Üçüncü Bölüm EKONOMİK ORGANİZASYON

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İşletme Politikası 7 – 8 Mart Üretim / Pazarlama Politikaları.
Advertisements

Hâsılat kavramları Firmaların kârı maksimize ettikleri varsayılır. Kâr toplam hâsılat ile toplam maliyet arasındaki farktır. Kârı analiz etmek için hâsılat.
 Bölüm 3: Toplu Sözleşme - Piyasa Ekonomisinden Verilen İlk Taviz Kaynak: Yönetim Ekonomisi – Prof. Dr. İ. Özer Ertuna.
OEE ve KOBETSU KAIZEN EĞİTİMLERİ Yer : İzmir
 6. Hafta: Faiz Oranları ve Sıcak Para  İktisatta iki farklı «Faiz» tanımı vardır. 1.Sermaye faktörünün üretimden aldığı pay ve 2.Paranın fiyatı.  Bu.
Öğr. Gör. MEHMET ALİ ZENGİN
Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği 11. Teknik Müşavirlik Kongresi Etkili Süreç Yönetimi ve Teknoloji Yönetim Yeteneği Dr. Ahmet Tunçay 28 Nisan.
I. TOPLAM GSYİH’DAKİ GELİŞMELER
2 Yatırım Karlılık Analizleri Finansal Analizler Basit Yöntemler İndirgenmiş Yöntemler Karlılık Yöntemi Geri Ödeme Süresi Yöntemi Net Bugünkü Değer Yöntemi.
Bağımsız Denetim ile Vergi Denetimi Arasındaki Geçişler
Bilimsel bilgi Diğer bilgi türlerinden farklı
Stratejik Pazarlama 4. Hafta
Girişimcilik Öğr.Gör.Seda AKIN GÜRDAL. Ders Akışı İşletmenin Amaçları İşletme Çevre İlişkisi.
 Ülkemizdeki nüfusun sayısı ve nüfusla ilgili veriler yapılan nüfus sayımları ile elde edilir. Bu sayımlar sonucunda, toplam nüfus, nüfusun yaş gruplarına.
Zihinsel engellilerin sınıflandırılması
Arş.Gör.İrfan DOĞAN.  Bugün otizm tedavisinde en önemli yaklaşım, özel eğitim ve davranış tedavileridir.  Tedavi planı kişiden kişiye değişmektedir,
©McGraw-Hill Education, 2014
ERASMUS+ GENÇL İ K KA2 İ L SOSYAL ETÜT VE PROJE MÜDÜRLÜ Ğ Ü.
Fiyat ve Fiyatlandırma
SMMM ve YMM’LER İLE DENETİM HİZMETLERİNİN EKONOMİK GELİŞMELERE VE SERMAYE PİYASASINA ETKİSİ Nazım Hikmet YMM, Grant Thornton Türkiye İcra Kurulu Başkanı.
Yazılım Mühendisliği1[ 3.hft ]. Yazılım Mühendisliği2 Yazılım İ sterlerinin Çözümlemesi Yazılım Yaşam Çevrimi “ Yazılım Yaşam çevrimin herhangi bir yazılım.
SAĞLIK TURİZMİNDE ÖNEMLİ TIBBİ DESTİNASYONLAR 1. Sağlık Turizminde Öne Çıkan Destinasyonlar Global ölçekte değerlendirildiğinde son yılda bazı ülkelerin.
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN SEKTÖREL DAĞILIMI
DÜNYADA SAĞLIK TURİZMİNE GENEL BAKIŞ Öğr.Grv. Dr. Funda AKDURAN.
Beşinci Bölüm EKONOMİK ORGANİZASYON
Pazarlama İlkeleri.
Öğr. Gör. Dr. İnanç GÜNEY Adana MYO
Makro İktisat.
ECON 321 ULUSLARARASI İKTİSAT
Uluslararası Pazarlama Araştırması
MİLLİ GELİR Bir ülkede belirli bir dönemde (genellikle bir yıl) üretilen nihai mal ve hizmetlerin parasal değerine eşittir. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla.
Sıklık Dağılımları Yrd. Doç. Dr. Emine Cabı.
NOT VERME VE MEZUNİYET.
MİKROEKONOMİ YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM BÖRKE TUNALI
SAĞLIK HİZMETLERİ ARZI
ECON 321 ULUSLARARASI İKTİSAT
Prof Dr. Hakan Kahyaoğlu
FİNANSAL PLANLAMA.
PAZARLAMA YÖNETİMİ PAZARLAMA YÖNETİMİ • PAZARLAMAYA GİRİŞ
Bölüm 9 İş Yönetim Stratejileri : Rekabet Stratejileri
İŞLETME TÜRLERİ BÖLÜM 3.
PAZARLAMADA FİYATLAMA
İK MAKALESİ.
YATIRIM HARCAMALARI.
Bölüm 6 Örgütsel Yönlendirme
BENZETİM Prof.Dr.Berna Dengiz 13. Ders Çıktı Analizi
Pazarlama tanımları 1970’li yıllardan önce, pazarlama, hemen hemen tüm pazarlama teorisyenleri tarafından, kar amaçlı işletmelerin, ürünleri ve hizmetleri.
ESRA ÖNDER İŞLETME 2.ÖĞRETİM
Tüketici Pazarları Örgütsel Pazarlar
Benzetim 11. Ders İmalat Yönetimde Benzetim.
BÖLÜM 5: PAZAR ÇEŞİTLERİ VE FİYAT OLUŞUMU
B- Yaygınlık Ölçüleri Standart Sapma ve Varyans Değişim Katsayısı
Planlanan Harcama Düzeyi: basit Keynesyen Model
Uluslararası İşletme Yönetimi
İçerik GELİRİN BÖLÜNMESİ DEVAM ( FAİZ, KAR).
PERFORMANS KAVRAMI PERFORMANSIN BOYUTLARI
BÖLÜM 3: ARZ VE ÜRETİM TEORİSİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
BÖLÜM X FİYATLANDIRMA.
SHB-221 TÜRKİYE’NİN TOPLUMSAL VE EKONOMİK YAPISI
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Ürün ve Hizmetler İçin Kapasite Planlaması
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Sanal ve Şebeke Örgütleri
Sermaye Maliyeti Sermaye maliyeti; kullanılan veya kullanılması planlanan her çeşit kaynağın, maliyetlerinin ağırlıkları dikkate alınarak ortalamasının.
Sınıf Öğretmenlerinin Eğitsel Amaçlı İnternet Kullanım Öz Yeterlikleri
Bilimsel Araştırma Yöntemleri
Örgüt Kuramı, Örgüt Tasarımı ve Örgütsel Değişim
Sunum transkripti:

Üçüncü Bölüm EKONOMİK ORGANİZASYON Doç. Dr. Mahmut BİLEN ENDÜSTRİEL EKONOMİ

Öğrenme Hedefleri Bu konuyu çalıştıktan sonra: ENDÜSTRİ YAPISINI BELİRLEMEK İÇİN KULLANILAN YÖNTEMLER

İçindekiler ENDÜSTRİ YAPISINI BELİRLEMEK İÇİN KULLANILAN YÖNTEMLER 2.1. YOĞUNLAŞMA İNDEKSİ YÖNTEMİ 2.1.1. Kavram Olarak Yoğunlaşma 2.1.2. Yoğunlaşmanın Ölçümünde Kullanılan Metodlar 2.1.3. Yoğunlaşmanın Ölçümünde İki Yaklaşım 2.1.4. Yoğunlaşmayı Belirleyen Genel Etkenler 2.1.5. Yoğunlaşmadaki Genel Gelişmenin İncelenmesi Özet

ENDÜSTRİ YAPISINI BELİRLEMEK İÇİN KULLANILAN YÖNTEMLER Sanayi Devriminin ekonomik yapı üzerindeki etkileri, gelişmenin öncüleri olan Batı ülkelerinde 19. Yüzyıl’ın sonlarında gittikçe yoğun biçimde ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu yapısal değişimin sonucunda birçok üretim alanında küçük ve orta boy üreticilerin yanında artık büyük birimler de yer almaya başlamıştır. Günümüzde ABD ekonomisi içindeki en büyük 150 firma, faaliyetlerini durdurmaları halinde ekonominin çöküşüne neden olabilecek kadar büyüktür.

İktisatçılar çok büyük firmaların yarattığı iki önemli sonuç üzerinde durmaktadırlar: Bunlardan ilki dev firmaların büyük miktarlarda üretken kapasiteyi, emek gücünü ve kullanılabilir fonları tek bir yönetim biriminin kontrolü altına almalarıdır. ikinci sonuç ise çok büyük ve sayıca az firmadan oluşan yapının, bu firmalara iş hayatının kontrolünü ellerinde bulundurma yolunu açmasıdır. Büyük firmalardan oluşan piyasa yapılarını yoğunlaşma oranı yöntemi, talep ve maliyet yöntemi ve ölçek ekonomileri yöntemi ile ilişkilendirerek açıklamaktadır.

YOĞUNLAŞMA İNDEKSİ YÖNTEMİ Firmaların faaliyet gösterdiği piyasa içindeki rekabetin derecesini belirlemek için yoğunlaşma indeksi yöntemleri kullanılır. Kavram Olarak Yoğunlaşma Yoğunlaşma, ekonomik kaynak ve faaliyetler toplamının büyük bir yüzdesinin, bu toplama sahip olan veya kontrol eden birimlerin küçük bir yüzdesi veya birkaç tanesi tarafından kontrol edilmesi veya sahiplenilmesidir. Faaliyet gösteren birimlerin sayısı azaldığında yada bu birimlerin nisbi büyüklükleri arasındaki fark arttığında, bir piyasanın (endüstri) diğerine kıyasla daha yoğun olduğunu söylemek mümkündür.

Yoğunlaşma derecesi sürekli bir değişkendir Yoğunlaşma derecesi sürekli bir değişkendir. Tıpkı ağırlık ölçümünde olduğu gibi sürekli değerler alabilmektedir. Yoğunlaşma derecesini ölçmek istediğimizde başvurabileceğimiz en kolay yol endüstri içindeki firmaları saymaktır. Bunu bir örnekle açıklayabiliriz: 101 firmadan oluşan bir endüstri düşünelim. Bu endüstri içinde firmalardan bir tanesi endüstri çıktısının %95'ini üretmektedir. Diğer firmalar ise kalan %5'lik çıktı payını üretmektedirler. Gerçekte bu endüstri her biri toplam çıktının %10'unu üreten 10 firmadan oluşan bir endüstriden çok daha yoğundur.

Yoğunlaşmanın Ölçümünde Kullanılan Metodları Farklı mal ve hizmet piyasalarında gerçekleşen yoğunlaşma düzeyinin hesaplanmasında kullanılabilecek ideal bir ölçü üzerinde anlaşma sağlanamamıştır. Bununla birlikte değişik yoğunlaşma ölçütleri arasında geniş seçme olanağı bulunmaktadır. Ancak bu ölçütlerin hiçbiri tam ve bağımsız değildir. Bunların içinde en çok kullanılan ve kabul gören altı tanesi aşağıda açıklanmaktadır.

N-Firma Yoğunlaşma İndeksi Bütün yoğunlaşma ölçütleri arasında en eski ve özellikle ampirik çalışmalarda en yaygın olarak kullanılan N-firma yoğunlaşma indeksidir. Burada “N”, ölçümde kullanılan firma sayısını ifade etmektedir. “N” değeri geleneksel olarak dört, sekiz veya yirmi olarak alınmaktadır. Yoğunlaşmâ indeksi, satışlar, kapasite, istihdam, katma değer veya çıktı gibi çeşitli büyüklüklerden biri temel alınarak sıralanmış firmalardan, ilk “N” tanesinin, temel alınan kriter açısından toplam değerinin, aynı kriter açısından o firmaların yer aldığı endüstride gerçekleşen toplam değere oranlanması ile bulunmaktadır. Bu ifadeyi aşağıdaki gibi formüle edebiliriz:

YON : “N” sayıda firma için yoğunlaşma indeksi Xj : “J” firması için X değişkeninin, firmalar bu değişkene göre alt alta sıralandığında aldığı değer. X = Endüstride yer alan firmaların tümü için X değişkeninin aldığı toplam değer. Yoğunlaşma indeksi iki amaçla kullanılmaktadır. Bunlardan ilki, belirli bir piyasadaki belirli bir ürünü üreten en büyük birkaç firmanın payını yani oligopol derecesini ölçmektir. İkinci amaç ise, oligopol derecesinden ziyade en büyük birimlerin sanayi içindeki nisbi büyüklüklerini belirlemektir.

Örneğin Amerika'da 1975 yılında imalat sektöründe yapılan bir araştırmada dört lider firmanın satışların %20'sini gerçekleştirdiği endüstriler rekabetçi, yoğunlaşma indeksi %20- 39 arasında değişen endüstriler zayıf oligopoller ve yoğunlaşma indeksi %60 ve üstü olanlar kuvvetli oligopoller olarak sınıflandırılmışlardır. Bu tür sübjektifliği ortadan kaldırmak isteyen bazı uygulamalı çalışmalar, dört-firma oranına dayanan analizdeki %50 düzeyinin, sekiz-firma analizinin %70'ine eşit olduğunu göstermektedir. Bu deneysel çalışmalara göre dört firma analizleri için %50-55 ve sekiz-firma analizleri için %70 düzeyi yoğunlaşma için başlangıç noktası olarak alınabilmektedir. Lider dört firmanın satışların %80'ini sağladığı bir piyasa yapısı ile lider dört firmanın satışların %20'sini sağladığı bir piyasa yapısı arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır.

Herfindahl-Hirchman İndeksi Yoğunlaşma derecesinin ölçümünde kullanılan diğer bir ölçüt Herfindahl-Hirchman İndeksidir, (HHİ). Bu indeks ilk kez Hirchman tarafından 1945'te geliştirilmiş daha sonra Herfindahl tarafından bağımsız olarak formüle edilmiştir. Piyasalardaki tüm firmaların piyasa paylarının karelerinim toplamı olarak tanımlanmaktadır. SJ : “j”-inci firmanın piyasa payıdır.

Entropi İndeksi Ekonomistler tarafından kabul gören diğer bir ölçüt ise Entropi indeksidir, (Eİ). Bu indekste endüstrideki firmaların piyasa paylarının tersinin logaritması ağırlık olarak kullanılmaktadır; şeklinde formüle edilmektedir. Piyasa payları eşit olduğundan indeks değerini almaktadır. Monopolistik bir yapı söz konusu olduğunda ise indeks "0" değerini almaktadır. Belli sayıda firma arasında piyasa paylarındaki eşitsizlik azaldığında indeksin değeri yükselmektedir.

Linda indeksi Endüstrideki yoğunlaşmayı saptama ve piyasa yapısını tanımlama amacıyla geliştirilen bir başka ölçüttür. Linda İndeksi de ilgili endüstrideki büyük firmalara ait bilgileri ön planda tutar ve aşağıdaki şekilde formüle edilir. N : En az iki olmak koşuluyla incelemeye konu olan firma sayısını gösterir. EOj : En büyük “j” firma tarafından denetlenen ortalama piyasa payının, örnek içindeki diğer n-1 firma tarafından denetlenen ortalama piyasa payına oranıdır.

Linda indeksi Bu endekste, büyüklüğü endüstri toplam payının %1'inden küçük olan firmalar dışarıda bırakılır. Linda İndeksi 2, 3, 4, 5, ..., N firma için sırasıyla hesaplanırken, endeks değerleri “N” arttıkça bir noktaya kadar düşme gösterir, “N” belli bir büyüklüğe ulaşmasından sonra Linda indeksi artmaya başlar.

Hall - Tideman İndeksi M. Hall ve N. Tideman tarafından geliştirilen bu indeks ile firmaların büyüklük sıraları ağırlık olarak dikkate alınmakta ve küçük firmaların sayısındaki değişme de kapsanmaktadır. H-T indeksi şu şekilde formüle edilmektedir. H- T Burada; N : Firma sayısı J : Firmanın, büyükten küçüğe doğru sıralamadaki yeri Sj : “j”-inci firmanın piyasa payıdır. H-T indeksinin üst sınırı 1, alt sınırı ise ’dir. Eğer H-T 1'e eşit ise endüstrisinin yapısı monopoldür.

Sonuç olarak yoğunlaşma ölçütlerinin matematiksel özellikleri ile ilgili literatür en iyi ölçünün hangisi olduğu sorununu henüz çözememiştir. Daha önce belirtildiği gibi piyasa yoğunlaşması iş dünyası davranışlarını etkilediği bilinmektedir. Bu açıdan en ideal ölçüt Herfindahl-Hirchman indeksi olarak bilinmekle birlikte, iş yaşamının karmaşıklığı pratikte hiç bir ölçütü tek başına üstün kılmamaktadır.

Gini İndeksi Gini Katsayısı veya Gini Rasyosu aslında Lorenz Eğrisinin istatistiksel veya rakamsal olarak ifadesidir. Bu katsayı, bir topluluk veya guruptaki eşitsizliği ölçer. Gini Katsayısını hesaplamanın en basit yolu belirli bir düzene göre sıralanmamış veride karşılaştırmalı farklılıkların ortalamasını almaktır. Her bir ikili birliktelik arasındaki farkların ortalamasının genel ortalamaya bölünmesiyle elde edilir.

Bu formüle ek olarak daha birçok Gini katsayısı ve yoğunluk hesaplaması formülü vardır ki bunlardan fazlaca kullanılan bir başkası da şu formül kullanılarak bulunur. Bu eşitliklerde; G : Gini yoğunlaşma oranını X : büyüklük değişkeninin toplam oranını, Y : firma sayısı değişkeninin toplam oranını, si : firma pazar payını, n : firma sayısını, İlk formülde de μ ortalama piyasa payını göstermektedir.

Gini İndeksi Ölçümü yapılan endüstrinin monopol olması durumunda Gini Yoğunlaşma Endeksi’nin değeri bire eşittir. Bir endüstride birden çok, N, firma var ve her bir firmanın piyasa payı bir birine eşit ise, bu oranın alabileceği en küçük değer sıfır olur.

Yoğunlaşma Endekslerinin Değerlendirilmesi Bütün bu yoğunlaşma ölçütleri belli bir andaki büyüklük dağılımlarını yansıtmaktadır . Endüstrinin o anki resminin çekilmesinden fazla bir şey değildir. Eğer bir endüstride az sayıda firma faaliyet gösteriyor fakat endüstriye giriş ve çıkışlar sebebiyle bu az sayıdaki firmalar sürekli değişiyorsa o endüstride rekabetçi bir ortamın varlığı inkar edilemez. Yukarıda bahsedilen yoğunlaşma oranı ölçütlerinin hiç biri bu gerçeği yakalayamamaktadır. Aşağıda, Tablo 2.1’te hayali dört endüstrideki başlıca firmaların piyasa payları ile birlikte bu endüstriler için 4-Firma Yoğunlaşma Endeksi, Herfindahl-Hirshman Yoğunlaşma Endeksi ve Gini Yoğunlaşma Endeksi değerleri verilmiştir.

Tablo 2. 1: Temsili Endüstriler İçin Başlıca Yoğunluk Oranı Ölçümlerinin Karşılaştırması

İktisatçılar hangi yoğunlaşma oranı ölçütün en iyi olduğu konusunda da fikir birliğine ulaşamamışlardır. Her bir yoğunlaşma ölçütünün diğerlerine göre üstünlükleri de vardır. Bir endüstri birkaç büyük firma liderliğinde şekilleniyorsa N-Firma Yoğunlaşma Oranı o tip endüstriler için iyi bir ölçüt olabilir. Başka bir endüstride küçük firmaların da büyük bir etkinliği var ise, Herfindahl-Hirshman Yoğunlaşma Oranı daha kullanışlı olabilir.

Yoğunlaşmanın Ölçümünde İki Yaklaşım Aynı ekonomide rekabet eden 100 büyük firma ile her biri ayrı malın monopolüne sahip 100 firma farklı olgulardır. Bu nedenle endüstriyel yoğunlaşmanın ölçümünde iki farklı yaklaşım kullanılmaktadır. Bunlardan ilkinde ekonominin bütünü içindeki yoğunlaşma ölçülmekte, diğerinde ise seçilmiş mal piyasalarındaki yoğunlaşma üzerinde durulmaktadır. Bu kısımda bu iki yaklaşıma bağlı olarak açıklamalarda bulunulacaktır.

Ekonominin Bütünü İçindeki Yoğunlaşma Ekonominin bütünü içindeki yoğunlaşmanın ölçülmesinde her firma, yani ekonomik faaliyet içindeki her kontrol birimi diğerlerinden ayrı ve bağımsız bir birim olarak ele alınmaktadır. Fortune dergisinin bu amaçla yapmış olduğu yıllık hesaplamalarda firmaları, satışlar, varlıklar, net gelir, yatırılan sermaye, işçi sayısı gibi çeşitli büyüklük kriterlerine göre sıraladığı belirtilmektedir. En son yayınlanan verilere göre listenin en başında enerji (4), otomobil (2), bilgi- işlem (2) ve finans (2) şirketlerinin yer aldığı görülmektedir.

Ekonominin bütünü içindeki yoğunlaşmaya ait bulgular iki açıdan değerlendirilebilir. Yoğunlaşmanın, ekonomik ve politik gücün toplum içindeki dağılımına etkisi Yoğunlaşmanın, rekabetin ekonomik faaliyeti düzenleyici rolü üzerindeki etkisi. Her firma yönetiminin, firmanın sahip olduğu varlıkların kullanımı üzerinde, firmanın istihdam ettiği emek gücü üzerinde ve firmanın ürettiği malların dağılımı ile fiyatlandırılması üzerinde kontrol gücü bulunmaktadır.

Ekonomik gücün az sayıda kişinin elinde toplanması iki nedenden dolayı hoş görülmemektedir. Öncelikle ekonomik gücün belli ellerde yoğunlaşmaması, servetin ve gücün bireyler arasında eşit dağılması demokratik ideale daha uygun bulunmaktadır. İkinci olarak da, ekonomik gücün belli ellerde yoğunlaşmasının rekabetin etkinliğini azalttığına inanılmaktadır.

Endüstri içindeki yoğunlaşmanın hesaplanmasında cevaplandırılması gereken sorular aşağıdaki gibi sıralanabilir. Endüstri içindeki firma sayısının belirlenmesi, Oligopolistik bağımlılığın bilinmesi, (yani, endüstri içindeki bazı firma paylarının fiyat, miktar ve diğer politikalarla ilgili kararlarda oligopolistik bağımlılık yaratacak büyüklükte olup; olmadığının belirlenmesi), Oligopolistik bağımlılığın derecesinin belirlenmesi.

Yoğunlaşmayı Belirleyen Genel Etkenler Yapılan çalışmalar, yoğunlaşmanın tek ve basit bir etken tarafından belirlenmediğini, dolayısı ile yoğunlaşmadaki gelişmenin tek bir açıklaması bulunmadığını göstermektedir. Belli zamanlarda bireysel piyasalarda veya ekonominin bütününde ulaşılan yoğunlaşma derecesini belirleyen çeşitli etkenler akla gelmektedir.

Yoğunlaşmayı Arttırıcı Güçler Zaman içinde ekonomik faaliyetin belirli ellerde yoğunlaşmasına neden olan pek çok güç akla gelmektedir. Aşağıda bu güçlerden en önemlileri ayrı ayrı incelenmektedir. Etkinlik Girişim ekonomisinde faaliyet gösteren firmalar maksimum etkinliğe ve üretim birimi başına minimum maliyete ulaşacak şekilde büyüklüklerini ve sayılarını ayarlama eğilimindedirler. Bu eğilime yol açan iki neden bulunmaktadır. Bunlardan ilki firmaların kendiliğinden maksimum etkinliğe yönelmesine yol açan ekonomik güçlerin faaliyette olması, ikinci neden ise firma büyüklüğünün etkinliği sistematik olarak etkilemesidir.

Yüksek Kâr Elde Etme Arzusu Yoğunlaşma derecesinin yüksek olduğu endüstrilerde, yüksek kârlılığın bulunduğunu gösteren pek çok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalarla ulaşılan sonuçları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür. Kâr, endüstride faaliyette bulunan satıcı sayısı ile ters yönlü fonksiyonel ilişki içindedir. Yani endüstride faaliyet gösteren satıcı sayısı azaldıkça, bu faaliyetler sonucu elde edilen kâr artmaktadır. Bu durumda yüksek yoğunluklu endüstrilerde yüksek kârlara ulaşılmaktadır, Kâr, giriş engellerinin yüksekliği ile doğru yönlü fonksiyonel ilişki içindedir. Girişin güç olduğu endüstrilerde elde edilen kâr girişin kolay olduğu endüstrilerde elde edilenden daha yüksektedir. Kâr, firmanın büyüklüğü ile pozitif bir ilişki içindedir. Büyük firmaların kârı yalnızca yüksek değil, aynı zamanda yıldan yıla daha istikrarlıdır, Kâr, reklam harcaması ile pozitif yönlü fonksiyonel ilişki içindedir.

Rekabeti Kısma Arzusu Firmalar kendi aralarındaki rekabeti, daha az sayıda firma ve daha yüksek yoğunlaşma derecesi sağlayan birleşmeler (merger) aracılığı ile, kısarak kârlarını arttırmaktadırlar. Yoğunluğu yüksek yani oligopolistik yapıdaki bir endüstride rekabet çok daha az şiddet ve etkinliktedir. En temel karşı güç yasalardır. Firmaların birleşme yoluyla veya diğer yollarla tek bir firmaya yani monopole dönüşmesi pek çok ülkede yasalara aykırıdır. Firmalar arasındaki gizli anlaşmalar da rekabeti etkin bir şekilde sınırlayabilmektedir.

Geniş Ölçekli Satış Çabalarının Avantajlarına Ulaşma Arzusu Yüksek kârlar ve daha büyük firmalar arasındaki ikinci bağ geniş ölçekli satış çabalarından doğan avantajlara ulaşma arzusudur. Özellikle satışları, reklam ve diğer satış araçlarının kullanımından çok etkilenen tüketim malı endüstrilerinde bu avantajların elde edilmesi daha kolay olmaktadır. firma satışları arttırıcı araçlardan yararlanacak derecede büyümeyi, kârlılık açısından birim üretim ve dağıtım maliyelerini minimumda tutacağı büyüklüğe tercih etmektedir. Bu durum ise yüksek satıcı yoğunlaşma derecelerini gerektirmektedir.

Giriş Engelleri Endüstri içindeki bir ya da birkaç firmayı koruyan önemli giriş engelleri genellikle firmaların sahip oldukları üç kurumsal avantajdan kaynaklanmaktadır. Bu avantajlar şunlardır; Stratejik üretim teknikleri ve mal tasarımı üzerinde ayrıcalık sağlayan patent hakları, Üretim için çok önemli bir kaynağın arzı üzerinde monopolist güç, Tüm gerçek ve potansiyel satıcılar üzerinde mal farklılığı avantajı. Bu tür avantajlara sahip firmalar, üretimde ölçek ekonomileri önemli olmasa da büyümekte ve piyasaya hakim olmaktadırlar. Bu avantajların ne zaman, nerede ve nasıl elde edileceği endüstrilerin içinde bulundukları şartlara göre değişmektedir. Elde edilen bu avantajlar, patent hakkı süresinin bitmesi, maden ocağının kuruması, alıcı tercihlerinin körelmesi gibi nedenlerle sona erse de elde edilen ilk etki uzun yıllar firmayı piyasa içinde güçlü kılabilmektedir.

Hukuki Yapının Yoğunlaşmayı Arttırıcı Etkisi Hukuki yapı firmaların endüstri içindeki büyüklüklerinin ve yoğunlaşma derecelerinin belirlenmesinde oldukça önemlidir. Genel kanı hukukî engellerle yoğunlaşmadaki artışın önüne geçileceği yönündedir. Bununla birlikte devlet politikası bazen aksi yönde de çalışabilmektedir. Bunun yanında patent kanununun endüstri içindeki belirli satıcılar için oynadığı koruyucu rol, şirket kanunlarının holdinglere izin verecek şekilde değiştirilmesi, bazı endüstrilerde yabancı rekabetini yasaklayan koruyucu gümrük kanunları, rekabeti kısıtlayan dolayısı ile satıcı yoğunlaşmasını yükselten öteki uygulamaları yoğunlaşmayı arttırıcı etki oluşturur.

Endüstri Dışındaki Mali Odakların Yoğunlaşmayı Arttırıcı Etkisi Endüstrilerde yoğunlaşmayı arttırıcı diğer bir etken de, birleşmelerin oluşmasından mali kâr elde eden yatırım bankerleri ve sermayedar gibi mali aracılardan oluşan gruplardır. Birleşmelerin gerçekleştirilmesi sırasında şirket tahvillerinin hisse senetlerinin satışından bu gibi gruplar her zaman kazanç elde etmektedirler. Yoğunlaşma artışına yol açan diğer bir mali neden ise firmaların kâr payı politikalarıdır. Bazı firmalar kazançların sadece bir kısmını dağıtmak kalanını ise firmanın büyümesi amacı ile kullanmak politikasını benimsemektedirler. Eğer firmalar yatay birleşmenin sonucu biraraya gelmişlerse o endüstri için yoğunlaşmayı arttırıcı bir etki söz konusu olmaktadır. Ancak dikey entegrasyon söz konusu olduğunda endüstri içindeki yoğunlaşmada bir artış beklenmeyebilir. Bununla birlikte firmalar büyüdüğünden ekonominin tümü içindeki yoğunlaşma derecesi yükselmektedir.

Yoğunlaşmayı Azaltıcı Güçler Yukarıda, zaman içinde yoğunlaşmada artışa yol açan güçlerden söz ettik. Bunun yanında ekonomilerde yoğunlaşmanın aleyhine işleyen pek çok karşı güçten söz etmek de mümkündür. Aşağıda yoğunlaşmaya karşı güçler ve etkileri sıralanmaktadır.

Genel Ekonomik Büyüme Yoğunlaşmadaki artışı engelleyen güçler içinde en önemlisi ekonominin bütünündeki ve bireysel piyasalardaki büyümedir. Pek çok malın piyasası genel ekonomik büyüme doğrultusunda genişlemektedir. Piyasaların toplam çıktı seviyesi büyürken lider firmaların çıktıları da aynı oranda büyümelidir. Bu gerçekleşmediğinde endüstriyel yoğunlaşma azalmaktadır.

Ulaşım Olanaklarındaki Artış Günümüzde ulaşım olanakları çeşitlenmiş ve ucuzlamıştır. Ulaşımın pahalı olduğu yıllarda yerel üreticiler diğer bölgelerdeki üreticilerin rekabetinden korunmaktaydı. 19. Yüzyıl’da yerel buğday değirmeni, bıçkıhane ve benzeri üretim yerlerinin monopol güçleri bulunmaktaydı. Bugün şehirler hatta ülkeler ve kıtalar deniz, hava, kara ve demiryolları ile birbirlerine bağlanmıştır. Bir bölgenin ürünü diğerininki ile rekabet etmek üzere diğer bölgelere taşınırken, aynı zamanda pek çok tüketim malı için bölgesel ve ulusal piyasalar yaratılmaktadır. Bugün çeşitli ulaşım kolaylıklarının pek çok kişiye ulaştırıldığı ortamda doğan rekabet ile geçmişteki rekabet birbirinden farklıdır.

Teknolojik Gelişmelerin Yoğunlaşmayı Azaltıcı Etkisi Teknolojik değişmelerin daima daha büyük tesislerin kurulmasına yol açacağını düşünmek hatalı olmaktadır. Teknolojik gelişmeler bazen de üretimin daha küçük birimlerde yapılmasını kolaylaştırmaktadır. Örneğin elektrik iletimindeki gelişmeler, portatif jeneratörler, güç yayın makinelerin hemen hemen her yere kurulabilmesini kolaylaştırmaktadır. Teknolojinin yoğunlaşmayı azaltan diğer bir yönü de, teknolojideki hızlı gelişmeler sonucu farklı endüstriler arasındaki rekabetin artmasıdır. Yerleşmiş bir ürün, ekonominin diğer alanlarındaki bir gelişmeden dolayı birdenbire kendini elimine edilmiş ve piyasa dışı bulabilmektedir. Örneğin sentetik ipliğin keşfi ile kimya firmaları kendilerini tekstil sektörünün içinde bulmuşlardır. Artık bir endüstri dalında ihtisaslaşmış firmaların diğer yönlere sıçraması ve girdikleri yerdeki rekabetin şiddetini arttırmaları giderek artan bir eğilimdir.

Hukuki Yapının Yoğunlaşmayı Azaltıcı Etkisi Pek çok ülkede, yoğunlaşmadaki artışın önüne geçmek için devlet politikasından ve bazı yasal düzenlemelerden yararlanılmaktadır. ABD'de 1890'da yürürlüğe konan Sherman Act, ekonomik gücün belirli ellerde yoğunlaşmasını önlemeye çalışmıştır. Yine 1914 yılında yürürlüğe konan Clayton Act ve Federal Trade Commission Act adındaki yasalarla ilk yasayı güçlendirmişlerdir. II. Dünya Savaşı sonuna kadar Avrupa'da kartelleşmeyi ve tröstleşmeyi önleyici ciddi tedbirlere rastlanmamakla birlikte savaştan sonra tüm sanayileşmiş ülkeler rekabeti önleyici, pazar paylaşıcı, monopolcü fiyatlara yol açan anlaşmaları yasaklayan yasal tedbirler almakta gecikmemişlerdir. İngiltere 1956'da, "Restrictive Trade Practice Act" yasasıyla Amerikan sistemine çok yakın bir denetim mekanizması getirmiştir. Kanada Amerika'nın paralelinde tedbirler almıştır. Batı Almanya, 1957'de yasal tedbirler getirmiş ancak bunalım geçiren sanayiler için bazı ayrıcalıklar tanımıştır.

Yoğunlaşmadaki Genel Gelişmenin İncelenmesi Yoğunlaşmayı arttıran ya da azaltan birbirine karşı güçlerin nisbi etkileri zaman içinde önemli ölçülerde değişmektedir. Teknolojik gelişmeler ölçek ekonomilerinin önemini arttırmakta veya tam tersine azaltmaktadır. Patent veya kaynak kontrolüne bağlı giriş engelleri, zaman içinde ortadan kalkmakta kapsamları değişmekte veya yerine yenileri gelebilmektedir. Yoğunlaşma üzerindeki hukuki kısıtlamalar artmakta ya da azalmaktadır. Piyasalar hızlı veya yavaş büyüyebilmektedir. Yoğunlaşmanın ne yönde değişeceği ancak yukarıda değinilen güçlerin tümünün zaman içinde ne yönde değişeceği bilinirse tahmin edilebilmektedir. Sonuç olarak monopolleşme isteği, satış çabaları, mali kazanç dürtüleri, giriş engelleri gibi yoğunlaşmayı arttırıcı güçlerin daha etkili olduğu endüstriler, gerekenden daha yüksek yoğunlaşma derecelerine ulaşırken, bu endüstrilerde faaliyet gösteren firmalar da gerekenden daha büyük boyutlara ulaşmaktadırlar.