Belge ve Resimler Cavit ÖNER Sunum Doğan ÖZGEZGİN.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
DOĞAL AFETLER Kendiliğinden olan ,can ve mal kaybına neden olan olaylara “DOĞAL AFETLER DENİR”. DOĞAL AFETLER.
Advertisements

Babam Beni Hiç Sevmedi... Balıkesir'de Asma Ağacı Ve Anılarım.. Kısa Öykü.
CÜMLE ÖGELERİ Cümle, bir duyguyu, düşünceyi veya olayı anlatan sözcük ya da sözcükler topluluğudur. Cümlede her sözcüğün bir görevi vardır. Cümlede görevli.
Sosyal güvenlik Devletin; sosyal sigorta, sosyal yardım ve benzeri araçlarla halkın sosyal durumunu güvence altına almasıdır.
Karakalem Tekniği ve Özellikleri
COĞRAFYA PROJE ÖDEVİ ÖZGÜR SÖNMEZ 10/A Ulaşım Nedir ?
Metin içi özellikler metin dışı özelliklerle yakın ilişki içerisindedirler. Bunlar çeviri stratejilerinde kolaylıkla belirlenebilirler. Örneğin Felsefe.
Konu : Durma – Duraklama – Parketme Kuralları
Yıl Ocak gece yarısı. Mustafa Kemal’in özel treni Eskişehir’e doğru gidiyor. Bu yolculuk bir kamuoyu yolculuğu olacak ve Gazi, savaş sonrası.
Mısır danatında resim ve heykel
PLATON NAMI DİĞER: EFLATUN
AHİLİ K Güçlü bir sivil toplum örgütü. ESKİ BİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜMÜZ; AHİLİK Bilindiği gibi Türklerin tarih sahnesine çıkışı neredeyse insanlık tarihi.
1 ZAMİRLER Dil, kısa, öz anlatımı sever. Konuşurken, yazarken gereksiz, sevimsiz tekrarlardan kaçınmak için, daha önce anılan bir ismin yerine, onu karşılayacak.
Sağlıklı Yaşama Kılavuzu Merhaba, işte bu yeşilcan! Sağlıklı olan ne varsa yapar. Zararlı olan her şeyle savaşır. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostudur.
E R G E N L İ K ERGENLİK DÖNEMİ FİZİKSEL GELİŞİM
BAĞLAÇ. BAĞLAÇ  Eş görevli sözcükleri, söz öbeklerini, cümleleri birbirine bağlayan ya da çeşitli anlam ilgileri kuran sözcük veya söz öbekleridir. Başlıca.
- BASİT MAKİNELER -  .
DOĞAL AFETLERAyten IŞILDAĞ1 DOĞAL AFETLER. Ayten IŞILDAĞ2 DOĞAL AFETLER Kendiliğinden olan,can ve mal kaybına neden olan olaylara “DOĞAL AFETLER DENİR”.
BEBEKLER VE TELEVİZYON anket
AKIL (ZİHİN) HARİTASI.
Zihinsel engellilerin sınıflandırılması
 LÖSEV, 24 Eylül 2000 tarihinde, lösemili çocuklara özel, modern tıbbın tüm olanaklarını bünyesinde barındıran 2000'li yılların.
MÜZEDE ÇOCUKLARLA SANAT ÇALIŞMASI Münih 1-6 şubat Kıtalar Müzesi.
TAMLAMALAR.
 Cümlede, eylemin nesne alabilip alamamasına ya da öznenin, eylemde bildirilen işle ilgili olarak gösterdiği özelliğe eylem çatısı denir. Dolayısıyla,
BİLGİ ve VERİ GÜVENLİĞİ
Osmanlı Padişahlarının yedincisi. İstanbul’un fatihi, II.Murad Han’ın oğlu. 30 Mart 1431 Pazar günü Edirne’de dünyaya geldi. Babası II.Murat, annesi Hümâ.
YAZI TÜRLERİ GURBET DUYMUŞ
Bedenim ve Ben (Bedenim Değerlidir)
Ailem (Büyüdükçe Değişiyoruz) Hikmet SIRMA. Küçükken nasıl bir bebektiniz?
Sözsüz İletişimin Özellikleri
Hazırlayan İSMAİL ŞAHİNER. SORU ÇÖZERKEN!!! Önce soru okunur. Daha sonra parça (metin) okunur. Önce soru okunur. Daha sonra parça (metin) okunur.
ŞOK HABER YAZILARI M.ŞAHİN. Haber Yazıları ile ilgili bazı terimler: Gazete: Politika kültür, ekonomi ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için.
Yıllar önce bir Millî Eğitim Bakanı’nın makam odasının kapısı çalındı. İçeriden kararlı ve tok bir ses, ''Girin'' diye seslendi. Oldukça mütevâzı’ döşenmiş.
1. Aşağıdakilerin hangisinde yanıt cümlesi, dönüşlülük zamiridir? A) Hangilerinin durumu iyi? Bazılarının. B) Kimin saçları daha uzun? Bunun. C) Kaçının.
Ahmet Kutsi Tecer 1901 yılında Kudüs'te doğdu. İlköğrenimine Kudüs'te başladı ve Kırklareli'nde devam etti. Lise öğrenimini Kadıköy Sultanisi'nde tamamladıktan.
HAZIRLAYANLAR GÖZDENUR KAHRAMAN BETÜL SOLAKOĞLU MÜJGAN DİLEK.
TARİHÇESİ 1868 yılında Jamsetji Tata tarafından Mumbai’de kurulmuş ve 1992 yılından bu yana Ratan Tata yürütmektedir. Tata Motors Limited bir Hint çok.
Toplu Taşıma Araçlarına Biniş ve Araçlardan İnişler
GELECEKTEKİ DÜNYAMIZ.
4 oğul 4 mevsim... SLAYTCAFE.COM
Zaten onlarla adaştı... Adı : Gül 'dü...
Dünden Bugüne Ulaşım.
TARİHTE EUROVISION NUR GÜLER
İletişimin Zamanda yolculuğu
Yeniçeriler, kendilerine heybetli ve korkutucu bir görünüm versin diye başlarına bir keçe kalpak giyerler.
BİLGİ GÜVENLİĞİ Bilgi Gizliliği ve Güvenliği Zararlı Yazılımlar
BİLGİ GÜVENLİĞİ Bilgi Gizliliği ve Güvenliği Zararlı Yazılımlar
Uçak Bileti Değiştirme
DÜRÜSTLÜK ÜZERİNE BİR HİKAYE
BİLGİ GÜVENLİĞİ Güvenli Şifre Oluşturma Bilgi Gizliliği ve Güvenliği
BİLGİ GÜVENLİĞİ Bilgi Gizliliği ve Güvenliği Zararlı Yazılımlar
GELİŞİM VE ÖĞRENME Algı - II Prof.Dr. Mustafa Ergün.
Türkiye Futbol Federasyonu 9-10 YAŞ TEKNİK VE BECERİ ÇALIŞMALARI
"Merhaba sevgili izleyiciler. İşte size ilginç bir yarışma haberi daha
TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ 7.D.1. Özgün Ürünümü Tasarlıyorum.
KİPER’İN DOĞUM GÜNÜ.
KELİME TÜRLERİ FİİLLER.
"Merhaba sevgili izleyiciler. İşte size ilginç bir yarışma haberi daha
“Hayatın Ortağı Olmak…”
OSMANLI TARİHİ Osmanlı Ekonomisi.
Sağlıklı Yaşama Kılavuzu
2. Isının Işıma Yoluyla Yayılması
ZAMİRLER(ADILLAR) 6.SINIF.
CİHANGİR ÇAĞLAR ZAMİRLER
Nitel Araştırmalar.
ПРИЛОЗИ.
Zarflar Zarf: Eylemleri, eylemsileri, zarfları, kimi zaman da ekeylemle yargı anlamı kazanmış sözcükleri türlü yönlerden (durum, zaman, yön…) tamamlayan.
ALAN TERCİHLERİ VE MESLEK SEÇİMİ
Sunum transkripti:

Belge ve Resimler Cavit ÖNER Sunum Doğan ÖZGEZGİN

1950'lerde (ben henüz 3 yaşındayken), Istanbul nasıldı dersiniz ? Henüz, birinci, ikinci, üçüncü Boğaz köprüleri yoktu. Boğazı alttan geçecek olan tünelin inşaatı da başlamamıştı. 1950'lerde, Istanbul'da, sakin, huzurlu bir hayat vardı. Boğazın her iki yakasında, yeşillikler, alabildiğine uzanıyordu. Trafik, bir numaralı sorun değildi.

Bir yerden, bir yere gitmek için, telaşeli davranmaya da gerek yoktu, çünkü yaşam, (Eminönü - Beyoğlu - Üsküdar çevrelerinde) dar bir üçgende odaklanmıştı. Boğazda, Kalender vapuru, iskeleden iskeleye keyifli, keyifli süzülüyor, uzaktan tramvayların “çın, çın" kampanaları yankılanıyordu.

Tramvay, Istanbul'un, tek değilse bile, en önemli ulaşım aracıydı. Önemli merkezlerinin arasında dolaşıp, dururdu. Tramvaylarda "mevki" farkı vardı. 1ci ve 2ci mevki vagonlarının renkleri, konforlari ve ücretleri farklı olurdu. Birinci mevkiideki koltuklar deriden, ikinci mevkiidekiler tahtadan olurdu. Yolcular, hem bindikleri vagona, hem de gidecekleri mesafeye (kıta'ya) göre ücret öderlerdi.

3ncü mevkii tramvay bileti 40 paralık Osmanlıca tramvay bileti 70 paralık fransız matbaası basımı bilet

Ücretler, mevkiiye ve mesafeye göre değişiyordu. Pazartesi sabahları, Ortaköy'deki (Galatasaray) ilk okuluma giderken, Cağaloğlu'na en yakın durak olan Divanyolu'ndan binerdim. Tramvay biletlerinin bir yüzünde, tüm kıtalar, mevkiiler ve ücretleri tablo halinde gösterilirdi. Bizim zamanımızda, tramvayların akordeon yan kapıları olurdu. Vatman, çan çalmak için, ayağının altındaki bir düğmeye basardı. İçeride dolaşan biletçinin, boynuna astığı kahverengi deriden bir para çantası, elinde, biletleri yanyana dizdiği bir tahta kutusu olurdu. Bileti kopartmadan önce, arkası lastikli kalın kalemle, biletin üzerini işaretlerdi.

1914 yılının Ocak ayında, Dersaadet tramvay şirketi, elektrikli tramvayın işletilmesi ile ilgili tüm hazırlıkları tamamlamış. Deneme seferini, Galata köprüsünden başlatma kararı almış. Derken 25 Ocak 1914 günü, gelmiş, çatmış. Pazar günü olmasına rağmen, Karaköy meydanında, büyük bir halk kitlesi toplanmış. Herkes, beygir gücü yerine, elektrik gücüyle çalışacak tramvayı merak ediyormuş. Böylece, tramvay elektriğe, köprü de tramvaya kavuşmuş. Bu birliktelik, tramvayın son seferine kadar sürmüş. Tramvaylar günlük hayatımızın bir parçasıydı. Misafirlik ya da ziyaret programları, tramvay sefer saatlerine göre ayarlanırdı. Gidilecek dinlenme yerleri de, tramvay güzergahlarına göre seçilirdi. Aile albümünde siyah- beyaz bir resim bulmuştum. Annem, babam, ağabeyim ve ben, kırlık bir alanda piknik yapıyorduk. Etrafta, tek tük ağaçlar gözüküyordu. Ben, okul öncesi çağda olmalıydım.

Yasin Aydoğan koleksiyonu – Şişli Halaskargazi Anneme, bu resimdeki yerin neresi olduğunu sordum. " Şişli" dediğinde çok şaşırdım. Anlattığına göre, bir tatil gününde, ailece tramvaya binmişiz; Şişli'de son durakta inip, bir kaç adım ötedeki kırsal alanda piknik yapmışız. Gün batarken, bir başka tramvayla dönmüşüz. Şişli'deki "o yeri" şimdi bulabilmeyi çok isterdim.

Akbaba gibi haftalık dergilerde, radyodaki parodilerde tramvay konusu çok işlenir, hicvedilirdi. Sesle çizgiler üstadı Celal Şahin ‘in radyoda, akordeon eşliğinde yaptığı tramvay taklitleri pek beğenilirdi. Celal Şahin, tramvayın, bankalar yokuşunu çıkarken zorlanmasını “Igına-sıgına-ıgına-sıgına" sözleriyle anlattığında, pek gülerdik. Tramvayla ilgili haberler, gazetelere de konu olurdu. 1955'lerdeki bir gazete haberini birlikte okuyalım:

" Şu tramvayın haline bakınız, daha doğrusu, tramvayı kucaklayan gençlerin haline ! Bu gençler Haydarpaşa Lisesi öğrencileridir. Okuldan çıktıktan sonra, önlerinden dolu geçen tramvaya binip, bir an evvel, uzaktaki evlerine gitmek için, işte böyle ileri atılmakta, tramvayı sarmaktadırlar. Elbetteki bunların, bu hareketlerinde bir aykırılık yoktur. Okuldan çıkış saatine göre, bir kaç tramvay geçirilmezse, tek tramvay da dolu geçirilirse, öğrenciler başka ne yapabilirler ? Ezilmek, düşmek, arkadan gelen, yandan geçen diğer vasıtaların altında kalmak tehlikesine rağmen, bu çocuklar işte her gün böyle hareket etmekte, mekteplerine böyle gidip gelmektedirler. Reklam ve propaganda nutukları bir yana, herkesin gözü önünde cerayan eden bu hali görüp bir son vermek lazımdır. Bu çocukları bu şekilde tramvaya hücum etmekten men şeklinde olursa, çok daha ağır yazarız ! "

Istanbul için vazgeçilmez gibi görülen tramvaylar, 1956 sonbaharında başlayan “İmar hareketleri"nden nasibini aldı. İlk önce, tramvayların, şehrin en önemli meydanı Aksaray'a girmesine izin verilmedi. Sonra, Topkapı-Çapa ve Çapa-Aksaray hatlarındaki raylar söküldü. Istanbul, yavaş yavaş, tramvaysız yaşama hazırlanıyordu. Istanbul yakası, 1961 yılında, tramvaylara tamamen veda etti.

128 no'lu tramvay’ın son seferi. 12 Ağustos 1962 İşte çok iyi hatırladığım, canlı yaşadığım bir olay: tramvayın son seferi. Tarihler 12 Ağustos 1962'yi gösteriyordu. Günlerden pazardı. 15 yaşındaydım. Lise yıllarımdı. Köprüde, tramvayın son seferini bekliyorduk. Önde 128 numaralı olmak üzere, arka arkaya dizilmiş 6 tramvay Karaköy tarafından geliyordu. Tarihi bir gün yaşadığımızı hissediyorduk. Tramvaylar, yolculuklarına, 1913 yılında, gene bu köprüde başlamışlardı. Alkışlar arasında, köprüyü geçerek, Sirkeci arabalı vapur iskelesine sıralandılar. Tramvaylar, bir süre daha, Kadıköy yakasında çalıştılar. 14 Kasım 1966 pazartesi günü, Istanbul'u ve Istanbulluları tamamen terkettiler.

Akın Kurdoğlu arşivinden Sürat azlığı, bakım masraflarının ağırlığı nedeniyle kaldırılan tramvayların yerine konan troleybüsler de çok uzun soluklu olmadı. Halk onlara " boynuzlu" adını taktı. En küçük bir sarsıntıda, boynuzları, üstteki telden kurtuluyor, şoför inerek, onları tekrar tellere yerleştirmek için çaba harcıyordu. Troleybüslerin hızları düşüktü, manevra kabiliyetleri azdı yılında seferden kaldırıldılar. Istanbullular, troleybusleri benimsemedikleri için, onları, tramvaylara yaptıkları gibi, duygulu törenlerle uğurlamadılar. Troleybüsler, sessiz, sedasız, hayatımızdan silindiler.

Otomobil, Istanbulluların hayatında hep vardı ama, yollarda çok ender görülüyorlardı. Plakalar, IST 7869 örneğinde olduğu gibi, Istanbul'un ilk üç harfiyle başlar, sonra, sıra numarasıyla devam ederdi. Ön camlar, genelde iki parçalıydı. Taksimetre, dışarıda bulunur, yolcu geldiğinde "kurulurdu". Otomobilin "taksi" olduğunu belirten, damalı şerit, camların altında, otomobili çepeçevre sarardı.

Otomobiller, 3 vitesli olur, vites direksiyondan değiştirilirdi. Ağır nikelajlarla süslü olurlardı. Otomobile binebilmek icin, kılık kıyafete de dikkat etmek gerekirdi. Otomobil ile ilgili özel bir moda bile vardı. Motor yağ değişimleri, şimdi olduğu gibi km'de değil, km'de bir yapılırdı. Otomobili olmak, bir ayrıcalıktı. Otomobili olanlar,mutlaka, otomobilleri ile birlikte bir fotoğraf çektirirlerdi.

Otomobilin az olmasına rağmen, trafik polisleri, her zaman olduğu gibi, gene sahnedeydi. Polis arabalarının tavanlarında sirenleri olurdu. Ekip olarak gezerlerdi. Henüz "radar tuzakları" yoktu. Gördükleri otomobili durdurur, evrak kontrolu yaparlardı. Trafik polislerinin, özel yapılmış, açık renk üniformaları olurdu.

Dünyanın 3 ncü metrosu. TÜNEL Bir ay süren hayvan denemeli seferlerden sonra, 17 Ocak 1875'te hizmete başlayan tünel, 1910 yılına kadar, 150 beygir gücünde 2 buharlı makineyle çalışırmış. Yıllık ortalama geliri ise altın liradır. İlk tünel Londra'da (1863), İkincisi New York'da (1868) inşa edilmiştir.

1940'larda tünelde ahşap vagonlar hizmet veriyordu. Tünelin hakkını nasıl ödeyebiliriz ki ? Tünel, hepimizin hayatında, o veya bu şekilde yer aldı. Özellikle Beyoğlu'nda okuyanlar için, en yararlı taşıma araçlarından biriydi. Yüksek kaldırımdan inmek nisbeten kolay ve eğlencelidir ama ya çıkması. Tünel olmasaydı, ne yapardık acaba Gençliğimizde, tünelin ön bölümünde durup, hattın tam ortasında, karşıdan gelen vagon ile buluşmayı seyretmeyi pek severdik. Yolculuk iki dakikadan az sürerdi. Bizim zamanımızda, vagonlar ahşaptı. Tekerlekleri de, şimdi olduğu gibi, lastik değildi. Tünelin kendine has bir kokusu da olurdu. Tünel, bize çok hizmet etmişti; bakalım daha ne kadar hizmet edecek ?

Akın Kurdoğlu arşivinden

DODGE Kamyon Eski bir İstanbul otomobili

Otomobili olmak, bir ayrıcalıktı. Otomobili olanlar,mutlaka, otomobilleri ile birlikte bir fotoğraf çektirirlerdi.

1957 SKODA otobüs LEYLAND karlar altında