde yapılmalıdır
KAYNAKLAR www.agri.ankara.edu.tr/soil_sciences/1250__cevrekirliligi_ders traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/ZjsbROR5-1792013-51 www.megep.meb.gov.tr/...pdf/Toprak%20Kirlilik%20Kaynakları cevre.beun.edu.tr/cevrekulubu/pdf/toprak sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/css40 tr.wikipedia.org/wiki/Toprak_kirliliği
SABIR VE SAYGI İLE DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER