BAŞ ve BOYUN KİTLELERİ OP.DR. NESLİHAN GÜLÇİN S.B. GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ÇOCUK CERRAHİSİ KLİNİĞİ
TANIM: Boyun bölgesindeki şişlikler hem malign hastalık endişesi hem de boynun görünür bir bölge olması yüzünden kısa sürede hekime getirilir Boyun, çok değişik ve çok miktarda neoplazmın görüldüğü ve lenfatik ağın en yoğun olduğu vücut bölgesidir. Erişkinlerde benign tiroid hastalıkları hariç boyun kitlelerinin %60-80'i neoplastik Pediatrik ve genç erişkin hasta grubunda boyun kitlelerinin %85'inin nedeni enfeksiyöz ve konjenital kökenli kistler ve malformasyonlardır
ÇOCUKLARDA BOYUN KİTLELERİ Konjenital lezyonlar İnflamatuvar lezyonlar Non-İnflamatuvar benign lezyonlar Benign neoplasmlar Malign neoplasmlar
Konjenital lezyonlar Thyroglossal duct cyst Branchial cleft cyst Dermoid cyst Lymphangioma Hemangioma Teratoma Bronchogenic cyst Thymic cyst Myelomeningocele
İnflamatuvar lezyonlar Reactive lympadenopathy Undetermined etiology Sinus histiocytosis Granulomatous disease Atypical mycobacteria Cat scratch disease Toxoplasmosis Sarcoid Suppurative lympadenitis Sialadenitis
Non inflamatuvar benign lezyonlar Inclusion cyst Fibromatosis Keloid
Benign neoplazmlar Neurofibroma Lipoma Paraganglioma Goiter Benign mixed tumor
Malign neoplazmlar Lymphoma Hodgkin's Non-Hodkin's Thyroid Carcinoma Rhabdomyosarcoma Neuroblastoma Fibrous histiocytoma Acinic cell carcinoma Histiocytosis Chloroma
TİROGLOSSAL KİST VE FİSTÜL-1 Tiroid bezi embriyo devresinde dil kökünde foramen çekumun bulunduğu noktadan oral mukozanın bir divertikül biçiminde larinksin önüne doğru ilerlemesi ile gelişir Tiroid bezinin gelişimi ile foramen çekuma uzanan bu trakt rezorbe olmaktadır
TİROGLOSSAL KİST VE FİSTÜL-2 Tiroglossal duktus’un 7. haftada tamamen kapanmaması nedeniyle kanalın iç yüzünü döşeyen epitel hücrelerinin müküs salgılamaya devam etmesi sonucu tiroglossal kist görünür hale gelir 1/3’u tiroid dokusu içerir Çocuklarda konjenital servikal kistlerin % 50-70’ini meydana getirir %60 vakada hyoid kemiğin üstünde yada altında ve orta hattadır
TİROGLOSSAL KİST VE FİSTÜL-3 Genellikle süt çocuğu döneminde görünür halde değildir olguların % 25’i okul öncesi yaşlarda, % 50’si de 20 yaşından önce belirti verir Fizik muayenede boyun orta hatta hyoid kemik hizasında 1-2 cm büyüklüğünde yumuşak , düzgün yüzeyli , yuvarlak ve hassas olmayan bir kist şeklinde görülür Yutkunmakla ve dilin ağız dışına çıkarılması ile hareket eder
TİROGLOSSAL KİST VE FİSTÜL-4 Kistte enfeksiyon var ise kitle abseye benzeyebilir Enfekte kistlerin drene olması sonucu kist ile deri arasında fistül gelişir ve boyun orta hattaki fistül ağzından aralıklı mukoid sekresyon drenajı görülebilir. Bu tablo tiroglossal fistül adı ile anılır
TİROGLOSSAL KİST VE FİSTÜL-5 Komplikasyonlar: -Enfeksiyon -Fistülizasyon -Nadir olarak malign dejenerasyon
TİROGLOSSAL KİST VE FİSTÜL-6 Tedavi; hyoid korpusunun kist traktusu ile beraber çıkarılmasıdır. Enfekte ise önce enfeksiyon tedavi edilmelidir. Çünkü nüksler ve çevre dokuları zarar verilebilir.
EKTOPİK TİROİD: % 90 dil kökünde rastlanır Olguların % 70 inde fonksiyon gösteren yegane tiroid bezi bu dokudur Disfaji veya solunum sıkıntısına yol açabilir Normal tiroid bezi varsa doku çıkarılır
DERMOİD KİSTLER: Histolojik inceleme ile ayırd edilir Tiroglossal kistten farklı olarak dil hareketlerinden etkilenmezler İçi sebase materyalle doludur Tedavi cerrahi eksizyon
BRANKİAL ARTIKLAR-1: Genellikle unilateraldir, %2-3 oranında bilateral görülür. Malign dejenerasyon çok nadirdir Anomalilerin % 90’ı ikinci, % 8’i birinci brankial sistemle ilgilidir Kız ve erkeklerde eşit sıklıkta görülür Hastaların % 5’inde fistül traktusu tamdır Traktusun inkomplet olduğu olgulara brankial sinüs denir Hekime müracaat enfeksiyon veya dış orifisten mukoid bir drenaj nedeniyledir
Birinci brankial ark kisti: Dış kulak yolu duplikasyonu şeklindedir Birinci brankial ark kisti: Dış kulak yolu duplikasyonu şeklindedir. Preaurikular bölge yerleşimlidir. Sinüs traktı dış kulak yoluna açılma eğilimindedir İkinci brankial ark kisti: Brankial anomalilerin %95’ini oluşturur. Kist veya fistül ağzı sternokleidomastoid kasın anterior kenarı boyunca karotid üçgende yer alır. Tonsiller fossa bölgesine açılabilir Üçüncü brankial ark kisti: SCM ön kenarı boyunca çok nadir görülür. Priform sinüse açılır Dördüncü ve beşinci brankial ark kistleri: Dördüncü brankial yarık fistül ağzı piriform sinüs apeksine açılır.
BRANKİAL ARTIKLAR-2: Traktın kordon şeklinde palpe edilmesi ve yukarıdan sıvazlamakla mukoid drenajın artması tanı için yeterlidir Tedavi; total eksizyon (eğer enfekte ise önce antibiyotik tedavisi ile enflamasyonun kaybolması beklenmelidir.)
KİSTİK HİGROMA-1 Embriyo devresinde lenfatik damarlar santral ve periferik olmak üzere iki farklı merkezden gelişirler. Daha sonra bu oluşumlar birleşerek lenf dolaşımını sağlayacak bağlantıları oluştururlar. Bu birleşmenin gerçekleşememesi durumunda periferik lenfatikler içinde biriken lenfatik sıvı kistik higroma olarak anılan multikistik kitlelerin gelişimine neden olmaktadır.
KİSTİK HİGROMA-2 Kistik higroma vücudun her yerinde görülebilir En sık servikal bölgede ikinci sıklıkda aksillada görülmektedir Boyunda tipik olarak SKM kasının arkasında kalan bölge olan boyun arka üçgeninde bulunur Sıklıkla birden fazla sayıda kist içerir
KİSTİK HİGROMA-3 Kistik higroma zemininde malign dejenerasyon bildirilmemiştir Fonksiyonel ve kozmetik kusurlara neden olduğu için eksize edilmelidir Tedavide eksizyon yerine kist içine bleomisin enjeksiyonu da yapılabilmektedir.
PREAURİKÜLER SİNÜS VE KİSTLER: Kulak önünde bulunurlar Bebek doğduğu anda mevcuttur Sinüs ağzından drenajın olması cerrahi endikasyondur Sıklıkla dallı budaklı olabildiklerinden nüks oranı yüksektir(% 42)
TORTİKOLLİS-1: Latince bükülmüş boyun anlamına gelir Tortikollisi olduğu bilinen önemli kişilerden biri Büyük İskender’dir Konjenital veya akkiz olabilir Olguların %2-8 iki taraflıdır Vertebral anomaliler, servikal ve faringeal enfeksiyonlar, gastroözefageal reflü, ekstraoküler kasların konjenital paralizisi ve musküler nedenlerle torikolis gelişebilmektedir.
TORTİKOLLİS-2 Muskuler tortikolis SKM kasının hastalığın erken devrelerinde kas içindeki kitle nedeniyle, geç devrede ise kitlenin yerini fibrozise bırakarak gerilmesiyle meydana gelir Hastanın yüzü etkilenen adalenin karşı tarafına dönük, boynu ise aynı tarafa eğiktir Palpasyonda kitle veya fibrozis palpe edilebilir
TORTİKOLİS-3 Yaşa bağlı olmaksızın fasial asimetri gelişmediği sürece musküler tortikolisin tedavisi nonoperatifdir Pasif boyun germe egzersizleri önerilir Fasial asimetri gelişmeye başlarsa hasta ameliyat edilmelidir Ameliyatta SKM kasının her iki demeti de kesilmelidir
SERVİKAL LENFADENOPATİ Lenf düğümlerinin 1 cm çapından daha büyük boyuta erişmesine lenfadenopati denir Servikal lenf düğümlerinin 20 mm den büyük olanları patolojik kabul edilir.
SERVİKAL LENFADENOPATİ Özgül olmayan lenfadenitler: Pediatrik yaş grubunda boyunda en sık görülen kitleler nazofarinks, orofarinks, hipofarinks, dil, diş, yanak ve saçlı deride görülen enfeksiyonlara sekonder gelişen lenfadenitlerdir Özgül lenfadenitler: Bilinen spesifik etkenlere bağlı olan lenfadenitlerdir Tüberküloz Lenfadenit: En sık m. bovis etkendir Brusellozis: B. Melitensis’ in etken olduğu bu hastalık Aktinomikoz: A. israeli’nin etken olduğu bir mantar enfeksiyonudur Sifiliz: Etken T. Pallidum Sarkoidoz: Etyolojisi bilinmeyen nonkazeifiye granulomatöz bir hastalıktır Kedi tırmığı hastalığı: B. Henselae’nin etken olduğu bir hastalıktır
RANULA: Dil altında yer alan ve sublingual tükrük bezinin kistik lezyonudur Oluşum nedeni kanalın kısmi tıkanıklığıdır Tedavi kistin insize edilip marsupiye edilmesinden ibarettir
SİALADENİTİS: Tükrük bezlerinin inflamasyonudur Akut süpüratif(Stafilokok, streptokok, pnömokok) Kronik (Ektazi, tıkanma) Granülomatöz Tedavide akut olgularda antibiyotik ve masaj Kronik olgularda taşın çıkarılması veya kanalın dilatasyonu
TÜKRÜK BEZİ TÜMÖRLERİ: Büyük çoğunluğu neoplastik değildir %60’ı atipik mikobakteriel, kedi tırmığı hastalığı Tüm tükrük bezi neoplazmlarının %1.7-5’i çocuklarda görülür Benign epitelyal tümörlerin çoğunluğu mikst tiptedir
NAZOFARİNGEAL KARSİNOMA: Pediatrik malignansilerin % 1’ini oluşturur Beyaz ırkta nadirdir. En sık Çin, Afrika ve Alaska bölgesi eskimolarında görülür Etyolojisinde EB virus enfeksiyonunun rol oynadığı sanılmaktadır %9’u 15 yaş altında görülür. Erkek çocuklarda daha sıktır Klinik olarak lenfadenopati, kulak ağrısı, tek taraflı seröz otit, işitme kaybı, kulak çınlaması, epistaksis ve burun tıkanıklığı görülür Tümörün histolojisi, tedavisi ve prognozu erişkinlerle aynıdır