Örgütlü Suçlar ve Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerinin Aklama Suçu İle Mücadele Stratejisi Koordinatör: R.Bülent TARHAN Başbakanlık Başmüfettişi Hazırlayan: Erol ACER Başbakanlık Müfettiş Yrd.
Sunum Planı Bölüm I: Örgütlü Suçlar - Tanım, Temel Bilgiler - İç Hukuktaki Düzenlemeler - Uluslararası Düzenlemeler Bölüm II: Malvarlığı Gelirlerinin Aklanması (Kara Para Aklama Suçu) - Tanım, Temel Bilgiler - İç Hukuktaki Düzenlemeler - Uluslararası Düzenlemeler
1. Bölüm ÖRGÜTLÜ SUÇLAR
Örgütlü Suçlar 5237 sayılı TCK’nun “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220 inci maddesinde; “(1)Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir. (2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Örgütlü Suçlar (3) Örgütün silahlı olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır. (4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur. (5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır. (6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır. (7) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır…”
Örgütlü Suçlar SASMUS Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Brileşmiş Milletler Sözleşmesi (15 Kasım 2000) Amacı: sınıraşan örgütlü suçların önlenmesi ve daha etkili bir şekilde mücadele edilmesi ülkeler arası için işbirliğini geliştirmek. “Örgütlü suç grubu” doğrudan veya dolaylı olarak mali veya diğer bir maddi çıkar elde etmek amacıyla belli bir süreden beri varolan ve bu Sözleşmede belirtilen bir veya daha fazla ağır suç veya yasadışı eylemi gerçekleştirmek amacıyla birlikte hareket eden, üç veya daha fazla kişiden oluşan yapılanmış bir grup anlamına gelir;
Temel Hukuki Düzenlemeler Son 20 yıl içerisinde örgütlü suç, nitelik ve nicelik olarak olağanüstü şekilde artış göstermektedir. Bu kapsamda, Sadece örgütlü suç bağlantılı şiddet, tehdit, sahtecilik, dolandırıcılık, yasadışı her türlü kaçakçılık, rüşvet, karapara aklama suçlarının sayısal artışı değil, Özellikle, profesyonelleşme, teknik araçların kullanımı yoluyla rasyonelleşme, uluslar arası boyut kazanma biçiminde niteliksel bir gelişmenin söz konusudur.
Temel Hukuki Düzenlemeler BM bünyesinde hazırlanan; 1961 Tek, 1971 Psikotrop Maddeler, 19 Aralık 1988 tarihli "Uyuşturucu ve Psikotrop Maddeler Kaçakçılığına Karşı BM Sözleşmeleri ( tarih ve 4136 sayılı kanunla ve 32.maddesinin 2 ve 3. fıkralarına çekince koymak suretiyle) "Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 tarihli Tek Sözleşmenin Tadiline İlişkin Protokolü ( tarih ve 2001/2577 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile) onaylamıştır. "Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi" (SASMUS) ve bu sözleşmeye ek 2 protokol tarihinde ülkemiz tarafından imzalanmıştır.
Temel Hukuki Düzenlemeler Yolsuzluk, rüşvet ve uluslararası ticari işlemlerde rüşvetin önlenmesi: Uluslararası ticari işlemlerde rüşvet özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınma ve demokratikleşme çabalarına engel olmaktadır. "Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesi" 30 ülke tarafından 17 Aralık 1997 tarihinde Paris'te imzalanmıştır. 1 Şubat 2000 tarih ve 4518 sayılı yasa ile onaylamıştır… Sözleşme de; rüşvet alma suçunun cezalandırılması her ülkenin kendi iç mevzuatına bırakılmıştır.
Temel Hukuki Düzenlemeler 19. Avrupa Adalet Bakanları Konferansı'nda alınan karar doğrultusunda; "Rüşvete Karşı Çok Yönlü Mücadele Grubu" oluşturulması, Yolsuzluğa karşı eylem programı Ulusal düzeyde alınacak tedbirler için 20 maddelik yönlendirici ilkeler belgesi, Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Sözleşmesi "Etkin Yönetim ve Yolsuzlukla Mücadele Yönlendirme Komitesi" ve bir "çalışma grubu" oluşturulması; Teftiş Kurulu, Adalet Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı temsilcileri yer almaktadır. Komite, 21 Eylül 2001’de Türkiye'nin IMF'ye sunduğu ekonomik programda söz verdiği etkin yönetim ve yolsuzlukla mücadele Türkiye eylem planını” hazırlamıştır.
Temel Hukuki Düzenlemeler 30 Temmuz 1999 tarih ve 4422 sayılı "Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri İle Mücadele Kanunu” Türkiye, karapara ile m ü cadele alanında faaliyet g ö steren en ö nemli uluslararası birim olan "Mali Eylem Görev Gücü”nün ü yesidir. “4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Kanun” (Aralık 1996)
Örgütlü Suçlar (5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu) Soruşturma Madde 251 – (1) 250 nci madde kapsamına giren suçlarda soruşturma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır. Bu suçlar görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığınca 250 nci madde kapsamındaki suçlarla ilgili davalara bakan ağır ceza mahkemelerinden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez. (2) 250 nci madde kapsamına giren suçların soruşturması ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcıları, hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları, varsa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu işlerle görevlendirilen ağır ceza mahkemesi üyesinden, aksi halde yetkili adlî yargı hâkimlerinden isteyebilirler…
Örgütlü Suçlar (5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu) Kovuşturma Madde 252 – (1) 250 nci madde kapsamına giren suçlarla ilgili davalara ait duruşmalarda aşağıdaki hükümler uygulanır: a) Bu suçlar acele işlerden sayılır ve bunlarla ilgili davalara adlî tatilde de bakılır. b)Sanık sayısının çok fazla olması durumunda, sanıkların bir kısmının duruşmanın bazı oturumları ile ilgileri bulunmuyor ise duruşmanın bu oturumlarının, yokluklarında yapılmasına mahkemece karar verilebilir. Ancak, bu sanıkların yokluklarında yapılan oturumlarda kendilerini etkileyen bir hâl ortaya çıktığı takdirde buna ilişkin söz ve işlerin esaslı noktaları sonraki oturumlarda kendilerine bildirilir. c) Mahkeme, güvenliğin sağlanması bakımından duruşmanın başka bir yerde yapılmasına karar verebilir. …
2. Bölüm Malvarlığı Gelirlerinin Aklanması (Kara Para Aklama Suçu)
Malvarlığı Gelirlerinin Aklanması Aklama Suçu Ülkemizde ilk olarak 4208 Sayılı Kanunda tanımlanmıştır. ( ) Karapara; 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanundaki 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Kanundaki 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanundaki 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması Hakkında Kanundaki 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasındaki fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen para veya para yerine geçen her türlü kıymetli evrakla, mal veya gelirleri veya bir para biriminden diğer bir para birimine çevrilmesi de dahil, sözü edilen para, evrak, mal veya gelirlerin birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü maddi menfaat veya değeri kapsamaktadır.
Kara Para Aklama Suçu tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, 4208 sayılı Kanunun 2/a ve 2/b maddelerinde yer alan tanımlara karşılık gelmek üzere; “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” başlıklı 282 nci madde düzenlenmiştir. Böylece aklama suçu da özel bir kanundan, 5237 sayılı TCK’ya alınmış ve genel ceza kanunu içerisinde düzenlenen bir suç fiili haline gelmiştir.
Aklama Suçu -TCK Madde 282- Alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, -yurt dışına çıkarmak veya - bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tabi tutmak şeklinde tanımlanmaktadır. Buna göre; Alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis Cezasını gerektiren Bir suç Mal varlığı Değerleri Genel kast Yurt dışına çıkarmak Özel kast Çeşitli işlemlere Tabi tutmak
Aklama Suçu -TCK Madde 282- Suçun konusu; suçtan kaynaklanan malvarlığı değerleri oluşturmak. Bu değerlerin elde edildiği suçun türü veya mahiyeti önemli değildir. Önemli olan, bu suçun konusunu oluşturan ekonomik değerlerin, başka bir suçun işlenmesi suretiyle veya dolayısıyla elde edilmiş olmasıdır. Malvarlığı değeri: Bir suçtan doğrudan veya dolaylı olarak elde edilen her türlü ekonomik değer… Vurgu; bir öncül suçun işlenmesi değil, suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin yurt dışına çıkarılması veya “çeşitli işlemlere tabi tutulması”dır. Suçtan elde edilen değerlerin ancak; bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutulması. Önemli olan: söz konusu fiillerin gerçekleştirilişi sırasında güdülen amaçtır.
Aklama Suçu -TCK Madde 282- Örneğin, yurt dışında işlenmiş olan bir suçtan kaynaklanan gelirin, meşru yolla elde edilmiş bir para görüntüsüyle yabancı sermayeyi teşvik mevzuatı çerçevesinde ülkeye sokulması hâlinde de bu suçun oluştuğunu kabul etmek gerekir. (2) Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır. (3) Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
Aklama Suçu (Müeyyide) İki yıldan beşyıla kadar hapis Yirmibingüne kadar adlîpara cezası Adli para cezasının hesaplanmasına ilişkin esas ve usuller TCK 52 nci maddede yer almaktadır. Buna göre; 282 nci maddenin birinci fıkrasında öngörülen adli para cezasının alt sınırı (5 gün x 20 YTL =) 100 YTL, üst sınırı ise ( gün x 100 YTL=) YTL olacaktır. Verilecek adli para cezasının miktarı bu marjlar dahilinde takdir edilecektir.
Koruma Tedbirleri (5271 sayılı CMK) iletişimin Tespiti, Dinlenmesi ve Kayda Alınması (CMK Md. 135) Teknik Araçlarla İzleme (Md. CMK 140) Şirket Yönetimi İçin Kayyım Tayini (CMK Md. 133) Koruma Tedbirleri (5271 sayılı CMK) ELKOYMA 5549 s. Kanunun 17. maddesi uyarınca Aklama ve terörün finansmanı suçunun işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunan hallerde, malvarlığı değerlerine Ceza Muhakemesi Kanununun 128 inci maddesindeki usûle göre el konabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı da el koyma kararı verebilir. Hâkim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim en geç yirmidört saat içinde onaylanıp onaylanmamasına karar verir. Onaylanmama halinde Cumhuriyet savcılığının kararı hükümsüz kalır. (5549 s. Kanun Madde 17/2)
Teşekkürler…