Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Dersin Adı: Yoksulluk ve Sosyal Hizmet Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Emine ÖZMETE Konu: Dünya’da ve Türkiye’de gelir yoksulluğu
Bir toplumu anlatan en önemli göstergelerin başında ülkedeki gelir dağılımı tablosu gelmektedir. Yaratılan değerlerin nasıl paylaşılacağı konusu, toplumdaki eşitlik, sosyal adalet, özgürlük dağılımı ile ilişkilidir (Soyak, 2004).
Gelir dağılımının eşit olmadığı ülkelerde genellikle anti demokratik, otoriter ve baskıcı nitelikte yönetim biçimlerinin etkili olduğu açıklanmaktadır. Buna karşın sosyal refaha ve sosyal adalete önem veren yönetim süreçlerinde gelirin daha adil bir şekilde dağıldığı, eşitsizlik yelpazesinin daha dar olduğu görülmektedir. Son yıllarda dünyadaki adaletsiz gelir dağılımı, kişi başına düşen milli gelirin azalması, arka arkaya yaşanan ekonomik krizler, yürütülen sosyal ve ekonomik politikaların başarısızlığı hem dünyada hem de Türkiye’de yoksulluğu öncelikli konular arasına taşımıştır (Buğra vd., 2003).
Türkiye’de ise TÜİK’in 2009 yoksulluk araştırması sonuçlarına göre yoksulluk oranı %18.08 olarak belirlenmiştir. Türkiye’de 2009 yılında bireylerin yaklaşık %0.48’i yani 339 bin kişi yalnızca gıda harcamalarını içeren açlık sınırını, %18.08’i yani 12 milyon 751 bin kişi ise gıda ve gıda dışı harcamalarını içeren yoksulluk sınırının altında yaşamaktadırlar.
Kişi başına günlük 2.15 dolar olarak tanımlanan yoksulluk sınırı altında bulunan birey oranı %0.22, yoksulluk sınırı 4.3 olarak kabul edildiğinde ise yoksul olan birey oranı ise %4.35 olarak tahmin edilmiştir. Kırsal alanda yaşayanlarda 2008 yılında %34.62 olan yoksulluk oranı 2009 yılında %38.69’a yükselirken; kentsel alanlarda yaşayanların yoksulluk oranı %9.38’den %8.86’ya düşmüştür. Yoksulluk sınırını belirleyen yöntemlere göre 2002 ve 2008 tarihleri arasında Türkiye’de bireylerin yoksulluk oranları Tablo1’de gösterilmiştir (TÜİK, 2011).
TÜİK 2002’den itibaren düzenli olarak her yıl yaptığı yoksulluk çalışmalarında değişik yoksulluk sınırı tanımlarına, ikamet edilen yerleşim biriminin kır ya da kent olmasına, hanehalkı fertlerinin işteki durumlarına, iktisadi faaliyet kollarına, hanehalkı büyüklüğüne ve hanehalkı fertlerinin eğitim durumlarına göre yoksulluk oranlarını hesaplamaktadır. bin kişi temel gıda ihtiyaçlarını karşılamaktan yoksun olarak açlık sınırının altında; 13 milyon 108 bin kişi ise gıda ve gıda dışı harcamaları içeren yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Yaklaşık 10 milyon 185 bin 555 kişi ise göreli yoksulluk sınırının altında harcama imkânına sahiptir (TÜİK, 2002).