MUDANYA MÜTAREKESİ (11 Ekim 1922) Büyük Taarruz sonucunda bütün Batı Anadolu Bölgesi Yunan işgalinden kurtulmuş ve 9 Eylül 1922’de İzmir’e giren Türk orduları İstanbul’u, Boğazları ve Doğu Trakya’yı kurtarmak için ilerleyişlerini sürdürmüşlerdir. 28 Eylül günü Boğazlara doğru ilerleyişini sürdüren Türk birliklerine Gazi Mustafa Kemal Paşa bulundukları son hatta durmaları emrini vermiştir. Bu emrin sebebi 20-23 Eylül günleri Paris’te toplanan müttefiklerin barış yollarını aramak üzere Franklin Bouillon’u Anadolu’ya gitmek üzere görevlendirmiş olmalarıydı.
MUDANYA MÜTAREKESİ 23Eylül’de gönderdikleri notada da Doğu Trakya’nın ve Boğazlar Bölgesinin barış antlaşmasından sonra boşaltılacağı belirtilerek, askeri ilerleyişe son verilmesi ve ilk etapta bir ateşkes antlaşması imzalanması isteniyordu. Mustafa Kemal Paşa 29 Eylül günü verdiği cevapta, Edirne dahil Meriç’e kadar Trakya’nın boşaltılması ve Türkiye’ye verilmesi şartıyla konferansa katılabileceklerini bildirmiştir. Tarafların uzlaşmaya varmasının ardından Mudanya Konferansı 3 Ekim 1922 tarihinde başladı.
MUDANYA KONFERANSINA KATILAN DEVLETLER TBMM adına görüşmelere Batı Cephesi komutanı İsmet Paşa katıldı. Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa ile Refet Paşa Mudanya’da gözlemci olarak yer aldı. İngiltere’yi General HARRİNGTON Fransa’yı General CHARPY İtalya’yı General Mon Belli temsil etmiştir.
Yunanistan’ı General Mozarakis temsil ediyordu Yunanistan’ı General Mozarakis temsil ediyordu.Fakat Yunan delegesi konferansa katılmamış Mudanya’da geldiği gemiden karaya çıkmayarak görüşlerini müttefik devlet temsilcilerine buradan yazılı olarak bildirmiştir. Görülüyor ki Türkiye ateşkes masasına I.Dünya Savaşı’nın galipleri ile oturuyor ve onlarla hesaplaşıyordu.
MUDANYA MÜTAREKESİ 3 Ekim 1922’de konferansın başlamasından sonraki iki gün içinde çok sert görüşmeler yaşandı. Özellikle bazı konularda( Doğu Trakya’nın boşaltılması,İstanbul ve Boğazların bağlı olacağı durum) anlaşılamaması nedeniyle konferansın birinci safhası buhranla sonuçlandı. 9 Ekim’de tekrar başlayan görüşmeler sert tartışmalardan sonra Türk tarafının istekleri doğrultusunda Mudanya Mütarekesi 11 Ekim 1922 tarihinde imzalandı.
MUDANYA MÜTAREKESİ MADDELERİ 11 Ekim 1922 tarihinde imzalanan bu mütareke 14/15 Ekim 1922 gece yarısı yürürlüğe girecektir. Mütarekenin yürürlüğe girmesi ile birlikte Türk-Yunan savaşı sona erecektir. Yunan kuvvetleri Doğu Trakya’yı hemen boşaltmaya başlayacaklar ve 15 gün içinde boşaltma tamamlanacaktı. Bu yerler 30 gün içinde, asayişi sağlayacak olan TBMM. Hükümeti jandarma kuvvetlerine teslim edilecek, ancak bu kuvvetler 8000’i aşmayacaktı.
MUDANYA MÜTAREKESİ MADDELERİ Trakya’nın yönetimi Türk memurlarına verilecekti. Devir teslim işlemleri sırasında karışıklık çıkmaması için, İtilaf Devletleri 7 taburluk bir kuvvet bulunduracaklardı. Bu kuvvet Doğu Trakya’nın Türkiye’ye tesliminden sonra 30 gün içinde geri çekilecekti. Barış Antlaşması sağlanana kadar Türk Silahlı Kuvvetleri Çanakkale ve İzmit Yarımadası’nda belirlenen hattı aşmayacaklardı.
MUDANYA MÜTAREKESİ ÖNEMİ Mudanya Mütarekesi, Büyük Taarruz ile kazanılan askeri başarının siyasi bir zafer haline dönüşmesindeki ilk adımdır. Kurtuluşun askeri safhası sona ermiş, siyasi safhası başlamıştı. İtilaf Devletleri bu mütareke ile TBMM. Hükümeti’ni resmen tanımış oluyorlardı. Bu mütareke ile Misak-ı Milli’nin önemli bir parçası olan Doğu Trakya savaş yapılmadan kurtarılmış oluyordu. Mütarekenin imzalanmasıyla İngiltere’nin Anadolu politikası iflas etmiş, Lloyd George hükümeti iktidardan düşmüştür.
SALTANATIN KALDIRILMASI Saltanat terimi Arapça isim olup dilimize de Arapça’dan geçmiştir. Saltanat kelimesi “sultanlık,padişahlık,hükümdarlık ” demektir. Türk Dil Kurumu bu terimi daha anlaşılır olarak,” Bir ülkede hükümdarın,padişahın,sultanın egemen olması” şeklinde açıklamaktadır.
SALTANATIN KALDIRILMASI Osmanlı Devleti’nin saltanatla yönetilmesi, devlet şeklinin “Monarşi” veya “ Mutlakiyet” olduğunu göstermektedir.Monarşi “siyasi otoritenin genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığı devlet düzeni ve rejim ” demektir. Kurulduğu anadan itibaren monarşi ile yönetilen Osmanlı Devletinde padişahın yetkileri ilk kez 1876 da ilan edilen Kanun-ı Esasi ile sınırlanmıştır. Fakat I.Meşrutiyet Dönemi çok uzun sürmemiş, II.Abdülhamit tarafından Meclis kapatılmıştır.
SALTANATIN KALDIRILMASI Ancak 1908’de II.Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle padişahın yetkilerine önemli kısıtlamalar getirilir.Böylece oluşan Meşrutiyet sistemine göre, devletin başında yine padişah bulunuyordu.Ancak padişah yetkilerinin bazılarını halkın seçtiği meclise veya meclislere devretmek suretiyle,yönetme gücünü, oluşturulan bu parlamento ile birlikte kullanırdı.
SALTANATIN KALDIRILMASI Osmanlı Devleti I.Dünya Savaşı bitiminde Meşruti Monarşi denilen bu sistemle yönetiliyordu.Buna karşın savaş sonunda imzaladığı Mondros Mütarekesi ile fiilen yıkılmış sayılıyordu. Mudanya Mütarekesinin Ankara Hükümeti tarafından imzalanmasıyla da Osmanlı Devleti hukuken yıkılmış oluyordu. Bundan sonra Osmanlı Devleti’nin geride sadece ismi kalmış, siyasi hiçbir yaptırım uygulayacak gücü kalmamıştı. Son aşama ise resmen yıkılması idi. Bu da saltanatın kaldırılması ile olacaktır.
SALTANATIN KALDIRILMASI Mudanya Mütarekesinden sonra sıra barış antlaşmasına gelmiştir. İtilaf Devletleri 27 Ekim 1922’de toplanacak olan barış görüşmelerine davet etmişlerdir. Güdülen amaç; her iki hükümetin konferansta yer almasını sağlayarak aralarındaki çekişme ve ikilikten doğacak fırsattan yararlanmaktı. 29 Ekim’de Ankara Hükümeti konferansa daveti kabul ettiğini bildirmiştir. Aynı gün Tevfik Paşadan alınan bir telgraf ise saltanatın kaldırılması sürecini fiilen başlatmıştır.
SALTANATIN KALDIRILMASI Tevfik Paşa, söz konusu telgrafında barış konferansına birlikte katılmayı teklif ediyordu.Bu teklif TBMM.’de büyük yankılara sebep olmuştur. 30 Ekim 1922 tarihli toplantısında bu konuyu ayrıntılı bir biçimde ele almıştır.Sinop Milletvekili Dr. Rıza Nur ve arkadaşları Meclis Başkanlığına bir önerge vererek, Osmanlı Devleti’nin yıkıldığını ve Ankara Hükümeti’nin onun varisi olduğunu bildirerek saltanatın kaldırılmasını istediler. TBMM. 1 Kasım 1922 günkü oturumunda saltanatın kaldırılması kararlaştırılır.
SALTANATIN KALDIRILMASI 1 Kasım 1922 tarihli TBMM Genel Kurul kararında şu düzenlemeler yer almaktaydı; Saltanatla birlikte Osmanlı Hükümeti’nin de varlığına son verilmiştir. Hilafet , saltanattan ayrılmış,hilafet makamı olduğu gibi korunarak Osmanlı hanedanına ait olduğu kabul edilmiştir. Vahidettin sultan unvanını yitirmiş, sadece halife olarak kalmıştır. Osmanlı Devleti son bulmuş, yerine “Türkiye Devleti ” adıyla yeni bir devlet kurulmuştur.
SALTANATIN KALDIRILMASININ SONUÇLARI Saltanatın kaldırılmasının en önemli sonucu altı yüzyıllık egemenlik anlayışına son vermesiydi. Ankara ile İstanbul arasında yaşanan ikileme ve ikili yönetime son verildi. Osmanlı Devleti ve hükümeti alınan bu kararla resmen ortadan kaldırıldı. Ayrıca alınan kararda saltanat ile hilafetin birbirinden ayrıldığı, saltanatın kaldırılıp , hilafetin korunduğu belirtilmekte idi. Bu durum din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması adına önemli bir adımdır.
SALTANATIN KALDIRILMASININ SONUÇLARI Saltanatın kaldırılmasından sonra son Osmanlı Padişahı Vahidettin İngiliz Hükümeti’nin koruyuculuğunu talep etmiş, 17 Kasım 1922’de İngiliz Malaya zırhlısı ile Malta adasına götürülmüştür. Bunun üzerine TBMM, Vahidettin ‘den halifelik sanını alarak, Osmanlı hanedanından Abdülmecit Efendi’yi halife seçmiş ve İstanbul’da oturarak bu sıfatı taşımasına karar vermiştir.