1
İlk bölümde İslam’da fetih ve Mekke’nin Fethini anlatmıştık. Bu bölümde de İSTANBUL’UN FETHİNİ anlatacağız 2
FETİH kavramı İkinci olarak, İstanbul’n Fethi İçin kullanılagelmiştir. “fetih” kavramı Efendimiz’in kendi sözünde çeşitli yerlerin fethi için ve özellikle de Kostantiniyye yani İstanbul için kullanılmıştır 3 29 MAYIS 1453
4
لتفتحن القسطنطينية فلنعم الأمير أميرها ولنعم الجيش ذلك الجيش 5
Hz. Peygamber İstanbul’un Fethi için fiilin hem başında hem de sonunda Arapça’da sözü pekiştirdiği bilinen tekit harflerini kullanmıştır. لتفتحن القسطنطينية ( = 821 ) Efendimiz bu büyük müjdeyi 800 sene evvel vermişti. 6
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.), nübüvvet nuru ile yüzyıllar sonra meydana gelecek tarihi olaylara ışık tutmuş ( = 821 )ve İstanbul’un fethedileceğini haber vererek şöyle buyurmuştur: لتفتحن القسطنطينية فلنعم الأمير أميرها ولنعم الجيش ذلك الجيش “İstanbul (Kostantiniyye) elbettte fetholunacaktır. O’nu fetheden komutan ne güzel komutan ve onun askeri de ne güzel askerdir.” Müsned- Ahmed b.Hanbel 7
Fetih hareketi Hicri 52, miladi 672 yılında Hz. Muhammed’in mihmandarı olan Ebu Eyyub el- Ensari ile ile başladı. Ancak 10.sunda Fatih Sultan Mehmed ve ordusu tarafından fethedildi. Bir kısım kaynaklar Emevilerle Abbasiler’in H.34/655- H.169/785 tarihleri arasında İstanbul’a 5 sefer düzenledikleri, Osmanlıların ise, İstanbul’u 7 kere muhasara ettikleri ve 7.sinde fethettikleri kayıtlıdır Fetih Müjdesinden sonra İstanbul’a yapılan seferler.. 8
Peygamberimizin izinde yetiştirilmiş 21 yaşındaki 2. Mehmed, Peygamberimizin “O ne güzel komutandır” müjdesine nail olarak, 1-Kendini “Fatih”, 2-Kostantiniyye’yi de bundan 562 yıl önce 29 Mayıs 1453 tarihinde “İstanbul” yapmıştır. 9
10
Molla Gürânî, Molla Hüsrev ve Akşemseddin gibi ulemadan feyz alan ve böylece kalbi imanla ve azimle dolan, tarihin pek az gördüğü bu genç hükümdar; 1-Çağ açıp kapayacak olan dev toplar(ŞAHİ) döktürmüş, 11
2-Bizans’a boğazdan gelecek yardımı önlemek için Rumeli Hisarı’nı yaptırmış, 12
3-Gemileri Dolmabahçe sırtlarından kızaklarla yürüterek Haliç’e indirmiş, 4-Surların altına tüneller açtırmış ve yine surların dibine tekerlekli kuleler yaptırmıştı. 13
Artık zaman 6 Nisan 1453 Cuma gününü gösteriyordu. Cuma namazı kılındı ve İstanbul, karadan ve denizden kuşatıldı. 53 günlük bir kuşatmadan sonra 29 Mayıs 1453 Salı sabahı tan yeri ağarırken Ezan-ı Muhammedi okundu. 14
Sabah namazı kılındı. Namazdan sonra okunan Fetih suresi huşu içinde dinlendi. Fatih Sultan Mehmed: “Ya Rabbi! Sana lâyık olmaya çalışıyorum ” diye niyazda bulunuyor, ordunun ön saflarında yer alarak askerin maneviyatını kuvvetlendiriyor, Nur yüzlü büyük alim Akşemseddin Hazretleri de, başı açık bir şekilde secdeye varmış dua ediyordu. 15
Henüz güneş doğmamıştı ki, “Allah Allah” sedaları, tevhid, tekbir sesleriyle hücum başladı. Bizans sallanıyordu. Surlar çatırdıyordu. 16
Fatih’in yaptırdığı Şahi adı verilen topların açtığı gedikten Türk erlerinden, gönlü Allah için çarpan Ulubatlı Hasan, sancağı surların üstüne dikti, arkasından gelen 30 neferle birlikte tekbir sesleri getirerek şehit oldular. 17
29 Mayıs 1453 Salı günü sabaha karşı son saldırı yapılıyordu. Yeniçeriler arasında iriyarı Ulubatlı Hasan adlı bir asker surlara tırmanmaya başladı. Bir elinde palası, öteki eli ile kalkanını başının üstünde tutarak surların üstüne çıktı. 18
Onunla birlikte otuz kadar yeniçeri de surlara tırmandı. Ulubatlı Hasan yaralanmasına rağmen, arkadaşlarının surlara çıkmasına yardım etti. Ayağı taşa takılarak surlardan aşağı düştü. Yukarıdan atılan oklarla şehid edildi. Ancak yeniçeriler, açılan gediklerden içeri girerek şehri ele geçirdiler. Fakat sancağı yere düşürmediler.. 19
Artık İstanbul alınmış, güneş bir başka doğmuştu. Açılan gediklerden, mehter sesinin verdiği huzur ve heyecanla ordu, surların içine dalıyor, kale burçlarında artık Türk sancakları dalgalanıyordu. Yanık sesli hafızlar ezan sesleriyle gökyüzünü çınlatıyordu. Bu güzel manzarayı gören Fatih, atından yere atlayıp şükür secdesine vardı. 20
29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul’un fethedilmesiyle, orta çağ kapanmış ve yeni bir çağ açılmıştır. Türk tarihinin en müstesna olayı olarak kabul edilerek de, Feth-i Mübin denilmiştir. Kostantiniyye İstanbul oldu 2.Mehmet Fatih sultan Mehmed oldu İstanbul’un fethi, siyasi yönden ve neticeleri bakımından dünya tarihine kesin ve silinmez damgasını vurmuş bir zaferdir. FETİHLE ORTA ÇAĞ KAPANMIŞ YENİ ÇAĞ AÇILMIŞTIR 21
22 Fethin Sembolü AYASOFYA
Osmanlı Türklerinde bir gelenek olarak devam eden, asırlardır tatbik edilen bir kural vardır. Bir memleket sulh ile değil kılıçla/savaşla fethedilirse şehrin en büyük mabedi/kilisesi derhal camiye tahvil edildikten sonra ilk Cuma namazı bu ilk camiide kılınırdı. Eğer istanbul sulh ile fethedilseydi Fatih Ayasofyaya dokunmayacaktı.. 23
Bu tarihi ve milli an’ane gereği Fatih vakit geçirmeden Ayasofya’yı camiiye tahvil etmek gayesiyle Ayasofya’ya yöneldi. Fatih buraya gelince atından inerek yaya olarak içeriye girdi. Bu tarihi ve milli an’ane gereği Fatih vakit geçirmeden Ayasofya’yı camiiye tahvil etmek gayesiyle Ayasofya’ya yöneldi. Fatih buraya gelince atından inerek yaya olarak içeriye girdi. Ayasofya İstanbul’un fethinde usulden olduğu üzere şehrin büyük kilisesi olarak camiye çevrildi. 24
Fatih Ayasofya’nın tahribini önlemiş, burada müezzinlerinden birine ezan okumasını emretmiş, müezzin ezan okuduktan sonra maiyeti ile beraber ilk namazı kıldıktan sonra camiyi kendi hayratının ilk eseri olarak vakfetmiştir Fethin üçüncü günü 1 Haziran Cuma günü Fatih, Ayasofya’ya gelip ilk Cuma namazını askerleriyle beraber kılmıştır. İmamete İstanbul’un fethinin manevi mimarı Akşemseddin geçmiş, ilk olarak Fatih namına hutbeyi de bu nurani zat okumuştur. Hutbenin Fatih tarafından irad edildiği de yazılmaktadır. 25
Ayasofya ki, Fatih üzerinde titremiş ve bu mabed için şöyle vasiyet etmiştir: “Nefis kilise Ayasofya, kıyamete kadar cami olarak vakfedilmiştir. Bunu, Allah’a, ahirete, O’nun heybetine inanan hiçbir mahluk, sultan olsun, hakim olsun, bir mütegallibe olsun, değiştiremez. Ayasofya ki, Fatih üzerinde titremiş ve bu mabed için şöyle vasiyet etmiştir: “Nefis kilise Ayasofya, kıyamete kadar cami olarak vakfedilmiştir. Bunu, Allah’a, ahirete, O’nun heybetine inanan hiçbir mahluk, sultan olsun, hakim olsun, bir mütegallibe olsun, değiştiremez. Vakıf şartlarını kim değiştirirse, Allah’ın, meleklerin, bütün insanların lâneti onların üzerine olsun. Yüzlerine bakan ve onlara şefaat eden hiçbir kimse bulunmasın.” 26
Ayasofya milletin nazarında her hangi bir cami değildir. Peygamber müjdesine mazhar olan “O ne güzel kumandan” Fatih Sultan Mehmed Han ile, “O ne güzel ordu” diye vasfedilen Fetih ordusunun zafer armağanıdır. 27
BİR İBRET VESİKASI İstanbul’un fethinden sonra Fatih umumi bin af ilan etmiş ve Bizanslı mahkûmları serbest bırakmıştı bunlar arasında iki âlim filozof papaz kimse vardı. Fatih, onlara cezalarının sebebini sordu. Onlar da: “Biz Bizansın en ileri gelen papazları idik. Kralın zulmünden işkencelerinden yaptığı rezalet ve sefahatten dolayı kendisini ikaz ettik. Akıbetinin kötü yıkılışının yakın olduğunu ve devletinin çökeceğini söyledik. O da bu ikazımıza kızarak bizi zindana attı”. dediler. BİR İBRET VESİKASI İstanbul’un fethinden sonra Fatih umumi bin af ilan etmiş ve Bizanslı mahkûmları serbest bırakmıştı bunlar arasında iki âlim filozof papaz kimse vardı. Fatih, onlara cezalarının sebebini sordu. Onlar da: “Biz Bizansın en ileri gelen papazları idik. Kralın zulmünden işkencelerinden yaptığı rezalet ve sefahatten dolayı kendisini ikaz ettik. Akıbetinin kötü yıkılışının yakın olduğunu ve devletinin çökeceğini söyledik. O da bu ikazımıza kızarak bizi zindana attı”. dediler. 28
Bu ifadeler Fatih’in dikkatini çekti papazlara Osmanlı devleti hakkındaki düşüncelerini sordu. Onlar da ancak bir müddet sonra kanaatlerini bildireceklerini ifade ettiler. Papazlar, ellerindeki beratla her yere girip çıktılar. Bu ifadeler Fatih’in dikkatini çekti papazlara Osmanlı devleti hakkındaki düşüncelerini sordu. Onlar da ancak bir müddet sonra kanaatlerini bildireceklerini ifade ettiler. Papazlar, ellerindeki beratla her yere girip çıktılar. Sabahın erken saatinde bir bakkala giderek bir şeyler almak istediler. Bakkal onlara: “Ben siftah yaptım.Siftah yapmayan komşudan alın!.” dedi. Sabahın erken saatinde bir bakkala giderek bir şeyler almak istediler. Bakkal onlara: “Ben siftah yaptım.Siftah yapmayan komşudan alın!.” dedi. 29
En kalabalık ve en ıssız yerlere kadar her tarafı dolaştılar. Herkesle sohbet ettiler. Bütün halkın yalnız iyilik ve ahlaki üstünlük sahneleyen hallerini müşahede ettiler. Bir çarşıya girdiler ki, o esnada ezan okunuyordu. Esnaf, dükkânını kitlemeden camiye gidiyordu. Hiç kimse bir başkasına haset etmiyor ve kıskançlık beslemiyordu. Sanki herkes birbirinin teminatı altında idi. Namazı huzur içinde ve adeta son namazlarını kılıyormuş gibi ikame ediyorlardı. 30
Papazlar bu halleri görüp şaşkına döndüler. Kaç şehir dolaştıkları halde mahkemelerde ağır cezalık bir davaya rastlamadılar. Hırsızlık, katil, ırza tecavüz dolandırıcılık – adeta- meçhuldü. Bir muhakeme onların çok dikkatini çekti. Hayret içinde kaldılar. Papazlar bu halleri görüp şaşkına döndüler. Kaç şehir dolaştıkları halde mahkemelerde ağır cezalık bir davaya rastlamadılar. Hırsızlık, katil, ırza tecavüz dolandırıcılık – adeta- meçhuldü. Bir muhakeme onların çok dikkatini çekti. Hayret içinde kaldılar. 31
İFFET VE NAMUS HASSASİYETİ Papazlar, bütün bunları gezip gördükten sonra hava kararırken kızlarını bir medreseye gönderdiler. Kızlar kapıyı açan gençlere: “Hava karardı, yolumuzu kaybettik bizi bu gece misafir eder misiniz?. Çaresiziz.” dediler. Talebeler, düşünüp taşındılar, nihayet kendi odalarını bu iki kıza verdikten sonra araya bir perde gerip mangal başında sabahladılar. Sabahleyin de kızları yolcu ettiler. Papazlar, bütün bunları gezip gördükten sonra hava kararırken kızlarını bir medreseye gönderdiler. Kızlar kapıyı açan gençlere: “Hava karardı, yolumuzu kaybettik bizi bu gece misafir eder misiniz?. Çaresiziz.” dediler. Talebeler, düşünüp taşındılar, nihayet kendi odalarını bu iki kıza verdikten sonra araya bir perde gerip mangal başında sabahladılar. Sabahleyin de kızları yolcu ettiler. 32
Papazlar merakla gecenin nasıl geçtiğini kızlarına sordular. Onlar da olan hadiseyi şöyle anlattılar: “kendi yerlerini bize terk ettiler. Kendileri odanın ucuna çekildiler. Ortadaki mangal ateşini ellerine alıp bırakıyorlar. Birbirlerine dehşetle. — Rabbimiz bizleri cehennem azabından korusun! Bizleri anı istikbal ile değiştiren ahmaklardan eylemesin !” diyorlardı. Bizlere dönüp bakmıyorlardı bile…” Papazlar merakla gecenin nasıl geçtiğini kızlarına sordular. Onlar da olan hadiseyi şöyle anlattılar: “kendi yerlerini bize terk ettiler. Kendileri odanın ucuna çekildiler. Ortadaki mangal ateşini ellerine alıp bırakıyorlar. Birbirlerine dehşetle. — Rabbimiz bizleri cehennem azabından korusun! Bizleri anı istikbal ile değiştiren ahmaklardan eylemesin !” diyorlardı. Bizlere dönüp bakmıyorlardı bile…” 33
Osmanlı ülkesini gezip görmekle vazifeli papazlar Hıristiyan mahallelerini de görmeden edemediler. Fener semtine doğru gezintiye çıktılar Hıristiyanlar bile onların iyi bildiği fetihten evvelki zamana kıyasla değişmiş sokaklardaki pislik dahi azalmıştı. Artık kimse kimseye zulmetmeye cesaret edemiyordu. Herkes huzur içinde işine devam ediyor, eskisi gibi içip içip sokaklarda nara atarak sarhoş olamıyordu. Fakir Hıristiyan ailelere bile ev dağıtılmıştı. 34
BU MİLLET ÇÖKMEZ Papazlar bu uzun tetkik ve teftişten sonra izin alıp Fatih’in huzuruna çıktılar. Müşahedelerini bir bir arz edip: “Bu millet ve devlet böyle giderse kıyamete kadar devam eder. Böyle bir ahlak ve yaşayışa sahip olan insanların dini elbette hak dinidir dediler Kelime-i şehadet getirip müslüman oldular. 35
Bu vesile ile, İstanbul’u bize emanet eden büyük Türk hakanı Fatih Sultan Mehmed’i ve onun kahraman ordusunu minnetle anıyor, bu güzel vatan için canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi de şükranla yad ediyoruz. Amin! 36
37