FREDERİCK (FRİTZ) PERLS ( )

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
DOÇ. DR.MEHMET ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
Advertisements

STRES SINAV KAYGISI KARACASU LİSESİ Rehberlik Servisi.
Küçük Grup Eğitimi Şifa Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Eğitici Eğitimi Kursu Eylül 2015 / 281.
DEZAVANTAJLı ÇOCUKLARDA EĞITIM HAKKı YENI ORHANLı ORTAOKULU – ÖZGÜR KAYA.
AKRAN DESTEKLİ ÖĞRENME
ASDEP Kapsamında Aileyle Görüşme Yöntem ve Teknikleri Doç. Dr. Yusuf GENÇ T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ASDEP EĞİTİCİ EĞİTİMİ.
BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM © TemplatesWise.com 1.
Bilimsel bilgi Diğer bilgi türlerinden farklı
SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12 yaş)
Yaparak yaşayarak öğrenme. Motivasyon ve yöneltme Learning to Learn Training Amaç ve yetenek Developed with the support of the EU Leonardo da Vinci Programme.
E R G E N L İ K ERGENLİK DÖNEMİ FİZİKSEL GELİŞİM
GERÇEKLİK TERAPİSİ.
Zihinsel engellilerin sınıflandırılması
Arş.Gör.İrfan DOĞAN.  Bugün otizm tedavisinde en önemli yaklaşım, özel eğitim ve davranış tedavileridir.  Tedavi planı kişiden kişiye değişmektedir,
DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ
ÖRGÜTSEL ADALET Adaletsizlik Nedir? Örgütlerdeki Adaletsizlikler?
AİLELERLE İŞBİRLİĞİ.
SOSYAL GELİŞİM Öğr. Gör. İdris KARA.
BULUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM JEROME BRUNER.
Psikolojik Danışma ve Rehberlik
Tssb un tedavisi. HİPNOZLA PSİKOTERAPİNİN İLKELERİ Bu tip psikoterapinin prensipleri aşağıda anlatılan sekiz C ile özetlenebilir: Yüzleştirme (Confrontation).
PSİKANALİTİK TERAPİ.
KENDİMİZİ TANIMAK MESLEKLERİ TANIMAK MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ SEÇMEK İSTEDİĞİM MESLEKLER HAKKINDA NERELERDEN BİLGİ ALABİLİRİM.
Program Tasarım Modelleri
ZAMAN YÖNETİMİ-2 Yrd. Doç. Dr. Özlem BALABAN. Zaman Yönetimi Süreci 1-Zaman kullanım analizi: Amaç, zamanın nereye harcandığını belirlemektir. Bireyler.
ZAMAN VE ÇATIŞMA YÖNETİMİ. ZAMAN YÖNETİMİ Zamanı Verimli Kullanmak Ufak zaman kazanımları Hatalı bir şeyi daha kuvvetli yapmanın bir faydası yoktur.
Sözsüz İletişimin Özellikleri
GÖRÜŞ GELİŞTİRME TEKNİĞİ
MONTESSORİ EĞİTİMİ I Günlük Yaşam Beceri Materyalleri ve Çalışmaları
EĞİTİMDE DRAMA.
Metinlerin Sınıflandırması
Sosyal Hizmet Meslek Etiği
OYUN VE OYUNCAĞIN ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Erken çocukluk döneminde fen ve matematik kavramlarının gelişimi
Kişisel-Sosyal Rehberlik
ÖRGÜTSEL DEĞERLER VE VARSAYIMLARDAKİ DEĞİŞİM
PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ
Öğretimin Uyarlanması
CESARETLENDİRME ve ÖVGÜ
Yetişkinliğe Geçiş Dönemi; Ergenliğe kIsa bİr bakIş
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YARATICILIK VE SANAT EĞİTİMİ
II.BÖLÜM GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
BÖLÜM 1 TEMEL KAVRAMLAR. BÖLÜM 1 TEMEL KAVRAMLAR.
Eğitim Bilimleri Fakültesi
SarIyer beledİyesİ gençlİk eğİtİm merkezİ Aİle-eğİtmen buluŞmasI
TUTUM VE ALGILAR.
ÖZELLİK FAKTÖR KURAMI.
Sağlık Bilimleri Fakültesi
EMPATİK İLETİŞİM 1.
Eğitsel Rehberlik.
SOSYAL DAVRANIŞ.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Erken Çocukluk Döneminde Sağlık Bilimleri Fakültesi
İSTASYON YÖNTEMİ.
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
Öğrenme Psikolojisi Kuramlar: Sosyal Bilişsel Öğrenme
ÖĞRENME STİLLERİ.
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Fakültesi
Gelişim ve Temel Kavramlar
DİL GELİŞİMİ KURAMLARI - II
İLETİŞİMİ KOLAYLAŞTIRAN YAKLAŞIMLAR
Nitel araştırma soruları sorma ve soru formu oluşturma
Nitel Araştırmalar.
Yrd. Doç. Dr. Şükrü KEYİFLİ
ÖĞRENME.
Ergenlikte Psikososyal Sorunlar
BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ
Örgüt Kuramı, Örgüt Tasarımı ve Örgütsel Değişim
Sunum transkripti:

FREDERİCK (FRİTZ) PERLS (1893-1970) Gestalt terapi kuramının kurucusudur. Berlin’de orta halli Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Üç çocuktan en küçüğüdür. Yedinci sınıfta iki kez sınıfta kalması ve okul yönetimiyle sorun yaşamasından dolayı okuldan atılmasına rağmen eğitimini tamamlamış ve tıp doktoru olarak psikiyatri alanında uzmanlığını almıştır.

1916’da Alman Ordusu’na katılarak I 1916’da Alman Ordusu’na katılarak I. Dünya Savaşı’nda gönüllü hekim olarak görev yapmıştır. Savaştan sonra Frankfurt’taki Goldstein Beyin Fonksiyonları Engelli Askerler Enstitüsün’de, Kurt Goldstein ile çalışmıştır. Perls, beyin hasarlı askerlerin, kendilerini ve çevrelerini nasıl algıladıkları üzerinde, Gestalt Psikolojisi bakış açısıyla odaklanan Golstein’in etkisinde kalmıştır.

Viyana ve Berlin ‘de psikanaliz enstitülerinden eğitim almıştır. Perls, insan bedeniyle çalışarak, bireyi anlama ve kişiliğini değiştirme yöntemlerine öncülük eden bir psikoanalist olan Wilhelm Reich ile çalışmıştır. Ayrıca Karen Horney’den de etkilenmiştir.

1935’de Güney Afrika Psikanaliz Enstitüsü’nü kurmuştur. 1952’de psikoanalitik gelenekleri terk ederek Paul Goodman ve Laura Perls ile New York Gestalt Terapi Enstitüsü’nü kurmuştur. Daha sonra Kaliforniya’da Big Sur’a yerleşmiş, Esalen Enstitüsü’nde çalışma grupları oluşturup seminerler vermiş. 1969’da British Columbia’ ya taşınmıştır. Burada bir terapötik topluluk oluşturmuş ve altı ay aradan sonra, 1970’de vefat etmiştir.

LAURA POSNER PERLS (1905-1990) Almanya’da doğdu. Müziğe karşı çok büyük bir yeteneği vardı. Beş yaşındayken piyano çalmaya başladı. Sekiz yaşından itibaren modern dans ile ilgilendi. Hayatının geri kalanında da bunlar vazgeçemediği uğraşları oldu. Fritz Perls ile 1930’da evlendiler.

Fritz Perls ile 1926’da tanıştı, birlikte çalışmaya başladılar ve bu işbirliği ile Gestalt terapinin gelişimine büyük katkı sağladı. Fritz’in farkındalık oluşturma kaygısının aksine, Laura ilişki geliştirmeye ve destek sağlamaya büyük önem vermiştir.

GESTALT TERAPİ

Fritz Perls ve eşi Laura tarafından 1940’larda geliştirilen Gestalt terapi, bireylerin çevreyle etkileşimlerinin önemini vurgulayan varoluşçu/fenemonolojik bir yaklaşımdır.

Bu yaklaşım, danışanın gerçeklik anlayışına yoğunlaştığı için fenemonolojik; bireylerin daima kendisi olma, kendisini yaratma ve keşfetme süreci oldukları fikrine dayandığı için bir yönüyle de varoluşçudur.

Temel amaç; danışanın neyi, nasıl yaptıklarıyla ilgili olarak farkındalık kazanmalarını sağlamaktır. Kazanılan farkındalığın değişimi de beraberinde getirdiği varsayımı üzerine kurulmuştur.

Fritz Perls, psikoanalitik kavramlardan etkilenmiş olsa da, Freud’un geliştirdiği kurama birçok açıdan karşı çıkmıştır.

Freud’un insanlara bakışı temelde mekanik olmasına karşın, Perls kişiliğe bütüncül olarak yaklaşılması gerektiğini savunmuştur. Freud erken çocuklukta bastırılmış iç çatışmalar üzerinde dururken, Perls içinde bulunulan zamanda durumun incelenmesine önem vermiştir. Bu yaklaşımda içerikten çok süreç üzerinde durulur.

Perls’in terapi tarzının iki kişisel hedefi vardır; danışanı çevresel destek arayışından, içsel destek arayışına yöneltmek ve kişiliğin sahiplenilmeyen kısımlarıyla bütünleştirilmesini sağlamaktır.

İnsan Doğası Görüşü Perls’in insan doğası görüşü, kendine güveni ve bütünleşmeye yönelik hedefleri; birtakım teknikleri ve yüzleştirici bir terapi tarzını esas alır.

Gestalt Terapi Kuramının Bazı İlkeleri Bütüncüllük Alan Kuramı Şekil Oluşturma Süreci Organizmanın Kendi Kendini Düzenlemesi

Bütüncüllük: Gestalt terapinin temel ilkelerinden biridir Bütüncüllük: Gestalt terapinin temel ilkelerinden biridir. Bir danışanın düşünceleri, duyguları, davranışları, bedeni ve rüyalarıyla ilgilenir. Bu farklı özellikler bütün olarak ele alınmalı. Alan Kuramı: Gestalt terapi alan kuramına dayanır. Alan kuramının temeli, organizmanın sürekli değişen bir alanın parçası olarak kendi çevresi veya kendi ortamı içerisinde ele alınmasıdır. Gestalt terapi, her şeyin ilişkili olduğu, sürekli değiştiği ve birbiriyle bağlantılı olduğu ilkesini temel almaktadır.

Şekil Oluşturma Süreci: Gestalt terapisti tarafından görsel algılama alanından türetilen şekil oluşturma süreci, bireyin çevreyi değişik biçimlerde nasıl gördüğünü açıklar.

Organizmanın Kendi Kendini Düzenlemesi: Şekil oluşturma süreci ile iç içe geçmiştir. Organik kendini düzenleme; bir gereksinim, duygu ya da farklı bilginin ortaya çıkmasıyla organizmanın dengesinin bozulduğu ve yeniden kurulduğu süreçtir. Gestalt terapistleri, terapi sırasında danışanın farkındalığını zeminden farklı olan şekle yöneltirler ve şekil oluşturma sürecinden terapötik çalışmalarında bir araç olarak yararlanırlar.

İçinde Bulunulan Zaman Gestalt terapide en önemli kavramlardandır. Perls için şimdinin dışında varolan hiçbir şey yoktur. Sadece içinde bulunulan zaman anlamlıdır. Gestalt yaklaşımının ortaya koyduğu başlıca görüşlerden biri yaklaşımın içinde bulunulan zamanı tam olarak yaşamak ve bu zamanı değerlendirmeyi, öğrenme üzerinde durmaktadır.

Gestalt terapistler danışanın içinde bulunulan anla ilişki kurmasına yardımcı olmak amacıyla “ne, nasıl” sorularını ve nadiren de “neden” sorusunu sorarlar.

Bitirilmemiş İşler Bitirilmemiş işler kin, nefret, kırgınlık, acı, suçluluk, utanç, terk edilme gibi vb. ifade edilmemiş duygularla ilgilidir. Bu duygular farkına varılarak tam anlamıyla yaşanmamış olduklarından sürekli arka planda kalırlar ve kişinin kendisiyle ya da diğerleriyle olan temaslarında zaman zaman öne çıkarak “şekil” haline gelebilirler. Böylece arka plandaki bu işler, şekil haline geldiklerinde, şu anın yaşanmasının engellerler.

Bitirilmemiş işler, bireyin açıklayamadığı duygularıyla yüzleşip, bu duygularıyla baş edebildiği ana kadar varlıklarını sürdürürler. Açıklanamayan duygular, içinde bulunulan zamana ilişkin farkındalığı kesintiye uğratan gereksiz duygusal parçalanmalar yaratabilir.

İlişki ve İlişkiye Karşı Direnç

Gestalt terapide, değişim ve büyümenin gerçekleşebilmesi için ilişki şarttır. Terapistler, ilişki çatışmalarının ilişki kurmak ve ilişkiden ayrılmak olmak üzere 2 işlevinden bahseder. Sağlıklı bir işleyiş için hem ilişki kurmak hem de geri çekilerek ayrılmak önemlidir.

Gestalt terapide karşı karşıya kalınan beş ana direnç vardır: İçselleştirme Yansıtma Geriye dönme Sözünden dönme Kavşak noktası

1. İçselleştirme Başkalarının inanç ve standartlarını sorgulamaksızın kabul etme ve özümsemeden benliğimizle uyumlu hale getirme eğilimidir. Bu durum bize yabancı kalacaktır.

2. yansıtma İçselleştirmenin tam tersidir. Bazı özelliklerimizi çevreye yansıtarak onlara sahip olmaktan kaçınırız.

Kendi imajımızla uyuşmayan kişilik özelliklerini sahiplenmeyip, başkalarına yükleriz. Sorumluluktan kaçarız. Bu da bizi değişimden alıkoyar.

3.Geriye Dönme Başkalarına yapmak istediğimiz şeyleri kendimize yönlendirmek ya da başkalarının bize yapmasını istediğimiz şeyleri kendimize yapmaktır. Bu durum çevre ve kişi arasındaki ilişkiyi sınırlandırır.

4. Sözünden Dönme Dikkat dağılımı süreci. Bu süreçte düzenli bir ilişki kurmak ve sürdürmek oldukça zordur. Azaltılmış duygusal deneyimleri içerir.

5. Kavşak Noktası Kişinin kendisini çevresinden ayırt etmesinde görülen bulanıklıktır. Buna yaktın bireylerde iç deneyim ve dış gerçeklik arasında net bir ayırım yoktur.

Bu direnci kullanan danışana terapist örnek olarak şu soruları sorar: Şu anda ne yapıyorsun? Şu anda ne hissediyorsun? Şu anda tam olarak ne hissediyorsun?

Gestalt terapinn ileri attığı görüş, ilişkinin normal ve sağlıklı olduğudur. Danışanların kendi ilişkilerini engelleyen faktörlerin gittikçe daha çok farkında olmalarını amaçlarlar.

Enerji ve Enerji Engelleri Terapide enerjinin nerede olduğuna, nasıl kullanıldığına ve nasıl engellenebileceğine büyük önem verilir. Engellenmiş enerji, direncin diğer türüdür.

Belirtileri: Vücudun bazı bölgelerinde gerilme, Vücudu gergin ve kapalı tutma, Derin nefes alamama, Konuşurken ilişkiden kaçınmak için insanlara bakmama, Duyguları bastırma/frenleme, Kısık sesle konuşmadır.

Amaç, kesintiye uğramış enerjinin kaynağını bulmaya ve bunu danışanın farkına varmasıdır. Sıkı sıkıya kapalı ağızlarını ve titreyen bacaklarını abartmalarına izin vererek enerjiyi nasıl başka yöne çevirdiklerini keşfetmeleri sağlanabilir.

TERAPÖTİK SÜREÇ

Perls amacın, bireylerin gelişimsel olgunlaşması için onlara yardım etmek olduğunu söylemiştir. Hastalarına başkalarına güvenmek yerine kendine güvenmeyi; sorumluluğun kendilerinde olduğunu vurgulamıştır.

Sürece katılımda Zinker danışanlardan şu davranışlarda bulunmalarını bekler: bireylerin duyguları, bedenleri, çevrelerine ilişkin farkındalıklarını geliştirmesi, Yaşantılarını sahiplenmelerini, Başkalarının hakkını gasp etmeden, kendi ihtiyaç ve becerilerinin farkında olmalarını, Bütün duygularını ve duyularını tam olarak hissetmeleri,

Sızlanma, suçlu hissetme yerine; kendi yetenek ve güçlerini geliştirmeleri, Eylemlerinin sonuçlarının farkında olma, Başkalarına yardım edebilme ve yardım isteyebilmeleri

Terapötik İlişki Gestalt terapistleri Rogers’ın empatinin önemi hakkındaki vurgusuna katılırlar. İçten olmak, danışana anlaşıldığını göstermek terapinin önemli bir yönüdür.

Farkındalık aracılığıyla gelişim, terapistle anlamlı bir ilişki, terapinin olmazsa olmazıdır.

Terapötik Değişim - Polster’ın değişim süreci Keşif basamağı: bireyin kendisine, problemlerine ilişkin yeni bir başlangıcı Uyumsama basamağı: hasta seçimi olduğunu ve değişik davranışları deneyebileceğini öğrenir. Sindirme basamağı: seçim ve yeni davranışlar denemeden, çevrelerinde nasıl bir etki yapabilecekleri görürler.

Farkındalık Farkındalık kazandırmak, terapötik süreç açısından oldukça önemlidir. Farkındalık çevreyi bilme, kendini bilme, kendini kabul etme, ilişki kurabilmeyi içerir. Farkındalık olmadan danışanlar değişim için gerekli olan araçlara sahip olamazlar.

Örnek cümle ve sorular

Şimdi neyin farkındasın? Mel, bu sandalyede otururken ne yaptığının farkında mısın? Ya da bir adım ileri giderek; Mel, o sandalyede otururken, dizlerine baktığının farkındayım. Ayrıca «…… farkındayım» kalıbında bir cümle kurmasını danışandan ister.

Terapistin İşlev ve Rolü Gestalt terapistleri, danışanlarla görüşmelerinde onlara kendi farkındalıklarını geliştirmede ve o anki hallerini yaşamalarında yardımcı olur.

Şimdi ve burada ya odaklanırlar. Danışanlarındaki beden diline önem verirler. Örnek: Gözlerin ne söylüyor? Ellerin konuşabilseydi ne söylerdi?

Dil yoluyla farkındalığı arttırmayı da amaçlarlar: «o», «sen» demek yerine «ben» demek sorumluluğu arttırır. Örnek: «arkadaş edinmek zordur.» yerine «arkadaş edinmekte zorlanıyorum.»

Hasta: bu yıl kızlarla fazla çıkmadım. Seneye farklı olacak. Terapist: farklı olacak? Kim hakkında konuşuyorsun? Hasta: ben, farklı olacağım. Terapist: sen neyi farklı yapacaksın?

Yapamam yerine yapmayacağım: yapamam demek hastanın elinden bir şey gelmediğini, yapamayacağım demek hastanın kendisinin yapmamayı seçtiğini ifade eder.

Danışanın Terapi Sürecindeki Yaşantısı Polster, terapide danışanın gelişimini açıklayan 3 aşamadan bahseder: Keşif evresi: yeni bir farkındalığa ulaşma, eski bir durumla ilgili yeni bir görüş elde etme. Konaklama evresi: danışanların tercihleri olduğunun farkına vardığı evre. Özümseme evresi: danışanların çevrelerini nasıl etkileyeceklerini öğrendikleri aşama.

Terapist ve Danışan İlişkisi Gestalt uygulaması, varoluşçu bir terapi şekli, olarak terapistle danışan arasında karşılıklı kişisel bir ilişki içerir. Terapistler danışanda çalışma ruhu oluşturacak bir terapötik ortam yaratmayı ve bu ortamı korumayı amaçlarlar. Terapistin deneyimleri, farkındalığı ve algıları terapi sürecinin arka planını (zemin) danışanın tepkileri ve farkındalığı ise terapi sürecinin ön planının (şekil) oluşturur.

Terapistlerin danışanları tarafından etkilenlemelerine izin vermeleri ve kendi hali hazır algı ve deneyimlerini şimdi ve burada ilkesine göre yüzleşirken etkin bir biçimde paylaşmaları önemlidir. Gestalt yaklaşımını benimsemiş olan terapistler, danışanların hem oldukları hem de kendileri olarak kalmalarını ve başka bir rol içinde kaybolmamalarını sağlar. Tepkilerini ve gözlemlerini paylaşmaya isteklidirler, kişisel deneyimlerini ve hikayelerini uygun biçimde paylaşırlar, danışanları manipule etmezler.

Terapist danışanlara karşı dürüst olmalı ve anında tepkilerde bulunarak onlarla yüzleşmeli ve onların korkularını, felaket beklentilerini, engellerini ve dirençlerini keşfetmelidir. Pek çok çağdaş Gestalt terapisti varlık, otantik diyalog, yumuşak başlılık, terapistin kendini daha dğrudan ifade etmesi, stereotipik alıştırmaların daha az kullanımı ve danışanın deneyimlerine daha fazla güven gibi faktörlere gittikçe artan derecede önem verilir.

Gestalt Terapi Deneyimleri Her ne kadar gestalt yaklaşımı, açık ve belirgin olan üzerine odaklanmaktaysada bu durum terapistin işinin kolay olduğu şeklinde algılanmamalıdır. Bir takım müdahaleler geliştirmek kolaydır ancak bu yöntemleri mekanik bir şekilde kullanmak danışanın otantik olmayan yaşantısını sürdürmesine katkıda bulunur. Danışanların otantik bir yaşam sürdürmesi gerekiyorsa bunu ancak otantik bir terapistle ilişki kurarak gerçekleştirebilirler.

Alıştırmalar: bir terapi oturumunda hedefe ulaşmak için kullanılan hazır tekniklerdir. Bireysel çalışma ya da bir terapi grubunun üyeleri arasında etkileşimi arttırma gibi kolaylaştırıcı görevleri olabilir. Deneyler: danışanla terapist arasındaki etkileşimden doğar. Zinker (1978) terapi sanslarını danışanların yaşayarak öğrenebileceği birtakım deneyler olarak görür.

Gestalt deneyler: yaratıcı bir macera ve danışanların kendilerini davranışsal olarak ifade edebilecekleri bir yoldur. Belli bir hedefe ulaşmak için değil danışanla terapist arasındaki sürecinde meydana gelmesi için tasarlanmıştır. Danışanlar kendileri için neyin uygun olduğunu ve neyin uygun olmadığını deneyler aracılığı ile test eder.

Miriam Polster (1987) bir deneyin mücadeleyi gerçek bir süreç yaparak bir çeşit iç çatışmanın ortaya çıkarılmasının bir yolu olduğunu belirtir. Danışanlar terapi bağlamının ilgili güvenliğinde problemli durumları veya ilişkileri dramatize ederek veya oynayarak kendi davranışlarının esnekliğini arttırırlar.

Gestalt deneyler pek çok şekil alabilir: Bunlar, gelecekteki tehdit edici bir yüzleşmeyi hayal etme, danışan ve hayatındaki önemli bir kişi arasında diyalog kurma; acı veren bir olayı canlandırma, geçmişteki önemli bir yaşantıyı şu anda yeniden yaşama şeklinde olabilir.

Danışanlar bu deneyler yoluyla kendi çatışmalarıyla bağlantılı duygular üzerinde çalışabilir. Deneylerin bireye göre şekillendirilmesi ve zamanında kullanılması önemlidir. Destek ve risk arasında denge sağlayan bir bağlamda yapılması gerekir. Böylece danışanlar ne aşırı tehlikeli deneyimlerle karşı karşıya kalırlar ne de güvenli fakat verimsiz sınırlarda yaşarlar.

Danışanları Gestalt Terapi Deneyimine Hazırlama Psikolojik danışmanların danışanlarıyla ilişki kurmaları gerekir. Danışanlar terapiste güvene dayalı bir ilişki kurarak dirençlerini tanıyacak ve bu deneylere katılacaklardır. Psikolojik danışmanlar, danışanların işbirliği yapması için bir deneyi yaparken onlara katı emirler vermekten kaçınmalıdırlar.

Danışanların bir deneyi yapmaya gösterdikleri direnç şekli, onların kişilikleri ve dünyada var oluş biçimleri ile ilgili oldukça geniş bilgi verir. Dolayısıyla gestalt terapistleri direncin ortaya çıkmasını beklerler ve buna saygı duyarlar. Terapistin amacı, danışanların savunmalarını saf dışı bırakmak değil, onlarla bulundukları yerde karşılaşmak ve çalışmaktır.

Direnci Gestalt bakış açısından kavramsallaştırmanın bir yolu, onu kendilik özelliklerinin veya çevre özelliklerinin farkındalığına yönelik bir direnç olarak görmektir. Gestalt yaklaşım farkındalığa karşı direnç geliştirir, böylece kişinin kendini daha doğrudan ifade etmesi mümkün olur.

Gestalt deneylere hazırlamada hemde bunları terapi süreci içerisinde gerçekleştirmede yönergeler: Psikolojik danışmanın, danışanı ne zaman yalnız bırakıp bırakmayacağını bilmesi konusunda bir duyarlılık geliştirmesi önemlidir.

Psikolojik danışman deneyleri doğru zamanda ve uygun şekilde uygulamaya koyması konusunda duyarlı olmalıdır. Deneyin doğası, bireyin problemlerine, kişinin ne yaşadığına ve hem danışanın hem de terapistin oturuma getirdiği yaşam deneyimlerine dayanır.

Deneyler danışanın kendini keşfetmede aktif rol oynamasını gerektirir. Gestalt deneyler, terapist danışanın geçmiş yaşantılarına saygılı olduğunda ve danışanla iyi ilişki içinde bulunduğunda yüksek düzeyde verimli olur. Terapist danışanın çekinceleri ile karşılaştığında bunun danışan için anlamını keşfetmesi iyi bir fikirdir.

Terapistin, teknikleri kullanırken danışanın nasıl tepki verdiğine dikkat ederek esnek olması önemlidir. Danışman görevleri azaltmaya hazırlıklı olmalıdır, böylece danışanın çabalarını başarıyla sonuçlandırma ihtimali artar. Terapistin hangi deneylerin oturum sırasında, hangilerinin dışarıda kullanılacağını uygun bir biçimde öğrenmesi gerekir.

Yüzleştirmenin Rolü Perls’in terapi stili, kişiliği ile de ilişkili olarak, aşırı yüzleştirici ve keskin olabilmesine rağmen, Gestalt yaklaşımını benimseyen kişilerin kendi stilini uygulaması mümkündür. Gestalt uygulamada şu anda yüzleştirmeye daha az vurgu yapılsa da, bunu yüzleştirmenin kullanılmadığı şeklinde algılamamakta yarar vardır.

Frew üç terapi tarzından bahseder Frew üç terapi tarzından bahseder. Bunlar; baskıcı, rekabetçi ve onaylayıcı tutumlar. Baskıcı ve rekabetçi tutumların her ikisininde yüzleştirmeci olduğu söylenir. Baskıcı tutumda terapist, ilişkiyi değerlendiren, teşhis koyan, yüzleştiren, yorumlayan ve yönlendiren bir uzmandır. Rekatbeçi tutumu kullanan terapist aşrı bireyciliğin özelliklerini teşvik eder.

Onaylayıcı tutumda ise terapist, aksine danışanın, tüm varlığını tanımaya önem verir. Yüzleştirme birçok Gestalt tekniğinin bir parçasıdır fakat bu bir saldırı olarak görülmemelidir. Yüzleştirme, danışanlarla işbirliği yoluyla, özellikle; düşünceleri, tutum ve davranışlarını gözden geçirmeye davet edilmede yapılabilir.

Danışan acı veren bir olay hakkında konuşurken gülümsüyorsa bu uyumsuzluğa dikkat çekmek ve danışanın bunun farkında hale gelmesi için yüzleştirici olunabilir. Yüzleştirme, negatif özelliklerin veya zayıflıkların belirtilmesine yönelik olmamalı, danışanda olumlu değişikliklerle sonuçlanabilecek samimi ilginin gösterilmesi olmalıdır.

GEŞTALT TERAPİ MÜDAHALELERİ 1) İÇSEL DİYALOG ALIŞTIRMASI: Kişinin sahiplenilmemiş ve reddedilmiş kişilik özelliklerinin kabulünü ve bütünleştirilmiş işleyişini sağlamaktır. Geştalt terapistler kişilik fonksiyonundaki bölünmelere dikkat ederler. Temel bölünme baskın ben (top dog) ve çekinik ben (under dog) arasındadır.

Baskın Ben: Dürüst, otoriter, ahlaklı, ilgi isteyen ve insanları kontrol altında tutmak isteyen yöndür. Tehditlerle kontrolü sağlayan ve ‘yapmalısın’, ‘yaparsan iyi olur’larla bıktıran ‘eleştiren ebeveyinler’dir. Çekinik Ben: Savunmacı, özür dileyen, çaresiz, güçsüz olarak ve güçsüzlük numarası yaparak, kurban rolü oynayarak kontrolü elinde tutar. Bu yön sorumluluk almamak için sebepler bulan pasif yöndür. Baskın ben ve çekinik ben sürekli bir kontrolü ele geçirme mücadelesi içindedir. Bunun sonucu olarak birey kontrol eden ve kontrol edilen olarak ikiye bölünür.

Boş sandalye tekniği: Danışanın içselleştirdiği şeyleri ortaya koymasına yönelik bir tekniktir. Terapist iki sandalye kullanır. Danışandan sandalyeden birine oturup tam anlamıyla baskın benliğini oynamasını, sonra diğer sandalyeye geçip çekinik benini oynamasını ister.

Bu alıştırmanın amacı, her insanda var olan kutuplaşmalar ve çatışmalar arasında daha yüksek düzeyde bir bütünleşme sağlamaktır. Amaç kişiyi belli özelliklerinden kurtarmak değil, kutuplaşmaları kabul edip bu kutuplarıyla yaşamayı öğretmektir. Teknik danışanın anne-babasından alıp kendine bütünleştirdiği yönleri tanımasına yardımcı olur.

2) GRUP ÜYELERİNİN HER BİRİNİN KİŞİSEL PAYLAŞIMLA YA DA İFADE İLE GRUBA KATILIMI: Grup üyelerinin her birinin gruba katılımı, gruptaki bir kişiden diğer kişilere giderek her biriyle ya konuşmasını ya da bir şey yapmasını istemeyi içeren alıştırmadır. Amaç kişinin kendisiyle yüzleşmesini, kişisel risk almasını, kendini açmasını sağlamak, yeni davranışları denemek, büyümek ve değişmektir.

Daire yapma: Örneğin: gruptaki üyelere güvenmediğini ve bu yüzden kendini açamadığını söyleyen bir üyeden diğer grup üyelerinin her birinin karşısına giderek ‘Sana güvenmiyorum çünkü….’ cümlesini tamamlamaları istenilebilir.

3) TERSİNE ÇEVİRME ALIŞTIRMASI: Bazı belirti ve davranışlar, altta yatan veya gizli tepkilerin tersine çevrilmesini temsil eder. Terapist ciddi ket vurmalardan ve aşırı çekingenlikten yakınan bir kişiden teşhirci rolü oynamasını ister. Yani danışan sakinse kavgacıyı, tutumluysa müsrifi oynar. Bu tekniğin temelindeki düşünce, danışanların reddetmeye çalıştıkları bazı kişisel özelliklerini kabul etmeye başlamalarını sağlamaktır.

4) DAVRANIŞIN PROVA EDİLMESİ: Kabul edileceğimizi kendimize sessiz sessiz, sıklıkla söyler dururuz. Örneğim; sahne korkusu veya kaygısı yaşarız, rolümüzü iyi yapamamaktan korkarız. İçsel prova daha fazla enerji tüketir, yeni davranışı deneme spontanlığımıza ve istekliliğimize sık sık ket vurur. Danışanlar provalarını bir danışanla yüksek sesle paylaşırlarsa sosyal rollerini desteklemekte kullandıkları pek çok hazırlık aracının daha çok farkına varırlar.

5) ABARTMA ALIŞTIRMASI: Geştalt terapinin amaçlarında biri, danışanların beden dili kullanarak gönderdikleri ince mesajların ve imaların daha çok farkına varmalarını sağlamaktır. Hareketler, duruşlar, mimikler anlamlı iletişim sağlayabilir. Danışandan kendisiyle ilişkili ve içsel anlamı açıklayan hislerin şiddetini arttırarak, hareket ve mimikleri abartarak tekrar emesi istenir.

Abartma tekniğinde kullanılan bazı davranış örnekleri: Danışman danışanın söylediği bir şeyi yakalarsa, bunu daha yüksek sesle söylemesini isteyebilir. Abartma alıştırmasına araç olan davranış örnekleri; titreme, kambur durma ve omuzları eğme, yumrukları sıkma, kaşları çatma, yüz ekşitme, kolları çaprazlamadır. Bir danışan bacaklarının titrediğini söylüyorsa, terapist danışandan ayağa kalkmasını ve titremeyi abartmasını isteyebilir. Daha sonra danışandan bacaklarını konuşturmasını isteyebilir.

6) DUYGULARLA BAŞ BAŞA KALMA: Bir çok danışan, hoş olmayan hislerinden sakınmak ve korktuğu bir uyarıcıdan kaçma arzusu gösterir. Danışanın kaçmak için ısrar ettiği, hoş olamayan hislerine gelindiği zaman terapist bu hisleri sürdürmesi için danışanı zorlar. Terapist danışanların sakınmak istedikleri ne olursa olsun, sürdürmeleri ve şu anda hislerin daha derinine inmeleri ve yaşamaları için cesaretlendirirler.

7) RÜYALAR İLE ÇALIŞMADA GEŞTALT YAKLAŞIMI: Geştalt yaklaşımı rüyaları yorumlamaz. Asıl amaç, rüyaları hayata döndürmek ve onları şimdi oluyormuşçasına tekrar yaşamaktır. Rüya şimdide canlandırılır ve rüyayı gören kişi rüyasının bir parçası haline gelir. Rüyanın her bir bölümü kişinin yansıması olduğu varsayılır. Bir rüyanı tüm değişik bölümleri bir danışanın aykırı ve olumsuz yanlarının ifadesidir. Freud rüyayı ‘bilinç dışına giden en kolay yol’ olarak nitelendirmiştir ancak Perls’e göre rüyalar ‘bütünleşmeye giden en kolay yoldur.’ (s: 235)

ÇOK KÜLTÜRLÜ BAKIŞ AÇISINDAN GEŞTALT TERAPİ Geştalt terapi, bir çok yönden kültürel olarak farklılık gösterenlerle, çalışırken etkili olabilir. Geştalt deneyleri, bireylerin kendi kültürlerini algılamalarına yardımcı yardım için kullanılabilir. Danışan terapist ilişkisi ‘şimdi’ ye odaklandığı için, terapist kültürler arası engellere köprü kurma fırsatı bulur. Bazen geştalt deneyleri, danışanın ana dilinde sürdürülebilir.

Diğer bir bakış açısından, başka kültürlerden insanlarla çalışırken, geştalt terapisi sorun yaratabilir. Bunun sebebi, geştalt terapisi derin duygular uyandırdığından, kültürler duyguları ifade etmeyi engellediği için, bazı insanlarda sorun oluşabilir.

STAN OLGUSUNA GEŞTALT TERAPİNİN UYGULANMASI Geştalt terapistinin Stan’e yaklaşımı: Stan’in ebeveynleri, kardeşleri ve eski eşiyle bitmemmiş işleri üzerine odaklanılabilir. Stan’in bitmemiş işlerinin temelde kırgınlık duygusu olduğu ve bu kırgınlığı kendi kendine yönelttiği ortaya çıkmıştır. Terapi süresince Stan’in şimdiki yaşam durumu incelenerek aynı zamanda, onun diğer kişilerle ilişki kurmasına etki eden geçmiş duygularını yeniden yaşaması sağlanabilir.

Terapistin görevi, ona daha önce aldığı kararlarının artık bir işe yaramadığını göstermek, çevresini yeniden yaratmada yardımcı olmaktır. Aslında, Stan’in çocukluk yıllarında kendisiyle ilgili kararlarının artık uygun olmadığını öğrenmesi gerekmektedir. Stan’in en önemli kararı şudur: ‘Ben aptalım ve ben olmasam her şey daha iyi olurdu. Ben zavallıyım.’ Stan sahip olduğu kültürel mesajlardan etkilenmiştir. Psikolojik danışmanı, değerleri ve ait olduğu kültürel değerler de dahil olmak üzere onun kültürel geçmişiyle ilgilenmektedir.

Stan’in psikolojik danışmanı onu oturum başladığında neyin şekil olduğuna dikkat etmesi için yüreklendirir. ‘Bugün danışma oturumuna başlarken ne hissediyorsun?’ gibi müdahalelerde bulunabilir. Amaç, Stan için en çok enerji ya da uygunluğu kapsayacak şekle odaklanmaktır. Bir şekil belirlendiğinde, yapılması gereken ilgili deneyler aracılığıyla Stan’in bu düşünceye, duyguya, beden duyarlılığına ya da anlayışa ilişkin farkındalığını arttırmaktır.

Terapist, Stan’den çocukken ona nasıl davranması, hissetmesi ve düşünmesi gerektiğini öğreten kişilerden bazılarının ‘yerine geçmesini’ isteyebilir. Böylece çocukluğuna dönebilir ve onlara en çok acı çektiği ve karışıklık hissettiği yerden cevap verebilir. Stan duygularını ortaya çıkarmaktan çok gizlemeyi öğrenmiştir. Bunu anlayan danışmanı, onun duygularının içine girmekle ilgili endişelerini keşfeder. Ona duygularını tam olarak ve daha özgürce yaşamak isteyip istemediğini değerlendirmesinde yardım eder.

Stan duygularını yaşamaya karar verdiğinde: Terapist ona neyin farkında olduğunu sorabilir. Stan eski eşini aklından çıkaramadığını söyler. Terapiste o ilişkiden sonra ne kadar acı çektiğini ve tekrar incinme korkusuyla böyle bir ilişkiye başlamaktan korktuğunu anlatır. Terapist Stan’den kendisi üzerine odaklanarak şu anda neyin onun için önemli olduğunu belirlemesini ister. Stan şu yanıtı verir ‘İncindim ve bana acı yaşatmasına izin verdiğim için kızgınım.’

Terapist Stan’dan sanki bu acı durum şimdi ve orada oluyormuş gibi, eski eşiyle aynı yerde olduğunu düşünmesini ister Stan, belki de ‘doğrudan’ eşine yönelik konuşarak, sembolik olarak olayı hayalinde canlandırır ve yeniden yaşar. Psikolojik danışmana kızgınlıklarından, kırgınlıklarından bahseder ve sonunda eski eşiyle bitmemiş işini tamamlamaya yaklaşır.

Bir deneye karar verildiğinde, harekete geçilir ve araştırma yapılır Bir deneye karar verildiğinde, harekete geçilir ve araştırma yapılır. Bu noktada seans sona erer ya da Stan ortaya çıkan bir sonraki önemli figüre katılmaya çağrılır. Geştalt terapiyi uygulama, terapistin şekil oluşumunu danışanla kaynaştırmasını içerir.

İzleme Çalışması: Geştalt Yaklaşımını Benimseyen Bir Terapist Olarak Yapabilecekleriniz Geştalt yaklaşımını benimseyen bir psikolojik danışman olarak Stan’e nasıl psikolojik danışmanlık yapacağınıza karar vermek için kullanılan sorular: Stan’le oturuma nasıl başlayabilirsin? Bir geştalt terapist olarak izlemesi için ona bir yön verecek misin? İşi başlatması için onu bekleyecek misin? Ondan bir önceki oturumda kaldığı yerden devam etmesini isteyecek misin? Ona şekilsel gelen konu ya da temaya bağlı kalacak mısın? Stan olgusunda hangi bitmemiş tanımlayabilirsin? Onun çaresiz kaldığı anlar senin de kendi yaşamından bazı kesitlerin hatırlıyor mu ? Onun geştalt terapisi olarak,eğer senin kendi bitmemiş işlerini ortaya çıkarırsa Stan’la nasıl çalışabilirsin?

Stan’ın geştalt terapisi Stan’a eski eşiyle yaşadığı acı kızgınlık ve incinmeyle başa çıkmasını yardım etmek için bir deney oluşturdu Stan‘ın ortaya koyduğu materyalle nasıl çalışabilirsin ? Nasıl bir deney tasarlardın ?ne çeşit bir deney oluşturacağına nasıl karar verirdin ? Stan ‘ın kültürel mesajlarıyla nasıl çalışabilirsin ? Onun kültürel değerlerine saygı duyup sahip olduğu kültürün onu bu gün nasıl etkilediği ile ilgili değerlendirme yapmaya o nu yüreklendirir miydin?

GEŞTALT TERAPİNİN KATKILARI Geştalt terapi geçmiş yaşantıları günümüze getirerek geçmişin canlı bir şekilde aktarıldığı heyecan verici bir yol önermesidir. Cain(2002) katkıları şöyle sıralar: Kişinin kendisiyle, diğerleriyle ve çevreyle ilişkisine büyük önem verilmektedir. Terapide otantik ilişkiler ve diyalog merkezli bir rol oynamaktır. Alan kuramı, fenomenoloji ve farkındalığa vurgu yapılmaktadır.

İçinde bulunulan zamana odaklanarak, danışanın şimdi ve burada deneyimi yaşaması hedeflenmektedir. Deneysel öğrenme için bir yol gösterici olarak aktif deneylerin yaratıcı ve anlık kullanımı yararlı olmaktadır.

GEŞTALT TERAPİSİNİN SINIRLILIKLARI VE BU YAKLAŞIMA GETİRİLEN ELEŞTİRİLER Geştalt terapiyle ilgili eleştirilerin çoğu eski yorumlarla ya da yüzleştirmeyi vurgulayıp kişiliğin bilişsel faktörlerini önemsemeyen Perls’in tarzına yöneliktir. Günümüz geştalt uygulaması terapist ve danışan arasındaki ilişkiye ve diyaloga büyük önem verir.

Geştalt terapistleri oldukça etkin ve emir verici bir tarza sahiptirler ve eğer duygusallık, zamanlama, yaratıcılık, empati ve danışana saygı gibi özelliklere sahip olamazlarsa yaşantıları kolaylıkla bumerang etkisi yaratabilir. Geştalt terapinin etkili olabilmesi için terapist yüksek düzeyde kişisel gelişime sahip olmalıdır.