-Sevgili çocuklar; biz Susam Sokağı sakinleriyiz.Bu sokağın sakinleri yeni şeyler öğrenmeyi ve öğrendiklerini dostlarına da öğretmeyi çok sever. -Öncelikle kendimi tanıtayım: Ben Minik Kuş.
-Biz Türkçemizi doğru kullanmaya, konuşurken açık ve anlaşılır olmaya özen gösteririz.Ama bazen kurduğumuz yanlış cümleler birbirimiz yanlış anlamamıza sebep olabiliyor. -Bu durum bazen komik olurken, bazen de üzücü sonuçlar doğurabiliyor. -Öğrendiğime göre buna “Anlatım Bozukluğu” deniyormuş.Konuşurken anlatımın temel niteliklerine dikkat etmek gerekiyormuş.
-Merhaba çocuklar, ben Kırpık. Bu çöp kutusunda yaşarım. Minik kuşun söyledikleri gerçekten önemli. -Merak ettim doğrusu. Nasıl anlatım bozukluğu yapıyoruz? Anlatımın temel nitelikleri derken Minik Kuş ne demek istedi? Hemen konuya geçsek iyi olacak sanırım.
-Evet Sevgili Kırpık, bence de başlayalım.Öncelikle Kurabiye Canavarı bize anlatımın temel niteliklerinden bahsedecekmiş.Sözü ona verelim. -Yemek yemekten fırsat bulursa tabi…
-Ama haksızlık ediyorsun Kırpık, son günlerde rejimdeyim ve çok az yiyorum. -Neyse çocuklar siz aşağıdaki tabloyu incelerken ben de biraz meyve yiyeyim.Aslında hiç iştahım yok ama sağlıklı yaşam için meyve yemek şart…
ÖZGÜNLÜK DURULUK DOĞALLIK AÇIKLIK AKICILIK ÖZLÜLÜK YOĞUNLUK YALINLIK
- Geldim arkadaşlar, geldim. Meyveyi çok yiyince midem kazındı da… -Evet, o gördüğünüz tablodaki nitelikler neymiş, öğrenebiliriz artık.İsimlerinin birbirine yakın olması aklınızı karıştırmasın. Sütle kurabiye atıştırmak kadar zevkli bir konu aslında… -Sonundaaa …
-Kırpık sana bir soru: “Ünlü sporcumuzun arka ayak adalelerinde ezilme saptandı.” cümlesinden ne anladın? -Aman sus, ne diyorsun? Sporcunun arka ayakları mı var? Ne kadar ayıp…
-Yok arkadaşım, tabi ki sporcuların arka ayakları olmaz, arka adaleleri anlamında söyledim. -Ama açık konuşmadın ki ne söylediğini doğru anlayalım.
-Haklısın Kırpık, ben de sana bunu anlatmaya çalışıyorum. -Neyi? -Aşağıdaki notu oku… Açıklık: Anlatılanın kuşkuya, belirsizliğe yer vermeyecek biçimde anlaşılır olma özelliğidir. Değişik yorumlara açık, hem şu hem bu anlama gelen anlatım açık bir anlatım değildir. izinsiz inşaata girilmez.(açık değil) İnşaata izinsiz girilmez.(açık)
-Peki, şu cümledeki bozukluk ne? “Karşılıklı mektuplaşmalar bugün de sürüyor.” -Çok komiksin, Kurabiye Canavarı. Mektuplaşma zaten karşılıklı olur. Niye “karşılıklı” diyorsun ki? Böyle sözü uzatırsan insanlar seni dinlemekten sıkılır.
-Bugün çok dikkatlisin Kırpık.Hemen yakalıyorsun hataları. -Peki bu cümlede hangi nitelik yoktu? -Aşağıda anlattım. Duruluk:Düşünceyi yeterli sözcük ya da sözcük öbeği kullanarak anlatmadır, anlatımda gereksiz sözcük bulunmamasıdır. Çiçeği burnunda,taze yeni bir yazarımızdı.(Y) Çiçeği burnunda bir yazarımızdı.(D)
-Biliyor musun Kırpık,o şiirlerinde duyguları,düşünceleri,bütün yabancı öğelerden,fazlalıklardan,süsten arınmış olarak,en saf biçimiyle belirtir. -Hııııı? Ne dedin?Valla bir şey anlamadım.
-Anlamazsın tabi.Yalın bir anlatım değildi. -Neymiş bu yalın anlatım? -Bak,anlatayım iyi dinle. Yalınlık:Düşünceyi, duyguyu abartısız bir şekilde anlatmaktır. Anlatımın süsten, gösterişten, özentiden, basmakalıp söyleyişlerden uzak olması niteliğidir. Onun o yemyeşil bakan, her zaman gülen, bakınca herkesi mutlu eden, sevindiren,neşe saçan gözlerine herkes hayran. Onun o yemyeşil gözlerine herkes hayran.
- Söyle bakalım kırpık, bu paragraftaki hangi cümle kulak tırmalıyor? -Dur dikkatle okuyayım… “Geçen hafta, arkadaşlarla sinemaya gitme kararı aldık.Biletleri Aysun alacaktı.Aysun çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Fakat işleri çok yoğun olduğundan unutmuş. Hatırladığında ise biletler çoktan bitmiş.Yani hevesimiz kursağımızda kaldı.”
-Sanırım buldun akıcılığı bozan cümleyi. -Evet, üçüncü cümle… -Doğru, şimdi aşağıda yazdıklarımı oku. Akıcılık:Anlatımda dilin takılacağı pürüzlerin, ilgiyi azaltacak ve dağıtacak duraksamaların bulunmaması demektir. Kısaca kolayca ve istekle okunan bir yazıda akıcılık niteliği vardır. Bugün çocuklarla saatlerce ders çalıştım. Çarşıya gittim. Yazdığım onca mektubu tek tek temize çektim. Bu kadar çok işi bir günde nasıl bitirebildiğime ben de şaşıyorum. Bu becerimi, böyle mekanik uğraşlardan çok, daha coşkulu, daha değerli şeyler için kullansaydım... Öyküler yazıp resimler yapsaydım ne iyi olurdu!
- Kırpık sence ben özgün yazılar yazabilecek kadar yetenekli miyim? -Şey, yani, bilmem ki? Sahi özgün ne demek?
-Ooooo, seninle işimiz var. Neyse anlatayım da dinle. -Anlat anlat merak ettim. Çocuklar siz biliyor musunuz? -Bence biliyorlardır.Ama senin için anlatayım. Özgünlük:Duygunun, düşüncenin, kavramın ya da bir gerçeğin anlatımının, anlatana özgü nitelikler taşımasına özgünlük denir. Özgün yazılarda sanatçı, başkasının yazılarından farklı ürünler ortaya koyar. Şiir kapımı çaldı mı elimde ne varsa bırakırım. Başköşededir onun yeri. Geldi mi sağanak halinde gelir. Gitti mi de hiç zorlamam. Sabırla dönüşünü beklerim. Artık o, bir süre öyküler, oyunlar yazmak için özgür bırakmıştır beni. Yokluğunu değerlendiririm.
- Kırpık atasözlerimizi açıklayan bir kitap aldım.Sen de okumak ister misin? -Tabi ki okumak isterim. Atalarımız bizim sayfalarca yazarak anlatamayacağımız şeyleri tek bir cümleyle anlatmışlar.
-Evet, haklısın.Peki buna anlatım da ne deniyor, biliyor musun? -Hayır, bilmiyorum. Sanırım sen biliyorsun. -Biliyorum, çünkü dün akşam bu konuyu iyice araştırdım. Özlülük:Az sözle çok şey anlatma niteliğidir. Gerekli olduğu kadar sözcük kullanarak okuyucuyu düşündüren, onun söylenenlerden yola çıkarak çağrışımlara ulaşmasına olanak veren, derinliği ve anlam yoğunluğu olan anlatım, özlü bir anlatımdır. Eğer iyi günlerde paramızı biriktirmez, onu gereksiz yere harcar, çarçur edersek;başımız sıkıştığında, gerçekten paraya ihtiyacımız olduğunda para biriktirmemiş olduğumuz için üzülebiliriz. Ak akçe kara gün içindir.
- Kırpık ben çok acıktım.Konuşmak beni acıktırdı sanırım. -Bu çok doğal,Kurabiye Canavarı.Sen bir şeyler yemek için her şeyi bahane edebilirsin.
-Aaaa bak doğal dedin de aklıma geldi.Yazı yazarken doğallığa da önem vermeliyiz. -Nasıl yani? -Sonra yemek molası vereceksek anlatırım. Doğallık:anlatımın yapmacılıktan uzak olmasıdır. Gerçeklik duygusunu zedeleyici ve yadırgatıcı olmayan, yapaylıktan uzak anlatım; doğal bir anlatımdır. Doğallık bir duygu ya da düşünceyi içten geldiği ya da olduğu gibi anlatmadır. Ancak doğallık, sanat yapmama, basitlik ve sıradanlık da demek değildir. Anlatımın düşünceye uygunluğu demektir. -Sabret, konu bitince yersin.
- Yoğunluk nedir, biliyor musun Kırpık? -İşlerin yoğun olması gibi mi? Hani başını kaşıyacak zaman bulamazsın…
-Hayır Kırpık bu biraz farklı. -Eeee anlat o zaman? -Yemek düşünmekten kendimi konuya veremiyorum ki… Yoğunluk: Az bir anlatımın duygu ve düşünce bakımından zenginliğidir “derinlik” de denilebilir. -Çok az kaldı. Bugün yemekler benden, hadi. -Yuppiiii!...
-Amma da acıkmışım.bir fili bile yiyebilirim! …