MAHMUT COŞKUN YARGITAY 23.HUKUK DAİRESİ ÜYESİ İTİRAZIN İPTALİ VE MENFİ TESPİT DAVALARINDA UYGULAMAYA YÖNELİK SORUNLAR MAHMUT COŞKUN YARGITAY 23.HUKUK DAİRESİ ÜYESİ
KAMBİYO SENETLERİNDE İTİRAZIN İPTALİ VE MENFİ TESPİT DAVASINDA GÖREV(Kambiyo senetlerinde) HUKUKİ MANFAAT KAMBİYO SENETLERİNDE EHLİYET İMZA TAHRİFAT TALİL
I-GÖREV Kambiyo senetleri TTK da düzenlendiğinden tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “kambiyo hukukundan kaynaklanan” davalar, ticari dava sayılır ve ticaret mahkemesinde görülür..(TTK.m.4/1-a; 5/1) Menfi tespit istemi bizatihi kambiyo senedinden kaynaklanan; -İmza itirazı, -Ehliyetsizlik itirazı (akıl hastası) -Senedin rıza hilafına elden çıktığı, -Senedin Kanuna aykırı bir nedenle düzenlendiği(başlık parası-kumar borcu) -Senedin düzenlenmesinde sahtecilik yapıldığı,(hata,hile,korkutma gibi), -Kambiyo senedinin teminat senedi olarak verildiği, -Senedin bedelinde, veya diğer unsurlarında tahrifat, -Açık senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu, -Alacaklının yetkili hamil olmadığı, Gibi nedenlere dayalı davalar ticaret mahkemesinde açılmalıdır.. Kambiyo hukukundan kaynaklanan dava örnekleri Dava, kambiyo senedindeki imza inkarına ilişkin olduğundan, ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir.. (19. HD. 08.09.2014. T. 11750/13019) Dava, dershane hizmet bedeli ödendikten sonra sahte ve mükerrer düzenlenen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğundan ticaret mahkemesinde görülmelidir. (19. HD. 13.04.2009. T. 2008/11409; 3023) Malın teslim edilmemesi nedeniyle dava konusu çek’ten dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin dava ticari davadır. (19. HD. 17.09.2014. T. 11216/13632)
GÖREV Kambiyo hukukundan kaynaklanmayan dava örnekleri Dava konusu senet boşanma davası sürerken, “anlaşma” isimli belge uyarınca verildiğinden dava aile mahkemesi görülmelidir... (19. HD. 27.5.2009. T. 2008/11167; 4957) Çeklerin hukuki ayıplı mal satışı nedeniyle karşılıksız kaldıkları iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Bu niteliği itibariyle dava genel mahkemenin görevi dahilindedir.. (19. HD. 15.1.2007 T. 2006/10235; 87) Davalı SSK’na olan prim borcu nedeniyle verilen çekle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi» istemiyle açılan davada görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu… (19. HD. 2.12.1999 T. 6249/7323) İşçi işveren ilişkisi nedeniyle verilen teminat bonosundan kaynaklanan ihtilafa iş mahkemesi bakmalıdır.. (19. HD. 05.12.2013. T. 15355/19473) Davalı futbolcuya sözleşmeden doğan alacaklarına karşılık verilen bonolardan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin dava mutlak ticari dava değildir. Bu durumda davaya bakma görevi Asliye hukuk mahkemesinindir. (13. HD. 27.06.2013. T. 12913/17731) Bono, işçi tarafından işe girerken iş akdinin teminatı olarak verilmiştir. Davacının bonoda aval imzası mevcuttur. Davacı avalistin açacağı menfi tespit davası da iş mahkemesinde görülmelidir.(19HD. 11.04.2011 .T. 2010/9941;4733)
II-İTİRAZIN İPTALİ VE MENFİ TESPİT DAVASINDA HUKUKİ MENFAAT HANGİ HALLARDE İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇILAMAZ Alacaklı, hem imzaya hem de borca itiraz hallerinde itirazın iptali davası açabilir. Ancak sadece takip hukukuna ilişkin itiraz hallerinde, itirazın iptali davası açılamaz. Bu durumda ancak itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabilir. Örneğin; Borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, itirazın iptali davası açılamaz. İcra mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açılabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte imzaya veya borca itiraz etmiş ise bu durumda tüm itirazlar için itirazın iptali davası açılabilir. Derdestlik itirazı, alacaklının ilamsız takibe konu ettiği alacağını ikinci kez ilamsız takibe konu yapması halinde, borçlu derdestlik itirazında bulunabilir. İflas tasfiyesi sonucunda elinde aciz belgesi bulunan alacaklı, müflis hakkında takibe geçtiği zaman; müflis - borçlu, yeni mal iktisap etmediğini ileri sürerek takibe itiraz eder ise, alacaklı ancak icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını talep edebilir, itirazın iptali davası açamaz. (3)Başlatılan takibe itiraz edilmesi nedeniyle itirazın iptali davası açmayarak yeniden takip yapmak suretiyle bu takip üzerinden itirazın iptali davası açılması halinde davanın reddine karar vermek gerekir.(İİK.m.68/1-son) Zira bu durumda borçlu derdestlik itirazında bulunarak takibe engel olabilir. --İşlemden kaldırılan dosyada yenileme emri tebliğ edilerek vekalet ücreti ve icra masraflarını tahsil imkanı varken, yeni bir takip üzerine yapılan itiraz nedeniyle itirazın iptali davası açılamaz.(HGK 15/5/2013.t.2012/13-1395/703) --
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HUKUKİ YARAR Hukuki Yarar:Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararının olması ve hakkın elde edilebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmasına denir.Hukuki yarar dava şartıdır. Eksikliği halinde davanın usulden reddine karar verilir.(HMK.m.114/h; 115/2) Muaccel olmayan alacak için takip yapılmasında veya dava açılmasında alacaklının hukuki yararı yoktur. Örneğin, Vadesi gelmeyen bir bonoya istinaden yapılan takibe vaki itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmasında olduğu gibi. Alacağın tahsili için ayrıca bir mahkeme hükmüne gerek bulunmadığına ilişkin kanuni düzenleme bulunması halinde de alacaklının takip yapmakta ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Örnek: Süresi içinde tehiri icra kararı ibraz edilmediğinde,banka teminat mektubunun icra memurunca paraya çevrilmesi mümkün iken, alacaklının banka aleyhine takip yapması ve itiraz üzerine itirazı iptali davası açılması gibi. Şikayet başvurusu üzerine «takibin durdurulmasına» ilişkin kararının iptal edilmesi halinde; alacaklının ayrıca itirazın iptali davası açmada hukuki yararı bulunmamaktadır. HMK nın 109/2. fıkrası yürürlükten kalkmadan önce “alacaklının talebi net olduğundan” kısmi dava açılması mümkün değildi. Ancak, bu hüküm yürürlükten kalktığından itirazın iptali davası da kısmi dava olarak açılabilir. Dava konusu yapılmayan kısım ödeme emrinin tebliğinden itibaren ancak bir yıl içinde açılabileceği kanaatindeyim. Ödeme emri tebligatı yoksa bir yıllık süre başlamayacaktır. (4)Örneğin, İcra memuru tebligat usulsüzlüğü nedeniyle “takibin durdurulmasına” kara vermiş; şikayet üzerine “takibin devamına” dair karar verilmişse artık alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki menfaati yoktur. (3) İtiraz süresi geçtikten sonra yapılan itiraza istinaden itirazın iptali davası açılmasında hukuki menfaat yoktur. ----- İtirazdan sonra ancak İtirazın iptali davası açılmadan önce yapılan ödemelerle ilgili itirazın iptali davası açılmasında, davacının hukuki menfaati yoktur. (11. HD. 21.11.2013. T. 12093/21042) --Borçlu sadece faize itiraz etmişse, asıl alacakla ilgili itirazın iptali davası açılmasında hukuki menfaat yoktur.
MENFİ TESPİT DAVASINDA HUKUKİ YARAR İtirazın iptali davasında olduğu gibi menfi tespit davasında da hukuki yarar hakimin en önce dikkat edeceği husustur. Menfi tespit davasında hukuki yarardan masat, davacı/borçlunun mahkemeden hukuki korunma istemesinde, korumaya değer bir yararı olmalıdır ve dava açıldığı anda var olmalıdır. İcra takibinden önce açılacak menfi tespit davasında borçlunun davayı açmada HEMEN korunacak menfaati olmalı. Hukuki yarar yokluğu nedeniyle red edilen dava hukuki yarar ortaya çıktığından yeniden açılabilir. Dava ile erişilmek istenen amaç, aynı güvenle ve fakat daha basit bir yol ile gerçekleşebilecekse, o konuda dava açılmasında hukuki yarar yoktur. Örnekler: Alacaklı icra takibinde İİK’nın 68/1 maddesinde sayılan nitelikte belgeye dayanmamışsa, borçlunun «menfi tespit» davası açmada korunmaya değer güncel menfaati yoktur. Borçlunun «borcun zamanaşımına uğradığının» tespiti için menfi tespit davası açmasında hukuki menfaati yoktur. İİK’nın 89. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz veya gecikmiş itirazda bulunan şahsın bu talebi kabul edilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise, menfi tespit davası açmada hukuki menfaati yoktur. Keza, ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmesini şikâyet yolu ile iptal ettirme imkânı varken menfi tespit davası açmada hukuki menfaati yoktur. Bonoda ciro imzası olmasına rağmen takipte borçlu gösterilmemişse bu kişinin, takip nedeniyle menfi tespit davası açmada hukuki menfaati yoktur. Borçlu, aleyhine itirazın iptali davası açıldıktan sonra, olumsuz tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Zira borçlu tüm itirazlarını bu davada ileri sürebilecektir. Örnekler:1- Lehtara verilen açık bono henüz doldurulmamış, tahsile verilmemiş ve takibe konulmamış ise düzenleyenin menfi tespit davası açmada hukuki menfaati yoktur (19.hd.27.11.1996.t.4301/10567) 2- Henüz icra takibi başlatılmadan alacaklının elindeki adi senedin sahte olduğunun tespiti için menfi tespit davası açılamaz.Zira takip başlatıldığında takibe itiraz ederek takibi durdurma imkanına sahiptir.
Menfi tespit davasında hukuki yararın bulunduğu haller İlamsız genel takipte borca itiraz imkanı varken, ödeme merine itiraz yerine, “menfi tespit davası” açmada hukuki yararı yoktur.Ancak itiraz süresi kaçırılmışsa menfi tespit davası açmada hukuki menfaatinin olduğu kabul edilir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca ve imzaya itiraz takibi durdurmadığından icra mahkemesi nezdinde borca veya imzaya itiraz eden borçlunun elinde İİK’nın 169a/1. fıkrasında sayılan nitelikte belge yoksa icra mahkemesindeki itiraza rağmen genel mahkemede menfi tespit davası açmasında hukuki menfaati vardır.. Alacaklı borcun ödenmesi için ihtarname veya protesto(kambiyo senedinde)göndermişse borçlu menfi tespit davası açabilir. İtiraz üzerine duran takipte, borçlu itirazın iptali davası açılmasını beklemeden itirazın iptali davası açabilir(13.hd.13.10.2014.t.24830/30918) Nakden kaydı taşıyan bononun ciro edilmiş ve son hamil tarafından takip konusu yapılmış olması,düzenleyenin lehtara karşı menfi tespit davası açmasına engel değildir. (15.hd.2.4.2013.t.1303/2247) Genel takipte, itirazın kaldırılması red edilmişse;borçlu menfi tespit davası açabilir. Zira alacaklı bu red kararınndan sonra itirazın iptali veya alacak davası açabilme imkanı olduğundan borçlu bu davaların açılmasını beklemeden dava açabilir(13.hd.16.10.2014.t.21783/31452) Örnekler:1-Mirasçılar tarafından, -miras bırakanın düzenlediği senedin muvazaalı olduğu- iddiasıyla, senet lehtar ve hamili aleyhine, olumsuz tespit davası açmada hukuki yarar vardır.(19. HD. 28.12.1993 T. 9934/9041)
III-Kambiyo senetlerinde ehliyet Kambiyo senetlerinde borçlanma(düzenleyen,aval veren,ciro eden) ehliyeti kamu düzeni ile ilgilidir.Yargılamanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Kambiyo senedini düzenleme ehliyeti milli kanuna göre belirlenir. Senet düzenleyenin ehliyetli olması asıldır. Ehliyetsizliği iddia eden, bu iddiasını ispat etmelidir. Ehliyet, kambiyo işleminin (düzenleme, ciro, aval) yapıldığı anda mevcut olmalıdır. Kambiyo işlemi ile senedin teslimi farklı zamanda gerçekleşmiş ise, senedin teslim anında kişinin ehliyetli olması gerekir. Örneğin, reşit olmadan bono düzenleyen kimse senedi reşit olduktan sonra lehtara teslim etmesi halinde ehliyetin varlığı kabul edilmelidir. Kambiyo senedi düzenlemede ehliyet konusu genel hükümlere tabidir. Buna göre, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip olan her gerçek kişi ile tüzel kişilik yetkili organları veya temsilcileri vasıtası ile kambiyo senedi düzenleyebilirler. (3) Senedin düzenleme ile teslimi farklı zaman yada mekanda ise ehliyetin varlığı “teslim” yeri veya zamanına göre belirlenir. Örneğin, Senedi 17 yaşında düzenlemiş anacak lehtara 18 yaşını doldurduktan sonra teslim etmişse senedin düzenlenmesinde ehliyet yönünden bir sorun yoktur. Yada akıl hastalığı döneminde düzenlediği bir senedi sağlığına kavuştuğu bir dönemde lehtara teslim etmişse “ehliyet” yönünden bir problem yoktur.
Gerçek kişilerde kambiyo senedi düzenleme ehliyeti Fiil ehliyetine sahip olan gerçek kişiler kambiyo senedi düzenleyebilir. Fiil ehliyetine sahip olmak için; 1-Temyiz gücüne sahip olmak, Mümeyyiz olmayan kimseler, ancak kanunî mümessilleri aracılığıyla kambiyo taahhüdü altına girebilirler (TMK.m.14). Buna karşılık, mümeyyiz küçüklerle, mümeyyiz mahcurlar, kanunî mümessilleri razı olduğu takdirde, kendilerini borç altına sokacak işlemleri yapabilirler. (MK.m.16/1) Mümeyyiz küçükler kendileri kambiyo senedi ile borç altına giremezlerse de, kambiyo senedinde alacaklı (lehtar) olabilirler. Ancak, lehtarı oldukları senetleri ciro edebilmeleri için kanuni mümessilin rıza ve onayı gerekir. 2-Reşit olmak, Velinin, velayeti altındaki küçük adına senet düzenlemesi için herhangi bir özel izne ihtiyacı yoktur. Ancak, vasinin mahcur veya küçük adına kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için, sulh mahkemesinden izin alması gerekir (TMK 462/1/5). 15 yaşını bitiren bir küçük, kendi rızası ve ana ve babasının izniyle asliye mahkemesi tarafından mezun kılınmışsa kambiyo senedi düzenleyebilir.. Vesayet altında bulunduğu halde, kendisine sulh mahkemesinin izniyle bir meslek ve sanatla uğraşmak imkânı tanınan kimselerin, bu meslek ve sanatla iştigalin zorunlu kıldığı her türlü tasarrufu yapmaya hakları vardır (TMK.m. 453). Bu gibi kimselerin, işaret olunan sınırlar dahilinde, kambiyo taahhüdünde bulunmaları da mümkündür. Evlenmeyle reşit hale gelen bir kimse de kambiyo senedi düzenleyebilir (TMK.m 11/2) 3-Kısıtlı olmamak, gerekir.
Tüzel kişilerin kambiyo senedi düzenlemesi Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar.MK.m.49 Ticaret şirketleri ticaret siciline kayıt edildikten sonra kambiyo taahhüdünde bulunmaları mümkündür. Limitet şirketlerde, şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. (TTK.m.623) Adi ortaklıkta idareci ortak tespit edilmişse, diğer ortakların adi ortaklık adına kambiyo senedi imzalaması mümkün değildir. İdareci ortak tespit edilmemişse, her ortak idareci ortak niteliğini taşıdığından adi ortaklık adına her bir ortak; bono, çek veya poliçe düzenleyebilir. Düzenlenen senetten dolayı tüm ortaklar sorumludur. Temsil yetkisinin geri alınmasının ticaret siciline kayıt ve ilan edilmedikçe bu yetki iyi niyetli üçüncü kişiler açısından hüküm ifade etmez. (12. HD., 12/07/2011 T., 332/15573) Ticari mümessiller ile bütün işletmeyi idare salahiyetine haiz olan ticari vekiller şirketi oluşturan ortaklar kurulu kararı ile tayin olunabilir ve kambiyo senedi düzenleyebilir. Şirket müdürü tarafından vekâletname ile yetki verilen kişinin kambiyo senedi düzenleme yetkisi yoktur.
Ehliyet ile ilgili içtihatlar Azledilen müdürün keşide ettiği sonraki seri numaralı çekler ödendiğine ve çeklerin sırası ile keşide edilmediği iddia ve ispat edilmediğine göre ; azledilen müdürün keşide tarihinde şirket adına çek düzenlemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir.. (11. HD., 15.06.2013 T., 2012/13809 ; 12833) Borçlanma ehliyeti kamu düzeniyle ilgilidir, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir, borçlunun hastalığının takip dayanağı belgenin düzenleme tarihi itibariyle borçlanma ehliyetine etkisinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.. (12. HD., 22/01/2013 T., 2012/25450; 1623) Şirket yetkilisinin, yetkilerinin sonradan belli bir meblağla sınırlanması ve bu sınırlamanın yayınlanması üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.. (12. HD., 22/01/2013 T., 2012/25446; 1628) Atanan müdürler esas itibariyle ticari mümessil niteliğinde olduklarından bir başka kişiyi ticari mümessil tayin etme yetkisine haiz değillerdir. Ticari mümessiller ile bütün işletmeyi idare salahiyetine haiz olan ticari vekiller şirketi oluşturan ortaklar kurulu kararı ile tayin olunabilirler. (12. HD., 21/06/2012 T., 16130/21815) Senet düzenleme amacıyla noterden vekâletname verdiği tarihte de hukuki ehliyete sahip olunması gerekir. Aksi takdirde senet geçersiz olur. Senedi düzenleyen kişinin ehliyetsiz olması halinde iyi niyet iddiası da ileri sürülemez (12. HD., 20.10.2009 T., 10918/19699) Temsilci aracılığı ile kambiyo senedi düzenleme yetkisinin mutlaka noterden verilmesi gerekmez. Adi yazılı şekilde verilen yetkide geçerlidir.(12.hd.15/1/2013.t.2012/24613; 304) (1) Şirket müdürü 1/Şubat/ 2015 tarihinde azledilmiş, takibe konusu senet 1/mart/2015 tarih ve 54 seri nolu çek olduğunu kabul edelim. Şirketin ocak 2015 tarihli ve 55,56,57 seri nolu azledilen müdürün imzasını taşıyan çekleri ödenmiş olmasına rağmen, 54 seri nolu 15.2.2015 tarihli çeki, müdürün azledildikten sonra düzenlendiği iddiasına rağmen, “çeklerin sırası ile keşide edilmediği iddia ve ispat edilmediğinden” çekten düzenleyen şirket sorumlu olacaktır.
Kambiyo sentlerinde imza Kambiyo senedi düzenlenirken el ile imza edilmesi gerekir.Ayrıca isim yazılmasına gerek yoktur. Kambiyo senetlerinde borç doğurucu tüm imzaların (düzenleme, ciro, aval verme) elle atılması zorunludur. El ile atılan imza yerine, mekanik herhangi bir araç veya elle yapılan veya onaylanmış bir işaret veya resmî bir şahadetname kullanılamaz.(TTK.m.756,778,818) İmza ile ilgili içtihatlar Apartman yönetiminin bono düzenleyebilmesi için kat malikleri kurulunun “bono düzenleme” yetkisi vermesi gerekir…12. HD., 9.10.2006 T., 15973/18689) Borçlu şirketin münferit yetkili temsilcisi, şirket kaşesi dışında senet üzerine attığı ikinci imzadan kişisel olarak da sorumludur. (12. HD., 26/02/2013 T., 2012/29346;6184) Vekâletname kapsamında çeki imza etmeye açıkça yetki verildiğinden bu şahıs tarafından borçlu adına düzenlenecek çekten dolayı borçlu sorumlu olur. Vekilin çeki asıl borçlu adına imzalarken çek üzerine “vekâleten” ibaresi koyması zorunlu değildir. (12. HD., 14/07/2011 T., 137/15656) Ticaret mahkemesi ile icra hukuk mahkemesinde alınan raporlar arasında çelişki oluşması halinde raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden rapor alınması gerekir (11. HD., 07.06.2011 T., 2009/13187; 6898) Düzenleyen okuma yazma bilmese de senetteki imzasını inkar etmediğine göre, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı delille ispatlamalıdır.(12hd.19.1.2011.t.2011/13735;865)
IV-İmzaların Bağımsızlığı Senet, ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. (TTK.m.677,778/2-d,818/1-c.) İmzaların bağımsızlığının doğal sonucu, senet metni değiştirildiği takdirde, değiştirmeden sonra senet üzerine imza koymuş olan kişiler, değişmiş metne ve ondan önce imzasını koyanlar ise eski metne göre sorumlu olurlar.(TTK.m.748) 3-Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. (TTK. m.702/2) Sahte senet düzenlenmesi halinde kural olarak adı kullanılan kimse sahte senetten sorumlu değildir. Ancak; 1-Yetkisiz temsilcinin, düzenlediği senede icazet vermek. İcazet tek taraflı irade beyanı ile ve açıkça yapılırsa, 2-Bir bonoda, keşideci, adına atılan imzanın sahte olduğunu bildiği halde sırf bu durumun anlaşılmasını önlemek için ödemede bulunur ve bu ödeme nedeniyle, adına başka sahte bonoların düzenlenmesine sebep olursa, artık sahtecilik definin ileri sürülmesi, objektif iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz ve adına senet düzenlenen kişi söz konusu senetten sorumlu tutulur. (2)-den önce…Acaba senet değiştirilmiş veya tahrif edilmişse sorumluluk nasıl olacak? Örneğin 3. ciranta bonodaki 10.000 TL bedeli, 100.000 TL yaptıktan sonra 4. cirantaya, oda hamile ciro yapmışsa,üçüncü cirantadan önceki ciranta,lehtar ve düzenleyen 10.000 Tl lik kısımdan 3.ve4. ciranta 100.000 TL den so rumlu olacaktır.
İmzaların bağımsızlığı ile ilgili içtihatlar Düzenleyen/borçlunun, lehtarın ciroya ilişkin imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek ciro silsilesindeki kopukluk nedeniyle sorumluluktan kurtulamaz. (12. HD., 17/01/2012 T., 2011/13425; 611) Ciranta, düzenleyenin imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz (12. HD., 07.12.2004 T. 20680/25278) Düzenleyenin, lehtarın ciro imzasının geçersizliğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulması mümkün değildir. . (19. HD., 31.03.2011 T., 2010/8614; 4185) Vekaleten bono düzenlenebilmesi için vekaletnamede açık yetkinin olması gerekir.. (11. HD., 11.06.2014 T., 2013/17028; 9943) Şirketin çift imza ile temsili zorunlu olmasına rağmen, tek imza ile ciro yapılması halinde imza sahibi şahsen mesul olur... (12. HD., 24/02/2011 T., 2010/21310; 1657)
V-Kambiyo senedinde tahrifat Kambiyo senedinin lehtara verilmesinden sonra senet metninde yapılan değişikliklere tahrifat denir. Bu eylem cezayı gerektirir. Tahrifat, Poliçe , bono, çek kelimesine, bedele, vadeye, keşide tarihine, ödeme ve keşide yerine, lehtarın ismine vb. unsurlara ilişkin olabilir. Senedin tesliminden sonra, yırtılması, silinmesi, çizilip karalanması vs. yöntemlerle esaslı unsurlarından birisini kaybetmesi halinde senet geçersiz olur. Bütün ilgililerin onayı ile yapılan değişiklikler tahrifat sayılmaz. Keza değişiklik yapıldıktan sonra, bütün ilgililerin yapılan değişikliliğe onay vermesi halinde de tahrifattan söz edilemez. Örneğin; tahrifatla senet iki ayrı vade taşıyorsa tüm ilgililerin onayı ile vadenin biri çizilebilir. Senedin zorunlu unsurlarının birinin (bono ibaresi, bedel ibaresi gibi)tamamen yok edilirse (silinir veya yırtılır) tahrifat hükümleri değil, senedin ziyaı ve iptaline ilişkin hükümler uygulanır. Tahrifat iddiası bütün hamillere karşı ileri sürülebilir. Tahrifat iddiaları, ayrı bir dava (menfi tespit, senet iptali) ile ileri sürülebileceği gibi, görülmekte olan bir davada da ileri sürülebilir. Tahrifat yapıldığı tespit edilirse veya tahrifat çıplak gözle ve açıkça senetten anlaşılmakta ise, tahrifatın ne zaman yapıldığını alacaklının ispat etmesi gerekir. Dış görünüşte tahrifat anlaşılamıyorsa,tahrifatın varlığını senetten sorumlu olmak istemeyen ispatlayacaktır. Senette tahrifat yapıldığı sabit ise, senet hükümsüz değil, tahrifattan önceki durumuna göre geçerli kabul edilerek işlem yapılır.
Tahrifatla ilgili içtihatlar Açık senedin hamil tarafından doldurulması tahrifat değildir.. (12. HD., 15/04/2010 T.2009/27045; 9382) Senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası yemin deliliyle kanıtlanabilir. ...(19HD., 15.12. 2005 T., 3251/12613) Çekin keşide tarihinde tahrifat yapılmış olması, tek başına kambiyo senedi vasfını yitirmesine neden olmaz. Çekin keşide tarihinin tahrifattan önceki tarih olduğunun kabulü gerekir. (19. HD., 13.01.2014 T., 2013/16400; 1008) Tahrifat bulunan hallerde, senetteki bedelin yazı ve rakamla yazılanları arasında farklılık bulunması halinde yazı ile olan miktara itibar edileceğine ilişkin kural uygulanamaz. Bu durumda, senet bedelinin tahrifattan önceki hali esas alınır.. (19. HD., 07.05.2013 T., 5099/8312) Bonodaki lehtar hanesinde yazılı ismin karalanıp yerine davalı Ahmet Koçyiğit isminin yazıldığı ve karalama üzerinde bulunan parafın bono düzenleyenine ait olmadığı bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu için senedin bono vasfı yoktur. (19. HD., 16.01.2013 T., 2012/15235; 706) Senet metni tahrif edildiği takdirde tahrifattan sonra senet üzerine imza koymuş olan kimseler değişmiş metin gereğince ve ondan önce imzasını koyanlar ise eski metin gereğince mesul olurlar. (11. HD., 16.05.2011 T., 2009/13523; 5962) Senet bedelinde tahrifat yapılmış olsa bile, alacaklının tahrifat öncesine ait senet bedeli üzerinden takibe devam hakkı vardır. (12. HD., 01.10.2009 T.8945/17621) Bedelin yalnız yazı ile veya yalnız rakamla müteaddit defalar gösterilmesi halinde bu bedeller arasında fark bulunursa en az olan bedel itibar olunur.. (12. HD., 13.03.2003 T.2776/5060)
VI-Senedin talili Talil: Senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir. Düzenleyen veya lehtar senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü de üstlenecektir. “Malen” ibaresi bulunan bir bonoda malın teslim alındığı, borçlu tarafından ikrar edilmiştir. Alacaklının teslim ettiğini kanıtlamak yükümlülüğü yoktur. “Malen” kaydı bulunan bonoda borçlu alacaklıdan mal almadığını iddia, alacaklıda borçluya mal vermediğini kabul ederse borçlunun iddiası sabit olmuştur. Bu durumda Lehtar/alacaklının bedelin para olarak verildiğini ispatlaması gerekir. İki Taraflı Talil: Bononun düzenleyeni ve lehtarı senetteki bedel kaydının yazıldığı gibi olmadığını kabul ediyorlarsa örneğin her iki taraf da senedin malen düzenlenmediğini bildirmeleri halinde her iki tarafta senet metnini talil etmişlerdir. Çift taraflı talil’de ispat külfeti yer değiştirmez. Bonoda bedel kaydı yoksa, talilden söz edilemez. Ancak, bononun nakit karşılığı verildiği karine olarak kabul edilir ve menfi tespit davasında davacı/düzenleyen bonoyu nakit karşılığı düzenlemediğini ispatlaması gerekir. (Son) 19.hd.11.4.2005.t.2004/9692; 3973
bono
IV-Bonoda bedel kaydı ve talil Bedel kaydı kambiyo senedinin ihtiyari unsurlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehtarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı “malen” kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı “nakden” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Bonolarda genellikle nakden, malen, teminat olarak alınmıştır ..”gibi bedele ilişkin kayıtlar yer almaktadır. Bedel kaydı, senedin lehtarı ile, senedi tanzim eden ve imzalayan arasındaki hukukî ilişkiyi gösteren bir kayıttır. Bedel kaydı bononun zorunlu unsurlarından olmayıp, bonoyu düzenleyen ile lehtarı arasındaki hukuki ilişkiyi gösterir ve ancak senedi düzenleyen ile lehtar arasında hüküm ifade eder. Bonoda bedel kaydı, özellikle bononun bedelsiz kalması halinde açılan davalarda önem arz eder. Bonoda “bedeli malen ahzolunmuştur” kaydı varsa, artık borçlu bu durumun aksini şahitle değil, yazılı delille ispat etmelidir. (5) Borçlu/satın alan, lehtardan satın ve teslim aldığı mal karşılığı bonoyu düzenleyip verdiği kabul edilir. Satın alan malı teslim almadığını iddia ediyorsa bunu yazılı delille ispatlaması gerekecektir.
Talil ile ilgili içtihatlar-1 Bononun ihdas nedeni bölümünde “nakden” yazılmış olup, davacı senedin mal karşılığında verildiğini ileri sürerek senedi tahlil etmiştir. Bu durumda ispat külfeti davacıya düşer. (19. HD., 15.02.2007 T., 2006/7441; 1335) Bononun ihdas nedeni “altın” olarak yazılmış ise, bu kayıt “malen” sayılır… Altının teslim edilmediğini düzenleyenin yazılı veya kesin delille ispatlaması gerekir. (19HD., 13.10.2003 T., 2003/224; 9732) Bonoda, “bedeli malen ahzolunmuştur” kaydını taşıması, teslim edilen mal karşılığında düzenlenmiş olduğuna karine teşkil eder. Bu durumda kanıt yükü üzerinde bulunan alıcı, bu karinenin aksini yani malın kendisine teslim edilmemiş olduğunu usulen kanıtlaması gerekir. (19HD., 11.4.2002, 2001/5751; 2759) Dava konusu senet nakden düzenlenmiş olduğu halde, davacı senedin teminat amacıyla verildiğini iddia etmiştir. Davacı, senedin teminat senedi olduğu yolundaki iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığına göre ancak yemin deliline dayanabilir. (19. HD., 9.6.2006 T., 3226/6246) Dava konusu senedin ihdas bölümünde malen ibaresi bulunmasına rağmen, senedin borç para karşılığında düzenlendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığından davacının “ödeme iddiasını” yazılı delille ispatlamalıdır.. . (19HD., 27.1.2005.T:2004/7101; 331)
Talil ile ilgili içtihatlar-2 Nakden kaydını taşıyan bonoda, davalı cevap dilekçesinde, dava konusu bononun miras yoluyla intikal eden gayrimenkul hisse devri karşılığında düzenlendiğini savunmuş ve böylece senedin ihdas nedenini talil ettiğinden ispat yükü davalıya geçmiştir. (19. HD., 21.04.2014 T., 4269/7783) Davalı, senedin 1.000.000 Euro'luk kısmının davacının şube müdürü olarak müvekkiline verdiği zararın karşılığı olduğunu savunmuş, böylece nakden kaydını içeren bononun düzenlenme nedenini değiştirmiştir. Bu durumda, davalının zararını kanıtlaması gerekir.. . (11. HD., 13.02.2014 T., 2012/11091;2498) Düzenlenme sebebi bölümünde “nakden” ibaresi bulunan dava konusu senetlerin noter dışında gerçekleştirilen oto satışı sebebiyle verildiği tarafların kabulündedir. Somut olayda çift taraflı talil olduğundan ispat külfeti davacıdadır. (19. HD., 16.01.2012 T., 2011/6404; 174) «Malen» kaydını taşıyan senet karşılığında, davalı alacaklının ‘davacıya «nakit para» verdiğini’ belirtmesi halinde, davacı/lehtar borçludaki alacağını (miktarını) davalının kanıtlaması gerekir…(19. HD., 20.5.2004 T. 2003/9992; 5938) «Malen» kaydını taşıyan bono için, davalı alacaklının «altın vermek suretiyle alacaklı olduğunu» ileri sürmesi halinde, senet tâlil edilmiş olmaz.. (19. HD., 27.3.2001 T. 2000/8263; 2257) Senetlerde “malen” veya “nakden” kayıtlarının bulunmadığı, her iki tarafın bonoların malen verildiğini kabul ettikleri için senetlerin talil edilmediği, dolayısıyla bedelsizlik iddiasının davacı tarafından yazılı belge ile kanıtlanması gerekir. (19. HD., 3.3.2010 T., 2009/8152; 2258) (3)Davacı satışa konu aracı satın almadığını dolayısıyla borçlu olmadığını ispatlaması gerekir.