Bebeklikten Yetişkinliğe ÇOCUĞUN DUYGUSAL SORUNLARI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ
Advertisements

OKULA UYUM OKUL FOBİSİ. Okul Fobisi Değil, Anneden Ayrılma Korkusudur.
ÖZÜRLÜLÜĞE YAKLAŞIM. Yanlış: Özürlü kişiler hastadır, tedavi edilip iyileştirilmelidirler. Doğru: Özürlülük hastalık değildir. Özürlü kişiler özürlü olmayan.
AİLELERLE İŞBİRLİĞİ.
Psikolojik Danışma ve Rehberlik
SOLUNUM VE GEVŞEME EGZERSİZLERİ İLE ETKİLİ MÜZİK EĞİTİMİ AYŞEN ÜMİT İSTANBUL BİLİM VE SANAT MERKEZİ Müzik Mentoru.
AYNUR ŞİMŞEK İŞLETME YÖNETİMİ PROGRAMI ÖNÜNÜZDEN ÇEKİLİN.
KENDİMİZİ TANIMAK MESLEKLERİ TANIMAK MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ SEÇMEK İSTEDİĞİM MESLEKLER HAKKINDA NERELERDEN BİLGİ ALABİLİRİM.
Uzun ve yorucu bir okul döneminden sonra çocuklar nihayet tatile girdi. Ancak sınavlar, dersler, erken kalkma gibi birçok zorluğun geçici bir süreyle.
Süreç... Rehberlik Nedir? Rehberlik Ne Değildir? Reberlik İlkeleri Nelerdir? Rehberlik Servisinden Hangi Konulara Dair Yardım Alınabilir? - Bireysel Alan.
Rehberlik Servisinin Tanıtımı
EĞİTİMDE DRAMA.
ADIYAMAN FEVZİ ÇAKMAK İLKÖĞRETİM OKULU “VELİ UYUM” PROJESİ
MESLEĞE YÖNELTME SEMİNERİ
It’s My Life It’s My Choice
Aile İçi İletişim İle Çocuğunuzun Sorunlarını Çözebilirsiniz!!!
OYUN VE OYUNCAĞIN ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Erken çocukluk döneminde fen ve matematik kavramlarının gelişimi
Kişisel-Sosyal Rehberlik
ULUSAL MESLEKİ BİLGİ SİSTEMİ
ERGEN AİLE İLİŞKİLERİ.
PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ
Eğitsel Rehberlik Yrd. Doç. Dr. Gökhan Atik.
REHBERLİK SERVİSİ.
Ödev yapma alIşkanlIğI
Bütünleştirme uygulamaları
CESARETLENDİRME ve ÖVGÜ
ADANA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
AİLE İÇİ İLETİŞİM VE OKUL BAŞARISI F.Birsen OLGUN Rehber Öğretmen.
Ne denli az şeyiniz kalırsa, kaygılanacak o kadar az şeyiniz olur
BÖLÜM 1 TEMEL KAVRAMLAR. BÖLÜM 1 TEMEL KAVRAMLAR.
OKUL REHBERLİK SERVİSİ
Eğitim Bilimleri Fakültesi
PPT 6 Kapsayıcı bir eğitim için nasıl bir sınıf yönetimi yaklaşımı benimsemeliyim? Sınıfında Yabancı Uyruklu Öğrenci Bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin.
Uzm.Psk.Dan.Sinem TARHAN
KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ.
OKULA UYUM ve VELİLERE ÖNERİLER
VELİLER İÇİN ANKET GİRİŞİ
Eğitim Öğretim Yılı Rehberlik Servisi ‘ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOR ‘ konulu veli seminerine hepiniz HOŞGELDİNİZ…
GÖRÜŞME İLKE VE TEKNİKLERİ Sağlık Bilimleri Fakültesi
EMPATİK İLETİŞİM 1.
OKUL-AİLE-ÇEVRE İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ
Sağlık Bilimleri Fakültesi
GÜDÜLENME-MOTİVASYON
Eğitsel Rehberlik.
Akademik Bilişim '08 İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN
Okul Öncesi Eğitim.
ÇOCUKLARIMIZIN MUTLU VE BAŞARILI OLMASI İÇİN…
Psikolojik Danışma ve Rehberlik
“Hayatın Ortağı Olmak…”
Geliştirme Genel Müdürlüğü
Oyun İçine Gömülü Öğretim
AİLE TUTUMLARI.
Gelişim ve Temel Kavramlar
DİL GELİŞİMİ KURAMLARI - II
İLETİŞİMİ KOLAYLAŞTIRAN YAKLAŞIMLAR
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Pedagojİk Formasyon Sertifika programI ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ Hafta V Prof.Dr.Bülent ÇAVAŞ.
UŞAK EĞİTİM FAKÜLTESİ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ
NEDEN MANİPÜLASYON.
ÖZEL DURUMLARDA( HASTALIK-KAZA) PSİKOLOJİK DESTEK
Nitel Araştırmalar.
GÖRÜŞME İLKE VE TEKNİKLERİ Sağlık Bilimleri Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Şükrü KEYİFLİ
Geliştirme Genel Müdürlüğü
BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ
ALAN TERCİHLERİ VE MESLEK SEÇİMİ
GEÇİŞ GEÇİŞ SÜRECİ Özel Gereksinimli ve / veya Engeli
SINAV KAYGISI VE ÇOCUK RUH SAĞLIĞI
Sunum transkripti:

Bebeklikten Yetişkinliğe ÇOCUĞUN DUYGUSAL SORUNLARI

Dr Lee Salk Çeviren: Erzem Onur   Hazırlayan: Bülent Koçer Sınıf Öğretmeni

1. bölüm Çocuğunuzun eğitimi

  Üç yaş dolaylarındaki çocukların çoğu, ana okuluna gidebilecek durumdadır. Üç yaşındaki çocuk, genellikle biberondan ve sütten kesilmiş, tuvalet terbiyesi edinmiş ve uzun zaman boyunca annesinden uzakta kalabilecek kadar bağımsızlık sahibi olmuştur. Çocuğu daha küçük yaşlarda okula göndermek yerinde değildir; çünkü öbür çocuklarla birlikte grup faaliyetlerine girişmeyecektir. Çocuğun zamanından önce okula verilmesi, kendine güven duygusunun gelişebilmesi için henüz annesine ihtiyaç duyduğu sıralarda ondan kopması demektir. Çocuğun böyle zorlamalarla karşı karşıya kalmamasına dikkat edilmelidir; çünkü çocukta sağlıklı bir ruhsal gelişim sağlamanın yolu, onun duygusal ihtiyaçlarını karşılamaktır,onlara engel olmak değil. Çocuğun bebekliği mutlu geçmişse, ihtiyaçlarına cevap verilmişse, tuvalet terbiyesi edinmeyi ve sütten kesilmeyi başarmışsa ve çevresiyle ilgili soruları usanmadan cevaplandırılmışsa, okula gitmeyi bunun sizden kopuş olmadığını düşünmeden kendiliğinden isteyecek ve okula gitmeye hazır olacaktır.

Oyun grupları, çocuğu okula hazırlamak yönünden yararlımıdır? Oyun grubu, bir yetişkinin kontrolü altında oyun oynayan bir çocuk grubudur. Bu grupların amacı, eğitim değildir. Fakat çocuğun ilk olarak annesinden ayrılmaktan duyacağı gerginliği azaltmakta yararlı olabilir. Çocuk, oyun grubunda değişik oyunlar oynasa da, başka çocuklarla beraber olup bir şeyler öğrenebilirse de, genellikle esas amaç, çocuklarına bağlı olmadan bir şeyler yapmak isteyen anne babalar için bir çocuk bakıcılığı hizmeti görmektedir. Kanaatimce, annelerin serbest olmasını sağlamak, oyun grupları örgütlemek için yeterli ve geçerli bir nedendir. Çocuklarıyla oynamaktan ya da onların gelişme ihtiyacına cevap verecek faaliyetlere yöneltmekten hoşlanmayan anne baba sayısı oldukça kabarıktır. Bazı anneler, çocuklarının yanı başında çalışır, fakat hiçbir zaman çocuklarıyla birlikte bir şey yapmaya yanaşmaz. Pek çok anne de zamanlarının büyük bir kısmını çocuklarıyla geçirmesine rağmen, onlarla oynamayı daima “ikinci bir iş” olarak düşünürler. Bu annelerin hepside çocukları ile oyun oynamaktan büyük bir haz duymayan iyi annelerdir. Çocuğu bir oyun grubuna göndermekle, evde tutmak arasında yapacağımız seçim, çocuk için hangi çevrenin daha uyarıcı olduğuna dayanmalıdır.

Okula gidecek çocuğa neler söylemek gerekir? Genellikle çocuklar okula gitmek için sabırsızlanırlar. Bu, hem üç yaş dolaylarında ana okuluna gidecekler hem de beş yaşında kazırlık okuluna gidecekler için geçerlidir. Çocuğu okula hazırlarken orada karşılaşacağı somut gerçeklerden söz edin. Ona, okula ne zaman gideceğini, okulda neler yapacağını eve ne zaman ve nasıl döneceğini söylemeniz; okulda çok eğleneceği ve ne cici çocuklar tanıyacağını söylemenizle vereceğiniz bilgiden daha yerinde, açık, seçik, ve aydınlatıcıdır. Çocuğunuza, okulda öğretmen ve diğer öğrencilerle kalacağını, ders gününün sonunda onu almaya geleceğinizi söylemeyi unutmayın. Ayrıca ilk gün kendini yapayalnız ve mutsuz hissedebileceğini, fakat birkaç gün içinde okula alışacağını da belirtmenizde yarar vardır. Bu arada bazı çocukların, anneleri giderken ağlayabileceklerini söylemelisiniz. Ona karşılaşabileceği her şeyi anlatın ki bu olaylar gerçekleştiğinde şaşırıp paniğe kapılmasın. Çocuğun okula alışması ve öğretmenini tanıması için okulun açılmasından birkaç gün öğretmenin anne baba ve çocuğu evinde ziyaret etmesi yararlı olacaktır.  

Neden bazı çocuklar okula gitmeye karşı olumsuz davranır?   Eğer çocuk, okula gitmeyi, “evden atılmak” olarak görüyorsa, bu endişesi yersiz değildir. Evde küçük kardeşleri olan bir çocuk, özellikle bu kardeşlere annesi daha büyük bir şefkat gösterdiğinde anne ilgisinden tamamen uzak kalacağını düşünür. Çocuk için evden gitmek, kendi payını da ortaklarına karşı ilgisiz bulduğundan olumsuz tepkide bulunurlar. Aile içindeki huzursuzluk, özellikle anne babanın anlaşamayışı da okulu sevmemenin bir nedeni olabilir. Çocuk endişe içindedir ve endişeleri evden uzakta olduğu süre içinde daha da artar. Evde durum gergin ve dengesiz olduğundan, hem anne hem de babanın evde bulunduğundan emin olmak ister ve birinden birinin gitmiş olacağından korkar. Aklı başka yerde gibi durduğu ve derse dikkat etmediği zamanlar büyük bir ihtimalle evdeki durumu düşünmektedir. Eve döndüğünde neyle karşılaşacağını bilmeyişi sürekli bir endişe ve huzursuzluk kaynağı meydana getirmektedir.

ÇOCUĞUM, OKULA GİTMEMEK İÇİN HASTAYMIŞ GİBİ DAVRANIRSA NE YAPMAM GEREKİR? Okula gitmemek için çocuklar çoğu zaman bir hastalık bahane ederler. Hiçbir anne baba hasta çocuğunu okula göndermek istemeyeceği için bu durumda anne ve babanın karar vermesi güçleşir. Evde ne zamanlar, hangi koşullarda hastalık nedeniyle kalabileceğini belirleyen bazı temel kurallar belirlemeniz çok akıllıca ve yerinde bir davranış olacaktır.

Çocuğun sık sık hastalık şikayetiyle okula gitmek istememesi, çocuğunuzun sorumluluktan kaçmak için hastalıkları bahane eden bir hastalık olmasına yol açabilir. Sağlığından şikayet ettiği halde okula gönderdiğiniz çocuk, ona inanmadığınız yollu bir tepkide bulunabilir. Bu durumda şikayetlerinin onun okula gitmemesine yol açacak kadar ciddi olmadığını, bundan dolayı da ona inanmamanızın söz konusu olamadığını belirtmek gereklidir. Bu tutumu benimsemenin huzursuz kılacağı endişeli bir yaratılışa sahipseniz birkaç saat sonra okula telefon edip çocuğun sağlık durumu hakkında bilgi alabilirsiniz.

ANNE BABA OLARAK OKUL FAALİYETLERİNE KATILMAMIZ GEREKİR Mİ? Çocukların, anne babalarının okulu ilgilenmeye değecek kadar ilginç bir yer olarak görmesinden gizli bir mutluluk duyar. Anne babanın okula gösterdiği ilgi nedeniyle çocuğun okula ve öğretmenlerine karşı duyduğu saygı artacaktır. Anne babaları okul faaliyetlerine katılan çocuklarda bir topluma bağlılık ruhu geliştiğini ve bunların ait oldukları bu topluluğun sorunlarına karşı daha büyük bir sorumluluk duygusu taşıdıklarını görüyoruz.

NEDEN BAZI ÇOCUKLAR, EV ÖDEVLERİNDEN HOŞLANMAZ? Çocukların çoğu, ev ödevi yapmaktan zevk almaz ya da hoşlanmaz. Çocuğun tavır alışı büyük ölçüde ev ödevinin miktarına ve entellektüel yönden istek uyandırıcı olup olmayışına bağlıdır. Ne yazık ki, çocukların ev ödevlerini sevmemesinde anne babaların da rolü olmaktadır. Örneğin; çocuğun okuldan gelir gelmez başka hiçbir şeye zaman ayırmadan derse oturmasını isteyen anne baba, ödevi eğlenmeye karşı bir engel haline getirmektedir. Bu durumda da çocuğun eğlenmesini engelleyen dersleri sevmesi beklenemez. Öğretmenlerin de bu konuda payı olabilir. Çocuğu uzun bir süre meşgul etmek amacıyla can sıkıcı ve tekrardan ibaret ödevler veren öğretmenler, çocukların ev ödevlerini sevmemesine yol açarlar. Bazı öğretmenlerin ödevleri birer cezalandırma aracı olarak görmeleri ve kullanmaları da çocukların ev ödevlerinden hoşlanmamasına bir sebeptir.

Örneğin; notları iyi olan öğrencilere değil de yalnızca zayıf olanlara ve yaramazlık edenlere ödev veren bir öğretmen, ev ödevinin eğitici görevinin bir kenara atılıp, cezaların en büyüğü olarak görülmesine yol açacaktır. Öğretmenin ev ödevlerine aşırı dikkat edip, küçük bir yanlışlıkta not kırdığında çocuk, yanlış yapma korkusu ile paniğe kapılacak; endişe ve korkusu ev ödevlerini yapmasını güçleştirecektir. Bu gibi durumlarda çocuğun duygularını da dikkate alarak, ev ödevlerini yapmaktan hoşlanmayabileceğini, fakat onları yapmak zorunda olduğunu söylemek gerekir. Verilecek ev ödevleri birden çok amaca yönelik olmalıdır. Çocuk verilen ev ödevinde yazarak çalışmayı, o günkü dersi tekrar etmeyi ve yazı güzelliği için yazı çalışması gibi amaçları bir arada görüp yaşamalıdır.

ÇOCUĞUMUN OKULA ALIŞIP ALIŞMADIĞINI NEREDEN ANLAYABİLİRİM? Çocuğun okula olumlu bir uyum sağlamış olması, çocuğun okula hevesle gitmesinden, sevmese bile ödevlerini düzenli bir şekilde yapmasından sınıf arkadaşları ile dostluk kurup okul dışında onlarla görüşmek istemesinden ve öğrenme sürecine duyduğu ilgiden açıkça anlaşılır. İyi notlar alması da önemlidir; fakat iyi bir karneyi, okula iyi bir uyum sağlamış olmanın en güçlü kanıtı olarak görmeyin. Bazı çocuklar, cezalandırılmaktan korktukları ya da başarısızlıktan ürktükleri için iyi not almaya çalışırlar.

İTAATSİZLİK, KARŞI KOYMA VE MEYDAN OKUMA II. BÖLÜM İTAATSİZLİK, KARŞI KOYMA VE MEYDAN OKUMA

YETİŞEN BİR ÇOCUK İÇİN İTAATSİZLİK NORMAL SAYILABİLİR Mİ? İtaatsizlik, çocuğun gelişiminin hemen hemen her evresinde belli bir ölçüde kendini gösterir. Çocuğunuzun size karşı koymasından memnun olmanız gerekir. Çünkü, çocukluktan gerçekleştirilmesi gereken en önemli işlerden biri de , yaşamın yapısı ve anlamı konusunda bilgi edinmektir. Buda büyük ölçüde kurallar, ilkeler ve olayların nasıl ortaya çıktığı konusunda bilgi sahibi olmakla gerçekleştirilebilir. Çocuğun davranışları yıllar geçtikçe gitgide daha bir karmaşıklık ve çeşitlilik kazanır ve sizin disiplin yönteminizi en küçük ayrıntılara kadar öğrenebilmek için size kendince bir takım deneyler uygular. Hiçbir zaman çocuğunuzun size güçlük çıkarmak amacıyla davrandığını düşünmeyin, sadece sizin nelere ne kadar dayanabileceğinizi ölçmek ya da yaptıklarına karşı nasıl bir tepkide bulunacağınızı anlamak istemektedir. Bu tür itaatsizlikler normal karşılanmalıdır. Çocuk itaatsizliği bir alışkanlık haline getirmediği sürece telaşlanmaya gerek yoktur.

ÇOCUK, HER ZAMAN İTAAT ETTİĞİNDE YOLUNDA GİTMEYEN BİR ŞEY Mİ VAR DEMEKTİR? Ana babanın bütün isteklerini hiç karşı koymadan yerine getirmesi, çocuğun aşırı sert bir disiplinde yetiştirilmiş ve ağır cezalara çarptırılmış olmasının bir kanıtıdır. Çocukta kişilik namına ne varsa ezilmiş, yok edilmiş demektir. Kişisel duygu ve düşüncelerini belirtmek için hiçbir çaba göstermez. Başkalarının isteklerine uymakla yetinir ve onlarla birlikte mutlu olur.

ÇOCUĞUM SÜREKLİ OLARAK İTAATSİZLİK ETTİĞİNDE NE YAPMAM GEREKİR? Yapılacak ilk şey , bu itaatsizliğin altında yatan nedenleri bulup ortaya çıkarmaktır. Geçerli bir neden olmadıkça hiçbir çocuk , sürekli itaatsizlik yolunu seçmeyecektir. Sürekli itaatsizliğe yol açabilecek en önemli etkenler şunlar olabilir: 1.      Yetişkinler tarafından olumlu bir ilgi göremeyişi 2.      Çocuktaki iyi davranma ve beğenilme çabalarının yetişkinlerde hiçbir olumlu tepki uyandırmaması 3.      Çocuğun , yetişkinlerce ödüllendirilmemesidir.

Karşı koyma , itaatsizlik ve giderek suç işleme durumlarının görüldüğü gençler , onlara en çok ihtiyaç duydukları sıralarda ona babalarının kendilerine zaman ayırarak, gelişme ve olgunlaşmalarına yardımcı olamayacak kadar meşgul olduğu ya da ilgisiz kaldığı çocuklardır. Çocuğumuz itaatsizliği alışkanlık haline getirmişse sorunun ne olduğunu kavradığınız an , davranış bozukluğuna yol açan nedenleri ortadan kaldırmaya çalışmalısınız. Sizinle olan ilişkilerinden mutluluk duymasına , birlikte hoşça vakit geçirebileceğinizi anlamasına yardım etmelisiniz.

SORUMLULUK DUYGUSU KONUSUNDA NE YAPMALIYIM? Çocuğunuza ufak sorumluluklar yükleyin ve onları gerçekleştirmesinde kendine yardımcı olun. Bu sorumlulukların üstesinden gelme yeteneğini gösterirse, onu taktir etmeniz, ilgi ve şefkatinizin artması yanında bir de işi başarmış olmanın doğuracağı mutluluk çocuğa cesaret verecek ve git gide daha önemli sorumluluklar yüklenmeye yöneltecektir. Çocuğa küçük yaşlardan itibaren basit görevler vermenizin ve bunları başardığında, onu ödüllendirmeniz yerinde bir davranış olacaktır. Çocuğun tek başına bir şeyler yapmasına fırsat vermek ve işlerinde ondan yardım beklemek, onun sorumluluk duygusunu geliştirecektir.

Örneğin, iki yaş dönemlerindeki çocukların çoğu, evde annelerinin yaptığı işi yapmaktan zevk duyar. Çocuk, yemek sofrasını kurmanıza yardım etmek isteyebilir. Bundan hoşnutluğunuzu, yardımdan zevk duyduğunuzu belirtirseniz, çocuğun başka konularda da yardımcı olma isteğini kamçılamış olursunuz. Çocukta sorumluluk duygusunun gelişmesi üzerinde hiçbir faktörün etkisi, çocukların çeşitli ihtiyaçlarını karşılayamayan, her zamankinden fazla ilgi göstererek yardımcı olmaya çalışmayan ve böylece sorumluluklarından kaçan bir ebeveyn kadar yıkıcı olamaz.