Bhopal Felaketi (1984) Bundan 27 yıl önce 2 Aralık 1984’de Hindistan’ın Madhya Pradesh eyaletinde Bhopal’de Amerikan Union Carbide şirketine ait tarım ilacı fabrikasında büyük bir gaz kaçağı oldu.Eyalet hükümeti çevrede yaşayan 3787 kişinin derhal öldüğünü bildirdi. Haftalar içinde 3000 daha sonra ise 8000 kişinin öldüğü bildirildi. Toplam ölümler 15 bine dayandı. Yaralıların sayısının 558 125 olduğu bildirildi. Bunların 38 478’inin geçici engelli olduğu, 3900’ünün ise ciddi ve sürekli engelli kaldığı saptandı. Bu felaketin Çernobil’den bile daha çok etki
Bundan 27 yıl önce 2 Aralık 1984’de Hindistan’ın Madhya Pradesh eyaletinde Bhopal’de Amerikan Union Carbide şirketine ait tarım ilacı fabrikasında büyük bir gaz kaçağı oldu.Eyalet hükümeti çevrede yaşayan 3787 kişinin derhal öldüğünü bildirdi. Haftalar içinde 3000 daha sonra ise 8000 kişinin öldüğü bildirildi. Toplam ölümler 15 bine dayandı. Yaralıların sayısının 558 125 olduğu bildirildi. Bunların 38 478’inin geçici engelli olduğu, 3900’ünün ise ciddi ve sürekli engelli kaldığı saptandı. Bu felaketin Çernobil’den bile daha çok etkileri olduğu yorumları yapıldı. Hindistan’da kurulu bu şirketin %49’u devlete aitti. Union Carbide şirketi 2001 yılında Dow Chemical tarafından satın alındı. Yeni şirket bu olayla ilgili sorumluluk yüklenmeyeceğini açıklıyordu.Hindistan Hükümeti Union Carbide’den 3,3 milyar dolar tazminat talep etti. Daha sonra 470 milyon dolara anlaştılar. Hayatta kalanlara kişi başına sadece 500 dolar düştüğü hesaplanıyordu.Konu için açılan dava ancak geçen sene 2010 yılında sonuçlandı ve hepsi de Hintli olan yerel yöneticilerden sekiz kişi ikişer yıl hapse ve her biri 2000 dolar para ödemeye mahkûm edildiler. Oldukça hafif atlattıkları söylenebilir. Şirketin Amerikalı Genel Müdürü bir daha hiç Hindistan’a dönmedi ve hiçbir ceza almadı. Union Carbide patlamanın bir sabotaj sonucu olduğunu iddia etti. Ancak patlama öncesi birçok kazalar meydana gelmişti ve 1984’de güvenlik sistemlerinin çalışmadığı ileri sürüldü. Greenpeace tarafından kazadan 20 yıl sonra bölgede yapılan bir araştırmada toprakta normalin 6 milyar katı toksik madde bulundu. Bitkileri böceklerden kurtarmak için yapılan ilaç fabrikası böcekler kadar insanları da öldürdü ve yaraladı. Tarım ilaçlarının kullanımı nedeniyle dünya’da kaç kişinin hasta olup öldüğü ise tam olarak bilinemiyor. Aslında kimyasal tarım ilaçlarından kurtulabiliriz. Diğer yandan ülkemizde Marmara’da bazı yörelerin toksik maddelerin depolanacağı alanlar olarak belirleneceğini duyuyoruz. Bhopal felaketi şirketlerin gereken önlemleri tam olarak almadığını ve bir kaza olduğunda ortadan kaybolmaya çalıştıklarını gösteriyor.
Tarihe “Bhopal Trajedisi” olarak kaydı düşülen bu kaza sonunda yaklaşık 3800 kişinin öldüğü ve 500.000 kişinin de yaralandığı tahmin edilmektedir. Bhopal trajedisinin kimya sanayisinin bugüne kadarki en büyük kazası olduğuna dair hiç kuşku yoktur. Kaza UCC’nin güvenlikten ödün vererek üretim yapmayı tercih ettiğini göstermiştir.
Üretimde kullanılan Fosgen, karbon monoksit ve klor gazları kullanılarak fabrikada üretilmekteydi. Hatta kullanılan karbon monoksit de fabrikada üretilmekteydi. Anlaşılacağı üzere bu fabrika bir dizi tehlikeli kimyasalın üretilmesi için tasarlanmış tümleşik (entegre) bir tesisti. MIC depolama sistemi 3 tanktan ibaretti. Bu tanklardan 2 tanesi devrede iken (610 ve 611 nolu tanklar), diğer tank (619) ise acil durumlarda kullanılıyordu. Tanklardaki kapalı devre soğutma sistemi tank sıcaklıklarını 0°C’de tutmak üzere planlanmıştı. Tanklarda ayrıca basınç ve sıcaklık kontrolleri yapılmakta ve aşırı basınç artması durumunda buhar, gaz yıkayıcıya (scrubber) ve sonra da yakma bacasına (flare) gönderilmekteydi. 1982 yılında UCC’den gelen bir ekip Bhopal fabrikasının güvenliğini denetlemiş ve 10 başlık altında önemli uyarılarda bulunmuşlardı. Ziyaretten hemen sonra bazı önlemlerin alındığı, ancak zaman içinde her şeyin kötüye gittiği söyleniyordu. Kaza olduğunda 610 nolu tanktaki bazı cihazların yaklaşık 1 yıldır arızalı olduğu biliniyordu. 1981-84 yılları arasında fabrikada meydana gelen birçok önemli kaza yöneticiler tarafından fazla önemsenmemişti. 1981 yılında 3 işçi fosgen gazı kaçağına yakalanmış, biri ölmüştü. 1982’de 18 işçi MIC kaçağına maruz kalmıştı. Haziran 1984’te MIC tankı soğutma sistemi arızası nedeniyle, soğutma sistemindeki 30 ton freon boşaltılmak zorunda kalınmıştı. Ekim 1984’te son yakma kulesindeki alev sönmüştü. Çünkü fabrikada MIC üretimi durmuş, stoktaki MIC ile böcek ilacı yapılıyordu. O ay son yakma kulesi devre dışı bırakıldı. Fabrikada birçok sorun vardı, felaket adeta “geliyorum” diyordu sanki. Ne olduysa o gece oldu. 40 tonluk 610 nolu tank içindeki MIC’e su karışmıştı. Tankın basıncı ve sıcaklığı hızla artmış, vanalar ve gaz yıkama ünitesi, açığa çıkan gazları tutamaz olmuştu. MIC ve diğer gazlar 800.000 nüfuslu Bhopal kentine hızla yayıldı. Böyle bir durumda çevrede yaşayan insanları uyarmak için uygun alarm veya siren sistemi de düşünülmemişti. Bazı işçiler sirenleri devreye soktular, ama geç kalınmıştı. Kaza neden oldu? Bhopal kazasının nedeni yıllardan beri tartışılmaktadır. Birçok kazada olduğu gibi, kaza nedeni önce sabotaj olarak açıklandı. Daha sonra Hindistan hükümetinin araştırma ekibi, kazanın fosgen ayırma ünitesindeki bir filtreyi su ile temizleyen bir işçinin hattaki vanaları ıslattığı ve suyun 610 nolu tanka böylece karıştığını açıkladı. Suyun nasıl tanka girdiği konusu çok tartışıldı. Tarafsız kişiler ise kazanın birden çok nedeni olduğunda hemfikirler. Her şeyden önce Unione Carbide firmasının diğer ülkelerdeki (özellikle ABD’deki) fabrikalarında aldığı güvenlik önlemlerinin Hindistan’daki fabrikasında almadığı ortaya çıktı. Bu durum geri kalmış ülkelere teknoloji transferini tartışılır hale getirdi. Bugün artık Bhopal kazasının yasal, teknik ve yapısal birçok eksiklikten ileri geldiği anlaşılmıştır. Gerekli dersler çıkarılmış ve çıkarılmaya devam edilmektedir. Fabrikaya 2 km uzaklıktaki gecekondularda yaşayanlar gaz kaçağına yataklarında, derin uykuda iken yakalandılar ve feci bir şekilde öldüler. Uyanabilenler kendilerini sokağa attı. Ne yöne gideceklerini bilmiyorlardı, çünkü göremiyorlardı. Tam panik içindeydiler. Bunların bir kısmı da sokakta kıvrana kıvrana can verdi. O gece hastanelere 20.000 kişi başvurdu. Ama Bhopal’da sadece 2 hastane vardı ve bu kadar kişiyi tedavi etmeleri olanaklı değildi. Bhopal halkı ne yapacağını, hastanelerdeki doktorlar da başvuran hastaları nasıl tedavi edeceklerini bilmiyorlardı. Her şeyden önce hastaneye gelenlerin hangi gaz ile zehirlendiği bilinmiyordu. Birkaç gün yörede ve dünya basınında zehirli gazın “fosgen” olduğu söylentileri dolaştı, konuşuldu. Firma, başlangıçta MIC’in öldürücü bir gaz olmadığını, sadece gözlerde yanmaya neden olduğunu söylemişti. Kalanların birçoğu da hastanede can verdi. Bhopal kenti 3 Aralık sabahına uyanamamıştı. Aynı sabah ölümlerin “siyanür zehirlenmesinden” ileri geldiğine dair önemli kanıtlar elde edilmişti. Kaza büyük bir bölgeyi etkilemişti. Eyaletteki Jayaprakash Nagar, Kazi Camp, Chola Kenchi ve Railway Colony kasabaları da kazadan etkilendiler.