NÜKLEER ENERJİ 110106103015 Caner Yücel 110106103017 Cantekin Çelik 110106103023 Emir Tanyol Kar.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Sürdürülebilir Enerji
Advertisements

Çekirdek kimyası. Radyoaktiflik. Çekirdek reaksiyonları.
ENERJİ KAYNAKLARI.
İÇ RADYASYONDAN KORUNMA
Baraj Rüzgâr Akarsu Dalgalar Jeotermal Petrol Su Güneş Doğal gaz Kömür
CANLILAR ve ENERJİ İLİŞKİLERİ
KAYNAKLARIN TÜKENEBİLİRLİĞİ VE ALTERNATİF KAYNAKLAR
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI: RÜZGAR ENERJİSİ
SU, HAVA, TOPRAK,MADEN VE ELEKTRİK!!!
Prof. Dr. ORHAN KURAL Çevre Ve Radyason (Çernobil Kazası)
Nükleer enerji, atomun çekirdeğinden elde edilen bir enerji türüdür
SICAKLIK VE ISI.
ELEKTRİK ENERJİİSİ VE DAĞILIMI.
NÜKLEER ENERJİ.
2. YAPAY ÇEKİRDEK REAKSİYONLARI, FİSYON VE FÜZYON
Elektrik-Elektronik Mühendisliği için Malzeme Bilgisi
NÜKLEER ENERJİ.
YENİLEBİLİR VE YENİLENEMEZ ENERJİ KAYMAKLARI
TÜRKİYE’NİN YENİ ENERJİ DÜZENİ VE ENERJİ POLİTİKALARI
CANLILAR ve ENERJİ İLİŞKİLERİ
YENİLENEBİLİR ve YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI
Elektrik Enerjisi Üretimi
Güneş enerjisi.
Elektrik Enerjisi Üretimi
Elektrik Enerjisi Üretimi
Elektrik Enerjisi Üretimi
RADYOAKTİF ATIK VE ATIK YÖNETİMİ
Elektrik Enerjisi Üretimi
Nükleer Enerji Santralleri
Temiz Enerji Kaynakları
NÜKLEER ENERJİ.
ASİT YAĞMURLARI VE ETKİLERİ
ASİT YAĞMURLARI.
Yıldızlar.
MADDELERİ TANIYALIM.
Türkiye ve Nükleer Enerji
NÜKLEER TEHDİTLER GİRİŞ NÜKLEER OLAYLARIN TARİHÇESİ
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İŞ KAZALARINI ÖNLEME TEDBİRLERİ
Öğr.Grv. Mehmet Ali ZENGİN
2Gökmen ÖZER-Coğrafya Öğretmeni 3 4 Nükleer enerji, atom çekirdeğinden elde edilen enerji türüdür. 5 Gökmen ÖZER-Coğrafya Öğretmeni Uranyum Toryum.
Yeryüzü Suları Durgun sular Okyanus Deniz Göl BuzullarAkarsular Nehir Irmak Çay Dere.
Çevreye duyarlılık ve enerji gereksinimi günümüz insanını artık çok daha yakından ilgilendiren bir konu haline gelmiştir.İnsanın konforu artarken buna.
MADDE DÖNGÜLERİ. Madde Döngüleri Tüm canlılar dünyanın yüzeyinde ya da yüzeye çok yakın ince bir toprak katmanında yaşarlar ve güneş enerjisinin dışındaki.
ISI POMPASI HAZIRLAYAN : Birkan KÖK.
Nükleer enerji, güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi arasında ki farklar?
Elektrikle birlikte hayatımızda birçok şey değişti. Elektrik günümüzde o kadar büyük bir öneme sahiptir ki yokluğunu düşünemeyiz bile. Elektrikle birlikte.
Elektrikle birlikte hayatımızda birçok şey değişti. Elektrik günümüzde o kadar büyük bir öneme sahiptir ki yokluğunu düşünemeyiz bile. Elektrikle birlikte.
YENİLENEBİLİR ve YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI
Teknolojinin Çevreye Olumlu Ve Olumsuz Etkenleri
ÇEVRESEL FELAKETLER ÇERNOBİL
Yenilenebilir Enerji Nedir?
NÜKLEER ENERJI SANTRALI NÜKLEER SANTRAL NEDIR? NÜKLEER SANTALLERIN GELIŞIM SÜRECI ÇERNOBIL FACIASı.
 Enerji kaynakları, herhangi bir yolla enerji üretilmesini sağlayan kaynaklardır. Gelin bu kaynakları daha yakından tanıyalım.
26 Nisan 1986 Ukrayna’da meydana gelen kazada Hiroşima'ya atılan bombanın 350 katı kadar toplam 450 çeşit radyonüklid havaya karıştı. İnsan hataları.
Nükleer santral, yakıt olarak radyoaktif maddeleri kullanarak, elektrik enerjisi üreten sistemlere verilen isimdir. Ancak tanımından da anlaşılacağı üzere,
Nükleer Enerji ve Sağlık Dr. Seval ALKOY Çevre için Hekimler Derneği Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı AD.
MADDE DÖNGÜLERİ.
GAZİ ORTA OKULU FEN PROJESİ MUSTAFA DURAN.COM.TR.
Hazırlayanlar Akın GÜNEÇ Emre ERDOĞAN Mehmet Hilmi GENÇ
ENERJİ VE ENERJİ ÇEŞİTLERİ Hazırlayan: Burak TEMEL.
 Yenilenebilir Enerji, sürekli devam eden doğal süreçlerdeki var olan enerji akışından elde edilen enerjidir. Bu kaynaklar güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi,
TERMIK SANTRAL. TERMIK SANTRAL NEDIR? ana işletici makinesi buhar gücüyle çalışan güç santralıdır. Isıtılan su buhara dönüştürülerek bir elektrik üretecini.
Nükleer enerji Mestan KIRAR Buğra Berk ERÇOBAN
YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI
YENİLENEBİLİR VE YENİLENEMEZ ENERJİ KAYNAKLARI Adı: Muhammed Ali Soyadı: BAYSOY Sınıfı: 6/C No: 93 Adı: Muhammed Ali Soyadı: BAYSOY Sınıfı: 6/C No: 93.
Medical Device Tıbbi Cihaz Eğitimi TCESİS R adyasyon Güvenliği Eczane Eğitim Haftası :14 Fahri Yağlı (Medikal Device Expert)
Sunum transkripti:

NÜKLEER ENERJİ Caner Yücel Cantekin Çelik Emir Tanyol Kar

ENERJİ Günümüzde enerji, bir ülkenin sürdürülebilir kalkınma atılımlarını gerçekleştirmesi, toplumun refahı ve Dünya’daki çapında rekabet gücünü artırması için temel ögelerden biri olup vazgeçilmez bir gerçektir. Sürekli nüfus artışı, şehirleşme ve sanayileşme ile birlikte sürekli gelişmekte olan bilgi ve teknolojiye ulaşım gereksinimi de alındığında, enerjiye olan talep her geçen gün biraz daha artmaktadır.

Neden Nükleer Enerji ? Günümüzde, elektrik enerjisi en yaygın kullanılan enerji türüdür. Kullandığımız birçok teknolojik alet ve cihaz elektrik enerjisiyle çalışmaktadır. Bu bakımdan, gerek yenilenebilir ve gerekse yenilenebilir olmayan enerji kaynakları kullanılarak elektrik enerjisi üretilmektedir. Hızla tükenmekte olan petrole karşı alternatif olarak gösterilen ve atomun parçalanması ile elde edilen nükleer enerji günümüzde üzerinde konuşulan enerji türüdür.

Nükleer Santraller

Nükleer Santrallerin Yapısı Nükleer reaktörler, içerisinde nükleer reaksiyonların kontrollü bir şekilde yürütüldüğü ortamlardır. Çok büyük enerjiler açığa çıkaran iki tür nükleer reaksiyon vardır. Bunlar, Büyük atom çekirdeklerinin parçalanması (fizyon) veya küçük atom çekirdeklerinin birleşmesi (füzyon) reaksiyonlarıdır. Nükleer enerji kaynağı olarak, konvansiyonel santrallerde doğal uranyum ve zenginleştirilmiş uranyum kullanılmaktadır. Toryum ise alternatif bir yakıt türüdür. Uranyum ağır element olup yavaş nötronlarla parçalanması (fisyon) ile nükleer enerji elde edilmektedir. Günümüzde uranyumun U-235 izotopu bu amaçla kullanılmaktadır.

Diğer bir nükleer enerji kaynağı ise hafif elementlerin kaynaşması yoluyla (füzyon) olmaktadır. Günümüzde bu teknik geliştirilme aşamasındadır. 2050’li yıllara doğru füzyon yoluyla nükleer enerjinin üretilebileceği beklenilmektedir. Hafif çekirdeklerin füzyonu güneşte kendiliğinden gerçekleşmektedir. Dünyamıza güneşten gelen enerjinin kaynağı füzyon enerjisidir. Yeryüzünde gerekli teknolojiye ulaşıldığında, füzyon yoluyla üretilebilecek nükleer enerjinin kaynağı, okyanus ve denizlerde bol miktarda bulunan döteryum elementi olabilecektir. Füzyonun fisyona göre üstünlüğü sadece yakıtın bol olması değil aynı zamanda füzyon sonucu oluşan yeni elementlerin fisyondaki gibi radyoaktif olmayıp kararlı olmalarıdır.

Bu yüzden nükleer reaktörler, içerisinde gerçekleşen reaksiyon türüne göre iki gruba ayrılabilirler: 1. Fizyon reaktörleri 2. Füzyon reaktörler Günümüzde füzyon reaksiyonu ile çalışan bir nükleer reaktör mevcut değildir. Buna karşın, farklı şekillerde tasarlanmalarına rağmen temel olarak fisyon reaksiyonuna dayanan yüzlerce nükleer reaktör mevcuttur.

Şu anda kullanılan en yaygın olarak kullanılan nükleer reaktör tipleri şunlardır : 1. Basınçlı Su Reaktörleri (PWR ) 2. Kaynar Su Reaktörleri (BWR) 3.Basınçlı ağır su reaktörü (PHWR)

Çalışma Prensibi

Çalışma Prensibi Detayları Reaktörün kalbinde, elde edilen ısıl enerji suya aktarılır, su almış olduğu bu enerji sebebiyle faz değiştirir ve kızgın buhar haline dönüşür. Elde edilen bu buhar daha sonra elektrik jeneratörüne bağlı olan buhar türbinine verilir. Su buharı, türbin mili üzerinde bulunan türbin kanatları üzerinden geçerken daha önceden almış olduğu ısıl enerjiyi kullanarak, türbin milini döndürür. Bu mekanik dönme hareketi sonucunda alternatörlerde elektrik elde edilir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir. Türbinden çıkan, ısıl enerjisi yani sahip olduğu basınç ve sıcaklığı düşmüş olan buhar, tekrar kullanılmak üzere yoğuşturucuda (kondenser) yoğuşturulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar reaktörün kalbine gönderilir. Yoğuşturucu da su buharının faz değişimini yapabilmek için çevrede bulunan deniz, göl gibi su kaynaklarını soğutucu olarak kullanır.

Nükleer Santral Yapısı Güç kontrolü Reaktörü inşa ederken kullanılan materyaller dikkatli seçilmelidir. Çünkü bazı materyaller çevrede istenmeyen kötü maddelere dönüşebilir. Eğer, reaktör basınç kanalında, küçük bir metal parça kırılır ve yayılırsa problemle karşılaşılabilir. Bir kere reaktör inşa edildikten ve çalışmaya başladıktan sonra bir şeyi monte etmek için oraya müdahale edilemez. Uranyum kendisi özellikle radyoaktiftir ve yakıt çubukları güç santraline geldiğinde plastik eldivenlerle tutulmalıdır. Bir çubuğun değiştirilmesi birkaç yıl alabilir. Yakıtı biten çubuklar reaktörden uzaklaştırılır. Bunun için uzaktan kumanda edilir robot kollarına ihtiyaç duyulur.

Güç Kontrolü Reaktör, nötronları soğuran ve bordan yapılmış “kontrol çubukları” ile kontrol edilmektedir. Çubuklar, reaktör içine sokulduğunda daha çok nötron soğururlar ve fisyon sürecini azaltırlar. Daha çok güç üretmek için, çubuklar kaldırılır ve daha çok nötron uranyum atomlarını bombardıman ederler. AGR adı verilen bir gaz soğutma istasyonu ile karbon dioksit gazı ısıyı uzaklaştırmak için reaktöre gönderilir. Karbon dioksitin seçilmesinin sebebi, iyi bir soğutucu olması ve büyük miktarda ısıyı taşıyabilmesidir. Karbon dioksit aynı zamanda reaktördeki yangın riskini de azaltır. Çünkü oradaki sıcaklık 6000 santigrat derece kadardır. Karbon dioksit nötronla bombardıman edildiğinde istenmeyen kötü bir maddeye de dönüşmez. AGR li sistemlerde ilave emniyet sistemleri vardır. Reaktör boyunca akan azot veya su kullanarak tüm nötronlar soğurulmaktadır. Su kullanma durumunda reaktör bir daha asla kullanılamaz

Güç Kontrolü Nükleer güç santralleri atom bombası üretmek için bekleyen santraller değildir. Yüksek ısı nedeniyle erime eğiliminde de değildir. Eğer reaktör çok ısınırsa, kontrol çubukları devreye sokularak soğutulur. Bu olmazsa, acil durumlarda kullanılmak üzere bekleyen acil durum kontrol çubukları otomatik olarak devreye sokulur ve reaktör komple durdurulur. İngiltere’deki nükleer santrallerde bilgisayarlar, durum kontrolden çıkarsa, reaktörü otomatik olarak kapatmaktadırlar. Ukrayna’daki Chernobil güç santralinde böyle geliştirilmiş otomatik bir kontrol sistemi yoktu. Aslında, kullandıkları otomatik bir sistem vardı ve bu çalışmadığı için reaktör aşırı ısındı ve eridi. Oluşan yüksek basınç reaktörü saran çelik yapılı sistemi parçaladı ve ciddi bir yangın çıktı. Birçok kişi yaşamını yitirdi. Kuzey yarım kürede büyük bir alan radyoaktif toz bulutundan etkilendi

Radyasyon Etkisi  Radyoaktif ürünler Santralden çıkan ve yüksek seviyede radyoaktivite içeren küçük bir miktardaki nükleer atık birazcık endişelendirebilir. Nükleer atık fazla miktarda olmasa da çok tehlikelidir. Atığı gömdükten sonra binlerce yıl saklanmalıdır. Nükleer enerji üretiminde kullanılan yakıtların yüksek radyoaktiviteye sahip uzun ömürlü izotopları içermesi, bu yakıtların atık olarak uzun seneler boyunca kontrollü olarak insana ve çevreye zarar vermeyecek şekilde depolanmasını gerektirmektedir. Kullanılmış yakıtlar veya yakıt çevriminde oluşan radyoaktif atıklar sızdırmaz özel çelik kaplar içine konulduktan sonra geçici yer üstü ve yer altı depolarında muhafaza edilmektedir. Ancak son depolama için gelecekte jeolojik (yeraltı) depolama teknolojisi kullanılacaktır. Bu konuda ABD'de ve Finlandiya'da önemli gelişmeler vardır.

NÜKLEER SANTRALLER VE RADYASYON Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğimize göre halk için kabul edilebilir radyasyon dozu sınırı yılda 1 mSv’dır. Radyasyonla çalışanlar için radyasyon dozu ardışık 5 yılın ortalaması 20 mSv, herhangi bir yılda ise 50 mSv’dır. Doğal radyasyon yolu ile alınan ortalama yıllık etkin doz 2,4 mSv civarındadır. Dünyada en fazla nükleer santralin olduğu Amerika Birleşik Devletleri'nde, nükleer santrallerin sınırında yaşayan bir kişi doğal yollardan aldığı radyasyon miktarının 100 de 1' inden az (0.01 mSv’den az) radyasyon almaktadır. Sonuç olarak nükleer santral yakınında yaşayan bir kişinin alacağı ek radyasyon miktarı, doğadan kaynaklanan radyasyon miktarının 1/300'ü kadardır

Tablo 4’te, halkın günlük hayatta maruz kaldığı radyasyon miktarları verilmiştir.

DÜNYADA NÜKLEER SANTRALLERİNE İLİŞKİN SAYISAL VERİLER

Dünyada nükleer güç reaktörleri sayısı

İngiltere 2025 yılına kadar 8 sahayı yeni nükleer santrallerin kurulması için belirlemiştir. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 1400 MW gücünde 1 nükleer reaktörün inşasına başlamış olup 2017 yılında işletmeye almayı planlamaktadır. Diğer 3 nükleer reaktörün de birer yıl arayla 2020 yılına kadar işletmeye alınması planlanmaktadır. Nükleer santrale sahip 31 ülkeden 7’si net enerji ihracatçıdır.

Türkiye’de Nükleer Enerji 2023 yılına kadar 2 nükleer santrali işletmeye almayı ve üçüncünün de inşaatına başlamayı planlıyoruz. Akkuyu NGS’nin işletmeye alınması durumunda 7,5 milyar m3 ve Sinop NGS’nin devreye alınması durumunda 16 milyar m3 kadar doğalgaz ithal etmekten ve yıllık 7,2 milyar ABD Doları ödemekten kurtulacağız. Akkuyu NGS inşaatı 2014 yılında başlayacak ilk ünite 2019 yılında devreye girecektir.

ÜLKEMİZ İÇİN NÜKLEER SANTRAL NEDEN GEREKLİDİR? Ülkemizde elektrik talep artışı yıllık yaklaşık %7-8 civarındadır. Bu oranla Türkiye, elektrik tüketim talep artışında dünyada Çin’den sonra ikinci sıradadır. Ülkemizin 2023 yılında kurulu gücünün MW arasında olması, elektrik tüketiminin 500 milyar kWh olması öngörülmektedir. Elektrik ihtiyacımızın karşılanmasında kullanılan doğalgaz ve sıvı yakıtların neredeyse tamamı, kömür yakıtların ise yaklaşık % 30’u ithaldir. 3 SENEDE SADECE DOĞALGAZ İTHALİNE ÖDENECEK PARA İLE MERSİN-AKKUYU’DA 4 ÜNİTE NÜKLEER SANTRAL KURULABİLMEKTEDİR.

NÜKLEER KAZALAR – ULUSLARARASI NÜKLEER OLAYLAR ÖLÇEĞİ Nükleer santrallerde nükleer kaza ya da arıza meydana gelmişse, onun seviyesini ölçülendiren bir seviyedir. Bu ölçek, meydana gelen kaza ya da arızalarda 0-7 arası bir değer vererek, kazanın boyutunu somut olarak gösterir. Şemada da görmüş olduğunuz gibi 4-7 arasında ki değerlere ulaşan kazalar, insan sağlığına zarar verebilecek ve doğayı oldukça fazla etkileyecek büyük

1. ve 3. seviyeler arasında, doğaya karışan radyasyon miktarı sonucunda doğada gözlemlenen herhangi bir anormal durum olmazken; 4. seviyeden sonra doğada etkisi uzun süre hissedilen olaylar ve anormallikler olmaya başlar. 4. seviyeye ulaşmış bir kaza sonucunda, reaktörde çalışan işçiler, eğer orada ki radyasyona uzun süre maruz kalırsa ölümle sonuçlanan olaylarla karşılaşabilirler. Radyoaktif madde salınımı küçük bir miktar olmasına rağmen, hasar ölçüsü önemli bir seviyededir.

5. seviyeye ulaşmış kazalarda, ciddi reaktör erimesi-radyoaktif madde salınımı-gama ışınlarının verdiği zarar ve birkaç ölümle sonuçlanan olaylar gözlemlenmiştir. 6. seviye de çevreye dağılan radyoaktif madde miktarı önemli derecedeyken, doğada nükleer kirlenmelere yol açar ve acil önlemler alınması gerekir. 7. seviye, yani çok büyük reaktör kazalarında, büyük nükleer kirlenmeler, çok sayıda sağlık ve çevre problemleri ve fabrika sızıntıları gözlemlenmiştir.

7. Seviye: Ukrayna-Çernobil ve Japonya: Fukushima Daichi Reaktörü 6. Seviye: Rusya – Mayak Üretim Birliği 5. Seviye: Amerika – Three Mile Island Nükleer Santrali 4. Seviye:Japonya – Tokaimura JCO Nükleer Santrali 3. Seviye:Japonya – Fukushima Daini Reaktörü 2. Seviye:İsveç – Forsmark Nükleer Santrali 1. Seviye: Çin Halk Cumhuriyeti – Daya Bay Nükleer Santrali

5. Seviye – Three Mile Island Nükleer Santrali 28 Mart 1979’da reaktör çekirdeğini soğutmakta kullanılan bazı soğutma suyu pompaları çalışmadı ve reaktör aşırı derecede ısınmaya başladı. Sadece 8 saniye sonra reaktör kapatıldı ama acil soğutma vanaları sıkı sıkıya kapatılmış olduğu için reaktör soğutulamadı. 16 saat sonra çekirdek tamamen su altındaydı ve ısı kontrol altına alındı ama çekirdeğin yarısı erimiş, diğer yarısı da paramparça olmuştu. 30 Mart tarihinde, santralden radyasyon salındığı açıklandı. Ama sonra bu salınımın, sistem üzerinde ki baskıyı azaltmak için bilinçli olarak yapıldığı açıklandı.

Erime felaketinden 5 gün sonra, krizin resmen sona erdiği açıklandı. Ama santrale 2 yıl boyunca kimse giremedi. Reaktör beton ile kapatıldı. Ama çevreye verdiği zararlar nedeniyle, etrafta yaşıyan bir çok canlı zarar gördü. Yetkililer ise, reaktörden havaya doğru karışan radyoaktif maddelerden kimseye bahsetmedi ve yakın çevrede bulunan halk, radyasyona maruz kaldı. Yıllar sonra santral yakınlarında kalan kişi üzerinde yapılan araştırmada kanser oranının %600 kat arttığı tespit edildi.

6. Seviye – Mayak Üretim Birliği Bu tesiste enerji elde edilmiyordu. Sovyetler Birliği’nin silah yapımı için radyoaktif madde ürettiğini bir yerdi. Mayak Nükleer Santrali'nde atık saklama ünitesi yoktu ve yetkililer santralin açıldığı 1948 yılından itibaren radyoaktif atıkları yakınlardaki nehire döküyordu. Doğrudan bölgede yaşayanların içme suyu kaynağı olan nehirden 124,000 kişi orta ve yüksek seviyeli radyasyona maruz kaldı. Çernobil olayından önce, Sovyetler Birliğinde meydana gelen en büyük kazaydı. 29 Eylül 1957 yılında, atıkları soğutma sisteminde bir hata meydana geldi ve yaklaşık olarak 75ton TNT’nin patlaması sonucu meydana çıkan enerjiye denk bir enerji meydana çıkmıştır.

ile kilometre karelik bir alanı etkilemiştir. Tahminen 55 kişi, radyasyona maruz kaldığı için ölmüştür kişi evini terk ederken, tam kişinin radyasyondan etkilendiği düşünülmüştür. Kaza uzun yıllar boyunca gizlenmiş ve 1970’li yıllara kadar böyle bir kazanın olduğu duyurulmamış. Kazanın gerçekleştiği bölge Sovyetler Birliği zamanında milli park ilan edilip; «doğanın korunması amaçlı» olarak gezi ve yapılaşmaya kapatılmıştır.

7. Seviye - Fukushima 11 Mart’ta meydana gelen 9.0 büyüklüğünde ki depremin (Töhoku depremi) ardından oluşan tsunamiler yüzünden, reaktörlere elektrik sağlayan jenaratörlerin sular altında kalmasının ardından, soğutma sistemlerinin çalışmamasından dolayı patlamalar ve sızıntılar meydana gelmiştir. Santraller, 6 metrelik dalgalardan etkilenmeyecek bir duvar ile korunuyordu. Ama depremden sadece 15 dakika sonra 14 metrelik dev dalgaların altında kalması sonucuyla, Çernobil’den sonra en büyük reaktör kazası meydana geldi.

Kısa sürede 1, 2 ve 3 numaralı reaktörlerde kısmi erimenin kanıtları ortaya çıktı; hidrojen patlamaları sonucu 1, 3 ve 4 numaralı reaktörleri barındıran binaların tepe kısımları havaya uçtu; 2 numaralı reaktörün içindekiler bir patlama sonucu zarar gördü ve 4 numaralı reaktörde yangınlar meydana geldi. Bunun yanı sıra, 1-4 numaralı reaktörlerde saklanan kullanılmış yakıt tanklarındaki su seviyesinin düşmesi sonucu tanklarda aşırı ısınma meydana geldi. Radyasyon sızıntısından kaynaklanan korkular santralin etrafındaki 20 km çapındaki alanın tahliye edilmesine sebep oldu, bu sırada 170 ile 200 bin kişi tahliye edildi.

Deprem olduğu sırada 1-2 ve 3. reaktörler hemen kapatıldı. Normalde, reaktör, soğutma ve kontrol sistemleri için dış desteği kullanacak olmalıydı. Fakat, deprem dış elektrik desteğini kesti. Acil durum yakıtlı-jeneratörleri doğru şekilde çalışmaya başladı fakat deprem sonrası tsunami nedeniyle hasar gördükleri için yaklaşık olarak 1 saat sonra aniden durdular. Soğutma sistemleri, reaktör kapatıldığı anlarda bile kullanılmış ısıyı düşürmek için gereklidir. Burada ki santrallerde bazı yeni sistemler bulunuyordu. Burada ki acil soğutma sistemleri ayrıca buhar- türbinliyle güdümlenen çekirdek soğutma acil sistemlerine sahiptir ve bunlar reaktörün kapatılmasıyla ortaya çıkan buhar tarafından doğrudan yönetilebilirler. Böylece elektrikle çalışan türbinlere gerek kalmaz.

11 Mart 2011 (JST), 16:36'da, 1. ve 2. ünitelerin acil çekirdek soğutma sistemlerinde soğutmanın sağlanmaması nedeniyle "Nükleer Acil Durumu" ilan edildi. 12 Mart 2011, (JST) gece yarısından sonra, Tokyo Elektrik Şirketi, radyasyon sızıntısıyla anlamına gelen, ünite 1 reaktörünün duvarından sıcak gaz kaçışına olduğunu açıkladı. Saat (JST) sularında, reaktörün içindeki basıncın, normal koşulların üzerinde olduğu rapor edildi. 13 Mart 2011 saat 13.30'da (JST), reaktör 1'in yakınlarında çekirdeğin bir kısmının havaya uçtuğunu ve kısmen bir erimenin olduğunu gösteren radyoaktif Sezyum-137 saptandı.

7. Seviye - Çernobil Çernobil reaktör kazası, bir deney sırasında meydana gelen 20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazasıdır. Ukrayna'nın Kiev iline bağlı Çernobil kentindeki Nükleer Güç Reaktörünün 4. ünitesinde 26 Nisan 1986 günü erken saatlerde meydana gelen nükleer kaza sonrasında atmosfere büyük miktarda fisyon ürünleri salındığı 30 Nisan 1986 günü tüm dünya tarafından öğrenildi. Çernobil Nükleer Santralı’nda gerçekleşen kaza, her biri Megawatt (MW) gücünde olan dört reaktörün hatalı tasarımının yanı sıra, reaktörlerden birinde deney yapmak için güvenlik sisteminin devre dışı bırakılıp peş peşe hatalar meydana gelmesi nedeniyle oldu.

Deneyin yapılacağı 25 Nisan 1986'da önce reaktörün gücü yarıya düşürüldü, ardından da acil soğutma sistemi ile deney sırasında reaktörün kapanmasını önlemek için tehlike anında çalışmaya başlayan güvenlik sistemi devre dışı bırakıldı.26 Nisan günü saat 01:00'i biraz geçe teknisyenler deneyin son hazırlıklarını tamamlamak üzere ek su pompalarını çalıştırdılar. Bunun sonucunda gücünün yüzde 7'siyle çalışmakta olan reaktörde buhar basıcı düştü ve buhar ayırma tamburlarındaki su düzeyi güvenlik sınırının altına indi.Normal olarak bu durumda reaktörün güvenlik sistemine ulaşması gereken sinyaller de teknisyenler tarafından engellendi. Su düzeyini yükseltmek için buhar sistemine daha fazla su aktarıldı ve saat 01:23'de deneyin fiilen başlatılması için koşulların oluştuğuna karar verildi. Deneyin amacı, reaktörün çalışması ansızın durdurulduğunda, buhar tirbünlerinin daha ne kadar süre çalışmayı sürdüreceklerini ve böylece ne kadar süre acil güvenlik sistemine güç sağlayabileceklerini öğrenmekti. Geri kalan öteki acil güvenlik sinyali bağlantılarını da kestikten sonra türbinlere giden buhar akışı durduruldu

Bunun sonucunda dolaşım pompaları ve reaktörün soğutma sistemi yavaşladı. Yakıt kanallarında ani bir ısı yükselmesi görüldü ve yapım özellikleri nedeniyle reaktör tümüyle denetimden çıkmış oldu. Tehlikeyi farkeden teknisyenler reaktörün durdurulmasını sağlamak amacıyla bütün denetim çubuklarını derhal sisteme sokmaya karar verdiler. Ama aşırı derecede ısınmış bulunan reaktörlerde saat 01:24'te yani deneye başlanmasından bir dakika sonra iki patlama oldu. Bu patlamanın ayrıntıları tam olarak bilinememekle birlikte, denetim dışı bir çekirdek tepkimesinin gerçekleşmiş olduğu anlaşılmaktadır.Üç saniye içinde reaktörün gücü %7'den %50'ye fırladı. Yakıt parçacıklarının soğutma suyuyla karşılaşması, suyun bir anda buhara dönüşmesine yol açtı. Oluşan aşırı buhar basıncı reaktörün ve santral binasının tepesini uçurdu. Reaktördeki zirkonyum ve grafitin yüksek sıcaklıktaki buharla karşılaşması sonucu oluşan hidrojen yanarak bütün santralı ateşler içinde bıraktı.

Kazanın Etkileri Nükleer kalıntıların ürettiği radyoaktif bulut patlamadan sonra tüm Avrupa üzerine yayılmış ve Çernobil'den yaklaşık 1100 km uzaklıktaki İsveç Formsmark Nükleer Reaktöründe çalışan 27 kişinin elbiselerinde radyoaktif parçacıklara rastlanmış ve yapılan araştırmada İsveç'teki reaktörün değil Çernobil'den gelen parçacıklar olduğu tespit edilmiştir. Aynı şekilde İngiltere'nin Galler bölgesinde kazadan iki hafta sonra saptanan yüksek radyoaktif nedeniyle yeşil alanlara koyun ve sığırların girişi engellenmiştir. Araştırmalarda ilk yıl doz açısından en fazla Avrupa ülkesi Bulgaristan olarak belirlenmiş. Ayrıca Avrupa’da ki bir çok ülkenin dışında, radyasyonun etkisi ABD ve Kanada’ya kadar gitmiştir.

En yüksek radyasyon dozlarına, sayıları bini bulan acil durum çalışanları ve Çernobil personeli maruz kaldı. Çalışanların bazıları için maruz kaldıkları dozlar öldürücü oldu. Zaman içinde Çernobil’de çalışan kurtarma personelinin sayısı 600 bini buldu. Bunların bazıları, çalışmaları boyunca yüksek düzeyli radyasyona maruz kaldılar. Çöken radyoaktif iyodinden kaynaklanan çocukluk tiroid kanseri, kazanın en önemli sağlık sorunlarından birisidir. Kazadan sonraki ilk aylarda, radyoaktif iyodin düzeyi yüksek sütlerden içen çocuklar yüksek radyasyon dozları aldılar.2002 yılına kadar bu grup içinde 4000’den fazla tiroid kanseri teşhis edildi. Bu tiroid kanserlerinin büyük bölümünün radyoiyodin alımından kaynaklanmış olması çok muhtemeldir. Ayrıca bölgeye giriş çıkışlar hala polis kontrolünde olup bazı bölgelere giriş yapılamamaktadır

Türkiye’nin Nükleer Kazası Nükleer santralı olmayan Türkiye, İstanbul İkitelli’de 1999’da meydana gelen olayla “dünyanın en önemli 20 radyoaktif kazası” listesine girdi. Olayda 13 kişilik Ilgaz Ailesi, “hurda” diye atılan maddelerdeki radyasyona maruz kalmış, Hüseyin Ilgaz hayatını kaybetmişti. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun da, AİHM aşamasında tüm aileye tazminat ödediği ortaya çıktı. İkitelli’de hurdacılık yaparak hayatını kazanan 13 kişilik Ilgaz Ailesi’nin hayatı, Ocak 1999’da hurda diye satın aldıkları konteynerin içinden radyoaktif madde çıkmasıyla karardı. Murat Ilgaz’ın parmakları eridi, Hüseyin Ilgaz, 2004 yılında kansere yakalandı ve hayatını kaybetti. Radyasyona maruz kalan ailenin erkekleri, ancak tüp bebek yoluyla çocuk sahibi olabildi. Olay tarihinde 6 aylık bir kızı olan Naki Ilgaz ise artık çocuk sahibi olamıyor. Kadınlar ise erken menopoza girdi. (Radyasyon içeren Kobalt 60 adlı madde)

Söz konusu cihaz, merkezi Ankara'da bulunan PİKER adlı şirket tarafından ABD'den ithal edildi. Kurşun blokların kullanım süresi dolduğunda, durumun Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na (TAEK) bildirilmesi gerekiyordu. Ancak şirket bu prosedürü yerine getirmeyip blokları İstanbul'a gönderdi. Firmanın İstanbul'daki temsilcisi Bayram Çulha da bu blokları İkitelli'deki depolarına koydu. Daha sonra kendi depolarında yer kalmaması üzerine, bloklar, yan taraftaki Mustafa Söyleyici'ye ait depoya nakledildi. Aylar sonra Çulha'yı arayan Söyleyici depoyu boşaltacağını belirterek, malların geri alınmasını istedi. Ancak Çulha'nın yanıtı, "Sat gitsin" oldu. Bunun üzerine Söyleyici de kurşun blokları hurdacıya sattı.