DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ Düşündüğümüz bu değildi bizim. Yaşadığım bu evren olamaz istediğim. Hani pembe olacaktı bulutları gökyüzünün, Güneş batıdan doğacaktı sevgimizden. Gökyüzüne merdiven dayayıp her gece, Simleyecektik yıldızları birer birer. Ay dedeyi kırmızıya boyayacaktık, ne güzel. Düşündüğümüz bu evren değildi. İstediğim bu olamaz benim. Hani saçların yosun yosun kokacaktı, Gözlerin, ya o gözlerin yeşile çalık, Süslenecekti balıklar pul pul, güldükçe. Sonra ak-pak gerdanlı martılar, Yol gösterecekti gezecektik diyar diyar. Düşündüğümüz bu değildi biliyorsun. Yaşadığımız bu evren olamaz istediğim. Hani perdeleri sarı bir evimiz olacaktı, Bahçesinde küçük bir de salıncağı. Kederlerimizi tutup atacaktık bir köşeye Ve sığdırmaya çalışacaktık Mutluluğumuzu Düşündüğümüz bu hayâl âlemine. Talât Ayhan

KORSAN SOKAK Kanadı kırık bir kuş, yıkık bir ev, Şu simit satan çocuğun kördöğüşü. Sucuların uzaktan gelen sesleri, Sönük sokak lambaları altında, Topal bir köpek havlayışı parçalı-kesik. Bir kedinin yavrusunu emzirişi, Toplanmış bir de tüm insanlar arlısı, yoksulu Şu bacalar da tütmese… Talât Ayhan

Bu ne biçim yasa, nasıl yargılama ! Yüzün kara kapkara diyorsunuz Öyleyse havlular neden beyaz. Neden elimi kolumu bağladınız? Yüzüme kara damgasını vurdunuz. Bu denli mi değişik kavramlarımız ! Bu denli mi kötüyüm, siz de iyisiniz Tutup doruklardan atsam kendimi Belki de bayram eder sevinirsiniz. Ya siz yanıldınız, ya da ben kim bilir ! Ama kolay kolay yenilmem bilirsiniz. Yargılarınız boşuna, yalın gerçek ortada; Yüzüm karaysa elbet çıkardı havluya. Talât Ayhan YÜZÜM KARAYSA

İSTEMEZDİM BÖYLE OLSUN Beni zorla ittiler yavrum uçurumlara, Beni kimse anlamadı senden başka, Nedendi bu direnişler kimse sormadı Niye deli gibiydim her Allah’ın günü ? Neden böyleydim ben neden ! İstemezdim böyle olsun oysa. Zorla kopardılar ipleri yavrum zorla, Ben böyle isyankâr değildim evvelce, Sımsıkı bağlıydım hayata. İntiharlar düşünmezdim eskiden Bir dünyam vardı seninle kocaman Şimdi ne oldu bana ! Talât Ayhan

NİYE ÜZERSİN ? Satırlar yetmez güzelliğini anlatmaya, Gündüz güzelsin uykuda güzelsin, Beni niye böyle deli edersin ? Kahrolurum seni her görüşte biraz daha, Ellerim titrer, gözlerim dalar gider, Sonra oturur yazarım böyle şiirler. Reva mı yaptıkların bana bu ölümlü dünyada ? Bilirim incesin, şirinsin, kötü değilsin ; Beni niye böyle üzersin ? Talât Ayhan

SENCE BEN Sence ben ha varım ha yokum, Sevilerim bana özgü çetrefil, Yaşantılarım hep sersefil. Sence ben ha varım ha yokum. Yahut ta bir delişmen çocuk, Per perişanım çokluk. Sence ben ha varım ha yokum. Çirkinliğim ayrılığın muştusu, Yalnızlığım hep kopkoyu. Sence ben ha varım ha yokum. Yahut ta yakında bir nefer, Gözlerimde kalmadı artık fer. Talât Ayhan

TAVLA DİLİYLE Günler geçiyor zarlar hep gele, Mars olacağım sana bu gidişle, Vaz geçtim artık düşeşten, Bir hep yek gelse ama nerdee… Talât Ayhan

GEÇEN YILLAR Bir yaş daha aldık bugün, Bir sene daha gitti gençlikten, Tamamlıyoruz yaşantımızı, Bir bir eksiliyor günler ömürden. Dile kolay bu yirmi sene, Ard arda devrildi koca yıllar, Nasıl geçti bu hayat, Anlayamadık gitti bu evrende. Gün geçtikçe arıyor insan Çocukluğu, maziyi, Mesut olacağım şimdi duysam Bir ninni sesini. Talât Ayhan

SENİ ÖPMEDİM Yıllar var ki seni görmedim, Gözlerimden akan yaşı silmedim, Durup durup hep buna yanarım ; Bir kere olsun ya seni öpmedim. Talât Ayhan

DURUP DURUP BAKMA Durup durup bakma bana öyle Örümcek ağına düşmüş bir sinek gibiyim. Güçsüz, yorgun üstelik ağlamaklı Bak çöküp kaldım dizlerinin dibine. Durup durup bakma bana öyle Bilirim istemezsin böyle içmemi, Oysa elimde değil içiyor, içiyorum Kapanıncaya kadar meyhanelerde. Durup durup bakma bana öyle Yıkılmışlığım her halimden belli Sen bu kadar kötü olamazsın, Hadi tut kaldır ellerimden şöyle. Talât Ayhan

HATIRLATIŞ Neyine güveniyorsun bilmem ki, Güzellik dersen geçer, Gurur desen bir gün kırılır, Bil kalmazsın hep bu yaşta. Güvendiğin dağlara kar yağar, Sonra vurursun başını duvarlara. Çocuk değilsin hem artık, Hatırlatmak gereksiz sana. Biliyorum pek bir şeyim yok Sana verecek sevgimden başka. Eğer yıllar geçer de aradan, Güvendiğin şeyler bir bir yok olursa, Seni seven birinin olduğunu hatırla. Talât Ayhan

O ADAM Bir adam yaşıyordu bu kentte, Güneş’in dalıp gittiği buluta, Ay’ın yükseldiği karanlıklara, Denizin kabaran dalgalarına, Bakıp bakıp seni düşünüyordu O adam. Kırmızı neon ışıklarının Bir yanıp bir söndüğü, Kadehlerin şerefe kalktığı, Bu loş meyhanelerde İçmeden sarhoştu O adam. Bu engin denizlerin Zifiri karanlığında, Bu aşk girdaplarında, Yosun rengi gözlerinde, Günden güne eriyordu O adam. Her güneşin batışında, Ölüp ölüp dirilirken Yitik sevilerinle, Sevgiden yoksun, senden yoksun, Sevilmeden seviyordu O adam. Talât Ayhan