ULUSLARARASI TİCARETTE KÜRESELLEŞME SÜRECİ ve ETKİLERİ Atilla Demirbilek İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Lojistik Yönetimi Programı (Tezli)
İçindekiler Küreselleşme gerçeği Ticarette küreselleşmenin tarihçesi Küreselleşme algıları Küreselleşmenin boyutları Uluslararası ticarette küreselleşmenin aktörleri Küreselleşmenin getirdiği sorunlar Sonuç ve etkileri 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşme gerçeği Küreselleşme kavramı ilk olarak 1833 de, İngiliz iktisatçı W. Foter tarafından «dünya üzerindeki kaynakların paylaşımı ve kullanımı» adlı makalesinde kullanıldı Ana teması değişim Her ne kadar çıkış noktası ticaret olsa da bunu siyasal, kültürel değişimlerden ayrı tutamayız Uzak ile yakın arasındaki zıtlığın kaldırıldığı sınırlar ötesi etkileşim Her toplumun küreselleşme anlayışı da farklıdır 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşmenin tarihçesi -1 Başlangıç dönemi Rönesans ile başlayan 1492-1945 yıllarını kapsayan dönemdir Yeni yerler keşfedildi, sömürgecilik ön plana çıktı, Batının hakimiyeti görüldü Ulus topluluklar ortaya çıktı, feodal yapı çözüldü Denizyolu ile kıtalar arası ticaret arttı Yeni icatlar ve matbaanın keşfi dönüm noktalarından biri oldu Sanat, edebiyat ve felsefede yeni anlayışlar gelişti Dünya savaşları birçok ülkenin birbirlerine karşı kümelenmesine sebep oldu Bu savaşlarda ülkeler çok büyük yıkımlara uğradılar 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşmenin tarihçesi -2 Gelişme dönemi 2.Dünya savaşından 1990’ lı yıllara kadar olan dönemi kapsar; soğuk savaş dönemi diye de bilinir Savaş sonrası özellikle ekonomik ve siyasi anlamda anlaşmalar ile uluslararası örgütler kurulmaya başlanmıştır Birleşmiş Milletler bunların en başında gelir Daha sonra GATT, IMF, OECD, AB gibi ekonomik işbirliği örgütleri kurulmuştur Özellikle A.B.D. gibi devletler, çok uluslu şirketler kurarak nüfuslarını artırdılar Rekabet, ülkeler arası savaşlardan, çok uluslu firmaların ekonomik savaşına dönmüştür 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşmenin tarihçesi -3 Yayılma dönemi Soğuk savaşın 1990 başında bitmesiyle küreselleşme farklı bir boyut kazanmıştır Elektronik ve dijital küreselleşme dönemidir İnternet ve iletişim teknolojisi döneme damga vurmuştur; hız en önemli özellik olarak görülmektedir Hızlı iletişim, kültürler ve devletler arasındaki etkileşimin artmasına yol açmıştır Taşımacılık gelişmiştir; özellikle hava ulaşım araçları sayesinde çok uluslu şirketler her pazara kolayca ulaşılabiliyorlar ve insanlar dünyanın her yerine seyahat edebiliyorlar Çok kültürlülük ve çok etniklik ve de karşılarında milliyetçilik öne çıktı 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşme algıları -1 Aşırı küresel görüş Bu anlayışa göre, ulus devlet anlayışı önemini kaybetmiştir Artık piyasalar devletten daha güçlüdür Küresel ekonominin yükselişi, radikal yeni dünya düzeninin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır Ülkeler arasında uluslararası işbirliği kolaylaşmıştır Artan küresel iletişim alt yapısı sayesinde değişik ülkelerin halkları, ortak çıkarlarını daha çok farkına varmakta ve bunun sonucunda da küresel bir uygarlığın doğuşuna ortak bir zemin oluştuğunu iddia etmektedirler 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşme algıları -2 Kuşkucular-küreselleşme karşıtları Küreselleşmeye karşıdırlar Yaşadığımız dünyada hiçbir şeyin yeni olmadığını iddia etmektedirler Onlar için küreselleşme, refah devletini yok edecek minimal devlet ve hükümeti amaçlayan çevrelerin sık sık kullandığı ideolojik bir terimdir Yine kuşkuculara göre küreselleşme, bir bütünleşmeyi değil, farklı kültürler, farklı uygarlıklar ya da bölgeler arasında yeni çatışmaları da beraberinde getirecektir Kuşkucular dünya ekonomisi içerisindeki eşitsizliğe dikkat çekmektedir ve Asya krizini buna örnek göstermişlerdir Yoksul ülkelerin gittikçe yoksullaştığı, zengin ülkelerinde gittikçe zenginleştiği tezini savunmaktadırlar 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşme algıları -3 Dönüşümcüler Bu grup, küreselleşmeyi modern toplumları ve dünya düzenini yeniden şekillendiren hızlı, sosyal, siyasal ve ekonomik değişmelerin arkasındaki ana siyasal güç olarak görmektedir Artık ulus içi ile uluslararası işler arasında açık bir ayırım söz konusu değildir Ekonomik anlamda 30-40 yıl öncesinden farklı bir dönem yaşadığımızı, önceki pazardan çok daha bütünleşmiş yeni bir pazarın oluştuğunu iddia etmektedirler Ekonominin giderek daha fazla bir şekilde hizmet sektörüne bağlı hale geldiğini söylemektedirler Dönüşümcüler küreselleşme konusunda kuşkuculardan ziyade radikallere daha yakın durmaktadırlar 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşmenin boyutları -1 Ekonomik boyutu Ekonomik küreselleşme, genel anlamda ülke ekonomilerinin iç içe geçmesini, yani dünyanın tek bir pazarda bütünleşmesini ifade eder Fischer’in (2003) dediği gibi “ekonomik küreselleşme, ülkeler arasında mal, sermaye ve emek akışkanlığının artması sonucu ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesi, dünya ölçeğinde karşılıklı etkileşimlerin yoğunlaşması ve yaygınlaşmasıdır” Ekonomik boyut, küreselleşmenin dayandığı en temel özellik olarak teknolojik gelişmelerle beraber ağırlığını iyice hissettirmiştir İç pazarla yetinmek istemeyen firmalar yeni pazarlar bulabilmek adına başka ülkelere yönelmiş, bu durum da ekonomik faaliyetlerde, özellikle dış ticaret ayağında, etkili olmuştur 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşmenin boyutları -2 Siyasal boyutu Dünya ekonomisi içerisinde sermayenin küreselleşmesiyle devlet egemenliği azalmaya başlamıştır Uluslararası Hukukun ulus-devletlerin yanında bireyleri ve devlet dışı örgütleri özne olarak kabul etmesi, devlet egemenliğini sınırlayan başka bir etkendir Küreselleşme her ne kadar ulusal çıkarları gözetse de ulusal güvenlik önemli bir etken olarak karşımıza çıkmıştır Küreselleşmede ulus-devlet, otoritesini kaybetmiş ve yetkisini uluslar üstü kuruluşlara devretmeye başlamıştır Bu sayede bireyler, uluslararası örgütler, sivil toplum, çok uluslu şirketler gibi oluşumlar potansiyel olarak uluslararası bir aktördür 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşmenin boyutları -3 Sosyal ve kültürel boyutu Bu boyut, toplumların karşılıklı iletişim ve etkileşiminin sürekli olarak artması ile açıklanabilir Tüketim ve popüler kültür gibi etkenlerle de toplumların birbirine benzeme süreci söz konusudur İngilizcenin küresel dil hale gelmesi, aynı müziklerin dinlenmesi gibi olgular, kültürel açından bir küreselleşmenin yaşandığını da göstermektedir İletişim teknolojisinin yarattığı sosyal ağlar ön plana çıkmıştır, bilgi çağının yerini artık iletişim çağı almıştır Ulaşım araçlarının ve ağının artması ile uluslararası sosyal faaliyetler artmıştır 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşme sürecinin aktörleri -1 Uluslararası şirketler II. Dünya Savaşı’ndan sonra yoğunluk kazanmıştır Çok uluslu işletmeler tanım olarak, ortaklık kaynaklarını ulusal sınırları dikkate almadan taksim eden, dünya çapında dağıtım yapan fakat milliyet ve üst yönetim yönünden bir ulusal devlette üslenmiş olan ortaklıktır Sahip oldukları teknik, pazarlama, yönetim ve finansal üstünlüklerini, ücretleri daha düşük olan denizaşırı ülkelerdeki işgücü ile birleştirmeyi denemişler ve çok büyük başarılar ve karlar elde etmişlerdir Uluslararası işletmecilik faaliyetleri çok büyük bir oranda devletler yerine özel işletmeler tarafından üstlenilmektedir Çokuluslu şirketlerin cirolarına bakıldığında ise bazı devletlerin GSMH’ dan daha büyük oranda gerçekleşmekte olduğu görülmektedir 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşme sürecinin aktörleri -2 Uluslararası taşımacılık yapan şirketler Fortune Europe dergisinde yayımlanan bir rapora göre ilk 500 e giren global firmaların %60’nın lojistik partner ile işbirliği yaptıklarını ifade etmişlerdir Yatırım düşünülen pazara ulaşım onlar için çok önemlidir, böylece ürünlerinin tedariki konusunda sıkıntı yaşamazlar Global taşımacılık yapan firmalarla işbirliği yaparlar zira dünya pazarına ulaşmak için taşımacılık hizmetlerinden faydalanmak zorundadır Uluslararası taşımacılık şirketleri bugün dünya üzerinde birbirleriyle ticaret yapabilen 200 den fazla ülkeye hizmet verir duruma gelmişlerdir Böylece dünyanın tek bir pazar haline gelmesinin önü iyice açılmaktadır 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşmenin aktörleri -3 Uluslararası örgütler II. Dünya Savaşı’ndan sonra bu örgütlerin kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur Bu kuruluşları ortaya çıkaran nedenler ortak sorunlar, küreselleşme, millî çıkarlar, ekonomik ve sosyal gerekçeler, güvenlik endişeleri ve büyük güçlerin uluslararası yapıyı düzenleme istekleri gibi temel nedenlere dayanmaktadır Uluslararası sistemin daha iyi işlemesini, devletler arasında güven duygusunun gelişmesini, devletlerin politikalarının uyumlaştırılmasını ve uluslararası hukukun gelişmesini sağlamaktadır Bu örgütler olmadan uluslararası sistemin istenilen şekilde işlemesi artık mümkün değildir Genellikle siyasi ve ekonomik amaçlı örgütlerdir; bunların en önemlileri arasında UN, EU, WTO, OECD, IMF, NATO gibi kuruluşları sayabiliriz 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşmenin getirdiği sorunlar -1 Ulusal sorunlar Uluslararası şirketler devletin işleyişine yön vermekte ve bu da herhangi bir ulus- devletin ekonomik geleceğini kontrol etme gücünü zayıflatmaktadır Mesela iki şirket arasındaki yaşanan bir problem devletlerarası bir krize dönüşebilmektedir İç hukuk yolları tıkandığında uluslararası mahkemeler yaşanan anlaşmazlıklarda uluslara yaptırım uygulayabilirler Küreselleşme ile birlikte ulusal krizlerin yayılması da kolaylaşmaktadır Teknolojinin ithal edilmesiyle ülkelerde işsizlik oranı artar Dünyanın en zengin % 20’lik nüfusu, üretimin % 85’ine sahip iken, geriye kalan % 80’lik nüfusun yoksulluğu artmaktadır 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Küreselleşmenin getirdiği sorunlar -2 Çok uluslu firmaların sorunları Hizmet verdikleri ülkelerdeki hukuk sistemi, yerel kanunlar Milliyetçilik, milli firmaların serbest piyasa şartlarına oranla daha fazla korunması Özellikle ithalata getirilen kotalar, uluslararası rekabetten daha ziyade korumacı yaklaşım Ülkedeki politik ve ekonomik istikrarsızlık Aşırı vergiler Sermayelerinin birden fazla girişimciye ait olması ve aynı anda birden fazla ulusal/bölgesel pazara hitap etmesi anlamında kullanılmaktadır Bir bölgedeki krizin diğer bölgelere sıçraması 5.05.2017 Atilla Demirbilek
Sonuç Küreselleşmede çok uluslu şirketlerin devletlerin yerini aldığını görüyoruz Ekonomik ve sosyal açıdan küreselleşme; ülkeler arasında derin eşitsizliklere yol açması, işsizliği arttırması, ülkelerdeki gelir dağılımını olumsuz etkilemesi ve çok uluslu şirketler aracılığıyla egemen olduğu işgücü piyasalarını düzensizleştirmesi yönleriyle eleştirilmiştir Ancak küreselleşmenin olumsuz etkilerinin giderilmesine en büyük görev sadece devletlere değil, uluslararası kuruluşlara da düşmektedir Devletlerin ise, bu küreselleşme sürecinden sadece etkilenen değil aynı zamanda katkı veren pozisyonunda olmaları oldukça önem arz eden bir durumdur 5.05.2017 Atilla Demirbilek
İlginize teşekkür ederiz 5.05.2017 Atilla Demirbilek